Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

22 Kasım 2024, 12:17:08

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 403
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 355
Total: 355

Başörtülüler için "ikna odaları" kuran Nur Serter hakkında suç duyurusu

Başlatan kilimanjaro, 06 Kasım 2010, 02:54:14

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter'in İÜ Rektör Yardımcılığı görevinde bulunduğu dönemde üniversitede öğrenci olan 2 kişi, 'ikna odaları'nda baskıya maruz kaldıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Sultanahmet'teki İstanbul Adalet Sarayı'na kendilerine destek veren kişilerle gelen Hanife Gökdemir ve Nevin Karakuş, basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Gökdemir ve Karakuş, İÜ'de öğrenci oldukları dönemde başörtülerini çıkarmaları konusunda ikna edilmeye çalışıldıklarını belirterek, yaşadıklarını anlattılar.

Nur Serter'in Star gazetesinde 1 Kasım'da yayımlanan röportajında, bu uygulamaya ilişkin video görüntüleri olduğunu söylediğini, görüntülerin delil niteliği taşıdığını ve yeni ortaya çıkmış olması nediyle zaman aşımının da dolmadığını, bu nedenle şikayetçi olmaya karar verdiklerini ifade eden Gökdemir ve Karakuş, daha sonra hazırladıkları suç duyurusu dilekçesini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sundu.

Suç duyurusu dilekçesinde şikayetçilerin, 1996 ile 2001 yılları arasında İÜ'de öğrenim gördükleri aynı dönemde Nur Serter'in Üniversitenin Rektör Yardımcılığı görevinde bulunduğu bildirildi.

Şikayetçiler, öğrenimlerinin ilk yıllarında başörtülü olarak üniversite kampüsüne girmelerinde ve ders takiplerinde sıkıntı yaşamadığını anlattıkları dilekçede, daha sonra başörtüsü kullanmalarının sorun haline geldiğini ifade ettiler.

Gökdemir ve Karakuş'un kamuoyunda ''ikna odaları'' olarak bilinen odalarda başörtülerini çıkarmaları konusunda ikna edilmeye çalışıldıkları kaydedilen dilekçede, bazı öğrencilerin, bu odalardaki uygulamaların kamerayla kayıt altına alındığını bildirdiklerine yer verildi.

Gülşen Demirkol Özer'in ''ikna odaları''na alınan kız öğrencilerin anılarını derlediği ''Psikolojik Bir İşkence Metodu Olarak İkna Odaları'' adlı kitabındaki bazı anlatımlara da yer verilen dilekçede, Nur Serter'in Star gazetesinde yayımlanan röportajında, bu uygulamaya ilişkin video görüntülerinin bulunduğunu, bunları bir dava açılırsa kanıt olarak sunmak için kaydettiğini ve sakladığını, aradan 12 yıl geçtiğini artık imha edeceğini söylediği kaydedildi.

Söz konusu kamera kayıtlarının açılacak ceza ve tazminat davalarında delil teşkil edeceği vurgulanan dilekçede, bu kayıtların Serter tarafından imha edilmeden el konularak adli emanette muhafaza altına alınması istendi.

İÜ Rektörlüğünün de bu çekimlere müsaade ederek ve kayıtları üçüncü kişilere vererek suç işlediği ifade edilen dilekçede, Nur Serter, İÜ Rektörlüğü ve ''ikna odaları''nda psikolojik baskı amacıyla bulunan diğer kişiler hakkında, ''kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak'', ''inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellemek'', ''özel hayatın gizliliğini ihlal etmek'', ''kişisel verilerin kaydedilmesi'', ''verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirmek'', ''kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanmak'' ve ''suç delillerini yok etmek, gizlemek veya değiştirmek'' suçlarından soruşturma yapılarak, kamu davası açılması istendi.

AA
http://www.haber7.com/haber/20101105/Iknaci-Nur-Serter-icin-suc-duyurusu.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

CHP'li Serter, öğrencilerden habersiz kaydettiği ikna odası görüşmelerini saklamakta hala ısrarlı.

EBRU BARAN İSTANBUL

İkna odalarının mucidi CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nur Serter, öğrencilerden habersiz yapılan ikna odaları kayıtlarını teslim etmemekte kararlı olduğunu söyledi. İkna odası mağdurlarının tanıklıklarını kitaplaştıran Gülşen Demirkol Özer, "Öğrencilerin hiçbiri içeride bir kamera kaydı yapıldığından haberdar değildi. Ya  okuldan atılırsın ya da başını açarsın baskısıyla ikna ettiler" dedi. 

SADECE 10 BİN ÖĞRENCİ VAR

Serter'in "İkna odası kasetleri bende ama artık imha edeceğim" açıklamasının yankıları sürüyor. Serter'in açıklamasının ardından, "Bizim kamera kaydına alındığımızdan haberimiz yoktu" diyen  mağdurlar suç duyurusu için sıraya girdi. Bu gelişmeleri değerlendiren Nur Serter şunları söyledi:

"Zaten sadece İstanbul Üniversitesi'nin Avcılar Kampüsü'nde yeni kayıt yaptıran 10 bin öğrenciyi kayda aldık. Üniversitenin diğer fakültelerinin rektörlüğün kararı olmadan kendi inisiyatiflerine dayanarak öğrencilerle görüştüler. Bu kayıtları kimseye teslim etmem, çünkü bu hususta öğrencilerin mahremiyeti söz konusu. Kaldı ki tüm kayıtlar da bende değil. Kayıtların bir kısmı da İstanbul Üniversitesi'ndeydi. Ayrıca aradan 12 yıl geçtikten sonra bunu gündeme taşımak bir intikam operasyonudur."

SERTER KAYITLARDAN MUTLU OLUYOR

İstanbul Üniversitesi'nde 1998 yılında yaşananları anlatan 'Bir işkence metodu olarak ikna odaları' isimli bir kitabı yazan Gülşen Demirkol Özer, ikna odalarından çıkan öğrencilerin tanıklıklarını not ettiğini belirterek "Öğrencilerin hiçbirinin içeride bir kamera kaydı yapıldığından haberi yoktu" dedi. Özer, şunları söyledi:

"Nur Serter, bunları imha edeceğim, ettim dese bile etmeyecektir, saklayacaktır. Çünkü o odalarda öğrencilere zorla 'başörtüsünü ailemin zoruyla takıyorum, aslında eğitim için başımı açmak isterim' gibi şeyler söylettiler. Serter, bu cümlerin olduğu kayıtlardan mutluluk duyuyor ve bunları belki ileride de kullanmak için hep elinde tutmak isteyecektir. Aslında şuan yapılacak en doğru şey, savcılık emriyle Serter'in elindeki bu kayıtlara el konulmasıdır. Asıl gerçekler o kayıtlar gün yüzüne çıktığında belli olacak."

İHMAL İLE TCK'DAN YARGILANIR

• Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkan Bilal Çalışır, Nur Serter hakkında bir soruşturma başlatılabileceğini belirterek şunları söyledi: "Üniversite adına alınan kamera kayıtlarının kendi elinde bulunması zaten 'görevi suistimal' suçuna girmekte. Bunun yanında bir de öğrencilerin bilgisi olmadan bu kaydı gerçekleştirmeleri de ayrıca TCK'nın gizli kayıtla ilgili maddesinden yargılanmasına neden olur. Eğer öğrencilerin yaptığı suç duyuruları neticesinde savcılık soruşturma başlatır ve kamera kayıtlarını Serter'den isterse Serter'in bu kayıtları vermesi gerekir."

İkna odalarının içinde ter dökenler anlattı

• Gülşen Demirkol Özer'e, Avcılar Kampüsü ikna odasında yaşadıkları anlatan ancak ismini açıklamayan bir öğrenci yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "'Senden sadece başını açmanı istiyoruz' dediklerinde kendime geldim. Benden ne istediklerini anladım. Kadın sürekli konuşuyordu. Kafam karıştı. O sırada kameranın cızırtısını fark ettim. 'Bu kamera neyi çekiyor' dedim. 'Şenliği çekiyor' diye yanıtladılar. 'Bu şenlik mi? Evet, şenlik' İşte o an kan beynime sıçradı. Bağırmaya başladım. Susun, çekmeyin istemiyorum dedim. Kendimi dışarı atmaya fırsat bulamadan, beş altı kişi etrafımı sardı. Aralarında polis de vardı. 'Demek gerçekten zorla baş açtırıyorlar' diye düşündüm."

Özer'in kitabında öğrencilerin anlattığı çarpıcı örnekler şunlar:

• Önünüzde tek şart koşuluyor Ya okuldan ayrılıp rezil olacaksınız, ya başınızı açacaksınız. Burası Türkiye'nin en iyi okulu' gibi şeyler söyleyerek kaybettiklerimizi saydı.

• ...Nasıl örtündün, kendi isteğinle mi? tarzındaki sorulardan sonra, sağlığın için iyi değil başörtüsü. D vitamini kemiklerin için gerekli ama alamıyorsun, saçların da sağlıksız oluyor tarzında sözler söylediler.

• Oraya gittiğimde İlahiyat'tan bir öğretim üyesi Kur'an'da başörtüsünün olmadığını, bahsedilen ayetin ziynet ile alakalı olduğunu, dolayısı ile başörtünün gereksiz olduğunu söyledi.

• 'Başını açtıktan sonra, benim koluma gireceksin, birlikte okulun içinde bir tur atacağız' dedi. Aksi takdirde, 1 aydan 6 aya kadar uzaklaştırma alıyorsunuz.

• Sana burs veririz. Bu okulda daha iyi bir gelecek sağlarız. Yani vakıflardan, şuradan buradan sağlanan bursların dışında, Rektörlük bursu veririz deniliyor. Ayrıca iş imkanları sağlanıp, okulda kalabilirsin, kariyer yapabilirsin şeklinde şeyler de söyleniyor. Daha çok parayla ilgili teklifler. Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan

YARIM SAAT DAYANABİLDİM

Bana da ikna görevi verildi

• Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, 2008 yılında verdiği bir röportajda, ikna odalarında görev aldığını ama yarım saat bile dayanamadığını dile getirmişti. İşte o röportajda yer alan Arıboğan'ın ifadeleri: "Yasak yıllar önce İstanbul Üniversitesi'nde uygulanmaya başlandığında yönetim, bazı kadın öğretim üyelerinin ikna odalarına girmelerini zorunlu kılmış, görevlendirme vermişti. Ben de görevlendirildim, ancak yarım gün dayanabildim. Bana göre sistem, siyaset, partiler bir yana öncelikle çocukları düşünmek gerekir. İnsandan söz ediyoruz, hayatın gerçek öznelerinden. Bir tek çocuğumuzun bile korkusuna ya da gözyaşına değmez hiç bir şey." 

Başörtülülerden özür dilemeliyiz

Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, başörtüsü nedeniyle eğitim hakları ellerinden alınan öğrencileri "sürgün edilen öğrenciler" şeklinde niteleyerek, "başörtüsü nedeniyle sürgün edilen öğrencilerden özür dilemeliyiz" dedi. Başörtüsü yasağının geçmişte çok sayıda öğrenciyi mağdur ettiğini hatırlatan Prof. Dr. Nihat İnanç, şöyle konuştu: "Burası bizim göreve geldiğimiz günden bu yana hep özgürlüklerin savunulduğu yer oldu. Sadece savunulmak ile kalmadı, uygulandığı bir üniversite de oldu."

Kanunda olmayan bir konuda "emre itaat"in olamayacağına dikkati çeken İnanç, "Sürgüne gönderilen öğrencilerimiz özellikle inancından dolayı başını örten kızlarımız ve sebep ne olursa olsun kanuni dayanağı olmadan eğitim-öğretim hakkı elinden alınan evlatlarımızdan özür dilemeliyiz. Bu devlet çoğu kesimden özür diledi, sürgüne gönderilen öğrencilerimizden de özür dileyecektir" şeklinde konuştu.

http://stargazete.com/politika/utanc-odasi-kasetlerini-kimseye-vermeyecegim-haber-307970.htm

kilimanjaro



CİHAN

Başörtülü öğrenciler için İstanbul Üniversitesi'nde "ikna odaları" açan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Nur Serter'in Kadıköy Erenköy'deki evine haciz geldi. Serter icra için gelen memurları ikna edemeyince evdeki eşyalara el konuldu.

Nur Serter'e haciz şoku

Eşi Hilmi Serter'in ticari faaliyetlerinden dolayı sıkıntılı günler yaşayan Nur Serter'in evi, çilingir yardımıyla açılarak değerli eşyalarına el konuldu. Daha önce mahkeme kararıyla haczedilmesine karar verilen değerli 2 tablonun ise evde bulunmadığı anlaşıldı. Polisin güvenlik önlemi aldığı haciz işlemi sırasında Nur Serter'in Ankara'da olduğu belirtildi.

İddiaya göre, Nur Serter'in eşi Hilmi Serter, birlikte iş yaptığı Suat Yüksel'e 11 Mayıs 2009 tarihinde 36 bin TL'lik bir senet verdi. Suat Yüksel ise, senedi ortağı Mehmet Demirel'e ciro etti. Hilmi Serter'in imzasını taşıyan ve ödeme tarihi 29 Mayıs 2009 olan senet, gününde ödenmedi. Alacaklı Mehmet Demirel, durumu Hilmi Serter'in eşi CHP Milletvekili Nur Serter'e iletti. Senedin kopyasını faksla isteyip inceleyen Nur Serter, "Kocam borcunu ödeyecek, ödemezse ben öderim." sözü verdi. Ancak aradan geçen sürede alacağını tahsil edemeyen Mehmet Demirel, Serter'in adresini tespit ederek yasal işlem başlattı.

EVLERİNDEKİ BÜTÜN EŞYALAR HACZEDİLDİ

Mehmet Demirel alacağını icra yoluyla tahsil etmek üzere mahkemeye başvurdu. Kadıköy 8. İcra Müdürlüğü'nün yazılı emriyle başlatılan icra işlemi için Hilmi-Nur Serter çiftinin Erenköy Ülke Sokak Numara 14/7'deki evine giden icra memurları ile alacaklı avukatı kapıyı açtırdı ve evdeki kayda değer bütün eşyalar haciz listesine alındı. Haciz listesine eklenen 4 parça bilgisayar, faks, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, televizyon, klima, yatak odası takımı, yemek odası takımı, koltuk takımı ile 2 adet resimli tablo, apartman görevlisine teslim edildi.

Bu süre içinde Nur -Hilmi Serter çiftinin borcunu ödemesini bekleyen Mehmet Demirel, umduğunu bulamayınca alacağını tahsil etmek için kapıya dayandı. Haciz memurları ve polis eşliğinde Nur-Hilmi Serter'in kapısını çalan Demirel, karşısında yine kimseyi bulamadı. Eşyaların teslim edildiği ve evin anahtarının da bulunduğu apartman görevlisi de bulunamayınca çilingir çağrıldı. Güçlükle açılan çelik kapıdan içeriye giren haciz memurları, evde bulunan bazı eşyalara el koydu. Daha önce haciz listesine eklenen ve değer tespiti yapılan 2 tablonun da aralarında bulunduğu bazı eşyaların evden götürüldüğü belirlendi. Nur Serter'in evde bıraktığı 2 adet televizyon, buz dolabı, çamaşır makinesi, plazma tv, müzik seti ile bazı tablolar kamyona yüklenerek götürüldü.

"TEHDİT EDİLİYORUM"

Alacaklarını haciz yoluyla tahsil etmeyi düşünen Mehmet Demirel, Nur-Hilmi Serter çiftinin yasalara aykırı olarak mal kaçırıldığını iddia etti. Haczedilen mallar listesinde bulunan bazı değerli tabloların bulunamadığını söyleyen Demirel, Nur Serter'in Ankara'daki evini tespit ederek yasal işlem yaptıracağını söyledi. Her gün defalarca tehdit edildiğini de belirten Mehmet Demirel, alacaklarını tahsil edene kadar Nur-Hilmi Serter çiftinin peşini bırakmayacağını söyledi. Demirel, "Alacağımı tahsil etmek için yasal işlem başlattım. Mahkeme kararıyla haciz işlemi yaptırıyorum. Nur Serter ve eşi Hilmi Serter telefonlarımı açmıyorlar. Onların yerine başkaları arayarak tehdit ediyorlar. Kimseden korkmuyorum. Alacağımı tahsil edene kadar bu işin peşini bırakmayacağım. Evde değerli hiçbir eşya bırakmamışlar. Daha önce tespit edilen tablolar da şimdi yok. Evden götürmüşler. Kendilerine mal kaçırmadan dolayı yeniden dava açacağım." dedi.

Kamyonete yüklenen eşyalar yediemine teslim edilmek üzere götürüldü.

Ulusal Strateji Merkezi'nin (USMER) 23 Ekim tarihinde düzenlediği başörtüsü ve laiklik konularının tartışıldığı panele katılan Nur Serter, haciz işlemleriyle ilgili soruyu, "Bu iddialar yalan, düzeltmesi yarın gazetelerde çıkacak." şeklinde cevaplamıştı.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1052477&title=nur-serter-icra-memurlarini-ikna-edemedi
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.