Haberler:

Hukuk Forumumuza Hoşgeldiniz

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - Avukat

#441
Merhabalar.

Alıntı YapAvukatlık bürosuna gittim.
sana defalarca tebligat gönderdik okudugun okulada gönderdik çalıştıgın yerlerede gönderdiğini söyledi.
Ancak bana bugune kadar hiç bir tebligat gelmedi. tuhaf olan 5 senedir evimde telefon numaramda aynı.
avukat arabama 1 hafta önce takip koymus. borcumu ödeme gerektiğini söylüyor.
sözleşme tarihinden bugune kadar geçen süre 5 yılın sutunde bunun bir zaman aşımı yokmu

Anlaşıldığına göre aradan geçen süre içinde icra dosyasından bir takım işlemler yapılmış. Burada genel zamanaşımı süresi olan on yıllık süre söz konusudur. Ancak alacaklı tarafça yasal işlemler devam ettirildiği sürece, isterse aradan yüz yıl geçsin, zamanaşımı oluşmaz. Yani bir alacakla ilgili yasal hiçbir işlem yapılmaksızın on yıllık (alacakla ilgili daha kısa bir zamanaşımı süresi söz konusu ise, örneğin çek ve bonoda zamanaşımı süresi üçyıldır, bu üç yıllık) zamanaşımı süresinin geçmiş olması gerekiyor. Dolayısıyla alacak zamanaşımına uğramış değildir.

Alıntı Yapavukat beni bilgilendirmeden tebligat alamadığım halde arabama ve maaşıma haciz koyabilir mi.

Koyabilir. Sizin yasal ikametgahınız olarak şu anda oturduğunuz adresten başka bir adres görünüyorsa, tebligatlar da bu adrese gitmiştir. Bu adrese giden tebligatların da size ulaşmamış olması gayet doğal. Bir ihtimal PTT memurunun adresinize geldiğinde adreste kimseyi bulamamışsa, tebligatı mahalle muhtarına bırakmış ta olabilir. Kolay gelsin...
#442
Merhabalar. Türk Ceza Kanunu'nun aşağıda tam metni yer alan 125 ve 157. maddelerine göre yargılanacaksınız. Anlattıklarınıza bakılırsa konu ciddi.

Alıntı Yapİadesi 20.08.2012 de yapıldı dava ise 19.10.2012 de acılmıs telefonuma  mesaj geldı

Ödeme ile davanın açıldığı tarih arasındaki süre kısa. Muhtemelen savcılık şikayeti yapıldıktan sonra ödemeyi gerçekleştirdiniz. Şayet böyle olduysa, bu durum masumiyetinizi ortaya koymak açısından çok da iyi olmamış.

Alıntı Yap2 Kendısınden 1800 Diyipde cin malı Gondermedim 500 TL Degerınde Replıkadır Urun Satdım Kendısı Benden Orjinal
İphone 4s  Talep Ediyor

Siz işin içinde olan bir kişi olarak satılan bir ürünün teknik özelliklerine, fiyatına, vs. bakarak kolaylıkla taklit bir ürün olduğunu anlayabilirsiniz. Buradaki kıstas şudur: Şayet bu işlerden anlamayan sıradan bir vatandaşın anlayabileceği şekilde ürününün taklit bir ürün olduğunu, gerçek ürünün özelliklerini taşımadığını belirtmemişseniz, bu durum yargılamada yapacağınız savunmayı olumsuz etkileyebilir.

Alıntı Yapelımde ne kadar odedigine dair kargo tesliminde odedıgıne dair belge mevcuttur

Şayet daha fazla bir bedel ödediğini iddia ediyorsa veya ödemeyi başka bir yolla yaptığını ileri sürüyorsa, bu belgeleri kullanabilirsiniz. Diğer türlü bu belgeler savunmanızı desteklemeyecektir.

Alıntı Yapen önemlisi ben sebebsiz yere kendısıne kufur etmısım o.cocugu demısım odemesını yapdıkdan snr telefonu iade sole dım
telefonu yuzume kapattı 3 4 defa  aradım heralde kendısı sınırlendı o kelimeyi oncelıkle bana soledı sonra ben kendısıne o
lafı iade  etdım

Muhtemelen savunmanızda bu hususu belirtmişsinizdir. Bu durumda olayın üzerinden altı aydan fazla bir süre geçmemişse, siz de karşı taraftan şikayetçi olabilirsiniz. Hakaret suçu şikayete tabi bir suçtur. Yani ilgili şahıs şikayetinden vazgeçerse, hakaretle ilgili ceza davası da düşer.

Alıntı YapSizce Bu Dava Sonucu Ne Olabılır Bu Konuda Bılgı Verırmısınız Bana Lütfen

Hakkınızda böyle bir davanın açılmış olması, konunun ciddiyetini kendiliğinden ortaya koyuyor. Bir cumhuriyet savcısı, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 172. maddesi gereğince şayet kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememişse, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir, yani kamu davası açmaz. Kamu davasının açılmış olması, yeterli şüphenin var olduğunu ortaya koyar. Dolayısıyla olay ciddi. Bir avukatla anlaşmanızı tavsiye ediyorum. Kolay gelsin...


Önemli not: Bu bölümde yapılan değerlendirme ve yorumlar, gündemdeki konu ve soru hakkında kişileri en temel düzeyde bilgilendirme amacına matuftur. Bu tür konu ve sorular her yönden ayrıntılı bir inceleme/araştırma yapılmasını, özellikle de olayla ilgili bir dava veya soruşturma mevcutsa, bu dava/soruşturma dosyasının mutlak surette incelenmesini gerektirir ve bu da ancak profesyonel yardım ile mümkün olabilir. Bu sebeple haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz ve herhangi bir hak kaybına maruz kalmamanız için bir avukatla anlaşmanızı ve avukatınızın yönlendirmeleri istikametinde hareket etmenizi önemle tavsiye ediyorum.


   Hakaret
    Madde 125 - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (...) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
   (2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
   (3) Hakaret suçunun;
   a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
   b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
   c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
   İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
   (4) (Değişik: 29/6/2005 - 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
   (5) (Değişik: 29/6/2005 - 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

   Dolandırıcılık
    Madde 157 - (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.
#443
CİHAN

Yargıtay'da birikmiş olan yaklaşık 2 milyon dosyasının eritilmesi ve bundan sonra temyize gönderilen dosyalara daha kısa sürede bakılması için 15 bölgede kurulan bölge istinaf mahkemeleri 'yargılama' da yapacak.

Ülke genelinde kurulan 15 bölgeden birisi olan Samsun Bölge İstinaf Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Erol Tosun, diğer bir adı bölge adliye mahkemesi olan istinaf mahkemelerinin Yargıtay'dan farklı olarak, temyiz için gelen dosyaları bozduğunda dosyayı iade etmeyip yargılamayı ilgili dairenin kendisinin yapacağını söyledi.

    DOSYALAR GERİ İADE EDİLMEYECEK

    Yargıtay'a biriken 1 milyon 800 bin dosyanın üzerine her yıl taşradan yeni 680 bin dosyanın ilave olduğunu belirten Tosun, yeni atamalarla birlikte dosyalara bakan kişi sayısının artmasına rağmen bu dosyaların 3 yıl içinde bitirilmesinin ön görüldüğünü anımsattı. İstinaf mahkemelerinin devreye girmesi halinde Yargıtay'ın gelen dosyaları hemen ele alabilecek konuma gelmelerinin sağlanacağını vurgulayan Tosun, " İlk derece mahkemenin verdiği kararı istinaf mahkemesinin onaması halinde yine de vatandaş, bir haksızlığa uğradığı ve adil yargılamanın yapılmadığı, hatta soruşturma evresinin dahi yeterince yapılamadığı iddiasındaysa cezanın ağırlığına göre Yargıtay'a tekrar başvuracak. Ama bu istatistiklere göre yüzde 10'u geçmeyecek. Fakat istinaf mahkemesi verilen kararı bozarsa Yargıtay'da olduğu gibi dosyayı geri iade etmeyecek, dosyayı kendisi ele alıp yargılamayı tekrar kendisi yaparak doğru kararı verecek. Dolayısıyla vatandaş için yeni sistemde istinaf yolu ikinci bir yargılama anlamına gelmekte." dedi.

    DOSYA KABULÜ 2014'TE BAŞLAYACAK

    15 bölgedeki istinaf mahkemesinin de aynı anda dosya kabulüne başlayacağını bunun için ön görülen tarihin en geç 2014 adli yıl başlangıcı olduğunu ifade eden Tosun, "Samsun'da yeni yapılan ve nisan ayında teslim edilmesini tahmin ettiğimiz adliye binasında hizmet vermeye başlayacağız. Ancak binaya taşınsak bile istinaf mahkemesinin göreve başlaması biraz zaman alabilir. Çünkü 15 bölgedeki istinaf mahkemelerinin büyük şehirlerde dahil 3 tanesinin binası hazır diğerleri inşaat halinde. 15 bölgeden 10 tanesinin binası hazır hale geldi onların dosya kabulüne başlaması diye bir şey söz konusu olamaz. Tüm istinaf mahkemelerinin binalarının tamamlanması ve personellerinin hazır olmasıyla birlikte dosya kabulü tüm Türkiye'de aynı anda başlayacak. Bölgelerin tamamında eksikliklerin giderilmesiyle mahkemeler hazır hale geldiğinde Yargıtay'a direk başvuru yolu kapatılacak ve dosyalar bölgelere gönderilecek. Tüm bölgenin hazır olması ve dosya kabulü kanaatimce 2014 yılı adli yılın başını bulabilir." diye konuştu.

    MAHKEMELERDE 80 PERSONEL ÇALIŞACAK

    İstinaf mahkemelerinin ceza, sulh ve asliye mahkemeleri gibi ilk derece mahkemeler ile temyiz mahkemeleri arasında yer alan ikinci derecede üst mahkeme niteliği taşıyacağını hatırlatan Tosun, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi'nin ceza ve hukuk alanlarında toplamda 15 daireden oluşacağını kaydetti. Samsun İstinaf Mahkemesi'nin yargı çevresinin; Samsun, Sinop, Amasya, Tokat, Ordu, Çorum'a kadar olduğunu belirten Erol Tosun, normal dairelerde 1 başkan 2 üye olurken istinaf mahkemelerinin 1 başkan 3 üyeden oluşacağını kaydetti. Toplamda 15 dairede idari personel hariç hakim ve savcılardan oluşan yaklaşık 80 kişi ile göreve başlayacaklarını söyleyen Tosun, gelecek olan dosyaların sayısına göre buralardaki personel ve daire sayısının arttırılıp eksiltilebileceğini vurguladı.

    VATANDAŞ GÜNÜ BİRLİK İŞİNİ HALLEDECEK

    Yeni düzenlemenin vatandaşların hem zaman hem de maddi açıdan yararına olduğunu ifade eden Tosun konuşmasına şöyle devam etti; "İstinaf mahkemeleri vatandaşın ulaşım masrafını ve zaman kaybını da en aza indirecek. Edirne'den Kars'tan bir kişi kalkıp Ankara'ya dosyasını götürdüğünde maddi ve manevi zorluklar yaşıyordu. Ama şimdi herkes kendi bulunduğu bölgede kısa sürede dosyasını ilgili yere ulaştıracak. Samsun için düşünecek olursak, Ordu'dan Sinop'a iç kısımda da Tokat'tan Çorum'a kadar uzanan bir yelpazede vatandaşlar gün içinde gelip derdini anlatıp, dosyasını teslim edip evine gidebilecek. Aynı zamanda konunun ihtisaslaşmış daireler tarafından ele alınması süreci daha da hızlandıracak. Dosyalar ilk derece mahkemeler tarafından karara bağlandığı için ve ceza davalarında da soruşturma tamamlanmış olacağından yargılama süresi daha da kısalacaktır."

http://www.zaman.com.tr/son-dakika/istinaf-mahkemeleri-bozulan-davalarin-dosyasini-geri-iade-etmeyecek/2003205.html
#444
Merhabalar.

Alıntı Yapboşandılar ve aradan 12 yıl felan geçti hala beraber yasıyorlar fakat aralarında nikah yok peki üvey annem babam vefat ettiğinde babamın mirasından hak talep edebilirmi

Medeni Kanun'un 181. maddesi gereğince hak talep edemez. Maddenin tam metni aşağıdadır. Kolay gelsin...


VII. Miras hakları

MADDE 181.- Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.

Boşanma davası devam ederken, ölen davacının mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve davalının kusurunun  ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
#445
Merhabalar. Her şeyden evvel olayda suç işleme kastı olmadığından olayın cezai bir yönünün olmadığını düşünüyorum. Olayla ilgili ilk akla gelen Türk Ceza Kanunu'ndaki tehdit ve şantaj gibi suç tiplerine de olayın oluş şekli uymamaktadır (madde metinleri aşağıdadır). Dolayısıyla cezai açıdan endişe edilecek bir durumun olmadığı kanaatindeyim. Ancak böyle bir fiilin durdurulması ve olay sebebiyle uğranılan maddi-manevi zararın tazmini için size karşı dava açma yoluna gidebilirler. Maddi zarar oluşturması şöyle bir ihtimalde söz konusu olabilir: Sosyal medyaya/internete fotoğrafı yüklersiniz, bu fotoğraf bir anda birçok kişi tarafından tıklanarak popüler olur ve bu durum alışveriş sitesinin iş hacmini olumsuz etkiler ve/veya marka değerine olumsuz yansırsa, bu duruma istinaden size karşı maddi tazminat davası da açabilirler, bu kısma dikkat edin. Böyle bir şey olmadığı sürece ben size karşı dava açılacağını da düşünmüyorum. Kolay gelsin...


Tehdit
MADDE 106. - (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

Şantaj
MADDE 107. - (1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
#446
Merhabalar.

Alıntı yapılan: Görkemkrtln - 11 Ekim 2012, 03:21:16
Bir Vakıf üniversitesinde burslu okumaktayım. 2009 yılında tarafıma haber verilmeksizin burs oranımda düşürülme yapıldı. Ve bunun için 3 adet akademik başarısızlık uyarı mektubu gönderilmesi sonrasında düşürülme yapılacağı söylenirken, hiç uyarı mektubu gönderilmeden yapıldı. Üniversitenin burs yönetmeliği yok. Ana yönetmelikte burs yönergesinin altına her türlü karar ve uygulama rektörlüğe aittir diye yuvarlak bir şey yazılıp kapanmış. Dava söz konusu olduğunda bir hak talep edebilir miyim?

Uyarı mektubu gönderilmesi gerektiğine ilişkin üniversitenin kendisini bağlayan bir uygulaması, yönetmeliği, vs. varsa, elbette bu usulün takip edilmemiş olmasını gerekçe göstererek dava açabilirsiniz. Ancak üniversitenin buna ilişkin bir uygulaması mevcut değilse ve derslerde de başarısızlık gibi bir durum söz konusu ise, sadece "hiç uyarmadan bursu kestiler" iddiasıyla dava açılması sonuç getirmeyecektir diye düşünüyorum. Bence üniversitenize yazılı şekilde müracaat ederek burs verilmesi, azaltılması, durdurulması ve kesilmesiyle ilgili üniversitenin uyguladığı hükümlerin neler olduğuna, buna ilişkin yönetmelik olup olmadığına, varsa, yönetmelikteki hükümlerin neler olduğuna ilişkin soru yöneltin. Verilecek cevaba göre hareket edilmesi en sağlıklı yol olacaktır. Kolay gelsin...
#447
Merhabalar.

Alıntı yapılan: sibeltkbl - 15 Ekim 2012, 03:03:05
cumhuriyet savcılığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar geldi.Kararda geliştirilen tahkikat sonucunda toplanan delil bilgi ve belgelerden soyut idaa dışında süphelinin yüklene suçu işlediğini gösterir, dava açmaya kanıt ve emare bulunmadığı anlaşılmıştır itiraz hakkı bulunduğuna karar verilmiştir diye karar geldi ne yapmalıyım karara nasıl itirazedebilirim.ayrıca telefon numaram alınıp telefonum incelenmedi ayrıca olay anında reşit olan kızım yanımda duydu ve olay sornasında damadım sürekli telefonla olayın ne olduğunu ve neden böyle konuştuğunu sormak için telefonda konuştu 2 gün boyunca sürekli arayıp tehtitler savurdu.

Savcılığın incelemediğini belirttiğiniz telefon kayıtları ve dinlenmeyen tanıklarınızla ilgili detaylı açıklamalar yapıp bu olay sebebiyle eşinizle ayrı yaşamaya başladığınızı ve işin boşanmaya gidecek kadar ciddiyetini koruduğunu, her anlamda mağdur olduğunuzu belirterek CMK.m.173 gereğince (konuyla ilgili 172. maddeyle birlikte maddelerin tam metni aşağıdadır) adliyenin bağlı bulunduğu ağır ceza mahkemesine kararı tebliğ aldığınız tarihten itibaren 15 gün içinde itiraz etme imkanınız mevcut. İtiraz dilekçenizi ağır ceza mahkemesine gönderilmek üzere ilgili savcılığa dosya ve karar numarasını da belirterek sunacaksınız.

Alıntı Yapolaydan sonra eşim adamın bu konuşmalrından dolayı benden boşanmak istiyor ve beni eve almıyor ben 9 yaşında oğlumla müsait olan ailem yakınlarımda kalıyorum.eşim hiç bir ihtiyacımı karşılamıyor ve bana boşanma kararı olmadan bir kuruş vermiyeceğini söylüyor ve bunu uyguluyor lütfen yardım ediniz

Eşinize karşı Medeni Kanun'un 195, 196 ve 197. maddeleri ile 329. maddesine istinaden nafaka davası açabilirsiniz ve aynı Kanun'un 199. maddesi gereğince eşinizin adına kayıtlı malvarlığı üzerine (bu malların başkalarına devrini önlemek için) tedbir konulmasını da talep edebilirsiniz. Nafaka talep etmeniz için boşanma davası açmanız veya boşanmak istemeniz şart değildir. İlgili maddeler aşağıdadır. Allah yardımcınız olsun...


CEZA MUHAKEMESİ KANUNU

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR

Madde 172 - (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.

(2) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.

CUMHURİYET SAVCISININ KARARINA İTİRAZ

Madde 173 - (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi başkanına itiraz edebilir.

(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.

(3) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Başkan, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer sulh ceza hâkimini görevlendirebilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.

(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Başkan istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz.

(6) İtirazın reddedilmesi halinde; Cumhuriyet savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davasını açabilmesi, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan ağır ceza mahkemesi başkanının bu hususta karar vermesine bağlıdır.


TÜRK MEDENİ KANUNU

E. Birliğin korunması
I. Genel olarak
MADDE 195.- Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler.

Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir.

Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.

II. Eşler birlikte yaşarken
MADDE 196.- Eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler.

Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır.

Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir.

III. Birlikte yaşamaya ara verilmesi
MADDE 197.- Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.

Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.

Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.

Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.

V. Tasarruf yetkisinin sınırlanması
MADDE 199.- Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir.
Hâkim bu durumda gerekli önlemleri alır.
Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re'sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine karar verir.

III. Dava hakkı
MADDE 329.- Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.

Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hâllerde nafaka davası, atanacak kayyım veya vasi tarafından da açılabilir.

Ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açabilir.

IV. Nafaka miktarının takdiri
MADDE 330.- Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.

Nafaka her ay peşin olarak ödenir.

Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
#448
Merhabalar.

Alıntı yapılan: ardamurat - 11 Ekim 2012, 13:48:53
sormak istediğim kanunda  malı fazlasından  bi değere satmak diye bişey varmıdır dava açılabilirmi

Var, ancak hukuken "gabin" olarak adlandırılan böyle bir durumun oluşması için değerler arasında uçurum oluşturacak kadar çok büyük bir farklılığın olması gerekiyor. Sizin olay gabine girmez. Dolayısıyla bu sebebe istinaden dava açamazsınız.

Alıntı Yapve benim kalan 5000 dolarlık senedime(şu anda maaşımdan kesiyorlar)zaman aşımına uğrarmı.saygılarımla teşekkür ederim

Bonolarda zamanaşımı süresi üç yıldır. Ancak şu an maaşınızdan kesinti yapıldığından, mevcut haliyle alacağın zamanaşımına uğrayabileceğini beklemek/düşünmek gerçeklerden uzak bir tutum olur. Kolay gelsin...
#449
Merhabalar.

Alıntı yapılan: kubradoruk - 11 Ekim 2012, 15:46:09
yapılan tebligatlarla ilgili bir itirazımız olabilir mi yani bir faydası olur mu.

Zamanaşımı yönünden soruyorsanız, hiçbir faydası olmaz. Böyle bir itiraz en fazla size süre kazandırmış olur.

Alıntı Yaphiç bir şey yapmasak haciz de el koyabilecekleri ne olabilir.. yardımcı olursanız çok sevinirim. şu aşama da ne yapabiliriz.

Varisler olarak sizin adınıza kayıtlı menkul veya gayrimenkul mal varsa (araç, ev, banka hesabında para, vs.), bu mallara haciz işlenmesi mümkündür. Şu aşamada yapabileceğiniz en iyi şey, alacaklı vekiliyle irtibat kurarak olabildiğince yüksek oranda faiz indirimi almanız olur bana kalırsa. Kolay gelsin...
#450
Merhabalar.

Alıntı Yapbu öfkeyle kendisine telefondan mesaj attık namussuz şerefsiz hırsız gibi sözler sarfedildi.daha önce kendisi sözlü olarak bize zaten hakaret etmişti ama biz onlara cevap vermemiştik bu yaptıkları bardağı taşırdı. bu da bunları dava konusu yapmış. bu durumda savunmamız nasıl olmalı.ceza alır mıyız?

Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesine göre üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile yargılanacaksınız. Sorunuzun cevabına sondan başlarsak, elbette ceza alabilirsiniz. Eski tarihte yaşanan bazı hadiselere (geçmişte onun da size hakaret ettiğine, vs.) dayanarak savunma yapılması, daha doğrusu savunmanın bu temel üzerine inşa edilmesi çok doğru olmaz. Bir avukatla anlaşmanızı tavsiye ediyorum. Avukatınızın yönlendirmeleri istikametinde hareket etmeniz en doğru yol olacaktır. Kolay gelsin...
#451
Merhabalar.

Alıntı Yap1) Şüpheliler X, Y ve Z hep birlikte W vurarak onu adli tıp raporuna göre "basit bir tıbbi müdehale ile giderilebilecek ölçüde hafif" olacak şekilde yaraladıkları, şüphelilerin uzlaşma teklifini kabul etmedikleri,

2) Şüpheli W'nun X,Y ve Z vurarak onları adli tıp raporuna göre "basit bir tıbbi müdehale ile giderilebilecek ölçüde hafif" olacak şekilde yaraladıkları, şüphelilerin uzlaşma teklifini kabul etmedikleri,

Anlaşıldığı kadarıyla karşılıklı olarak vuruşmuş ve birbirinizden şikayetçi olmuşsunuz. Size karşı ceza davası açıldığı gibi W'ye karşı da ceza davası açılmış görünüyor.

Alıntı YapHukuki konuda bilgisi olanlar, dava hakkında bir öngörüde bulunabilir mi? Bir avukata başvurmam yada avukat ile anlaşmam gerekiyor mu?

Türk Ceza Kanunu'nun 86. maddesinin ikinci fıkrası gereğince dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile yargılanacaksınız. Şayet hem siz hem de karşı taraf şikayetten vazgeçmeme hususunda kararlıysa, bu durumda mutlaka bir avukatla anlaşmanızı tavsiye ederim. Kolay gelsin...
#452
Merhabalar.

Alıntı YapSözleşmede cezai şart vardı, mahkeme bitti, davayı kazandım. Bu durumda cezai şart olan 5000 TL yede hak kazandım. Ancak sadece 5000 TL mi ödenir yoksa mahkeme başlangıcından itibaren bu cezai şarta faiz işler mi?

Dava dilekçesinde cezai şart bedeline dava tarihinden (veya cezai şartın ödenmesi gereken tarihten) itibaren faiz işletilmesini talep etmişseniz, faiz isteyebilirsiniz, böyle bir talebe karşı borçlunun itiraz hakkı olmayacaktır. Böyle bir talebiniz olmamışsa, ayrı bir icra takibiyle faizden kaynaklanan alacağınızı da isteyebilirsiniz; ancak bu durumda borçlu faiz talebine itiraz ederek takibi durdurabilir. Her iki durumda da karar tarihinden sonrası için faiz talep edebileceğiniz hususunu da hatırlatmak istiyorum. Özetle durum bu şekildedir. Kolay gelsin...
#453
Alıntı YapKiracının ayrıca bir evi olduğunu yeni öğrendim.Fakat ihtar çekmek için kontrat süresinin bitmesini mi beklemeliyim?

Kira sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde tahliye davası açmalısınız. Şayet önden bir ihtarname göndermek isterseniz (ki bu şart değildir), aynı ilde adınıza (veya eşinizin adına) kayıtlı bir mesken bulunduğundan ve bu durum tarafımdan bugün itibariyle öğrenildiğinden, kira sözleşmesinin sona ereceği ............ tarihinde Borçlar Kanunu'nun 352/son maddesi gereğince kira sözleşmesi yenilenmeyerek tarafınıza karşı tahliye davası açılacaktır. Üzücü sonuçlara yol açmamak için taşınmazı kira sözleşmesinin sonunda kendiliğinden tahliye etmenizi, aksi halde açılacak dava sebebiyle oluşacak vekalet ücreti ve yargılama masrafları gibi bedellerin tarafınızdan ayrıca tahsil edilmek zorunda kalınacağını ihtar ederim. şeklinde bir ihtarname gönderebilirsiniz. İhtarnameyi noter kanalıyla göndermenizi tavsiye ederim.

Alıntı YapHem kira düzensiz yatıyor.Hem de Haziran ayında 1.000 TL.olan kirası 1.100 TL.ye yükselmesine rağmen,kiracım Haziran'dan itibaren 1.000 TL.olarak yatırmaya devam ediyor. Bu durumda ne yapabilirim?

Kiracı kira bedelini beş günden fazla geciktiriyorsa (eksik ödediğinde doğal olarak bakiyeyi geciktirmiş olur) doğrudan doğruya kiracıya karşı tahliye talepli icra takibi yapılması en sağlıklı yol olacaktır. Bu takip ihtar yerine de geçer. Otuz gün içinde ödeme olmazsa, doğrudan tahliye davası da açabilirsiniz. Kolay gelsin...
#454


İstanbul Barosu'na Ümit Kocasakal, Ankara Barosu'na ise Metin Feyzioğlu yeniden başkan seçildi.

İstanbul Barosu başkanlık seçiminde, Baro Başkanı Ümit Kocasakal, kullanılan 22 bin 19 oydan 12 bin 836'sını alarak yeniden başkan seçildi.

Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen başkanlık seçiminde, oy kullanılan 73 sandığın tamamı açıldı.

Buna göre, baroya kayıtlı toplam 28 bin 884 avukattan, 22 bin 19'u oy kullandı. Bu oyların 12 bin 836'sını alan mevcut Baro Başkanı Ümit Kocasakal, yeniden başkan seçildi.

Adaylardan Rıza Saka, kullanılan oyların 4 bin 650'sini, Filiz Kerestecioğlu, 3 bin 495'ini ve Muammer Aydın da bin 38'ini aldı.

Seçim sonuçlarının belli olmasının ardından, Kocasakal'ı destekleyen avukatlar, salonda alkışlı kutlama yaptı. ''Baro'da Ümit var'' ve ''Bağımsız Türkiye'' sloganları atan grubun içinde bulunan Kocasakal'ın yanına gelen Hukukun Üstünlüğü Platformu adayı avukat Rıza Saka, Kocasakal'ı tebrik etti.

Bunun üzerine Kocasakal, Saka'ya ''Gelin kucaklaşalım. Bu hareketiniz için size teşekkür ediyorum'' dedi. Saka da, ''Ben de teşekkür ederim. Bize ne görev düşerse yaparız'' dedi.

İstanbul Barosu başkanlık seçimlerinde yeniden başkanlığa seçilen Ümit Kocasakal, "Her iki avukattan bir tanesi, bizim yaptıklarımızı onayladığını, hem hukuka bakışımızı hem de hukuk devletini korumaya yönelik azmimizi, kararlığımızı onayladığını hem de meslekle ilgili bir takım yaptığımız hizmetleri yerinde gördüğünü belirtmiş oldu" dedi.

Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen İstanbul Barosu başkanlık seçimi sonuçlarına ilişkin, AA muhabirine değerlendirme yapan Kocasakal, "En büyük mutluluğum; bu seçimin her zaman olduğu gibi avukatlara, İstanbul Barosu'na yaraşır bir şölen, bir güzellik ve bir olgunluk içerisinde geçmiş olmasıdır. Bu her şeyden önemliydi" diye konuştu.

Bütün adayların kendisini anlattığını söyleyen Kocasakal, "Bizim 2 yıllık bir süremiz vardı. Demek ki her iki avukattan bir tanesi, en azından oran olarak söylüyorum tabi, bizim yaptıklarımızı onayladığını, hem hukuka bakışımızı hem de hukuk devletini korumaya yönelik azmimizi, kararlığımızı onayladığını hem de meslekle ilgili bir takım yaptığımız hizmetleri yerinde gördüğünü belirtmiş oldu. Bunu böyle okumak lazım. Bu bize güç verdi" dedi.

Kocasakal, doğru bildikleri yolda ilerlemeye devam edeceklerini anlatarak, hukuk devletini, hak ve özgürlükleri koruma yönündeki toplumsal ve sosyal sorumluluklarını, Cumhuriyet ve onun temel ilkelerini, tam bağımsızlığı, üniter devleti koruma kararlılıklarını, meslek onurunu, meslek sorunlarını çözme gayretlerini sürdüreceklerini ifade etti.

-"Fazla oy alalım diye her yere mavi boncuk dağıtmadık"

Çıkan sonucu bekleyip beklemedikleri yönündeki soru üzerine Kocasakal, şunları söyledi:

"Bekliyorduk, gerçekten. Biz iktidar meselesi olarak bakmıyoruz. Biz kendimize güvendiğimizi söyledik. Bizim tavrımız, duruşumuz, kimliğimiz çok net, hiç saklamadık. Daha fazla oy alalım diye, her yere mavi boncuk dağıtmadık. Neysek o olarak davrandık. İnsanlar bunu bekliyor ve seviyor. Açık yüreklilikle yapamadıklarımızı da anlattık. Yani tam olarak hesap verdik. Demek ki bu yaptıklarım olumlu görüldü ki bu şekilde bir sonuç ortaya çıktı."

Kocasakal, sonuçları herkesin iyi ve doğru okuması gerektiğine vurgu yaparak, "Demek ki bu ülkede avukatlar arasında, sonuçta avukatlar da toplumun bir aynası, halen Cumhuriyet, tam bağımsızlık, üniter devlet ile ilgili çok büyük duyarlılığı var. Adil yargılanma hakkının herkes için bir hak olduğu yönünde de bir duyarlılık var. Çünkü biliyorsunuz bize 'oraya niye gittiniz', 'buraya niye ilgi gösterdiniz' denildi.

Biz ne dedik. Biz buralara hep hak ve özgürlükleri, adil yargılama hakkını sağlamak için gittik. Demek ki doğru yapmışız. Bu olumlandı diye düşünüyorum. Tabii ki herkes tarafından değil elbette, hala bunu doğru görmeyenler olabilir" diye konuştu. Sonuçların kendilerinin doğru yolda olduğunu gösterdiğini söyleyen Kocasakal, bu yolda aynı kararlılık ve azimle devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Bu arada, Kocasakal, yeni grubu ve kendisini destekleyen avukatlarla birlikte toplu fotoğraf çektirdi.

Seçimleri kazanan Ümit Kocasakal'ın seçim broşürünü incelemek için tıklayınız: http://www.istanbulbarosu.org.tr/secim/3/brosur.pdf

Seçimleri kazanan Ümit Kocasakal'ın yeni yönetim kurulu listesi:



FEYZİOĞLU YENİDEN ANKARA BARO BAŞKANI

Ankara Barosu Başkanlığına, Demokratik Sol Avukatlar Grubu adayı Metin Feyzioğlu yeniden seçildi.

Ankara Barosu'nun 62. Olağan Genel Kurulu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde gerçekleştirildi.

Genel Kurulda, yaklaşık 11 bin üyesi bulunan Ankara Barosu'nun başkanlığına, üyelerin 4 bin 866'sının oyunu alan Demokratik Sol Avukatlar Grubu adayı Metin Feyzioğlu yeniden seçildi. Sabah saatlerinde başlayan oy verme işlemi saat 17.00'de tamamlandı.

Toplam 8 bin 715 adayın oy kullandığı seçimlerde Demokratik Sol Avukatlar Grubu'nun diğer adayı Recai Rahim Görgülü bin 178 , Baro'da Birlik Grubu adayı Avukat İlhan Şevki Masarifoğlu bin 388, Milliyetçi Avukatlar Grubu adayı Alpaslan Sucu 683, Baro'da Değişim Grubu adayı Eyüphan Korkmaz 304, Devrimci Demokrat Avukat Grubu adayı Medeni Ayhan 195, bağımsız aday Bülent Turhan Gündüz 100 ve Necip Özgür Oluklu 1 oy aldı.

Seçim sonuçlarının ardından teşekkür konuşması yapan Feyzioğlu, kendilerine gösterilen güvene layık olmaya çalışacaklarını söyledi. Türkiye'nin çağdaşlaşma sorununa çözüm üreteceklerini belirten Feyzioğlu, ''Ankara Barosu sadece Ankara'daki avukatların değil Türkiye'de milyonlarca insanın umudu olmaya devam edecek. Ankara Barosu'nun başkanı ve yönetim kurulu, herhangi bir grubun başkanı ya da yönetim kurulu olmayacaktır, baroya kayıtlı 11 bin avukatın başkanı ve yönetim kurulu olacaktır'' diye konuştu.

Feyzioğlu, diğer adayların isimlerini de tek tek söyleyerek demokratik ve örnek bir seçim sürecinin yaşanmasından dolayı teşekkür etti.

Yeniden başkanlığa seçilen Feyzioğlu'nun yönetimi şöyle:

''Selma Güleç Uçakhan, Erol Yılmaz Aras, Özgün Şimşek, Hatice Korkmaz, Metin İlkay Çimen, Sema Aksoy, Hilal Akdeniz, Gökhan Candoğan, Orhan Şimşek ve Sami Saygın Yazıcıoğlu.''

DİĞER İLLERDE BARO SEÇİMİNİ KAZANANLAR

Manisa: Zeynel Balkız

Uşak: Baki Kantar

Edirne: Özgür Yıldırım

Yozgat: Hacı İbiş

Balıkesir: Yaşar Meyvacı

Bursa: Ekrem Demiröz

Kayseri: Fevzi Konaç

Bartın: Kamil Altan

http://www.haberturk.com/gundem/haber/785273-istanbul-barosu-baskanini-secti
http://www.posta.com.tr/turkiye/HaberDetay/Kocasakal-yeniden-baskan.htm?ArticleID=144062
#455
Merhabalar.

Alıntı Yap1.Temmuz da yürürlüğe giren yasa ile birlikte kiracıya iki haklı ihtar çeksem kontrat süresinin dolmasını beklemeden tahliyesini sağlayabilir miyim?

6098 Sayılı yeni Borçlar Kanunu'nun aşağıda tam metni yer alan 352. maddesinin ikinci fıkrası sorunuzun cevabını içeriyor. Kolay gelsin...


2. Kiracıdan kaynaklanan sebeplerle

MADDE 352- Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir.

Kiracı, bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde; bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir.

Kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunması durumunda kiraya veren, kira sözleşmesinin kurulması sırasında bunu bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirebilir.
#456
Merhabalar.

Alıntı YapAncak ihtarname çeksek bile boşaltmayacağını, istersek dava açabileceğimizi, mahkemenin birkaç ay sürdüğünü söyleyerek aba altından sopa gösterdi.

Maalesef açılacak bir tahliye davasının birkaç ay sürdüğü gerçektir.

Alıntı YapKiracı ile eski evsahibi arasında kira kontratı yapılmamış. Zaten  kiraları da düzenli ödemiyormuş.

Kiracının ödemediği her ay kirası için (ödeme gününden beş gün geçtikten sonra) kiracıya ihtar gönderin, akabinde ödeme olmazsa, tahliye talepli icra takibi başlatın. Kiracı ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde borcu ödemezse, bu sefer doğrudan tahliye davası açma hakkı elde ederseniz. Aşağıda belirttiğim yolla birlikte mutlaka bu yolu da deneyin, zira bu yol daha hızlı netice verir.

Alıntı YapSöz konusu evde annemiz oturacak.

6098 Sayılı yeni Borçlar Kanunu'nun aşağıda tam metni yer alan 351. maddesine göre annenizin eve ihtiyacı sebebiyle tahliye davası açacağınızı taşınmazı satın aldığınız tarihten itibaren bir aylık süre içinde kiracıya noter aracılığıyla bildirin. Bu bildirimden altı ay sonra tahliye davası açılabilir. Kolay gelsin...


b. Yeni malikin gereksinimi

MADDE 351- Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir.

Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.

2. Kiracıdan kaynaklanan sebeplerle

MADDE 352- Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir.

Kiracı, bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde; bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir.

Kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunması durumunda kiraya veren, kira sözleşmesinin kurulması sırasında bunu bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirebilir.
#457
Merhabalar.

Alıntı Yapöğrenmek istediğim giriş daireler  hidrafor,kalorifer kazan bakımı,tamirindede arsa payına göre hesaplansın istiyor.bunun doğrusu nedir

634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 20. maddesi gereğince (aşağıda maddenin tam metni mevcuttur) bahsettiğiniz masraflar ortak giderlerden karşılanır ve binadaki tüm kat malikleri arsa payı oranında üzerine düşen masrafı karşılamak durumundadır. Dolayısıyla talep haklıdır. Kolay gelsin...


    III- ANAGAYRİMENKULÜN GENEL GİDERLERİNE KATILMA :

    Madde 20 - (Değişik fıkra: 13/04/1983 - 2814/9 md.) Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça:

    a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak;

    b) Anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, (Ek ibare: 14/11/2007-5711 S.K./9.mad.) güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında;

    Katılmakla yükümlüdür.

    c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz.

    (Değişik fıkra: 13/04/1983 - 2814/9 md.) Gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açılabilir, icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık, (Değişik ibare: 14/11/2007-5711 S.K./9.mad.) yüzde beş hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür.

    Birinci fıkradaki giderlere, kat maliklerinden birinin veya onun bağımsız bölümünden herhangi bir suretle faydalanan, kişinin, kusurlu bir hareketi sebep olmuşsa, gidere katılanların yaptıkları ödemeler için o kat malikine veya gidere sebep olanlara rücu hakları vardır.

#458
Merhabalar.

Alıntı Yapbizim bir arazimiz var..akrabalarla 6 hisseli bir arazi..tüm ortaklar satışını istiyor.hatta alıcısı da var..fakat 1 kişi sattırmıyor.senelerden beri engel oluyor...bunun için ne yapılabilir?

En kestirme yolu, ortaklığın giderilmesi (izale-i şüyu) davası açılmasıdır. Aşağıda konuyla ilgili Medeni Kanun'da yer alan hükümler bulunmaktadır. Bu hükümler gereğince davayı hissedarlardan herhangi biri açabilir. Davada aynen taksim, şayet aynen taksim mümkün değilse satış talep edilir. Mahkeme arazinin altı eşit parçaya bölünmesi mümkün değilse veya böyle bir bölünme malın önemli ölçüde değer yitirmesine yol açacaksa, arazinin icra müdürlüğünün (teknik anlamda mahkemenin satış memuru sıfatıyla) yapacağı bir ihale neticesinde satılmasına karar verir. Satıştan elde edilecek bedel de hissedarlara hisseleri oranında paylaştırılır. Kolay gelsin...


    7. PAYLI MÜLKİYETİN SONA ERMESİ
   
    A. PAYLAŞMA İSTEMİ
   
     Madde 698 - Hukuki bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir.
   
    Paylaşmayı isteme hakkı, hukuki bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmi şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir.
   
    Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz.

    B. PAYLAŞMA BİÇİMİ
   
     Madde 699 - Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir.
   
    Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hakim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir.
   
    Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.
#459
Merhabalar. Yargılandığınız maddeler aşağıdadır. Bu suç şikayete tabi değildir. Yani hakkınızda kamu davası açıldığından, şikayetten vazgeçilmiş olması sadece hakimin takdir hakkını olumlu olarak etkilemek gibi sınırlı bir etkiye sahip olacaktır; bunun dışında sulh olmanız ceza almanızı engellemeyecektir.

Alıntı Yapİnternetten sulh sözleşmesi diye bi sözleşme öreği buldum. Burada '' bu sözleşmenin mahkeme kararı haline getirilmesini kabul ettiğimizi beyan ve taahhüt ediyoruz'' diye ibare geçiyor. Bu sözleşmeyi kendi aramızda imzalayıp mahkemeye sunabilirmiyiz veya nasıl bir dilekçe vermeliyim.

Mahkemeye sunacağınız dilekçede sulh olunduğunun ve şikayetten vazgeçildiğinin belirtilmesi yeterli olacaktır. Mağdurun/şikayetçinin duruşmaya katılarak yazılı beyanını tekrarlaması da gerekecektir. Bana soracak olursanız, mutlaka bir avukatla anlaşmanızı ve avukatınızın yönlendirmeleri istikametinde hareket etmenizi tavsiye ederim. Kolay gelsin...


    Madde 86 - (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
   
    (2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
   
    (3) Kasten yaralama suçunun;
   
    a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
   
    b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
   
    c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
   
    d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
   
    e) Silahla,
   
    İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

    Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
   
    Madde 87 - (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
   
    a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
   
    b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
   
    c) Yüzünde sabit ize,
   
    d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
   
    e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

    Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.(1)
   
    (2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
   
    a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
   
    b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
   
    c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
   
    d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
   
    e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
   
    Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.
   
    (3) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/4 md.) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
   
    (4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

    Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
   
    Madde 53 - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
   
    a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
   
    b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan,
   
    c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
   
    d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
   
    e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,
   
    Yoksun bırakılır.

   
    (2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.
   
    (3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.
   
    (4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
   
    (5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.
   
    (6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.
#460
Merhabalar.

Alıntı Yapbi arkadasim icin bilgi almak istiyorum,yardiminiza ihtiyacimiz var;
bundan 10-12 yil once zimmenite para gecirme davasinda kendisi sekreter oldugu icin,polita araya girdigi icin yani davanin gidisatinin kotu anladigini anladigi icin yurt disina yerlesti arkadasim. sonradan ogrendiki suc ustune kaldi 5 yil hapis temyizde ise yaramamis sonra bu hapis cezasi 2,5 yila dusurulmus, 10 yil sonra yurtdisinda yakalandi bu arkadasim 2 cocugu var,hali perisan ... su an mahkemesi olacak kaldigi ulke onu iade edecek ama arkadasim gitmek istemiyo hapis yatacaksam bu ulkede yatim turkiyede yatmam diyo. bu sucun temyiz olmasi mumkunmu yada para cezasina cevrilmesi  yardima ihtiyaci var bilgileriniz bekliyorum

"Temyiz de işe yaramamış" derken kararın temyiz edildiğini mi anlatmak istiyorsunuz? Şayet zamanında temyiz edildiyse, elbette yeniden temyiz edilmesi söz konusu olamayacaktır. Bugüne kadar arkadaşınız tarafından temyiz yoluna başvurulmadıysa, mahkeme kararının arkadaşınıza tebliğ edilip edilmediğine, tebliğ edilmişse, bu tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığına bakmak gerekir. Şayet tebliğ edilmemişse ya da tebligat usulüne uygun değilse, temyiz etme hakkı mevcuttur. Konunun son derece aciliyeti bulunduğundan, bir an evvel bir avukatla anlaşıp meseleyi inceletmenizde fayda var. Şayet dava dosyası İstanbul'da ise, size ben de yardımcı olabilirim. Kolay gelsin...