Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 22:27:09

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 547
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 437
Total: 437

başkasının yerine imza

Başlatan sancik, 29 Haziran 2013, 18:43:05

« önceki - sonraki »

sancik

resmi evrakta kişinin isteğiyle kendisinin yerine başkasına imza attırması suç teşkil eder mi? mesela evrakın acil imzalanması lazım amirin imzalaması  çeşitli sebeplerden dolayı mümkün değil memura diyor ki benim yerime imza at. suç oluşur mu?

Adnanoğuz

Evet hemde tam suc teşkil eder,hic bir resmi evrak kişi adına imzalanamaz...

Adnanoğuz

Burda fakatlarda var,amir imza benim derse ve benzetme yollu imza atılırsa ortada şikayet yoksa ne sucu oluşacak .Bu gibi işlemler her kamu ve özel kuruluşlarda yıllardır oluyor,tamamen güven meselesi ve iş yürütme meselesi...

Avukat

Alıntı yapılan: sancik - 29 Haziran 2013, 18:43:05
resmi evrakta kişinin isteğiyle kendisinin yerine başkasına imza attırması suç teşkil eder mi? mesela evrakın acil imzalanması lazım amirin imzalaması  çeşitli sebeplerden dolayı mümkün değil memura diyor ki benim yerime imza at. suç oluşur mu?

Her makam sahibinin/yetkilinin bir vekili olmalı ve bu tür acil durumlarda imza vekil tarafından imzalanmalıdır. Bahsettiğiniz durum, suçun oluşumuna ve ortaya çıkmasına adeta davetiye çıkartır. Böyle bir durumdan kesinlikle kaçınılmalıdır. Aşağıda konuya ilişkin bir Yargıtay kararı bulunuyor. Kararda "adına imza atılan şahsın bilgisi ve rızası varsa suç teşkil etmez" denmesine bakmayın. Her olay kendi özelinde değerlendirilir ve mesela bankadan para çekmek için kullanılan bir yazılı talimattaki imza taklit edilmişse, hesap sahibinin rızasının olması da bir işe yaramaz. Allah kolaylık versin...



T.C.
YARGITAY
11.Ceza Dairesi
Esas: 2007/8425
Karar: 2008/617
Karar Tarihi: 06.02.2008

(765 S. K. m. 342) (5237 S. K. m. 158)

Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık Levent Ö.'in yapılan yargılaması sonunda: 765 Sayılı TCK. nun 342/1, 5237 S. K. nun 158/1-f maddeleri gereğince mahkûmiyetine dair İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 30.05.2007 gün ve 2005/17 Esas, 2007/197 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma isteyen 28.10.2007 tarihli tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
Belgelerde sahtekarlık suçlarında kast, zarar vermek bilinci ve iradesi olarak kabul edilmektedir. Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan sanığın mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura her hangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur.
Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz. Yargıtay'ın duraksamasız uygulamaları da bu yöndedir.
Bu genel açıklamalardan sonra olaya bakıldığında; P. Telekomünikasyon Elekt. San. Tic. Ltd. şirketinin suç tarihinde yetkilisi olan Cumhur İ.'ın yanında çalışıp onun sözlü talimatıyla imzaladığı çekler olduğunu savunması, şirket yetkilisi Cumhur İ.'ın, karşılıksız çek düzenlemek suçundan açılan davayı görüp beraatına karar veren İ. 6. Asliye Ceza Mahkemesinde verdiği <yetkili benim ancak başka şirket çalışanı bu çekleri keşide etmiş olabilir> şeklindeki ifadesi karşısında şirket yetkilisi Cumhur İ.'ın celbiyle sanığa çek keşide etmesi konusunda talimatı olup olmadığı varsa suça konu çeklerin bu talimat çerçevesinde keşide edilip edilmediğinin sorulması, sanık müdafii tarafından 21.11.2001 tarihli dilekçesinde bu konuyla ilgili bilgileri olduğunu belirttiği tanıkların da dinlenmesi, ayrıca dolandırıcılık suçuyla ilgili olarak ta suça konu çeklerin arka tarafında cirosu bulunan Murat D da dinlenerek gerek sanığın şirketiyle gerekse katılan şirketle ticari ilişkileri ve suça konu çekleri kimden, niçin alındığının ve ödememe sebebinin sorulması, bu çeklerle ilgili takibin yapıldığı İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2001/4954 sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.