III- TOPLANTIYA ÇAĞIRMA:
Madde 538 - Ortaklar umumi heyeti müdürler tarafından her yılda bir defa ve iş yılının sona ermesini takibeden üç ay içinde toplantıya çağırılacağı gibi, şirket mukavelesi hükümlerince veya şirketin menfaatleri gerektirdikçe dahi çağırılır.
Esas sermayenin onda birini temsil eden ortak veya ortaklar, toplantının maksadını göstermek suretiyle, umumi heyetin toplantıya çağırılmasını yazılı olarak istiyebilir.
Müdürler bu talebi münasip bir müddet içinde yerine getirmedikleri takdirde mahkeme teklif sahiplerinin talebi üzerine umumi heyetin toplantıya çağırılmasına karar verir.
Toplantıya ve yazılı olarak rey vermeye davet şirket mukavelesinde gösterilen şekilde ve eğer mukavelede bu hususta hüküm yoksa taahhütlü mektupla ve toplantıdan en az beş gün önce ve gündemi bildirmek suretiyle yapılır.
Bütün ortaklar; aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde toplantıya çağırma hakkındaki merasime riayet etmeksizin de umumi heyet halinde toplanabilirler. Böyle bir toplantıda bütün ortaklar hazır olmak şartiyle, umumi heyetin salahiyetine dahil olan hususlar müzakere edilerek karara bağlanabilir.
IV - SALAHİYETLER:
Madde 539 - Umumi heyet aşağıdaki salahiyetleri haiz olup bunları başka bir organa devredemez:
1. Şirket mukavelesini değiştirmek;
2. Müdürleri tayin ve azletmek;
3. Müdür olmıyan ortaklara bahşedilen kontrol hakları mahfuz kalmak şartiyle
murakıpları tayin ve azletmek;
4. Kar ve zarar hesabını ve bilançoyu tasdik ve safi karın kullanma şeklini tayin etmek;
5. Müdürleri ibra etmek;
6. Payların bölünmesi hakkında karar vermek;
7. Kuruluş veya idare işlerinden dolayı şirketin kendi organlarına veya münferit ortaklara karşı haiz olduğu tazminat taleplerini dermeyan etmek.
Şirket mukavelesinde aksine hüküm olmadıkça umumi heyet, ortakların koymayı taahhüt ettikleri sermayeye mahsuben ödiyecekleri paraların ödeme gününü tesbit ve ticari mümessillerle, bütün ticari işletmeyi idare hakkı verilen ticari vekilleri tayine salahiyetlidir.
B - İDARE VE TEMSİL:
I - MÜDÜRLER:
1. ORTAK OLANLAR:
Madde 540 - Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatiyle şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar.
Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir.
Kuruluştan sonra şirkete giren ortaklar, bu hususta umumi heyetin ayrı bir kararı olmadıkça, idare ve temsile mezun ve mecbur değildirler.
Limitet şirketin temsilcileri arasında bir hükmi şahıs bulunduğu takdirde, ancak o hükmi şahıs adına limitet şirketin temsil ve idaresini üzerine almış bulunan hakiki şahıs limitet şirketin temsilcisi olarak tescil ve ilan edilir.
2. ORTAK OLMAYANLAR:
Madde 541 - Şirket mukavelesi veya umumi heyet karariyle şirketin idare ve temsili, ortak olmıyan kimselere de bırakılabilir. Bu gibi kimselerin salahiyet ve mesuliyetleri hakkında ortak olan müdürlere ait hükümler tatbik olunur.
II- TEMSİL SALAHİYETİ:
1. ŞÜMULÜ:
Madde 542 - Müdürlerin haiz oldukları temsil salahiyetinin şümul ve tahdidi hakkında, anonim şirketin idare meclisine dair olan 321 inci madde hükmü tatbik olunur.
Vazifelerini ifa dolayısiyle müdürlerin işlemiş oldukları haksız fiillerden şirket mesul olur.
2. KALDIRILMASI:
Madde 543 - Ortaklara ait idare ve temsil salahiyetlerinin kaldırılması hakkında, kollektif şirkete dair 161 ve 162 nci maddeleri hükümleri tatbik olunur.
Ortak olmıyan müdür umumi heyet karariyle her zaman azlolunabilir. Azlolunan müdürün mukaveleden doğan hakları mahfuzdur.
3. İMZA ŞEKLİ:
Madde 544 - Şirket namına yapılacak yazılı beyanlarda, şirketin unvaniyle beraber müdürlerin kendi imzalarının da bulunması lazımdır.
Şirket tarafından tanzim edilecek mektup, evrak ve vesikalarda; şirketin unvaniyle birlikte esas sermaye miktarının gösterilmesi şarttır.
4. TİCARİ MÜMESSİL VE VEKİLLERİN TAYİNİ:
Madde 545 - Mukavelede aksine hüküm olmadıkça ticari mümessiller ile bütün işletmeyi idare salahiyetini haiz olan ticari vekiller, ancak umumi heyet karariyle tayin olunabilir. Bununla beraber her müdür, bunları azletmek salahiyetine sahiptir.
5. SERMAYENİN KISMEN KAYBI:
Madde 546 - Esas sermayenin yarısı kaybedilmiş veya şirketin borçları mevcudundan fazla tutmuşsa, yahut şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcut ise anonim şirket hakkındaki 324 üncü madde hükmü tatbik olunur.
6. REKABET YASAĞI:
Madde 547 - Müdür olan bir ortak, diğer ortakların muvafakati olmadan şirketin uğraştığı ticaret dalında ne kendi ve ne de başkası hesabına iş göremiyeceği gibi başka bir işletmeye mesuliyeti tahdidedilmemiş ortak, komanditer ortak veya limitet şirketin azası sıfatiyle iştirak dahi edemez. Bu yasak, mukaveleye konacak hükümle bütün ortaklara teşmil edilebilir.
C - MURAKABE:
Madde 548 - Ortakların sayısı yirmiyi aşan limitet şirketlerde bir veya birden fazla murakıp bulunur. Bu fasılda başka bir hüküm bulunmadığı takdirde anonim şirketlerdeki murakıplara ait hükümler limitet şirket murakıplarına da tatbik olunur.
Ortaklarının sayısı yirmi ve yirmiden az olan limitet şirketlerde, idare hak ve vazifesi bütün ortaklara ait değilse müdür sıfatını haiz olmıyan ortaklar Borçlar Kanununun 531 inci maddesinde yazılı haktan faydalanabilirler.
DÖRDÜNCÜ KISIM : İNFİSAH VE AYRILMA
A - İNFİSAH SEBEPLERİ:
Madde 549 - Şirket şu hallerde infisah eder:
1. Şirket mukavelesinde yazılı sebeplerle;
2. Mukavelede aksine açık hüküm olmadıkça, esas sermayenin dörtte üçüne sahip olan ortakların dörtte üçünü teşkil eden bir ekseriyet tarafından verilecek kararla;
3. Şirketin iflasına karar verilmesiyle;
4. Ortaklardan birinin talebi üzerine ve muhik sebeplerden dolayı mahkeme karariyle;
5. Kanunda yazılı sair hallerde.
B - TESCİL:
Madde 550 - Müdürler, iflastan gayrı bir sebeple vukubulan infisahı tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline bildirirler.
C - ŞİRKETTEN ÇIKMA VE ÇIKARILMA:
Madde 551 - Şirket mukavelesiyle, ortaklara şirketten çıkma hakkı verilebileceği gibi bu hakkın kullanılması muayyen şartlara da tabi tutulabilir.
Her ortak, muhik sebeplere dayanmak şartiyle şirketten çıkmasına müsaade edilmesini veya şirketin feshini mahkemeden talebedebilir.
Esas sermayenin yarısından fazlasına sahip bulunan ortakların mutlak ekseriyeti tarafından muvafakat edilmek şartiyle şirket, muhik sebeplerden dolayı bir ortağın şirketten çıkarılmasını mahkemeden istiyebilir.
Bir ortağın şirketten çıkması veya çıkarılması ancak esas sermayenin azaltılması hakkındaki hükümlere riayet şartiyle muteberdir. Şu kadar ki, ayrılan ortağın hakları, şirketin esas sermayesinin itibari miktarını geçen mallarından ödenir veya payı sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi hakkındaki hükümler gereğince paraya çevrilirse yahut başka bir ortak tarafından devralınırsa esas sermayenin azaltılması hakkındaki hükümlere riayet etmeye lüzum yoktur.
D - TASFİYE:
Madde 552 - Anonim şirketin, tasfiye memurlarını tayin ve azilleri, tasfiyenin icrası, ticaret sicilindeki kaydın silinmesi ve ticari defterlerin saklanması hakkındaki hükümleri limited şirketlerde dahi tatbik olunur.
E - NEVİ DEĞİŞTİRME:
I - ŞARTLAR:
Madde 553 - Bir anonim şirket tasfiye edilmeksizin aşağıdaki şartlar altında limitet şirkete çevrilebilir:
1. Limitet şirket esas sermayesinin anonim şirketin esas sermayesinden az olmaması;
2. Anonim şirketin pay sahiplerine şirket mukavelesiyle tesbit edilmiş şekle uygun olarak yapılacak bir ilanla, sahip oldukları payların itibari değerlerine kadar limitet şirketin esas sermayesine iştirak imkanının verilmesi;
3. Bu suretle iştirak edecek kimselerin koyacakları paylar tutarının, anonim şirketin esas sermayesinin en az üçte ikisine tekabül etmesi.
II - PAY SAHİPLERİNİN HAKLARI:
Madde 554 - Limitet şirkete hiç iştirak etmiyen veya anonim şirketteki paylarının yalnız bir kısmı ile iştirak eden her pay sahibi limitet şirketten, infisah eden anonim şirket mallarından kendisine düşecek miktarın ödenmesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 16/06/1989 - 3585/7 md.) Bu miktar anonim şirket umumi heyet toplantısında temsil olunan esas sermayenin üçte ikisine tekabül eden bir ekseriyet tarafından tasvip olunacak bir bilançoya göre hesap olunur.
III- ALACAKLILARIN HAKLARI:
Madde 555 - Limitet şirketin ticaret siciline kaydedilmesiyle infisah eden anonim şirketin malları; kendiliğinden limitet şirkete intikal eder.
Limitet şirketin ticaret siciline tescil edilmesiyle mukavelesinde yazılı şekilde ve üç defa yapılacak ilanla, infisah eden anonim şirketin alacaklıları üçüncü ilandan itibaren bir aydan az olmamak üzere tayin edilecek münasip bir müddet içinde haklarını bildirmeye davet olunurlar. Bu müddet içinde noter protestosiyle itiraz edilmediği takdirde borçların limitet şirkete intikal edeceği ilanda açıkça bildirilir.
İtiraz vukuunda bildirilen alacak ya ödenir veya temin olunur.
Bütün alacaklıların hakları bu şekilde teminat altına alınmadıkça infisah eden anonim şirketin mallarından pay sahiplerine hiçbir ödeme yapılamaz.
Müdürler infisah eden anonim şirketin alacaklılarına karşı bu hükümlere riayet edilmemesinden dolayı, kusursuz olduklarını ispat etmedikçe, şahsen ve müteselsilen mesuldürler.
Anonim şirketin infisahı tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline bildirilir. Limitet şirketi borçlu olarak kabul etmiyen alacaklıların hakları tediye veya temin edildikten sonra infisah eden anonim şirketin ticaret sicilindeki kaydının silinmesi limitet şirket tarafından talebedilir.
BEŞİNCİ KISIM : TATBİK OLUNACAK HÜKÜMLER
A - ANONİM ŞİRKET HÜKÜMLERİNE YAPILAN ATIFLAR:
Madde 556 - Şirketin kuruluşuna iştirak edenlerle şirketin idare veya murakabesine memur edilen kimselerin ve tasfiye memurlarının mesuliyeti, cezai mesuliyetler ve şirketin vekaletlerce murakabesi hakkında anonim şirketin bu hususlara mütaallik hükümleri tatbik olunur.
ÜÇÜNCÜ KİTAP : KIYMETLİ EVRAK
BİRİNCİ FASIL : UMUMİ HÜKÜMLER
A - KIYMETLİ EVRAKIN TARİFİ:
Madde 557 - Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunlarda mündemiç olan hak senetten ayrı olarak dermeyan edilemediği gibi başkalarına da devredilemez.
B - SENETTEN DOĞAN BORÇ:
Madde 558 - Kıymetli evrakın borçlusu, ancak senedin teslimi mukabilinde ödeme ile mükelleftir.
Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu vadenin hululünde senedin mahiyetine göre alacaklı olduğu anlaşılan kimseye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur.
C - KIYMETLİ EVRAKIN DEVRİ:
I - UMUMİ ŞEKİL:
Madde 559 - Mülkiyet veya sair bir aynı hak tesisi maksadiyle kıymetli evrakın devri için, her halde senet üzerindeki zilyedliğin devri şarttır. Bundan başka emre yazılı senetlerde ciroya nama yazılı senetlerde yazılı bir devir beyanına da ihtiyaç vardır. Bu beyan kıymetli evrakın üzerine yazılabileceği gibi ayrı bir kağıt üzerine de yazılabilir.
Kanun veya mukavele ile başka kimselerin bu arada bilhassa borçlunun da devre iştirakleri mecburi kılınabilir.
II - CİRO:
1. ŞEKİL:
Madde 560 - Bütün hallerde ciro, poliçenin cirosu hakkındaki hükümlere göre yapılır.
Devir için, tam ciro ve senedin teslimi kafidir.
2. HÜKÜM:
Madde 561 - Devri kabil olan bütün kıymetli evrakın, senedin muhteviyatından veya mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, ciro ve teslimi ile cirantanın hakları ciro edilene geçer.
D - TAHVİL:
Madde 562 - Nama yahut emre yazılı senet, ancak kendisine hak verdiği ve borç yüklediği bütün kimselerin muvafakatiyle hamile yazılı bir senet haline getirilebilir. Bu muvafakatin bizzat senet üzerine yazılması gerekir.
Hamile yazılı senetlerin nama veya emre yazılı senet haline getirilmesi hususunda da aynı esas caridir. Bu son halde hak veya borç sahibi kimselerden birinin muvafakati bulunmazsa bu değişiklik, ancak değişikliği yapan alacaklı ile onun haklarına doğrudan doğruya halef olan şahıs arasında hüküm ifade eder.
E - İPTAL KARARI:
I - ŞARTLARI:
Madde 563 - Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir.
Kıymetli evrakın zayi olduğu yahut zıyaın meydana çıktığı zamanda senet üzerinde hak sahibi olan şahıs, senedin iptaline karar verilmesini istiyebilir.
II - HÜKÜMLERİ:
Madde 564 - İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da dermeyan veya yeni bir senet ihdasını talebedebilir.
Bunun haricinde iptal usulü ve hükümleri hakkında, kıymetli evrakın muhtelif nevilerine mütaallik hususi hükümler tatbik olunur.
F - HUSUSİ HÜKÜMLER:
Madde 565 - Muhtelif kıymetli evrak hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur.
İKİNCİ FASIL : NAMA YAZILI SENETLER
A - TARİFİ:
Madde 566 - Belli bir şahıs namına yazılı olup da onun emrine kaydını ihtiva etmiyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmıyan kıymetli evrak nama yazılı senet sayılır.
B - ALACAKLININ HAKKINI NASIL İSPAT EDECEĞİ:
I - KAİDE OLARAK:
Madde 567 - Borçlu, ancak senedin hamili bulunan ve senette adı yazılı olan veya onun hukuki halefi olduğunu ispat eden şahıslara ödemeye mecburdur.
Bu cihet ispat edilmediği halde ödemede bulunan borçlu, senedin hakiki sahibi olduğunu ispat eden bir üçüncü şahsa karşı borcundan kurtulmuş olmaz.
II - EKSİK NAMA YAZILI SENETLER:
Madde 568 - Nama yazılı senet içinde senet bedelini her hamiline ödemek hakkını mahfuz tutmuş olan borçlu, alacaklı sıfatının ispat edilmesini aramamış olsa dahi hamile hüsnüniyetle yapacağı ödeme neticesinde borcundan kurtulmuş olur. Şu kadar ki; hamile ödemede bulunmakla mükellef değildir. 697 nci maddenin ikinci fıkrası hükmü mahfuzdur.
C - İPTAL KARARI:
Madde 569 - Aksine hususi hükümler olmadıkça nama yazılı senetler; hamile yazılı senetler hakkındaki hükümlere göre iptal olunur.
Borçlu, senette ilanların sayısını azaltmak veya mehilleri kısaltmak suretiyle iptal için daha basit bir usul derpiş edebileceği gibi alacaklı kendisine senedin iptal ve borcun itfa olunduğunu gösteren, resmen tanzim veya usulen tasdik edilmiş bir vesika verildiği takdirde, senet ibraz edilmeksizin ve iptaline karar verilmeksizin dahi muteber olmak üzere ödemek hakkını da mahfuz tutabilir.
ÜÇÜNCÜ FASIL : HAMİLE YAZILI SENETLER
A - TARİFİ:
Madde 570 - Senedin metin veya şeklinden, hamili kim ise o kimsenin hak sahibi sayılacağı anlaşılan her kıymetli evrak; hamile (Hamiline) yazılı senet sayılır.
Mahkeme karariyle ödemeden menedilen borçlunun ödemesi muteber olmaz.
B - BORÇLUNUN DEFİLERİ:
I - UMUMİ OLARAK:
Madde 571 - Borçlu hamile yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin hükümsüzlüğüne taalluk eden veya senetten anlaşılan defilerle alacaklı her kim ise ona karşı şahsan haiz olduğu defileri ileri sürebilir.
Borçlu ile önceki hamillerden birisi arasında doğrudan doğruya mevcut münasebetlere dayanan defilerin dermeyanı, ancak senedi iktisabederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde caizdir.
Senedin borçlunun rızası hilafına tedavüle çıkarıldığı yolunda bir defi dermeyan olunamaz.
II - HAMİLE YAZILI FAİZ KUPONLARI:
Madde 572 - Borçlu hamile yazılı faiz kuponlarından doğan alacağa karşı ana paranın itfa edildiği definde bulunamaz.
Ana paranın ödenmesi halinde, borçlu, ilerde muacceliyet kesbedecek olup asıl senetle birlikte kendisine teslim edilmiyen faiz kuponlarının tutarını bu kuponlar hakkında cari olan müruruzaman müddeti geçinceye kadar alıkoymak hakkını haizdir; meğer ki, teslim edilmeyen kuponların iptaline karar verilmiş yahut tutarı mukabilinde teminat gösterilmiş olsun.
C - İPTAL KARARI:
I - UMUMİ OLARAK:
1. SALAHİYET:
Madde 573 - Hisse senetleri, tahviller, intifa senetleri, (Münferit kuponlar hariç olmak üzere) kupon varakaları, esas kupon varakalarının yenilenmesine yarıyan kuponlar (Talonlar) gibi hamile yazılı senetlerin iptaline hak sahibinin talebi üzerine mahkemece karar verilir.
Salahiyetli mahkeme borçlunun ikametgahı mahkemesi veya hisse senetleri hakkında anonim şirket merkezinin bulunduğu yerin mahkemesidir.
Dilekçe sahibinin senedin zilyedi bulunduğu ve onu zayi ettiği yolundaki iddialarının mahkemece kuvvetle muhtemel görülmesi lazımdır.
Kupon varakası veya talonu bulunan bir senet hamilinin elinden yalnız kupon varakası veya talonu çıkmış olursa talebin haklı olduğunun ispatı için esas senedin ibrazı yeter.
2. ÖDEME YASAĞI:
Madde 574 - Dilekçe sahibinin talebi üzerine mahkeme senedin borçlusunu; hilafına hareket ettiği takdirde iki defa ödemek mecburiyetinde kalacağını ihtar ederek bedelini ödemekten meneder.
Bir kupon varakasının iptaline karar vermek lazımgeldiği takdirde vadeleri dava sırasında hulul eden münferit kuponlar hakkında faiz kuponlarının iptaline mütedair hükümler tatbik olunur.
3. İLAN İLE DAVET, MÜRACAAT MÜDDETİ:
Madde 575 - Mahkeme, dilekçe sahibinin, senedin zilyedi bulunmuş ve onu zayi etmiş olduğuna dair verdiği izahatın doğruluğunu kuvvetle muhtemel görürse, belli olmıyan hamili ilan yoliyle senedi muayyen bir müddet içinde ibraz etmeye davet ve aksi takdirde senedin iptaline karar verileceğini ihtar eder. Müddetin en az altı ay olarak tesbiti lazımdır; bu müddet ilk ilan gününden itibaren işlemeye başlar.
4. İLAN ŞEKLİ:
Madde 576 - Senedi ibraz hususundaki ilanın 37 nci maddede yazılı gazetede üç kere yapılması lazımdır.
Mahkeme lüzum gördüğü takdirde ayrıca münasip göreceği diğer şekillerde de ilanlar yapılmasına karar verebilir.
5. HÜKÜMLERİ:
A - SENEDİN İBRAZI HALİNDE:
Madde 577 - İptali istenen senet ibraz edilirse mahkeme, dilekçe sahibine senedin iadesi hususunda dava açması için bir mehil tayin eder.
Dilekçe sahibi bu mehil içinde dava açmazsa, mahkeme, senedi geri verir ve ödeme yasağını kaldırır.
B - SENEDİN İBRAZ EDİLMEMESİ HALİNDE:
Madde 578 - Senet tayin olunan mehil içinde ibraz edilmezse, mahkeme, senedin iptaline karar verir veya lüzum görürse başka tedbirler de ittihaz edebilir.
Hamile yazılı bir senedin iptali hakkındaki karar derhal 37 nci maddede anılan gazete ile ve mahkeme lüzum görürse başka vasıtalarla da ilan edilir.
İptal kararı üzerine dilekçe sahibi, masrafı kendisine ait olmak üzere yeni bir senet ihdasını veya muaccel borcun ifasını istemek hakkını haizdir.
II- KUPONLARDA USUL:
Madde 579 - Münferit kuponların zıyaı halinde hak sahibinin talebi üzerine, mahkeme, bedelin vadesinde ve eğer vade esasen hulul etmiş bulunursa derhal mahkemeye yatırılmasına karar verir.
Üç yıl geçtikten sonra hiçbir hak sahibi müracaat etmemiş olur ve vadenin hululünden itibaren üç yıl geçmiş olursa mahkeme karariyle bedel dilekçe sahibine verilir.
III - BANKNOTLARDA VE BUNA BENZER KAĞITLARDA USUL:
Madde 580 - Banknot ve büyük miktarda çıkarılıp görüldüğünde ödenmesi gereken ve para yerine ödeme vasıtası olarak kullanılan ve muayyen bedelleri yazılı olan diğer hamile yazılı senetlerin iptaline karar verilemez.
Devlet tarafından çıkarılmış olan tahviller hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur.
D - İPOTEKLİ BORÇ SENEDİ VE İRAT SENEDİ:
Madde 581 - Hamile yazılı olan ipotekli borç senediyle irat senedi hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur.
DÖRDÜNCÜ FASIL : KAMBİYO SENETLERİ
BORÇLANMA EHLİYETİ:
Madde 582 - Akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe, çek ve bono ile borçlanmaya da ehildir.
BİRİNCİ KISIM : POLİÇE
BİRİNCİ AYIRIM : POLİÇENİN KEŞİDESİ VE ŞEKLİ
A - ŞEKİL:
I - UNSURLARI:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 583 - Poliçe:
1. Senet metninde "Poliçe" kelimesini ve eğer senet Türkçe'den başka bir dille yazılmışsa o dilde poliçe karşılığı olarak kullanılan kelimeyi;
2. Muayyen bir bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız ve şartsız havaleyi;
3. Ödiyecek olan kimsenin (Muhatabın) ad ve soyadını;
4. Vadeyi;
5. Ödeme yerini;
6. Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun ad ve soyadını;
7. Keşide tarihi ve yerini;
8. Keşidecinin imzasını;
ihtiva eder.
2. UNSURLARIN BULUNMAMASI:
Madde 584 - Yukarki maddede yazılı hususlardan birini ihtiva etmiyen senet aşağıdaki fıkralarda yazılı haller dışında poliçe sayılmaz.
Vadesi gösterilmiyen poliçenin görüldüğünde ödenmesi meşrut sayılır.
Ayrıca tasrih edilmiş olmadıkça muhatabın soyadı yanında gösterilen yer, ödeme yeri ve aynı zamanda da muhatabın ikametgahı sayılır.
Keşide yeri gösterilmiyen poliçe, keşidecinin soyadı yanında gösterilen yerde keşide edilmiş sayılır.
II- MÜNFERİT UNSURLAR:
1. KEŞİDECİNİN AYNI ZAMANDA MUHATAP VEYA EMRİNE ÖDENECEK KİMSE OLMASI:
Madde 585 - Poliçe bizzat keşidecinin emrine yazılı olabileceği gibi bizzat keşideci üzerine veya bir üçüncü şahıs hesabına da keşide edilebilir.
2. ADRESLİ VE İKAMETGAHLI POLİÇE:
Madde 586 - Poliçenin üçüncü şahsın ikametgahında ödenmesi şart koşulabilir.
Bu üçüncü şahsın ikametgahı muhatabın ikametgahının bulunduğu yerde (Adresli poliçe) veya başka bir yerde (İkametgahlı poliçe) bulunabilir.
3. FAİZ ŞARTI:
Madde 587 - Görüldüğünde veya görüldüğünden muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart kılınan bir poliçeye keşideci tarafından faiz şartı dercolunabilir. Bütün diğer poliçelerde böyle bir faiz şartı yazılmamış sayılır.
Faiz miktarının poliçede gösterilmesi lazımdır; gösterilmemiş ise faiz şartı yazılmamış sayılır.
Başka bir gün zikredilmemişse faiz, poliçenin keşide gününden itibaren işler.
4. POLİÇE TUTARININ MUHTELİF ŞEKİLLERDE GÖSTERİLMESİ:
Madde 588 - Poliçe bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile gösterilen bedele itibar olunur.
Poliçe bedeli yalnız yazı ile veya yalnız rakamla mütaaddit defalar gösterilmiş olup da bedeller arasında fark bulunursa en az olan bedel muteber sayılır.
B - İMZA EDENLERİN MESULİYETİ:
I - MUTEBER OLMIYAN İMZALARIN BULUNMASI:
Madde 589 - Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmıyan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalıyan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısiyle ilzam etmiyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.
II - SALAHİYET OLMAKSIZIN İMZA:
Madde 590 - Temsile salahiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatiyle bir poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olur ve poliçeyi ödediği takdirde temsil olunan haiz olabileceği haklara sahip olur. Salahiyetini aşan temsilci için dahi hüküm böyledir.
III- KEŞİDECİNİN MESULİYETİ:
Madde 591 - Keşideci, poliçenin kabul edilmemesinden ve ödenmemesinden dolayı mesuldür. Keşidecinin kabul edilmeme halinde mesuliyetten kendini muaf tutması caiz ise de ödenmeme halinde mesuliyetten muaf olduğunu gösteren kayıtlar yazılmamış sayılır.
IV - AÇIK POLİÇE:
Madde 592 - Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe, aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulursa bu anlaşmalara riayet edilmemiş olması keyfiyeti, hamile karşı ileri sürülemez; meğer ki hamil poliçeyi kötü niyetle iktisabetmiş veya iktisap sırasında kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun.
İKİNCİ AYIRIM : CİRO
A - POLİÇENİN DEVREDİLMESİ:
Madde 593 - Her poliçe sarahaten, emre yazılı olmasa dahi, ciro ve teslim yolu ile devrolunabilir.
Keşideci poliçeye: "Emre yazılı değildir." kelimelerini veya aynı manayı ifade eden bir kaydı dercetmişse, poliçe ancak alacağın temliki yolu ile devrolunabilir ve bu devir alacağın temlikinin hukuki neticelerini doğurur.
Ciro, poliçeyi kabul etmiş olsun veya olmasın muhataba, keşideciye veya poliçe ile borç altına girmiş olanlardan her hangi birine de yapılabilir. Bu kimseler poliçeyi yeniden ciro edebilirler.
B - CİRO:
I - KAYITSIZ, ŞARTSIZ OLMASI:
Madde 594 - Cironun kayıtsız ve şartsız olması lazımdır. Cironun tabi tutulduğu her şart yazılmamış addolunur.
Kısmi ciro batıldır.
Hamiline ciro beyaz ciro hükmündedir.
II - CİRONUN ŞEKLİ:
Madde 595 - Cironun poliçe veya poliçeye bağlı olan ve "Alonj" denilen bir kağıt üzerine yazılması ve ciranta tarafından imzalanması lazımdır.
Lehine ciro yapılan kimsenin ciroda gösterilmesine lüzum olmadığı gibi ciro, cirantanın sadece imzasından bile ibaret olabilir. Bu şekildeki cirolara "beyaz ciro" denilir. Bunun muteber olması için cironun poliçenin arkasına veya alonj üzerine yazılması lazımdır.
III- CİRONUN HÜKÜMLERİ:
1. NAKİL VAZİFESİ:
Madde 596 - Ciro ve teslim neticesinde poliçeden doğan bütün haklar devredilmiş olur.
Ciro beyaz ciro ise hamil:
1. Ciroyu kendi namına veya diğer bir şahıs namına doldurabilir;
2. Poliçeyi yeniden beyaz olarak yahut diğer muayyen bir şahsa tekrar ciro edebilir;
3. Beyaz ciroyu doldurmaksızın ve poliçeyi tekrar ciro etmeksizin poliçeyi başka bir kimseye verebilir.
2. TEMİNAT VAZİFESİ:
Madde 597 - Aksine şart bulunmadıkça ciranta poliçenin kabul edilmemesinden ve ödenmemesinden mesuldür.
Ciranta, poliçenin tekrar ciro edilmesini yasak edebilir; bu halde, senet sonradan kendilerine ciro edilmiş olan kimselere karşı mesul olmaz.
3. HAK SAHİPLİĞİNİ İSPAT VAZİFESİ:
Madde 598 - Bir poliçeyi elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takibederse son ciroyu imzalıyan kimse, poliçeyi beyaz ciro ile iktisabetmiş sayılır.
Poliçe her hangi bir surette hamilin elinden çıkmış bulunursa yukarıki fıkrada yazılı hükümlere göre hakkı anlaşılan yeni hamil, ancak poliçeyi kötü niyetle iktisabetmiş olduğu veya iktisabında ağır bir kusur bulunduğu takdirde o poliçeyi geri vermekle mükelleftir.
IV - DEFİLER:
Madde 599 - Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.
Alacağın temliki yoliyle yapılan devirlere ait hükümler mahfuzdur.
V - CİRONUN HUSUSİ ÇEŞİTLERİ:
1. TAHSİL İÇİN CİRO:
Madde 600 - Ciro "Bedeli tahsil içindir." "Kabız içindir","Vekaleten" ibaresini veya sadece tevkili ifade eden diğer her hangi bir kaydi ihtiva ederse hamil, poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat o poliçeyi ancak tahsil cirosu şeklinde tekrar ciro edebilir.
Poliçeden mesul olanlar bu halde ancak cirantaya karşı ileri sürebilecekleri defileri hamile karşı dermeyan edebilirler.
Tahsil için verilen ciroda münderiç bulunan salahiyet, bu salahiyeti verenin ölümü ile sona ermiyeceği gibi onun medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmesiyle de ortadan kalkmaz.
2. REHİN CİROSU:
Madde 601 - Ciro, "Bedeli teminattır", "Bedeli rehindir" ibarelerini yahut terhini ifade eden diğer her hangi bir kaydı ihtiva ederse, hamil poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat kendisi tarafından yapılan bir ciro ancak tahsil cirosu hükmündedir.
Poliçeden mesul olanlar, kendileriyle ciranta arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri hamile karşı ileri süremezler; meğer ki, hamil poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.
3. VADEDEN SONRAKİ CİRO:
Madde 602 - Vadenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vadeden önce yapılan bir cironun hükümlerini doğurur; şu kadar ki; ödenmeme protestosundan yahut bu protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden sonra yapılan ciro ancak alacağın temliki hükümlerini meydana getirir.
Aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden önce yapılmış sayılır.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM : KABUL VE AVAL
A - KABULE ARZ:
I - KAİDE:
Madde 603 - Poliçe vadenin hululüne kadar hamil veya poliçeyi elinde tutan herkes tarafından muhatabın ikametgahında onun kabulüne arz olunabilir.
II - KABUL ARZ ŞARTI VE YASAĞI:
Madde 604 - Keşideci, bir müddet tayin etmek veya etmemek suretiyle poliçenin kabule arz edilmesini şart koşabilir.
Keşideci, üçüncü bir şahsın ikametgahında veya muhatabın ikametgahından başka bir yerde yahut görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi gereken poliçeler hariç olmak üzere, poliçenin kabule arzını menettiğini poliçeye yazabilir.
Keza keşideci, poliçenin muayyen bir tarihten önce kabule arz edilmemesini de şart kılabilir.
Keşideci poliçenin kabule arzını menetmiş olmadıkça her ciranta, bir müddet tayin etmek veya etmemek suretiyle, poliçenin kabule arzını şart koşabilir.
III - GÖRÜLDÜKTEN MUAYYEN BİR MÜDDET SONRA ÖDENMESİ GEREKEN POLİÇELERDE:
Madde 605 - Görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart kılınan poliçelerin, keşide gününden itibaren bir yıl içinde kabule arz edilmesi lazımdır.
Keşideci bu müddeti kısaltabileceği gibi daha uzun bir müddet de şart koşabilir.
Cirantalar kabule arz müddetlerini kısaltabilirler.
IV - BİR DAHA KABULE ARZ:
Madde 606 - Muhatap, poliçenin kendisine arz edildiği günü takibeden günde bir daha ibrazını istiyebilir. İlgililer bu talebin yerine getirilmediğini, ancak bu talep protestoya dercedildiği takdirde ileri sürebilirler.
Hamil, kabule arz edilen poliçeyi muhatabın eline vermeye mecbur değildir.
B - KABUL:
I-ŞEKİL:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 607 - Kabul beyanı poliçe üzerine yazılır ve "Kabul edilmiştir" tabiriyle veya buna muadil başka bir ibare ile ifade ve muhatap tarafından imza edilir. Muhatabın poliçenin yüz tarafına yalnız imzasını koyması, kabul hükmündedir.
Poliçenin görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart edilmiş olduğu veya hususi bir şart gereğince muayyen bir müddet içinde kabule arz edilmesi lazım geldiği takdirde, hamil ibraz günü tarihinin atılmasını istemedikçe kabul hangi gün vukubulmuşsa o günün tarihi atılır. Tarih atılmamış olduğu takdirde hamil cirantalarla keşideciye karşı müracaat haklarını muhafaza edebilmek için bu eksikliği vaktinde tanzim edilecek bir protesto ile tesbit ettirmeye mecburdur.
2. KABULÜN TAHDİDİ:
Madde 608 - Kabul, kayıtsız, şartsız olmalıdır; fakat muhatap kabulü poliçe bedelinin bir kısmına hasredebilir.
Kabul şerhi bundan başka noktalarda poliçe münderecatından farklı olursa, poliçe kabul edilmemiş sayılır. Bununla beraber kabulü yapan, kabulündeki şartlar dairesinde mesuldür.
3. ADRESLİ VE İKAMETGAHLI POLİÇE:
Madde 609 - Keşideci poliçede, ödiyecek üçüncü bir şahsı göstermeksizin, muhatabın ikametgahından başka bir yeri ödeme yeri olarak göstermişse muhatap kabul şerhinde bir üçüncü şahsı gösterebilir. Aksi takdirde muhatap, ödeme yerinde poliçeyi bizzat ödemeyi taahhüt etmiş sayılır.
Eğer poliçenin bizzat muhatabın ikametgahında ödenmesi şart kılınmışsa, muhatap, kabul şerhinde ödemenin yapılacağı yer olmak üzere ödeme yerinde bulunan bir adresi gösterebilir.
II- HÜKÜMLERİ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 610 - Muhatap, poliçeyi kabul etmekle bedelini vadesinde ödemeyi taahhüt etmiş olur.
Ödemeden imtina halinde hamil, keşidesi dahi olsa poliçeden dolayı 637 ve 638 inci maddeler gereğince istenebilecek şeylerin hepsini kabul edenden doğrudan doğruya talep hakkını haizdir.
2. KABUL ŞERHİNİN ÇİZİLMESİ:
Madde 611 - Muhatap, poliçe üzerindeki kabul şerhini poliçeyi geri vermeden önce çizmiş olursa kabulden imtina etmiş sayılır. Aksi sabit oluncaya kadar kabul şerhi, poliçenin geri verilmesinden önce çizilmiş addolunur.
Bununla beraber muhatap hamile yahut poliçede imzası bulunan bir kimseye, poliçeyi kabul ettiğini yazı ile bildirmiş olursa bunlara karşı kabul beyanı dairesinde mesul olur.
C - AVAL:
I - AVAL VERENLER:
Madde 612 - Poliçedeki bedelin ödenmesi, aval suretiyle tamamen veya kısmen temin olunabilir.
Bu teminat, üçüncü bir şahıs yahut poliçede zaten imzası bulunan bir kimse tarafından da verilebilir.
II - ŞEKİL:
Madde 613 - Aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır.
Aval "aval içindir" tabiri ile veya buna muadil diğer her hangi bir ibare ile ifade ve avalı veren kimse tarafından imza edilir.
Muhatap veya keşdecinin imzaları müstesna olmak üzere poliçenin yüzüne konan her imza, aval şerhi sayılır.
Kimin için verildiği aval şerhinde açıklanmak lazımdır; açıklanmadığı takdirde aval, keşideci için verilmiş sayılır.
III - HÜKÜMLER:
Madde 614 - Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi mesul olur.
Aval veren kimsenin temin ettiği borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa dahi aval verenin taahhüdü muteberdir.
Aval veren kimse, poliçe bedelini ödediği takdirde poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kimseye ve ona karşı poliçe gereğince mesul olan kimselere karşı poliçeden doğan hakları iktisabeder.
DÖRDÜNCÜ AYIRIM : ÖDEME
A - VADE:
I - VADENİN TESBİTİ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 615 - Bir poliçe:
1. Görüldüğünde;
2. Görüldükten muayyen bir müddet sonra;
3. Keşide gününden muayyen bir müddet sonra;
4. Muayyen bir günde;
ödenmek üzere keşide olunabilir.
Vadesi başka şekilde yazılan veya birbirini takibeden vadeleri gösteren poliçeler batıldır.
2. GÖRÜLDÜĞÜNDE ÖDENECEK POLİÇE:
Madde 616 - Görüldüğünde ödenmek üzere keşide olunan poliçe ibrazında ödenir. Böyle bir poliçenin keşide gününden itibaren bir yıl içinde ödenmesi için ibrazı lazımdır. Keşideci bu müddeti kısaltabileceği gibi daha uzun bir müddet dahi tesbit edebilir. İbraz müddetleri cirantalar tarafından kısaltılabilir.
Keşideci, görüldüğünde ödenecek bir poliçenin muayyen bir günden önce ödenmek üzere ibraz edilmiyeceği hakkında şart koyabilir. Bu takdirde ibraz müddeti o tarihten başlar.
3. GÖRÜLDÜKTEN MUAYYEN BİR MÜDDET SONRA ÖDENECEK POLİÇE:
Madde 617 - Görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenecek bir poliçenin vadesi, kabul şerhinde yazılı tarihe veya protesto tarihine göre tayin olunur.
Kabul şerhinde tarih gösterilmemiş ve protesto da çekilmemiş olursa poliçe, kabul eden hakkında, kabule ibraz için derpiş edilen müddetin son günü kabul edilmiş sayılır.
II - MÜDDETLERİN HESABI:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 618 - Keşide gününden veya görüldükten bir veya birkaç ay sonra ödenmek üzere keşide edilen bir poliçenin vadesi, ödemenin yapılması gereken ayın mukabil gününde gelmiş olur. Mukabil gün bulunmadığı takdirde vade o ayın son günü gelmiş olur.
Bir poliçe, keşide gününden veya görüldükten bir buçuk ay veya birkaç ay ve yarım ay sonra ödenmek üzere keşide olunduğu takdirde, ilk önce tam aylar hesap edilir.
Eğer vade olarak bir ayın başı, ortası veya sonu tesbit edilmişse bu tabirlerden ayın birinci, on beşinci ve sonuncu günleri anlaşılır. "Sekiz gün" veya "on beş gün" tabirlerinden bir veya iki hafta değil hakiki olarak sekiz veya on beş günlük bir müddet anlaşılır. "Yarım ay" tabiri on beş günlük bir müddeti gösterir.
2. TAKVİMLERİN ÇATIŞMASI:
Madde 619 - Muayyen bir günde ödenecek bir poliçenin keşide yeri ile ödeme yeri arasında takvim farkı olduğu takdirde vade, ödeme yerinin takvimine göre tesbit edilmiş sayılır.
Takvimleri farklı olan iki yer arasında keşide edilen bir poliçe keşide gününden muayyen bir müddet sonra ödenmek üzere keşide edildiği takdirde keşide günü ödeme yerindeki takvimin mukabil gününe irca olunmak suretiyle vade hesap edilir.
Poliçelerin ibraz müddetlerinin hesabı hususunda da yukarıki fıkralar hükümleri tatbik olunur.
Poliçedeki bir kayıt veya poliçenin diğer münderecatından, maksadın başka olduğu anlaşılırsa bu madde hükümleri tatbik olunmaz.
B - ÖDEME:
I - İBRAZ:
Madde 620 - Muayyen bir günde veya keşide gününden yahut görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenecek bir poliçenin hamili, poliçeyi ödeme gününde veya onu takip eden iki iş günü içinde ödenmek üzere ibraza mecburdur.
Poliçenin bir takas odasına ibrazı, ödeme için ibraz yerine geçer.
II - MAKBUZ İSTEMEK HAKKI:
Madde 621 - Muhatap poliçeyi öderken hamil tarafından bir ibra şerhi yazılarak poliçenin kendisine verilmesini isteyebilir.
Hamil kısmi ödemeyi reddedemez.
Kısmi ödeme halinde muhatap bu ödemenin poliçe üzerine işaret edilmesini ve kendisine bir makbuz verilmesini isteyebilir.
III - VADEDEN ÖNCE VE VADESİNDE ÖDEME:
Madde 622 - Hamil, vadeden önce poliçe bedelini almaya zorlanamaz.
Vadeden önce ödeyen muhatap, bu yüzden doğacak mesuliyeti kendisi üzerine almış olur.
Hile veya ağır bir kusuru bulunmadıkça poliçeyi vadesinde ödeyen kimse borcundan kurtulmuş olur. Ödeyen kimse, cirolar arasında muntazam bir teselsülün mevcut olup olmadığını incelemiye mecbur ise de cirantaların imzalarının sıhhatini araştırmaya mecbur değildir.
IV - YABANCI MEMLEKET PARASİYLE ÖDEME:
Madde 623 - Poliçenin ödeme yerinde rayici olmıyan bir para ile ödeneceği şart koşulduğu takdirde, bedeli, vade günündeki kıymetine göre o memleket parasiyle ödenebilir. Borçlu ödemede geciktiği takdirde hamil poliçe bedelinin dilerse vade günündeki dilerse ödeme günündeki rayice göre memleket parasiyle ödenmesini istiyebilir.
Kanuni rayici olmıyan paranın kıymeti, ödeme yerindeki ticari teamüllere göre tayin olunur. Bununla beraber keşideci ödenecek paranın poliçede yazılı muayyen bir rayice göre hesap edilmesini şart edebilir.
Keşideci ödemenin muayen bir para ile yapılması lüzumunu şart koşmuş ise (Aynen ödeme şartı) ilk iki fıkranın hükümleri tatbik olunmaz.
Poliçe bedeli, keşide ve ödeme yeri olan memleketlerde aynı adı taşıyan ve fakat kıymetleri birbirinden farklı olan para ile gösterildiği takdirde ödeme yerindeki para kasdedilmiş sayılır.
V - TEVDİ:
Madde 624 - Bir poliçe 620 nci maddede tayin edilen müddet zarfında ödeme için ibraz edilmediği takdirde borçlu masraf ve hasar hamile ait olmak üzere poliçenin bedelini notere tevdi edebilir.
BEŞİNCİ AYIRIM : KABUL VE ÖDEMEDEN İMTİNA HALLERİNDE MÜRACAAT HAKLARI
A - MÜRACAAT HAKKI :
I - UMUMİ OLARAK:
Madde 625 - Hamil, vadenin hululünde poliçe ödenmemişse, cirantalara, keşideciye ve poliçe dolayısiyle taahhüt altına girmiş olan diğer kimselere karşı müracaat hakkını kullanabilir.
Hamil:
1. Kabulden tamamen veya kısmen imtina edilmiş;
2. Poliçeyi kabul etmiş olsun olmasın muhatap iflas etmiş veya sadece ödemelerini tatil etmiş yahut aleyhindeki her hangi bir icra takibi semeresiz kalmış;
3. Kabul için arz edilmesi menedilen bir poliçenin keşidecisi iflas etmiş; bulunursa vadenin hululünden önce de aynı müracaat hakkını haizdir.
II - PROTESTO:
1. MÜDDETLER VE ŞARTLARI:
Madde 626 - Kabulden veya ödemeden imtina, kabul etmeme veya ödememe protestosu denilen resmi bir vesika ile tesbiti mecburidir.
Kabul etmeme protestosunun, kabule arz için muayyen olan müddet içinde çekilmesi lazımdır. Şayet 606 ncı maddenin birinci fıkrasında gösterilen halde poliçenin ilk arzı vadenin son gününde vukua gelmiş ise protesto o günün ertesi günü dahi çekilebilir.
Muayyen bir günde veya keşide gününden veya görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şartını havi bir poliçeden dolayı çekilecek ödememe protestosunun, ödeme gününü takibeden iki iş günü içinde çekilmesi lazımdır. Görüldüğünde ödenmesi şart olan bir poliçeden dolayı çekilecek ödememe protestosu yukarıki fıkrada kabul etmeme protestosu için gösterilen müddetler içinde çekilir.
Kabul etmeme protestosu çekilmiş olması halinde ödeme için poliçeyi ibraz etmeye lüzum olmadığı gibi ödememe protestosu çekmeye de ihtiyaç yoktur.
Poliçeyi kabul etmiş olsun olmasın, muhatap ödemelerini tatil etmiş veya aleyhindeki her hangi bir icra takibi semeresiz kalmış ise, hamil müracaat haklarını ancak poliçenin ödenmesi için muhataba ibrazından ve protestonun çekilmesinden sonra kullanabilir.
Poliçeyi kabul etmiş olsun olmasın muhatap veya kabul için arz edilmesi menedilen bir poliçenin keşidecisi iflas etmişse iflas ilamının ibrazı, müracaat hakkının kullanılması için kafidir.
2. ŞEKLİ:
A - NOTERLİKÇE TANZİMİ:
Madde 627 - Protestonun aşağıdaki maddede bildirilen şekil ve surette noterlikçe tanzimi lazımdır.
B - İÇİNDEKİLER:
Madde 628 - Protesto:
1. Protestoyu çeken ve kendisine protesto çekilen kimselerin ad ve soyadlarını veya ticaret unvanlarını;
2. Kendisine protesto çekilen kimsenin, poliçeden doğan taahhüdünü yerine getirmeye davet edildiği halde taahhüdünü yerine getirmemiş veya kendisi bulunamamış yahut ticaret yerinin veya meskeninin tesbit edilememiş olduğuna dair bir şerhi;
3. Sözü geçen davetin yapıldığı veya davet teşebbüsünün akim kaldığı yer ve güne ait bir şerhi;
4. Protestoyu tanzim eden noterin imzasını ihtiva eder.
Kısmi ödeme, protestoda zikredilir.
Kabul için kendisine bir poliçe ibraz edilmiş olan muhatap, poliçenin ertesi günü tekrar ibrazını istemiş ise bu keyfiyet de protestoya yazılır.
C - PROTESTO VARAKASI:
Madde 629 - Protesto ayrı bir varaka halinde tanzim edilerek poliçeye bağlanır.
Eğer protesto, aynı bir poliçenin mütaaddit nüshaları veya poliçenin aslı ile bir sureti ibraz edilerek tanzim edilmiş ise protestoyu bu nüshalardan birisine veya asıl senede bağlamak kafidir.
Diğer nüshalara veya surete, protestonun kalan nüshalardan birine veya poliçenin aslına bağlanmış bulunduğu kaydolunur.
D - KISMİ KABUL HALİNDE:
Madde 630 - Kabul, poliçedeki bedelin bir kısmına munhasır bulunupta bu yüzden protesto tanzim edilirse poliçenin bir sureti çıkarılarak protesto bu suret üzerine yazılır.
E - BİRDEN FAZLA KİMSELER ALEYHİNE TANZİM EDİLEN PROTESTO
Madde 631 - Bir poliçeyi kabul ve tediye edecek birden çok borçluların hepsi için, tek protesto varakası tanzim olunabilir.
3. SAKLAMA MÜKELLEFİYETİ
Madde 632 - Protestoyu tanzim eden noter poliçenin bir suretini protesto varakası ile birlikte saklamakla mükelleftir.
4. SAKAT PROTESTO
Madde 633 - Noter tarafından imza edilen protesto kanuna uygun olarak tanzim edilmediği veya içindeki kayıtlar yanlış olduğu takdirde dahi muteberdir.
Noter hakkındaki inzıbati hükümler mahfuzdur..
5. PROTESTONUN MUAFİYETİ
Madde 634 - Keşideci veya ciranta yahut aval veren kimse, senet üzerine "Masrafsız iade", "Protestosuz" şartlarını veya bunlara muadil diğer herhangi bir ibareyi yazarak imzalamak suretiyle, hamile müracaat hakkını kullanmak için kabul etmeme veya ödememe protestosu keşidesinden muaf tutulabilir.
Bu şart, hamili, poliçeyi vaktinde ibraz etmek ve gereken ihbarları yapmak mükellefiyetlerinden vareste kılmaz. Müddetlere riayet olunmadığını ispat mükellefiyeti, bunu hamile karşı iddia eden şahsa düşer.
Bu şart poliçeye keşideci tarafından yazılmış ise, poliçeden dolayı taahhüt altına girmiş olanların hepsine karşı hüküm ifade eder; bir ciranta veya aval veren bir kimse tarafından yazıldığı takdirde hükmü yalnız ona münhasır kalır. Keşideci tarafından yazılan şarta rağmen hamil yine protesto çekerse masraflar kendisine ait olur.
Şart bir ciranta veya aval veren bir kimse tarafından konduğu takdirde bu şarta rağmen çekilmiş olan bir protestonun gerektirdiği masrafları, poliçeden dolayı taahhüt altına girenlerin hepsi tanzim ile mükelleftirler.
III - İHBAR MECBURİYETİ:
Madde 635 - Hamil, protesto günü yahut eğer poliçede "Masrafsız iade artı" mevcut ise ibrazı gününü takip eden dört iş günü içinde, kabul veya ödemeden imtina keyfiyetlerini kendi cirantasına ve keşideciye ihbar etmeye mecburdur.
Her ciranta aldığı ihbarı bunları aldığı günü takip eden iki iş günü içinde önceki ihbarları yapan kimselerin ad, soyadı ve adreslerini de göstermek suretiyle kendi cirantasına bildirmeye mecburdur. Keşideciye varıncaya kadar bu minval üzeri muamele edilir. Müddetler önceki ihbarın alındığı tarihten itibaren cereyana başlar.
Poliçede imzası bulunan bir kimseye yukarıki fıkra gereğince ihbarda bulunulduğu takdirde, kendisine aval veren kimseye de aynı müddet içinde bu ihbarın yapılması lazımdır.
Bir ciranta adresini hiç yazmamış yahut okunması mümkün olmıyacak surette yazılmış ise ihbarın ondan önceki cirantaya tebliği kafidir.
İhbarı yapacak olan kimse bunu noter marifetiyle veya sadece poliçenin iadesi suretiyle yapabilir.
İhbarı yapmakla mükellef olan kimse bunu muayyen müddet içinde yaptığını ispat etmek mecburiyetindedir.
Yukarda gösterilen müddet içinde ihbarname göndermiyen kimse müracaat hakkını kaybetmezse de ihmalinden doğan zarar ve ziyandan mesul olur. Ancak bu zarar ve ziyan miktarı poliçe bedelini aşamaz.
IV - TESELSÜL:
Madde 636 - Bir poliçeyi keşide, kabul, ciro eden veya o poliçeye aval veren kimseler hamile karşı, müteselsil borçlu sıfatiyle mesuldürler.
Hamil bunların borçlanmadaki sıraları ile bağlı olmaksızın her birine veya bunlardan bazılarına yahut hepsine birden müracaat edebilir.
Poliçeden dolayı taahhüt altına girmiş olup da poliçeyi ödemiş bulunan herkes aynı hakkı kullanabilir.
Hamil, borçlulardan yalnız birine müracaat etmekle, diğer borçlularla ilk önce müracaat ettiği borçludan sonra gelenlere karşı haklarını kaybetmez.
V - MÜRACAAT HAKKININ ŞÜMULÜ :
1. HAMİLİN HAKKI :
Madde 637 - Hamil müracaat yoliyle:
1. Poliçenin kabul edilmemiş veya ödenmemiş olan bedelini ve eğer şart kılınmışsa işlemiş faizi;
2. Vadenin gelmesinden itibaren işliyecek yüzde on hesabiyle faizi;
3. Protestonun ve hamil tarafından tebliğ olunan ihbarnamelerinin masraflariyle diğer masrafları;
4. Poliçe bedelinin binde üçünü aşmamak üzere komisyon ücretini; istiyebilir.
Eğer müracaat hakkı vadenin hululünden önce kullanılırsa poliçe bedelinden bir iskonto yapılır. Bu iskonto müracaat tarihinde hamilin ikametgahında cari olan resmi iskonto haddi üzerinden hesap edilir.
2. ÖDEYEN KİMSENİN HAKKI:
Madde 638 - Poliçe bedelini ödemiş olan kimse kendisinden önce gelen borçlulardan :
1. Ödemiş olduğu meblağın tamamını;
2. Ödeme tarihinden itibaren bu meblağın yüzde on hesabiyle faizini;
3. Yaptığı masrafları;
4. Poliçe bedelinin binde ikisini aşmamak üzere komisyon ücretini; istiyebilir.
VI - MAKBUZ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 639 - Kendisine müracaat edilen veya edilmesi mümkün olan borçlu, müracaat mevzuu olan bedeli ödeyince, poliçe ve protesto varakasının ayrıca doldurulacak bir makbuz ile birlikte kendisine verilmesini istemek hakkını haizdir.
Poliçeyi ödemiş olan her ciranta, kendi cirosunu ve kendisinden sonra gelen borçluların cirolarını çizebilir.
2. KISMİ KABUL HALİNDE:
Madde 640 - Poliçenin kısmen kabulünden sonra müracaat hakkının kullanılması halinde poliçe bedelinin kabul edilmiyen kısmını ödiyen kimse, ödemenin poliçe üzerine yazılmasını ve kendisine bu hususta bir makbuz verilmesini istiyebilir. Bundan başka, onun sonradan diğerlerine karşı müracaat haklarını kullanabilmesi için, hamil ona poliçenin ve protestonun tasdikli birer suretini vermeye mecburdur.
VII - RETRET:
Madde 641 - Müracaat hakkı olan herkes, poliçede aksine şart bulunmadıkça kendisinden önce gelen borçlulardan biri üzerine çekeceği ve bu kimsenin ikametgahında görüldüğü anda ödenmesi şart olan ve "Retret" denilen yeni bir poliçe vasıtasiyle rücuda bulunabilir.
Retret,637 ve 638 inci maddelerde gösterilen paralardan başka tellallık ücretini ve retretin damga resmini ihtiva eder.
Retret hamil tarafından keşide edilirse poliçe bedeli poliçenin ödeneceği yerden önceki borçlunun ikametgahı bulunan yer üzerine keşide edilen ve görüldüğünde ödenmesi şart olan bir poliçenin cari fiyatına göre tayin olunur. Retret bir ciranta tarafından keşide edilirse poliçe bedeli, retreti keşide eden kimsenin ikametgahından önceki borçlunun ikametgahı olan yer üzerine keşide edilen ve görüldüğünde ödenmesi şart bulunan bir poliçenin cari fiyatına göre tayin olunur.
VIII - MÜRACAAT HAKKININ DÜŞMESİ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 642 - Hamil; muayyen müddetleri içinde:
1. Görüldüğünde veya görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart olan poliçeyi ibraz;
2. Kabul etmeme veya ödememe protestosunu keşide;
3. "Masrafsız iade olunacaktır." Şerhinin bulunması halinde poliçeyi ödeme maksadiyle ibraz etmezse, kabul eden kimse hariç olmak üzere cirantalara, keşideciye ve diğer borçlulara karşı haiz olduğu hakları kaybeder.
Kabul maksadiyle ibraz edilmesi için keşidecinin tayin ettiği müddete hamil riayet etmezse, kabul ve ödemeden imtina sebebiyle müracaatta bulunmak haklarını kaybeder; meğer ki, keşidecinin yalnız kabule ait mesuliyeti müstesna tutmak istediği şerhten anlaşılsın;
Ciroda ibraz için bir müddet şart kılınmışsa ancak ciranta bu müddeti ileri sürebilir.
2. MÜCBİR SEBEPLER:
Madde 643 - Kanunen muayyen olan müddetler içinde poliçenin ibrazı veya protesto keşidesi bir devletin mevzuatı veya her hangi bir mücbir sebep gibi aşılması imkansız bir mani yüzünden mümkün olmamışsa bu muameleler için muayyen olan müddetler uzatılır.
Hamil mücbir sebepleri gecikmeksizin kendisinden önce gelen borçluya ihbar etmeye ve bu ihbarı poliçeye yahut bir alonja işaretle beraber altına yer ve tarihi yazarak imzalamaya mecburdur. Diğer cihetler hakkında 635 inci madde hükümleri tatbik olunur.
Mücbir sebeplerin ortadan kalkmasından sonra hamilin, poliçeyi gecikmeksizin kabul veya ödeme maksadiyle ibraz ve icabında protesto keşide etmesi lazımdır.
Mücbir sebepler vadenin gelmesinden itibaren 30 günden çok sürerse poliçenin ibrazına ve protesto çekmeye lüzum kalmaksızın müracaat hakkı kullanılabilir.
Görüldüğünde veya görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart olan poliçeler hakkında 30 günlük müddet, hamilin kendisinden önce gelen borçluya mücbir sebebi ihbar ettiği tarihten itibaren işler. Bu ihbar, ibraz müddetinin bitmesinden önce de yapılabilir. Görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart olan poliçelerde 30 günlük müddet, poliçede gösterilen mehil bittikten sonra işlemeye başlar.
Hamilin veya poliçeyi ibraza veya protesto çekmeye memur ettiği kimsenin sırf zatlarına ait olaylar mücbir sebeplerden sayılmaz.
C - SEBEPSİZ İKTİSAP:
Madde 644 - Keşideci ve poliçeyi kabul etmiş olan muhatap, (Müruruzaman sebebiyle veya senede dayanan hakların muhafazası için kanun hükmünce yapılması gerekli muamelelerin ihmal edilmiş bulunması dolayısiyle poliçeden doğan borçları düşmüş olsa bile) hamilin zararına ve sebepsiz olarak iktisabetmiş oldukları meblağ nispetinde ona karşı borçlu kalırlar.
Sebepsiz mal edinmeye dayanan dava, muhataba ikametgahlı bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve keşideci poliçeyi başka bir şahıs veya ticarethane hesabına çekmiş olduğu takdirde o kimseye veya ticarethaneye karşı dahi açılabilir.
Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir dava açılamaz.
D - POLİÇE KARŞILIĞININ DEVRİ:
Madde 645 - Keşideci hakkında iflas açılmasiyle beraber, poliçe karşılığının veya keşidecinin muhatap hesabına matlup olarak geçirdiği diğer paraların geri verilmesi hususunda keşidecinin muhataba karşı poliçe münasebetinden başka bir hukuk münasebetinden dolayı haiz olduğu talep hakkı poliçe hamiline geçmiş olur.
Keşideci, karşılık münasebetinden dolayı haiz olduğu haklarını devrettiğini poliçede beyan etmiş olursa sözü geçen haklar, poliçe, hamili kim ise ona ait olur.
Muhatap, iflasın açıldığı ilan veya kendisine devir keyfiyeti ihbar edildikten sonra yalnız poliçenin iadesi mukabilinde usulü dairesinde hakkını ispat eden hamile karşı ödemede bulunabilir.
Madde 538 - Ortaklar umumi heyeti müdürler tarafından her yılda bir defa ve iş yılının sona ermesini takibeden üç ay içinde toplantıya çağırılacağı gibi, şirket mukavelesi hükümlerince veya şirketin menfaatleri gerektirdikçe dahi çağırılır.
Esas sermayenin onda birini temsil eden ortak veya ortaklar, toplantının maksadını göstermek suretiyle, umumi heyetin toplantıya çağırılmasını yazılı olarak istiyebilir.
Müdürler bu talebi münasip bir müddet içinde yerine getirmedikleri takdirde mahkeme teklif sahiplerinin talebi üzerine umumi heyetin toplantıya çağırılmasına karar verir.
Toplantıya ve yazılı olarak rey vermeye davet şirket mukavelesinde gösterilen şekilde ve eğer mukavelede bu hususta hüküm yoksa taahhütlü mektupla ve toplantıdan en az beş gün önce ve gündemi bildirmek suretiyle yapılır.
Bütün ortaklar; aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde toplantıya çağırma hakkındaki merasime riayet etmeksizin de umumi heyet halinde toplanabilirler. Böyle bir toplantıda bütün ortaklar hazır olmak şartiyle, umumi heyetin salahiyetine dahil olan hususlar müzakere edilerek karara bağlanabilir.
IV - SALAHİYETLER:
Madde 539 - Umumi heyet aşağıdaki salahiyetleri haiz olup bunları başka bir organa devredemez:
1. Şirket mukavelesini değiştirmek;
2. Müdürleri tayin ve azletmek;
3. Müdür olmıyan ortaklara bahşedilen kontrol hakları mahfuz kalmak şartiyle
murakıpları tayin ve azletmek;
4. Kar ve zarar hesabını ve bilançoyu tasdik ve safi karın kullanma şeklini tayin etmek;
5. Müdürleri ibra etmek;
6. Payların bölünmesi hakkında karar vermek;
7. Kuruluş veya idare işlerinden dolayı şirketin kendi organlarına veya münferit ortaklara karşı haiz olduğu tazminat taleplerini dermeyan etmek.
Şirket mukavelesinde aksine hüküm olmadıkça umumi heyet, ortakların koymayı taahhüt ettikleri sermayeye mahsuben ödiyecekleri paraların ödeme gününü tesbit ve ticari mümessillerle, bütün ticari işletmeyi idare hakkı verilen ticari vekilleri tayine salahiyetlidir.
B - İDARE VE TEMSİL:
I - MÜDÜRLER:
1. ORTAK OLANLAR:
Madde 540 - Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatiyle şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar.
Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir.
Kuruluştan sonra şirkete giren ortaklar, bu hususta umumi heyetin ayrı bir kararı olmadıkça, idare ve temsile mezun ve mecbur değildirler.
Limitet şirketin temsilcileri arasında bir hükmi şahıs bulunduğu takdirde, ancak o hükmi şahıs adına limitet şirketin temsil ve idaresini üzerine almış bulunan hakiki şahıs limitet şirketin temsilcisi olarak tescil ve ilan edilir.
2. ORTAK OLMAYANLAR:
Madde 541 - Şirket mukavelesi veya umumi heyet karariyle şirketin idare ve temsili, ortak olmıyan kimselere de bırakılabilir. Bu gibi kimselerin salahiyet ve mesuliyetleri hakkında ortak olan müdürlere ait hükümler tatbik olunur.
II- TEMSİL SALAHİYETİ:
1. ŞÜMULÜ:
Madde 542 - Müdürlerin haiz oldukları temsil salahiyetinin şümul ve tahdidi hakkında, anonim şirketin idare meclisine dair olan 321 inci madde hükmü tatbik olunur.
Vazifelerini ifa dolayısiyle müdürlerin işlemiş oldukları haksız fiillerden şirket mesul olur.
2. KALDIRILMASI:
Madde 543 - Ortaklara ait idare ve temsil salahiyetlerinin kaldırılması hakkında, kollektif şirkete dair 161 ve 162 nci maddeleri hükümleri tatbik olunur.
Ortak olmıyan müdür umumi heyet karariyle her zaman azlolunabilir. Azlolunan müdürün mukaveleden doğan hakları mahfuzdur.
3. İMZA ŞEKLİ:
Madde 544 - Şirket namına yapılacak yazılı beyanlarda, şirketin unvaniyle beraber müdürlerin kendi imzalarının da bulunması lazımdır.
Şirket tarafından tanzim edilecek mektup, evrak ve vesikalarda; şirketin unvaniyle birlikte esas sermaye miktarının gösterilmesi şarttır.
4. TİCARİ MÜMESSİL VE VEKİLLERİN TAYİNİ:
Madde 545 - Mukavelede aksine hüküm olmadıkça ticari mümessiller ile bütün işletmeyi idare salahiyetini haiz olan ticari vekiller, ancak umumi heyet karariyle tayin olunabilir. Bununla beraber her müdür, bunları azletmek salahiyetine sahiptir.
5. SERMAYENİN KISMEN KAYBI:
Madde 546 - Esas sermayenin yarısı kaybedilmiş veya şirketin borçları mevcudundan fazla tutmuşsa, yahut şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcut ise anonim şirket hakkındaki 324 üncü madde hükmü tatbik olunur.
6. REKABET YASAĞI:
Madde 547 - Müdür olan bir ortak, diğer ortakların muvafakati olmadan şirketin uğraştığı ticaret dalında ne kendi ve ne de başkası hesabına iş göremiyeceği gibi başka bir işletmeye mesuliyeti tahdidedilmemiş ortak, komanditer ortak veya limitet şirketin azası sıfatiyle iştirak dahi edemez. Bu yasak, mukaveleye konacak hükümle bütün ortaklara teşmil edilebilir.
C - MURAKABE:
Madde 548 - Ortakların sayısı yirmiyi aşan limitet şirketlerde bir veya birden fazla murakıp bulunur. Bu fasılda başka bir hüküm bulunmadığı takdirde anonim şirketlerdeki murakıplara ait hükümler limitet şirket murakıplarına da tatbik olunur.
Ortaklarının sayısı yirmi ve yirmiden az olan limitet şirketlerde, idare hak ve vazifesi bütün ortaklara ait değilse müdür sıfatını haiz olmıyan ortaklar Borçlar Kanununun 531 inci maddesinde yazılı haktan faydalanabilirler.
DÖRDÜNCÜ KISIM : İNFİSAH VE AYRILMA
A - İNFİSAH SEBEPLERİ:
Madde 549 - Şirket şu hallerde infisah eder:
1. Şirket mukavelesinde yazılı sebeplerle;
2. Mukavelede aksine açık hüküm olmadıkça, esas sermayenin dörtte üçüne sahip olan ortakların dörtte üçünü teşkil eden bir ekseriyet tarafından verilecek kararla;
3. Şirketin iflasına karar verilmesiyle;
4. Ortaklardan birinin talebi üzerine ve muhik sebeplerden dolayı mahkeme karariyle;
5. Kanunda yazılı sair hallerde.
B - TESCİL:
Madde 550 - Müdürler, iflastan gayrı bir sebeple vukubulan infisahı tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline bildirirler.
C - ŞİRKETTEN ÇIKMA VE ÇIKARILMA:
Madde 551 - Şirket mukavelesiyle, ortaklara şirketten çıkma hakkı verilebileceği gibi bu hakkın kullanılması muayyen şartlara da tabi tutulabilir.
Her ortak, muhik sebeplere dayanmak şartiyle şirketten çıkmasına müsaade edilmesini veya şirketin feshini mahkemeden talebedebilir.
Esas sermayenin yarısından fazlasına sahip bulunan ortakların mutlak ekseriyeti tarafından muvafakat edilmek şartiyle şirket, muhik sebeplerden dolayı bir ortağın şirketten çıkarılmasını mahkemeden istiyebilir.
Bir ortağın şirketten çıkması veya çıkarılması ancak esas sermayenin azaltılması hakkındaki hükümlere riayet şartiyle muteberdir. Şu kadar ki, ayrılan ortağın hakları, şirketin esas sermayesinin itibari miktarını geçen mallarından ödenir veya payı sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi hakkındaki hükümler gereğince paraya çevrilirse yahut başka bir ortak tarafından devralınırsa esas sermayenin azaltılması hakkındaki hükümlere riayet etmeye lüzum yoktur.
D - TASFİYE:
Madde 552 - Anonim şirketin, tasfiye memurlarını tayin ve azilleri, tasfiyenin icrası, ticaret sicilindeki kaydın silinmesi ve ticari defterlerin saklanması hakkındaki hükümleri limited şirketlerde dahi tatbik olunur.
E - NEVİ DEĞİŞTİRME:
I - ŞARTLAR:
Madde 553 - Bir anonim şirket tasfiye edilmeksizin aşağıdaki şartlar altında limitet şirkete çevrilebilir:
1. Limitet şirket esas sermayesinin anonim şirketin esas sermayesinden az olmaması;
2. Anonim şirketin pay sahiplerine şirket mukavelesiyle tesbit edilmiş şekle uygun olarak yapılacak bir ilanla, sahip oldukları payların itibari değerlerine kadar limitet şirketin esas sermayesine iştirak imkanının verilmesi;
3. Bu suretle iştirak edecek kimselerin koyacakları paylar tutarının, anonim şirketin esas sermayesinin en az üçte ikisine tekabül etmesi.
II - PAY SAHİPLERİNİN HAKLARI:
Madde 554 - Limitet şirkete hiç iştirak etmiyen veya anonim şirketteki paylarının yalnız bir kısmı ile iştirak eden her pay sahibi limitet şirketten, infisah eden anonim şirket mallarından kendisine düşecek miktarın ödenmesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 16/06/1989 - 3585/7 md.) Bu miktar anonim şirket umumi heyet toplantısında temsil olunan esas sermayenin üçte ikisine tekabül eden bir ekseriyet tarafından tasvip olunacak bir bilançoya göre hesap olunur.
III- ALACAKLILARIN HAKLARI:
Madde 555 - Limitet şirketin ticaret siciline kaydedilmesiyle infisah eden anonim şirketin malları; kendiliğinden limitet şirkete intikal eder.
Limitet şirketin ticaret siciline tescil edilmesiyle mukavelesinde yazılı şekilde ve üç defa yapılacak ilanla, infisah eden anonim şirketin alacaklıları üçüncü ilandan itibaren bir aydan az olmamak üzere tayin edilecek münasip bir müddet içinde haklarını bildirmeye davet olunurlar. Bu müddet içinde noter protestosiyle itiraz edilmediği takdirde borçların limitet şirkete intikal edeceği ilanda açıkça bildirilir.
İtiraz vukuunda bildirilen alacak ya ödenir veya temin olunur.
Bütün alacaklıların hakları bu şekilde teminat altına alınmadıkça infisah eden anonim şirketin mallarından pay sahiplerine hiçbir ödeme yapılamaz.
Müdürler infisah eden anonim şirketin alacaklılarına karşı bu hükümlere riayet edilmemesinden dolayı, kusursuz olduklarını ispat etmedikçe, şahsen ve müteselsilen mesuldürler.
Anonim şirketin infisahı tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline bildirilir. Limitet şirketi borçlu olarak kabul etmiyen alacaklıların hakları tediye veya temin edildikten sonra infisah eden anonim şirketin ticaret sicilindeki kaydının silinmesi limitet şirket tarafından talebedilir.
BEŞİNCİ KISIM : TATBİK OLUNACAK HÜKÜMLER
A - ANONİM ŞİRKET HÜKÜMLERİNE YAPILAN ATIFLAR:
Madde 556 - Şirketin kuruluşuna iştirak edenlerle şirketin idare veya murakabesine memur edilen kimselerin ve tasfiye memurlarının mesuliyeti, cezai mesuliyetler ve şirketin vekaletlerce murakabesi hakkında anonim şirketin bu hususlara mütaallik hükümleri tatbik olunur.
ÜÇÜNCÜ KİTAP : KIYMETLİ EVRAK
BİRİNCİ FASIL : UMUMİ HÜKÜMLER
A - KIYMETLİ EVRAKIN TARİFİ:
Madde 557 - Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunlarda mündemiç olan hak senetten ayrı olarak dermeyan edilemediği gibi başkalarına da devredilemez.
B - SENETTEN DOĞAN BORÇ:
Madde 558 - Kıymetli evrakın borçlusu, ancak senedin teslimi mukabilinde ödeme ile mükelleftir.
Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu vadenin hululünde senedin mahiyetine göre alacaklı olduğu anlaşılan kimseye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur.
C - KIYMETLİ EVRAKIN DEVRİ:
I - UMUMİ ŞEKİL:
Madde 559 - Mülkiyet veya sair bir aynı hak tesisi maksadiyle kıymetli evrakın devri için, her halde senet üzerindeki zilyedliğin devri şarttır. Bundan başka emre yazılı senetlerde ciroya nama yazılı senetlerde yazılı bir devir beyanına da ihtiyaç vardır. Bu beyan kıymetli evrakın üzerine yazılabileceği gibi ayrı bir kağıt üzerine de yazılabilir.
Kanun veya mukavele ile başka kimselerin bu arada bilhassa borçlunun da devre iştirakleri mecburi kılınabilir.
II - CİRO:
1. ŞEKİL:
Madde 560 - Bütün hallerde ciro, poliçenin cirosu hakkındaki hükümlere göre yapılır.
Devir için, tam ciro ve senedin teslimi kafidir.
2. HÜKÜM:
Madde 561 - Devri kabil olan bütün kıymetli evrakın, senedin muhteviyatından veya mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, ciro ve teslimi ile cirantanın hakları ciro edilene geçer.
D - TAHVİL:
Madde 562 - Nama yahut emre yazılı senet, ancak kendisine hak verdiği ve borç yüklediği bütün kimselerin muvafakatiyle hamile yazılı bir senet haline getirilebilir. Bu muvafakatin bizzat senet üzerine yazılması gerekir.
Hamile yazılı senetlerin nama veya emre yazılı senet haline getirilmesi hususunda da aynı esas caridir. Bu son halde hak veya borç sahibi kimselerden birinin muvafakati bulunmazsa bu değişiklik, ancak değişikliği yapan alacaklı ile onun haklarına doğrudan doğruya halef olan şahıs arasında hüküm ifade eder.
E - İPTAL KARARI:
I - ŞARTLARI:
Madde 563 - Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir.
Kıymetli evrakın zayi olduğu yahut zıyaın meydana çıktığı zamanda senet üzerinde hak sahibi olan şahıs, senedin iptaline karar verilmesini istiyebilir.
II - HÜKÜMLERİ:
Madde 564 - İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da dermeyan veya yeni bir senet ihdasını talebedebilir.
Bunun haricinde iptal usulü ve hükümleri hakkında, kıymetli evrakın muhtelif nevilerine mütaallik hususi hükümler tatbik olunur.
F - HUSUSİ HÜKÜMLER:
Madde 565 - Muhtelif kıymetli evrak hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur.
İKİNCİ FASIL : NAMA YAZILI SENETLER
A - TARİFİ:
Madde 566 - Belli bir şahıs namına yazılı olup da onun emrine kaydını ihtiva etmiyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmıyan kıymetli evrak nama yazılı senet sayılır.
B - ALACAKLININ HAKKINI NASIL İSPAT EDECEĞİ:
I - KAİDE OLARAK:
Madde 567 - Borçlu, ancak senedin hamili bulunan ve senette adı yazılı olan veya onun hukuki halefi olduğunu ispat eden şahıslara ödemeye mecburdur.
Bu cihet ispat edilmediği halde ödemede bulunan borçlu, senedin hakiki sahibi olduğunu ispat eden bir üçüncü şahsa karşı borcundan kurtulmuş olmaz.
II - EKSİK NAMA YAZILI SENETLER:
Madde 568 - Nama yazılı senet içinde senet bedelini her hamiline ödemek hakkını mahfuz tutmuş olan borçlu, alacaklı sıfatının ispat edilmesini aramamış olsa dahi hamile hüsnüniyetle yapacağı ödeme neticesinde borcundan kurtulmuş olur. Şu kadar ki; hamile ödemede bulunmakla mükellef değildir. 697 nci maddenin ikinci fıkrası hükmü mahfuzdur.
C - İPTAL KARARI:
Madde 569 - Aksine hususi hükümler olmadıkça nama yazılı senetler; hamile yazılı senetler hakkındaki hükümlere göre iptal olunur.
Borçlu, senette ilanların sayısını azaltmak veya mehilleri kısaltmak suretiyle iptal için daha basit bir usul derpiş edebileceği gibi alacaklı kendisine senedin iptal ve borcun itfa olunduğunu gösteren, resmen tanzim veya usulen tasdik edilmiş bir vesika verildiği takdirde, senet ibraz edilmeksizin ve iptaline karar verilmeksizin dahi muteber olmak üzere ödemek hakkını da mahfuz tutabilir.
ÜÇÜNCÜ FASIL : HAMİLE YAZILI SENETLER
A - TARİFİ:
Madde 570 - Senedin metin veya şeklinden, hamili kim ise o kimsenin hak sahibi sayılacağı anlaşılan her kıymetli evrak; hamile (Hamiline) yazılı senet sayılır.
Mahkeme karariyle ödemeden menedilen borçlunun ödemesi muteber olmaz.
B - BORÇLUNUN DEFİLERİ:
I - UMUMİ OLARAK:
Madde 571 - Borçlu hamile yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin hükümsüzlüğüne taalluk eden veya senetten anlaşılan defilerle alacaklı her kim ise ona karşı şahsan haiz olduğu defileri ileri sürebilir.
Borçlu ile önceki hamillerden birisi arasında doğrudan doğruya mevcut münasebetlere dayanan defilerin dermeyanı, ancak senedi iktisabederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde caizdir.
Senedin borçlunun rızası hilafına tedavüle çıkarıldığı yolunda bir defi dermeyan olunamaz.
II - HAMİLE YAZILI FAİZ KUPONLARI:
Madde 572 - Borçlu hamile yazılı faiz kuponlarından doğan alacağa karşı ana paranın itfa edildiği definde bulunamaz.
Ana paranın ödenmesi halinde, borçlu, ilerde muacceliyet kesbedecek olup asıl senetle birlikte kendisine teslim edilmiyen faiz kuponlarının tutarını bu kuponlar hakkında cari olan müruruzaman müddeti geçinceye kadar alıkoymak hakkını haizdir; meğer ki, teslim edilmeyen kuponların iptaline karar verilmiş yahut tutarı mukabilinde teminat gösterilmiş olsun.
C - İPTAL KARARI:
I - UMUMİ OLARAK:
1. SALAHİYET:
Madde 573 - Hisse senetleri, tahviller, intifa senetleri, (Münferit kuponlar hariç olmak üzere) kupon varakaları, esas kupon varakalarının yenilenmesine yarıyan kuponlar (Talonlar) gibi hamile yazılı senetlerin iptaline hak sahibinin talebi üzerine mahkemece karar verilir.
Salahiyetli mahkeme borçlunun ikametgahı mahkemesi veya hisse senetleri hakkında anonim şirket merkezinin bulunduğu yerin mahkemesidir.
Dilekçe sahibinin senedin zilyedi bulunduğu ve onu zayi ettiği yolundaki iddialarının mahkemece kuvvetle muhtemel görülmesi lazımdır.
Kupon varakası veya talonu bulunan bir senet hamilinin elinden yalnız kupon varakası veya talonu çıkmış olursa talebin haklı olduğunun ispatı için esas senedin ibrazı yeter.
2. ÖDEME YASAĞI:
Madde 574 - Dilekçe sahibinin talebi üzerine mahkeme senedin borçlusunu; hilafına hareket ettiği takdirde iki defa ödemek mecburiyetinde kalacağını ihtar ederek bedelini ödemekten meneder.
Bir kupon varakasının iptaline karar vermek lazımgeldiği takdirde vadeleri dava sırasında hulul eden münferit kuponlar hakkında faiz kuponlarının iptaline mütedair hükümler tatbik olunur.
3. İLAN İLE DAVET, MÜRACAAT MÜDDETİ:
Madde 575 - Mahkeme, dilekçe sahibinin, senedin zilyedi bulunmuş ve onu zayi etmiş olduğuna dair verdiği izahatın doğruluğunu kuvvetle muhtemel görürse, belli olmıyan hamili ilan yoliyle senedi muayyen bir müddet içinde ibraz etmeye davet ve aksi takdirde senedin iptaline karar verileceğini ihtar eder. Müddetin en az altı ay olarak tesbiti lazımdır; bu müddet ilk ilan gününden itibaren işlemeye başlar.
4. İLAN ŞEKLİ:
Madde 576 - Senedi ibraz hususundaki ilanın 37 nci maddede yazılı gazetede üç kere yapılması lazımdır.
Mahkeme lüzum gördüğü takdirde ayrıca münasip göreceği diğer şekillerde de ilanlar yapılmasına karar verebilir.
5. HÜKÜMLERİ:
A - SENEDİN İBRAZI HALİNDE:
Madde 577 - İptali istenen senet ibraz edilirse mahkeme, dilekçe sahibine senedin iadesi hususunda dava açması için bir mehil tayin eder.
Dilekçe sahibi bu mehil içinde dava açmazsa, mahkeme, senedi geri verir ve ödeme yasağını kaldırır.
B - SENEDİN İBRAZ EDİLMEMESİ HALİNDE:
Madde 578 - Senet tayin olunan mehil içinde ibraz edilmezse, mahkeme, senedin iptaline karar verir veya lüzum görürse başka tedbirler de ittihaz edebilir.
Hamile yazılı bir senedin iptali hakkındaki karar derhal 37 nci maddede anılan gazete ile ve mahkeme lüzum görürse başka vasıtalarla da ilan edilir.
İptal kararı üzerine dilekçe sahibi, masrafı kendisine ait olmak üzere yeni bir senet ihdasını veya muaccel borcun ifasını istemek hakkını haizdir.
II- KUPONLARDA USUL:
Madde 579 - Münferit kuponların zıyaı halinde hak sahibinin talebi üzerine, mahkeme, bedelin vadesinde ve eğer vade esasen hulul etmiş bulunursa derhal mahkemeye yatırılmasına karar verir.
Üç yıl geçtikten sonra hiçbir hak sahibi müracaat etmemiş olur ve vadenin hululünden itibaren üç yıl geçmiş olursa mahkeme karariyle bedel dilekçe sahibine verilir.
III - BANKNOTLARDA VE BUNA BENZER KAĞITLARDA USUL:
Madde 580 - Banknot ve büyük miktarda çıkarılıp görüldüğünde ödenmesi gereken ve para yerine ödeme vasıtası olarak kullanılan ve muayyen bedelleri yazılı olan diğer hamile yazılı senetlerin iptaline karar verilemez.
Devlet tarafından çıkarılmış olan tahviller hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur.
D - İPOTEKLİ BORÇ SENEDİ VE İRAT SENEDİ:
Madde 581 - Hamile yazılı olan ipotekli borç senediyle irat senedi hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur.
DÖRDÜNCÜ FASIL : KAMBİYO SENETLERİ
BORÇLANMA EHLİYETİ:
Madde 582 - Akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe, çek ve bono ile borçlanmaya da ehildir.
BİRİNCİ KISIM : POLİÇE
BİRİNCİ AYIRIM : POLİÇENİN KEŞİDESİ VE ŞEKLİ
A - ŞEKİL:
I - UNSURLARI:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 583 - Poliçe:
1. Senet metninde "Poliçe" kelimesini ve eğer senet Türkçe'den başka bir dille yazılmışsa o dilde poliçe karşılığı olarak kullanılan kelimeyi;
2. Muayyen bir bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız ve şartsız havaleyi;
3. Ödiyecek olan kimsenin (Muhatabın) ad ve soyadını;
4. Vadeyi;
5. Ödeme yerini;
6. Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun ad ve soyadını;
7. Keşide tarihi ve yerini;
8. Keşidecinin imzasını;
ihtiva eder.
2. UNSURLARIN BULUNMAMASI:
Madde 584 - Yukarki maddede yazılı hususlardan birini ihtiva etmiyen senet aşağıdaki fıkralarda yazılı haller dışında poliçe sayılmaz.
Vadesi gösterilmiyen poliçenin görüldüğünde ödenmesi meşrut sayılır.
Ayrıca tasrih edilmiş olmadıkça muhatabın soyadı yanında gösterilen yer, ödeme yeri ve aynı zamanda da muhatabın ikametgahı sayılır.
Keşide yeri gösterilmiyen poliçe, keşidecinin soyadı yanında gösterilen yerde keşide edilmiş sayılır.
II- MÜNFERİT UNSURLAR:
1. KEŞİDECİNİN AYNI ZAMANDA MUHATAP VEYA EMRİNE ÖDENECEK KİMSE OLMASI:
Madde 585 - Poliçe bizzat keşidecinin emrine yazılı olabileceği gibi bizzat keşideci üzerine veya bir üçüncü şahıs hesabına da keşide edilebilir.
2. ADRESLİ VE İKAMETGAHLI POLİÇE:
Madde 586 - Poliçenin üçüncü şahsın ikametgahında ödenmesi şart koşulabilir.
Bu üçüncü şahsın ikametgahı muhatabın ikametgahının bulunduğu yerde (Adresli poliçe) veya başka bir yerde (İkametgahlı poliçe) bulunabilir.
3. FAİZ ŞARTI:
Madde 587 - Görüldüğünde veya görüldüğünden muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart kılınan bir poliçeye keşideci tarafından faiz şartı dercolunabilir. Bütün diğer poliçelerde böyle bir faiz şartı yazılmamış sayılır.
Faiz miktarının poliçede gösterilmesi lazımdır; gösterilmemiş ise faiz şartı yazılmamış sayılır.
Başka bir gün zikredilmemişse faiz, poliçenin keşide gününden itibaren işler.
4. POLİÇE TUTARININ MUHTELİF ŞEKİLLERDE GÖSTERİLMESİ:
Madde 588 - Poliçe bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile gösterilen bedele itibar olunur.
Poliçe bedeli yalnız yazı ile veya yalnız rakamla mütaaddit defalar gösterilmiş olup da bedeller arasında fark bulunursa en az olan bedel muteber sayılır.
B - İMZA EDENLERİN MESULİYETİ:
I - MUTEBER OLMIYAN İMZALARIN BULUNMASI:
Madde 589 - Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmıyan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalıyan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısiyle ilzam etmiyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.
II - SALAHİYET OLMAKSIZIN İMZA:
Madde 590 - Temsile salahiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatiyle bir poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olur ve poliçeyi ödediği takdirde temsil olunan haiz olabileceği haklara sahip olur. Salahiyetini aşan temsilci için dahi hüküm böyledir.
III- KEŞİDECİNİN MESULİYETİ:
Madde 591 - Keşideci, poliçenin kabul edilmemesinden ve ödenmemesinden dolayı mesuldür. Keşidecinin kabul edilmeme halinde mesuliyetten kendini muaf tutması caiz ise de ödenmeme halinde mesuliyetten muaf olduğunu gösteren kayıtlar yazılmamış sayılır.
IV - AÇIK POLİÇE:
Madde 592 - Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe, aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulursa bu anlaşmalara riayet edilmemiş olması keyfiyeti, hamile karşı ileri sürülemez; meğer ki hamil poliçeyi kötü niyetle iktisabetmiş veya iktisap sırasında kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun.
İKİNCİ AYIRIM : CİRO
A - POLİÇENİN DEVREDİLMESİ:
Madde 593 - Her poliçe sarahaten, emre yazılı olmasa dahi, ciro ve teslim yolu ile devrolunabilir.
Keşideci poliçeye: "Emre yazılı değildir." kelimelerini veya aynı manayı ifade eden bir kaydı dercetmişse, poliçe ancak alacağın temliki yolu ile devrolunabilir ve bu devir alacağın temlikinin hukuki neticelerini doğurur.
Ciro, poliçeyi kabul etmiş olsun veya olmasın muhataba, keşideciye veya poliçe ile borç altına girmiş olanlardan her hangi birine de yapılabilir. Bu kimseler poliçeyi yeniden ciro edebilirler.
B - CİRO:
I - KAYITSIZ, ŞARTSIZ OLMASI:
Madde 594 - Cironun kayıtsız ve şartsız olması lazımdır. Cironun tabi tutulduğu her şart yazılmamış addolunur.
Kısmi ciro batıldır.
Hamiline ciro beyaz ciro hükmündedir.
II - CİRONUN ŞEKLİ:
Madde 595 - Cironun poliçe veya poliçeye bağlı olan ve "Alonj" denilen bir kağıt üzerine yazılması ve ciranta tarafından imzalanması lazımdır.
Lehine ciro yapılan kimsenin ciroda gösterilmesine lüzum olmadığı gibi ciro, cirantanın sadece imzasından bile ibaret olabilir. Bu şekildeki cirolara "beyaz ciro" denilir. Bunun muteber olması için cironun poliçenin arkasına veya alonj üzerine yazılması lazımdır.
III- CİRONUN HÜKÜMLERİ:
1. NAKİL VAZİFESİ:
Madde 596 - Ciro ve teslim neticesinde poliçeden doğan bütün haklar devredilmiş olur.
Ciro beyaz ciro ise hamil:
1. Ciroyu kendi namına veya diğer bir şahıs namına doldurabilir;
2. Poliçeyi yeniden beyaz olarak yahut diğer muayyen bir şahsa tekrar ciro edebilir;
3. Beyaz ciroyu doldurmaksızın ve poliçeyi tekrar ciro etmeksizin poliçeyi başka bir kimseye verebilir.
2. TEMİNAT VAZİFESİ:
Madde 597 - Aksine şart bulunmadıkça ciranta poliçenin kabul edilmemesinden ve ödenmemesinden mesuldür.
Ciranta, poliçenin tekrar ciro edilmesini yasak edebilir; bu halde, senet sonradan kendilerine ciro edilmiş olan kimselere karşı mesul olmaz.
3. HAK SAHİPLİĞİNİ İSPAT VAZİFESİ:
Madde 598 - Bir poliçeyi elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takibederse son ciroyu imzalıyan kimse, poliçeyi beyaz ciro ile iktisabetmiş sayılır.
Poliçe her hangi bir surette hamilin elinden çıkmış bulunursa yukarıki fıkrada yazılı hükümlere göre hakkı anlaşılan yeni hamil, ancak poliçeyi kötü niyetle iktisabetmiş olduğu veya iktisabında ağır bir kusur bulunduğu takdirde o poliçeyi geri vermekle mükelleftir.
IV - DEFİLER:
Madde 599 - Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.
Alacağın temliki yoliyle yapılan devirlere ait hükümler mahfuzdur.
V - CİRONUN HUSUSİ ÇEŞİTLERİ:
1. TAHSİL İÇİN CİRO:
Madde 600 - Ciro "Bedeli tahsil içindir." "Kabız içindir","Vekaleten" ibaresini veya sadece tevkili ifade eden diğer her hangi bir kaydi ihtiva ederse hamil, poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat o poliçeyi ancak tahsil cirosu şeklinde tekrar ciro edebilir.
Poliçeden mesul olanlar bu halde ancak cirantaya karşı ileri sürebilecekleri defileri hamile karşı dermeyan edebilirler.
Tahsil için verilen ciroda münderiç bulunan salahiyet, bu salahiyeti verenin ölümü ile sona ermiyeceği gibi onun medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmesiyle de ortadan kalkmaz.
2. REHİN CİROSU:
Madde 601 - Ciro, "Bedeli teminattır", "Bedeli rehindir" ibarelerini yahut terhini ifade eden diğer her hangi bir kaydı ihtiva ederse, hamil poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat kendisi tarafından yapılan bir ciro ancak tahsil cirosu hükmündedir.
Poliçeden mesul olanlar, kendileriyle ciranta arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri hamile karşı ileri süremezler; meğer ki, hamil poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.
3. VADEDEN SONRAKİ CİRO:
Madde 602 - Vadenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vadeden önce yapılan bir cironun hükümlerini doğurur; şu kadar ki; ödenmeme protestosundan yahut bu protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden sonra yapılan ciro ancak alacağın temliki hükümlerini meydana getirir.
Aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden önce yapılmış sayılır.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM : KABUL VE AVAL
A - KABULE ARZ:
I - KAİDE:
Madde 603 - Poliçe vadenin hululüne kadar hamil veya poliçeyi elinde tutan herkes tarafından muhatabın ikametgahında onun kabulüne arz olunabilir.
II - KABUL ARZ ŞARTI VE YASAĞI:
Madde 604 - Keşideci, bir müddet tayin etmek veya etmemek suretiyle poliçenin kabule arz edilmesini şart koşabilir.
Keşideci, üçüncü bir şahsın ikametgahında veya muhatabın ikametgahından başka bir yerde yahut görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi gereken poliçeler hariç olmak üzere, poliçenin kabule arzını menettiğini poliçeye yazabilir.
Keza keşideci, poliçenin muayyen bir tarihten önce kabule arz edilmemesini de şart kılabilir.
Keşideci poliçenin kabule arzını menetmiş olmadıkça her ciranta, bir müddet tayin etmek veya etmemek suretiyle, poliçenin kabule arzını şart koşabilir.
III - GÖRÜLDÜKTEN MUAYYEN BİR MÜDDET SONRA ÖDENMESİ GEREKEN POLİÇELERDE:
Madde 605 - Görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart kılınan poliçelerin, keşide gününden itibaren bir yıl içinde kabule arz edilmesi lazımdır.
Keşideci bu müddeti kısaltabileceği gibi daha uzun bir müddet de şart koşabilir.
Cirantalar kabule arz müddetlerini kısaltabilirler.
IV - BİR DAHA KABULE ARZ:
Madde 606 - Muhatap, poliçenin kendisine arz edildiği günü takibeden günde bir daha ibrazını istiyebilir. İlgililer bu talebin yerine getirilmediğini, ancak bu talep protestoya dercedildiği takdirde ileri sürebilirler.
Hamil, kabule arz edilen poliçeyi muhatabın eline vermeye mecbur değildir.
B - KABUL:
I-ŞEKİL:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 607 - Kabul beyanı poliçe üzerine yazılır ve "Kabul edilmiştir" tabiriyle veya buna muadil başka bir ibare ile ifade ve muhatap tarafından imza edilir. Muhatabın poliçenin yüz tarafına yalnız imzasını koyması, kabul hükmündedir.
Poliçenin görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart edilmiş olduğu veya hususi bir şart gereğince muayyen bir müddet içinde kabule arz edilmesi lazım geldiği takdirde, hamil ibraz günü tarihinin atılmasını istemedikçe kabul hangi gün vukubulmuşsa o günün tarihi atılır. Tarih atılmamış olduğu takdirde hamil cirantalarla keşideciye karşı müracaat haklarını muhafaza edebilmek için bu eksikliği vaktinde tanzim edilecek bir protesto ile tesbit ettirmeye mecburdur.
2. KABULÜN TAHDİDİ:
Madde 608 - Kabul, kayıtsız, şartsız olmalıdır; fakat muhatap kabulü poliçe bedelinin bir kısmına hasredebilir.
Kabul şerhi bundan başka noktalarda poliçe münderecatından farklı olursa, poliçe kabul edilmemiş sayılır. Bununla beraber kabulü yapan, kabulündeki şartlar dairesinde mesuldür.
3. ADRESLİ VE İKAMETGAHLI POLİÇE:
Madde 609 - Keşideci poliçede, ödiyecek üçüncü bir şahsı göstermeksizin, muhatabın ikametgahından başka bir yeri ödeme yeri olarak göstermişse muhatap kabul şerhinde bir üçüncü şahsı gösterebilir. Aksi takdirde muhatap, ödeme yerinde poliçeyi bizzat ödemeyi taahhüt etmiş sayılır.
Eğer poliçenin bizzat muhatabın ikametgahında ödenmesi şart kılınmışsa, muhatap, kabul şerhinde ödemenin yapılacağı yer olmak üzere ödeme yerinde bulunan bir adresi gösterebilir.
II- HÜKÜMLERİ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 610 - Muhatap, poliçeyi kabul etmekle bedelini vadesinde ödemeyi taahhüt etmiş olur.
Ödemeden imtina halinde hamil, keşidesi dahi olsa poliçeden dolayı 637 ve 638 inci maddeler gereğince istenebilecek şeylerin hepsini kabul edenden doğrudan doğruya talep hakkını haizdir.
2. KABUL ŞERHİNİN ÇİZİLMESİ:
Madde 611 - Muhatap, poliçe üzerindeki kabul şerhini poliçeyi geri vermeden önce çizmiş olursa kabulden imtina etmiş sayılır. Aksi sabit oluncaya kadar kabul şerhi, poliçenin geri verilmesinden önce çizilmiş addolunur.
Bununla beraber muhatap hamile yahut poliçede imzası bulunan bir kimseye, poliçeyi kabul ettiğini yazı ile bildirmiş olursa bunlara karşı kabul beyanı dairesinde mesul olur.
C - AVAL:
I - AVAL VERENLER:
Madde 612 - Poliçedeki bedelin ödenmesi, aval suretiyle tamamen veya kısmen temin olunabilir.
Bu teminat, üçüncü bir şahıs yahut poliçede zaten imzası bulunan bir kimse tarafından da verilebilir.
II - ŞEKİL:
Madde 613 - Aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır.
Aval "aval içindir" tabiri ile veya buna muadil diğer her hangi bir ibare ile ifade ve avalı veren kimse tarafından imza edilir.
Muhatap veya keşdecinin imzaları müstesna olmak üzere poliçenin yüzüne konan her imza, aval şerhi sayılır.
Kimin için verildiği aval şerhinde açıklanmak lazımdır; açıklanmadığı takdirde aval, keşideci için verilmiş sayılır.
III - HÜKÜMLER:
Madde 614 - Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi mesul olur.
Aval veren kimsenin temin ettiği borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa dahi aval verenin taahhüdü muteberdir.
Aval veren kimse, poliçe bedelini ödediği takdirde poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kimseye ve ona karşı poliçe gereğince mesul olan kimselere karşı poliçeden doğan hakları iktisabeder.
DÖRDÜNCÜ AYIRIM : ÖDEME
A - VADE:
I - VADENİN TESBİTİ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 615 - Bir poliçe:
1. Görüldüğünde;
2. Görüldükten muayyen bir müddet sonra;
3. Keşide gününden muayyen bir müddet sonra;
4. Muayyen bir günde;
ödenmek üzere keşide olunabilir.
Vadesi başka şekilde yazılan veya birbirini takibeden vadeleri gösteren poliçeler batıldır.
2. GÖRÜLDÜĞÜNDE ÖDENECEK POLİÇE:
Madde 616 - Görüldüğünde ödenmek üzere keşide olunan poliçe ibrazında ödenir. Böyle bir poliçenin keşide gününden itibaren bir yıl içinde ödenmesi için ibrazı lazımdır. Keşideci bu müddeti kısaltabileceği gibi daha uzun bir müddet dahi tesbit edebilir. İbraz müddetleri cirantalar tarafından kısaltılabilir.
Keşideci, görüldüğünde ödenecek bir poliçenin muayyen bir günden önce ödenmek üzere ibraz edilmiyeceği hakkında şart koyabilir. Bu takdirde ibraz müddeti o tarihten başlar.
3. GÖRÜLDÜKTEN MUAYYEN BİR MÜDDET SONRA ÖDENECEK POLİÇE:
Madde 617 - Görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenecek bir poliçenin vadesi, kabul şerhinde yazılı tarihe veya protesto tarihine göre tayin olunur.
Kabul şerhinde tarih gösterilmemiş ve protesto da çekilmemiş olursa poliçe, kabul eden hakkında, kabule ibraz için derpiş edilen müddetin son günü kabul edilmiş sayılır.
II - MÜDDETLERİN HESABI:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 618 - Keşide gününden veya görüldükten bir veya birkaç ay sonra ödenmek üzere keşide edilen bir poliçenin vadesi, ödemenin yapılması gereken ayın mukabil gününde gelmiş olur. Mukabil gün bulunmadığı takdirde vade o ayın son günü gelmiş olur.
Bir poliçe, keşide gününden veya görüldükten bir buçuk ay veya birkaç ay ve yarım ay sonra ödenmek üzere keşide olunduğu takdirde, ilk önce tam aylar hesap edilir.
Eğer vade olarak bir ayın başı, ortası veya sonu tesbit edilmişse bu tabirlerden ayın birinci, on beşinci ve sonuncu günleri anlaşılır. "Sekiz gün" veya "on beş gün" tabirlerinden bir veya iki hafta değil hakiki olarak sekiz veya on beş günlük bir müddet anlaşılır. "Yarım ay" tabiri on beş günlük bir müddeti gösterir.
2. TAKVİMLERİN ÇATIŞMASI:
Madde 619 - Muayyen bir günde ödenecek bir poliçenin keşide yeri ile ödeme yeri arasında takvim farkı olduğu takdirde vade, ödeme yerinin takvimine göre tesbit edilmiş sayılır.
Takvimleri farklı olan iki yer arasında keşide edilen bir poliçe keşide gününden muayyen bir müddet sonra ödenmek üzere keşide edildiği takdirde keşide günü ödeme yerindeki takvimin mukabil gününe irca olunmak suretiyle vade hesap edilir.
Poliçelerin ibraz müddetlerinin hesabı hususunda da yukarıki fıkralar hükümleri tatbik olunur.
Poliçedeki bir kayıt veya poliçenin diğer münderecatından, maksadın başka olduğu anlaşılırsa bu madde hükümleri tatbik olunmaz.
B - ÖDEME:
I - İBRAZ:
Madde 620 - Muayyen bir günde veya keşide gününden yahut görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenecek bir poliçenin hamili, poliçeyi ödeme gününde veya onu takip eden iki iş günü içinde ödenmek üzere ibraza mecburdur.
Poliçenin bir takas odasına ibrazı, ödeme için ibraz yerine geçer.
II - MAKBUZ İSTEMEK HAKKI:
Madde 621 - Muhatap poliçeyi öderken hamil tarafından bir ibra şerhi yazılarak poliçenin kendisine verilmesini isteyebilir.
Hamil kısmi ödemeyi reddedemez.
Kısmi ödeme halinde muhatap bu ödemenin poliçe üzerine işaret edilmesini ve kendisine bir makbuz verilmesini isteyebilir.
III - VADEDEN ÖNCE VE VADESİNDE ÖDEME:
Madde 622 - Hamil, vadeden önce poliçe bedelini almaya zorlanamaz.
Vadeden önce ödeyen muhatap, bu yüzden doğacak mesuliyeti kendisi üzerine almış olur.
Hile veya ağır bir kusuru bulunmadıkça poliçeyi vadesinde ödeyen kimse borcundan kurtulmuş olur. Ödeyen kimse, cirolar arasında muntazam bir teselsülün mevcut olup olmadığını incelemiye mecbur ise de cirantaların imzalarının sıhhatini araştırmaya mecbur değildir.
IV - YABANCI MEMLEKET PARASİYLE ÖDEME:
Madde 623 - Poliçenin ödeme yerinde rayici olmıyan bir para ile ödeneceği şart koşulduğu takdirde, bedeli, vade günündeki kıymetine göre o memleket parasiyle ödenebilir. Borçlu ödemede geciktiği takdirde hamil poliçe bedelinin dilerse vade günündeki dilerse ödeme günündeki rayice göre memleket parasiyle ödenmesini istiyebilir.
Kanuni rayici olmıyan paranın kıymeti, ödeme yerindeki ticari teamüllere göre tayin olunur. Bununla beraber keşideci ödenecek paranın poliçede yazılı muayyen bir rayice göre hesap edilmesini şart edebilir.
Keşideci ödemenin muayen bir para ile yapılması lüzumunu şart koşmuş ise (Aynen ödeme şartı) ilk iki fıkranın hükümleri tatbik olunmaz.
Poliçe bedeli, keşide ve ödeme yeri olan memleketlerde aynı adı taşıyan ve fakat kıymetleri birbirinden farklı olan para ile gösterildiği takdirde ödeme yerindeki para kasdedilmiş sayılır.
V - TEVDİ:
Madde 624 - Bir poliçe 620 nci maddede tayin edilen müddet zarfında ödeme için ibraz edilmediği takdirde borçlu masraf ve hasar hamile ait olmak üzere poliçenin bedelini notere tevdi edebilir.
BEŞİNCİ AYIRIM : KABUL VE ÖDEMEDEN İMTİNA HALLERİNDE MÜRACAAT HAKLARI
A - MÜRACAAT HAKKI :
I - UMUMİ OLARAK:
Madde 625 - Hamil, vadenin hululünde poliçe ödenmemişse, cirantalara, keşideciye ve poliçe dolayısiyle taahhüt altına girmiş olan diğer kimselere karşı müracaat hakkını kullanabilir.
Hamil:
1. Kabulden tamamen veya kısmen imtina edilmiş;
2. Poliçeyi kabul etmiş olsun olmasın muhatap iflas etmiş veya sadece ödemelerini tatil etmiş yahut aleyhindeki her hangi bir icra takibi semeresiz kalmış;
3. Kabul için arz edilmesi menedilen bir poliçenin keşidecisi iflas etmiş; bulunursa vadenin hululünden önce de aynı müracaat hakkını haizdir.
II - PROTESTO:
1. MÜDDETLER VE ŞARTLARI:
Madde 626 - Kabulden veya ödemeden imtina, kabul etmeme veya ödememe protestosu denilen resmi bir vesika ile tesbiti mecburidir.
Kabul etmeme protestosunun, kabule arz için muayyen olan müddet içinde çekilmesi lazımdır. Şayet 606 ncı maddenin birinci fıkrasında gösterilen halde poliçenin ilk arzı vadenin son gününde vukua gelmiş ise protesto o günün ertesi günü dahi çekilebilir.
Muayyen bir günde veya keşide gününden veya görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şartını havi bir poliçeden dolayı çekilecek ödememe protestosunun, ödeme gününü takibeden iki iş günü içinde çekilmesi lazımdır. Görüldüğünde ödenmesi şart olan bir poliçeden dolayı çekilecek ödememe protestosu yukarıki fıkrada kabul etmeme protestosu için gösterilen müddetler içinde çekilir.
Kabul etmeme protestosu çekilmiş olması halinde ödeme için poliçeyi ibraz etmeye lüzum olmadığı gibi ödememe protestosu çekmeye de ihtiyaç yoktur.
Poliçeyi kabul etmiş olsun olmasın, muhatap ödemelerini tatil etmiş veya aleyhindeki her hangi bir icra takibi semeresiz kalmış ise, hamil müracaat haklarını ancak poliçenin ödenmesi için muhataba ibrazından ve protestonun çekilmesinden sonra kullanabilir.
Poliçeyi kabul etmiş olsun olmasın muhatap veya kabul için arz edilmesi menedilen bir poliçenin keşidecisi iflas etmişse iflas ilamının ibrazı, müracaat hakkının kullanılması için kafidir.
2. ŞEKLİ:
A - NOTERLİKÇE TANZİMİ:
Madde 627 - Protestonun aşağıdaki maddede bildirilen şekil ve surette noterlikçe tanzimi lazımdır.
B - İÇİNDEKİLER:
Madde 628 - Protesto:
1. Protestoyu çeken ve kendisine protesto çekilen kimselerin ad ve soyadlarını veya ticaret unvanlarını;
2. Kendisine protesto çekilen kimsenin, poliçeden doğan taahhüdünü yerine getirmeye davet edildiği halde taahhüdünü yerine getirmemiş veya kendisi bulunamamış yahut ticaret yerinin veya meskeninin tesbit edilememiş olduğuna dair bir şerhi;
3. Sözü geçen davetin yapıldığı veya davet teşebbüsünün akim kaldığı yer ve güne ait bir şerhi;
4. Protestoyu tanzim eden noterin imzasını ihtiva eder.
Kısmi ödeme, protestoda zikredilir.
Kabul için kendisine bir poliçe ibraz edilmiş olan muhatap, poliçenin ertesi günü tekrar ibrazını istemiş ise bu keyfiyet de protestoya yazılır.
C - PROTESTO VARAKASI:
Madde 629 - Protesto ayrı bir varaka halinde tanzim edilerek poliçeye bağlanır.
Eğer protesto, aynı bir poliçenin mütaaddit nüshaları veya poliçenin aslı ile bir sureti ibraz edilerek tanzim edilmiş ise protestoyu bu nüshalardan birisine veya asıl senede bağlamak kafidir.
Diğer nüshalara veya surete, protestonun kalan nüshalardan birine veya poliçenin aslına bağlanmış bulunduğu kaydolunur.
D - KISMİ KABUL HALİNDE:
Madde 630 - Kabul, poliçedeki bedelin bir kısmına munhasır bulunupta bu yüzden protesto tanzim edilirse poliçenin bir sureti çıkarılarak protesto bu suret üzerine yazılır.
E - BİRDEN FAZLA KİMSELER ALEYHİNE TANZİM EDİLEN PROTESTO
Madde 631 - Bir poliçeyi kabul ve tediye edecek birden çok borçluların hepsi için, tek protesto varakası tanzim olunabilir.
3. SAKLAMA MÜKELLEFİYETİ
Madde 632 - Protestoyu tanzim eden noter poliçenin bir suretini protesto varakası ile birlikte saklamakla mükelleftir.
4. SAKAT PROTESTO
Madde 633 - Noter tarafından imza edilen protesto kanuna uygun olarak tanzim edilmediği veya içindeki kayıtlar yanlış olduğu takdirde dahi muteberdir.
Noter hakkındaki inzıbati hükümler mahfuzdur..
5. PROTESTONUN MUAFİYETİ
Madde 634 - Keşideci veya ciranta yahut aval veren kimse, senet üzerine "Masrafsız iade", "Protestosuz" şartlarını veya bunlara muadil diğer herhangi bir ibareyi yazarak imzalamak suretiyle, hamile müracaat hakkını kullanmak için kabul etmeme veya ödememe protestosu keşidesinden muaf tutulabilir.
Bu şart, hamili, poliçeyi vaktinde ibraz etmek ve gereken ihbarları yapmak mükellefiyetlerinden vareste kılmaz. Müddetlere riayet olunmadığını ispat mükellefiyeti, bunu hamile karşı iddia eden şahsa düşer.
Bu şart poliçeye keşideci tarafından yazılmış ise, poliçeden dolayı taahhüt altına girmiş olanların hepsine karşı hüküm ifade eder; bir ciranta veya aval veren bir kimse tarafından yazıldığı takdirde hükmü yalnız ona münhasır kalır. Keşideci tarafından yazılan şarta rağmen hamil yine protesto çekerse masraflar kendisine ait olur.
Şart bir ciranta veya aval veren bir kimse tarafından konduğu takdirde bu şarta rağmen çekilmiş olan bir protestonun gerektirdiği masrafları, poliçeden dolayı taahhüt altına girenlerin hepsi tanzim ile mükelleftirler.
III - İHBAR MECBURİYETİ:
Madde 635 - Hamil, protesto günü yahut eğer poliçede "Masrafsız iade artı" mevcut ise ibrazı gününü takip eden dört iş günü içinde, kabul veya ödemeden imtina keyfiyetlerini kendi cirantasına ve keşideciye ihbar etmeye mecburdur.
Her ciranta aldığı ihbarı bunları aldığı günü takip eden iki iş günü içinde önceki ihbarları yapan kimselerin ad, soyadı ve adreslerini de göstermek suretiyle kendi cirantasına bildirmeye mecburdur. Keşideciye varıncaya kadar bu minval üzeri muamele edilir. Müddetler önceki ihbarın alındığı tarihten itibaren cereyana başlar.
Poliçede imzası bulunan bir kimseye yukarıki fıkra gereğince ihbarda bulunulduğu takdirde, kendisine aval veren kimseye de aynı müddet içinde bu ihbarın yapılması lazımdır.
Bir ciranta adresini hiç yazmamış yahut okunması mümkün olmıyacak surette yazılmış ise ihbarın ondan önceki cirantaya tebliği kafidir.
İhbarı yapacak olan kimse bunu noter marifetiyle veya sadece poliçenin iadesi suretiyle yapabilir.
İhbarı yapmakla mükellef olan kimse bunu muayyen müddet içinde yaptığını ispat etmek mecburiyetindedir.
Yukarda gösterilen müddet içinde ihbarname göndermiyen kimse müracaat hakkını kaybetmezse de ihmalinden doğan zarar ve ziyandan mesul olur. Ancak bu zarar ve ziyan miktarı poliçe bedelini aşamaz.
IV - TESELSÜL:
Madde 636 - Bir poliçeyi keşide, kabul, ciro eden veya o poliçeye aval veren kimseler hamile karşı, müteselsil borçlu sıfatiyle mesuldürler.
Hamil bunların borçlanmadaki sıraları ile bağlı olmaksızın her birine veya bunlardan bazılarına yahut hepsine birden müracaat edebilir.
Poliçeden dolayı taahhüt altına girmiş olup da poliçeyi ödemiş bulunan herkes aynı hakkı kullanabilir.
Hamil, borçlulardan yalnız birine müracaat etmekle, diğer borçlularla ilk önce müracaat ettiği borçludan sonra gelenlere karşı haklarını kaybetmez.
V - MÜRACAAT HAKKININ ŞÜMULÜ :
1. HAMİLİN HAKKI :
Madde 637 - Hamil müracaat yoliyle:
1. Poliçenin kabul edilmemiş veya ödenmemiş olan bedelini ve eğer şart kılınmışsa işlemiş faizi;
2. Vadenin gelmesinden itibaren işliyecek yüzde on hesabiyle faizi;
3. Protestonun ve hamil tarafından tebliğ olunan ihbarnamelerinin masraflariyle diğer masrafları;
4. Poliçe bedelinin binde üçünü aşmamak üzere komisyon ücretini; istiyebilir.
Eğer müracaat hakkı vadenin hululünden önce kullanılırsa poliçe bedelinden bir iskonto yapılır. Bu iskonto müracaat tarihinde hamilin ikametgahında cari olan resmi iskonto haddi üzerinden hesap edilir.
2. ÖDEYEN KİMSENİN HAKKI:
Madde 638 - Poliçe bedelini ödemiş olan kimse kendisinden önce gelen borçlulardan :
1. Ödemiş olduğu meblağın tamamını;
2. Ödeme tarihinden itibaren bu meblağın yüzde on hesabiyle faizini;
3. Yaptığı masrafları;
4. Poliçe bedelinin binde ikisini aşmamak üzere komisyon ücretini; istiyebilir.
VI - MAKBUZ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 639 - Kendisine müracaat edilen veya edilmesi mümkün olan borçlu, müracaat mevzuu olan bedeli ödeyince, poliçe ve protesto varakasının ayrıca doldurulacak bir makbuz ile birlikte kendisine verilmesini istemek hakkını haizdir.
Poliçeyi ödemiş olan her ciranta, kendi cirosunu ve kendisinden sonra gelen borçluların cirolarını çizebilir.
2. KISMİ KABUL HALİNDE:
Madde 640 - Poliçenin kısmen kabulünden sonra müracaat hakkının kullanılması halinde poliçe bedelinin kabul edilmiyen kısmını ödiyen kimse, ödemenin poliçe üzerine yazılmasını ve kendisine bu hususta bir makbuz verilmesini istiyebilir. Bundan başka, onun sonradan diğerlerine karşı müracaat haklarını kullanabilmesi için, hamil ona poliçenin ve protestonun tasdikli birer suretini vermeye mecburdur.
VII - RETRET:
Madde 641 - Müracaat hakkı olan herkes, poliçede aksine şart bulunmadıkça kendisinden önce gelen borçlulardan biri üzerine çekeceği ve bu kimsenin ikametgahında görüldüğü anda ödenmesi şart olan ve "Retret" denilen yeni bir poliçe vasıtasiyle rücuda bulunabilir.
Retret,637 ve 638 inci maddelerde gösterilen paralardan başka tellallık ücretini ve retretin damga resmini ihtiva eder.
Retret hamil tarafından keşide edilirse poliçe bedeli poliçenin ödeneceği yerden önceki borçlunun ikametgahı bulunan yer üzerine keşide edilen ve görüldüğünde ödenmesi şart olan bir poliçenin cari fiyatına göre tayin olunur. Retret bir ciranta tarafından keşide edilirse poliçe bedeli, retreti keşide eden kimsenin ikametgahından önceki borçlunun ikametgahı olan yer üzerine keşide edilen ve görüldüğünde ödenmesi şart bulunan bir poliçenin cari fiyatına göre tayin olunur.
VIII - MÜRACAAT HAKKININ DÜŞMESİ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 642 - Hamil; muayyen müddetleri içinde:
1. Görüldüğünde veya görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart olan poliçeyi ibraz;
2. Kabul etmeme veya ödememe protestosunu keşide;
3. "Masrafsız iade olunacaktır." Şerhinin bulunması halinde poliçeyi ödeme maksadiyle ibraz etmezse, kabul eden kimse hariç olmak üzere cirantalara, keşideciye ve diğer borçlulara karşı haiz olduğu hakları kaybeder.
Kabul maksadiyle ibraz edilmesi için keşidecinin tayin ettiği müddete hamil riayet etmezse, kabul ve ödemeden imtina sebebiyle müracaatta bulunmak haklarını kaybeder; meğer ki, keşidecinin yalnız kabule ait mesuliyeti müstesna tutmak istediği şerhten anlaşılsın;
Ciroda ibraz için bir müddet şart kılınmışsa ancak ciranta bu müddeti ileri sürebilir.
2. MÜCBİR SEBEPLER:
Madde 643 - Kanunen muayyen olan müddetler içinde poliçenin ibrazı veya protesto keşidesi bir devletin mevzuatı veya her hangi bir mücbir sebep gibi aşılması imkansız bir mani yüzünden mümkün olmamışsa bu muameleler için muayyen olan müddetler uzatılır.
Hamil mücbir sebepleri gecikmeksizin kendisinden önce gelen borçluya ihbar etmeye ve bu ihbarı poliçeye yahut bir alonja işaretle beraber altına yer ve tarihi yazarak imzalamaya mecburdur. Diğer cihetler hakkında 635 inci madde hükümleri tatbik olunur.
Mücbir sebeplerin ortadan kalkmasından sonra hamilin, poliçeyi gecikmeksizin kabul veya ödeme maksadiyle ibraz ve icabında protesto keşide etmesi lazımdır.
Mücbir sebepler vadenin gelmesinden itibaren 30 günden çok sürerse poliçenin ibrazına ve protesto çekmeye lüzum kalmaksızın müracaat hakkı kullanılabilir.
Görüldüğünde veya görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart olan poliçeler hakkında 30 günlük müddet, hamilin kendisinden önce gelen borçluya mücbir sebebi ihbar ettiği tarihten itibaren işler. Bu ihbar, ibraz müddetinin bitmesinden önce de yapılabilir. Görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şart olan poliçelerde 30 günlük müddet, poliçede gösterilen mehil bittikten sonra işlemeye başlar.
Hamilin veya poliçeyi ibraza veya protesto çekmeye memur ettiği kimsenin sırf zatlarına ait olaylar mücbir sebeplerden sayılmaz.
C - SEBEPSİZ İKTİSAP:
Madde 644 - Keşideci ve poliçeyi kabul etmiş olan muhatap, (Müruruzaman sebebiyle veya senede dayanan hakların muhafazası için kanun hükmünce yapılması gerekli muamelelerin ihmal edilmiş bulunması dolayısiyle poliçeden doğan borçları düşmüş olsa bile) hamilin zararına ve sebepsiz olarak iktisabetmiş oldukları meblağ nispetinde ona karşı borçlu kalırlar.
Sebepsiz mal edinmeye dayanan dava, muhataba ikametgahlı bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve keşideci poliçeyi başka bir şahıs veya ticarethane hesabına çekmiş olduğu takdirde o kimseye veya ticarethaneye karşı dahi açılabilir.
Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir dava açılamaz.
D - POLİÇE KARŞILIĞININ DEVRİ:
Madde 645 - Keşideci hakkında iflas açılmasiyle beraber, poliçe karşılığının veya keşidecinin muhatap hesabına matlup olarak geçirdiği diğer paraların geri verilmesi hususunda keşidecinin muhataba karşı poliçe münasebetinden başka bir hukuk münasebetinden dolayı haiz olduğu talep hakkı poliçe hamiline geçmiş olur.
Keşideci, karşılık münasebetinden dolayı haiz olduğu haklarını devrettiğini poliçede beyan etmiş olursa sözü geçen haklar, poliçe, hamili kim ise ona ait olur.
Muhatap, iflasın açıldığı ilan veya kendisine devir keyfiyeti ihbar edildikten sonra yalnız poliçenin iadesi mukabilinde usulü dairesinde hakkını ispat eden hamile karşı ödemede bulunabilir.