Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 21:49:13

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 547
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 393
Total: 393

işe iade davasını kazandım işveren başlatmıyacak tazminat hesaplama lütfen yardı

Başlatan bilgin06, 07 Haziran 2013, 02:44:38

« önceki - sonraki »

bilgin06

merhaba ben çalıştığım iş yerinden çıkarıldım dava açtım davayı kazandım 8 aylık maaş karar verildi iş veren kıdem ve ihbar tazminatımıda ödeyeceğini bildirdi hesaplama için yardımcı olurmusunuz lütfen...
işe başladığım tarih : 06/01    200708   01A   31/08 1   19.50 tl 31/08/2007
son ay sgk hizmet dökümü :   06/01    201009   01A    28   1,588.52 tl 30/09/2010
son aya 4 ay daha eklenecek sanırım?

Avukat

Merhabalar. Öncelikle İş Kanunu'nun 21. maddesi (maddenin tam metni aşağıdadır) gereğince kesinleşen kararın mahkemece size tebliğ edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde işverene mutlaka yazılı olarak başvuruda bulunarak mahkeme kararının yerine getirilmesi talebinizi ve bu yolla çalışma iradenizi açıkça ortaya koyun, sizde kalacak başvuru dilekçesine de kaşe-tarih-imza ile alındı yaptırıp saklayın. İşverene bizzat başvuru yapmanız zor olacaksa, bu başvuruyu noter kanalıyla da yapabilirsiniz. Aşağıda konuyla ilgili emsal bir Yargıtay Kararı bulunuyor. Hesaplama sonraki iş. Allah kolaylık versin...



     Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları
     Madde 21 - İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.
     Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.
     Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir.
     İşçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatı, yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden mahsup edilir. İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenir.
     İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.
     Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle değiştirilemez; aksi yönde sözleşme hükümleri geçersizdir.


T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E:2008/25997
K:2010/13749
T:17.05.2010

4857 s. Yasa m. 21/5, 34, 56

Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü.
YARGITAY KARARI
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşe iade davası sonunda İşçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve bunlarla bağlantılı olarak da davacının kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmayacağı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı aleyhine açtığı İstanbul 4. İfl Mahkemesi 2003/783-2004/442 sayılı dosyası ile işe iadesine karar verildiğini, dosyanın kesinleşmesi üzerine müvekkilinin 15.02.2005 tarihli noter ihtarı ile işe başlatılmasını talep ettiğini, davalının işe başlatılmadığını, boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı, ödenmeyen kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ve ödenmeyen 7 günlük ücretli izin alacağı için İcra Takibi başlatıldığını (Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğü 2005/5687) davalının sadece işe iade dosyasındaki vekalet ücreti ve yargılama gideri ile bakiye harcı icra dosyasına yatırdığını, diğer alacak kalemlerindeki takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hüküm kurulması istenmiştir. Davalı vekili, Davacının işe iade kesinleşme kararının kendisine tebliğinden itibaren yasanın aradığı 10 günlük sürede de işverene başvurmadığını,
İcra takibinde istenen boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı miktarının fahiş olduğunu, davacının son aylık brüt ücretinin 784,00.-TL. olduğunu,
Davacının icra takibi ile talep ettiği kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ve ücretli izin alacağı hakkında 07.10.2003 tarihli ibrarnameyi verdiğini, herhangi bir fazla çalışma ve izin alacağı bulunmadığının, faiz işletilmesinin de yasal olmadığını ileri sürerek davanın reddine ve davacı aleyhine %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini savunmuştur.
Yerel mahkeme "Davacı vekilinin işe iade davası kesinleşme kararını 04.02.2005 tarihinde tebliğ aldığı, 15.02.2005 tarihinde 10 günlük süre geçtikten sonra davalıya işe iade için noter aracılığı ile başvurduğu anlaşıldığından, fesih geçerli hale geldiğinden işe iadenin sonuçları olan taleplerin reddine karar verildiği ve davacı taraf fazla mesai yaptığının somut delillerle ispatlayamadığından bu talebin de reddine karar verildiği" gerekçesi ile davanın reddine hüküm kurmuştur.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, İşçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1. fıkrasına göre de işveren işe iade için başvuran İşçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az 4. en çok 8 aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir.
İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davası sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, İşçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak İşçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. (Yargıtay 9. HD. 14.10.2008 gün 2008/29383 E. 2008/27243 K.)
İşe iade yönündeki başvurunun 10 iş günü içinde işverene bildirilmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden İşçinin sorumlu olması düşünülemez.
İşverenin de İşçinin işe başlama isteğinin kabul edildiğinin 1 ay içinde İşçiye bildirmesi gerekmekle birlikte, tebligat sorunları sebebiyle bildirimin süresi içinde yapılmaması halinde bundan işveren sorumlu tutulamaz. İşverence yasal süre içinde gönderilmiş olsa da İşçinin bir aylık işe başlatma süresi aşıldıktan sonra eline geçen bildirim üzerine makul bir süre içinde işe başlaması gerekir. Burada makul süre İşçinin işe davet içeren bildirim anında işyerinin bulunduğu yerde ikamet etmesi durumunda en fazla 2 günlük süre olarak değerlendirilebilir. İşçinin işe iadeyi içeren tebligatı işyerinden farklı bir yerde alması halinde ise 4857 sayılı İş Kanunu'nun 56. maddesinin son fıkrasında izinler için ön görülen en çok 4 güne kadar yol süresi makul süre olarak değerlendirilebilir. Bu durumda İşçinin en fazla 4 gün içinde işe başlaması beklenmelidir.
İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir. işverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlama daveti olarak değerlendirilemez.
İşçinin işe iadesi sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda is sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. Fesih tarihindeki ücrete göre işe başlatmama tazminatı ödenmelidir.
İşe başlatmama tazminatının da fesih tarihindeki ücrete göre hesaplanması gerekir. İşçinin işe başlatılmadığı tarih, işe başlatmama tazminatının muaccel olduğu andır. Bahsi geçen tazminat yönünden faize hak kazanmak için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Ancak İşçinin işe iade başvurusunda işe   alınmadığı taktirde işebaşlatmama tazminatının ödenmesini talep etmiş olması durumunda işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez ve bahsi geçen tazminat muaccel olduğu anda işverence ödenmelidir.
boşta geçen süreye ait 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ise, feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Sözü edilen alacak İşçinin işe iade için başvurduğu anda muaccel olur.
Boşta geçen sürenin en çok 4 aylık kısmı içinde gerçekleşen diğer haklar kavramına, ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı ve servis gibi parasal haklar dahil edilmelidir. Söz konusu hesaplamaların İşçinin belirtilen dönemde işyerinde çalışıyormuş gibi yapılması ve para ile ölçülebilen tüm değerlerin dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte İşçinin ancak çalışması ile ortaya çıkabilecek olan arızi fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile bayram ve genel tatil günlerinde çalışma karşılığı ücret ile satışa bağlı prim gibi ödemelerin, en çok 4 ay kadar boşta geçen süre içinde ödenmesi gereken diğer haklar kıvamında değerlendirilmesi mümkün olmaz.
Boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar ile işe başlatmama tazminatı brüt olarak hüküm altına alınmalı ve kesintisiz infaz sırasında gözetilmelidir.
İşe iade davası ile tespit edilen en çok 4 aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de 4857 sayılı İş Kanunu'nun 34 . maddesinde sözü edilen özel faiz türü uygulanmalıdır. Ancak işe başlatmama tazminatı niteliği itibarıyla tazminat olmakla uygulanması gereken faiz yasal faiz olmalıdır.
Somut olayda davacı vekili işe iade dosyasının kesinleştiğine dair kararı 04.02.2005 tarihinde tebellüğ etmiştir. Müvekkilinin işe başlatılması için ihtarnameyi noterden 15.02.2005 tarihinde göndermiştir. Davacının yasal 10 ifl günü içerisinde işe başlatılması konusunda davalıya başvurduğu kabul edilmelidir. Çünkü Pazar günleri işgününden sayılmaz. Böyle olunca, mahkemenin yasada 10 ifl günü olarak düzenlenen süreyi, 10 gün olarak algılayarak süresinde işe başlama talebinde bulunulmadığı kabulü isabetli olmamıştır.
Dosya içinde bulunan bilirkişi raporu, bilgi ve belgeler bir değerlendirmeye tabi tutularak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekirken tamamının reddine hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.