Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 16:19:49

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 547
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 417
Total: 417

Aciz vesikasının dava şartı olduğu hallerde yargılamann her aşamasında alınabilr

Başlatan Avukat, 16 Temmuz 2010, 10:22:35

« önceki - sonraki »

Avukat

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1999/15-986
K. 1999/997
T. 1.12.1999
2004/m.105,143,277
DAVA: Taraflar arasındaki "tasarrufun iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sakarya 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.5.1997 gün ve 1995/774 E- 1997/240 K. sayılı Kararın incelenmesi davacı Banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 3.11.1997 gün ve 1997/4061-4665 sayılı ilamı ile; ... Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkin olup, mahkemece muvakkat ya da kesin aciz belgesinin bulunmadığı, 6.12.1995 tarihli haciz tutanağı aciz vesikası niteliğinde olmayıp aksi kabul edilse dahi dava 14.8.1995 tarihinde açıldığından davadan sonra düzenlenen belgenin davaya dayanak tutulamayacağı gerekçesi ile dava reddedilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlu hakkında Adapazarı 1.İcra Müdürlüğünün 1994/7866 sayılı dosyası ile 20.535.686.363 TL alacak için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmış, tahakkuk eden rehin açığı için alacaklıya 16.5.1995 tarihli rehin açığı belgesi verilmiştir. Rehin açığı belgesine dayanarak iptal davası açılması mümkün olmayıp, davanın dinlenebilmesi için borçlu hakkında alınmış geçici ( İİK. md. 105 ) veya kesin ( İİK. md. 143 ) aciz vesikası bulunmalıdır. Bu şart dava koşulu olup mahkemece re`sen gözetilmesi gerekir. Davacı alacaklı rehin açığı belgesine müsteniden haciz yolu ile takip talebinde bulunmuş 6.12.1995 tarihinde borçlunun evvelce tebligat yapılan adresine ve işyeri ile evine hacze gidilmiş, borçlunun her iki adresi de terkettiği, haczi kabil menkul malına rastlanmadığı anlaşılmış haciz tutanağı arkasına icra müdürü tarafından "Borçlunun menkul ve gayrimenkul kaydına, malvarlığına rastlanmadığı" şerhi düşülmüştür. Borçlunun halen işlediği bir suçtan dolayı cezaevinde bulunduğu dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmakta olup tapudan gelen yazı cevabında da borçlunun haczi kabil gayrimenkul malı bulunmadığı anlaşıldığından 6.12.1995 tarihli haciz tutanağının geçici aciz vesikası niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Mahkemenin aksine kabulü yerinde olmayıp, aciz vesikasının davanın açılmasından önce alınması zorunlu bulunmayıp, davadan önce yapılan takibe dayalı olarak, davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra bile alınıp ibraz edilebileceğinden, Dairemizin yerleşmiş içtihatları da bu yolda olduğundan mahkemenin bu konudaki kabulü de yerinde görülmemiş, dava şartının gerçekleşmesi nedeniyle iddia ve savunma ve taraf delilleri doğrultusunda dava incelenerek oluşacak uygun sonuç çevresinde davanın esası yönünden bir karar verilmek üzere eksik inceleme ve yanlış değerlendirmeye dayalı karar bozmayı gerektirmiştir... gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı banka vekili
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı Banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.12.1999 gününde, oybirliği ile karar verildi.