Haberler:

Hukuk Forumumuza Hoşgeldiniz

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - Avukat

#321
Merhabalar.

Alıntı YapÜst katta komşularımızdan bir tanesi sürekli bağırıyor. ( hastalığının adını bilmiyorum. akli dengesi yerinde değil. )

Üst kat komşunuzun evinde akli dengesi yerinde olmayan bir kişi tarafından komşu haneler rahatsız ediliyor ve bu rahatsızlık sebebiyle kiracınız evden çıkmak istiyor diye komşunuzdan tazminat talep edemezsiniz. Bununla birlikte bu durum sebebiyle kiracı bulamazsanız veya sahip olduğunuz taşınmaz bu olay sebebiyle uzunca bir süre boş kalırsa, böyle bir halde tazminat talebi söz konusu olabilir. Bunun için öncelikle üst kat komşunuza yaşadığınız rahatsızlığı bildirin ve evlerine ses yalıtımı yaptırmalarını, aksi halde bu olay sebebiyle maruz kaldığınız zararı talep edeceğinizi nazik bir üslupla bildirin. Bu olayla ilgili her adım atışınızda karşı tarafla empati yapmanızı ve benzer bir olayın sizin aileniz içinde de yaşanabileceği ihtimalini daima akılda tutarak iyi niyetli/karşı tarafı üzmeyecek bir yaklaşım içinde olmanızı önemle tavsiye ederim. Kolay gelsin...
#322
Alıntı yapılan: gurselavci - 25 Aralık 2012, 20:34:34
Sayın Kaçar,

Bugün itibariyle 25.12.2012 tarihinde konut kredisi için bir bankaya başvurdum. Ancak 1999 yılından kalma bir borcum olduğunu söylediler. Telefonda aciz'le başlayan bir kelime kullandılar, tam anlayamadım (aciz vesikası olabilir) ile dosyayı kapattıklarını söylediler. Tekrar işleme başlayabilirler mi? Zaman aşımı süresi dolmuş mudur? Büyük bir ihtimalle de 1999'dan bu yana herhangi bir hukuki takibat yapılmadı. Yani 10 yıllık zaman aşımını bozacak bir eylemde (Tebligat, haciz vb) bulunduklarını düşünmüyorum -ki beni bulurlard-.

Bundan sonraki süreç nasıl işler acaba. 1999 yılından bu yana bir çok kredi kartım ve kredi işlemim oldu (herhangi bir ödememezlik olmadı). Halen de kredi kartlarım ve bankalardan kredi kullanınım devam ediyor. Sadece bu bankayla ilgili herhangi bir kredisel işlemim olmadı. Belki önceden olsaydı o zaman da çıkacaktı. Ama şimdi çıktı.

Teşekkür ediyor, kolaylıklar diliyorum.

Merhabalar. Aciz vesikası alınmışsa zamanaşımı süresi yirmi yıldır. Aciz vesikasına istinaden elbette icra takibi başlatılabilir. Dosya incelenmeden net bir şey söylenmesi mümkün değildir.

Alıntı yapılan: ahmetbey - 03 Ocak 2013, 17:50:14
Merhaba
bir bankaya kredi kartından dolayı ödeyemediğim borcum vardı. 2001 yılında banka,4.400 TL olarak icraya vermiş, tebligat bana ulaşmamış. Sonra banka TMSF devredilmiş.
2013/ocak ayında avukatlık bürosu beni telefonla arayarak, borcu bildirdikleri hesaba ödemem halinde o tarihteki rakamla kapatılacağını bildirdi
Dosya icrada 2001 yılından sonra işlem görmediğinden 10 yıllık zaman aşımına uğradığını söylediysem de, büro alacaklının TMSF olması sebebiyle zaman aşımının 20 yıl olduğunu söylediler. bana 10 gün süre verdiler. Bende tereddüt ediyorum. zaman aşımı süresi 10 yıl mı 20 yıl mı?
Borcum, zaman aşımına uğramış mıdır?
İlginize ve desteğinize teşekkür ederim.

Merhabalar. Bankacılık Kanunu'nun 141. maddesine göre, "Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır." Bu hükmün sizin olayınızda uygulama sahası bulup bulmayacağı tartışılır. Öte yandan sizin dosyanızdan aciz vesikası da alınmış olabilir. Böyle bir aciz vesikası alınmışsa, zamanaşımı süresi de yirmi yıl olacaktır. Dosyanız incelenmeden net bir şey söylenebilmesi mümkün değildir.

Alıntı yapılan: savas57 - 05 Ocak 2013, 16:34:24
merhaba 12 yıllık devlet memuruyum bankalara toplamda 100 bin borcum var..benim öğrenmek istediğim maaşın 4 te birinden başka sıradaki banka birşey talep edebiklirmi yada mahkeme kararı çıkartabilirmi

Merhabalar. Adınıza kayıtlı araç, taşınmaz, vs. gibi bir şeyler yoksa, evet, sadece maaşınızın 1/4'ü üzerine haciz konulur ve alacaklılar sırayla alacaklarını tahsil ederler. Bunun dışında bir yaptırım söz konusu değildir. Kolay gelsin...
#323
Merhabalar.

Alıntı YapYoksa beklemeden ilamlı icra işlemlerine başlamalımıyım ?

Bana kalırsa başlayın, beklemenize hiç gerek yok.

Alıntı YapTHHH kararını KAŞE-İMZA ve TARİH karşılığında krediyi kullandığım şubeye 30/11/2012 elden teslim ettim.Bu tebligat geçerlimidir ? Tebligat Kanunu 32 maddesine göre geçerli olması gerekiyor diye düşünüyorum.

Bu şekilde tebligat yapılabilmesi mümkün değildir. Tebligat Kanunu'nun 1. maddesini okursanız (aşağıda tam metni mevcuttur), bu yolla yapılmış bir tebligatın yok hükmünde olacağını, yani Tebligat Kanunu çerçevesinde bir "tebligat" olarak kabul edilemeyeceğini anlarsınız. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi (aşağıda tam metni mevcuttur) bu kanuna göre yapılmış ancak çeşitli eksiklikler barındıran bir tebligatın varlığı halinde devreye girer. Bir tebligatın Tebligat Kanunu çerçevesinde yapılmış olduğunun kabulü için o tebligatın görevli memur eliyle yapılmış olması şarttır. Dolayısıyla konuyla ilgili düşünceniz doğru değildir. Kolay gelsin...


     TEBLİGATIN YAPILMASI:
   
     Madde 1 - (Değişik madde: 11/01/2011-6099 S.K./1.mad.)
   
     Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.

     USULÜNE AYKIRI TEBLİĞİN HÜKMÜ:
   
     Madde 32 - Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.
   
     Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.
#324
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 44 adliye hakkında verilen birleştirme kararının iptali ile faaliyetlerinin devamına karar verilirken, 102 adliye hakkında verilen birleştirme kararlarının kesinleştiğini bildirdi.

Ergin, MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı'nın yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, kapanan veya birleştirilen adliyelerle ilgili bilgi verdi.
Ergin, birleştirme kararlarıyla ilgili olarak, "yargıda verimliliğin artırılması, yargının hızlandırılması, davaların uzamadan kısa sürede sonuçlandırılması, hakim ve savcı ihtiyacı da dikkate alınarak dengeli bir iş yükü dağılımının sağlanması, adalet hizmetlerinin çağdaş çalışma ortamlarında teknolojiden yararlanılarak sunulması, adalete olan güvenin artırılması ve kamu kaynaklarında tasarruf amacıyla, mahkeme ve savcılıkların üç yıllık ortalama iş sayısı, insan kaynakları, en yakın adli teşkilata uzaklık, merkez ve toplam nüfus, adliyenin fiziki durumunun değerlendirildiğini" kaydetti.

Coğrafi şartlar, ulaşım imkanları ve güvenlik hassasiyetleri gibi nedenler gözetilerek ilgili kanun hükmü uyarınca yapılan itiraz sonunda, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu'nun 383 sayılı Kararıyla 44 adliye hakkında verilen birleştirme kararının iptali ile faaliyetlerinin devamına karar verildiğini belirten Bakan Ergin, bunun dışında kalan 102 adliye hakkında verilen birleştirme kararlarının kesinleştiğini ifade etti.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22224261.asp
#325
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E:2007/17220
K:2008/13614
T:20.10.2008

      Olayda davacı  davalı koca tarafından mahkemeye delil olarak sunulan ses kayıtlarına ilişkin CD'nin davalının özel hayatının gizliliği ihlal edilmek suretiyle hukuka aykırı yolla elde edildiği, bu nedenle delil olarak kullanılamayacağı ileri sürülmüş, mahkemece de davacı eşin delil olarak sunduğu ses kaydının davalının bilgisi dışında özel hayatın gizliliği ihlal edilerek hukuk dışı yollardan oluşturulduğu, bu sebeple itibar edilemeyeceği kabul edilerek davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışta bulunduğunu gösteren başkaca bir delil de getirilmediği gerekçesiyle davacı davalı kocanın açtığı boşanma davacısının reddine karar verilmiştir.
      Sunulan delil eşlerin birlikte yaşadığı konutta davalının bilgisi dışında koca tarafından hazırlanan bir sistemle elde edilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi sonucu CD'deki ses kayıtlarının orijinal olduğu, üzerinde ekleme, çıkarma, kesinti ve kopyalama bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı davacı kayıt altına alınan konuşmaların kendisine ait olmadığına ilişkin bir iddia ileri sürmemekte bu delilin özel hayatın gizliliği ihlal edilerek elde edildiğini belirterek karşı çıkmaktadır.
      Bir delilin elde edilişi kişilerin Anayasa ile tanınmış haklarının ihlali suretiyle gerçekleşmiş ise, onun hukuka aykırı olarak elde edildiğinin kabulü gerekeceğinde duraksama bulunmamaktadır. Delilin elde edilişinde hukuka uygunluk nedenleri varsa o zaman kanuna aykırılık ortadan kalkar. Kuşkusuz, Anayasaya göre herkes özel hayatına ve Aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Anayasa: Madde:20/1) Ancak evlilik birliğinde eşlerin evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları da yasal bir zorunluluktur. Eşlerden birinin bu alana ilişkin özel yaşamı evlilikle bir araya geldiği ve birlikte yaşadığı hayat arkadaşı olan diğer eşi de en az kendisininki kadar yakından ilgilendirir. O nedenle, evlilikte, evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülükler alanı eşlerin her birinin özel yaşam alanı olmayıp, aile yaşam alanıdır. Bu alanla ilgili de, eşlerin tek tek özel yaşamlarını değil, bütün olarak aile yaşamının gizliliği ve dokunulmazlığı önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, evliliğin, yasal yükümlülükler alanı, diğer eş için dokunulmaz değildir. Bu nedenle, eşinin sadakatinden kuşkulanan davacı davalının birlikte yaşadıkları her ikisinin de ortak mekanı olan konuta eşinin bilgisi dışında ses kayıt cihazı yerleştirerek eşinin aleni olmayan konuşmalarını kaydetmesinde, bu suretle sadakat yükümlülüğü ile de bağdaşmayan davranışlarını tespit etmesinde özel hayatın gizliliğinin ihlalinden söz edilemez ve hukuka aykırılık bulunduğu kabul olunamaz. Aksine, aile birliğine ilişkin ortak yaşanılan mekana davalının meşru olmayan bir amaç için arkadaşları kabul etmesinde aile hayatının gizliliğini ihlal söz konusudur. Bu bakımdan sözü edilen delilin elde edilişinde hukuka aykırılık bulunduğundan söz edilemez. O halde yapılan soruşturma ve toplanan delillerle davalı-davacının meşru olmayan bir amaç için karşı cins te dahil olmak üzere arkadaşlarını müşterek konuta aldığı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerçekleşmiştir. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu koşullar altında eşleri  birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre davacı davalı koca  tarafında açılan boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken isteğin reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ   : Davacı davalı kocanın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan sebeple bozulmasına, 20/10/2008 tarihinde karar verildi.
#326
İzmir'de işyeri ele geçirme, yaralama, askerî taşımacılık ihalelerine fesat karıştırma, ölmüş kişilerin mal varlığına sahte belgelerle el koyma, rüşvetle bilirkişi raporu düzenletme iddiaları çerçevesinde operasyon yapıldı. Üçü avukat 23 kişi gözaltına alındı. Haklarında yakalama kararı bulunan kişilerle birlikte gözaltı sayısının 31'e çıkacağı, arananlardan A.A.'nın, Karşıyaka ilçesinde bir siyasi partinin ilçe başkanı olduğu öğrenildi.

İzmir Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yaklaşık 1,5 yıllık takibin ardından İzmir merkezli İstanbul ve Bursa'da organize suç örgütüne yönelik operasyon düzenledi. Sabah saatlerinde yaklaşık 50 adrese 300 polis memurunun yaptığı eşzamanlı baskınlarda, aralarında suç örgütünün elebaşı olduğu iddia edilen Av. D.A.'nın da bulunduğu üçü avukat 23 kişi gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda ise İzmir'de taşımacılık işi yapan işadamı ve aynı zamanda bir siyasi partinin Karşıyaka ilçe başkanı olan A.A. evinde bulunamadı. Şüpheliler arasındaki A.A.'nın arandığı öğrenildi. Gözaltına alınan Karşıyaka Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü S.K.'ninse ifadesinin ardından serbest bırakılacağı belirtildi. Şüphelilerin, 25 olaya karıştığı ve 36 kişinin suç örgütüne yönelik şikayette bulunduğu kaydedildi.

ASKERÎ İHALELERE FESAT KARIŞTIRILDIĞI İDDİA EDİLDİ

Taşımacılık işi yapan şüphelilerin askerî taşımacılık ihalelerine girdiği, girecek olan başka firmaları tehdit ederek fesat karıştırdığı iddia edildi. Elebaşı Av. D.A.'nın, kendisine müşteki olarak gelen kişileri sahte evrak düzenleyerek dolandırdığı ve bu kişilere ait işyerlerini ele geçirdiği öne sürüldü. Suç örgütü üyelerinin, rüşvetle bilirkişi raporu hazırlatarak adli yargılamayı etkilemeye çalıştığı da iddialar arasında yer aldı. Ayrıca B. Restoran'ı zorla ele geçirmeye çalıştıkları ve çalışanlarını yaraladıkları belirtildi. K.G. isimli kişiye zorla senet imzalatma, adam yaralama, tehditle senet imzalatarak borçlandırma, hürriyeti tahdit ve cinayetten cezaevine gerçek suçlu yerine başkasını sokma gibi çok sayıda suça karıştıkları belirlendi. Ayrıca sahte belgelerle başkasına ait işyerini 1 milyon 800 bin liraya satma, ölen bir kadına ait 1 milyon 200 bin liralık mal varlığını sahte belgelerle üzerlerine geçirerek dolandırıcılık olaylarına da karıştıkları iddia edildi. Operasyonlarda yapılan aramalarda ise biri ruhsatsız 2 tabanca, çok sayıda çek ve senet ele geçirildi. Elebaşı olduğu iddia edilen D.A.'nın amcası olan ve aynı zamanda bir siyasi partinin ilçe başkanı A.A.'nın, nüfuzunu kullanarak belediyedeki ruhsat işlerine aracılık yaptığı da ileri sürüldü. Mahkeme kararıyla gözaltına alınanlar arasında bulunanların hesaplarındaki toplam 2 milyon lira ve bazı taşınmazlara el koyuldu. Zanlıların sorgusunun sürdüğü, işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilecekleri bildirildi.

Cihan
http://www.bugun.com.tr/son-dakika/izmir-de-suc-orgutune-buyuk-operasyon-23-kisi-gozaltina-alindi-haberi-131731
#327


Sahte diplomayla avukat İsmail Tünür'ün hukuk bürosunda aylarca avukatlık yapan Süleyman Budak, 2 yıl 1 ay ceza aldı.

Kütahya'nın en tanınmış avukatlarından, "Tünür Hukuk Bürosu"sahibi Av. İsmail Tünür'ün sahte bir avukat tarafından dolandırıldığı ortaya çıktı. Tünür Avukatlık Bürosu'nda yaklaşık 700 icra dosyasını takip eden ve bazı Huku davalarına Tünür Hukuk Bürosunun verdiği yetki ve vejaletname ile ile katılan Sülayman Budak'ın tanınmış bir avukatı dolandırması Kütahya'da günün konusu oldu. Olay hakkında Av. İsmail Tünür şunları söyledi: " Merkeze bağlı Ağaçköylü Süleyman Budak, avukatlık stajı yapmak için büromuza başvurdu. 1,5 ay kadar staj yaptıktan sonra ayrıldı. Sonra tekrar gelerek 'Baroda avukatlık yemini ettim" diyerek büromuzda çalışmak istediğini söyledi. Sözde staj süresince hukuk bilgisi ve güven veren davranışları ile itimadımı kazandı. Barodan avukatlık ruhsatım hazırlanıyor,en yakın zamanda verecekler dedi.Annem babamda Avukatlık törenine katıldılar dedi. Ruhsat konusunda beni oyaladı. Tabii bu arada kendisine iş takipleri için vekaletname verdim, adliyede iş takipleri yapabiliyordu. Bir süre sonra dolandırıldığımı anladım. Hemen cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulundum. Sahtekarlıktan mahkeme tarafından tutuklandı ve 2 ay kadar cezaevinde yattı. 2 yıl 1 ay ceza alınca tahliye edildi ve Yargıtay'a temyiz için karar gönderildi. Karar halen Yargıtayda bekliyor."

http://www.sabah.com.tr/Eskisehir/2012/12/21/kutahyanin-en-taninmis-avukatina-sahte-avukat-soku
#328
Alıntı yapılan: magvali - 24 Aralık 2012, 22:34:59
merhaba arkadaşlar 2005 2006 yılından kalma 5 bankaya 60000 civarı borcum vardı ve hiç ödeme yapmadım.geçen sene ölesine kredi kartı talep ettim borcum olmayan bankalara ve şuan 3 atane kredi kartı var kullanıyorum.vede başka bir bankadan 6000 tl kredi kullandım 2 ay önce.buna cevap verebilicek varmı acaba saygılar allah yardımcınız olsun :(     (akbanktan deneme maksatlı kkb risk raporu aldım hiç borcum gözükmüyor)

Eski zamanlara ait borçları risk raporlarında göremeyebilirsiniz, bu gayet normal. Fakat bu alacaklar on yıllık zamanaşımı süresine maruz kalmadığı sürece (ki aciz vesikası alınmışsa, bu süre yirmi yıldır) her zaman önünüze çıkabilir. Bir süredir bankalar özellikle tahsil edemedikleri alacaklarını varlık yönetim şirketlerine devretme yoluna gidiyor. Varlık yönetim şirketleri de bu devraldıkları alacaklarla ilgili eski tarihli icra dosyalarını canlandırıp bankalardan daha sıkı bir şekilde yeniden alacağın peşine düşüyor. Bu tür bir durumla da karşılaşabilirsiniz. Yani borçlarınız zamanaşımına maruz kalmadığı sürece sizin açınızdan tüm riskler sona ermiş olmaz. Kolay gelsin...
#329
Merhabalar. Öncelikle okul hayatınızda başarılar dilerim. Konuyla ilgili Türk Ceza Kanunu'nun 134. maddesi aşağıdadır. Arkadaşınızın fiili, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen suç tanımına uyuyor şeklinde değerlendirilebilir. Dolayısıyla arkadaşınız her şeyden evvel bu olayı ciddiye almalı.

Alıntı YapYa da biz aile tarafından dava açılıp mahkum ettirmekle tehdit edildiği için arkadaşım adına dava açabilir miyiz?

Bir kişiye yasal haklarınızı kullanacağınızı söylemek ve bunu sert bir ses tonuyla yapmak, tehdit etmek anlamında yorumlanamaz. Dolayısıyla bahsettiğiniz çerçevede bir şikayetten bir netice alınamaz diye düşünüyorum. Kolay gelsin.


   Özel hayatın gizliliğini ihlal
    Madde 134 - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
   (2) (Değişik: 2/7/2012-6352/81 md.) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
#330
İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİ VE BU YAYINLAR YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARLA MÜCADELE EDİLMESİ HAKKINDA KANUN (Konuyla ilgili yönetmelik aşağıdadır)
       
    Kanun Numarası : 5651
    Kabul Tarihi : 4/5/2007
    Yayımlandığı R.Gazete ve Tarih : 23/5/2007 Sayı : 26530
    Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 46 Sayfa:
       
   
    Amaç ve kapsam
   
    MADDE 1- (1) Bu Kanunun amaç ve kapsamı; içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usûlleri düzenlemektir.
   
    Tanımlar
   
    MADDE 2- (1) Bu Kanunun uygulamasında;
   
    a) Bakanlık: Ulaştırma Bakanlığını,
   
    b) Başkanlık: Kurum bünyesinde bulunan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığını,
   
    c) Başkan: Telekomünikasyon İletişim Başkanını,
   
    ç) Bilgi: Verilerin anlam kazanmış biçimini,
   
    d) Erişim: Bir internet ortamına bağlanarak kullanım olanağı kazanılmasını,
   
    e) Erişim sağlayıcı: Kullanıcılarına internet ortamına erişim olanağı sağlayan her türlü gerçek veya tüzel kişileri,
   
    f) İçerik sağlayıcı: İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri,
   
    g) İnternet ortamı: Haberleşme ile kişisel veya kurumsal bilgisayar sistemleri dışında kalan ve kamuya açık olan internet üzerinde oluşturulan ortamı,
   
    ğ) İnternet ortamında yapılan yayın: İnternet ortamında yer alan ve içeriğine belirsiz sayıda kişilerin ulaşabileceği verileri,
   
    h) İzleme: İnternet ortamındaki verilere etki etmeksizin bilgi ve verilerin takip edilmesini,
   
    ı) Kurum: Telekomünikasyon Kurumunu,
   
    i) Toplu kullanım sağlayıcı: Kişilere belli bir yerde ve belli bir süre internet ortamı kullanım olanağı sağlayanı,
   
    j) Trafik bilgisi: İnternet ortamında gerçekleştirilen her türlü erişime ilişkin olarak taraflar, zaman, süre, yararlanılan hizmetin türü, aktarılan veri miktarı ve bağlantı noktaları gibi değerleri,
   
    k) Veri: Bilgisayar tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değeri,
   
    l) Yayın: İnternet ortamında yapılan yayını,
   
    m) Yer sağlayıcı: Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri,
   
    ifade eder.
   
    Bilgilendirme yükümlülüğü
   
    MADDE 3- (1) İçerik, yer ve erişim sağlayıcıları, yönetmelikle belirlenen esas ve usûller çerçevesinde tanıtıcı bilgilerini kendilerine ait internet ortamında kullanıcıların ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak bulundurmakla yükümlüdür.
   
    (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyen içerik, yer veya erişim sağlayıcısına Başkanlık tarafından ikibin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
   
    İçerik sağlayıcının sorumluluğu
   
    MADDE 4- (1) İçerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur.
   
    (2) İçerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumludur.
   
    Yer sağlayıcının yükümlülükleri
   
    MADDE 5- (1) Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.
   
    (2) Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
   
    Erişim sağlayıcının yükümlülükleri
   
    MADDE 6- (1) Erişim sağlayıcı;
   
    a) Herhangi bir kullanıcısının yayınladığı hukuka aykırı içerikten, bu Kanun hükümlerine uygun olarak haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak engelleme imkânı bulunduğu ölçüde erişimi engellemekle,
   
    b) Sağladığı hizmetlere ilişkin, yönetmelikte belirtilen trafik bilgilerini altı aydan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla,
   
    c) Faaliyetine son vereceği tarihten en az üç ay önce durumu Kuruma, içerik sağlayıcılarına ve müşterilerine bildirmek ve trafik bilgilerine ilişkin kayıtları yönetmelikte belirtilen esas ve usûllere uygun olarak Kuruma teslim etmekle,
   
    yükümlüdür.
   
    (2) Erişim sağlayıcı, kendisi aracılığıyla erişilen bilgilerin içeriklerinin hukuka aykırı olup olmadıklarını ve sorumluluğu gerektirip gerektirmediğini kontrol etmekle yükümlü değildir.
   
    (3) Birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde yer alan yükümlülüklerden birini yerine getirmeyen erişim sağlayıcısına Başkanlık tarafından onbin Yeni Türk Lirasından ellibin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
   
    Top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı­la­rın yü­küm­lü­lük­le­ri
   
    MAD­DE 7- (1) Ti­carî amaç­la top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı­lar, ma­hal­lî mül­kî amir­den izin bel­ge­si al­mak­la yü­küm­lü­dür. İz­ne iliş­kin bil­gi­ler otuz gün için­de ma­hal­lî mül­kî amir ta­ra­fın­dan Ku­ru­ma bil­di­ri­lir. Bun­la­rın de­ne­ti­mi ma­hal­lî mül­kî amir­ler ta­ra­fın­dan ya­pı­lır. İzin bel­ge­si­nin ve­ril­me­si­ne ve de­ne­ti­me iliş­kin esas ve usûl­ler, yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir.
   
    (2) Ti­ca­rî amaç­la olup ol­ma­dı­ğı­na ba­kıl­mak­sı­zın bü­tün top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı­lar, ko­nu­su suç oluş­tu­ran içe­rik­le­re eri­şi­mi ön­le­yi­ci ted­bir­le­ri al­mak­la yü­küm­lü­dür.
   
    (3) Bi­rin­ci fık­ra­da be­lir­ti­len yü­küm­lü­lü­ğe ay­kı­rı ha­re­ket eden ki­şi­ye ma­hal­lî mül­kî amir ta­ra­fın­dan üç­bin Ye­ni Türk Li­ra­sın­dan on­beş­bin Ye­ni Türk Li­ra­sı­na ka­dar ida­rî pa­ra ce­za­sı ve­ri­lir.
   
    Eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı ve ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si
   
    MAD­DE 8- (1) İn­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ve içe­ri­ği aşa­ğı­da­ki suç­la­rı oluş­tur­du­ğu hu­su­sun­da ye­ter­li şüp­he se­be­bi bu­lu­nan ya­yın­lar­la il­gi­li ola­rak eri­şi­min en­gel­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­lir:
   
    a) 26/9/2004 ta­rih­li ve 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nun­da yer alan;
   
    1) İn­ti­ha­ra yön­len­dir­me (mad­de 84),
   
    2) Ço­cuk­la­rın cin­sel is­tis­ma­rı (mad­de 103, bi­rin­ci fık­ra),
   
    3) Uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­la­nıl­ma­sı­nı ko­lay­laş­tır­ma (mad­de 190),
   
    4) Sağ­lık için teh­li­ke­li mad­de te­mi­ni (mad­de 194),
   
    5) Müs­teh­cen­lik (mad­de 226),
   
    6) Fu­huş (mad­de 227),
   
    7) Ku­mar oy­nan­ma­sı için yer ve im­kân sağ­la­ma (mad­de 228),
   
    suç­la­rı.
   
    b) 25/7/1951 ta­rih­li ve 5816 sa­yı­lı Ata­türk Aley­hi­ne İş­le­nen Suç­lar Hak­kın­da Ka­nun­da yer alan suç­lar.
   
    (2) Eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı, so­ruş­tur­ma ev­re­sin­de hâ­kim, ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de ise mah­ke­me ta­ra­fın­dan ve­ri­lir. So­ruş­tur­ma ev­re­sin­de, ge­cik­me­sin­de sa­kın­ca bu­lu­nan haller­de Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan da eri­şi­min en­gel­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bi­lir. Bu du­rum­da Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ka­ra­rı­nı yir­mi­dört sa­at için­de hâki­min ona­yı­na su­nar ve hâkim, ka­ra­rı­nı en geç yir­mi­dört sa­at için­de ve­rir. Bu sü­re için­de ka­ra­rın onay­lan­ma­ma­sı halin­de ted­bir, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan der­hal kal­dı­rı­lır. Ko­ru­ma ted­bi­ri ola­rak ve­ri­len eri­şi­min en­gel­len­me­si­ne iliş­kin ka­ra­ra 4/12/2004 ta­rih­li ve 5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re iti­raz edi­le­bi­lir.
   
    (3) Hâ­kim, mah­ke­me ve­ya Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan ve­ri­len eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın bi­rer ör­ne­ği, ge­re­ği ya­pıl­mak üze­re Baş­kan­lı­ğa gön­de­ri­lir.
   
    (4) İçe­ri­ği bi­rin­ci fık­ra­da be­lir­ti­len suç­la­rı oluş­tu­ran ya­yın­la­rın içe­rik ve­ya yer sağ­la­yı­cı­sı­nın yurt dı­şın­da bu­lun­ma­sı ha­lin­de ve­ya içe­rik ve­ya yer sağ­la­yı­cı­sı yurt için­de bu­lun­sa bi­le, içe­ri­ği bi­rin­ci fık­ra­nın (a) ben­di­nin (2) ve (5) nu­ma­ra­lı alt bent­le­rin­de ya­zı­lı suç­la­rı oluş­tu­ran ya­yın­la­ra iliş­kin ola­rak eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı re'sen Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan ve­ri­lir. Bu ka­rar, eri­şim sağ­la­yı­cı­sı­na bil­di­ri­le­rek ge­re­ği­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si is­te­nir.
   
    (5) Eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın ge­re­ği, der­hal ve en geç ka­ra­rın bil­di­ril­me­si anın­dan iti­ba­ren yir­mi­dört sa­at için­de ye­ri­ne ge­ti­ri­lir.
   
    (6) Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan ve­ri­len eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın ko­nu­su­nu oluş­tu­ran ya­yı­nı ya­pan­la­rın kim­lik­le­ri­nin be­lir­len­me­si ha­lin­de, Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan, Cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lı­ğı­na suç du­yu­ru­sun­da bu­lu­nu­lur.
   
    (7) So­ruş­tur­ma so­nu­cun­da ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı ka­ra­rı ve­ril­me­si ha­lin­de, eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı ken­di­li­ğin­den hü­küm­süz ka­lır. Bu du­rum­da Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı ka­ra­rı­nın bir ör­ne­ği­ni Baş­kan­lı­ğa gön­de­rir.
   
    (8] Ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de be­ra­at ka­ra­rı ve­ril­me­si ha­lin­de, eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı ken­di­li­ğin­den hü­küm­süz ka­lır. Bu du­rum­da mah­ke­me­ce be­ra­at ka­ra­rı­nın bir ör­ne­ği Baş­kan­lı­ğa gön­de­ri­lir.
   
    (9) Ko­nu­su bi­rin­ci fık­ra­da sa­yı­lan suç­la­rı oluş­tu­ran içe­ri­ğin ya­yın­dan çı­ka­rıl­ma­sı ha­lin­de; eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı, so­ruş­tur­ma ev­re­sin­de Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de mah­ke­me ta­ra­fın­dan kal­dı­rı­lır.
   
    (10) Ko­ru­ma ted­bi­ri ola­rak ve­ri­len eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın ge­re­ği­ni ye­ri­ne ge­tir­me­yen yer ve­ya eri­şim sağ­la­yı­cı­la­rı­nın so­rum­lu­la­rı, fi­il da­ha ağır ce­za­yı ge­rek­ti­ren baş­ka bir suç oluş­tur­ma­dı­ğı tak­dir­de, al­tı ay­dan iki yı­la ka­dar ha­pis ce­za­sı ile ce­za­lan­dı­rı­lır.
   
    (11) İda­rî ted­bir ola­rak ve­ri­len eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de, Baş­kan­lık ta­ra­fın­dan eri­şim sağ­la­yı­cı­sı­na, on­bin Ye­ni Türk Li­ra­sın­dan yüz­bin Ye­ni Türk Li­ra­sı­na ka­dar ida­rî pa­ra ce­za­sı ve­ri­lir. İda­rî pa­ra ce­za­sı­nın ve­ril­di­ği an­dan iti­ba­ren yir­mi­dört sa­at için­de ka­ra­rın ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de ise Baş­kan­lı­ğın ta­le­bi üze­ri­ne Ku­rum ta­ra­fın­dan yet­ki­len­dir­me­nin ip­ta­li­ne ka­rar ve­ri­le­bi­lir.
   
    (12) Bu Ka­nun­da ta­nım­la­nan ka­ba­hat­ler do­la­yı­sıy­la Baş­kan­lık ve­ya Ku­rum ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­rî pa­ra ce­za­la­rı­na iliş­kin ka­rar­la­ra kar­şı, 6/1/1982 ta­rih­li ve 2577 sa­yı­lı İda­rî Yar­gı­la­ma Usu­lü Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ka­nun yo­lu­na baş­vu­ru­la­bi­lir.
   
   (13) (Ek: 5/11/2008-5809/67 md.) İşlemlerin yürütülmesi için Başkanlığa gönderilen hakim ve mahkeme kararlarına 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre Başkanlıkça itiraz edilebilir.
   
    İçe­ri­ğin ya­yın­dan çı­ka­rıl­ma­sı ve ce­vap hak­kı
   
    MAD­DE 9- (1) İçe­rik ne­de­niy­le hak­la­rı ihlâl edil­di­ği­ni id­dia eden ki­şi, içe­rik sağ­la­yı­cı­sı­na, bu­na ula­şa­ma­ma­sı ha­lin­de yer sağ­la­yı­cı­sı­na baş­vu­ra­rak ken­di­si­ne iliş­kin içe­ri­ğin ya­yın­dan çı­ka­rıl­ma­sı­nı ve ya­yın­da­ki kap­sa­mın­dan faz­la ol­ma­mak üze­re ha­zır­la­dı­ğı ce­va­bı bir haf­ta sü­rey­le in­ter­net or­ta­mın­da ya­yım­lan­ma­sı­nı is­te­ye­bi­lir. İçe­rik ve­ya yer sağ­la­yı­cı ken­di­si­ne ulaş­tı­ğı ta­rih­ten iti­ba­ren iki gün için­de, ta­le­bi ye­ri­ne ge­ti­rir. Bu sü­re zar­fın­da ta­lep ye­ri­ne ge­ti­ril­me­di­ği tak­dir­de red­de­dil­miş sa­yı­lır.
   
    (2) Ta­le­bin red­de­dil­miş sa­yıl­ma­sı ha­lin­de, ki­şi on­beş gün için­de yer­le­şim ye­ri sulh ce­za mah­ke­me­si­ne baş­vu­ra­rak, içe­ri­ğin ya­yın­dan çı­ka­rıl­ma­sı­na ve ya­yın­da­ki kap­sa­mın­dan faz­la ol­ma­mak üze­re ha­zır­la­dı­ğı ce­va­bın bir haf­ta sü­rey­le in­ter­net or­ta­mın­da ya­yım­lan­ma­sı­na ka­rar ve­ril­me­si­ni is­te­ye­bi­lir. Sulh ce­za hâki­mi bu ta­le­bi üç gün için­de du­ruş­ma yap­mak­sı­zın ka­ra­ra bağ­lar. Sulh ce­za hâki­mi­nin ka­ra­rı­na kar­şı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re iti­raz yo­lu­na gi­di­le­bi­lir.
   
    (3) Sulh ce­za hâ­ki­mi­nin ke­sin­le­şen ka­ra­rı­nın, bi­rin­ci fık­ra­ya gö­re ya­pı­lan baş­vu­ru­yu ye­ri­ne ge­tir­me­yen içe­rik ve­ya yer sağ­la­yı­cı­sı­na teb­li­ğin­den iti­ba­ren iki gün için­de içe­rik ya­yın­dan çı­ka­rı­la­rak ha­zır­la­nan ce­va­bın ya­yım­lan­ma­sı­na baş­la­nır.
   
    (4) Sulh ce­za hâki­mi­nin ka­ra­rı­nı bu mad­de­de be­lir­ti­len şart­la­ra uy­gun ola­rak ve sü­re­sin­de ye­ri­ne ge­tir­me­yen so­rum­lu ki­şi, al­tı ay­dan iki yı­la ka­dar ha­pis ce­za­sı ile ce­za­lan­dı­rı­lır. İçe­rik ve­ya yer sağ­la­yı­cı­nın tü­zel ki­şi ol­ma­sı ha­lin­de, bu fık­ra hük­mü ya­yın so­rum­lu­su hak­kın­da uy­gu­la­nır.
   
    İda­rî ya­pı ve gö­rev­ler
   
    MAD­DE 10- (1) Ka­nun­la ve­ri­len gö­rev­ler, Ku­rum bün­ye­sin­de bu­lu­nan Baş­kan­lık­ça ye­ri­ne ge­ti­ri­lir.
   
    (2) Bu Ka­nun­la ek­li lis­te­de­ki kad­ro­lar ih­das edi­le­rek Baş­kan­lı­ğın hiz­met­le­rin­de kul­la­nıl­mak üze­re 5/4/1983 ta­rih­li ve 2813 sa­yı­lı Tel­siz Ka­nu­nu­na ek­li (II) sa­yı­lı lis­te­ye ek­len­miş­tir. Baş­kan­lık bün­ye­sin­de­ki ile­ti­şim uz­man­la­rı­na, Ku­rum­da ça­lı­şan Te­le­ko­mü­ni­kas­yon Uz­man­la­rı­na uy­gu­la­nan ma­lî, sos­yal hak ve yar­dım­la­ra iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır. İle­ti­şim Uz­ma­nı ola­rak Baş­kan­lı­ğa ata­nan per­so­ne­lin hak­la­rı sak­lı kal­mak kay­dıy­la, ka­ri­yer sis­te­mi, Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren al­tı ay için­de çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir.
   
    (3) Baş­kan­lı­ğa Ka­nun­la ve­ri­len gö­rev­le­re iliş­kin ola­rak ya­pı­la­cak her tür­lü mal ve­ya hiz­met alım­la­rı, ce­za ve iha­le­ler­den ya­sak­la­ma iş­le­ri ha­riç, 4/1/2002 ta­rih­li ve 4734 sa­yı­lı Ka­mu İha­le Ka­nu­nu ile 5/1/2002 ta­rih­li ve 4735 sa­yı­lı Ka­mu İha­le Söz­leş­me­le­ri Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne tâ­bi ol­mak­sı­zın Ku­rum büt­çe­sin­den kar­şı­la­nır.
   
    (4) Ka­nun­lar­la ve­ri­len di­ğer yet­ki ve gö­rev­le­ri sak­lı kal­mak kay­dıy­la, Baş­kan­lı­ğın bu Ka­nun kap­sa­mın­da­ki gö­rev ve yet­ki­le­ri şun­lar­dır:
   
    a) Ba­kan­lık, kol­luk kuv­vet­le­ri, il­gi­li ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ile içe­rik, yer ve eri­şim sağ­la­yı­cı­lar ve il­gi­li si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı ara­sın­da ko­or­di­nas­yon oluş­tu­ra­rak in­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ve bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­la­rı oluş­tu­ran içe­ri­ğe sa­hip fa­ali­yet ve ya­yın­la­rı ön­le­me­ye yö­ne­lik ça­lış­ma­lar yap­mak, bu amaç­la, ge­rek­ti­ğin­de, her tür­lü gi­der­le­ri yö­net­me­lik­le be­lir­le­ne­cek esas ve usûl­ler da­hi­lin­de Ku­rum­ca kar­şı­la­na­cak ça­lış­ma ku­rul­la­rı oluş­tur­mak.
   
    b) İn­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ya­yın­la­rın içe­rik­le­ri­ni iz­le­ye­rek, bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren suç­la­rın iş­len­di­ği­nin tes­pi­ti ha­lin­de, bu ya­yın­la­ra eri­şi­min en­gel­len­me­si­ne yö­ne­lik ola­rak bu Ka­nun­da ön­gö­rü­len ge­rek­li ted­bir­le­ri al­mak.
   
    c) İn­ter­net or­ta­mın­da ya­pı­lan ya­yın­la­rın içe­rik­le­ri­nin iz­len­me­si­nin han­gi se­vi­ye, za­man ve şe­kil­de ya­pı­la­ca­ğı­nı be­lir­le­mek.
   
    ç) Ku­rum ta­ra­fın­dan iş­let­me­ci­le­rin yet­ki­len­di­ril­me­le­ri ile mül­kî ida­re amir­le­rin­ce ti­ca­rî amaç­lı top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı­la­ra ve­ri­le­cek izin bel­ge­le­rin­de fil­tre­le­me ve blo­ke et­me­de kul­la­nı­la­cak sis­tem­le­re ve ya­pı­la­cak dü­zen­le­me­le­re yö­ne­lik esas ve usûl­le­ri be­lir­le­mek.
   
    d) İn­ter­net or­ta­mın­da­ki ya­yın­la­rın iz­len­me­si su­re­tiy­le bu Ka­nu­nun 8 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da sa­yı­lan suç­la­rın iş­len­me­si­ni ön­le­mek için iz­le­me ve bil­gi ih­bar mer­ke­zi da­hil, ge­rek­li her tür­lü tek­nik alt­ya­pı­yı kur­mak ve­ya kur­dur­mak, bu alt­ya­pı­yı iş­let­mek ve­ya iş­le­til­me­si­ni sağ­la­mak.
   
    e) İn­ter­net or­ta­mın­da her­ke­se açık çe­şit­li ser­vis­ler­de ya­pı­la­cak fil­tre­le­me, per­de­le­me ve iz­le­me esas­la­rı­na gö­re do­na­nım üre­til­me­si ve­ya ya­zı­lım ya­pıl­ma­sı­na iliş­kin as­ga­ri kri­ter­le­ri be­lir­le­mek.
   
    f) Bi­li­şim ve in­ter­net ala­nın­da­ki ulus­la­ra­ra­sı ku­rum ve ku­ru­luş­lar­la iş­bir­li­ği ve ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­mak.
   
    g) Bu Ka­nu­nun 8 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da sa­yı­lan suç­la­rın, in­ter­net or­ta­mın­da iş­len­me­si­ni ko­nu alan her tür­lü tem­si­li gö­rün­tü, ya­zı ve­ya ses­le­ri içe­ren ürün­le­rin ta­nı­tı­mı, ül­ke­ye so­kul­ma­sı, bu­lun­du­rul­ma­sı, ki­ra­ya ve­ril­me­si ve­ya sa­tı­şı­nın ön­len­me­si­ni te­mi­nen yet­ki­li ve gö­rev­li kol­luk kuv­vet­le­ri ile so­ruş­tur­ma mer­ci­le­ri­ne, tek­nik im­kân­la­rı da­hi­lin­de ge­re­ken her tür­lü yar­dım­da bu­lun­mak ve ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­mak.
   
    (5) Başkanlık; Bakanlık tarafından 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesi uyarınca, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, çocuk, kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanlığı ile Kurum ve ihtiyaç duyulan diğer bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları ile internet servis sağlayıcıları ve ilgili sivil toplum kuruluşları arasından seçilecek bir temsilcinin katılımı suretiyle teşkil edilecek İnternet Kurulu ile gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlar; bu Kurulca izleme, filtreleme ve engelleme yapılacak içeriği haiz yayınların tespiti ve benzeri konularda yapılacak öneriler ile ilgili gerekli her türlü tedbir veya kararları alır.
   
    Yö­net­me­lik­ler
   
    MAD­DE 11- (1) Bu Ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin esas ve usûl­ler, Ada­let, İçiş­le­ri ve Ulaş­tır­ma ba­kan­lık­la­rı­nın gö­rüş­le­ri alı­na­rak Baş­ba­kan­lık ta­ra­fın­dan çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­ler­le dü­zen­le­nir. Bu yö­net­me­lik­ler, Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren dört ay için­de çı­ka­rı­lır.
   
    (2) Yer ve­ya eri­şim sağ­la­yı­cı ola­rak fa­ali­yet ic­ra et­mek is­te­yen ki­şi­le­re, te­le­ko­mü­ni­kas­yon yo­luy­la ile­ti­şim ko­nu­sun­da yet­ki­len­dir­me bel­ge­si olup ol­ma­dı­ğı­na ba­kıl­mak­sı­zın, yer ve­ya eri­şim sağ­la­yı­cı ola­rak fa­ali­yet ic­ra et­me­si ama­cıy­la yet­ki­len­dir­me bel­ge­si ve­ril­me­si­ne iliş­kin esas ve usûl­ler, Ku­rum ta­ra­fın­dan çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir. Bu yö­net­me­lik, Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren beş ay için­de çı­ka­rı­lır.
   
    İl­gi­li ka­nun­lar­da ya­pı­lan de­ği­şik­lik­ler
   
    MAD­DE 12- (1) (4/2/1924 ta­rih­li ve 406 sa­yı­lı Tel­graf ve Te­le­fon Ka­nu­nu­ ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
   
    (2) (4/7/1934 ta­rih­li ve 2559 sa­yı­lı Po­lis Va­zi­fe ve Sa­la­hi­yet Ka­nu­nu­ ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
   
    (3) (5/4/1983 ta­rih­li ve 2813 sa­yı­lı Tel­siz Ka­nu­nu­ ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
   
    (4) (1/11/1983 ta­rih­li ve 2937 sa­yı­lı Dev­let İs­tih­ba­rat Hiz­met­le­ri ve Mil­li İs­tih­ba­rat Teş­ki­la­tı Ka­nu­nu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
   
    EK MADDE 1 – (Ek: 5/11/2008-5809/67 md.)
   
    (1) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına verilen görevlerin gerektirdiği asli ve sürekli görev ve hizmetler, iletişim başuzmanı, iletişim uzmanı, teknik uzman ve idarî uzman ile iletişim, teknik ve idarî uzman yardımcılarından oluşan meslek personeli ve diğer personel eliyle yürütülür. Başkanlıkta; başkan, daire başkanı, müşavir ve meslek personeli kadrolarında çalışanların; mühendislik alanında elektronik, elektrik-elektronik, elektronik ve haberleşme, endüstri, fizik, matematik, bilgisayar, telekomünikasyon ve işletme mühendisliği fakültelerinden veya bölümlerinden, sosyal bilimler alanında siyasal bilgiler (bilimler), iktisadi ve idarî bilimler, iktisat, hukuk, işletme, iletişim fakülteleri veya bölümlerinden veya bu fakülte ve bölümlere denkliği yetkili makamlarca kabul edilmiş yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olmaları ya da belirtilen bölümlerden mezun olmamakla birlikte sayılan fakülte ve bölümlerde yüksek lisans veya doktora yapmış olmaları, uzman unvanlı kadrolarda çalışanların en az dört yıllık fakültelerden mezun, diğer personelin ise en az lise ve dengi okul mezunu olmaları gerekir. Daire başkanı kadrolarına Güvenlik Bilimleri Fakültesinden mezun olanlar da atanabilir. (Ek cümle: 24/10/2011-KHK-661/80 md.) Telekomünikasyon İletişim Başkanı müşterek kararname ile atanır. Başkanlık personelinden; daire başkanları Telekomünikasyon İletişim Başkanının teklifi ve Kurul Başkanının uygun görüşü üzerine Kurul, diğer personel Telekomünikasyon İletişim Başkanının önerisi üzerine Kurul Başkanı tarafından atanır.
   
    (2) Uzman yardımcılığına atanabilmek için; yukarıdaki fıkrada sayılan fakülte veya bölümlerden mezun olmak, merkezî yarışma sınavına katılmak, belirlenecek yabancı dillerden en az birini istenen seviyede bilmek, Kurum alan sınavının yapıldığı yılın Ocak ayının ilk gününde otuz yaşını doldurmamış olmak ve bu sınavda başarılı olmak gerekir.
   
    (3) Uzman yardımcılığına atananlar; en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak kaydıyla hazırlayacakları tezin kabul edilmesi ve yeterlik sınavında başarılı olması halinde ilgisine göre iletişim uzmanı, teknik uzman veya idari uzman olarak atanırlar. Bunlara bir defaya mahsus olmak üzere bir derece yükseltilmesi uygulanır. Tez savunmasında ve yeterlik sınavında iki defa başarılı olamayanlar uzman yardımcılığı unvanını kaybederler ve mükteseplerine uygun kadrolara atanırlar.
   
    (4) Uzman ve uzman yardımcılarının giriş ve yeterlik sınavları, çalışma usul ve esasları ile ilgili diğer hususlar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
   
    (5) Bu Kanunla ekli (V) sayılı cetveldeki kadrolar ihdas edilerek Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı hizmetlerinde kullanılmak üzere 5651 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı listeye eklenmiştir.
   
    GE­Çİ­Cİ MAD­DE 1- (1) Baş­kan­lı­ğın ku­ru­luş­ta­ki hiz­met bi­na­sı­nın ya­pı­mı, ce­za ve iha­le­ler­den ya­sak­la­ma iş­le­ri ha­riç, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu ve Ka­mu İha­le Söz­leş­me­le­ri Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne tâ­bi ol­mak­sı­zın Ku­rum büt­çe­sin­den kar­şı­la­nır.
   
    (2) Ha­len fa­ali­yet ic­ra eden ti­ca­rî amaç­la top­lu kul­la­nım sağ­la­yı­cı­lar, bu Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren al­tı ay için­de 7 nci mad­de­ye gö­re alın­ma­sı ge­re­ken izin bel­ge­si­ni te­min et­mek­le yü­küm­lü­dür­ler.
   
   (3) Ha­len yer ve­ya eri­şim sağ­la­yı­cı ola­rak fa­ali­yet ic­ra eden ki­şi­le­re, Ku­rum ta­ra­fın­dan, te­le­ko­mü­ni­kas­yon yo­luy­la ile­ti­şim ko­nu­sun­da yet­ki­len­dir­me bel­ge­si olup ol­ma­dı­ğı­na ba­kıl­mak­sı­zın, yer ve­ya eri­şim sağ­la­yı­cı ola­rak fa­ali­yet ic­ra et­me­si ama­cıy­la bir yet­ki­len­dir­me bel­ge­si dü­zen­le­nir.
   
    GEÇİCİ MADDE 2 - (Ek: 5/11/2008-5809/67 md.)
   
    (1) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı kadrolarında bulunan personelden ek 1 inci maddede belirtilen öğrenim şartlarını haiz olanlar; kamuda üç yıllık hizmet süresini tamamlamaları, KPDS'den en az 60 veya uluslararası geçerliliği olan sınavlardan muadili puan almaları ve hazırlayacakları tezin kabul edilmesi halinde bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren beş yıl içerisinde iletişim uzmanı kadrosuna atanabilirler. Bu personelden; diğer kamu kurum ve kuruluşlarında özel mevzuatları uyarınca yarışma sınavına tabi tutularak mesleğe alınan ve yeterlik sınavını vererek veya tezi başarılı bulunarak kariyer meslek kadrolarına atanmış olanlar yabancı dil şartını karşıladıklarında; yüksek lisans veya doktora öğrenimini tamamlamış olanlardan, hazırladıkları yüksek lisans veya doktora tezlerinin konularının Kurumun veya Başkanlığın görev alanı ile ilgili olduğunun yapılacak inceleme sonucu belirlenenlerden doktora öğrenimini tamamlamış olanlar doğrudan, yüksek lisans öğrenimini tamamlamış olanlar yabancı dil şartını karşıladıklarında, iletişim uzmanı olarak atanabilirler.
   
    (2) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı personelinden dört yıllık fakülte mezunu olanlar, kamuda üç yıllık hizmet süresini tamamlamaları, çıkarılacak yönetmelikte öngörülen şartları taşımaları ve buna ilave olarak hazırlayacakları tezin kabul edilmesi veya tezli yüksek lisans veya doktora yapmaları halinde, bu Kanunun yayımı tarihinden beş yıl içinde öğrenim alanına göre teknik uzman veya idarî uzman kadrosuna atanabilirler.
   
    Yü­rür­lük
   
    MAD­DE 13- (1) Bu Ka­nu­nun;
   
    a) 3 ün­cü ve 8 in­ci mad­de­le­ri, ya­yı­mı ta­ri­hin­den al­tı ay son­ra,
   
    b) Di­ğer mad­de­le­ri ya­yı­mı ta­ri­hin­de,
   
    yü­rür­lü­ğe gi­rer.
   
    Yü­rüt­me
   
    MAD­DE 14- (1) Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.




İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİNE DAİR USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK    
   
   BİRİNCİ BÖLÜM
   
   Amaç, Kapsam, Tanımlar ve İlkeler
   
    Amaç ve kapsam
   
    MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; içerik sağlayıcıların, yer sağlayıcıların ve erişim sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.
   
    Dayanak
   
    MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanuna dayanılarak hazırlanmıştır.
   
    Tanımlar
   
    MADDE 3 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında;
   
    a) Abone: Herhangi bir sözleşme ile erişim sağlayıcılarından internet ortamına bağlanma hizmeti alan gerçek veya tüzel kişileri,
   
    b) Başkan: Telekomünikasyon İletişim Başkanını,
   
    c) Başkanlık: Telekomünikasyon İletişim Başkanlığını,
   
    ç) Bilgi: Verilerin anlam kazanmış biçimini,
   
    d) Dosya bütünlük değeri: Bir bilgisayar dosyasının içindeki bütün verilerin matematiksel bir işlemden geçirilmesi sonucu elde edilen ve dosyanın içerisindeki verilerde bir değişiklik yapılıp yapılmadığını kontrol için kullanılan dosyanın özünü belirten değeri,
   
    e) Erişim: Herhangi bir vasıtayla internet ortamına bağlanarak kullanım olanağı kazanılmasını,
   
    f) Erişim sağlayıcı: İnternet toplu kullanım sağlayıcılarına ve abone olan kullanıcılarına internet ortamına erişim olanağı sağlayan işletmeciler ile gerçek veya tüzel kişileri,
   
    g) Erişim sağlayıcı trafik bilgisi: İnternet ortamında yapılan her türlü erişime ilişkin olarak abonenin adı, kimlik bilgileri, adı ve soyadı, adresi, telefon numarası, sisteme bağlantı tarih ve saat bilgisi, sistemden çıkış tarih ve saat bilgisi, ilgili bağlantı için verilen IP adresi ve bağlantı noktaları gibi bilgileri,
   
    ğ) Faaliyet belgesi: Erişim sağlayıcı veya yer sağlayıcı olarak faaliyette bulunabilmek için Kurum tarafından verilen Kanun kapsamındaki yetkilendirmeyi içeren belgeyi,
   
    h) IP adresi: Belirli bir ağa bağlı cihazların birbirini tanımak, birbirleriyle iletişim kurmak ve birbirlerine veri yollamak için kullandıkları, İnternet Protokolü standartlarına göre verilen adresi,
   
    ı) İçerik sağlayıcı: İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri,
   
    i) İnternet ortamı: Haberleşme ile kişisel veya kurumsal bilgisayar sistemleri dışında kalan ve kamuya açık olan internet üzerinde oluşturulan ortamı,
   
    j) İzleme: İnternet ortamındaki verilere etki etmeksizin bilgi ve verilerin takip edilmesini,
   
    k) Kanun: 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu,
   
    l) Kullanıcı: Aboneliği olup olmamasına bakılmaksızın internet ortamından yararlanan gerçek veya tüzel kişileri,
   
    m) Kurum: Telekomünikasyon Kurumunu,
   
    n) Sabit IP adresi: Belirli bir ağa bağlı cihazların birbirini tanımak, birbirleriyle iletişim kurmak ve birbirlerine veri yollamak için kullandıkları, zamana, oturuma göre değişmeyen ve sistem yöneticisi tarafından belirlenip tanımlanan ve değiştirilebilen IP adresini,
   
    o) Ticari amaçla internet toplu kullanım sağlayıcı: İnternet salonu ve benzeri umuma açık yerlerde belirli bir ücret karşılığı internet toplu kullanım sağlayıcılığı hizmeti veren veya bununla beraber bilgisayarlarda bilgi ve beceri artırıcı veya zekâ geliştirici nitelikteki oyunların oynatılmasına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişileri,
   
    ö) Vekil sunucu trafik bilgisi: İnternet ortamında erişim sağlayıcı tarafından kullanılan vekil sunucu hizmetine ilişkin talebi yapan kaynak IP adresi ve port numarası, erişim talep edilen hedef IP adresi ve port numarası, protokol tipi, URL adresi, bağlantı tarih ve saati ile bağlantı kesilme tarih ve saati bilgisi gibi bilgileri,
   
    p) Veri: Bilgisayar tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değeri,
   
    r) Yayın: İnternet ortamında yapılan yayını,
   
    s) Yer sağlayıcı: İnternet ortamında hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri,
   
    ş) Yer sağlayıcı trafik bilgisi: İnternet ortamındaki her türlü yer sağlamaya ilişkin olarak; kaynak IP adresi, hedef IP adresi, bağlantı tarih ve saat bilgisi, istenen sayfa adresi, işlem bilgisi (GET, POST komut detayları) ve sonuç bilgileri gibi bilgileri,
   
    ifade eder.
   
    İlkeler
   
    MADDE 4 – (1) Yayınlar;
   
    a) İnsan onuruna, temel hak ve hürriyetlere saygılı olmalıdır.
   
    b) Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlakî gelişimini zedeleyecek türden içeriklere yer vermemelidir.
   
    c) Ailenin huzur ve refahını sağlayan hususlara zarar verecek nitelikte olmamalıdır.
   
    ç) Kişileri, uyuşturucu madde bağımlılığı, fuhuş, müstehcenlik ve kumar gibi kötü alışkanlıklara teşvik edici olmamalıdır.
   
    (2) Herkesin kendisine yönelik haklarını ihlal eden internet yayınlarının içeriklerinden dolayı cevap ve düzeltme hakkı olmalıdır.
       
   İKİNCİ BÖLÜM
   
    İçerik Sağlayıcıları, Yer Sağlayıcıları ile Erişim Sağlayıcılarının
   
   Sorumluluk ve Yükümlülükleri
   
    Bilgilendirme yükümlülüğü
   
    MADDE 5 – (1) Ticari veya ekonomik amaçlı içerik sağlayıcıları, yer sağlayıcıları ve erişim sağlayıcıları, aşağıda belirtilen tanıtıcı bilgilerini, kendilerine ait internet ortamında, kullanıcıların ana sayfadan doğrudan ulaşabileceği şekilde ve iletişim başlığı altında, doğru, eksiksiz ve güncel olarak bulundurmakla yükümlüdür:
   
    a) Gerçek kişi ise; adı ve soyadı, tüzel kişi ise; unvanı ve sorumlu kişiler, vergi kimlik numarası veya ticaret sicil numarası,
   
    b) Yerleşim yeri, tüzel kişi ise merkezinin bulunduğu yer,
   
    c) Elektronik iletişim adresi ve telefon numarası,
   
    ç) Sunduğu hizmet, bir merciin iznine veya denetimine tabi bir faaliyet çerçevesinde yapılıyor ise, yetkili denetim merciine ilişkin bilgiler.
   
    (2) Ticari veya ekonomik amaçlı içerik sağlayıcı, birinci fıkradaki bilgilerle birlikte, yer sağlayıcıya ilişkin tanıtıcı bilgileri, doğru, eksiksiz ve güncel olarak ana sayfasında bulundurmakla yükümlüdür.
   
    İçerik sağlayıcının sorumluluğu
   
    MADDE 6 – (1) İçerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur.
   
    (2) İçerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise, genel hükümlere göre sorumludur.
   
    Yer sağlayıcının yükümlülükleri
   
    MADDE 7 – (1) Yer sağlayıcı;
   
    a) Yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine göre Başkanlık, adli makamlar veya hakları ihlal edilen kişiler tarafından haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak engelleme imkânı bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla,
   
    b) Sunucu barındırma hizmeti dâhil, yer sağlamakla ilgili hizmetlerinde (a) bendindeki hükümlere uymakla,
   
    c) Yer sağlayıcı trafik bilgisini altı ay saklamakla, bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü oluşan verilerin dosya bütünlük değerlerini zaman damgası ile birlikte saklamak ve gizliliğini temin etmekle,
   
    yükümlüdür.
   
    (2) Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.
   
    Erişim sağlayıcının yükümlülükleri
   
    MADDE 8 – (1) Erişim sağlayıcı;
   
    a) Herhangi bir kullanıcısının yayınladığı hukuka aykırı içerikten, Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre, Başkanlıkça haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak en-gelleme imkânı bulunduğu ölçüde erişimi engellemekle,
   
    b) Sağladığı hizmetlere ilişkin olarak, Başkanlığın Kanunla ve ilgili diğer mevzuatla verilen görevlerini yerine getirebilmesi için; erişim sağlayıcı trafik bilgisini bir yıl saklamakla, bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü oluşan verilerin dosya bütünlük değerlerini zaman damgası ile birlikte muhafaza etmek ve gizliliğini temin etmekle, internet trafik izlemesinde Başkanlığa gerekli yardım ve desteği sağlamakla, faaliyet belgesinde yer alan Başkanlığın uygun gördüğü bilgileri talep edildiğinde bildirmekle ve ticari amaçla internet toplu kullanım sağlayıcılar için belirli bir IP bloğundan sabit IP adres planlaması yapmakla ve bu bloktan IP adresi vermekle,
   
    c) Faaliyetine son vereceği tarihten en az üç ay önce, durumu Kuruma, içerik sağlayıcılarına ve müşterilerine bildirmekle, Kuruma bildirilen kapanma tarihinden geriye doğru bir yıllık süredeki trafik bilgilerine ilişkin bütün kayıtları metin dosyası olarak, log formatlarını açıklamalarıyla birlikte, abone kütük bilgilerini Başkanlığa cd, dvd gibi optik medya ortamında teslim etmekle,
   
    ç) Faaliyete başlamasından itibaren her ay düzenli olarak, her erişim yöntemine ilişkin kullanacağı erişim numaralarını ve toptan hizmet verdiği abonelere ilişkin bilgileri Başkanlığa göndermekle,
   
    d) Başkanlık ile aralarındaki bağlantıdan erişimi engellenecek adreslere ilişkin gönderilecek bilgileri kendi sistemlerinde derhal uygulanabilmesi için, gerekli olan donanım ve yazılımı kurarak lazım olan düzenlemeleri yapmakla,
   
    e) Kullanıcılarına vekil sunucu hizmeti sunuyor ise; vekil sunucu trafik bilgisini bir yıl saklamakla, bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü oluşan verilerin dosya bütünlük değerlerini zaman damgası ile birlikte muhafaza etmek ve gizliliğini temin etmekle,
   
    yükümlüdür.
   
    (2) Erişim sağlayıcı, verdiği hizmeti kullananlara ilişkin bilgilerin başkaları tarafından elde edilmesini ilgili mevzuatta belirlenen esas ve usullere uygun olarak engeller.
   
    (3) Erişim sağlayıcı, kendisi aracılığıyla erişilen bilgilerin içeriklerinin hukuka aykırı olup olmadığını ve sorumluluğu gerektirip gerektirmediğini kontrol etmekle yükümlü değildir.
   
    İdari para cezaları
   
    MADDE 9 – (1) Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyen içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı veya erişim sağlayıcıya Başkanlık tarafından ikibin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
   
    (2) Bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yer alan yükümlülüklerden birini yerine getirmeyen erişim sağlayıcısına, Başkanlık tarafından onbin Yeni Türk Lirasından ellibin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.    
   
   ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
   
   İçeriğin Yayından Çıkarılması ve Cevap Hakkı
   
    İçeriğin yayından çıkarılması ve cevap hakkı
   
    MADDE 10 – (1) İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcıya, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcıya, internet ortamından veya bizzat başvurarak, kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir. İçerik veya yer sağlayıcı, kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde talebi yerine getirir. Bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır.
   
    (2) Talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişi onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere, hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.
   
    (3) Sulh ceza hâkiminin kesinleşen kararının, birinci fıkraya göre yapılan başvuruyu yerine getirmeyen içerik sağlayıcıya veya yer sağlayıcıya tebliğinden itibaren iki gün içinde, içerik yayından çıkarılarak hazırlanan cevabın yayımlanmasına, kullanıcıların ana sayfadan doğrudan ulaşabileceği şekilde ve tekzip başlığı altında başlanır.
   
    Cezai yaptırım
   
    MADDE 11 – (1) Sulh ceza hâkiminin kararını, 10 uncu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İçerik veya yer sağlayıcının tüzel kişi olması halinde, bu fıkra hükmü yayın sorumlusu hakkında uygulanır.
     
   DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
   
   Erişimin Engellenmesi
   
    Erişimin engellenmesi kararının konusunu oluşturan suçlar
   
    MADDE 12 – (1) İnternet ortamında yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verilir:
   
    a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
   
    1) İntihara yönlendirme (madde 84),
   
    2) Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),
   
    3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190),
   
    4) Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),
   
    5) Müstehcenlik (madde 226),
   
    6) Fuhuş (madde 227),
   
    7) Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228),
   
    suçları.
   
    b) 25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar.
   
    Koruma tedbiri olarak erişimin engellenmesi kararı
   
    MADDE 13 – (1) Erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir. Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı kararını yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır.
   
    (2) Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesine ilişkin karara, Başkanlıkça ve Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ilgililer tarafından itiraz edilebilir.
   
    İdari tedbir olarak erişimin engellenmesi kararı
   
    MADDE 14 – (1) İçeriği 12 nci maddede belirtilen suçları oluşturan yayınlarda, içerik sağlayıcının veya yer sağlayıcının yurt dışında bulunması halinde veya içerik sağlayıcı veya yer sağlayıcı yurt içinde bulunsa bile, içeriği Türk Ceza Kanununun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan çocukların cinsel istismarı veya aynı Kanunun 226 ncı maddesinde yer alan müstehcenlik suçlarını oluşturan yayınlara ilişkin olarak erişimin engellenmesine Başkanlıkça re'sen karar verilir. Türk Ceza Kanununun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan çocukların cinsel istismarı veya aynı Kanunun 226 ncı maddesinde yer alan müstehcenlik suçlarını oluşturan yayınlara ilişkin olarak içerik veya yer sağlayıcının yurt içinde bulunması durumunda bu karar, yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunulur ve hâkim kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Başkanlık tarafından derhal kaldırılır ve erişim sağlayıcılara bildirilerek gereğinin yerine getirilmesi istenir.
   
    (2) Başkanlık tarafından verilen erişimin engellenmesi kararının konusunu oluşturan yayını yapanların kimliklerinin belirlenmesi halinde, Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Başkanlık, suç duyurusuna esas teşkil edecek verilerin elde edilebilmesi için kamu kurum ve kuruluşlarından bilgi ve belge talep edebilir.
   
    Erişimin engellenmesi kararında belirtilmesi gerekli hususlar
   
    MADDE 15 – (1) Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesi kararında;
   
    a) Kararı veren merciin adı,
   
    b) Karar tarihi ile soruşturma numarası veya kovuşturmaya geçilmişse mahkeme esas numarası,
   
    c) Tedbirin hangi suç için istendiği, bu suça ilişkin yeterli şüphe sebeplerinin neler olduğu,
   
    ç) "URL adresi: http://www.abcd.com/abcdefgh.htm" şeklinde örneklenen, suça ilişkin bilgilerin bulunduğu tam web adresi,
   
    d) "www.abcd.com" şeklinde örneklenen, hakkında tedbir uygulanacak internet yayınlarının alan adı,
   
    e) Hakkında tedbir uygulanacak internet yayınlarının bulunduğu yer sağlayıcıya ait IP adresi,
   
    f) Alan adı veya IP adresi olarak erişim engelleme yöntemi,
   
    belirtilir.
   
    Erişimin engellenmesi usulü
   
    MADDE 16 – (1) Yönetmeliğin 13 üncü maddesi gereğince, hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilen erişimin engellenmesi kararı Başkanlığa gönderilir. Kararlar, doğrudan erişim sağlayıcılara gönderilemez. Başkanlık, kararlara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
   
    (2) Kişiler veya kurumlar tarafından Başkanlığın kurduğu bilgi ihbar merkezine yapılan ihbarlar, teknik ve hukuki incelemeye alınır. Söz konusu içerikte bu suçlardan birisinin oluştuğu konusunda yeterli şüphe sebebi tespit edildiği takdirde, 14 üncü maddeye göre işlem yapılır. Suça ilişkin yeterli şüphe sebebi tespit edilemediği takdirde işlem yapılmaz.
   
    (3) 13 üncü ve 14 üncü maddeler kapsamındaki erişimin engellenmesi kararlarına ilişkin bilgiler, Başkanlıkça ilgili erişim sağlayıcılara elektronik ortamda bildirilir ve kararların gereği erişim sağlayıcılar tarafından derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren yirmidört saat içinde yerine getirilir. 13 üncü maddeye göre erişimi engellenen yayınlar, Başkanlık tarafından hazırlanan ve mevcut sayfa yerine kararı veren merciin adı ile karar tarih ve sayısını belirten uyarı sayfasına yönlendirilir.
   
    (4) Erişim sağlayıcılar, Başkanlık ile aralarındaki bağlantıdan aktarılacak erişimin engellenmesi kararlarının, kendi sistemlerinde derhal uygulanabilmesi için gerekli olan donanım ve yazılımı kurarak lazım olan düzenlemeleri yapar.
   
    (5) Erişimin engellenmesi kararı kapsamında, erişimin engellenmesi kararına konu olan suçun oluştuğu konusunda yeterli şüphe sebebinin tespiti sürecinde, erişim engellenmeden önceki yayının durumu elektronik ortamda Başkanlıkça arşivlenir.
   
    (6) Gerektiğinde Başkanlık, erişimin engellenmesi kararlarına konu olan içeriğin yayından kaldırılmasını, 7 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca yer sağlayıcıdan isteyebilir.
   
    Erişimin engellenmesinin hükümsüz kalması
   
    MADDE 17 – (1) Soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda Cumhuriyet savcısı, kovuşturmaya yer olmadığı kararının bir örneğini Başkanlığa gönderir. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
   
    (2) Kovuşturma evresinde beraat kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda mahkemece beraat kararının bir örneği Başkanlığa gönderilir. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
   
    (3) Başkanlıkça resen verilen erişimin engellenmesi kararı, hâkim tarafından onaylanmadığı takdirde hükümsüz sayılır. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
   
    Erişimin engellenmesinin kaldırılması
   
    MADDE 18 – (1) Konusu bu Yönetmeliğin 12 nci maddesinde sayılan suçları oluşturan içeriğin yayından çıkarılması halinde; erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından kaldırılır. Bu kararın bir örneği Başkanlığa gönderilir. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
   
    (2) Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı kararını yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır. Bu kararın bir örneği Başkanlığa gönderilir. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
   
    İdari ve cezai yaptırımlar
   
    MADDE 19 – (1) İdarî tedbir olarak verilen erişimin engellenmesi kararının Başkanlıkça bildirilmesinden itibaren yirmidört saat içinde yerine getirilmemesi halinde, Başkanlık tarafından erişim sağlayıcısına, onbin Yeni Türk Lirasından yüzbin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezasının verildiği andan itibaren yirmidört saat içinde kararın yerine getirilmemesi halinde ise Başkanlığın talebi üzerine Kurum tarafından faaliyet belgesinin iptaline karar verilebilir.
   
    (2) Soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme; soruşturma evresinde gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesi kararının gereğini Başkanlıkça bildirilmesinden itibaren yirmidört saat içinde yerine getirmeyen yer veya erişim sağlayıcılarının sorumluları, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
       
   BEŞİNCİ BÖLÜM
   
   Çeşitli ve Son Hükümler
   
    Kanun yolu
   
    MADDE 20 – (1) Bu Yönetmelikte tanımlanan kabahatler dolayısıyla Başkanlık veya Kurum tarafından verilen idarî para cezalarına ilişkin kararlara karşı, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir.
   
    Çalışma kurulları
   
    MADDE 21 – (1) Başkanlık, Ulaştırma Bakanlığı, kolluk kuvvetleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile içerik, yer ve erişim sağlayıcılar ve ilgili sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyon oluşturarak internet ortamında yapılan ve Kanun kapsamına giren suçları oluşturan içeriğe sahip faaliyet ve yayınları önlemeye yönelik çalışmalar yapmak amacıyla çalışma kurulları oluşturabilir. Çalışma kurulları, Başkanın görevlendireceği personelin başkanlığında çalışmalarını yürütür. Kurulların çalışma usul ve esasları Başkanlıkça belirlenir. Çalışma kurullarının her türlü giderleri Kurum tarafından karşılanır.
   
    (2) Başkanlık bu Yönetmelikle verilen görevlerini yerine getirirken danışman kullanma, hizmet satın alma, tanıtma, kiralama gibi faaliyetlerde bulunabilir.
   
    İşbirliği ve koordinasyon çalışmaları
   
    MADDE 22 – (1) Başkanlık, bilişim ve internet alanındaki gelişmeleri izlemek amacıyla, uluslararası kurum ve kuruluşlarla, gerek Türkiye'de gerekse yurt dışında, giderleri Kurum tarafından karşılanan işbirliği ve ortak çalışmalar yapar.
   
    (2) Başkanlık, Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılan suçların, internet ortamında işlenmesini konu alan her türlü temsili görüntü, yazı veya sesleri içeren ürünlerin tanıtımı, ülkeye sokulması, bulundurulması, kiraya verilmesi veya satışının önlenmesini teminen yetkili ve görevli kolluk kuvvetleri ile soruşturma mercilerine, teknik imkânları dahilinde gereken her türlü yardımda bulunur veya koordinasyonu sağlar. Bu doğrultuda Başkanlık, soruşturma mercileri ile yetkili ve görevli kolluk kuvvetleri tarafından intikal ettirilen talepleri inceler, değerlendirir ve Kanunda öngörülen suçların önlenmesini teminen gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayabilir.
   
    (3) Başkanlık, İnternet Kurulu ile gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlar; bu Kurulca izleme, filtreleme ve engelleme yapılacak içeriği haiz yayınların tespiti ve benzeri konularda yapılacak öneriler ile ilgili gerekli her türlü tedbir veya kararları alır. Başkanlık görevlerinin yerine getirilmesi amacıyla, Başkan veya görevlendireceği daire başkanı ile ilgili daire başkanları İnternet Kurulu toplantılarına katılır. İnternet Kurulu, Başkanlığın Kanundaki görevlerine ilişkin hususlarda Başkanlığın görüşünü alarak karar verir.
   
    Yürürlük
   
    MADDE 23 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
   
    Yürütme
   
    MADDE 24 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Başbakan yürütür.
#331
Alıntı YapBen buraya yerleştim ev kurdum eşya aldım taksitlerim var, ev kiram var, faturalarım var ve bana ödeme yapmayarak beni mağdur duruma düşürdü bu konuda maddi yada manevi tazminat davası açma hakkı doğar mı diye sormuştum.

Alabileceğiniz tek şey, birikmiş maaş alacağınızdır; bu belirttiğiniz kısımlarla ilgili hukuken herhangi bir hak ileri süremezsiniz.

Alıntı YapSon olarak; şirket diye biliyorum fakat Ticaret sicil gazetesi sitesinden ünvan sorgulatma yapıyorum şirket bulunmuyor ve buda benim aklıma şahıs firması olabileceğini getiriyor. Şahıs firması olması durumunda firmanın mal varlığı ve nakdi olmasa da şahsın kendi mal varlığına işlem yapılabiliyor mu? Şahsın üzerinde mal varlığı yoksa da evine icra işlemi oluyor mu acaba?

Şahıs firması ise elbette kişinin şahsi malvarlığına yönelik haciz işlemi yapabilir ve bu kapsamda evine de hacze gidebilirsiniz ancak İcra ve İflas Kanunu'nda son yapılan değişikliklerle ev haczinin önemi büyük oranda ortadan kaldırılmıştır. Kolay gelsin...
#332
Merhabalar. Banka avukatı icra takibinden kaynaklanan vekalet ücretini de tahsil edebilmek için bu şekilde beyanda bulunmuştur. Yarın banka avukatının bürosuna giderek makbuz karşılığı elden ödeyebilirsiniz. Şayet yine elden ödeme almıyoruz derlerse (ki böyle bir şey söylemelerinin tek sebebi, yukarıda da belirttiğim gibi, icra takibi dolayısıyla [2012 yılı için] 200 TL maktu vekalet ücretini tahsil etmek istemelerinden kaynaklanır), banka şubesine başvurun, onlar yardımcı olurlar. Kolay gelsin...
#333
Merhabalar.

Alıntı Yap* Noterden ihtar çektirebilir miyiz?

Noterden ihtarname göndermenize gerek yok, doğrudan icra takibi yapabilirsiniz. İtiraz edilirse, dava açılması gerekecektir.

Alıntı Yap* Çektirirsek yada davacı olursak sigorta başlangıç tarihi mi baz alınır ki ben hariç diğer arkadaşların sigortası olmadı yada hiçbir yasal evrak yok işkur kayıtları (tabi varsa) hariç

Fiili başlangıç tarihini şahit beyanlarıyla destekleme imkanınız varsa, herhangi bir hak kaybı yaşamazsınız.

Alıntı Yap* 30 günlük deneme süresi olduğunu nasıl ispat edebiliriz.

Bu soruyu niçin sorduğunuzu anlamadım. Maaşın zamanında ödenmemiş olması, işçiye her zaman için sözleşmeyi haklı sebeple fesih hakkı verir zaten.

Alıntı Yap* İş yasal yollara dökülürse bu süreç ortalama ne kadarlık bir süreç olabilir.

Yukarıda da belirttiğim gibi, yapılacak takibe itiraz gelirse, o zaman dava açılması gerekecektir ki bu takdirde süreç 1 - 1,5 yılı bulabilir. İtiraz gelmezse, doğrudan doğruya yapılacak bir icra takiyle sonuç alınması ihtimali doğar ki bu takdirde de bir iki aylık süreçte alacak tahsil edilebilir. İşverenin üzerine kayıtlı hiçbir malvarlığı yoksa ve iş yerinde de para edecek bir şeyler bulunmuyorsa, bu durumda alacağınızı tahsil etmeniz çok zorlaşacaktır.

Alıntı Yap* Ödeme yapmamasından kaynaklanan mağduriyetler için neler yapabiliriz.

Yukarıda belirtilenler dışında yapılacak bir şey yok maalesef.

Alıntı Yap* Yasal olarak orada çalıştığımızı birbirimize veya çevre iş yerlerinden birilerinin şahitliği gibi bir durum olur mu?

Elbette.

Alıntı Yap* İşverenin bize karşı kullanabileceği kozlar nelerdir.

Hiçbir koz olamaz, içiniz rahat olsun. Kolay gelsin...
#334


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 'ten kamuya personel alımıyla ilgili bir açıklama geldi.

Şimşek, kendi twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Yargının hızlandırılması sürecine desteğimiz sürüyor. Adalet Bakanlığı 'na 1.700 zabıt katibi ile 200 mübaşir alımına ilişkin onayı imzaladım. İlgili olan herkese hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum" dedi.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1113011&CategoryID=80
#335


Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 11 yılda 196 hakim ve Cumhuriyet savcısının istifa ederek görevinden ayrıldığını bildirdi.

CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar'ın soru önergesine Adalet Bakanı'nın verdiği yanıt, 2002'den bu yana istifa eden, emekli olan hakim ve Cumhuriyet savcı tablosunu ortaya koydu.
Adalet Bakanı Ergin soru önergesini Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 1 Ağustos 2012 ve 9 Kasım 2012 tarihli yazılarıyla yanıtladı.

-İTİRAZLARIN TÜMÜ REDDEDİLDİ-

Adalet Bakanı Ergin, 17 Ekim 2010 tarihinde yapılan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği seçiminde 167 adli yargı, 34 idari yargı hakim ve Cumhuriyet savcısının aday olduğunu, seçim sonuçlarının açıklanmasından sonraki kararname dönemlerinde Kurul üyeliğine aday olan hakim ve Cumhuriyet savcılarından 70'inin atamalarının yapıldığını belirtti. Bunlardan 26'sının tayin talebinde bulunmaları, 4'ünün hizmet gereği ve atanma talebinde bulunmaları, 35'inin hizmet gereği, 5'inin ise sicil durumu nedenleriyle atamalarının yapıldığını kaydeden Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yapılan atamalara karşı 22 hakim ve Cumhuriyet savcısının yeniden inceleme talebinde bulunduğunu, yeniden inceleme taleplerinden 20'sinin reddine, 2'sinin kabulüne karar verildiğini; yeniden inceleme sonucunda verilen ret kararlarından 12'sine karşı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kuruluna itirazda bulunulduğu, itirazların tümümün reddedildiğini söyledi.

-196 HAKİM VE CUMHURİYET SAVCISI İSTİFA ETTİ-

Adalet Bakanı Ergin, istifa ederek görevinden ayrılan hakim ve Cumhuriyet savcısı sayısının;
2002 yılında 13,
2003 yılında 32,
2004 yılında 32,
2005 yılında 23,
2006 yılında 16,
2007 yılında 22,
2008 yılında 8,
2009 yılında 7,
2010 yılında 14,
2011 yılında 22,
2012 yılı Temmuz ayı itibarıyla da 7 olmak üzere toplam 196 olduğunu kaydetti.

-BİN 639 HAKİM VE CUMHURİYET SAVCISI EMEKLİ OLDU-

Bakan Ergin, emekli olan hakim ve Cumhuriyet savcısı sayısının;
2002 yılında isteği üzerine 124, yaş haddinden 64, açıkta iken 2 olmak üzere toplam 190;
2003 yılında isteği üzerine 142, yaş haddinden 57, açıktan 2, malulen 1 olmak üzere toplam 202,
2004 yılında isteği üzerine 145, yaş haddinden 45, malulen 1 olmak üzere toplam 191;
2005 yılında isteği üzerine 166, yaş haddinden 40, açıktan 1, malulen 1 olmak üzere toplam 208;
2006 yılında isteği üzerine 95, yaş haddinden 48, açıktan 2, malulen 2 olma üzere toplam 147;
2007 yılında isteği üzerine 57, yaş haddinden 48, açıktan 3, malulen 1 olmak üzere toplam 109;
2008 yılında isteği üzerine 79, yaş haddinden 47 olmak üzere toplam 126;
2009 yılında isteği üzerine 55, yaş haddinden 63, malulen 1 olmak üzere toplam 119,
2010 yılında isteği üzerine 58, yaş haddinden 75 olmak üzere toplam 133;
2011 yılında isteği üzerine 146, yaş haddinden 64, açıkta iken 2, malulen 2 olmak üzere toplam 214 olduğunu söyledi.

ANKA
http://www.aksam.com.tr/196-hakim-ve-cumhuriyet-savcisi-istifa-etti--155156h.html
#336
Van'da 23 Ekim 2011'de yaşanan depremde, Van M Tipi Cezaevi'nden firar eden 231 mahkumun hâlâ arandığı ortaya çıktı.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, CHP Sivas Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Malik Ecder Özdemir'in soru önergesine verdiği cevap, geçen yıl yaşanan depremde duvarları yıkılan Van M Tipi Cezaevi'nden kaçan tutukluların akıbetini ortaya koydu. Önergeye, Van Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen bilgi çerçevesinde cevap veren Bakan Ergin, deprem firarisi mahkûmların büyük bölümünün yakalanamadığını belirtti.

Bakan Ergin'in verdiği bilgiye göre, deprem sonrası firar eden tutuklu ve hükümlü sayısı 335. Bu mahkûmlardan 55'i kendi isteğiyle cezaevine dönerken, 31 Ağustos 2012 tarihi itibarıyla 49 hükümlü ve tutuklu kolluk kuvvetleri tarafından yakalandı. 231 mahkûm ise halen kolluk kuvvetlerince aranıyor. Van M Tipi Cezaevi'nde bulunan 713 mahkumun zorunlu sebeplerle Amasya, Bafra, Bitlis, Elazığ, Erzurum, Gümüşhane, Muş, Oltu, Rize, Trabzon, Erciş ve Gevaş ceza infaz kurumlarına nakillerinin yapıldığını açıkladı. Ergin, Van M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun kapasitesinin artırılması doğrultusunda 500 kişi kapasiteli ek bina yaptırılmasının uygun görüldüğünü ve 16 Temmuz 2012 tarihinde de sözleşme imzalanarak inşaatının yapımına başlanıldığını ifade etti.

378 CEZAEVİNDEN 160'INDA MESCİT VAR

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün cezaevlerinde bulunan mescit sayısına ilişkin soru önergesini de cevapladı. Ergin, tutuklu ve hükümlülerin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un tanıdığı haklar çerçevesinde mensubu bulundukları dinin ibadetlerini yerine getirebildiklerini bildirdi. Ergin, ceza infaz kurumlarındaki mescit ve ibadet yerleriyle ilgili şu bilgileri verdi: "31 Temmuz 2012 tarihi itibarıyla, ülkemizde 378 ceza infaz kurumu, bu ceza infaz kurumlarının 160'ında birer tane olmak üzere mescit bulunmaktadır. Ceza infaz kurumlarında imam kadrosu olmadığından mescitlerde kadrolu imam bulunmamaktadır. Değişik inançlara sahip mahkûmların inançlarının gereklerini yerine getirebilmesi için iki ceza infaz kurumunda mekân ayrılmıştır. Diğer ceza infaz kurumları için talepte bulunulması halinde gerekli çalışma yapılabilir."

http://www.tv5haber.com/7812_Depremde-Firar-Eden-231-Mahkum-Hala-Kayip.html



Adalet Bakanı: 41 yeni cezaevi inşaat halinde



Adalet Bakanı Sadullah Ergin açıkladı: "41 yeni cezaevi inşaat halinde, 153 yeni cezaevi planı var.." Cumhuriyet Halk Parti'li Umut Oran'ın soru önergesini yanıtlayan Ergin, bu cezaevlerinin faaliyete geçmesiyle yaklaşık 107 binlik ek kapasite elde edileceğini söyledi.. Böylece Türkiye'deki cezaevlerinin kapasitesi 250 bine ulaşacak.

Cumhuriyet Halk Parti'li Umut Oran sordu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin yanıtladı. Yeni cezaevleri yolda...

Şu anda resmi rakamlara göre yüzde 87 doluluğa sahip cezaevlerine yenileri eklenecek. 5 yıllık plan sonunda hedefe ulaşılırsa, Türkiye'deki cezaevlerinin kapasitesi 250 bin olacak.

Bakanın verdiği rakamlara göre halen 41 ceza infaz kurumunun yapımı devam ediyor. Bununla birlikte 153 yeni cezaevinin yapımı planlanıyor. Bunların 27'si ihale, 83'ü planlama, 43'ü proje aşamasında.

Bu ceza infaz kurumları faaliyete geçtiğinde 106 bin 831 kişilik ek kapasite yaratılmış olacak. Türkiye'de şu anda ise, 90 bine yakın hükümlü, 32 binin üzerinde tutuklu var.

http://www.kanalb.com.tr/haber.php?HaberNo=46342#.UNjqsneWNT8
#337
Alıntı yapılan: orhanyilmaz38 - 21 Aralık 2012, 18:19:34
Yargıtay dosya sorgulamadan dosya durumunu sorguladım. kararının bozulduğunu, 21.12.2012 tarihinde gönderildiğini yazıyor. Neden bozulduğu hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Acaba tüketici mahkemesi bilirkişi incelemesi falan yaptırmadı, daha ilk duruşmada kararını vermişti. ACaba eksik inceleme nedeni ile bozmuş olabilir mi, bu durumda hukuki süreç tamamen bitmiş midir ?

Muhtemelen bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiği için, yani eksik inceleme sebebiyle karar Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yargıtay'ın son kararlarında bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğine sürekli atıf yapılıyor. Bu durumda dosya mahkemeye geri dönecek, duruşma günü belirlenerek karar taraflara tebliğe çıkartılacak, ilk duruşmada muhtemelen mahkeme tarafından bozma kararına uyulacak ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak yeniden karar verilecek. Çok büyük ihtimalle karar aynı istikamette olur. Yine çok büyük ihtimalle bu karar da banka tarafından temyiz edilir. Dolayısıyla bu kararın kesinleşmesi nereden baksanız bir buçuk yılı bulur. Yukarıda belirttiğim gibi, sizin bu kararı beklemenize gerek yok.
#338
Merhabalar. Öncelikle geçmiş olsun.

Alıntı YapŞimdi bu durumda, elimde arabanın pert kaydı olduğuna dair belge varken ve aracın ruhsattaki şase numarası ile oynanmışken, nasıl bir hukuki prosedür izlemem yerinde olur.

Sanıyorum size aracı satan kişi ile görüştünüz ve bu kişi size olumlu bir yaklaşım sergilemedi. Bu durumda bana kalırsa öncelikle savcılığa suç duyurusunda bulunun. Böylelikle size aracı satan kişiden geriye doğru aracın eski sahiplerinin ifadesi alınır ve olayda kim sorumlu ise, bu kişi bu yolla -belki- tespit edilmiş olur. Soruşturma neticesinde savcılık dava açar veya açmaz orası ayrı; bu yolla hiç değilse sorumluyu öğrenme ihtimali oluşur ve ortaya çıkacak sonuca göre bir tazminat davası açılıp açılamayacağı hususu değerlendirilir. Kolay gelsin...
#339


Otomotiv şirketlerinin her yıl yüz binlerce tüketiciden aldıkları 200 milyon TL'yi bulan haksız kazanca mahkeme 'dur' dedi.

Motorlu araç satışında 'Trafik tescil ücreti' adı altında tüketiciden alınan 500 TL dolayındaki ücretin 'haksız' olduğunu hükmeden tüketici mahkemesi fazladan alınan paranın iadesi yönünde karar verdi. Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz, benzer durum yaşayan kişilerin bir yıllık süre içinde dava açabileceklerini söyledi.

Habertürk TV'nin haberine göre, hemen hemen tüm otomotiv markalarının yıllardır araç satın alanlardan aldığı ancak birçok kişinin peşine düşmediği konuyu tüketicilerden biri Ankara Tüketici Hakem Heyeti'ne taşıdı. Ankara 6. Tüketici Mahkemesi de davalı otomotiv şirketinin davacıdan 206.85 lirayı fazla tahsil ettiğine hükmederek tüketiciye iadesine karar verdi.

Ankara 6. Tüketici Mahkemesi'nin kararı, normal bir hizmet karşılığı olmayan masrafın iadesi anlamına geliyor. Karar emsal teşkil edecek türden. Tüketiciler, eğer büyükşehirde ise ilçe hakem heyetlerine başvurabilirler. Oradan da ilçe hakem heyetlerinden bir karar aldıktan sonra fazladan ödenen parayı icraya koyabilecekler.

200 MİLYON TL

Türkiye'de her yıl ortalama 800-900 bin dolayında araç satılıyor. Her motorlu araç satışında tüketiciden 450 ile 750 TL arasında 'Trafik tescil ücreti' adı altında para talep ediliyor. Otomotiv bayileri bu paranın 162 TL'sini vergi olarak devlete, 80 TL'sini ise müşavirlik hizmetleri için komisyoncuya ödüyor. Geriye kalan 200-500 TL arasındaki para ise direkt şirketlerin kendi kasasına giriyordu. Bu yolla elde edilen haksız kazancını büyüklüğü 200 milyon TL olarak hesaplanıyor.

'DAVA AÇMA SÜRESİ BİR YILLIK'

Tüketici Mahkemesi'nin verdiği kararın kesin olduğuna vurgu yapan Tüketiciler Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz konuya ilişkin hurriyet.com.tr'ye şunları ifade etti:

"Tüketici ruhsat masraflarına çok dikkat etmeli. Masraf diye alınan paranın çok az bir kısmı resmi makamlara gidiyor. Geri kalanı acentanın, bayinin kasasına giriyor. Siz sıfır bir araç aldığınızda, size trafiğe girmeye hazır bir araç verilmeli. Böyle bir araç için ekstra para talebi, mantığı da hukuku da, ahlaka da aykırıdır. Bu şuna benziyor. Kasaba gidiyorsunuz. Etin fiyatı 5 lira ama, kasap 7 lira talep ediyor. 'Gerekçe olarak ise şunu sunuyor: işte hayvanı bulucam, nakliye ödeyeceğim daha sonra kesim işlemi yapacağım bunların hepsi masraf.' Sıfır araç satışında fazladan alınan para aynen buna benziyor."

Bülent Deniz, mahkemenin aldığı kararın emsal teşkil edebileceğine işaret ederek, benzer durum yaşayan kişilerin bir yıllık süre içinde dava açabileceklerini söyledi.

http://otomobil.haber7.com/otogundem/haber/967329-mahkemeden-yuzbinlerce-tuketiciye-iyi-haber
#340


Kartal'da 2006'da yapımına başlanan ve Anadolu yakasında 8 adliyeyi birleştiren İstanbul Anadolu Adalet Sarayı yeni yılda hizmete giriyor. 5 bloktan oluşan binada 298 mahkeme salonu bulunuyor.

Türkiye'nin en büyük kamu binası olan dünyanın en büyük adliyesi İstanbul Anadolu Adalet Sarayı, Ocak 2013'te hizmete girecek. Yapımına 2006 yılında başlanan adliye sarayı 126 dönümlük araziye kurulurken, 80 dönüm üzerine inşaat yapıldı. 5 ana bloktan oluşan adliyede, 16 kat olan B blok 135 bin metrekare, 12 kat olan A Blok 100 bin metrekare, 9 kat olan D blok ile 7'şer kat olan C ve E blok 20'şer bin metrekare olacak. Anadolu yakasının adliyelerini bir araya getirecek adliye binasında 326 savcı odası, 298 mahkeme salonu, 51 icra dairesi yer alırken, 500 ve 180 kişilik 2 tane konferans salonu, 2 bin 600 araçlık otopark, 2 bin 200 kişilik yemekhane ve 180 kişilik kreş bulunuyor.

45 BİN KİŞİ ÇALIŞACAK
Binada, 550'si hakim ve savcı olmak üzere 5 bin kişi çalışacak. Bu sayının 4 binini dev yapıyı temizlemek ve güvenliğini sağlamakla görevli personel oluşturacak. 4 bin 600 odanın yer aldığı binadaki günlük vatandaş sirkülasyonunun ise 45 bin kişi olması bekleniyor. 350 milyon liraya mal olan binanın 3 ana girişi bulunuyor. Metro bağlantılı binada, PTT, banka şubeleri, kuaför, spor salonu ile doktor ve hemşirelerin bulunduğu sağlık odaları da yer alacak. Yapımı tamamlanan adliye sarayı için, peyzaj çalışması ve mobilyaların yerleştirmesinin ardından temizlik, yemekhane ve güvenlik gibi birimlerdeki ihale sürecine geçilecek. Adalet sarayı Ocak 2013'te açılacak. Kadıköy, Üsküdar, Ümraniye, Kartal, Pendik, Tuzla, Sultanbeyli ve Adalar adliyelerinin taşınması da ocak ayı içinde tamamlanacak.

http://www.sabah.com.tr/Yasam/2012/10/09/dunyanin-en-buyuk-adliyesi-ocakta-aciliyor


ANADOLU YAKASINDAKİ TÜM ADLİYELER EN GEÇ 21.01.2013 TARİHİNE KADAR KARTAL ADLİYESİNE TAŞINMIŞ OLACAK

HSYK Birinci Dairesinin 30 Kasım 2012 tarih ve 2890 sayılı kararnamesine göre, Kadıköy, Kartal, Üsküdar, Ümraniye, Pendik, Tuzla ve Sultanbeyli adliyelerinin birleştirme işlemi İstanbul Anadolu Adliyesi Başsavcılığının belirleyeceği takvime göre, en geç 21 Ocak 2013 tarihine kadar tamamlanacak.

http://www.istanbulbarosu.org.tr/Detail.asp?CatID=1&SubCatID=1&ID=7558

Yeni adliyenin genel hatlarıyla tanıtımını aşağıdaki videodan seyredebilirsiniz:

http://www.youtube.com/watch?v=tBIsGltu46Q#ws