Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

04 Aralık 2024, 10:56:28

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,888
  • Toplam Konu: 4,422
  • Online today: 393
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 364
Total: 364

Suçları olmadığı halde aylarca yıllarca hapiste yattılar

Başlatan Avukat, 11 Kasım 2010, 14:42:23

« önceki - sonraki »

Avukat

Suçları yok ama mahkum oldular

MUHAMMET KARATAŞ

Ferhan Şensoy'un 'Pardon' filmini bir çok kimse izlemiştir. Suçsuz yere cezaevine atılan ve burada 6,5 yılını geçirmek zorunda olan üç kişinin başından geçenleri anlatır.

Uğur Arslan'ın 'Karagümrük Yanıyor' adlı eserinde de, bir kızın, gence kaçarken yemeği telaştan ocakta unutmasını ve ardından mahallenin yanmasını anlatır. Kızın üvey annesi ve abisi, suçu kızı kaçıran gence atar ve genç 7 yıl hapiste yatmaya mecbur olur.

Geçen hafta Zaman Gazetesi'nde yayınlanan bir haber, ne 'Pardon'dan farklıydı, ne de yanan 'Karagümrük'ten. Zira, yaşananlar aynı olmasa da çekilen ıstıraplar aynıydı. Yusuf Demirci, bıçaklanan bir doktorun tarif ettiği zanlının eşkaline uyduğu için tutuklandı. Bir ay cezaevinde kalan Demirci, tazminat alamadığı gibi, 10 bin liralık mahkeme masraflarını da cebinden ödedi, daha doğrusu hepsini ödeyememiş durumda. Aslında Demirci biraz ucuz kurtulmuş. Çünkü ondan daha kötü durumda olanlar var. Ülkemizde 4 yılı geçmese de yurt dışında 27 yıl suçsuz yere hapis yatan kişiler mevcut.

Yanlışlıkların bir kısmı isim benzerliğinden kaynaklanıyor. Sizin adınızda biri, herhangi bir suça karıştığından cezaevine girmeniz işten bile değil. Yavaş işleyen sistem yüzünden, doğruların anlaşılması uzun zaman alabiliyor. Tabi bu zaman da sizin hayatınızı mahvetmeye yetiyor.

Bazen de, kavga ettiğiniz ya da tartıştığınız birinin başına bir şey gelmesi, sizin için felaketler zincirinin başlangıcı olabiliyor. Tartıştığınız birinin başına bir şey gelmişse, işte o zaman dünyanın en şanssız insanlarından birisiniz. İlk zanlı siz oluyorsunuz. Suçsuz olduğunuzu ispat etmek ise, çok güç.

Yaşananlar, yaşatanların yanına kâr kalıyor çoğu zaman. Ömürlerden çalınan yıllar, kaybettiklerinizin yanında bazen çok ucuz kalıyor.

Bu haberde de mahkeme karşısında başka bir yere doğru giden hayatları göreceksiniz.

İşte, suçsuz yere çekilen cezalar ve bedelleri:



Hasan Ersoylu: Dursun Aldemir'den haber alamadığını söyleyen eşi Fatma Aldemir, ve oğulları Tulcer Aldemir, kimliği belirsiz bir cesedi teşhis ederek, cinayeti de alacak nedeniyle Hasan Ersoylu'nun işlediğini iddia ettiler. Tutuklanan Ersoylu'ya, 20 yıl 10 ay ağır hapis cezası verildi. Ersoylu cezaevinde yatarken, Düzce'de, parmağındaki yüzüğünde D.A. yazılı olan bir ceset bulundu. Araştırma neticesinde bu cesedin Dursun Aldemir'e ait olduğu ortaya çıkınca Hasan Ersoylu'nun 4 yıldır haksız yere ceza evinde tutulduğu anlaşıldı. Kendisine -pardon denilerek- beraat verildi.



Bahri Zafer Özdemir: İzmit Kapalı Cezaevi'nde yatan arkadaşı Ziya Şehin'i ziyarete giden Bahri Zafer Özdemir, cezaevi girişinde üzerinde arama yapıldı. Arama sırasında üzerinden çıkan bir poşet kekik ve karbonat uyuşturucu madde sanılınca Özdemir cezaevine gönderildi. Ancak 118 gün sonra gelen kriminal raporuyla -pardon denilerek- serbest kalabildi.



Mehmet Çelik: Mehmet Çelik, evinin kurşunlanması üzerine polis merkezine gitti. Ekipler evde inceleme yaptıktan sonra tekrar ifade için merkeze götürüldü. Kendisine, Konya'da mal beyanında bulunmadığı için10 gün hapis cezası verildi. Konya'da hiç bulunmadığını, alakası olmadığını söylese de kimse inanmadı. Hatta söz konusu kişiyle sadece ismi ve soy ismi benzediğini söyledi ama soluğu cezaevinde aldı. Eşi, Konya'daki savcılıkla irtibat kurunca, 9 gün sonra -pardon denilerek- tahliye edildi.



Oktay Konaksever: İzmir'de animatör, Tolga Özserbest, oturduğu apartmanda bıçaklandı, cep telefonu da çalınarak bir telefoncuya satıldı. Telefoncunun verdiği eşkal doğrultusunda daha önce adam yaralama suçundan sabıkası bulunan Oktay Konaksever tutuklandı. 15 kez duruşmaya çıkan Konaksever müebbet hapse mahkum oldu. Yargıtay, delil yetersizliğinden -pardon diyerek- 34 aydır tutuklu olan Konaksever'in beraatına karar verdi. Oktay Konaksever, beraatının ardından öldürülen animatörün annesi Hülya Özserbest'in elini öptü. Acılı anne, baştan "Baştan beri Konaksever'in suçlu olduğuna inanmıyordum" dedi.



Nihat Turan: İki polis, Seyrantepe'de ıssız bir parkta Ümit K. ve kız arkadaşı E.V.`yi otomobilin içinde uygunsuz vaziyette yakaladı. 19 yaşındaki Ümit K, bir emniyet amirinin yeğeni olduğunu söyleyerek polislerle tartıştı. Bununla da yetinmeyen Ümit K., `42 milyon liramı gasp ettiler.` diyerek memurları karakola şikayet etti. Şikayet üzerine savcılıkta ifadesi alınmadan hapse atılan 22 yıllık polis memuru Nihat Turan, 3 ay tutuklu kaldıktan sonra E.V. hakime, `Biz iftira atmıştık.` diye mektup yazınca -pardon denilerek- beraat etti. E.V. mektupta, "Hakim amca, Ümit yalan söyledi. İftiradan dava açılır diye ilk duruşmada gerçeği söyleyemedi. İşin buraya varacağını bilsek iftira atmazdık" dedi. Ümit K. da ilk duruşmanın aksine, memuru gasp için değil, kız arkadaşının yanında küçük düşürüldüğü için polislerden şikayetçi olduğunu söyledi.



İsmail Çelik: Azerbaycan'da kuaförlük yapan İsmail Çelik, ülkeye dönüş sırasında ifadesi alındı. Sebebi, İzmir'deki bir kredi kartı dolandırıcıyla aynı ismi ve soy ismi taşımak. Sıradan bir yanlışlık diye işi ciddiye almadı. Mahkeme cezayı onayınca 3 yıl hapse mahkum oldu. gerçek suçluyla baba adı ve memleketi aynı olmasa da cezaevine gönderildi. Haberin Zaman Gazetesi'nde yayınlanmasının ardından İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ayhan Gödekmerdan harekete geçti ve Çelik, -kendisine yanlış adammışsın denilerek- serbest bırakıldı.



Yusuf Demirci: Doktor Y.Z.B, muayenehanesine girerken bıçaklandı. Bıçaklanan doktor zanlıyı 'uzun boylu, renkli gözlü' diye tarif edince daha önce okul kavgasında sorgulanan ancak beraat eden 17 yaşındaki Yusuf Demirci'yi tutuklandı. Bir ay cezaevinde kalan Demirci, emniyete gelen isimsiz bir ihbar telefonuyla serbest bırakıldı. Yusuf Demirci, doktor aleyhine 50 bin liralık tazminat davası açtı. Doktorun bir kastı olmadığı gerekçesiyle mahkeme tazminat talebini reddetti. Demirci'ye ise 10 bin liralık avukat ve mahkeme masrafı kaldı.



Fuat Necdet Özerdil: Fuat Necdet Özerdil evde otururken, çalıştığı iş yerinde ofisboyluk yapan bir genç, bir akşam kanlar içinde kapıyı çaldı. Genci alıp hastaneye götürdü. Hastaneye vardığında gencin bir kavgaya karıştığını ve bir kişiyi de öldürdüğünü öğrendi. Polis, Özerdil'i de gözaltına aldı, çıkarıldığı mahkeme tarafından da tutuklandı. 16 yıl hapse mahkum oldu. 4 yılını tamamlamıştı ki adalet 'pardon' dedi ve beraat etti. Devlete 1 milyonluk tazminat davası açtı, ancak davanın sonucunu göremeden öldü.



Fatih Sultan Gürsel: Fatih Sultan Gürsel, bekçilik yapan arkadaşı Cemil Kıran'ı yaralı bir şekilde buldu. Yaralı arkadaşını çalıştığı kum ocağına teslim edip oradakilere 'lütfen hastaneye götürün, durumu ciddi' diye tembih etti. Arkadaşları bekçiyi hastaneye götürdü ancak Kıran, 3 gün sonra hayatını kaybetti. Ölüm döşeğindeki Kıran'ın son sözü de Fatih olunca, hastaneye götüren gençler de Fatih ismini verince, Gürsel, cinayetin bir numaralı şüphelisi oldu. Çıkarıldığı mahkeme tarafından önce 24, sonra da iyi halden 20 yıl hapis cezası verildi. Hapiste geçirdiği 2 yılın ardından Yargıtay, mahkemenin kararını bozunca yeniden yargılandı ve beraat etti. Ancak ömrünün en güzel 2 yılını cezaevinde geçirdi. Tabi, bu iki yılda içinde nişanlısı, -ben bir katille evlenemem deyip- terk etti.



Sean Hodgson: Londra'da, Teresa De Simone'nin tecavüze uğramış halde cesedi, parçalanmış kıyafetler içinde Hogdson'un arabasının arka koltuğunda bulundu. Akli problemleri olan Hodgson, papaz ve polise cinayeti kendi işlediğini söylese de ikinci mahkemede suçsuz olduğunu beyan etti ve beraatını istedi. Talebi reddedilen Hogdson, müebbet hapse mahkum edildi. 27 hapiste yattıktan sonra, geçen yıl tekrar görülen davada hakimler, cinayet anında alınan DNA örneklerinin, Hogdson olamayacağına hükmetti ve -pardon denilerek- beraat etti.

Nevzat Yaşar Bayram: Nevzat Yaşar Bayram, Bursa'da resepsiyon görevlisi olarak çalıştığı otelin, protesto gösterisi sırasında kırılan camı için ifade vermek üzere adliyeye gitti. Burada GBT sorgusu yapılan Bayram'ın kullandığı aracın, 4 yıl önce ortağı olduğu, ancak ortaklıktan ayrıldıktan sonra başka kişilere satılan şirkete gelen icra nedeniyle arandığı ortaya çıktı. Cumhuriyet savcılığından istenilen evraklar gelmeyince çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Beklenen evraklar, daha önce ortağı olduğu firmanın sahibinin de devreye girmesiyle ancak 3 gün sonra geldi. Araçla bir ilgisi olmadığı anlaşılan Yaşar, -pardon denilerek- serbest bırakıldı.

Cao Couhay : Cao Cenşang ile Cao Cuohay bir nedenden dolayı tartıştı. Tartışmadan kısa bir süre sonra Cenşang ortadan kayboldu. Birkaç gün sonra da başı kesilmiş halde bulunan cesedin yine bu kişiye ait olduğu ileri sürülünce Cuohay tutuklandı. Cezaevinde yapılan işkenceye dayanamayan Cuohay, cinayeti kabul etmek zorunda kaldı. Ancak öldürdüğü iddia edilen kişi 11 yıl sonra köyünde görülmesi üzerine serbest bırakıldı. Çin devletini mahkemeye veren Cao Couhay, 96 bin Amerikan doları tazminat aldı ancak, hapse girdikten sonra eşi başka biriyle evlendi, dört çocuğundan ikisi göçmen olarak evi terk etti.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1051321&pageActivePhoto=0

kilimanjaro



Fatih Karakılıç'ın haberi.

İsim benzerliğinden 9 gün hapis yatan Mehmet Güner isimli vatandaş, Yargıtay'ın bozmasıyla ikinci kez görülen davada bu kez tazminat ödemeye mahkum edildi.

Marangoz Mehmet Güner, montaj için gittiği Kütahya'da otel odasında gece yarısı 'karşılıksız çek vermek' suçlamasıyla polis tarafından gözaltına alındı. Cezaevine konulan Güner, derdini anlatıncaya kadar 9 gün geçti. İsim benzerliği sebebiyle tutuklandığı ortaya çıkan Güner, olayı yargıya taşıdı.

Yerel mahkeme Güner'e bin 195 TL maddi, 2 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Yargıtay'ın kararı bozması üzerine yeniden görülen davada bu kez üzülen taraf Güner oldu. 495 lira maddi, 2 bin 500 lira manevi tazminat ödenmesine karar veren mahkeme, davalının avukatlık masrafının ise Güner tarafından ödenmesini karalaştırdı. Davalı avukatına 2 bin, kendi avukatına ise 3 bin lira ödemesi gereken Mehmet Güner, haksız yere yattığı 9 gün hapsin ardından 2 bin lira da ceza ödemiş olacak.

Bursa'da, bir marangoz atölyesinde çalışan 3 çocuk babası Mehmet Güner (48), 2 Aralık 2006'da 4 bin 500 liralık bir montaj işi için Kütahya'ya gitti. Gece yarısı 03.00'de oda kapısı çalınan Güner, karşısında polisleri gördü. Karşılıksız çek vermek suçlamasıyla hapis cezasına çarptırıldığını öğrenen Güner büyük şok yaşadı. Çünkü asgari ücretle çalışan bir işçi olduğu için hayatında hiç çek kullanmamıştı. Güner'in hapse atılmasının ardından aile, avukat Orhan Tekoğlu'na müracaat etti. Yapılan araştırmada, gerçek kısa sürede ortaya çıktı. 2006 yılında Osman ile Hatice'den olma 1968 doğumlu Mehmet Güner isimli bir kişinin karşılıksız çek suçu işlediğine hükmeden İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi, aranan kişinin nüfus bilgilerini istemiş, Beşiktaş Nüfus Müdürlüğü yetkilileri, mahkeme kalemiyle yapılan yazışmalarda bir hata yapılarak Bursalı marangoz ustası Osman ile Ayşe'den olma 1963 doğumlu Mehmet Güner'in adını vermişti. Davayı karara bağlayan mahkeme, 4 bin 635 liralık para cezasını ödemeyen Güner'i 46 gün hapis cezasına çarptırdı. İsim benzerliğinden dolayı haksız yere hapse konulduğu ortaya çıkan Mehmet Güner, 9 gün sonra tahliye edildi.

Uğradığı maddi ve manevi zarar sebebiyle Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne 5 bin 600 TL maddi, 5 bin TL de manevi tazminat istemiyle 'Maliye hazinesi' aleyhine dava açan Güner, hapis cezası nedeniyle onurunun incindiğini söyledi. Davayı görüşen mahkeme heyeti Güner'e bin 195 TL maddi, 2 bin 500 TL de manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2009'da verdiği kararda yerel mahkemenin kararını bozdu. Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi, davaya konu tarihlerde asgari ücretle bir marangozhanede çalıştığı tespit edilen Mehmet Güner'e bu kez 495 TL maddi, 2 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkeme heyeti, ilginç bir karara imza atarak, 2 bin lira tutan avukat ücretinin de Güner tarafından verilmesini kararlaştırdı. Böylece 9 gün boyunca haksız yere, sadece isim benzerliğinden hapis yatan Güner, 995 TL tazminat alacak.

"PARDON FİLMİ GERÇEK OLDU; CEZAEVİNİ DE GÖRDÜK"

Yerli film 'Pardon'daki olayları yaşadığını anlatan Mehmet Güner, "Aklıma hiç gelmezdi, cezaevini de gördük. Hayatımda hiç çek kullanmadım. Çok büyük sıkıntı yaşadım. Cezaevinden saat 07.00'de çıktım, param, pulum yoktu, kimseye bir şey bile anlatamadım. Tazminat kararını çok komik buldum. Hayatta görmediğim şeyi gördüm. Hakkımı arayayım dedim ama bu kez borçlu çıktım. Devletin tuttuğu avukatların ücretini de benden tahsil edecekler. Zaten ailemi zor geçindiriyorum. Ne yapacağımı şaşırdım." dedi.

"DEVLET MAĞDURDAN VE AİLESİNDEN ÖZÜR DİLEMELİ"

Mehmet Güner'in avukatı Orhan Tekoğlu ise modern ve çağdaş ülkelerde haksız yere hapis yatan kişinin parasal cezayla tatmin edilemeyeceğini söyledi. Avukat Orhan Tekoğlu, herkesin başına gelebilecek bir olay yaşandığını belirterek, Güner'in kendi işiyle alakalı gittiği Kütahya'da otel odasından apar topar tutuklandığını hatırlattı. Nüfus müdürlüğü ile mahkeme kalemi arasındaki yazışmalarda yapılan hata ile sadece isim benzerliğinden dolayı ihalenin Mehmet Güner'e kaldığını anlatan Avukat Tekoğlu, paraya çevrilen cezaların günlük 100 TL olarak hesaplandığını kaydetti. Asgari hesaplamalarda bile mağdura 900 TL maddi tazminat verilmesi gerektiğinin altını çizen Tekoğlu, mahkemenin karşı tarafın avukatlık ücretini de mağdurdan tahsil edilmesine karar vermesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Mağdurun, 9 gün haksız ceza için 995 TL tazminat alacağını kaydeden Tekoğlu, şöyle konuştu:

"Bursa Barosu, ağır ceza mahkemelerinde açılan dava için asgari avukat ücretini 3 bin lira olarak belirledi. Alınmadığı taktirde baronun disiplin cezası verdiği bu 3 bin lirayı da biz alırsak Mehmet Güner, hak aramak için çıktığı yolu borçlu kapatacak. Biz bu olayda sorumlu olan devletin mağdurdan ve aileden özür dilemesini bekliyoruz. Belki özür dilemek hukukta yok ama burada insanımızın onuru kırılmıştır. İsim benzerliği haricindeki kimlik bilgilerinin mahkemenin hatası ile yanlış yazılmasından, yani davacının hiçbir dahli olmayan bir olayla uzaktan yakından ilgisi olmadan gece yarısı otel odasından alınıp hapse atılmasının karşılığı bu olmamalıydı. Çoluk çocuğunun nafakası ve kırılan onurunun telafisi için tazminat davası açtık; ancak mahkeme bunu çok gördü. Bazıları hapis yatmadan maddi tazminat cezası açıp para alıyor. Çifte standart ortadadır." (CİHAN)

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1072492&title=isim-benzerliginden-9-gun-cezaevinde-yatti-2-bin-lira-borclu-cikti
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat



ABD'de, cinayet suçundan 23 yıl hapis yatan bir kişi masum olduğu anlaşılınca serbest bırakıldı.

New York'da, 1991'de, Chaskel Werzberger isimli bir hahamı öldürdüğü gerekçesiyle 2'inci derece cinayet suçundan 37 yıl hapis cezasına çarptırılan ve 23 yıldır hapis yatan David Ranta'nın masum olduğu anlaşıldı.

Savcı Charles Hynes, tanık ifadeleri yeniden incelendiğinde büyük çelişkiler ortaya çıktığını ve olayı inceleyen dedektiflerin davayı hatalı incelediğini açıkladı.

Bugün 58 yaşında olan Ranta ise baştan beri kendisinin masum olduğunu söylediğini ama kimsenin kendisine inanmadığını belirtti.

Tüm hayatının bir hiç uğruna mahvolduğunu söyleyen, matbaa işleriyle uğraşan Ranta'nın, hayatına nasıl devam edeceği bilinmiyor.

http://www.zaman.com.tr/dis-haberler_mahkeme-23-yil-sonra-pardon-dedi_2068535.html