Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 11:19:47

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 547
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 397
Total: 397

Şeker tüketimine dikkat! Şekerdeki zararlı maddeler vücuttan atılamıyor

Başlatan kilimanjaro, 19 Ocak 2011, 16:33:48

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Görüştüğümüz konu uzmanı doktorların ittifak ettiği acı gerçek: Şekerle birlikte vücuda giren zararlı maddeler, hiçbir şekilde dışarı atılamıyor.
Yani, fazla yağları hareket etmekle, spor yapmakla yakabilir, eritebilirsin. Tuzun fazlasını da terleme yoluyla dışarı atabilirsin. Ancak, bilhassa kesme şekerin içindeki maddeleri hiçbir şekilde dışarı atamıyorsun. Bunlar, zaman içinde hastalık yapıyor, ya da çeşitli hastalıklara zemin hazırlıyor, kolaylık sağlıyor.

***

Şeker özlemi bastırılabilir mi?

Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU, Hürriyet Gazetesi

Büyük küçük, genç yaşlı fark etmiyor, hepimiz fazla miktarda şeker tüketiyor, şekerli şeyler yiyip içiyoruz.
Bu durumun suçlusu yalnız biz değiliz, yiyecek içecek üreticilerinin de payı var: Onlar da şekeri (veya fruktoz şurubunu) eskisinden daha çok kullanmaya başladılar.
Neticede bedenlerimiz binlerce yıldır makul miktarlarına alıştığı şekerin hücumuna uğrayınca şaşırıp kaldı. Bu şaşkınlık yalnız metabolizmamıza değil, davranışlarımıza bile yansıdı.
Şeker deyince hepimizin aklına çaya, kahveye attığımız şeker ya da yemek üstüne yediğimiz tatlılar geliyor. Oysa sorun oldukça farklı.
Yüzlerce yiyeceğin, içeceğin orasına burasına bir şekilde şeker de sokuşturulmuş durumda! Biz onları farkına varmadan ama sürekli ve düzenli bir şekilde tüketip duruyoruz.
Örnek vermek gerekirse; bir kutu meşrubatta (veya bir şişe gazozda) neredeyse 8-10 adet kesme şekere eşdeğer şeker var! Marketten aldığımız et suyunun, hazır çorbaların, dondurulmuş bazı gıdaların içinde şeker olabiliyor.
"Sağlık olsun diye" yediğimiz meyveli yoğurtlar bile şeker bakımından masum değil, tat versin diye onlara da şeker ekleniyor. Kahvaltı gevrekleri ve daha pek çok yiyecek içecek şeker ihtiva edebiliyor.

NEDEN ÖNEMLİ?
Son zamanlarda en tehlikeli sağlık sorunları haline geldikleri tekrar tekrar yazılıp çizilen, haklarında uyarıcı toplumsal kampanyalar düzenlenen "insülin direnci, metabolik sendrom, kilo fazlalığı, obezite, şeker hastalığı" gibi sorunların da arkasında öncelikle işte bu aşırı şeker tüketimi sorunumuz var. Yani temel suçlu önce o!
İnsanlığın geleceğini tehdit eden en büyük belalardan biri haline gelen çocuk obezitesi probleminin temel nedenlerinden biri de aynı: Şeker tüketiminin artması! Yaşlı insanları korkutan Alzheimer hastalığının da fazla şeker tüketimi ile yakından ilişkili olduğu biliniyor.
Mesela Amerika'da yapılan yeni bir çalışma (Alabama Üniversitesi), kötü beslenme alışkanlıkları içinde Alzheimer'ı en çok tetikleyen şeyin aşırı şeker tüketimi olduğunu gösterdi.
Şeker tüketiminin fazlalaşması, diş sağlığı için de önemli bir tehdit. Özellikle çocukluk yaşlarından başlayarak aşırı şeker tüketmek diş sağlığını önemli ölçüde bozuyor.
Fazla şeker tüketiminin kanser ile de ilişkisi olabileceği biliniyor. Mesela dört yıl önce İsveç'te yapılan bir çalışma, fazla şeker tüketiminin pankreas kanserine yakalanma ihtimalini artırdığını net bir şekilde ortaya koydu.
Ne yapmalı?
Aşırı miktarda şeker tüketme yanlışından en kısa zamanda, hatta hemen bugün dönmemiz lazım.
Son 50 yılda insanlık âlemi yeni bir hayat döngüsüne girdi. Bu döngüde daha fazla kalori tüketmek, ayaküstü atıştırmalarla yetinmek, yemeği bir zaman kaybı gibi düşünmek ve hazır besinlere daha çok güvenmek gibi yüzlerce yanlış var.
Bunların bir kısmını hemen düzeltmek mümkün değil. Ama en azından şeker tüketimi konusunda (tuz tüketiminde olduğu gibi) dikkatli davranmalıyız.
Mesela yiyecek içeceklerimizi şeker eklenmemiş olanlardan tercih etmeli, şeker ihtiyacımızı doğal yollardan özellikle de meyvelerden karşılamaya çalışmalıyız.
Besinlere mümkünse şeker eklememeli ya da en azı ile yetinmeliyiz. Paketlenmiş gıdaları satın alırken içinde aşırı şeker yükü bulunup bulunmadığını kontrol etmeliyiz.
"Sağlıklı şeker" aldatmacalarına kanmamalı, vücut açısından beyazı, kahverengisi, fruktoz şurubu gibi farkların söz konusu olmadığını unutmamalıyız. Yapay tatlandırıcılardan uzak durmalıyız.
Meyve tüketirken bile fazla miktarda fruktoz yüklü olanlar (incir, üzüm, karpuz) yerine diğerlerini (elma, portakal, mandalina) tüketmeli, meyve suyu konsantrelerini yüzde 100 saf da olsalar makul miktarlarda içmeliyiz.
Ölçüsüz ve dikkatsiz şeker tüketiminin bizi de çocuklarımızı da hasta edeceğini lütfen unutmayalım.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=16738960&yazarid=95&tarih=2011-01-12
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.