Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

24 Kasım 2024, 21:06:09

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 548
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 402
Total: 402

A.Ş'lerde çekte sorumluluk

Başlatan aydın, 20 Eylül 2010, 15:37:46

« önceki - sonraki »

aydın

Sayın Yetkililerimiz;
Benim öğrenmek istediğim şudur. Karşılıksız A.Ş çekinde kesinleşen a.p.c var. Daha sonra bunu müşterek çift imza atan kişilerden biri ödedi diyelim . Çek bedeli kadar olan a.p.c 'yi adliye veznesine yatırdı. Dolayısıyla hapis cezası tazyiki üzerinden kalkmış oldu. Ama asliye cezadaki o dosya dolayısıyla kapanmadı. Buradan doğacak fazi için a.p.c sini ödemiş çeke imza atmış o kişinin malına,çalışıyorsa maaşına  icra gelir mi? Şirketin hiçbir paraya çevrilecek malı yok..Bu durumda süreç nasıl işler? Cevap alırsam çok sevirim..Saygılar.....

Avukat

#1
Merhabalar. 5275 Sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu'nun 106. maddesi aynen şu şekildedir:

Adli para cezasının infazı

MADDE 106.- (1) Adli para cezası, Türk Ceza Kanunu'nun 52 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen usule göre tayin olunacak bir miktar paranın Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

(2) Adli para cezasını içeren ilam Cumhuriyet Başsavcılığına verilir. Cumhuriyet savcısı otuz gün içinde adli para cezasının ödenmesi için hükümlüye 20 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca bir ödeme emri tebliğ eder.

(3) Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedilir.

(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5351 S.K./7.mad; Değişik fıkra: 01/03/2008 - 5739 S.K./5. md.) Çocuklar hakkında hükmedilen adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.

(5) Adli para cezasının hapse çevrileceği mahkeme ilamında yazılı olmasa bile üçüncü fıkra hükmü Cumhuriyet Başsavcılığınca uygulanır.

(6) Hükümde, adli para cezası takside bağlanmamış ise, bir aylık süre içinde adli para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine geri kalan kısmının birer ay ara ile iki eşit taksitte ödenmesine izin verilir. İlk taksidin süresinde ödenmemesi halinde, verilen ikinci takside ilişkin izin hükümsüz kalır.

(7) Adli para cezası yerine çektirilen hapis süresi üç yılı geçemez. Birden fazla hükümle adla para cezalarına mahkumiyet halinde bu süre beş yılı geçemez.

(8] Hükümlü, hapis yattığı günlerin dışındaki günlere karşılık gelen parayı öderse hapisten çıkartılır.

(9) Türk Ceza Kanunu'nun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi saklı kalmak üzere, adli para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanamaz. Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adli para cezasıdır. (Değişik 9. fıkra: 5739 - 26.2.2008 / m.5) (9) Adli para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz. Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adli para cezasıdır. 

(10) Türk Ceza Kanunu'nun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezalarının infazında, aynı maddenin altıncı ve yedinci fıkraları hükümleri saklıdır.

(...) (Madde 106 nın 10. fıkrası, 1.3.2008 tarih ve 26803 sayılı R.G.'de yayımlanan, 26.2.2008 tarih ve 5739 sayılı Kanun'un 5. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.) 

(11) İnfaz edilen hapsin süresi, adli para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adli para cezasının tahsili için ilam, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adli para cezası tahsil edilir.


5941 Sayılı Çek Kanunu'nun 5/1.maddesi ve 6. maddesi ise aynen şu şekildedir:

Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı

MADDE 5 - (1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Bu davalar, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.

Etkin pişmanlık ve yasak kararının kaldırılması

MADDE 6 - (1) Karşılıksız kalan çek bedelini, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında;

a) Soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına,

b) Kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından davanın düşmesine,

c) Mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına,

karar verilir.

(2) Şikâyetten vazgeçme hâlinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.

(3) Kişi, mahkûm olduğu adlî para cezası tamamen infaz edildikten veya bu cezayı ödemediği için hakkında hapis uygulanıp serbest bırakıldıktan itibaren üç yıl ve her hâlde yasağın konulduğu tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, hükmü veren mahkemeden çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasını isteyebilir; mahkemenin vereceği karara itiraz edebilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına ilişkin karar kesinleştiğinde, yasağın kaldırıldığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına 5 inci maddenin sekizinci fıkrasındaki usullere göre bildirilir ve ilân olunur.



Aslında yukarıdaki maddeleri hiç yazmayadabilirdim. Sadece yasal çerçeveyi bilmeniz için konuyla ilgili maddeleri yukarıda belirttim. Yazdıklarınızdan yanlış anlamadıysam şayet, ceza mahkemesinin hükmetmiş olduğu para cezasının tamamını devlete ödediniz. Bu durumda sizin ceza dosyanız kapanmış olmalı. Niçin kapanmadı diye yazdınız, anlayamadım doğrusu. Zira ceza mahkemeleri vermiş oldukları kararlarda faizle ilgili bir hükme yer vermezler.  Siz devletle olan işinizi halletmişsiniz; burada sadece alacaklı tarafından aleyhinize yürütülen icra takibi sebebiyle haciz tehlikesine maruz kalabilirsiniz. Şirketin hiç malvarlığı olmadığına göre bunu da dert edinmenize gerek yok.

Kolay gelsin...

aydın

Sayın Yusuf Kaçar Bey;
Verdiğiniz cevap için çok teşekkür ederim. Burada sadece anlayabildiğimiz kısmını yazıp tekrardan teyid ederseniz çok sevinirim. Anladığım kadarıyla;
1-Kesinleşmiş ceza dosyası için karşılıksız çek bedeli kadar olan a.p.c devlete ödenince imzalayan için hapis tazyiki tamamen kalkıyor,
2- En önemlisi ceza yönünden kapanıp diğer yönden kapanmayan o dosya için  çek bedeli ve de faizi için imzalayanın şahsi mal varlığına icra işlemi yapılamıyor dimi;(Teyidini beklediğim yer özellikle bu kısımdır.)
Çünkü çek a.ş şirket çekidir. İmzalayan kişi kağıt üzerinde ortak ve yönetim üyesi gözüktüğü için imzalamış. Şirket aslen kendisinin değil. Orada muhasebeci idi. Sonradan şirket ortaklığı ve yönetim üyeliğinden ayrıldığına dair yönetim karar defterine noter tasdikli karar aldırdı ama bu işlemin tarihi çekin karşılıksız kaldığı tarihi kapsamadığından(sonrasını kapsadığından) gitti cebinden ödedi ve de o tarihlerdeki 4-5 yıllık maaşını dahi alamaz iken. Dolayısıyla şirketin mal varlığı olmadığından karşılıksız çıkan çek te şahıs çeki olmadığından imzalayan için şahsi malına ,maaşına icra riski taşımıyor değil mi?

Avukat

Sorularınızın cevabı şu şekilde:
1) Evet, ceza mahkemesinin hükmetmiş olduğu para cezasının tamamını devlete ödediğinizde hapis cezası kalkar.
2) Şirket çeki için şahısların (bu şahsın kim olduğunun önemi yoktur, yönetim kurulu başkanı veya şirketteki en büyük hissedar da olabilir) şahsi malvarlığına müracaat edilemez. Dolayısıyla haciz riski bulunmamaktadır, gönlünüz rahat olsun. Olayın özeti budur.