Haberler:

Hukuk Forumumuza Hoşgeldiniz

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - kilimanjaro

#21
Merhabalar. Öncelikle alacak-verecek ilişkisi sebebiyle kimse hakkında yakalama kararı çıkartılamaz, içiniz rahat olsun. Yani konunun ceza hukukuyla, savcılıkla ve emniyetle en küçük bir ilgisi yok. Borca gelecek olursak; 2001 yılından kalma bu borçla ilgili icra takibi yapılmamış ve 2007 yılına kadar icra dosyasından işlemler sürdürülmemişse, borcun üzerinden 10 yıllık zamanaşımı süresinden fazla bir süre geçmiş olur ki böyle bir durumda artık sizden yasal yollarla, yani icra yoluyla tahsilat yapamazlar. İcra takibi yapmaya kalkışırlarsa ve size icra müdürlüğünden ödeme emri gönderirlerse, bu ödeme emrine karşı 7 günlük yasal süre içinde böyle bir borcunuzun olmadığına ve şayet varsa da borcun zamanaşımına uğramış olduğuna yönelik itirazda bulunmanız yeterli olacaktır. Vaktiniz varsa, zamanaşımı konusundan söz etmeden bu borçla ilgili icra takibi yapılıp yapılmadığını hukuk bürosundan öğrenmeye çalışın, bu yolla icra müdürlüğü ve dosya numarasını öğrenin ve icra müdürlüğüne giderek dosyanın akıbetini araştırın. Şayet 10 yıllık süre geçmişse, rahat olabilirsiniz. Mesajlar konusunda net bir çözüm yolu maalesef yok; kafaya takmayın bence. Bir süre sonra sms göndermekten vazgeçeceklerdir :) Allah kolaylık versin...
#22
Merhabalar. Öncelikle geçmiş olsun. ATM'nin güvenlik kamerası ve çevredeki diğer kameralardan olayın failleri tespit edilmiştir ve polis tarafından aranıyordur. Bu olayı banka da takip edecektir diye düşünüyorum. Muhtemelen olayın faillerinin ilk suçu bu değildir, yani sabıkalı kişilerdir ve emniyette kayıtları vardır. Dolayısıyla faillere ulaşılması çok uzun zaman almayacaktır diye tahmin ediyorum. Bu aşamada bence avukat tutmanıza gerek yok. Allah kolaylık versin...
#23
Merhabalar. Babanız askerdeyken firar etti ve geri dönmedi anlaşılan. 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 49. maddesinin (A) fıkrasında yer alan "...fiilleri hakkında dava müruru zamanı, bütün askeri mükellefiyetlerin bitmesinden itibaren işlemeğe başlar." ibaresi, 06/10/2012 tarih ve 28433 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 11/04/2012 tarih ve 2011/111 E. ve 2012/56 K. Sayılı kararı ile "firar suçu" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna karar verilip iptal edildiğinden, firar suçu yönünden muhtemelen babanız ceza almayacaktır ancak kalan askerlik süresi ne kadarsa, yakalandığında o süre kadar askerlik yaptırılacaktır diye düşünüyorum. Askerlik vatan borcudur. Herkesin bu borcu ödemesi gerekir... Allah kolaylık versin...
#24
Merhabalar.

Alıntı Yap-Benim 2 tane çocuğum var bir tanesi ilk dava tarihinde de reşitti ve mahkemelerde adı geçmedi reşit olan çocuğum geçen yıldan beri yüksek lisans eğitimi görüyor ve buraya verilen ücreti karşı taraftan alma şansımız var mı?

Türk Medeni Kanunu'nun aşağıda tam metni bulunan 328. maddesine göre çocuk reşit olduktan sonra şayet eğitim hayatı devam ediyorsa, eğitimi sona erinceye kadar ana ve babanın bakım yükümlülüğü devam eder. Ancak öğretide lisans sonrası eğitimin Türk Medeni Kanunu'nun 328/2 maddesinin kapsamına girmediği görüşü hakimdir (Bilge ÖZTAN, Aile Hukuku-2004, s.621). Konuyla ilgili Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2005/4125 Esas, 21.04.2005 tarih ve 2005/6578 Karar sayılı emsal içtihadında da "...Davacı Didem'in halen Uludağ Üniversitesi Fen Bilimler Fakültesi Çevre Mühendisliğinde yüksek lisans yaptığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Davacı Didem için uygun miktar yardım nafakası takdiri gerekirken yazılı şekilde kara verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir..." görüşüne yer verilmiş olup, buna göre Türk Medeni Kanunu'nun 328/2 maddesine değil ama aşağıda tam metni bulunan 364/1. maddesine istinaden yüksek lisans eğitimine devam eden çocuğun babasından yardım nafakası talebinde bulunması mümkündür. Bu davayı bizatihi reşit çocuk açmalıdır.



   Madde 328 - Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.

   Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.

   Madde 364 - Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.

   Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.

   Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.


Alıntı Yap-Karşı taraf şu zamana kadar sadece 608 tl'lik nafaka borcu ödedi geri kalan miktarı icradan bekliyorum ama herhangi bir şey yok bu konuda ne yapabilirim?

İcra takibi yaptığınızı yazmışsınız. İcra dosyasından haciz işlemleri yapabileceğiniz gibi, icra ceza mahkemesi nezdinde nafaka alacağının ödenmemiş olmasına istinaden ceza davası da açabilirsiniz.

Alıntı Yap-Mahkeme kararından sonra veya dosyayı yargıtaya götürmemden sonra bana ve oğluma nafaka ödemesi gerekir mi?

Henüz temyiz süreci devam ediyor. Yani karar kesinleşmiş değil. Karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakasıyla ilgili yükümlülükler devam eder.

Alıntı Yap-Oğlum bu yıl üniversite sınavlarına hazırlanıyor dershane masrafını ; seneye olası bir üniversiteye gittiğinde , il dışında okuduğunda bu durumlarda eğitim masrafının karşı taraftan geri alınması veya karşı tarafın ödemesi gibi bir durum var mıdır?

Türk Medeni Kanunu'nun yukarıda tam metni bulunan 328. maddesine değinmiştik. Üniversite, yani lisans eğitimi sonuna kadar babadan 328. madde kapsamında talepte bulunmak hukuken mümkündür. Yalnız bu madde gereğince ana ve babanın bakım mükellefiyeti, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olacak şekilde devam eder.

Alıntı Yap-Mahkeme ne zaman sonlanabilir?

Net bir tarih vermez zor. Dosyanın Yargıtay'a gönderilmesinin üzerinden bir yıl gibi bir zaman geçmiş. Muhtemelen önümüzdeki dört beş aylık süreç içinde temyiz incelemesi sona erecektir diye tahmin ediyorum.
#25
Merhabalar. Öncelikle geçmiş olsun. Şayet senede atılan imza basit, karakteristik özelliği olmayan türden bir imza ise, maalesef imza incelemesinde bu türden sonuçlar çıkabiliyor. Sizin gözünüzün önünde imzalandığından eminseniz, imzanın ve senedin arkasındaki borcu kabul eden ifadenin şahsa ait olduğunu açılan davalarda ısrarla belirterek ve bu sebeple dosyanın adli tıbba gönderilerek yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep edebilirsiniz. Bu kişi borcunu kabul etmez veya açtığı davadan vazgeçmezse yahut yeni bir bilirkişi raporu alınarak imzanın bu şahsa ait olduğu tespit edilmezse, alacağınızı tahsil edemeyeceğiniz gibi maalesef ceza almanız da kaçınılmaz hale gelecektir. Avukat tutmak için maddi durumunuz müsait değilse, bulunduğunuz ilin barosuna müracaat ederek adli yardım kapsamında bu olayla ilgili size ücretsiz bir avukat tahsis edilmesini talep edebilirsiniz. Allah kolaylık versin...
#26
Merhabalar. Şikayette bulunurlarsa iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile yargılanırsınız. Konuyla ilgili Türk Ceza Kanunu'nun 104. maddesi aşağıdadır. Şayet kız arkadaşınız 15 yaşını doldurmamışsa, cezası çok daha ağırdır; bu durumda Türk Ceza Kanunu'nun aşağıda tam metni bulunan 103. maddesinin 2. fıkrası gereğince 16 yıldan az olmayacak şekilde hapis cezası ile yargılanırsınız. İşin özü, zina dediğimiz bu fiilin dünya hayatında da ahiret hayatında da cezası az değil... Allah affetsin...



   Reşit olmayanla cinsel ilişki
   Madde 104- (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(1)
   (2) (İptal: Ana.Mah.nin 23/11/2005 tarihli ve E: 2005/103, K: 2005/89 sayılı kararı ile; Yeniden düzenleme: 18/6/2014-6545/60 md.) Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
   (3) (Ek: 18/6/2014-6545/60 md.) Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.


   Çocukların cinsel istismarı
   Madde 103- (Değişik: 18/6/2014-6545/59 md.) (1)
(1) (Yeniden düzenlenen birinci ve ikinci cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden; (1)
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) (Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/13 md.) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
#27
Merhabalar. Avukatınızla yolları ayırmak istiyorsanız, noterden ihtarname göndererek başka bir ile taşınması, telefonlarınıza cevap vermemesi, icra takibiyle ilgili bilgi aktarmaması sebiyle azlettiğinizi belirtebilirsiniz. Azletmek istemiyorsanız, bahsettiğiniz sorunları ancak iletişim yoluyla çözebilirsiniz ancak iletişim kuramadığınızı belirtiyorsunuz... Bu durumda işiniz zor. Baroya müracaat etmeyi deneyebilirsiniz. Allah kolaylık versin...
#29
Merhabalar. Satış için elbette çocuklarınızdan onay almanıza hukuken gerek yok ama ailenizin huzur ortamının muhafazası için işleri çocuklarınıza sahip danışarak/görüşlerini alarak yapmanızda fayda var. Allah kolaylık versin...
#30
Merhabalar. Yaşınız küçük. İnşallah bundan sonraki hayatınızda yolunuz zanlı sıfatıyla bir daha karakola düşmez. Alacağınız cezaya gelince... Türk Ceza Kanununun konuyla ilgili hükümleri aşağıdadır. Muşta hukuken "silah" olarak kabul edilen bir saldırı aletidir. Olayda kemik kırığı da var. Bu iki husus, cezayı artıran hallerdendir. Yaş küçüklüğü ise indirim sebebidir. Aşağıdaki maddelerde olaya uygulanacak fıkra ve bentleri koyulaştırdım. Allah kolaylık versin...

KASTEN YARALAMA

   Madde 86 - (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

   (2) (Ek fıkra: 31/03/2005 - 5328 S.K./4.mad) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

   (3) Kasten yaralama suçunun;

   a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,

   b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

   c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

   d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

   e) Silâhla,

   İşlenmesi hâlinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.


   NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA

   Madde 87 - (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;

   a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

   b) Konuşmasında sürekli zorluğa,

   c) Yüzünde sabit ize,

   d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

   e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

   Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hâllerde beş yıldan az olamaz.

   (2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;

   a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

   b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

   c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

   d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

   e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,

   Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hâllerde sekiz yıldan az olamaz.

   (3) (Değişik fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.4.md) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.

   (4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hâllerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hâllerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

  YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ

   Madde 31 - (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

   (2) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./5.mad) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.

   (3) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./5.mad) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.


Ayrıca 6136 sayılı Ateşli Silahlar, Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkında Kanun'un aşağıda yer alan hükümleri uyarınca ceza alacaksınız:

Madde 4 - (Değişik madde: 12/06/1979 - 2249/5. md.)

    Ülke içinde kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletlerin yapımı yasaktır.

    Bunlardan bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılması zorunlu bulunanların yapımına İçişleri Bakanlığınca yapılacak bir yönetmelikte belirlenen kurallara göre izin verilir.

    (Değişik fıkra: 23/06/1981 - 2478/2 md.) Yalnız sporda kullanılan yivli ateşsiz silahlar ve mermileri ile yivsiz tüfekler ve mermilerinin, ev gereçlerinden olan veya tababet, sanayi, tarım, spor için kullanılan aletlerle bir meslek veya sanatın icrası için gerekli bıçak, şiş, raspa ve benzerlerinin kullanılması bu Kanun hükümlerine tabi değildir.

    (Değişik fıkra: 23/06/1981 - 2478/2 md.) Avda veya sporda kullanılan her nevi ateşli yivli silahlar bu Kanunun 7 nci maddesine göre ruhsata tabidir.

    Madde 15 - (Değişik madde: 12/06/1979 - 2249/10 md.)

    (Değişik fıkra: 23/01/2008-5728 S.K./158.mad) Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak 4 üncü maddede yazılı olan bıçak veya diğer aletleri veya benzerlerini satanlar, satmaya aracılık edenler, satın alanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis ve yirmibeş günden az olmamak üzere adlî para cezasına hükmolunur.
#31
Merhabalar. Konu bilirkişiye havale edilir ve rapor alınır. Siz bazen günlerce sorunsuz çalıştığını, bazen de aynı gün içinde defalarca reset attığını dilekçenizde belirtir ve çektiğiniz videoları da delil olarak CD veya USB içinde sunarsınız. Avukat tutmanıza gerek yok ancak davayı takip etmeniz gerekecektir. Allah kolaylık versin...
#32
Merhabalar. Ailenizin adresine hacze gelebilirler ve hatta haciz dahi yapılabilir. Ancak ev hacizleri -haczedilemez eşyalar arttırıldığı için- önemini yitirmiş durumda. Psikolojik/manevi etkiye sahip. Hacze gelirlerse, aileniz bu malların size değil kendilerine ait olduğunu, sizin bu adreste ikamet etmediğinizi mutlaka belirtip zapta geçirilmesini sağlasın. Sizin adınıza tebligat gelirse, burada oturmuyor diyerek bu tebligatları almasın ve merciine iade etsinler. Allah kolaylık versin...
#33
Merhabalar. Allah başta anneniz olmak üzere hepimize hayırlı bir ömür ve hayırlı bir ölüm nasip eylesin. Annenizin yasal mirasçıları, şayet yeniden evlenirse ve ölümü esnasında da yeni eşi sağ ise yeni eşi ve yeni eşinden çocukları da olursa, eski-yeni çocuklarının tamamı olur. Üvey çocuklar annenizin mirasçısı olamaz.
#34
Merhabalar. Kayınpederinize Allah rahmet eylesin. Bahsettiğiniz borcun yasal varisler tarafından ödenmesi gerekir. Dolayısıyla elektrik idaresinin talebi haklı. Allah kolaylık versin...
#35
Merhabalar. Verilen kararlarda ilk bakışta görülecek ölçüde açık bir hukuk ihlali varsa ve bu hukuk ihlalinin de FETÖ/PDY terör örgütünün maksatlı bir işi olduğunu makul şekilde izah edebiliyorsanız ve aşağıda yer alan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden birinin olayda mevcut olduğuna inanıyorsanız, bu hususları kısaca açıklayan bir dilekçeyle ilgili mahkemeye müracaat ederek yargılamanın yenilenmesini isteyebilirsiniz. Reddedilme ihtimali oldukça yüksek olduğundan (zira şu süreçte mahkemelere bu türden abuk subuk talepler adeta yağdığı için mahkemeler de adeta otomatiğe bağlamış şekilde talepleri reddedebiliyor) dilekçe olabildiğince kısa ve gerekçeleri de sağlam olmalı. Diğer türlü işiniz zor, vesselam. İdari Yargılama Usul Kanunu`nda (İYUK) bulunan konuyla ilgili hükümler aşağıdadır. Allah kolaylık versin...




YARGILAMANIN YENİLENMESİ:
   Madde 53 - 1. (Değişik ilk cümle: 05/04/1990 - 3622/22 md.) Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.

   a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,

   b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,

   c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,

   d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,

   e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,

   f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,

   g) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,

   h) (Değişik alt bent: 10/06/1994 - 4001/23 md.) Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması,

   ı) ( Ek bend: 15/07/2003 - 4928 S.K./6. md.) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.

   2. Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır.

   3. ( Değişik bent: 10/06/1994 - 4001/23 md.) (Değişik ilk cümle: 15/07/2003 - 4928 S.K./1. md.) Yargılamanın yenilenmesi süresi, (1) numaralı fıkranın (h) bendinde yazılı sebep için on yıl, (1) numaralı fıkranın (ı) bendinde yazılı sebep için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl ve diğer sebepler için altmış gündür. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanır.

   KARARIN DÜZELTİLMESİ:

   Madde 54- (Mülga madde: 18/06/2014-6545 S.K./103. md)

YARGILAMANIN YENİLENMESİ USULÜ:
Madde 55 - 1. İsteğin ilişkin olduğu konu, diğer bir daire veya mahkemenin görevine girmiş ise karar bu daire veya mahkemece verilir.

2. Karşı tarafın savunması alındıktan sonra istekler incelenir ve kanunda yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilir.

3. (Değişik bent: 10/06/1994 - 4001/25 md.) Yargılamanın yenilenmesi istemleri, kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilir.

4. Yargılamanın yenilenmesi istemlerinde duruşma yapılması, görevli daire veya mahkemenin kararına bağlıdır.

5. Bu madde ile 53 üncü madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yargılamanın yenilenmesinde bu Kanunun diğer hükümleri uygulanır. *1*
#36
Merhabalar. Konuyu düzgün anlatmamışsınız. Önce İ30 demişsiniz, sonra 170.000 TL'lik araç aldığınızı yazmışsınız. Sizin bu adamdan alacağınız ne kadar, araç alırken sizin katkınız oldu mu, olduysa ne kadar, krediyi belli ki siz çekmişsiniz, adam kefil olmadı muhtemelen, adama senet verdiniz mi, yani elinde sizden alacaklı olduğunu gösterir bir belge var mı, sizin elinizde alacağınızı ispatlar bir belge var mı, vs. Önce bu tür soruları cevaplayacak şekilde meseleyi düzgün bir şekilde anlatın hele...
#37
Konuyla ilgili emsal Yargıtay kararları:

T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
2010/4819 E.
2010/5766 K.

Nafaka hükmüne uymamak eyleminden borçlu Yılmaz hakkında yapılan yargılama sonucunda beraatine dair (Kastamonu Birinci İcra Mahkemesi)'nin 10.12.2009 tarihli ve 2009/753 Esas, 2009/1135 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile sanığın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin (Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi)'nin 15.01.2010 tarihli ve 2010/41 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

Tebliğname ile;

1- Sanık hakkında Kastamonu Asliye İkinci Hukuk Mahkemesi'nin 2009/17 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında 11.02.2009 tarihli ara kararı ile dava tarihinden itibaren hükmolunan tedbir nafakasının tahsili için takip yapıldığı, 8 aylık birikmiş nafaka alacağının ödenmemesi üzerine şikayette bulunulduğu olayda, eylemin suç oluşturmayacağı gözetilmeden itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde,

2- Nafaka hükmüne uymamak eyleminden 2004 sayılı Kanun'un 344. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılmasında,

İsabet görülmemekle anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 19.05.2010 gün ve B.03.0.CIG.0.00.00.04-105-37-2644-2010/5823/31859 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 03.06.2010 gün ve K.Y.B.2010/133353 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,

Gereği görüşüldü:

Somut olayda; borçlu hakkında Kastamonu İkinci İcra Müdürlüğü'nün 2009/2015 Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, borçluya çıkarılan ödeme emrinde birikmiş nafaka alacağının ödenmesi istenmekte olup, aylık nafaka alacağının tahsili yönünde bir talep bulunmaması karşısında, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş nafaka alacağı adi alacak hükmünde olduğundan, bu nitelikte nafaka alacağını ödememek nafaka borcunu ödememe suçunu oluşturmayacağından itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

Bozma kararının niteliği dikkate alındığında Yargıtay C.Başsavcılığı'nca (2) nolu bozma nedenini tartışmakta hukuki yarar görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı'nca kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname kısmen yerinde görüldüğünden, Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi'nin 15.01.2010 tarih ve 2010/41 değişik iş sayılı kararının (BOZULMASINA),

Bozma kararı üzerine 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;

Borçlu sanık Yılmaz'ın nafaka borcunu ödememe eyleminden dolayı tazyik hapsi ile cezalandırılmasına yer olmadığına, hakkındaki mahkumiyet kararının çektirilmemesine, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı'na tevdiine, 04.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
#38
Merhabalar. Bence metinde sorun yok. Dilekçenin zorunlu unsurlarını (muhatap, konu, ad-soyad, adres, tarih) ekleyip son cümleyi de "saygılarımla arz ve talep ederim" şeklinde bağlayabilirsiniz. Allah kolaylık versin...
#39
Merhabalar. Çekilen kredi konut kredisi veya tüketici kredisi değilse, maalesef bankanın belirttiği şekilde diğer borcu da ödemeniz gerekecektir. Allah kolaylık versin...
#40
Merhabalar. Dedenizin akıl ve ruh sağlığı yerindeyse, hukuken yapabileceğiniz hiçbir şey yok maalesef. Allah kolaylık versin...