Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

22 Kasım 2024, 05:08:03

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 403
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 366
Total: 366

Yargıtay: Aldatılan eş karar kesinleşmedn kendisi de aldatırsa tazminat isteyemz

Başlatan Avukat, 18 Temmuz 2010, 04:01:50

« önceki - sonraki »

Avukat

Yargıtay, boşanma davasına neden olan aldatma eylemi ile boşanma davası açıldıktan sonra girilen gayrimeşru ilişkiyi tazminat değerlendirmesi açısından eşit saydı.

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Yargıtay, "sadakat yükümlülüğü" konusunda emsal niteliğinde bir karara imza atarak, aldatılan eşin açtığı boşanma davası bitmeden bir başkasıyla ilişkiye girmesi halinde tazminat alamayacağına hükmetti.
Emsal niteliğindeki karara konu olay İstanbul'da yaşandı. İstanbul 2. Aile Mahkemesi'ne başvurarak kocasından boşanmak istediğini belirten kadın, buna gerekçe olarak da aldatılmasını gösterdi. Kadın, kocasının kendisini aldattığını kanıtlarla ortaya koydu. Kadın, boşanma kararı verilmesi ile birlikte uğradığı manevi zarardan dolayı kendisine tazminat ödenmesi gerektiğini de belirtti.

İstanbul 2. Aile Mahkemesi de kadının aldatıldığının net olduğunu belirterek çiftlerin boşanmasına ve "kusurlu" erkeğin kadına tazminat ödemesine hükmetti. Ancak kararı temyiz eden koca dilekçesinde ilginç bir iddiada bulundu. Koca, boşanma davası sürerken eşinin de bir başkasıyla birlikte olduğunu belirtti. Temyiz edilen davayı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi görüştü. Daire, kadının boşanma davası açtıktan sonra başka biriyle ilişkisi olduğunun ispatlandığına dikkati çekerek davacı kadının da eşit derecede kusurlu olduğu için tazminat isteyemeyeceğini belirtti.

Kararda "Sadakatsiz tutum içinde bulunan kocaya karşı boşanma davası açan kadının da dava sırasında bir başka erkekle ilişkide bulunduğu bu suretle sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu olduğu" savunuldu.

Daire bu gerekçeyle mahkemenin kararını bozdu. Karar 1'e karşı 4 oyla alındı. Muhalif üye, "Davadan sonraki olayların kusur tespitinde esas alınamayacağı dairenin yerleşik uygulamasıdır" diyerek karara karşı çıktı.

http://www.milliyet.com.tr/aldatilsan-da-aldatma-/yasam/haberdetay/15.06.2010/1250956/default.htm

Avukat

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi

E:2008/18052
K:2010/572
T:14.01.2010

4721 s. Yasa m. 174,185

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda; mahalli mahkemece verilen hüküm, kusur, tazminatlar, velayet ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Evlilik birliği süresince eşlerin birbirlerine sadakat yükümlülüğü devam eder (TMK. md. 185/son). Bir eşin sadakatsiz tutum ve davranışlarda bulunması diğerine de bu hakkı vermez (H.G.K. 26.11.2008 gün 2008/2-698 Esas 2008/711 Karar). Toplanan delillerden sadakatsiz tutum içinde bulunan kocaya karşı boşanma davası açan kadının da, dava sırasında bir başka erkekle ilişkide bulunduğu, bu suretle sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı kadın da davalı eşi kadar evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurludur. Davacı kadının da eşit derecede kusurlu bulunduğu dikkate alınarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin (TMK. md. 174/1-2) reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, temyizdesin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Her dava açıldığı tarihteki hukuki ve maddi vakalara göre sonuçlandırılır. Bu husus vazgeçilemez temel bir usul kuralıdır (HGK. 19.04.1995, 128-399).
Davadan sonraki olayların kusur tespitinde esas alınamayacağı dairenin yerleşik uygulamasıdır. Değerli çoğunluğun düşüncesine katılamıyorum.