Haberler:

deneme

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Konular - oguzhan095

#1
    Annemin vefatında hekimlerin ihmali olduğu gerekçesiyle hekimler hakkında suç duyurusunda bulundum ancak kaymakamlıktan,söz konusu hekimler hakkında soruşturma izni verilmemesine dair bir karar çıktı.Hastamızın tedavi sürecinde birden fazla ihmal olmakla beraber,iki temel noktayı belirtmek isterim.
     Soruşturma izni verilmemesine dair kararda,doktor tarafından hastanın boynuna kateter açılması işlemi,aydınlatılmış onam alma yükümlülüğünün dışında tutulmuş,gerekçe olarak müdahalenin "acil durum" sayıldığı belirtilmiştir.Annemin refakatçisi olan teyzem,olay günü hasta bakıcıların odaya gelip annemi sedyeye yatırmaları üzerine onlara: "Nereye gidiyoruz" diye sorduğunda "Ağrı polikliniğine gidiyoruz,doktor orada size sorular soracak" cevabını almıştır.Müdahalenin yapılması esnasında teyzem,(cerrahi müdahalenin yapıldığı)annemin bulunduğu odanın dışında beklemiştir.Ne bu sırada,ne de müdahaleden hemen sonra annemin tekrar yataklı servise dönüşü esnasında doktorumuza ulaşamamış,ertesi gün de doktor konu hakkında açıklamada bulunmamıştır.Nitekim ertesi günün sabahı annem vefat etmiştir.Ben ve teyzem ölüm raporu almak için doktorla yüz yüze görüşmeye gittiğimizde teyzem doktora "Kateter için izin almanız gerekiyormuş,öyle değil mi?" diye sorduğunda doktor ikimize de "Evet almam gerekiyordu,almadım da ne oldu" diye cevap vermiştir.Ayrıca vefattan iki hafta sonra tarafımca hastane idaresine dilekçe ile şikayette bulunulmuş,dilekçeye hastane idaresince verilen cevap yazısında da kateter ile ilgili olarak herhangi bir acil durumdan söz edilmemiştir.Şimdi, kaymakamlık kararında katerer açacak olan anestezi uzmanı doktor tarafından, konunun aciliyeti ve hayati risk taşıması sebepleri aydınlatılmış onam alınmamasına gerekçe gösterilebiliyorken,neden bana verilen cevap yazısında bu durum belirtilmemiştir?Bana verilen cevap yazısında da kaymakamlığın verdiği kararda da konuyla ilgili savunması alınan doktor aynı doktordur.Bu durumu,Bölge idare mahkemesi'ne yapacağım itirazda gerekçe olarak gösterebilir miyim?
     İkinci olarak kararda,"...hastanın,devam eden tedavi kapsamında sabah sedye ile personel eşliğinde ultrason laboratuvarına yönlendirildiği,radyoloji uzmanı tarafından işlemler sırasında hastanın sağlık durumunda ciddi derecede kötüleşmenin görülmediği,yattığı servise geri getirilirken fenalaştığı..." belirtilmiştir.Konuya ilişkin yine teyzemin ifadeleri şöyledir:"Sabah,ultrasona götürülmesi için annem odasından sedyeyle çıkartılmış,yattığı yataklı servisin koridorunda annem ve teyzem doktoruyla karşılaşmıştır.Annem yattığı sedyeden doktorunu görünce ona: "Beni şimdi göndermeyin doktor bey,başım  çatlıyor,çok ağrıyor beni daha sonra gönderin" demiştir.Doktor ise "Sinüzittendir,benim de başıma geldi,birşey olmaz bir kaç dakikaya geçer" deyip oradan uzaklaşmıştır.Bu anlara teyzemle beraber, annemin sedyesini çeken hastane personeli hasta bakıcı da bizzat şahit olmuştur.Annem,doktor gittikten sonra arkasından tekrar yakarmış ancak doktor dönmemiştir.Ultrason laboratuvarının bulunduğu blok koridorunda annem derdini bağırarak dile getirmiş,teyzem de laboratuvar girişinde doktorlara uyarıda bulunmuş,annemin fenalaşmakta olduğunu söylemiş ancak müdahalede bulunan hiçbir hastane personeli olmamıştır.Ultrason çekimi esnasında teyzem, annemin bulunduğu bölmede iyice fenalaştığını,dilinin ağzından dışarıya çıktığını görmüş durumu ultrason çeken doktora bildirmiş ancak doktor teyzemi yine dikkate almamış ve işlemi o halde sürdürüp sonlandırmıştır.İşlemin sonlanmasının ardından, orada annemin fenalaştığının farkına varan personel telaşla annemi yataklı servisine taşınmıştır.
     Karara gerekçe olarak Ankara'da bulunan aynı tıp dalında yer alan bir hastanenin uzman doktorlarınca bildirilen ortak "BİLİR"kişi görüşünde,hakkında şikayette bulunduğum hekimlere atfedilecek tıp biliminin ilmine,fennine ve etiğine aykırı hatalı,özensiz,kusurlu ya da tıbbi uygulamalar açısından eksik fiil bulunmadığı,görevlilerin ihmal ve kasıtlarının olmadığı belirtilmiştir.Bu bilir kişiler,neye göre böyle bir ortak görüşte bulunmuşlardır?Olaylara bizzat tanık olan teyzemin ifadelerinin hiçbir önemi yok mudur?Ultrason vakasında annemin kendi doktoruna yönelttiği sözleri bizzat duyan ve olayı gören sedyeyi taşıyan hasta bakıcıdan,neden hiç söz edilmemiştir?Ben hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiyim.Kaymakamın verdiği bu karardan anladığım kadarıyla,iddia ettiğim ihmali davranışların ne kaymakamlık ne de ortak bilirkişilerce hiçbir şekilde araştırılmadığı, hakkında şikayette bulunduğum doktorlardan sadece yazılı bir savunma alındığı kanaatindeyim.Şimdi,Bölge idare mahkemesi'ne yapacağım itirazda yine aynı gerekçeleri öne sürerek kararın iptalini sağlayabir miyim? Ayrıca,gerçekten öğrenmek istiyorum,bu gibi olaylarda yaşanılan anlara bizzat tanıklık eden kişilerin bir kere bile olsun mahkeme veya savcılık tarafından dinlenmeden olayın ört bas edilmesi doğru mudur?
#2
Manevi tazminat istemli tam yargı davası açacağım.Tazminat olarak 50.000 TL istemeyi düşünüyorum.Bu miktar üzerinden hangi oranda ne kadar harç alınacak?Bu oranlar hangi mevzuatta mevcut?
#3
bir kamu hastanesinde hekim ihmali sonucu annemi kaybetmiş olmam dolayısıyla idareye karşı manevi tazminat istemli dava açmak istiyorum.bu tür davalarda ölüm dolayısıyla istenen manevi tazminat miktarının hesaplanması hususunda ne gibi bir yol izlemeliyim?dava dilekçesinde isteyeceğim tutar üzerinden hangi oranda harç alınacaktır?
#4
4 temmuz 2013 tarihinde annem bir devlet hastanesinde vefat etmiştir.vefatla ilgili olarak hekimlerin ihmali olduğunu iddia etmekteyiz.ihmal dolayısıyla savcılığa suç duyurusunda bulunduk, ama diğer yandan da idareye karşı tazminat davası açmak istiyoruz.vefattan bir ay sonra hastane idaresine konuyla ilgili şikayet dilekçesi yazdım ve bundan bir ay sonra(25 ağustosta) bana hastane idaresinden cevap geldi.hekim ihmali nedeniyle idareye karşı tazminat davasında zamanaşımı süresi ne kadar?
#5
Annem sürekli öksürük şikayeti olan ve çok zayıf biriydi,vefatından önceki bir ayda fazlasıyla zayıflamıştı.Vefatından iki hafta kadar önce iyice güçten düşmeye başladığında annemi nazilli devlet hastanesi acil servisine götürdük.Bir gün içinde üç defa acil servise gitmek zorunda kaldık.Asıl gitme sebebimiz sürekli ve şiddetli bir baş ağrısıydı.Acil servis doktorları her gittiğimizde şikayetimizi ısrarla belirtmemize rağmen başkaca bir müdahaleye gerek görmeden aynı müdahaleleri yapıp bizi geri gönderdiler.Ertesi gün nazilli özel referans hastanesi acil servisine gittiğimizde çekilen filmler sonucu problemin ciddiyeti ortaya çıktı.Özel hastane servisine yatırılan hastamızın hayati risk teşkil eden sorunu kanında bulunan çok yüksek miktardaki enfeksiyondu.Ama bundan ziyade asıl tedavi edilmesi gereken ve teşhisi tam olarak konulamayan sorun sağ akciğerin neredeyse tamamını kaplayan iltihaptı.Üç günün ardından üçünçü günün gecesinde doktorumuz iltihapın çok büyük tehlike arz ettiğini ve tedbir amaçlı olarak hastamızın yoğun bakıma alınması gerektiğini bize söyledi.Ertesi gün doktor yoğun bakımdaki hastamızın tedaviye olumlu cevap veremediğini ve orada teşhisin daha sağlıklı konulacağını belirterek bizi izmir suat seren göğüs hastanesine sevk etti.Özel hastanenin ambulansıyla izmire saat yedide ulaştık.Bu saatte,elimizde bulunan nazillideki doktorumuzun bize verdiği evraklarla göğüs hastanesi acil servisine giriş yaptık.Acil serviste aynen nazillideki devlet hastanesinde olduğu gibi bir serum ve antibiyotikle müdahalede bulunuldu.Aradan yarım saat geçmişken annem ultrasona götürüldü.Acil servise ultrason çekilen binadan geri dönerken başta bahsettiğim çok şiddetli baş ağrısı nüksetti ve acile girer girmez ben durumu acil servis doktorlarına bildirmeme rağmen hiçbir müdahalede bulunulmadı.Tam beş saat boyunca yapılan bu müdahale yeterli görülerek hastamız acil serviste bekletildi.Saat gece bire doğru annem yataklı servise alındı.Bu sırada doktor veya yetkili bir kişi bize bilgi vermedi.Ertesi sabah refakatçi teyzeme sorular sorulduğunu(şikayetler ne zamandan beri var gibi sorular) ama teşhisin veya şüphelenilen bir durumun varlığı hakkında bilgi verilmediğini öğrendim.Ölümden bir gün önce hastamız yetkililerce ağrı polikliniğine gidiyoruz orda size soru soracaklar denilerek götürülmüş ve boynuna takılan kateterle servise geri getirilmiştir.Ne teyzeme ne de anneme bu cerrahi müdahale konusunda hiçbir bilgi verilmemiştir.Bu tıbbi müdahale için rıza gerekli mi bunu bilmiyorum,gerekli değilse bile bilgi verilmesi gerektiğini düşünüyorum.Ölüm gününe gelecek olursak size aynyn teyzemin bana anlattıklarını aktarmakla yetineceğim,çünkü olayı gözüyle gören kendisidir.Anlattığına göre sabah saatlerinde annem yine ultrasona götürülecekken daha yattığı odanın kapısından çıkar çıkmaz yine baş ağrısı başlamış.Kapıda doktorla karlılaşmışlar ve annem çok şiddetli başının ağrıdığını belirmiş ama doktor sinüzitten ağrıyor benim de oluyordu böyle diyerek bir müdahaleye gerek görmeden ultrosona göndermiş.Ultrason çekimi için başka bir bloğa getirilen hastamız ultrason çekilen odada aniden fenalaşmış,baş ağrıları daha da artmış ve bağırmaya başlamış.Ultrason odasında bu durumu gören hiçbir yetkili müdahaleye gerek görmeden çekime devam etmiş ve odanın çıkışında annem fiziksel hareketlerini tamamen yitirmiş bir haldeymiş.O halde servise tekrar götürülen hastamıza acil müdahale,kalp masajı vesaire yapılmaya başlanmış.Ama geciken bu müdahaleler sonucu annem hayatta kalamamış.
Başka bir durumu daha size aktarmak isterim:Biz ölüm raporunu almaya doktorun odasına gittik,ölüm nedenini öğrenmek istiyorduk.Doktorla konuştuğumuz sırada teyzem yaşadığı acının etkisiyle ara sıra sesini yükselterek konuşuyordu ve doktora yönelip hastamızın ölümünde ihmal var sizi şikayet edeceğiz dedi.Bu ifadeye karşılık doktorla aynı odayı paylaşan yan tarafta oturan bayan doktor,bizim onla hiçbir alakamız olmadığı ve o bizim hiçbir şekilde muhatabımız olmadığı halde şikayet ederseniz alırsınız cevabınızı dedi.Buna karşı bir şey yapabilir miyiz?
Ölümden günümüze kadar olan süreçte hastane yönetimine şikayette bulundum ve onlar da resmi soruşturma sürecinin başlatıldığı bilgisini bana ulaştırdılar.Bu soruşturma dava açmama engel olur mu?
Ölüm nedeni de raporda pinomoni yani zatürre olarak belirtilmiştir.İlginiz için çok teşekkür ederim,iyi çalışmalar...