Haberler:

deneme

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - Adnanoğuz

#141



Dosya No...........:
Duruşma Günü.....:



DAVADAN VAZGEÇEN
DAVACI......................................:

VEKİLİ.................................:

DAVALI..............................:

TALEP KONUSU...................avadan vazgeçme

AÇIKLAMALAR...................:Yukarıda dosya numarası ve duruşma günü belirtilen tazminat davasının takibinden müvekkilin davalı ile aralarında anlaşması sebebiyle vazgeçiyoruz.

Vazgeçmenin kabulü ile dosyanın işlemden kaldırılmasını talep ediyoruz.Gereğini saygılarımızla arz ederim.

DELİLLER..........................:Her türlü delil

HUKUKİ NEDENLER............:HUMK m.91-95 ve ilgili yasal mevzuat

SONUÇ VE İSTEM.............:Yukarıda açıklanan nedenlerden, müvekkilin davalı ile aralarında anlaşmasından dolayı davadan vazgeçiyoruz.Vazgeçmenin kabulüne ve dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.
#142
Varlık yönetim şirketi icraya gelmez yani onlarda icra takibi icin icra dairesine başvurur ve calışıyorsanız(SGK)tabi herhangi bir işde maaşınıza haciz cıkartılır evinize icra cıkartırlarsa evinizdeki mevcut ikinci beyaz eşyalarınızı haciz edebilirler yada evdeki kıymetli gümüş altın gibi mallarınıza el koyabilirler bu nedenle iciniz rahat olsun icra memuru evi dolaşır hacze değer eşya bulunamamışdır diyerek raporunu tutar ve gider siz sakın ödeyemeyeceğiniz tahadüte imza atmayın yoksa tahadüdü ihlalden hapis yarsınız başka hic bişr şeyi takmayın sizin gibi binlerce vatandaş var
#143
Manevi tazminat acmanızda manevi talebi icin sebeb olan olayın manevi acısının tazmini taleblidir.Cevre baskılarıda eklenerek cocukluk yaşanmış olan babasızlık durumunun cevreyle ilişkisiyle zararı arttığı bağlantısıyla talep edilebilir.
#144


Manevi tazminat davası açmanızda hukuken bir engel bulunmamaktadır. Ancak bu davayı kazanabilmeniz için de babanızın sosyal, kişisel haklarınıza zarar verdiğini kanıtlamanız gerekir..Babanızın size veya annenize karşı tehdit, sövme gibi hukuka aykırı eylemi varsa cumhuriyet başsavcılığına şikayet edebilirsiniz. Böyle bir tahkikat ve dava sonrası suç sabit görülürse; yine manevi tazminat davası açılabilmesi de mümkündür
#145
 Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan sanığın mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura her hangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur.
#146

T.C. YARGITAY
11.Ceza Dairesi
Esas: 2007/8425
Karar: 2008/617
Karar Tarihi: 06.02.2008
ÖZET: Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz.

(765 S. K. m. 342) (5237 S. K. m. 158)
Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık Levent Ö.'in yapılan yargılaması sonunda: 765 Sayılı TCK. nun 342/1, 5237 S. K. nun 158/1-f maddeleri gereğince mahkûmiyetine dair İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 30.05.2007 gün ve 2005/17 Esas, 2007/197 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma isteyen 28.10.2007 tarihli tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
Belgelerde sahtekarlık suçlarında kast, zarar vermek bilinci ve iradesi olarak kabul edilmektedir. Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan sanığın mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura her hangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur.
Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz. Yargıtay'ın duraksamasız uygulamaları da bu yöndedir.
Bu genel açıklamalardan sonra olaya bakıldığında; P. Telekomünikasyon Elekt. San. Tic. Ltd. şirketinin suç tarihinde yetkilisi olan Cumhur İ.'ın yanında çalışıp onun sözlü talimatıyla imzaladığı çekler olduğunu savunması, şirket yetkilisi Cumhur İ.'ın, karşılıksız çek düzenlemek suçundan açılan davayı görüp beraatına karar veren İ. 6. Asliye Ceza Mahkemesinde verdiği <yetkili benim ancak başka şirket çalışanı bu çekleri keşide etmiş olabilir> şeklindeki ifadesi karşısında şirket yetkilisi Cumhur İ.'ın celbiyle sanığa çek keşide etmesi konusunda talimatı olup olmadığı varsa suça konu çeklerin bu talimat çerçevesinde keşide edilip edilmediğinin sorulması, sanık müdafii tarafından 21.11.2001 tarihli dilekçesinde bu konuyla ilgili bilgileri olduğunu belirttiği tanıkların da dinlenmesi, ayrıca dolandırıcılık suçuyla ilgili olarak ta suça konu çeklerin arka tarafında cirosu bulunan Murat D da dinlenerek gerek sanığın şirketiyle gerekse katılan şirketle ticari ilişkileri ve suça konu çekleri kimden, niçin alındığının ve ödememe sebebinin sorulması, bu çeklerle ilgili takibin yapıldığı İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2001/4954 sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İç
#147
Yargıtay kararından anlaşılcağı gibi yoksulluk nafakasının dahi kaldırılması gerekdiği ne hükmedilmiş bu yaşananlar basit gecişdirilecek bir olay değil size tavsiyem avukatınıza velayeti verin ve o kimin dinlenip kimin dinlenmeyeceği hukuksal olarak talebde bulunacakdır.
#148
*************************

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/4865
Karar: 2002/5658
Karar Tarihi: 30.04.2002

ÖZET: Taraflar boşanmış, müşterek çocuk A'nın velayeti anneye verilmiştir. Toplanan delillerden, davalının dört çocuklu evli bir kişi ile ilişkiye girip onunla yaşamaya başladığı, küçüğü de babaannenin yanına bıraktığı anlaşılmaktadır. Anne velayet görevini yerine getirmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında velayetin babaya bırakılıp, anne ile uygun bir kişisel ilişki kurulması gerekir. Ayrıca evlenme akti olmadan yararına yoksulluk nafakası verilen tarafın bir başkası ile karı koca gibi yaşaması halinde yoksulluk nafakasının kaldırılacağını hükme bağlanmıştır. Boşanmadan sonra kadının evli bir erkekle ilişki kurup onunla yaşadığı sabittir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekir.


(743 S. K. m. 145)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: 1-Taraflar 19.10.2000 günlü karar ile boşanmış, 4.12.1996 doğumlu müşterek çocuk Alper'in velayeti anneye verilmiştir. Toplanan delillerden, davalının dört çocuklu evli bir kişi ile ilişkiye girip onunla yaşamaya başladığı, küçüğü de babaannenin yanına bıraktığı anlaşılmaktadır. Anne velayet görevini yerine getirmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında velayetin babaya bırakılıp, anne ile uygun bir kişisel ilişki kurulması gerekirken isteğin reddedilmesi isabetsizdir.

2- 743 sayılı Medeni Kanununun 145. maddesi bir evlenme akti olmadan yararına yoksulluk nafakası verilen tarafın bir başkası ile karı koca gibi yaşaması halinde yoksulluk nafakasının kaldırılacağını hükme bağlamıştır. Boşanmadan sonra kadının (davalının) evli bir erkekle ilişki kurup onunla yaşadığı sabittir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekirken bu isteğin reddedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırına geri verilmesine oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
#149
Bu konuda yorum yapmak cok zor nihayetinde kararı hakim verecek ve sizin savunmanız da hakim üzerinde etkili olacak ama sonucda ne olursa olsun o bir baba ve yasalarımız anne -baba kavgasına cocukları bulaştırmıyor görme hakkını kutsal bir hak olarak görüyor
#150
Bu kişi noter satışını almış geriye dönüşü yok dava acmak her vatandaşın hakkı bırak acsın
#151
Kesinleşmeden derken yargıtay sürecini yani temizemi yolladınız,konu buysa icraya verebilir.
#152

Ancak bu hedefleme Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin vermiş olduğu bir karar neticesinde bozuldu ve Yargıtay bundan önce de olduğu gibi Türk yargısının göz akı olmaya devam ederek vatandaşların haklarını koruyucu bir karara imza attı. Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2012/5593 Esas ve 2012/12492 karar sayılı çok yeni bir kararı ile "uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde davalı Belediyece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedeli ödenmelidir. TAŞINMAZIN AYNINA İLİŞKİN BU DAVANIN GÖRÜLME YERİ 16.05.1956 TARİHLİ İÇTİHADI BİRLŞETİRME KARARI" uyarınca adli yargının görevi içerisindedir.
#153
Bu nedenle hakkınızda takipsizlikmi yoksa davamı acıldı acık değil eyer bir davayla yüz yüze geldiyseniz vekalet vereceğiniz bir avukat sizi savunmasında fayda var
#154
Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama ile yargılananlar cezalandırılır[1]
(1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.[1]
#155
Bankalar yasal olmayan kurum ve kuruluşlarla calışmaz,imkanınız olduğu zaman borcunuzun satıldığı varlık yönetim şirketiyle pazarlık yaparak borcunuzu taksitlendirerek ödersiniz yoksa bu borc sizin daima takibinizde olur bankalarla olabilecek ilişkilerinizde engel teşkil eder.
#156

Sistem nasıl işliyor?
VARLIK yönetim şirketlerinin, Bankalar Kanunu çerçevesinde faaliyet alanlarının başında tahsili gecikmiş alacakların finansal kurumlardan (banka, katılım bankaları ve diğer mali kurumlar) satın alınması gelmektedir.
VARLIK yönetim şirketleri, bankaların tahsil etmekten umudunu kestiği alacaklarını, bir ihale ile kendileri tahsil etmek üzere, düşük fiyattan satın alıyor.
ÖRNEĞİN, bir banka 100 milyon liralık bir borcunu yüzde 50 iskonto ederek, 50 milyon liraya varlık yönetim şirketine satıyor. Bundan sonraki süreçte artık kişiler bu şirketlere borçlu hale geliyor. Eğer şirket satın aldığı 100 liralık borcun 70 lirasını tahsil ederse bu işten, (70-50) 20 TL kazanç sağlamış oluyor.
#157
İcra takibinden birşey cıkmadığını zaten söylüyorsunuz ,Her hangi bir sgk da sigortalı calışıyorsa maaşına girebilirsiniz yok calışmıyorsa ne yapılabilirki borc icin her hangi bir ceza işlemi uygulayamassınız
#158

:arrow: MİRASI REDDEDEMEYECEK KİŞİLER

• Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan(mirasın paylaşma işlemlerine), terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya murisin işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke(miras) mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez.
#159
Mahkeme kararını yani gerekceli kararı aldıkdan sonra süresi icinde temize yollamanızı yargıtay sürecini beklemenizi tavsiye ederim,kimse avukat tutmak mecburiyetinde değildir
#160

Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI
ESAS KARAR
77/4007 77/4186   

ÖZET: Murisin ölüm gününde terekenin borca batık olduğu şayi ve sabit
ise, terekeye tesahüp etmeyen mirascı her zaman redin tesbitini isteyebilir.

Taraflar arasındaki reddi miras davasının yapılan muhakemesi sonunda
verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Tereke borca batık olduğu taktirde miras, hükmen red edilmiş sayılır.
(M.K.545) Mirasçılar Medeni Kanunun 550.maddesinde yazılı eylemlerde
bulunmadıkça yani, zımmen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her
zaman terekenin borca batık olduğunun tesbiti istenebilir. Öyle ise az önce
açıklanan ilkeler çerçevesinde inleme yapılıp sonucu uyarınca hüküm verilmesi
gerekirken davanın red edilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA,
17.5.l977 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN   ÜYE   ÜYE    ÜYE    ÜYE
E.Şen.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 1983/8965

K. 1983/8919

T. 22.11.1983