Haberler:

Hukuk Forumumuza Hoşgeldiniz

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - bahadirdilek

#1
Sayın Meslektaşım.
Mali Müşavirlerin, Mükellefi olan şüpheliler ile birlikte TCK 37/1 delaletiyle 213 sayılı Vergi Usul kanunu 359/b maddesi gereğince yargılanmasına ilişkin olmak üzere,

a-) Mali Müşavirin Mükellefinin suç teşkil eden eylemlerine İştirakine ve  İştirakin hukuki unsurlarının oluşmadığına dair Yargıtay ve Danıştay  kararları ve  Doktrine ilişkin yazılar var ise karşılıklı paylaşırsak sevinirim.

Ayrıca somut olayda,
b-) A kişisi üzerine mükellefiyet tesisi edilmiştir. Mali işlemler bu şahıs üzerinden resmiyette yürütülmekte iken B kişisi Vekalet alarak resmi işlemleri A adına yürütmüştür.
Vergi tekniği ve Vergi suçu raporunda.,

*-Bu işletmenin gerçek sahibi her ne kadar A görünüyor olsa da ,
*-A nın  ikamet adresinin ticari faaliyet alanı dışında olması,
*-A nın Okuma yazma bilmiyor olması,
*-B nin Vergi SGK borçlarından kurtulmak amacıyla mükellefiyeti A üzerinde göstermiş olması gibi ve sair nedenler ile işletmenin gerçek sahibinin B olduğuna kanaat getirmiştir.

Dolayısıyla A adına tesisi edilen mükellefiyet kaydı gerçeği yansıtmamaktadır, Düşüncesiyle A tarafından kesilen faturaları sahte fatura olarak kabul etmiş ve 359 /b diyerek ilgili hakkında dava açılmasını talep etmiştir.

Gerekçesi de ''Gerçek bir muamele ve durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge sahte belgedir '' temeline dayanmaktadır. 

Oysa ki A adına tescil edilen vergi mükellefiyetinde gerçekte yapılan bir ticaret vardır.. Kesilen faturalar çerçevesinde gerçek manada bir alış veriş gerçekleşmiştir. Fakat A Vergi dairesine olan borcu ödememiştir. A ile gerçek ticari alış veriş yapan şirketler hakkında karşıt inceleme yapmadan A nı kestiği faturaları 359/b kapsamında görmüştür.

Vergi dairesi A dan alacağını tahsil edemedi diye ,


Sonuç olarak bu eylem,
*- 213 s.k 359 b maddesine mi girer ?
*- TCK 207 kapsamına mı girer ?
*- Yoksa suç teşkil etmez mi ?

özel Not:
Vergi dairesi A adına tesisi edilen mükellefiyet nedeniyle doğan Vergi alacaklarını tahsil edememiştir. Mükellefiyet 2010/5 nci ayında yılında tesisi edilmiş 2011/3 ayında terkin edilmiştir. Bu sürede Vergi dairesi doğan Vergi alacaklarını tahsil etmek için hiç bir çaba sarf etmemiştir. Dolayısıyla vergiyi tahsil etmekte zafiyeti söz konusudur. Bu zafiyetini gidermek adına hem mali müşaviri hem de A ve B yi 359/b  kapsamında değerlendirmiştir.

(Danıştay 4 Daire 2005/1231 E 2005/1729 K da örnektir. Ve olayımızda mali Müşaviri kesinlikle sorumluluk dışı bırakmıştır. )
Görüşlerinizi alabilirsem sevinirim.