Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

22 Kasım 2024, 08:05:14

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 403
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 358
Total: 358

Haline münasıp ev haczi

Başlatan Ali ÇETİNKAYA, 02 Ocak 2011, 20:13:38

« önceki - sonraki »

Ali ÇETİNKAYA

Kolay Gelsin Yusuf bey bir arkadaşımın başındaki olay hakkında bilgi almak isterim
Vergi Dairesi Borcu 45.000
Tek Evin Piyasa Değeri 90.000 (Yaklaşık Olarak)
Ev için haczedilmiş
Bu haczi kaldırtabilirmiyiz yoksa borç ödenmediği sürece kaldıramazmıyız
Ayrıca Tek ev en ucuz evlerden yani daha ucuz ev bulmak imkansız gibi illa bu evin satılması mı gerekir
ve Borçlu için haline munasır ev değerini kim belirleyecek biz belirletebilirmiyiz
Yardımlarınız için teşekkürler

Avukat

Merhabalar. 6183 Sayılı Kanun'un 70. maddesinin 11. bendine göre, Borçlunun haline münasip evi "ancak evin değeri fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılabilir." Bu hükme göre borçlunun haline münasip evi mahkeme tespit edecektir. Şayet mahkeme, borçlunun haline münasip evin hacizli taşınmazdan pahaca daha düşük değerdeki bir taşınmaz olduğu kanaatine varırsa, elbette hacizli taşınmaz satılacak, fakat elde edilecek bedelden öncelikle mahkemece borçlunun haline münasip ev için belirlenen bedel borçluya ödenecek, kalan tutar ise haczi koyduran idareye teslim edilecektir. Bu arada meskeniyet itirazını, yani haczedilmezlik şikayetini haczin öğrenilmesinden itibaren yedi günlük hak düşürücü süre içinde yapmanız gerektiğini de hatırlatırım. Aşağıda konuyla ilgili emsal bir Yargıtay Kararı bulunmaktadır. Kolay gelsin...


Önemli not: Çok kısıtlı ve yanıltıcı olabilecek açıklamalara istinaden yapılan yukarıdaki değerlendirmeler, bu bölümde yer alan konu/soru hakkında kişileri en temel düzeyde bilgilendirme amacına matuftur. Bu tür konular her yönden ayrıntılı bir inceleme/araştırma yapılmasını gerektirir ve bu da ancak profesyonel yardım ile mümkün olabilir. Bu sebeple haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz ve herhangi bir hak kaybına maruz kalmamanız için bir avukatla anlaşmanızı ve avukatınızın yönlendirmeleri istikametinde hareket etmenizi tavsiye ediyorum.



T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E:2007/21237
K:2007/24005
T:24.12.2007

2004 s. Yasa m. 82/12

Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: 
İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK'nın 438. ve İİK'nın 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından, bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
İİK'nın 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten  sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Ayrıca, borçlu hakkında birden fazla icra takibinin varlığı halinde, her dosya için ayrı ayrı meskeniyet şikayetinde bulunulması mümkündür. Bu durumda, her takip için başvurunun süre ve esasla ilgili kuralları müstakil olarak değerlendirilmelidir. Borç miktarının toplanması suretiyle sonuca gidilmesi yukarıda açıklanan madde içeriğine aykırıdır.
O halde, mahkemece İİK'nın 82/12. maddesi esas alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.