Haberler:

Hukuk Forumumuza Hoşgeldiniz

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - Avukat

#121
Merhabalar. Yargıtay ve Danıştay gibi temyiz mahkemelerinin emsal kararlarının bir kısmına çeşitli içtihat programları vasıtasıyla ulaşılabiliyor (bilgisayar programlarından önce bu amaçla düzenli dergiler çıkartılıyordu). Bu içtihat programlarında arama yapılarak ulaşılabilir ama ben kendi kullandığım programda bahsettiğiniz karara ulaşamadım. Bulamazsanız da üzülmeyin; mahkemeye bu konuda emsal karar olduğunu ancak ulaşamadığınızı belirtin, hakimlerin de kullandığı bir program vardır, belki bu programda bu karar mevcut olabilir. Ayrıca bir hakimin kendi sahasıyla ilgili bir karara ulaşması daha kolaydır. Ulaşılamazsa bile temyiz mahkemeleri, istisnalar hariç, aynı şartları taşıyan aynı içerikteki davalarla ilgili çok büyük çoğunlukla aynı yönde karar verirler; dolayısıyla bu kararı bulamazsanız ve yerel mahkemede davayı kaybetseniz bile kararı temyiz edin ve ulaşamadığınız böyle bir kararın da bulunduğunu belirtin, muhtemelen davanız olumlu neticelenecektir. Bununla birlikte, her davanın kendine özel şartları olabilir. Bahsettiğiniz karar sizin durumunuza da tıpa tıp uyar mı uymaz mı, bu durumun da incelenmesi gerekir. Bir avukatınız yoksa, bir avukatla görüşmeniz faydalı olacaktır. Allah kolaylıklar versin...
#122
Merhabalar. Nafaka borcu sebebiyle uygulanan hapis cezasıyla ilgili bilgiye BURADAN ulaşabilirsiniz. Haciz boyutu için de BURADAN bilgi temin edebilirsiniz. Allah kolaylıklar versin...
#123
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun (O'ndan geldik ve O'na döneceğiz). Babanıza Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Her ölüm geride kalanlara acı verir ama ani ölümlerin acısı başkadır. Allah sabır ihsan eylesin...
#124
Merhabalar. Tasfiye işlemlerini başlatabilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınızın cevabı için TIKLAYINIZ. Allah kolaylık versin...
#125
Merhabalar. Anladığım kadarıyla faturanızı ödediğiniz halde hiç ödeme yapmamışsınız gibi size karşı icra takibi başlatıldı ve araçlarınıza haciz konuldu. İcra takibi başlatıldığında elinize ödeme emri geçmiş olması gerekiyor, bu ödeme emrine niçin itiraz etmediniz? Şu an sizin menfi tespit davası açmanız gerekiyor. Bu davadan sonra da tazminat davası açabilirsiniz ancak muhatabınız "ödeme emrine itiraz edebilirdi" diye savunma yapacaktır muhtemelen. Dolayısıyla bu sizin yaşadığınız mağduriyette kendi kusurunuzun da bulunduğu şeklinde yorumlanacaktır mahkeme tarafından. Buna rağmen tazminat davasını kazanabilirsiniz de. Dava açmak niyetindeyseniz, maruz kaldığınız zararları olabildiğince belgelemeye çalışın. Allah kolaylık versin...
#126
Merhabalar.

Alıntı Yap"..../.... nolu dosyada 19/02/2013 tarihinde temyiz sonucu donmustur karar sonucu: karar turu belirtilmemiş" böyle bir ifade vardı. Bunun ne anlama geldiğini anlatabilirmisiniz?

Anlaşılan o ki temyizin neticesi belli olmuş. Size gelen tebligatta Danıştay'ın temyizle ilgili vermiş olduğu kararın bir örneğinin de olması gerekirdi. Eklenmesi unutulmuş olabilir. Size gelen tebligatla birlikte davayı açtığınız idare mahkemesine müracaat ederek Danıştay'ın kararının bir örneğini alabilirsiniz.

Alıntı YapDiğer bir konu danıştay temyiz davalarında zamanaşımı süresi ne kadardır?

Bir ihtilafla ilgili dava açılmışsa, mahkemece karar verilip karar kesinleşinceye dek o ihtilafla ilgili zamanaşımı süresi de duracaktır. Dolayısıyla dosya isterse beş yıl temyizde kalsın, zamanaşımı yönünden hiçbir sorun oluşmaz. Allah kolaylık versin...
#127
Merhabalar. Ressam arkadaşınızın mevcut bir resmi mi kopyalanmış yoksa arkadaşınızın resimlerinden farklı bir resim yapılarak bu resme arkadaşınızın imzası mı atılmış? Savcılığa durumu ayrıntılı bir şekilde açıklamanız ve müzayede sitesindeki resimle ilgili sayfalardan çıktı alıp şikayetinize eklemeniz gerekiyor. Gerisi savcılığın işi. Savcılık soruşma kapsamında gerekli delilleri toplayacak ve ilgili kişilerin ifadelerini alacaktır. Bir avukattan yardım almanızı önemle tavsiye ederim. Konunun Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde de incelenmesi gerekiyor. Allah kolaylık versin...
#128
Merhabalar. Askere gidecek olmanız, mevcut iş yerinde bir yıl ve daha fazla süreli bir çalışmanız söz konusu olduğundan, size işverenden kıdem tazminatı alma hakkı verir. Bunun dışında iş yerinde kullanmadığınız yıllık izin, ödenmeyen fazla mesai gibi alacaklarınız varsa, bu alacaklarınızı da işverenden tahsil etme hakkına sahipsiniz elbette. Kıdem tazminatıyla ilgili daha ayrıntılı bilgi için TIKLAYINIZ. Şimdiden hayırlı teskereler...
#129
Merhabalar. Öncelikle geçmiş olsun.

Alıntı YapDİĞER SANIK ÇIKTI. O DA BİR SÜRÜ ÇALIŞAN VAR BEN YAPMADIM. KİMİN YAPTIĞINI NEREDEN BİLİRİM DİYE KOMİK BİR SAVUNMA YAPTI. BU GİBİ DAVALARDAN NASIL BİR SONUÇ ÇIKIYOR.

İşlemi kimin yaptığı tespit edilemezse, hakim bu kişiler hakkında beraat kararı verecektir.

Alıntı YapBU SAHTEKAR VE DOLANDIRICILARIN HAPİS CEZASI ALDIRMAK İÇİN BEN MÜŞTEKİ OLARAK NE DEMEM GEREKİYOR.

Sizin bu aşamada şikayetinizin devam ettiğini belirtmeniz kafi. Gerisi toplanan delillere, ifadelere ve hakimin değerlendirmesine kalmış. Sizin bu aşamada yapabileceğiniz başka bir şey yok. Allah kolaylık versin...
#130
Merhabalar.

Alıntı YapYeni kanuna göre eve haciz durumu söz konusu değil deniliyor bu doğru mudur? Evimde aynı eşyadan iki tane de yok.

Borçlunun evine her zaman için hacze gidilebilir; bu anlamda uygulamada bir değişiklik yok. Yani alacaklı, evde hiçbir haciz işlemi yapılamasa bile yanına polis ve icra memurunu alarak her zaman borçlunun evine hacze gidebilir ve bu yolla borçluya psikolojik baskı yapabilir. Yapılan değişiklik, aynı eşyadan iki tane olmaması halinde borçlunun evinde haciz yapılabilmesinin -istisnalar hariç- artık mümkün olamamasında yatıyor. İcra ve İflas Kanunu'nun 82. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde borçlunun evinde iki çamaşır makinesi, iki buzdolabı, iki tv, vs. olmadığı sürece klasik ev eşyaları artık haczedilemeyecektir. Tablo, antika eşya, ziynet eşyası gibi borçlu ve borçluyla aynı evde yaşayan yakınları için normal yaşantılarını sürdürebilmeleri açısından lüzumlu olmadığı kabul edilen eşyalar ise haczedilebilecektir. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için TIKLAYINIZ.
#131
Alıntı yapılan: elifsez - 27 Mayıs 2013, 12:05:08
Biz bu araştırmayı daha önce yaptırdık.. Çünkü banka da ilk önce bize sizin söylediğiniz durumlardan dolayı sadece o evi değil diğer üstünüze olan herşey alınabilir diye söyleyince araştırma yapıldı ve sonucunda sadece o işlem için ipotek konulduğunu, asıl borçlunun diğer borçları için herhangi bir sıkıntı oluşmadığı söylendi..Ama yine de varlık firmasının bir açık aradığını bir şekilde alimizden alabileceğini söylediler.. Benim anlamadığım bu durum nasıl doğabilir..

Araştırmayı kim yaptı? Banka personeli mi? Size kredi sözleşmesi ve ipotek evraklarının bir sureti verildi mi? Bunların birer örneği elinizde değilse, size yanlış bilgi de verilmiş olabilir. Bence sizin bu aşamada yapabileceğiniz en iyi şey, bankadan bu evrakların birer örneğini almak olacaktır. Aldıktan sonra bir avukatla görüşerek -şartları varsa- ipoteğin kaldırılması davası açabilirsiniz.

Alıntı YapVarlık firması ile görüşmelimiyim?

Bir işe yarayacağını zannetmiyorum ancak dava açma yoluna gidecekseniz, dava açmadan önce şirketin iddialarını öğrenmek fayda sağlayacağından, şirketle bu maksat çerçevesinde görüşmeler yapabilirsiniz. Allah kolaylık versin...
#132
Merhabalar.

Alıntı YapBu duruma göre;

1. Temyiz sonuçlanabilir ?

Aleyhinize delil oluşturan kamera görüntüleri sebebiyle onama kararı gelebilir. Dosya incelenmeden sağlıklı bir yorum yapılabilmesi mümkün değildir. Dosyanın Yargıtay'ın hangi ceza dairesinde olduğunu ve dosya numarasını sorgulamak için TIKLAYINIZ. Dosyanın durumunu, ilgili ceza dairesi kaleminden telefonla öğrenebilirsiniz.

Alıntı Yap2. Temyizin sonucu yine mahkumiyet olursa nasıl bir yol izleyebilirim?

Karar Yargıtay'ca onanırsa, hukuken pek fazla yapılabilecek bir şey kalmaz maalesef. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda sanığın doğrudan tashihi karar yoluna gidebilmesini sağlayacak bir hüküm bulunmamaktadır. Bununla birlikte, son şans olarak CMK.m.308 kapsamında (maddenin tam metni aşağıdadır) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek başsavcılıktan Ceza Genel Kuruluna itiraz yoluna başvurmasını talep edebilirsiniz. Başsavcılık bu talebinizi reddederse, hukuki süreç sona erecek ve karar kesinleşecektir.

Alıntı Yap3. Dava ile ilgili sizlerin şahsi kanaatlerini merak etmekteyim?

Dosya incelenmeden sağlıklı bir yorum yapılabilmesi mümkün değildir.

Alıntı Yap4. Hiç sabıka kaydımın olmayışı bu durum için önemli mi?

Daha önceden suç işlememiş olmanız, hakimin takdir haklarını olumlu yönde kullanmasını ve şartları varsa, CMK.m.231'de düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi sanık lehine alternatif yaptırımlara yönelmesini sağlar (ki sizin cezanız iki yılın üstünde olduğundan, CMK.m.231'den istifade edememişsiniz). Bunun dışında, yapılan yargılama neticesinde suçlu görülüp görülmemenizle bir ilgisi olamaz.

Alıntı Yap5. İnşallah olmaz ama olur da hapis yatarsam bu 2 seneyi tamamı ile mi yatmak zorunda kalırım ?

İyi halli olarak cezanızın üçte ikisini infaz kurumunda çektikten sonra koşullu salıverilmeden yararlanabilirsiniz. Konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi için TIKLAYINIZ.

Alıntı Yap6. Cezamın değiştirilme olasılığı var mıdır (para cezası, denetimli serbestlik vb. gibi)?

Yargıtay lehinize bozma kararı verirse, yeniden yapılacak yargılama neticesinde bu tarz bir karar çıkabilir.

Alıntı Yap7. Temyizin sonucu her ne olursa olsun haksız yere suçlanmış olmamdan dolayı yaşadığım durumlar dolayısı ile karşı dava veyahut tazminat davası açabilme durumum var mıdır?

Sonuçtaki hakkınızdaki şikayet kamera görüntüleri gibi yabana atılamayacak bir delile dayanıyor. Dolayısıyla içi boş bir şikayet değil. Bu sebeple beraat bile etmiş olsanız, şikayet eden şahıslardan tazminat almaya hakkınız olmaz. Zor bir durum, Allah kolaylıklar versin...



    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi
     Madde 308 – (1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re'sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
    (2) (Ek: 2/7/2012-6352/99 md.) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
    (3) (Ek: 2/7/2012-6352/99 md.) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.
#133


TBMM Genel Kurulu'nda alkol ile ilgili düzenlemeleri de içeren "Torba Kanun" teklifi görüşüldü.

Teklifin 2. maddesi üzerinde, AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile arkadaşlarının imzasını taşıyan önerge kabul edildi.

Buna göre, alkollü içkilerin her ne surette olursa olsun reklamı ve tüketicilere yönelik tanıtımı yapılamayacak. Bu ürünlerin kullanılmasını ve satışını özendiren veya teşvik eden kampanya, promosyon ve etkinlik yapılamayacak. Ancak, alkollü içkilerin uluslararası düzeyde tanıtımına yönelik ihtisas fuarları düzenlenebilecek.

Alkollü içkileri üreten, ithal eden ve pazarlayanlar, her ne surette olursa olsun hiçbir etkinliğe ürünlerinin marka, amblem ya da işaretlerini kullanarak destek olamayacak. Açık alkollü içki satışı yapmaya ilişkin izin belgesi olan işletmelerde, servis amaçlı materyallerde marka, amblem ve logo kullanılabilecek.

Televizyonlarda yayınlanan dizi, film ve müzik küplerinde alkollü içkileri özendirici görüntülere yer verilemeyecek.

Alkollü içkileri üretenler, ithal edenler ve pazarlayanlar, teşvik, hediye, eşantiyon, promosyon veya bedelsiz olarak alkollü içki dağıtamayacak.

Alkollü içkiler, tüketilmek veya beraberinde götürülmek üzere 18 yaşını doldurmamış kişilere satılamayacak. 18 yaşını doldurmamış kişiler, alkollü içkilerin üretiminde, pazarlanmasında, satışında ve açık sunumunda istihdam edilemeyecek. Yasal düzenlemeler uyarınca gerçekleştirilen eğitim amaçlı çalışmalar bu hükmün dışında olacak.

Alkollü içkiler, otomatik satış makineleri ile satılamayacak, her nevi oyun makineleri veya farklı yöntemlerle oyun ve bahse konu edilemeyecek. Bu ürünler basın ve yayın yoluyla tüketicilere satılamayacak ve posta ile satış yöntemi kullanılarak gönderilemeyecek.

Alkollü içkiler, 22.00 ile 06.00 saatleri arasında perakende olarak satılamayacak.

Alkollü içkiler sunum izni verilen yerlerde açık olarak tüketilebilecek ve bu yerlerde tesis sınırları dışında tüketilmek üzere alkollü içki satışı yapılamayacak.

Alkollü içki ambalajlarına uyarı konulacak

Alkollü içkiler, işletme dışından görülecek şekilde perakende olarak satılamayacak.

İhraç amaçlı üretilenler hariç olmak üzere; Türkiye'de üretilen veya ithal edilen alkollü içkilerin ambalajları üzerine, zararlarını belirten Türkçe yazılı uyarı mesajları konulacak.

Alkollü içkilerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici hiçbir işareti, alkolsüz içki ve sair ürünlerde; alkolsüz içki ve sair ürünlerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici hiçbir işareti de alkollü içkilerde kullanılamayacak. Ancak, ihraç amaçlı üretilenlerde bu hüküm uygulanmayacak.

İhraç amaçlı üretilenler hariç olmak üzere; alkollü içki kategorisindeki ürünlerin işlenmesi sonucunda elde edilen alkolsüz içkilerde; içeriğinde alkol kalmış içeceklerin ambalajları üzerine içerdiği alkol miktarı, alkol tamamen alınmış ise alkolün tamamen alındığı hususu tüketiciler tarafından kolaylıkla okunabilecek şekilde yazılacak.

Meskun mahaller ve konaklama yerleri hariç olmak üzere; otoyollardaki ve devlet karayollarındaki yapı ve tesislerde alkollü içki satışına ve tüketimine izin verilmeyecek.

Öğrenci yurtları, sağlık hizmeti verilen yerler, spor müsabakası yapılan stadyum ve kapalı spor salonları, her türlü eğitim ve öğretim kurumları, kahvehane, kıraathane, pastahane, bezik ve briç salonları ile akaryakıt istasyonlarının mağaza ve lokantalarında alkollü içkilerin satışı yapılamayacak.

AA
http://www.samanyoluhaber.com/politika/Meclisten-gecen-alkol-duzenlemesi-neler-getiriyor/1014928/


Mecliste yaşanan tartışmalar

TBMM Genel Kurulu'nda, alkolle ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşülmesi tartışmalı geçti.

TBMM Genel Kurulu'nda, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekilleri, alkolle ilgili düzenlemeleri eleştirdi.

"Torba Kanun" teklifinin tümü üzerinde MHP Grubu adına söz alan Manisa Milletvekili Erkan Akçay, farklı düzenlemelerin aynı teklif içinde getirilmesini eleştirdi.

Bütün vatandaşları, özellikle de çocukları ve gençleri, alkol, uyuşturucu gibi maddelerden korumaya yönelik düzenlemeleri desteklediklerini, ancak AK Parti'nin teklifinin sadece yasaklar üzerine kurulu olduğunu savunan Akçay, yasaklamanın hiçbir zaman sonuç vermediğini söyledi.

Akçay, sorunun, eğitim, bilinçlenme, temel hak özgürlükler yönünün ihmal edildiğini ileri sürdü.

Türkiye'nin alkollü içkilerden aldığı verginin yüksek olduğunu ifade eden Akçay, "Buna rağmen AKP dönemi alkol tüketimin arttığı yıllar olarak tarihe geçecektir" diye konuştu.

Akçay, 10 yılık AK Parti iktidarı döneminde, gençlerin ve çocukların alkol kullanım oranının yükseldiğini savundu.

"Güncel sorunlar yok"

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, AK Parti'nin kendi yaşam tarzını her alana yaydığını öne sürerek, "Teklifte alkol, tütün, reklam, tanıtım, trafik, mülkiyet hakkı, vakıflar, cami dükkanları, ÖTV, KDV ne ararsan var ama Türkiye'nin güncel sorunları olan adalet, özgürlük, hoşgörü yok" dedi.

Alınan kararların turizm ve eğlence sektörüne etkisinin olacağını söyleyen Kaplan, "Unutmayın turizm borsa gibi bir çakıldı mı bir daha toparlanamaz" diye konuştu.

Kaplan, "İlla zararlı şeylerle uğraşmak istiyorsanız, Türkiye'de 100 bin seks işçisi var, 56 genelev var. Kumar oynatmada Türkiye üçüncü sırada. İnançlarınızda samimiyseniz, bunlarla yüzleşmeye hazır mısınız?" diye sordu.

Teklifte, binlerce küçük esnafı iflasa götürecek düzenlemeler olduğunu öne süren Kaplan, teklifte faydalı olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne 300 kadro ihdasının düzenlemeden çıkarıldığını söyledi.

"İdeolojik yaklaşım"

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, teklifin bir kısmının komisyonda düzeltildiğini ancak hala düzeltilmesi gereken alanların bulunduğunu ifade etti.

Alkol bağımlılığıyla mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Hamzaçebi, şöyle devam etti:

"Devlet, kendini bireyin yerine koyarak, onun yaşam alanına, özgürlüklerine müdahale ederek, alkol tüketimi ortadan kaldıracak şekilde görev üstlenemez. Hiç kimse inançlarıyla, diğer uygulamaları birbirine karıştırmasın. Bir insan inancı gereği içki içmeyebilir ama devlet 'günah' kavramından hareketle yasal düzenleme yapamaz. Devlet aşırı alkol bağımlığının, aşırı kullanımın insan sağlığına vereceği zararı vatandaşlarına anlatmakla görevlidir. İçki içmek ya da içmemek erdem değildir. Devlet, bireylerin tercihlerine saygı göstermek zorundadır. Ancak teklifin yaklaşımı böyle olmamıştır. İdeolojik yaklaşımla alkolü Türkiye'nin gündeminden kaldırmak istemektedir."

Teklif üzerinde komisyonda yapılan değişikliklerle ilgili bilgi veren Hamzaçebi, Yeşilay Vakfı'nın kanunla kurulmasını, bütçeden para aktarılmasını eleştirdi.

Şahsı adına söz alan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, AK Parti'nin, içki içmeyi gizli saklı yapılacak bir iş haline getirdiğini savundu.

Kimsenin içmeye ya da içmemeye zorlanamayacağını belirten Çam, "Bunlar, dini, ideolojik bir dayatmadır. Yapılmak istenen; alkolle mücadele değil, kendi inançları ve yaşam kültürleri çerçevesinde toplumu yeniden dizayn etmektir" iddiasında bulundu.

AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, teklifin, asla ve asla alkol kullanan vatandaşların hakkına, hukukuna, içme özgürlüklerine kısıt getirilmesine yönelik bir düzenleme olmadığını söyledi.

Bütün çağdaş, uygar ülkelerde olduğu gibi alkol satışına ilişkin kuralların belirlendiğini kaydeden Bilgiç, teklifle ilgili bilgi verdi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, alkol ile ilgili düzenlemeleri de içeren teklifte önemli olanın, düzenlemeleri yapıp gençleri ve çocukları bu kötü alışkanlıklardan korumak olduğunu belirterek, "Bunların yasakçı bir zihniyet olarak değerlendirilmesini çok doğru bulmam" dedi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda, alkolle ilgili düzenlemeleri de içeren Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Şimşek, deniz taşıtlarına ÖTV'siz yakıt verilmesinin istismar edilmesini kabul edemeyeceklerini ifade ederek, buna ilişkin tedbirler aldıklarını söyledi.

Türkiye'de akaryakıt ürünleri üzerindeki vergilerin yüksek olduğunu ifade eden Şimşek, "İthal ettiğimiz bir ürün, bütçe için önemli bir gelir kaynağı. Dolayısıyla biz bazı alanlarda ülkenin rekabet gücünü dikkate alarak bazı imkanlar sunuyoruz ama bunun istismar edilmesi konusu, tabii ki bizim kabul edeceğimiz bir konu değildir" dedi.

Bakan Müezzinoğlu da alkollü ve uyuşturucu içki kullanımı ile ilgili bilgiler verdi.

TÜİK rakamlarına göre, alkollü içki kullanımının, 2008'de yüzde 10,9, 2010'da yüzde 12,6 olduğunu, 2011'de de artış göstererek yüzde 14,3 rakamına ulaştığını belirten Müezzinoğlu, yıllara göre kişi başı alkol kullanımda ise önemli bir artış gözlemlenmediğini kaydetti. Müezzinoğlu, bu düzenleme yasalaştığında alkolle mücadeleye önemli bir katkı sağlayacağını bildirdi.

Müezzinoğlu, Türkiye'de bulunan 22 AMATEM merkezinin yatak kapasitesinin, 602 olduğunu söyledi. Madde bağımlılığı merkezlerinde ayakta tedavi gören hasta sayısının 160 bin, yatarak tedavi gören hasta sayısının da 3 bin olduğunu kaydeden Müezzinoğlu, Türkiye Uyuşturucu ve Bağımlılık Merkezi'nin raporuna göre, uyuşturucu kullanım oranı 2010'da 1,6 iken, bu oranın 2012'de 2,2'ye yükseldiğini bildirdi.

"İran'da alkol ve uyuşturucu kullanım oranlarının yüksek oluşu" ile ilgili soru üzerine Müezzinoğlu, "Burada esas olan, yasakçılıktan ziyade düzenlemeyi sağlıklı yapabilme. İtalya, alkolle yaptığı mücadele sonucunda son 20 yılda alkol tüketimini yüzde 50 oranında azalttı" dedi.

Müezzinoğlu, burada önemli olanın düzenlemeleri yapıp, gençleri ve çocukları kötü alışkanlıklardan olabildiğince koruyabilmek ve düzenlemeleri sağlıklı yapabilmek olduğunu belirterek, "Bunların yasakçı bir zihniyet olarak değerlendirilmesini çok doğru bulmam" diye konuştu.

Kaynak: AA
http://www.haber7.com/ic-politika/haber/1030169-meclis-genel-kurulunda-icki-tartismasi


Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik alkollü içki düzenlemesini değerlendirdi

HAKAN SAKALLI - KIRIKKALE

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Meclis'ten geçen alkollü içkiler ile ilgili yasa için Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) tutumunu eleştirdi. 1944 yılında CHP'nin bütün illere gönderdiği genelgeyi okuyan Çelik, "AK Parti yaptığı zaman laikliğe aykırı oluyor da CHP'nin bu genelgesi nedir?" dedi.

Kırşehir'e bir dizi açılış için gelen Hüseyin Çelik, TBMM'den geçen alkollü içkilerle ilgili yasanın hiç de doğru bir zeminde tartışılmadığını söyledi. Çelik, "Türkiye alkol tüketimine bir sınırlama getirmiyor. Bunun satışına ve servisine de bir yasak getirmiyor. Bunu kim içip içmeyeceğine biz değil bireylerin bizatihi kendisi karar verir. Fakat dünyanın bütün medeni ülkelerinde olduğu gibi alkol ve sigara meselesi belli düzenlemeleri gerektirir." şeklinde konuştu.

Çelik, bu düzenlemelerin en güzel örneklerinin demokrasinin iyi bir şekilde yaşandığı İskandinav ülkeleri olan İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya gibi ülkelerde görüldüğünü kaydetti. Bu ülkelerde belirli saatlerde alkol yasağı olduğunu hatırlatan Çelik "İskandinav ülkelerine bakın, demokrasinin en iyi uygulandığı üç dört ülke orada. İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya gibi ülkelerde bile gecenin belli saatlerinde sabahın belli saatlerine kadar alkol satışı yasaktır." diye belirtti.

CHP'nin 1944 yılında bütün illere gönderdiği genelgeyi okumak istediğini kaydeden Hüseyin Çelik, "Bakın genelgede şunlar yazıyor." diyerek genelgeyi okudu: 'Bazı kasabalarda açılan şehir kulüplerinin kumar ve içki alışkanlığı yaymakta olduğu anlaşılmıştır. Partili arkadaşların şehir kulüplerinin bu zararlarını önleyecek şekilde hareket etmeye çalışmaları ve kendilerini bu kulüplerde kumar mahiyetinde olan oyunlardan çekinmeleri için vilayet idare heyetinizin dikkat ve alakasını rica ederim. Bu gibi şehir kulüplerinin açılmasında ve idaresinde kumar ve içkiyi genişlettirecek ve memurlarımızın fena itiyatlara götürecek şekile girmemesi için idare amirliğimizce icap eden tedbirlerin alınması hususu dahiliye vekaletinden ayrıca rica ederim. Mahalli idare amirleriyle el ele vererek bu nevi yıkıcı hareketlerin önlenmesini önemle rica eder, sevgi ve saygılar sunarım.'

Alkol ile ilgili yasayı beş kelimeyle özetleyen Çelik, "Bir; içki özendirilmesi yasaklanıyor. İki; teşvik edilmesi yasaklanıyor. Üç; reklamının yapılması yasaklanıyor. Dört; promosyon malzemesi getirilmesi yasaklanıyor. Beş; kampanya konusu haline getirilmesi engelleniyor. Bu da Anayasa'nın gençleri alkolizmden koruma ile ilgili amir hükmüdür. Olması gerekendir." dedi.

Bu konunun başka yöne çekilmemesi gerektiğini dile getiren Çelik, "Yapılanlar ortadadır, bunları farklı yerlere çekmeyelim. Bu konuları doğru zeminde tartışalım. Nesillerimizi korumak zorundayız. Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan, kumardan, alkolizmin zararlarından korumalıyız." şeklinde konuştu.

(CİHAN)
http://www.zaman.com.tr/politika_celik-chpnin-alkolle-ilgili-genelgesini-okudu_2093670.html


İÇKİ İÇMEK İSTEYENE KİMSE ARTIK AYRAN İÇ DEMİYOR

Alkollü içki satışına yönelik yapılan düzenlemeye ilişkin açıklamalarda bulunan Hüseyin Çelik, şöyle konuştu: "Bizim aklımızın köşesinden insanların şahsi tercihlerine, hayat tarzlarına müdahale etmek hiçbir zaman geçmedi. Eğer bir ülkede demokrasi varsa isteyen ayran içer, isteyen rakı içer. Halkımız bilmelidir ki içki üretmek, satmak, tüketmek yasaklanmamıştır ve kısıtlanmamıştır. Yapılan şeyi beş kelimeyle ifade edeyim; içkinin özendirilmesi, teşvik edilmesi, reklam edilmesi, promosyon malzemesi edilmesi ve kampanya konusu haline getirilmesi yasaklanmıştır. CHP'lilere içmeyin diyen yok ki. CHP'liler içecekleri zaman bize mi soruyorlar? İçecek olan CHP'li yine gitsin içsin. İsteyen gidip içsin. Size arkadaş sen içki içiyordun, artık ayran iç demiyor hiç kimse." (ANKA)

http://siyaset.milliyet.com.tr/huseyin-celik-kimse-artik-ayran/siyaset/detay/1714299/default.htm
#134


Gaziantep'te, geçen cumartesi günü eğlence merkezine el bombası atılmasına ilişkin yürütülen soruşturma sırasında elde edilen bilgiler doğrultusunda, mart ayında adliye önünde 5 kişinin kalaşnikof tüfekten açılan ateşle öldürülmesini azmettirdiği iddia edilen 4 kişi polis tarafından gözaltına alındı.

Gaziantep'te, geçen cumartesi gecesi, Muammer Aksoy Bulvarı'nda bulunan bir eğlence merkezi önünde patlama meydana geldi. 1 kişinin yaralandığı patlamanın el bombasından kaynaklandığını saptandı Polisler, güvenlik görevlilerinin ifadesi doğrultusunda, el bombasının üzerlerinin aranmasına izin vermedikleri için girişleri engellenen kişiler tarafından atıldığını ve şüphelilerin kaçtığını belirledi. Olayla ilgili çalışma yapan polis, düzenlediği operasyonlarda 2 ruhsatsız tabanca, taarruz tipi Rus yapımı el bombası ile birlikte 8 şüpheliyi gözaltına aldı. Sorgulamalarının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Mehmet Nuri Çetin tutuklanırken, 7 şüpheli serbest bırakıldı.

5 KİŞİNİN ÖLÜMÜNÜ AZMETTİRENLERE GÖZALTI

14 Mart'ta Adem Çetin, husumetli olduğu kişiler zannederek duruşmadan çıkan Hatice Şenel, Atilla Dedekurt, Esra Dedekurt, Mehmet Kenan Dedekurt ile Zeki Erdem Öğümsöğütlü'yü adliye önünde kalaşnikof tüfekle ateş ederek öldürdü, 1 kişiyi de yaraladı. Yanlış kişileri öldürdükten sonra polise teslim olan Adem Çetin, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, eğlence merkezinde meydana gelen patlamaya ilişkin soruşturması sırasında sorguladığı 8 şüphelinin ifadelerinde adliye önünde 5 kişinin öldüğü olayla ilgileri bulunduğunu da saptandı.

Adliye önünde 5 kişinin öldüğü olay gününe ait güvenlik ve mobese kameralarını inceleyen polis, tutuklanan Adem Çetin'i adliyeye, patlama olayında gözaltına alınan Mehmet Demir ile Merve Berrin Bostan'ın getirdiği saptandı. Bunun üzerine yeniden açılan dosya kapsamında polis, patlama soruşturmasında serbest kalan Mehmet Demir, Merve Berrin Bostan ile cinayet suçundan tutuklanan Adem Çetin'in dedesi 79 yaşındaki Müslüm ile akrabası olan 29 yaşındaki Reşat Çetin'i gözaltına aldı.

Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sorgulanan ve suçlamaları kabul etmediği öğrenilen 4 şüpheli, işlemlerinin tamamlanmasının ardından 'Kasten birden fazla kişiyi öldürme ve yaralamaya azmettirme' ve 'Mala zarar verme' suçlarından adliyeye sevk edildi. DHA

http://www.aksam.com.tr/guncel/gaziantepteki-adliye-saldirisina-4-gozalti/haber-208781
#135


MEHMET KURU

Türkiye'deki tüm ağır ceza mahkemelerinin duruşma salonlarına ve büyük cezaevlerine yerleştirilen Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS), pilot bölge seçilen Eskişehir'de uygulamaya konuldu.

Başka ilde ya da cezaevinde bulunan sanık, mağdur ya da tanığın dinlenmesine imkân veren sistemle görülen ilk davada karar çıktı. 'Dolandırıcılık'tan yargılanan ancak başka bir suçtan halen Sivas Cezaevi'nde tutuklu bulunan F.B., mahkemeye sesli ve görüntülü olarak bağlandı. Dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, sanığı 1 yıl hapis ve 800 lira para cezasına çarptırdı.

Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Sivas Cezaevi'nde tutuklu bulunan F.B. (65), mahkemeye SEGBİS yöntemiyle bağlandı. Mahkeme, dolandırıcılıktan yargılanan sanığı sesli ve görüntülü olarak dinledi. Yaşlı sanığı hâkim karşısına çıkaran olay, geçen sene yaşandı. Köprübaşı mevkiinde cami derneği görevlisi A.A. (63) ile görüşen F.B., elindeki destede 10 bin lira olduğunu ve bununla camiye yardım etmek istediğini söyledi. Ancak kendisinin 350 liraya ihtiyacının bulunduğunu, hazır desteyi bozmak istemediğini ifade etti. Bunun üzerine A.A., yanında sadece 150 lira olduğunu dile getirerek parayı F.B.'ye verdi, karşılığında da 10 bin liralık desteyi aldı. Ancak kısa süre sonra paraların sahte olduğu anlaşıldı. İhbar üzerine harekete geçen güven timleri, sanığı yakaladı. Soruşturmayı derinleştiren polis, şüpheli F.B.'nin dolandırıcılık suçundan farklı tarihlerde kesinleşmiş cezaları olduğunu tespit etti. Gözaltına alınan F.B., çıkarıldığı adli makamlarca tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ancak başka bir dolandırıcılık suçundan mevcut olan cezasını çekmek üzere Sivas Cezaevi'ne gönderildi. Akabinde hakkında Eskişehir'de yapmış olduğu 'dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık' suçundan dava açıldı. Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanık F.B., SEGBİS yöntemiyle Sivas Cezaevi'nden bağlandı. Mahkeme heyetine telekonferansla savunma yapan sanık, hakkındaki iddiaları yalanladı, suçsuz olduğunu savundu.

Dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, duruşmaya telekonferansla katılan sanık hakkındaki kararını açıkladı. F.B.'yi suçlu bulan mahkeme, sanığa 'dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık' suçundan 3 yıl hapis ve 2 bin 400 lira para cezası verdi. Sanığın söz konusu parayı iade ettiğini dikkate alan mahkeme, cezada üçte iki oranında indirime gitti. Ardından sanık F.B., 1 yıl hapis ve 800 lira para cezasına mahkûm edildi. Böylelikle SEGBİS yöntemiyle ilk kez bir sanığa hapis ve para cezası verilmiş oldu.

http://www.zaman.com.tr/gundem_mahkeme-saniga-naklen-ceza-kesti_2093556.html
#136


Türkiye Barolar Birliği (TBB) 32. Olağan Genel Kurulu'nda başkanlık seçimi yapıldı. Seçimde, TBB mevcut başkanı Vedat Ahsen Coşar, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu ile eski İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu yarıştı. TBB'nin 8. başkanlığına, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, 209 oy alarak seçildi. Diğer iki adaydan Coşar 159 oy alırken, Kolcuoğlu ise 68 oyda kaldı.

TBB'nin 32. Olağan Genel Kurulu, Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapıldı. Yapılan başkanlık seçiminde Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, 209 delegenin oyunu alarak başkan oldu. Mevcut TBB Başkanı Vedat Ahsen Coşar 159, eski İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu ise 68 oy aldı. 446 delegenin oy kullandığı seçimde, 10 oy geçersiz sayıldı.

Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Ahsen Coşar, Feyzioğlu'nu tebrik etti. Feyzioğlu, Coşar ve Kolcuoğlu, daha sonra kürsüye çıkarak delegeleri birlikte selamladı. Seçim sonuçlarının ardından Feyzioğlu'nu ilk kutlayanlardan biri de İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal ile İzmir Baro Başkanı Sema Pektaş oldu. El sıkışan üç baro başkanı basın mensuplarına poz verdi.

Teşekkür konuşması yapan yeni TBB Başkanı Feyzioğlu, bu sonuçla TBB'nin ve baroların kazandığını ifade etti. Coşar için 'Çok kıymetli başkanım', Kolcuoğlu için de 'üstadım' ifadesini kullanan Feyzioğlu, destekleyen ve desteklemeyen tüm meslektaşlarına teşekkür ettiğini söyledi.

Pazartesi günü yeni bir dönem başlayacağını dile getiren Feyzioğlu, hep birlikte el ele, omuz omuza yepyeni bir dönem başlatacaklarını vurguladı. Tüm barolara, aynı uzaklıkta değil aynı yakınlıkta olacağı sözünü veren Feyzioğlu, hiçbir avukatın hakkının ihlali ve hukukun üstünlüğüne aykırı hiçbir uygulamaya TBB'nin suskun kalmayacağını kaydetti. Feyzioğlu, "Nerede bir meslektaşımızın bir hakkı ihlal edilirse, orada doğrudan doğruya biz olacağız" dedi.

TBB'den ayrılırken gazetecilere yaptığı açıklamada ise Feyzioğlu, seçim sonucunda Türkiye'nin kazandığını belirterek, seçimde yaşanan bazı kırgınlıkları gidereceklerini ve 80 bin avukatın hakkını savunacaklarını vurguladı. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyeceklerini anlatan Feyzioğlu, demokrasi ve hukukun üstünlüğünden taviz vermeyeceklerini belirtti. Feyzioğlu, Barolar Birliği olarak boyunlarını değil ellerini uzatacaklarının altını çizdi.

http://www.skyturk360.com/haberdetay.asp?id=23966




Metin Feyzioğlu Kimdir?

Metin Feyzioğlu (d. 7 Temmuz 1969, Kızıltoprak, Kadıköy, İstanbul), Türk ceza hukuku profesörü.

Prof.Dr. Turhan Feyzioğlu ve Leyla (Cıngıllıoğlu) Feyzioğlu'nun kızı Saide (Feyzioğlu) Buçukoğlu (1950-1969) ile Mehmet Buçukoğlu (1945-) çiftinin tek çocuğudur.

Annesi doğum sırasında vefat edince, dedesi ve anneannesi tarafından evlat edinilmiştir. 1986 yılında TED Ankara Koleji'nden, 1990 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olmuştur.

1992 yılında Kamu Hukuku yüksek lisansını tamamlamıştır. Kamu Hukuku alanında 1995 yılında doktor ünvanını almıştır. 1996 yılında mezun olduğu fakülteye Ceza Hukuku alanında Yardımcı Doçent olarak atanmıştır. Columbia Üniversitesi'nde Hukuk İngilizcesi sertifikasını almıştır.

2000 yılında Doçent, 2005 yılında Profesör olmuştur. 2007 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı olmuş ve bu görevi bir yıl sürdürmüştür. 1991 yılından beri kayıtlı olduğu Ankara Barosu'nun, 10 Ekim 2010 tarihinde başkanlığına seçilmiştir.

18 Temmuz 2012 tarihinde Bilim Yönetim ve Kültür Platformu kontenjanından CHP Parti Meclisi üyesi olmuştur. Evli ve iki kız çocuğu babasıdır.

http://www.zaman.com.tr/gundem_barolar-birligi-yeni-baskanini-secti_2093995.html
#137
Merhabalar.

Alıntı Yap1 – Bu durumda sözleşmemi tek taraflı feshedebilir miyim?

Geciken maaş ve diğer ödemelerinizi belirterek İş Kanunu'nun 24. maddesine (tam metni aşağıdadır) istinaden haklı sebeple iş akdinizi feshedebilirsiniz.

Alıntı Yap2 – Feshettiğim tarihten sonra, Nisan'dan kalan maaşın geri kalanını yatırırlarsa, "tamam yatırdık maaşını gel çalışmaya devam et" demeye hakları var mı? Mayıs'tan kalan maaşım nedeniyle fesih halen geçerli olur mu?

Siz bir kez fesih yoluna müracaat ettik sonra isterlerse hemen tüm alacağınızı ödesinler, fesih hukuken geçerli bir fesih olmaya devam edecektir. Siz bu aşamadan sonra bu feshi yok farz ederek işverenle anlaşıp yola devam ederseniz, orası ayrı.

Alıntı Yap3 – Fesihte ödenmeyen yemek ücretlerini talep edebilir miyim?

Elbette.

Alıntı Yap4 – Haziran ayı girişli olduğum için henüz 2013′e ait izin hakkımı kazanmadım. Yine de yıl tamamlanmadan çalışma günü üzerinden hesaplama ile belli bir izin hakkım var mıdır? Talep edebilir miyim?

Bir yılı tamamlamadığınız sürece yıllık izin hakkından istifade edemezsiniz. Allah kolaylık versin...



     İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı
     Madde 24 - Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
     I. Sağlık sebepleri:
     a) İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa.
     b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.
     II. Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
     a) İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa.
     b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa.
     c) İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda bulunursa.
     d) İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa.
     e) İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse,
     f) Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa, yahut çalışma şartları uygulanmazsa.
#138
Merhabalar.

Alıntı YapBu borcu 14 daiereye böldü.Bu borcuda kiracıların hepsine 3 taksite böldüler.Ama bu borcun üzerimize düşen rakamını sadece 3 daire ödedik diğer daireler aidatlarda dahil olmak üzere ödeme yapmadılar.Şimdi ben hem aidatımı hemde benim üzerime düşen borcu ödediğim halde diğer dailereler ödemediği için tekrar gelen faizi ve avukatlık masraflarını ödemem isteniyor.diğer dairedeki kişi 2 senedir ne aidat ne bakım hiç bir ödeme yapmıyor yaklaşık borcu 650 TL

Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 20. maddesine göre (aşağıda tam metni mevcuttur) bahsettiğiniz borçlara aylık yüzde beş, yıllık yüzde 60 gibi günümüz şartlarında son derece yüksek bir gecikme faizi uygulanır. Bu tür sorunların önlenmesi için yasa koyucu faiz oranını olabildiğince yüksek tutmuştur. Siz bu faizi uygulayarak borçlular hakkında bir kez icra takibi başlatın bakalım, bir daha borcunu geciktiren oluyor mu :) İlave masrafları, bu masrafların oluşmasına sebep olan kişilerin ödeyecekleri faiz gelirinden karşılayabilirsiniz. İcra takibi için bir avukattan yardım almanız faydalı olacaktır. Allah kolaylık versin...


     III - Anagayrimenkulün genel giderlerine katılma :
   
     Madde 20 – (Değişik birinci fıkra: 13/4/1983 - 2814/9 md.) Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça:
   
     a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak;
   
     b) Anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında; (1)
   
     Katılmakla yükümlüdür.
   
     c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz.
   
     (Değişik: 13/4/1983 - 2814/9 md.) Gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açılabilir, icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür.
   
     Birinci fıkradaki giderlere, kat maliklerinden birinin veya onun bağımsız bölümünden herhangi bir suretle faydalanan kişinin kusurlu bir hareketi sebep olmuşsa, gidere katılanların yaptıkları ödemeler için o kat malikine veya gidere sebep olanlara rücu hakları vardır.
#139
Merhabalar. Şayet bu sorun cihaz satılırken de mevcut olduğu halde satıcı tarafından gizlenmişse, ki bir aydır cihazı kullandığınıza göre bu zayıf bir ihtimaldir, bu durumda cihazı iade ederek paranızı geri alma yoluna gidebilirsiniz. Diğer türlü zor bir durum. Cihazın ön camında çatlak bulunması, satıcının "alıcı bu hususu biliyordu veya bilmesi gerekiyordu" şeklinde savunma yapmasına kısmen dahi olsa imkan verir niteliktedir. Dolayısıyla satıcıya karşı yasal yollara müracaat etmeniz halinde, davayı kaybetmeyi de göze almalısınız. Öte yandan, bence mevcut durumda ithalatçı firmanın/teknik servisin "bu ürün garanti dışıdır" şeklindeki savunmasına karşı yasal yollara müracaat etmeniz daha mantıklı görünmektedir. Tüketici hakem heyetine müracaat edin ve dilekçenizde ithalatçı firmanın/teknik servisin cihazın camında bulunan ufak bir çatlak sebebiyle cihazın darbe aldığı ve sorunun da bu darbeden kaynaklandığını iddia ederek cihazın ücretsiz tamirine yanaşmadığını, oysa cihazı camında bu çatlak varken bir ay kadar evvel internet sitesi kanalıyla satın aldığınızı ve bir aydır da sorunsuz kullandığınızı, dolayısıyla camındaki ufak çatlağın cihazın darbe alması neticesinde oluştuğu varsayılsa bile, bu darbenin cihazdaki vaki soruna yol açmadığının kesin olduğunu, aksi halde cihazın uzun bir süre normal şekilde çalışmasının mümkün olamayacağı, kaldı ki cihazda birçok kullanıcı tarafından tespit edilen donanımsal sorunlar olduğunu ve bu sorunlarla ilgili haberlerin medyaya yansıyarak haberleştirildiğini, tüm bu şartlar çerçevesinde cihazın ücretsiz tamir edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirtin. Tutulan tutanağın bir örneğini, cihazın sahibinden.com'daki satış ilanının çıktısını ve mynet.com'daki haberin bir çıktısını dilekçenize ekleyin ve başvuru sonucunu bekleyin. İki-üç ay içinde tüketici hakem heyeti ihtilafı karara bağlayacaktır. Allah kolaylık versin...
#140
Merhabalar. Mahkeme bu hususu atlamış olabilir. Şayet atlamışsa, Yargıtay'ın bozma kararına uyacaktır. Bilinçli bir durum söz konusu ise, bir ihtimal direnme kararı da verebilir. Dosya incelenmeden net bir şey söylemek mümkün değildir. Allah kolaylık versin...