Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 14:48:10

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 547
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 364
Total: 364

Çekler, ibraz müddetinin bitiminden itibaren üç yıl geçince zamanaşımına uğrar

Başlatan Avukat, 29 Nisan 2011, 10:57:43

« önceki - sonraki »

Avukat

ÖNEMLİ NOT: 01.07.2012 Tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Ticaret Kanunu'nun 814. maddesi gereğince eskiden çeklerde altı ay olarak uygulanan zamanaşımı süresi üç yıla çıkartılmıştır. Dolayısıyla eski kanun dönemindeki uygulamayı yansıtan aşağıdaki Yargıtay Kararları dikkate alınmamalıdır.

6102 SAYILI YENİ TÜRK TİCARET KANUNU

   C) Zamanaşımı
   Madde 814- (1) Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
   (2) Çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.




T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/1119
K. 2006/3262
T. 22.2.2006

6762/m.692/5,707,708,726

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : İcra takibinin dayanağı olan çeklerin 31.12.2004 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiği görülmektedir. Çeklerde ibraz tarihinden sonraki bir tarihin keşide tarihi olarak yazılı olduğu tesbit edilmiştir.

Borçlular vekili tarafından zamanaşımı itirazında bulunulduğu ve mahkemece de 31.12.2004 ibraz tarihinden başlatılmak üzere TTK.nun 726. maddesinde öngörülen altı aylık zamanaşımı süresinin oluştuğu belirtilerek istemin kabul edildiği anlaşılmıştır.

TTK.nun 708/1. maddesine göre dayanak çeklerin 10 gün içerisinde muhatap bankaya ibrazı gerekmektedir.

TTK.nun 692/5. maddesi uyarınca çekte keşide gününün belirtilmesi zorunludur. Keşide gününü içermeyen senedin çek niteliği kazanmasına olanak yoktur. Bu zorunluluk anılan Yasanın 708/son fıkrasında öngörülen "yukarıda yazılı müddetler, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihten itibaren işler" yolundaki hükmün doğal bir sonucudur. Senette keşide tarihinin gerçeğe aykırı biçimde gösterilmiş olmasının çekin geçerliliğine etkisi konusunda TTK.nun "vade" kenar başlıklı 707. maddesinin göz önünde tutulması gerekir. Anılan madde hükmüyle, yasa koyucu sonraki tarihli çeklerin geçerliliğini açık bir biçimde kabul etmektedir. Yasal ibraz sürelerinin başlangıç tarihi çekte keşide günü olarak gösterilen tarihtir. Gerçek ihdas, ibraz süresi hesabının başlangıcı olamaz. Bilimsel öğretide de kabul edildiği gibi, keşide tarihi senedin gerçekten tedavüle çıkarıldığı tarih olmayıp, üzerinde yazılı bulunan tarihtir. Bu durum, çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce yada sonra tedavüle çıkarılmasına olanak vermekte, dolayısıyla ibraz sürelerini kısaltmak veya uzatmak olanağı doğmaktadır. ( 11.HD. 7.5.1981 Tarih ve 1981/1850-2241 S.K. ) ( F.Özten Kıymetli Evrak Hukuku s.1054 )

TTK.nun 726. maddesi hükmüne göre, ( Hamilin keşideci ve diğer çek borçlarına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren 6 ay geçmekle ) zamanaşımına uğrar.

Somut olayda takip dayanağı çeklerin üzerinde yazılı ibraz tarihlerine 10 günlük ibraz süresinin ilavesinden sonra 6 aylık zamanaşımı müddetinin hesaplanması halinde zamanaşımının oluşmadığı sonucuna varılmaktadır. Çeklerin keşide tarihinden önce ibraz edilmiş olması Yasanın açık hükmü karşısında sonuca etkili değildir.


Bu durumda itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA , 22.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/23581
K. 2007/1403
T. 30.1.2007

6762/m.726
2004/m.69

DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı A. vekili tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiş ve ödeme emrinin adı geçene 06.04.2006 tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir.

Borçlu vekili tarafından 5 günlük yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurularak takip dayanağı çekin takipten önce zamanaşımına uğradığının ileri sürüldüğü görülmektedir.

TTK'nun 726. maddesi gereğince hamilin, cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakkı ( ibraz müddetinin bitiminden itibaren ) altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar.

Somut olayda ibraz müddeti 12.09.2005 tarihinde sona ermiş ve takip, zamanaşımı süresi dolduktan sonra 28.03.2006 tarihinde başlatılmıştır. Bu durumda itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken olaya uygun görülmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 30.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/3416
K. 2005/778
T. 4.2.2005

6762/m.644,726,730
2004/m.68

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili bankanın Bafra Şubesinden 27.2.1997 ve 20.5.1998 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ile kredi kullanan dava dışı Kurumahmutoğlu Motorlu Araçlar San. ve Tic.A.Ş.nin teminat olarak davalının keşide ettiği çeki müvekkili bankaya ciro ettiğini, yasal süresinde ibraz edilen çekin karşılıksız çıktığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, davalı tarafından keşide edilen çekin ilamsız takip yolu ile icra takibine başlanıldığını, ancak davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece zamanaşımına uğrayan çeke ciro yoluyla hamil olan davacı kendisi ile doğrudan ilişkisi bulunmayan keşideci hakkında çek bedelinden dolayı dava açamaz gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava konusu çek ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçtikten sonra takibe konulduğundan TTK.nun 726. maddesi hükmüne göre davacı kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını kullanamaz. Ancak davacının TTK.nun 730. maddesinin yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 644. maddesinde öngörülen sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde keşideciye başvurulabileceği düşünülüp uyuşmazlığın bu yönden değerlendirilip sonuçlandırılması gerekir.

Mahkemece bu yön gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 4.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.