Siz davacı olmasanızda Kamu davası devam eder duruşmalara cıkmassanız her seferinde ileri bir tarihe atılır yani kısacası cıkmaya calışın duruşmalara davacı olmadığınızı yazılı beyan edin ,savcının olayı biran evel kapatmasını icin sizin yazılı ve sözlü beyanınız cok önemli,hakimde ona göre kararını verip dosyayı kapatacakdır.

Büyük bir ihtimal manevi tazminat talebinde bulunacaklar,MANEVİ TAZMİNAT;MANEVİ DEĞERLERİ HAKSIZ İHLAL EDİLEN KİŞİNİN YAŞADIĞI ACI,ÜZÜNTÜ VE BENZERİ OLUMSUZ DUYGULARIN TATMİN EDİLMESİNE HİZMET EDER.YARGITAYIN BU KONUDA BİR COK İCDİHATI VAR KARŞI TARAFIN ZENGİNLEŞMESİNE DEĞİL DUYGULARINA HİTAP ETMESİ KONUSUNDA AŞIRI BİR ÖDEMEYLE KARŞILAŞIRSANIZ DAVAYI SÜRESİ İCİNDE TEMİZ EDERSİNİZ.KOLAY GELSİN DİYECEĞİM...

Siz cümlenizi tam tamamlıyamamışsınız,yani bu acılan ikinci davada da madur olanmısınız

            Çivril  İlçe İnsan Hakları Kurulu'na, bir baba  velayeti boşandığı eşinde olan 5 yaşındaki çocuğunu icra dairesi aracılığıyla görebildiğini, bu durumun hem maddi hem de çoğunun ve kendisinin psikolojik açıdan çok yıprandığından dolayı müracaat etmiştir. Yapılan inceleme ve araştırmadan sonra Çivril  İlçe İnsan Hakları Kurulu aşağıdaki sonuca ulaşmıştır;


            İlçe İnsan Hakları İhlallerini Araştırma, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu üyeleri olarak ilgili inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılması sonucunda, İcra dairesi aracılığı ile çocuğuyla kişisel ilişki düzenlemesinin, başvurulan yöntemlerle gözetilen amaç arasında makul bir orantılılık ilişkisi olmadığından dolayı;

1.       Bu konunun 4320 sayılı kanunda sayılan, psikolojik ve ekonomik şiddet kapsamında değerlendirilmesi,
2.       Velayet hakkını elinde bulunduran tarafın karşı taraftan intikam almak amacıyla çocukları kullanması sonucunda, çocuk istismarı olduğu,
3.       AİHS 8. madde ve 14. madde ihlalinden dolayı  insan hakkı ihlali olduğu,
kanaatine varılmıştır.

Yasal olan cocuğun babasının babalık hakkıdır,görme hakkıdır.Lütfen boşanmış eşler cocukların ortak meyveleri olduğunu ve aralarındaki sorunları cocukların etkilencek şekilde inatlaşmaya ve cekişmeye ortak etmesinler cocuklarınızı düzenli götürüp getiriyorsa sorun yaratmayın.

Evin üzerindeki hacizi kaldırın,yani kendinize yeterli olan ev haczedilemez mahkemenin atacağı bilirkişi evin değeri sizi barındıracak kadar olduğuna karar verirse mahkeme bu beyana katılır ve evin üzerinden hacizi kaldırır.

bU İŞLEMLER ŞÖYLE OLUYOR BİLDİĞİM KADARIYLA,EN SON KAYDININ OLDUĞU MUHTARLIKDAN VEYAHUT EVİ TUTTUĞU MUHTARDAN ADRES BEYAN KAĞIDI ALIP NUFÜS MÜDÜRLÜĞÜNE GÖTÜRMESİ YETERLİ OLUYOR ,YANİ ADRRES BEYANI DİLEKCESİYLE KAYIT OLUP NUFÜS KAĞIDI CIKARTIYOR ,NETİCEDE MUHTARLIKDAN O BEYAN ALINIYOR.

Babanızın borclarından siz sorulu değilsiniz yani evinize arabanıza herhangi bir icra işlemi uygulanamaz ,Babanızı adresinizde gösterirseniz haliyle o evin bir ferdi olacak ve tebligatlar o adrese cıkartılacak ve faturası olmayan eşyalarınıza haciz işlemi uygulanılır.evinizdeki değerli gümüş altın antika eşyalarınıza haciz işlemi uygulanır ,beyaz eşyalarınızdan ikincisi olana(İKİ TV) den birine icra işlemi uygulanır ,yani kısaca başınız bir hayli ağrır,babanızın gecici bir köhne evi tutması ve nufus müdürlüğüne bu adresi ikamet olarak ibraz etmesinden başka bir caresi yok

Ceza almasanız bile hükmün bozulup bozulmayacağını sormuşsunuz tabiki bozulmaz ,soğuk kanlı olun ve kendinizi en güzel şekilde savunun siyasi parti avukatlarındanda yardım talep edebilirsiniz bu konumda olan vatandaşlara siyasi parti avukatlarıda sahip cıkıyor yılmak yok mücadeleye devam.hayata bir kere geliyoruz ve hic birşey herşeyin sonu değildir hayatla barışık ol ve daima hep ilersini gör öldürürüm falan o kelimeler hic yakışmıyor.

Mahkeme sonucunu bekleyin bilirkişi raporu sizin davayı kazandığınıza hükmetmez ,dava sonucunda sizin lehinize sonuclandıkdan sonra gerekceli kararı alır yeni bir sürec başlatırsınız.

Burdada görülceği üzere asliye hukuk davanızı yetki alanına giren mahkemeye yollamış,size tafsiyem bir hukukcudan destek alın olanağınız yoksa bulunduğunuz ilin barosundan avukat taleb edin.

Ceza hükmü içeren özel veya genel ceza kanunlarındaki, hangi mahkemenin görevine girdiği belirtilmemiş suçlar asliye ceza mahkemelerinde görülür.[3]

1.Haklı ihtarname cekilir 30 günlük süre tanınır 2.haklı ihtarname cekilir kiracı hala kirasını ödemiyorsa noterden aldığınız bu ihtarnameyle icra dairesinde ilamsız icra takibi ve tahliye davası acılır,mahkeme masrafı yaklaşık 170 tl civarında olmasına karşılık mahkeme sonucunda bu parayıda borcludan tahsil yoluna gidilir.(noter masrafları bu mahkeme masraflarından haric bir masraf)

YÖNETMELİK

Millî Eğitim Bakanlığından:

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL-AİLE BİRLİĞİ YÖNETMELİĞİ

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okul ve eğitim kurumlarında okul-aile birliklerinin kuruluş, işleyiş, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; eğitim kampüslerinde yer alan okullar dâhil Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okul ve eğitim kurumlarında okul-aile birliklerinin kuruluşu, işleyişi, birlik organlarının oluşturulması, seçim şekilleri; sosyal ve kültürel etkinlikler ile kampanya ve kurslardan sağlanan maddi katkılar, bağışların kabulü, harcanması ve denetlenmesiyle kantin ve benzeri yerlerin işlettirilmesi veya işletilmesinden sağlanan gelirlerin dağıtım yerleri, oranları, harcanması ve denetlenmesine dair usul ve esasları kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun 16 ncı maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Bakanlık: Millî Eğitim Bakanlığını,

b) Birlik: Eğitim kampüslerinde yer alan okullar dâhil Bakanlığa bağlı okul ve eğitim kurumlarında kurulan okul-aile birliğini,

c) Kantin: Okullardaki büfe, kantin, çay ocağı, yemekhane ve kafeteryaları,

ç) Okul: Bakanlığa bağlı her tür ve derecedeki resmi ve özel örgün ve yaygın öğretim okul/kurumunu,

Ne diyor kanun mirascılar tereke üzerinde hep beraber hak sahibi olur yani tüm mirascıların dökümü mahkemeye verilecekdir sizde mahkemeye belgelerinizi ve mirascılık belgelerinizi mahkeme dosyasına koydurun dört mirascı ben buna dava acdım ben hakkımı alır cekilirim diye bir anlayış yok para paylaşmıyorsunuz kardeşim taşınmaz paylaşıyorsunuz sizsiz olmaz paylaşım.Zaten paylaşım ortaklığın giderme davasıyla oluşacak ve satılan terekelerden size düşen pay vereceğiniz banka hesabınıza gececek.

Mirasçılar arasında Kanundan doğan bir "miras ortaklığı" meydana gelir.
Mirasçılar tereke üzerinde elbirliği halinde hak sahibi olurlar

Yazılı bir belgeyi imzalamadığınız müddetce hukuki bir sorumluluğunuz olamaz

Hukukda ispatlamak asıldır.

YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1993/6294
K. 1993/10993
T. 17.6.1993
• İNKAR EDİLEN İMZANIN BORÇLUYA AİDİYETİNİN İNCELENMESİ
• İSPAT KÜLFETİ ( İnkar Edilen İmzanın Borçluya Aidiyetinin Tesbit Edilememesi )
743/m.6
2004/m.170,62,68
ÖZET : İnkar edilen imzanın borçluya ait olup olmadığının saptanamaması halinde, uyuşmazlığın İcra Tetkik Mercii`nde çözümlenmesi mümkün değildir. Bu durumda, borçluya menfi tespit davası açma külfeti yükletilemeyeceğinden, alacaklı hukuki ilişkinin varlığını, genel hükümlere göre açacağı davada ispatlanmak zorundadır.

DAVA: Merci kararının onanmasını mutazammın 2.2.1993 tarih 11408-1773 sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya, mahallinden Daireye 11.5.1993 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Borçlu; yasal süre içinde mercie verdiği itiraz dilekçesinde, takip dayanağı bonodaki keşideci imzasının murisi A.`ye ait olmadığını ileri sürmüştür. Adli Tıp Kurulu`ndan alınan raporda, takip konusu senetteki imza ile mukayese imzaların grafolojik muhteva içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay iki bukleden ibaret oldukları cihetle, ... senetteki imzaların A.`nin eli ürünü oldukları-olmadıkları yönünden bir sonuca gidilmeye olanak bulunmadığı bildirilmiş, mercice, davacı imzanın A.`ye ait olmadığını kanıtlayamadığından bahisle itirazın reddine karar verilmiştir.

İİK.`nun 170/3. maddesi uyarınca, İcra Tetkik Mercii; 62 ila 68/a maddelerine göre yapacağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne, inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa itirazın reddine karar verir. Somut olayda olduğu gibi, inkar edilen imzanın borçluya ait olup olmadığının saptanamaması halinde, uyuşmazlığın dar yetkili mercide çözümlenmesi mümkün değildir. Bu durumda, borçluya menfi tesbit davası açma külfeti de yüklenilemez.

MK.`nun 6. maddesi hükmüne göre, taraflardan herbiri iddiasını ispata mecburdur. Borçlu; senetteki imzayı inkar ettiğinden, davadaki sıfatına bakılmaksızın hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıya düşer. Alacaklı, genel hükümlere göre açacağı davada, alacağının varlığını diğer delillerle kanıtlamak zorundadır. Açıklanan şu duruma göre, itirazın kabulü gerekir. Merci kararı bu gerekçe ile bozulacağı yerde onandığından, karar düzeltme isteminin kabulü ile merci kararının bozulması uygun görülmüştür.

SONUÇ: Borçlu vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne, dairemizin 2.02.1993 tarih ve 11408-1773 karar sayılı kararının kaldırılmasına, merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK.`nun 366. ve HUMK.`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 17.6.1993 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

Babanız evlilik sonrası edindiği mallardan üvey anneniz mal rejimidolasıyla malların önce yarısına daha sonra terekenin 1/4 sahip olur babanız evlilik öncesi daireleri aldıysa 1/4 hissedar olur.