Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

22 Kasım 2024, 06:09:03

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 403
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 376
Total: 376

Kürt sorununda bir açılım da Ağır Ceza Mahkemesinden

Başlatan kilimanjaro, 14 Ağustos 2009, 13:01:45

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi, PKK'lı oğlunun mezarına 'şehit' yazdıran babanın beraatına karar verdi. Mahkeme, sanığın 'o andaki ruh halini' göz önünde bulundurdu.

Güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülen PKK'lı oğlunun mezar taşına "şehit" yazdırdığı için hakkında "suç ve suçluyu övmek, yasadışı örgüt propagandası yapmak" suçundan dava açılan 62 yaşındaki Ramazan Kalkan beraat etti.

Mardin'in Savur İlçesine bağlı Hisarkaya Köyü'nde, 1992'de güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülen PKK'lı Hasan Kalkan'ın Mardin'deki mezar taşına "şehit" yazdırdığı için hakkında Terörle Mücadele Yasası'nın 7/2 maddesi ve TCK'nın 215/1 maddesi uyarınca "terör örgütü propagandası yaparak suç ve suçluyu övmek" suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan baba Ramazan Kalkan, dün Özel Yetkili 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde karar duruşmasına çıktı.

Savcı mütalaasında, baba Ramazan Kalkan'ın oğlu için 5 yıl önce mezar taşı yaptırdığını, üzerine "Şehit Hasan" ifadesini, parantez içinde de örgütteki "Serhat" kod adını yazdırdığını, yine aynı taş üzerine Kürtçe "Jî Dayikbun 1974" (Doğum tarihi 1974) "Tevlîbuna Şoreş 1992" (Devrime katılış 1992) "Şehadet 1992" ibarelerinin yer aldığını belirtti. Savcı, Kalkan'ın amacının terör örgütü mensubunu yüceltmek, sahip çıkmak ve kitlelere yaymak, bulunduğu pozisyonu kutsamak ve diğer insanlara, gençlere örnek göstermek olduğunu, bu nedenle 5 yıl hapisle cezalandırılması gerektiğini savundu.

Baba Ramazan Kalkan, "Oğlum okulda ve mahallede Serhat diye çağrılıyordu. Ben bu nedenle Serhat yazdırdım. Kod isim olup, olmadığını bilmiyorum. Namazını kılan, orucunu tutan ve dini vecibelerini eksiksiz yerine getiren birisiydi. Şehit olduğunu düşünerek böyle yazdırdım. Ben ne örgütün talimatı, ne de başkasının yönlendirmesiyle bu mezar taşını yaptırdım. Evlat acısı yaşadığım için içimden öyle geldi" dedi.

TAŞ İADE EDİLMEYECEK

Mahkeme heyeti oy birliğiyle beraat kararını açıklarken, sanığın sözkonusu ibareleri örgüt propagandası amacıyla yazdırdığına ilişkin yeterli delilin olmadığını, sanığın o andaki acı ve ruh hali dikkate alındığında yapmış olduğu fiilin kasıtlı olarak yapılmadığı yönünde vicdani kanaat oluştuğunu belirtti. El konulan ve adli emanete alınan mezar taşının ise iade edilmemesini kararlaştırdı.

HUKUKÇULAR: KARAR YERİNDE

Tahir Elçi (Avukat): Karar olumlu. Bugüne kadar çok sıradan bazı gerekçelerle ağır cezalar veren mahkemelerin bir babanın hissiyatını, duygularını, oğlunun kimliği ne olursa olsun bunu görmesi önemlidir. Burada baba bir örgütü övmek, bir örgütün propagandasını yapmaktan ziyade çocuğu için beslediği duygu ve hisleri ifade etmeye çalışmıştır.

Avukat Mehmet Emin Aktar (Diyarbakır Baro Başkanı): Karar tamamen hukuka uygun. Bir eylemin suç olabilmesi için kanunda tanımlanmış olması gerekiyor. En önemlisi bu eylemi gerçekleştiren kişinin suç işleme kastıyla hareket edip etmediği. Bu açıdan bakıldığında mahkeme kararı hukuka uygun ve doğru, olması gereken bir karardır.

Avukat Sezgin Tanrıkulu (Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilcisi): Karar doğru ve yerindedir. Şehitlik kavramı toplumun değer yargılarına göre ölenin kimliğinden bağımsız olarak yakınlarının ona verdiği değeri aynı zamanda ifade eder. İnanç biçimlerine göre de şehitlik tanımı ve kavramı da farklılık gösterir.

Avukat Muharrem Erbey (İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube Başkanı): Kanun koyucu birçok yerde hakimlere yorum hakkı vermiştir. Bu karar yerinde. Ölümle beraber kişilik sona eriyor. Ölümden sonra babanın ruh halini anlamak, onunla empati kurmak, insan olmanın gereği.

http://www.haber7.com/haber/20090813/Yargi-Kurt-babaya-anlayis-gosterdi.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, taş atan 13 çocukla ilgili iddianameyi suçlananlardan ikisi 15 yaşından küçük olduğu için savcılığa iade etti.

DİYARBAKIR - Sürekli eleştirisi konusu olan polise taş atan çocukların ağır ceza mahkemelerinde yargılanmaları konusunda Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi çok önemli bir karara imza attı. Mahkeme Şanlıurfa'da PKK lideri Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarından şikâyet etmesi nedeniyle düzenlenen izinsiz gösterilerde, polise taş attıkları iddiasıyla biri kız 13 çocuk hakkında hazırlanan iddianameyi iade etti. Mahkeme, iddianameyi iade kararına gerekçe olarak sanık olarak gösterilen çocuklardan ikisinin gözaltına alındığı tarihte, sağlık kuruluşundan alınan ve 'suçun sonuçlarını anlamadıkları, davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin gelişmediği' yönündeki raporu gerekçe gösterdi.

Şanlıurfa'da, 5 Aralık 2009 tarihinde izinsiz gösteri düzenleyenlerin, polise molotofkokteyli, havai fişek ve taşlarla saldırması üzerine çıkan olaylarda, 15-17 yaşlarındaki biri kız 13 çocuk gözaltına alındı. Gözaltına alınan çocuklar savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. Dosyayı inceleyen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 13 çocuk hakkında, 'terör örgütünün propagandasını yapmak', 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek', 'tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak' ve 'örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçlarını işledikleri gerekçesiyle iddianame hazırladı. Savcılık iddianamede çocuklar hakkında 14 yıla kadar hapis cezası talep etti.

Dosyayı inceleyen Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi, eylem tarihinde 15 yaşından küçük olan Fidan K. ile İsmail Ç.'ye Şanlıurfa Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nden verilen 'cezai sorumluluk' raporununda 'Çocuklar suçu anlamıyor ve sonuçlarını algılayamıyor' tespitine dikkat çekerek iddianameyi iade etti. Mahkeme iade kararında, "Terör örgütünün propagandasını yapmakla suçlanan çocuklar, suçun anlam ve sonuçlarını algılayamıyor, suçla ilgili davranışlarını yönlendirme yetenekleri henüz gelişmiş değil" dedi.

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Canan Atabay, Türk Ceza Kanunu'nun 31'inci maddesine göre, 12- 15 yaş grubundaki çocuklarla ilgili ceza yargılamalarında mutlaka cezai sorumluluk raporunun alınması gerektiğini söyledi. Atabay, şunları söyledi: "Bu raporlarda 'Bu çocukların bu suçu anlama yetileri yoktur, eylemlerini yönlendirme yetileri yoktur' denildiğinde, dava açılmaz. Savcının bu tür durumlarda tedbir uygulaması gerekir ve çocuğu aileye teslim eder. Dolayısıyla mahkemenin kararı yerinde bir karar."

Bir de kötü haber
Diyarbakır'dan bir de kötü haber var. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır gezisi sırasındaki  izinsiz gösterilere katıldıkları ve polise taş attıkları gerekçesiyle Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Fadıl G., Mehmet A., Şahin A., Baver Ç. ve Bilal S. adlı çocuklar yedişer yıl beşer ay ay hapis cezasına çarptırıldı. Gerekçeler şöyle: 'Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, terör örgütünün propagandasını yapmak, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet. (dha, aa)

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&Date=24.02.2010&ArticleID=982083
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.