Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

21 Kasım 2024, 21:37:23

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 342
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 22
Total: 22

velayet hakkında

Başlatan bdemiray, 15 Kasım 2009, 13:28:29

« önceki - sonraki »

bdemiray

bir kız çocuğum var velayetini almak istiyorum 01.01.2006 doğumlu annesine anne bakım ve şefkati nedeni ile verildi acaba kaç yaşına kadar bu şefkat geçerli kaç yaşından sonra velayeti talep edebilirim. Bununla ilgili yargıtay kararı varmıdır. teşekkür ederim.

Avukat

Bir başka konuda avukatınızın bulunduğunu ve boşanma davanızı bu avukatın takip ettiğini belirttiğiniz için, mesleki ahlak kuralları gereğince sorduğunuz sorulara cevap vermem yanlış olacaktır. Bu bilgileri avukatınızdan temin edebilirsiniz. Aşağıdaki iki adet Yargıtay Kararını dikkatine sunmakla yetiniyorum:

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:2009/2-49
K:2009/90
T:25.02.2009

Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli 3.Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 29.12.2005 gün ve 2005/511 E., 2005/901 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 14.06.2006 gün ve 3281-9528 sayılı ilamı ile;

(...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre sair temyiz itirazları yersizdir.

2-Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç 16.3.1998 doğumlu A...'nin Türk Medeni Kanununun 182, 336/2 maddeleri uyarınca babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır.

3-Yoksulluk nafakası isteği konusunda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.) gerekçesi ile temyiz edilen kararın 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının ONANMASINA karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda kısmen direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava boşanma isteğine ilişkindir.

Davacı vekili, davalının hatalı ve kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunu, davalının yasadışı ilişkilere girdiğini, yemek yapmayı hatta çay kahve yapmayı dahi bilmediğini, evin temizliği ile ilgilenmediğini, müşterek çocukları ile annelik ilişkisi kuramadığını bu nedenle çocuğun üstü başı kir içinde, çeşitli tehlikelere açık vaziyette ortalıkta dolaştığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu davacının kendi kusuru nedeniyle geçimsizliğe sebebiyet verdiğini, davacının hırçın yapıda ve kıskanç bir kişi olup, alkol bağımlılığı nedeniyle davalı üzerinde aşırı derecede baskı kurduğunu, davalıyı ufak tefek şeylerden dolayı azarladığını ve dövdüğünü daha sonra da evden kovduğunu, davalının da boşanmayı kabul ettiğini bu nedenle tarafların boşanmalarına, velayetin davalı anneye bırakılmasına, maddi–manevi tazminata ve nafakaya hükmedilmesini cevaben bildirmiştir.

Mahkemenin davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukları A... B....'un velayetinin davacı babasına verilmesine, davalının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece yoksulluk nafakası yönünden bozmaya uyulmuş ve davanın reddine karar verilmiş, velayet hususunda ise "davalının toplanan delillere göre kendisini dahi koruyup gözetmekten aciz bir yapıda olması, küçük A... için gerekli bakım, gözetim ve eğitimi yapabilecek durumda olmaması, davalının ahlaki anlayışının çocuğun ahlaki gelişimini olumsuz etkileme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olması nedenleriyle velayet hususunda eski kararda direnilmesine karar verilmesi gerektiği" gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, tanık beyanlarına, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle tüm dosya kapsamından davalı annenin müşterek çocuğu yeterince koruyamayacağı kanaati hasıl olduğundan usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

Ne var ki bozma ilamının 3 numaralı bendinde belirtilen "Yoksulluk nafakası isteği konusunda olumlu-olumsuz bir karar verilmesi "gereğine işaret eden bozma nedenine uyularak oluşturulan yeni hüküm Özel Daire'ce incelenmediğinden, bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire'ye gönderilmelidir.

SONUÇ: Davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle oyçokluğu ile ONANMASINA, uyulan kısım yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, oybirliği ile 25.02.2009 gününde karar verildi.


T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E:2007/313
K:2007/12229
T:20.09.2007

4721 s. Yasa m. 169

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet ve nafaka yönünden   temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1- Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç 2002 doğumlu Hüseyin Can'ın Türk Medeni Kanununun 182, 336/2 maddeleri uyarınca babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır.     
2- Anne yanında kaldığı anlaşılan 2002 doğumlu müşterek çocuk Hüseyin Can için tedbir nafakası verilmemesi isabetsizdir. ( TMK. md. 169 )
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda 1. ve 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.09.2007

bdemiray

avukatımda bıktı bu davadan onada bir şey sormuyorum yada soramıyorum sizede verdiğiniz bilgilerden dolayı çok teşekkür ederim, çalışmalarınızda başarılar.