Haberler:

deneme

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - kilimanjaro

#241
Alıntı yapılan: sonnur - 13 Eylül 2014, 16:43:40
Alıntı yapılan: kilimanjaro - 11 Eylül 2014, 10:36:38
Merhabalar. İlgili kişiler sağ mıdır? Noterden vekaletname mi çıkartılmış? Annenizde bu noter evrakının bir sureti var mıdır?
İlgili kişi annem ve ağabeyi sağ noterden annem ve babamdan kalan bütün haklarını ağabeyine devrediyorum diye kağıt imzalamış ama okur yazarı yok usulen karalamiş bütün evraklarda devrettiği kişideelimizde herhangi bir belge yok ama noterde bir yedek olması gerekiyor normalde oradan ulaşabilirmiyiz evrakların yedeğine?

İşlem hangi noterde yapılmışsa, o notere annenizle birlikte giderek bir örnek alabilirsiniz. Bu örneği aldıktan sonra bir avukatla görüşmenizi tavsiye ediyorum.
#242
Merhabalar. Zehra ve Ayşe'nin annesi yasal mani sebebiyle evin satışının gerçekleştirilemediğini, yasal engelin kaldırılması için dava açıldığını, bu arada evin kullanımının fiilen ihtarname keşide eden muhataba bırakıldığını, mahkemece henüz karar verilmeden ihtarname keşide eden muhatap tarafından başka bir ev alındığı gerekçesiyle evin satın alınmasından vazgeçildiğini, dolayısıyla talebin açıkça haksız olduğu ihtarnameye cevaben noter kanalıyla bildirilmelidir. Bu kişi şayet ücretsiz olarak daireyi kullandıysa, bu husus da "bilakis, asıl alacaklı biziz" şeklinde ihtarnamede ziktedilebilir.

Daha iyisi Zehra ve Ayşe'nin annesi bu hususta bir avukattan profesyonel destek almalı, bu çerçevede ihtarnamenin cevabını da bir avukata hazırlatmalıdır ☺ Allah kolaylık versin...
#243
Merhabalar. Hakkınızda icra takibi yoksa, endişe etmeyin. İcra takibi yapılırsa, ödeme emrini aldığınız günden itibaren yedi günlük süre içinde ilgili icra müdürlüğüne yukarıda belirttiğiniz gerekçeyle ve borcun zamanaşımına maruz kaldığını da belirterek itiraz dilekçesi sunmanız yeterli olacaktır. Daha önceden icra takibi yapılmış ve siz bu takibe süresi içinde itiraz etmemişseniz, bu durumda menfi tespit davası açmanız gerekecektir. Allah kolaylık versin...
#244
Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesine göre yargılanacaksınız. Madde metni aşağıda. Alacağınız ceza, daha önce ceza almadığınız için HAGB'ye çevrilir yahut ertelenir muhtemelen. Bunun için hakimde olumsuz bir kanaat oluşmamalı. Hakimin, "cezaya hükmedilmesi halinde Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin hakkınızda uygulanmasını ister misiniz?" şeklinde soracağı soruyu "evet" diye cevaplayın (231. madde metni aşağıdadır, daha detaylı bilgiye BURADAN ulaşabilirsiniz). Allah kolaylık versin...


TÜRK CEZA KANUNU
Madde 125 - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.

   (2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

   (3) Hakaret suçunun;

   a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

   b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

   c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

   İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

   (4) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./15.mad) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

   (5) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./15.mad) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin Madde hükümleri uygulanır.


CEZA MUHAKEMESİ KANUNU
Madde 231 - (1) Duruşma sonunda, 232 nci Maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.

(2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.

(3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hâl varsa bu da bildirilir.

(4) Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir.

(5) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl* veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.

(6) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,

gerekir. (Ek cümle: 22/07/2010-6008 S.K/7.md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.

(7) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.

(8] (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/06/2014-6545 S.K./72. md) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,

b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine,

karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.

(9) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.

(10) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.

(11) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.

(12) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.

(13) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.

(14) (Değişik fıkra: 23/01/2008-5728 S.K./562.mad) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.
#245
Merhabalar. Oldukça can sıkıcı bir durum yaşadıklarınız, Allah beterinden muhafaza eylesin. Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü'ne şikayetinizi iletebileceğiniz gibi, genel anlamda, yani hangi konuyla ilgili olursa olsun tüm şikayetlerinizi BİMER'e (Başbakanlık İletişim Merkezi) yapabilirsiniz; BİMER şikayetinizi ilgili kuruma yönlendirecek ve sizi sonucu hakkında bilgilendirecektir. BİMER'i tavsiye ederim. Şikayetinizi internet kanalıyla da yapabilirsiniz. Allah kolaylık versin...
#246
Merhabalar. İlgili kişiler sağ mıdır? Noterden vekaletname mi çıkartılmış? Annenizde bu noter evrakının bir sureti var mıdır?
#247
Merhabalar. Kadastro mahkemeleri kadastrosu yapılan bir taşınmazla ilgili mülkiyet ihtilafı söz konusu olduğunda gerçek maliki kendiliğinden araştırır ve davaya dahil eder. Şayet dava konusu gayrimenkul miras kalmışsa, tüm mirasçılar gerektiğinde davaya dahil edilebilirler. Annenizle birlikte adliyeye giderek dava dosyasını mutlaka inceleyin, muhtemelen böyle bir durum söz konusudur. Hak sahibiyseniz, bir avukat tutmanızı önemle tavsiye ederim. Allah kolaylık versin...
#248
Merhabalar. Yaşınız kaç? Onsekiz yaşından küçükseniz ceza indirimi alırsınız.
#249
Merhabalar. Avukatınızın verdiği bilgiye itimat ediniz. Mevcut şartlar altında dava açmanız, yarardan çok zarar doğurma riski içeriyor maalesef. Firmayla anlaşma ihtimaliniz varsa, bu yolu zorlamanız en mantıklı yol olur. Aracın üstündeki haciz, konulduğu tarihten itibaren altı ay içinde satışı talep edilmezse (ve ayrıca gerekli satış avansı ödenmezse) kalkar (bu durumu anlamak için icra dosyasını incelemelisiniz). Böyle bir durumda haczi kaldırmak için takibin yapıldığı icra müdürlüğüne müracaat etmeniz gerekir. Bunun dışında borcunuz on yılda zamanaşımına uğrayacaktır. Zamanaşımıyla ilgili detaylı bilgiyi BURADAN temin edebilirsiniz. Allah kolaylık versin...
#250
Merhabalar. Ceza yargılanmasında hakim her türlü delili dikkate alarak yargılama yapar ve bir karara varır. Faturasını bulamamış olsanız bile mutfak dolabını yaptırdığınız yerden ve olaya şahit olan komşularınızdan birkaç tane şahit gösterirseniz ve bu kişiler dairede dolap yokken taşınma esnasında kendi cebinizden bu harcamaları yaparak daireye dolap taktırdığınızı belirtirse, hakim bu durumu dikkate alarak hakkınızda beraat kararı verecektir diye düşünüyorum. Şahit bulamazsanız, ceza alma ihtimaliniz çok yükselir. Allah kolaylık versin...
#251
Merhabalar. Öncelikl!e geçmiş olsun. Bahsettiğiniz rahatsızlığın irade üzerinde ne ölçüde etkili olduğuna göre sorunuza verilecek cevap farklı olacaktır. Şayet iradeyi kayda değer ölçüde etkileyen bir rahatsızlıksa, o zaman babanızın yapmış olduğu hukuki işlemlerin geçersizliği ileri sürülebilecektir. Size tavsiyem, bir adli tıp uzmanından konuyla ilgili görüş almanızdır. Buradan alacağınız görüşe göre babanıza vasi tayin edilmesini bir dava açarak mahkemeden isteyebilirsiniz. Sonrasında da babanızın kardeşlerine karşı dava açabilirsiniz. Dediğim gibi, adli tıbbın bu rahatsızlığın irade üzerindeki etkisini nasıl yorumladığı çok önemli... Adli tıp uzmanından (veya hiç degilse sürekli gittiğiniz bir doktor varsa, ondan) görüş almadan dava açma yoluna gitmenizi tavsiye etmem. Allah kolaylık versin...
#252
Merhabalar. Evrakın bir nüshasına başka yollarla ulaşılması mümkün ise, örneğin noterde bir nüshası varsa, mahkemeden bir nüshasının buradan getirtilmesini talep edebilirsiniz. Başka nüshası yoksa ve o nüsha da kesin olarak yok olduysa, yargılamaya bu evrak yokmuş gibi devam edilecektir. Allah kolaylık versin...
#253
Merhabalar. Sorulara verdiğiniz cevaplar doğru. Elbette bahsettiğiniz durumda tazminat davası açılabilmesi mümkünse de konu hakkında detaylı inceleme yapılması, örneğin kokunun sebebi, sürekli olup olmadığı, niçin oluştuğu ve kaçınma ihtimalinin olup olmadığı, çevrede ne ölçüde rahatsızlığa sebep olduğu gibi hususlar dikkatle incelenmelidir. Kokunun sona erdirilmesi için ilgili kuruma ihtarname göndermeyi ve kokunun sona ermemesi halinde yasal yollara müracaat edeceğinizi belirtmeniz faydalı olacaktır. Ne kadar çok kişi bu mücadelenin içinde olursa o kadar iyi olur. Akabinde bir avukatla görüşmelisiniz. Allah kolaylık versin...
#254
Merhabalar. Öncelikle geçmiş olsun. Bana kalırsa burada izleyeceğiniz en etkili yol, bankanın size en yakın şubesine iki nüshadan oluşan yazılı bir dilekçeyle müracaat etmeniz ve yaşanan olayı yukarıdaki gibi özetleyerek faiziyle birlikte üç gün içinde alacağınızın banka hesabınıza yatırılmasını istemeniz, aksi halde alacağınızı tahsil için yasal yollara müracaat ederek bankayı BDDK'ya şikayet edeceğinizi belirtmeniz olacaktır. Bu dilekçenin bir nüshasına kaşe-tarih ve imza ile alındı yaptırmayı ve saklamayı unutmayınız. Allah kolaylık versin...
#255
Merhabalar, hayırlı Cumalar... Yazdıklarınızdan anlaşıldığı kadarıyla hakkınızda yürütülen icra takibi kesinleşmiş. Bu durumda mallarınıza haciz gelebilir, keza adreslerinize hacze gelebilirler. Yani bu aşamada işiniz zor. Ya borcu ödemek için alacaklıyla anlaşacak ve borcu ödeyeceksiniz ya da haciz tehdidiyle başbaşa kalacaksınız. Ödeme yaparsanız, yaptığınız ödemeyi asıl borçludan tahsil etme hakkına sahip olacaksınız. Bu arada şayet mahkemenin verdiği karar henüz kesinleşmemişse, kararı temyiz etmeyi de düşünebilirsiniz. Ancak kararı temyiz etseniz bile icra takibi durmayacaktır. Durumun özeti bu şekilde. Allah kolaylıklar versin...
#256
Merhabalar. Mademki kirasını ödemiyor, o halde bu kişiye karşı tahliye talepli icra takibi başlatabilirsiniz. Karşı taraf şayet tebligatı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde kira borcunu ödemezse, hemen tahliye davası açıp mahkemeden tek celsede tahliye kararı çıkartabilirsiniz. Tüm bunlar için bir avukatla görüşmeniz uygun olacaktır. Allah kolaylık versin...
#257
Alıntı yapılan: Hep sonradan - 31 Mayıs 2014, 17:12:53
Teşekkürler kilimanjaro malın değerinin azlığı hususunun belli bir ölçüsü olmadığı için hakim ceza vermekten vazgeçemez mi ? Şikayetçiylede konuştuk bu aşamada yapabileceği birşeyler var mıdır sizce.

Şikayetçinin şikayetten vazgeçtiğini ve (varsa) zararının da giderilmiş olduğunu mahkemeye bildirmek dışında yapabileceği bir şey yok. Malın değerinin azlığı derken aklınıza beş on TL gibi düşük tutarları getirin. Örneğin bir simit, ekmek, sigara, içecek, vs. çalındığında uygulanabilecek bir madde olarak değerlendirin. Sizin olayınızda şayet tek tişört olsaydı ve bu tişörtün değeri de 10 TL civarında olsaydı, bu durumda "malın değerinin azlığı" söz konusu olurdu. Ama olayınızda muhtemelen malın değerinin az olduğu yönünde hakimde bir kanaat oluşmayacaktır diye düşünüyorum. Aşağıda Yargıtay'ın konuyla ilgili emsal bir kararı bulunuyor. Ben böyle düşünüyorum ama siz elbette savunmanızda malın değerinin az olduğunu da özellikle belirtirsiniz. Belki de hakim konuya tam da arzu ettiğiniz istikametten yaklaşacak ve malın değerinin az olduğuna hükmedecektir. Allah kolaylık versin...



T.C.
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
E. 2006/2412
K. 2006/9657
T. 11.10.2006

765/m. 493/1, 522
5237/m. 142, 145

DAVA VE KARAR : 1- Sanığın kişisel çeviklikle balkona çıkıp, açık pencereden konuta girerek eşya almak biçiminde gerçekleşen eyleminin, 5237 Sayılı TCK.nun 142/1-b. Maddesine uyan suçu oluşturduğu; 5237 Sayılı TCK.nun 142/2-b. Maddesindeki "Özel beceri"nin elde veya üstte taşınan eşyayı almaya yönelik bulunduğu gözetilmeyerek, yazılı biçimde karar verilmesi,
2- 5237 Sayılı TCK.nun 145. maddesindeki "Malın değerinin azlığı" kavramının, 765 Sayılı TCK.nun 522. maddesindeki hafif ve pek hafif ölçütleri ile her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlamak dışında benzerliği bulunmadığı, "Değer azlığı"nın 5237 Sayılı Yasa'ya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, bunun; daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinmesi kadar ( Örneğin; Birkaç meyve veya ekmek, yiyecek; 1-2 defter, kalem; sigara, bira ve benzeri ), değer olarak da az olan şeyi alma durumunda, olayın özelliği ve sanığın kişiliği de değerlendirilerek, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uyğulanabileceği gözetilmeden, yakınından çalınan uydu alıcısı ve gümüş eşyanın 400.00.YTL değeri de az olmadığı halde az kabul edilerek cezadan indirim yapılması,
3- Sanığın eylemine uyan 765 Sayılı TCK.nun 493/1. maddesine göre, hükümden sonra 01.06.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı TCK.nun aynı suça uyan 142/1-b. Maddesinde ön görülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın alt ve üst sınırları bakımından, anılan yasanın 7/2, 5252 Sayılı Yasa'nın 9/3. maddeleri ışığında sanık yararına olması ve 5237 Sayılı Yasa uyarınca yeniden değerlendirme ve uyğulama yapılmasında zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş olup ... bozulmasına, ceza süresi bakımından 5320 Sayılı Yasa'nın 8. maddesi yollaması ile 1412 Sayılı CMK.nun 326/son. maddesinin gözetilmesine, 11.10.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
#258
Merhabalar. Malın değerinin azlığı hususundaki değerlendirmeniz isabetli değil. Dolayısıyla muhtemelen dava sonucunda hapis cezasına hükmedilecektir. Bununla birlikte, yargılama esnasındaki sözleriniz/tavırlarınız da dikkate alınarak bu ceza ertelenebilir veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (ki bu sizin için daha iyi olur) karar verilebilir (HAGB için mutlaka mahkemeden talepte bulunmalısınız). Dolayısıyla ümitsizliğe kapılmanıza gerek yok. Yine, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 150. maddesi uyarınca mahkemeden ücretsiz avukat talebinde bulunabilirsiniz. Mahkeme bu talebiniz gereğince size Baro kanalıyla ücretsiz bir avukat görevlendirecektir. Mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verirse, bu hüküm memuriyete engel teşkil etmeyecektir. Konuyla ilgili detaylı bilgiyi buradan okuyabilirsiniz: http://www.vekil.net/forum/soru-cevap-ve-yardimlasma-bolumu/memuriyet-ile-ilgili
Ancak mahkeme ertelemeye karar verirse, bu durum memuriyete engel teşkil eder. Zira Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinde aynen şu hüküm bulunmaktadır: "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (İptal ibare: Anayasa Mah.nin 25/02/2010 tarihli ve E. 2008/17, K. 2010/44 sayılı Kararı ile.) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak."
Allah kolaylık versin...


HIRSIZLIK
Madde 141 - (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.    
(2) (Mülga fıkra: 02/07/2012-6352 S.K./105.md.)    

NİTELİKLİ HIRSIZLIK
Madde 142 - (1) Hırsızlık suçunun;    
a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,    
d) Bir afet veya genel bir felâketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,    
e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,    
f) (Mülga bent: 02/07/2012-6352 S.K./82.md.)    
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.    
(2) Suçun;    
a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,    
b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,    
c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,    
d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle,    
e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,    
f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı hâlde resmî sıfat takınarak,    
g) Barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyük veya küçük baş hayvan hakkında,    
İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.    
(3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi hâlinde, (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./82.md.) beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./82.md.) ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.    
(4) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.6.md) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.    

SUÇUN GECE VAKTİ İŞLENMESİ
Madde 143 - (1) Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar artırılır.    

DAHA AZ CEZAYI GEREKTİREN HÂLLER
Madde 144 - (1) Hırsızlık suçunun;    
a) Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde,    
b) Bir hukukî ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla,    
İşlenmesi hâlinde, şikâyet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.    

MALIN DEĞERİNİN AZ OLMASI
Madde 145 - (1) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./16.mad) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

SUÇA TEŞEBBÜS
Madde 35 - (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
(2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİ
Madde 62 - (1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.
(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.
#259
Merhabalar. Bahsettiğiniz davayla ilgili (dosyadaki tüm belgeler değerlendirilmeden) yüzeysel bir değerlendirme yapılması yanıltıcı olacaktır. Elinizdeki tüm bilgi ve belgelerle bir avukatla görüşerek davanızı bir avukat marifetiyle takip etmenizi tavsiye ederim. Allah kolaylık versin...
#260
Merhabalar. Benzer sorulara geçmişte gerekli cevaplar verilmişti, buradan okuyabilirsiniz: http://www.vekil.net/forum/soru-cevap-ve-yardimlasma-bolumu/bireysel-kredi-borcumu-3-aydir-odeyemedim/
İcra memurunun huzurunda alacağınızı ödeyeceğinizi belirterek yazılı taahhütte bulunmadığınız ve böyle bir taahhütte bulunmanız halinde de taahhüdünüzü ihlal etmediğiniz sürece hapis için endişe etmenize gerek yok; zira borcunuz ne kadar çok olursa olsun, borcun ödenmemesinin yaptırımı hapis cezası değildir. Allah kolaylık versin...