Haberler:

Hukuk Forumumuza Hoşgeldiniz

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - Avukat

#661
Merhabalar.

Alıntı YapDükkanın sadece temizlik işlerinin yapılabilmesi için temizlik şirketi 3 ile 5 Bin TL civarı fiyat veriyor.Ayrıca ticari ürünlerdeki hasardan dolayı 10 bin lira civarı hasar mevcuttur. Polise şikayette bulunduk fakat karşı tarafın nüfüsundan ötürü hasar tespiti için gelen polis memuruda hiç bir şeyi tutanağa geçirmeye yanaşmıyor. Şu anda o dükkanın temizliğini yaptırıp hasarını giderecek maddi imkana sahip değiliz ve içerideki toz yoğunluğundan ötürü 1 saat bile içeride durulamıyor.Bu yüzden zararımız her geçen gün artıyor.Bu konuda dükkanın çalışmadığı  her geçen gün oluşan ticari zararı ve zarar gören ürünlerin gerçekten tespitinin yapılıp değer kaybını ortaya koyabilecek bir kurum yada mekanizma varmı? ve bu hususlarda dolayı tazminat alabilecekmiyiz ?

Zararınızı tam olarak tespit edememeniz anlattığınız olay çerçevesinde son derece doğal. Bu durumda Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesine göre belirsiz alacak davası açılabileceği gibi önce tespit davası açılıp zarar miktarı tam olarak belirlendikten sonra tazminat davası açma yoluna da gidilebilir. Aşağıda ilgili kanun maddesi bulunmaktadır. Kolay gelsin...



Belirsiz alacak ve tespit davası

MADDE 107– (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.

(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.
#662
Merhabalar.

Alıntı Yap6 gün oldu ben halen e devlette bir giriş göremiyorum dava ile alakalı neden acaba

Acele ediyorsunuz. Evrakların postalandıktan sonra gideceği ile PTT kanalıyla varması on-onbeş gün kadar sürebilir. Tevziden geçerek kayda girmesi derken siz bir ayı gözden çıkarın. Bir ay kadar sonra muhtemelen e-devletten görmeniz mümkün olacaktır. Kolay gelsin...
#663
Merhabalar.

Alıntı YapBen Bulgaristan Varna Teknik Üniversitesi Bilgisyar Müh. 2011 mezunuyum,üniversiteye kayıt olurken denkliği vardı üniversitenin,hatta o sene ve sonraki sene  ÖSS siz gitmiş olup mezun olanlardan denkliği alanları biliyorum,fakat daha sonraları denkliği kaldırdılar ve şimdi denklik vermiyorlar,hukuki açıdan dava açarsam kazanılma olasılığı nedir

YÖK mezun olduğunuz üniversiteye zamanında denklik tanımamış olsaydı, siz de doğal olarak o üniversiteyi tercih etmeyecektiniz. Dolayısıyla yapmış olduğunuz bu tercih, sizin için kazanılmış bir hakkın doğmasına yol açmıştır (aslında mesele bu yönüyle biraz tartışmalıdır ancak detaylara girmeye gerek yok). Benzer bir meselede Danıştay, sonradan denkliği YÖK tarafından kaldırılan bir üniversiteden mezun olan kişinin yapmış olduğu denklik müracaatının YÖK tarafından reddedilmesini hukuka aykırı kabul etmiştir. Siz YÖK'e denklik için müracaat etmiş miydiniz? Şayet bu yönde yaptığınız müracaatı YÖK reddetmişse, bu karara karşı doğrudan dava açma yoluna gidebilirsiniz. Henüz müracaat etmediyseniz, öncelikle müracaat etmeniz gerekecektir. Açılacak dava kuvvetle muhtemel lehinize neticelenecektir.

Alıntı Yapbu konu ile bilgili bir avukat varsa iletişim bilgilerini yazarsanız sevinirim

Hangi ilde ikamet ettiğinizi yazmamışsınız?
#664
Merhabalar.

Alıntı Yapben borçlarımı 2011 yılı başından beri ödemiyorum ve haliyle işyerine maaş haczi yazısı geldi ve 4/1 kısmı kesiliyor ama bu kesinti banka değil şahıs senet borcu diğer 4 bankada haciz için sıraya girdiler senet borcum benim şuanki kesilene göre 5 6 yıl sürüyor bu süre sonunda diğer sıradaki borçlar zaman aşımı süresine girermi veya mesela 1. sıradaki borç 10 senede bitiyor ikinci sıradaki alacaklı bu süre sonunda zaman aşımınamı girer yoksa 1. sıra borcu bitince kesintiye başlarmı bu zaman aşımı süresi icra işlemindenmi veya borcun hangi evresinde başlar

Meselenin bir kısım incelikleri ve farklı hususları vardır, ancak kaba hatlarıyla söylemek gerekirse, icra dosyasından son yapılan işlemin üzerinden on yıl geçtikten sonra zamanaşımı oluşur diyebiliriz. Dolayısıyla haciz için sıraya girilmiş olması zamanaşımı süresinin işlemesine engel olmaz; zamanaşımı süresi, her yapılan icrai işlemden sonra yeniden işlemeye başlar. Ancak maaşınıza konulmuş olan haciz zamanaşımı süresi dolmadığı sürece geçerliliğini korur; aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, sıranın geldiği dosyaya maaş kesintilerinden elde edilen tutarlar gönderilir. Durum özetle bu şekildedir. Kolay gelsin...
#665
Merhabalar.

Alıntı Yapher ne hikmetse hakimler tarafından duruşmam ertelenmektedir sürekli şuan 5 ay sonrasına tekradan gün verildi rapor geldi ve her iki tarafa tebliği edildiği halde ve karşı taraf toplam 7 duruşmanın hiçbirine gelmedi ve yazılı bir evrak göndermediği halde duruşma hakimi tarafından  tainim çıktığını ve başka şehre gideceğimden kara vermesini talep etiğim halde istersen davandan vazgeç ne yaprsan yap gibi kelimeler sarf edildi sizce ne yapmalıyım şikayet etsem hakimi sonuç ne olur tainim çıktığı için mobilyaları ne yapacam

Sebepsiz yere karar verilmiyor dediğinize göre sonuncu rapor geldikten sonra hakim raporu karşı tarafa tebliğe çıkartmış, tebligat parçası dosyaya dönmüş ve karşı taraftan bu rapora bir itiraz da gelmemiş olmalı. Bazen dosya tam karar aşamasına geldiğinde hakim değişikliği yaşanır, yeni gelen hakim de dosyaya vakıf olmadığından gereksiz yere en az bir duruşma geçer. Şayet böyle bir durum yoksa, bir hakimin yok yere dosyayı sürüncemede bırakacağını hiç mi hiç zannetmem; muhakkak olayda bir yanlış anlaşılma vardır diye düşünürüm. Anladığım kadarıyla bir avukatınız yok. Mahkemenin son iki celse ara kararlarında ("Gereği Düşünüldü" ibaresini simgeleyen G.D. bölümünden sonra gelen kısım) ne yazıyor? Bunu belirtirseniz daha net bir kanaat belirtebilirim. Kolay gelsin...
#666
Merhabalar.

Alıntı Yap1-Ben kardeşin gönderdiği miktarı bankadan çekersem kabul etmiş sayılırmıyım?

Banka hesabınıza eksik gönderilen nafaka bedelini banka hesabından çekmiş olmanız, kalan kısımla ilgili haklarınızı etkilemez; bakiye bedelle ilgili yasal işlemlere başlayabilirsiniz.

Alıntı Yap2-Eski eşim eksik ödeme yaparsa bankadan çekmeli miyim ve dava açma hakkım ne zaman doğar?

Bankadan çekebilirsiniz, bakiye kısımla ilgili haklarınız saklıdır.

Alıntı Yap3-Eski eşim nafaka ödememek için işten ayrıldı ve arabasını satışa çıkardı dava açarsam arabasına haciz koydurabilir miyim yada satışını engelleyebilir miyim?

Arabanın satışını engelleyemezsiniz, ancak icra takibi yaparsanız ve bu takip kesinleşinceye/arabaya icra dosyasından haciz konuluncaya kadar araç eski eşinizin adına kayıtlı olmaya devam ederse, elbette aracın kaydına haciz işletmeniz mümkün olur.

Alıntı Yap4-Kızım %82 ağır özürlü ve eğitim masrafları gün geçtikçe artıyor ben onunla ilgilenebilmek adına çalışamıyorum (babam kredi çeke çeke birşeyler yapmaya uğraşıyor)eski eşime nafaka arttırım davası açacağımı belirttim oda nafaka düşürme davası açar ben kazanırım diyor.Tabiki bu mesele hakimin takdirinde ama yorum yazabilirseniz sevinirim.

Öncelikle Allah yardımcınız olsun. Anladığım kadarıyla boşanma kararı yeni. Şartlar çok değişmeden nafaka tutarının değişme ihtimali fazla olmaz. Öte yandan eşinizin işten ayrılmış olması da nafaka bedelinin yükseltilmesinin önünde engel oluşturabilir, hakimin kanaatini olumsuz etkileyebilir. Kolay gelsin...
#667
Merhabalar.

Alıntı YapAvukatımın dediğine göre, 4 ay boşta geçen zaman için para alacakmışım.

İşbu forumda prensip itibariyle avukatı olan vatandaşların hukuki ihtilaflarıyla ilgili herhangi bir yorum yapılmamaktadır. Sorularınızın cevabını avukatınızdan öğrenebilirsiniz. Kolay gelsin...
#668
Merhabalar. Faiz ilk açılan dava tarihi itibariyle işlemeye başlar (elbette dava dilekçesinde somut ihtilafın özelliklerine ve muacceliyet/temerrüt tarihlerine göre faiz talebinin dava tarihinden daha önceki bir tarihten itibaren başlatılmasının talep edilmesi de mümkündür). Kolay gelsin...
#669
METİN ARSLAN - ZAMAN

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Fatih Hakimi Ayla Kaya'yı, çarşafını çıkarmadığı için mahkeme salonundan çıkardığı kadınla girdiği tartışmada "Terbiyesiz, ahlaksız, ukala'' sözleri nedeniyle hakaretten suçlu buldu. Kurul, Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nin Kaya'nın hakaret suçundan beraatine ilişkin kararını oy çokluğuyla bozarak, dosyayı yeniden karar verilmek üzere daireye gönderdi.

İstanbul Adalet Komisyonu'nun hazırladığı fezlekeye göre mahkemedeki olay şöyle gelişti: Naciye Sönmez, 21 Mayıs 2009 tarihinde davacı sıfatıyla Fatih 1. İcra Ceza Mahkemesi'nde davasını takip ediyordu. Üzerinde çarşafı olduğu halde duruşma salonuna girdi. Hâkim Ayla Kaya, kimlik tespiti için yüzünü açmasını istedi. Sönmez ise peçesini yüzünün görünebileceği kadar çenesinin altına indirdi. Ancak yargıç, salondaki erkekleri dışarı çıkararak Sönmez'in başını tamamen açmasını istedi. Kaya, başını açmayan kadına, "Atatürk ilke ve kanunlarına göre seni böyle kabul edemem, yargılama başlayamaz." dedi. Sönmez de, "Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında böyle bir şey yok. Düşüncenizi uygulayabilmek için Atatürk'ün arkasına sığınmayın, Atatürk'ün hanımı çarşaflı idi, sizin gibi yapmıyordu. Başımda başka örtü yok. Sadece bonem var, çıkartamam, inancım gereği örtünüyorum, bana neden zulmediyorsunuz, ikimiz de öleceğiz, Allah'ın huzuruna çıkacağız." dedi. Hâkim de bu sözlere "Senin Allah'ın burada olmaz. Onun kanunları burada geçmez." cevabını vererek, duruşmayı başka bir güne erteledi. Sönmez de mahkeme salonunun kapısını açıp, "Uğradığım haksızlığa ve bu rezalete herkes şahit olsun." dedi. Hakim de kadının arkasından, "Burada ne rezalet var, terbiyesiz, ahlaksız, ukala çık git." diyerek bağırdı.

Naciye Sönmez'in şikâyeti üzerine Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 2010 yılı Ekim ayında tanıkları dinledi ve son soruşturmanın açılmasına karar verdi. Mahkeme, hakim Ayla Kaya'nın hakaret suçundan yargılanması için dosyayı ilk derece mahkemesi olarak Yargıtay'a gönderdi. Davaya Yargıtay 2. Ceza Dairesi baktı. Burada savunma yapan Hakim Kaya, asıl hakarete uğrayanın kendisi olduğunu belirtti. Daire, hâkimin hakaret ettiği yönünde vicdani kanaatin oluşmadığı gerekçesiyle, Ayla Kaya'nın beraatine karar verdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, beraat kararına itiraz etti. Başsavcılık, hakimin "Terbiyesiz, ahlaksız, ukala, çık git." şeklinde sözler sarf ederek, Sönmez'in onur, şeref ve haysiyetini rencide ederek, hakaret suçunu işlediğini öne sürdü. Başsavcılığın, itirazı üzerine dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na taşındı.

Dün yaptığı toplantıda, hâkimin hakaret ettiğine ilişkin delillerin sabit olduğunu tespit eden genel kurul, beraat kararını bozdu ve dosyayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 2. Ceza Dairesi'ne gönderdi. Hâkim Kaya, hakaret suçundan 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1309807&title=hâkim-carsafiyla-durusmaya-giren-kadina-hakaretten-yargilanacak
#670
Merhabalar. Öncelikle başınız sağolsun. Bana sorarsanız, kredi kartı hesabındaki tüm borcu ödeyin ve hesabı kapatın; aksi halde bankanın hukuki ve cezai girişimlerine muhatap olursunuz. Kolay gelsin...
#671
Merhabalar.

Alıntı YapHer katta 2 daire bulunmakta. Benim üzerimdeki ve karşı daire üzerindeki çatı arası bana ait.
karşı daire çatı arası bana ait diyebilirmi.

Binanın ilçe belediye başkanlığında bulunan dosyasına bakmanız ve buradaki özellikle bina projesini incelemeniz gerekiyor. Fiili durumlar hukuken önemli değildir; önemli olan, binanın projesinde ne şekilde göründüğüdür. Şayet bina projesi halihazırdaki kullanımı destekliyorsa, hukuken hiçbir sorun yok demektir. Ancak projeye göre diğer katın üstü ortak alan yahut karşı daireye ait olarak görünüyorsa, bu durumda sizin bu kısımdaki kullanımınızı önlemek ve çatı arasını projeye uygun hale getirmek için yasal yollara müracaat edilmesi hukuken mümkündür. Kolay gelsin...
#672
Merhabalar. Bir musibet bin nasihattan evladır derler. Sizde de öyle olmuş. Bu olay vesilesiyle bundan sonraki hayatınızı Mevlana Hazretleriyle özdeşleşen bir kente ve bir Müslümana yakışır bir tarzda yaşayabilmenizi temenni ederek söze başlamak istiyorum.

Alıntı YapArkadaşım olan şahıs ise bunu fotoğrafa alıyor ve bana gönderiyor. Herhangi bir istek veya herhangi birşey yok. Bende bu fotoğrafları kabul ederek kendi bilgisayarıma aktarıyorum. Fotoğrafları attıktan 3 ay sonra diğer bir arkadaşım yani 2. şahıs bana kızı soruyor ve karşılık olarak bende bu fotoğrafları o arkadaşıma yolluyorum. 2. şahıs fotoğrafları taşınabilir diskine kopyalayıp okula götürüyor. Okulda arama oluyor ve rehber hocası polise haber veriyor.

Mahkeme kağıdında adım TANIK olarak geçiyor ve diğer 1. şahıs yani fotoğrafları çeken ve fotoğrafların üzerinde kendisininde bulunduğu bariz olan arkadaşım suça sürüklenen çocuk olarak geçiyor.

Benim sormak istediğim nasıl bir savunma yapmalıyım? Mahkemeye giderken annenin veya babanın gelmesine gerek yok dediler fakat nasıl bir yol izlemeliyim? Ben olayda sadece tanığım fakat herhangi bir ceza alır mıyım?

Öncelikle sanık değil de tanık olduğunuzdan emin olun. İddianameyi okudunuz mu? Okumadıysanız, acilen başından sonuna kadar okuyun. Şayet görüntüleri verdiğiniz arkadaşınız bu görüntüleri sizden aldığını veya görüntüleri ilk çeken arkadaşınız ilk olarak bu görüntüleri size verdiğini belirtmişse, bu durum sizin için de sıkıntı oluşturur. Sizin hakkınızda dava açılmadıysa, muhtemelen arkadaşlarınız sizi olayın dışında tutmuştur. Arkadaşlarınızın verdiği ifadeleri de mutlaka okumalısınız. Sonuç olarak davada tanık olarak ifade vereceğiniz kesinse yani sanık değilseniz, bu dava neticesinde ceza alma ihtimaliniz de yok demektir (tabi bu durum yeni ortaya çıkacak deliller ışığında daha sonradan sizin de hakkınızda soruşturma yapılmasını ve dava açılmasını engellemez). Tüm bu durumun net bir şekilde tespiti için de muhakkak dava dosyasının incelenmesi gerekir. Dosya incelendikten ve olayın karanlık tarafları ortaya çıkartıldıktan sonra nasıl bir yol izlemeniz gerektiği üzerinde ancak o zaman fikir beyan edilebilir. Arkadaşlarınız Türk Ceza Kanunu'nun 103. maddesine göre yargılanacak, 31. maddeye göre de cezalarda yaşla ilgili indirimler yapılacaktır. Maddelerin metni aşağıdadır. Kolay gelsin...



Çocukların cinsel istismarı

MADDE 103. - (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;

a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,

Anlaşılır.

(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.

(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

Yaş küçüklüğü

MADDE 31. - (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiili algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan oniki yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde yedi yıldan dokuz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte ikisi indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası altı yıldan fazla olamaz.

(3) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde ondört yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası sekiz yıldan fazla olamaz. 
#673
Alıntı YapAllah dan babam evin ve malların kendine ait olduğunu haciz tutanağına yazdırmış

Bu beyan haciz tutanağına geçirildiyse sorun yok; ayrıca istihkak iddiasında bulunmanız gerekmez. Linkteki kanun maddelerini dikkatle okuyun. Bundan sonraki süreç hakkında kanunda yeterli açıklama mevcut. Kolay gelsin...
#674
Alıntı YapKameranın içinde çocuklarımıza ve sevdiklerimize ait birçok video ve fotoğraf vardı. Ceza verilirken bu bilgilerde değerlendirmeye alınır mı?

Şikayetçi sayısının çokluğu, suça konu eşyaların sayısı ve değeri ve bahsettiğiniz türden özel durumlar, cezanın alt sınırı ile üst sınırı arasında hüküm kuracak olan hakimlerin takdir hakkını şüphesiz etkileyecektir...
#675
Merhabalar.

Alıntı YapÖncelikle abim görme kaybından dolayı çalışmıyor ve hiç bir geliri yok,, eşinin ise öğretmen olduğu için sabit bir geliri var karar normalmidir.

Ağabeyiniz aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedildiğine göre, mahkeme, boşanmaya yol açan olaylarda ağabeyinizi kusurlu olarak kabul etmiş. Belirlenen maddi ve manevi tazminat tutarı anormal değil. Burada önemli olan boşanmaya yol açan hadiselerin gerçekten yaşanıp yaşanmadığı, şayet yaşanmışsa, olayların niteliği itibariyle kişiyi ne kadar derinden sarsabileceği/üzebileceği ve bu olaylarda gerçekten de ağabeyinizin bir kusurunun olup olmadığı. Ağabeyiniz kararı temyiz etmiş miydi? Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (=mahkeme kararları) kesinleşmeden icra edilemez (bu kararlara istinaden kesinleşmeden icra takibi yapılamaz). Kural olarak boşanma ilamı ile birlikte hükmedilen maddi ve manevi tazminat, boşanma kararının eklentisi olması sebebiyle boşanma ilamı kesinleşmeden icraya verilemez. Ancak boşanma yönünden kesinleşen karardaki maddi ve manevi tazminat alacakları için kesinleşme koşulu aranmaksızın icra takibi yapılabilir. Yani ağabeyiniz mahkemenin vermiş olduğu kararı boşanma yönünden değil de tazminat ve nafaka yönünden temyiz ettiyse, karar boşanma yönünden kesinleşir; ancak bu durumda boşanmaya bağlı olarak hükmedilen tazminat alacakları kesinleşmemiş olsa bile tazminata ilişkin alacaklar için karar kesinleşmeden de icra takibi yapılabilir. Konuyla ilgili Yargıtay kararları bu yöndedir.

Alıntı Yapayrıca 11000 tl tedbir nafakasına hükmetti.

Tedbir nafakası olarak bugüne dek birikmiş tutarı yazdınız galiba (11.000,00 TL). Aylık nafaka tutarının ne kadar olduğunu yazmamışsınız. Normalde asgari ücretin üstünde gelir getiren bir işte çalışan eş lehine nafakaya hükmedilmez. Ancak mahkeme bir takım özel sebepleri dikkate alarak bu yönde karar vermiş olabillir. Mahkemenin gerekçeli kararını dikkatle incelerseniz, mahkemenin niçin tazminata ve nafakaya hükmettiğini anlayabilirsiniz.

Alıntı YapDiğer sorum ise abim geliri olmadığı için bu bedelleri ödeyemedi. Eşi ile birlikte oturduğu evde ikamet etmeye devam etmesine rağmen karşı taraf art niyetli bir şekilde babamın evini  birinci adres olarak göstermiş ve iki adrese de haciz göndermiştir. Abimin ikametgahı kendi adresinde olmasına ve orada yaşamasına rağmen babamın evine nasıl haciz geliyor bununla ilgili ne yapabiliriz.

Anladığım kadarıyla iki adrese de icra dosyasından ödeme emri gönderilmiş. Normalde babanız, kendi evine gelen bu ödeme emrini icra dosyasına bu adresin oğluyla bir ilgisinin bulunmadığına dair bir üst yazının ekinde iade etmeliydi. Böyle bir iadenin yaşanmaması, eve hacze gelinmesini de tetiklemiştir denebilir. Hoş, böyle bir olay hiç yaşanmasaydı da alacaklının talebi üzerine babanızın evine yine hacze gelinebilirdi; burada önemli olan şey, hacze gidilen adreste borçluya ait eşya bulunup bulunmamasıdır. Şayet babanızın evinde bir kısım eşyalara haciz uygulandıysa ve haciz esnasında bu malların ağabeyinize ait olmadığı belirtilmedi ve haciz tutanağına bu yöndeki beyanlar geçirilmediyse, haczin öğrenildiği tarihten itibaren işleyecek yedi günlük hak düşürücü süre içinde haczi gerçekleştiren icra dairesinin bulunduğu adliyeye giderek icra mahkemesinde istihkak davası açmanız gerekecektir. İstihkak iddiasıyla ilgili detaylar için aşağıdaki linke tıklayınız:
http://www.vekil.net/forum/soru-cevap-ve-yardimlasma-bolumu/isyerinin-eski-sahibinin-borcundan-dolayi-icra/

Zor bir durum, Allah yardımcınız olsun...
#676
Alıntı Yapİşçi sendikalı fakat işçi bilemez ki ne kadar net maaşı alacağını ,peki bu durumda sendikayıda mahkemeye verebilir mi bu işçi çünkü sendika işçinin hakkını koruyamamış
Yusuf bey sonuçta durumu tamamen anladınız
İşçi bu durumda zamanaşımından önceki alacakları için sendikaya mı dava açmalı? çünkü sendika yüzünden zamanında talep edemedi hatta milli eğitime gönderilmese işçi hiç farkında olmayacaktı?
Sendikaya nasıl bir dava açılmalı?
Belediye ye nasıl bir dava açılmalı?

Bu konuyla ilgili olarak detaylı araştırma/inceleme yapılması gerekir. Yüzeysel bir değerlendirme yapmak yanlış olur. Ben konuyla ilgili ilk kanaatimi yukarıda açıklamıştım. Bunun ötesine detaylı inceleme neticesinde geçilebilir, ki bu da takdir edersinizki işbu sitenin kuruluş ve işleyiş amacını fazlasıyla aşar. Kolay gelsin...



Önemli not: Çok kısıtlı ve yanıltıcı olabilecek açıklamalara istinaden yapılan yukarıdaki değerlendirmeler, bu bölümde yer alan konu/soru hakkında kişileri en temel düzeyde bilgilendirme amacına matuftur. Bu tür konular her yönden ayrıntılı bir inceleme/araştırma yapılmasını gerektirir ve bu da ancak profesyonel yardım ile mümkün olabilir. Bu sebeple haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz ve herhangi bir hak kaybına maruz kalmamanız için bir avukatla anlaşmanızı ve avukatınızın yönlendirmeleri istikametinde hareket etmenizi tavsiye ediyorum.
#677
Merhabalar. Öncelikle geçmiş olsun diyorum.

Alıntı YapBenim gibi birçok kişiden fotoğraf makinesi cep telefonu gibi eşya ve paraları da değişik bahanelerle ödünç alarak  iki çocuğuyla beraber kaçırmış.

Alıntı YapBu şekilde dolandırılan kişilerle birlikte hareket etmek mi daha doğru olur? Bu şahıs ceza alır mı? Ceza alması için ne yapmam ve nereye başvurmam gerekir ?

Birlikte hareket etmenizi tavsiye ediyorum. Size en yakın adliyeye birlikte giderek savcılığa suç duyurusunda bulunun. Savcılığın yapacağı soruşturma ve açılacak kamu davası neticesinde bu şahıs elbette ceza alacaktır. Savcı muhtemelen davayı Türk Ceza Kanunu'nun 155/1. maddesine istinaden açacaktır. Madde metni aşağıdadır. Kolay gelsin...



Güveni kötüye kullanma

MADDE 155. - (1) Başkasına ait olup da, belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
#678


Amerikan Adaleti tarihi bir karara imza attı. 4 yaşındaki kızına cinsel tacizde bulunurken yakaladığı adamı döverek öldüren baba ceza almadı.

Olayın yaşandığı Shiner şehrinin halkı tarafından büyük destek gören babayı, büyük jüri de suçlu bulmadı.

Adı açıklanmayan 23 yaşındaki baba, kendi çiftliğinde yaşanan taciz olayına kızının çığlıkları üzerine şahit olması üzerine, geçtiğimiz hafta ABD'de büyük yankı uyandıran ve geniş çapta tartışmalara yol açan olayın mağduru 4 yaşındaki kız çocuğunu korumak için  47 yaşındaki tacizci Jesus Mora Flores'i döverek öldürmüştü. Shiner halkı bu kişiye "her babanın yapması gerekeni yaptığı" gerekçesiyle büyük destek verirken, büyük jüri de kanıtlar ve tanıkların açıklamaları doğrultusunda babanın haklı olduğunu kararlaştırdı.  Shiner halkının "Öldürülen kişi hakettiğini buldu" diyerek olayın yaşandığı andan itibaren desteklediği 23 yaşındaki Teksaslı babayı, Lavaca bölge şerifi Micah Harmon da, "O esnada kızını korumak için kendince yapılması gerekeni yaptı, tek yaptığı şey kızını korumaktı" diyerek savundu.

Kaynak: ANKA
http://www.haber7.com/dunya/haber/893634-kizinin-tacizcisini-oldurdu-ceza-almadi
#679



Uzun yıllardır tartışılan Taksim'e cami projesinde önemli gelişme oldu. İstanbul 1.inci İdare Mahkemesi, Şehir Plancıları Odası'nın açtığı iptal davasını reddetti.

Bülent Şanlıkan'ın haberi

Kararda 'Bölgenin Müslüman nüfus yapısı değişti. 100 yıldır cami yapılmadı, ihtiyaç aşikar' denildi     

Taksim'e cami projesinde önemli gelişme yaşandı. İstanbul 1'inci İdare Mahkemesi, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi'nin, projenin meydanın tarihsel kimliğine zarar vereceği iddiasıyla açtığı iptal davasını reddetti. Mahkeme, kararında camiye vize gerekçelerini şöyle sıraladı.

- Taksim cami alanının öngörülen alan büyüklüğü ve parselin konumu büyük ölçekli bir mimari boyuta ulaşmıyor.

- Cami yapılması öngörülen yerde bir mescit yer alıyor. Tuvalet ile iç içe ve teneke minareli oluşu nedeniyle görsel olumsuzluk oluşturuyor.

- Tüm önyargılardan uzak tarafsız bir gözlemle bilimsel veriler olarak proje kamu yararı açısından olumsuzluk oluşturmuyor.

- Müslüman nüfus yapısı Cumhuriyet döneminde önemli şekilde değişen ve yaklaşık 100 yıldır herhangi bir cami inşaa edilmediği gibi Taksim Kışlası içinde bulunan cami de yıkıldı.

- Bölgede cami sayısı yetersiz, Cuma günleri cadde ve sokaklarda ibadet ediliyor. Yörede cami ihtiyacı aşikar.

- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, yakın çevresindeki geleneksel mimari ve kentsel doku göz önünde bulundurularak hazırlandığını ve caminin meydandan bağımsız düşünülmesi gerektiğini ifade ediyor.

- Büyükşehir Belediyesi mahkemede verdiği savunmasında, 'Dava konusu imar planı bölgede yaşayan halkın ve sivil toplum örgütlerinin yazılı ve görsel görüşleri alınarak, bilimsel-teknik ve hukuki alt yapısı ile birlikte meri koruma ve imar mevzuatına, planlama teknikleriyle kamu yararına uygundur' demişti.

- Kültür ve Turizm Bakanlığı 'su maksemine zarar vermemek, civardaki mezbeleliği kaldırmak şartıyla sakınca yok' demiştir. 

- Tesis olunan işlem hukuka uygundur.

Öte yandan Davaya müdahil olarak katılan Taksim Cami Kültür ve Sanat Vakfı, 'Yapılacak Taksim Camii sadece bir ibadet mekanı değil, bir buluşma odağı olarak algılanması gerekiyor' diyor.

Mimar Alp projeyi hazırlamıştı

Taksim Camii Kültür ve Sanat Vakfı Mimar Ahmet Vefik Alp'e 'Taksim Cumhuriyet Camii ve Dinler Tarihi Müzesi Projesi' hazırlatmış ve bu proje Uluslararası Mimarlar Birliği Ödülü' almıştı.

http://www.aksam.com.tr/taksim-degisti-cami-sart--122339h.html
#680


Rize'de bir cep telefonu tamircisi, tartıştığı müşterisine ''lan' diye hitap ettiği için bin 740 lira cezaya çarptırıldı.

Kent merkezinde yaklaşık iki yıl önce meydana gelen olayda B.B, arızalanan cep telefonunu tamir için Maksut Terzi'ye ait iş yerine getirdi. Birkaç gün sonra iş yerine gelen B.B, cep telefonunun tamir olmaması üzerine Terzi ile tartıştı. Tartışma sonrası B.B ve Maksut Terzi, ''tehdit ve hakaret'' iddiasıyla birbirinden şikayetçi oldu.

Rize 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen dava sonunda hakim, Maksut Terzi'ye, B.B'ye söylediği ''vermiyorum lan'' sözünü hakaret sayarak bin 740 lira adli para cezası verdi. B.B'ye verilen 340 liralık adli para cezası ise suçun işlediği tarihte 18 yaşından küçük olduğu için ertelendi.

Maksut Terzi, gazetecilere yaptığı açıklamada, böyle bir ceza almasına şaşırdığını belirterek, ''Tanık ifadelerinde ve beyanımda böyle bir şey olmadığını söylememize rağmen bin 740 lira cezaya çarptırıldık. Bana verilen ceza ile herkes kendisine 'lan' diye hakaret edildiğini iddia ederek bir başkasını mahkum ettirebilir. Şikayetçi darp edildiğini de iddia etti ve iddia asılsız çıktı. Bu iddia da asılsız, buna rağmen ceza almak şaşırtıcı, artık herkes rahatlıkla 'lan' kelimesi nedeniyle mahkum olabilir'' dedi.

AA
http://www.haber7.com/guncel/haber/892732-musteriye-lan-dedi-bin-740-lira-ceza-yedi