Haberler:

Hukuk Forumumuza Hoşgeldiniz

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - Avukat

#821
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/28145
K. 2010/9248
T. 15.4.2010

2004/m.150

DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı vekili şikayetinde; kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlu aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yolu ile girişilen takipte rehinli aracın takip sırasında yakalanması için 09.01.2009 tarihinde talepte bulunduklarını, icra memurluğunca da bu talep kabul edilmesine rağmen, rehnin kaldırılmasına yönelik bir talep olmadığı halde aynı memurluk tarafından bu defa 12.02.2009 tarihinde yakalama kaydının kaldırılmasına karar verdiğini, İİK'nun 150/d maddesinin menkul rehininin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde de uygulanması gerektiğini belirterek memurluk işleminin kaldırılmasını şikayet yoluyla talep etmiştir. Mahkemece borçlunun borca itiraz ettiğini, İİK'nun 150/d maddesinin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerde uygulanabileceğini, takip kesinleşmeden bu maddenin kıyas yolu ile uygulanmasının olanaklı olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.
İİK'nun 150/d maddesi, müşterek hükümlerden hemen önce ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin düzenlemeler içinde yer almış ise de; İİK'nun 150/g maddesi ile birlikte değerlendirilmesi halinde, İİK'nun 150/d maddesinin taşıt rehinlerinde de kıyas yolu ile uygulanması gerekecektir.
Somut olayda; Takip dosyası incelendiğinde borçluya örnek 8 numaralı ödeme emrinin 22.01.2009 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yalnızca borca itiraz ettiği, icra memurluğunca re'sen 22.02.2009 tarihinde yakalama kaydının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Taşıt rehninde takip talebi ile birlikte takibin kesinleşmesi beklenmeksizin, taşıtın yakalanıp kıymet takdirinin yapılmasında yasaya aykırı bir durum olmadığından, icra müdürlüğünün "yakalama çıkarılmasına ilişkin" 09.01.2009 tarihli işlemi yerinde olmasına rağmen, borçlunun borca tamamen itiraz ettiği gerekçesi ile aynı müdürlüğün bir önceki kararını nakzeden yakalama şerhinin kaldırılmasına ilişkin kararı yerinde değildir.
O halde; mahkeme tarafından şikayetin açıklanan nedenlerle kabulü yerine, yasal olmayan gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
#822


Yargıyı hızlandıracak 3. Paketi Adalet Bakanı Ergin açıkladı:Yargıdaki 2 milyon dosya, mahkemeye gitmeden çözülecek

METİN ARSLAN - ANKARA

Yargıyı hızlandırmayı amaçlayan 100 maddelik reform paketi tamamlandı.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in detaylarını açıkladığı paketin yasalaşması halinde, yargıdaki 2 milyon dosya mahkemelerin çalışma alanının dışına alınmış olacak. Tutukluluk sürelerini kısaltan bir değişiklikliğin yer almadığı düzenleme, tutuklama ve tahliye talebinin reddine ilişkin kararların gerekçeleriyle yazılmasını zorunlu kılıyor. Ergenekon ve Balyoz gibi önemli soruşturmaları haber yaptığı için yargılanan gazetecilerin davalarının da ertelenmesini sağlıyor. Önümüzdeki günlerde Meclis'e sevk edilmesi beklenen tasarıyla, ömür boyu sabıkalı olmak sonlandırılıyor. Tutuklama yerine adlî kontrol uygulamasının kapsamı genişletiliyor. Karşılıksız çeke hapis cezası kaldırılıyor.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargıdaki dava yükünü azaltarak hızlandıracak reform niteliğindeki paketi dün Dikmen Hakimevi'nde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Ceza, icra-iflas ve idari yargı mevzuatında 100 maddelik değişiklik içeren paket çarpıcı değişiklikler öngörüyor. Pakette, Ergenekon ve Balyoz davalarını haber yaptığı için yargılanan gazetecilerin davalarının ertelenmesi de yer aldı. Buna göre basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce açıklaması yöntemleriyle işlenen suçlarda açılan, adli para cezası ya da 5 yıla kadar hapis cezası gerektiren soruşturma ve davalar ertelenecek. Erteleme kararından itibaren 3 yıl içinde aynı suçu işlemezse dosya işlemden kaldırılacak. Suç işlenirse soruşturmaya, kovuşturmaya veya hükmün infazına karar verilecek.

Önümüzdeki günlerde Meclis'e sevk edilmesi beklenen tasarıyla, CMK 250. madde kapsamında özel yetkili savcıların yürüttüğü soruşturmalarda sanıkların savunma hakları genişletiliyor. Bu soruşturmalarda şüphelilerin, ifade tutanağına, bilirkişi raporu ve soruşturmada elde edilen belgelere ulaşması gizlilik kararıyla engellenebiliyordu. Delillere ilişkin en fazla 3 ay süreyle gizlilik kararı verilecek. Daha önce bu belgelerle ilgili soruşturma sonuna kadar gizlilik kararı verilebiliyordu. Paketin içerdiği diğer düzenlemeler şöyle:

Ehliyetsiz araç kullananlara para cezasını kaymakamlık verecek: Ehliyetsiz veya alkollü araç kullananlara cumhuriyet savcılarınca kabahat niteliğinde idari para cezası verme uygulaması son bulacak. Bu yetki kaymakamlık ve valiliklerce kullanılacak. Savcılıkların iş yükü azalacak.

Elektrik suçunda hapis yerine para cezası geliyor: TCK maddesinde değişiklik yapılarak, kaçak elektrik kullanımı hırsızlık yerine 'karşılıksız yararlanma' olarak düzenleniyor. Bu suçun ilk kez işlenmesi ve borcun faiziyle ödenmesi durumunda hapis cezası verilmeyecek. 5 yıl içinde suçun tekrarlaması halinde kişi hapisle cezalandırılacak. Borcunu ödemeyenler 2 yıl ila 5 yıl hapis cezası talebiyle yargılanmaya devam edecek.

Molotofkokteyli, silah sayılacak: Yargı paketi, mahkemelerden farklı kararlar çıkması üzerine molotofkokteylini silah ve patlayıcı madde kapsamına alıyor. TCK'nın 6. ve 174. maddelerine yapılan eklemeyle, molotofkokteyli atanlar, yangın çıkarıcı silah ve patlayıcı madde kullanma suçundan cezalandırılacak. Buna göre, molotofkokteyli suçunun cezası 3 ile 8 yıl arasında değişecek. Suçun terörle mücadele kapsamında işlenmesi durumunda ceza 15 yıla kadar çıkabilecek.

Basit suçlar hâkim önüne gitmeyecek: Basit suçlarda ön ödeme ile soruşturma ve davanın açılmaması düzenlemesi genişletiliyor. Ön ödemenin uygulanması için aranan 3 aylık hapis cezası üst sınırı bir yıla çıkartılıyor. Mağduru gerçek kişi olan yaralama ve hakaret suçları dışında kamu görevlisinin ticaretle uğraşması, yabancı devlet bayrağına karşı hakaret ve usulsüz cenaze defni gibi suçlar, 100 ile 3 bin 600 TL arasında para cezası karşılığında mahkemeye gitmeyecek. Sabıkalı olanlar bu hükümden faydalanamayacak.

Ömür boyu sabıkaya son: Adli sicil kayıtlarında da değişikliğe gidiliyor. Adli sicil arşiv kayıtları (sabıka kaydı) kişinin ölümü veya 80 yıl geçmesi üzerine siliniyordu. Bunun yerine adli sicil arşiv kayıtları kural olarak 5 yıl, yüz kızartıcı veya devlete işlenen suçlarda 15 yıl her halde 30 yıl geçmesiyle silinecek.

Tutuklama yerine adli kontrol: Paketle tutuklama yerine başvurulan adli kontrol tedbirlerinin (yurtdışına çıkış yasağı, karakola imza gibi) kapsamı genişletiliyor. Adli kontrol tedbiri için üst sınır 3 yıldan 5 yıla çıkarılıyor.

Bıçak parası rüşvet sayılacak: Pakette kamu görevlilerinin yapmak zorunda oldukları işler için vatandaştan para almaları görevi kötüye kullanma değil, rüşvet suçu olarak değiştirildi. Ameliyat için bıçak parası alan doktor, bundan sonra 1 ile 3 yıl arası hapis cezasıyla değil rüşvet alma suçundan 4 ile 12 yıl arasında cezayla yargılanacak. Ancak haklı bir işini gereği gibi görülemeyeceği endişesiyle kendini mecbur hissederek kamu görevlisine menfaat temin etmek zorunda olan kişi hakkında ceza verilmeyecek.

Özel yetkili mahkemelerde savunma hakkı genişletilecek: Özel yetkili mahkemelerde kovuşturma aşamasında esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere sanık ve avukatına hakim tarafından verilen süre sınırlaması kaldırılıyor. Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılan değişiklikle terör suçlarında 2 yılın altında hapis cezası alanlar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması, seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme kararları verilebilecek.

Örgüte üye olmadan örgüt için eylem yapana yarı oranda ceza indirimi: Türk Ceza Kanunu'nun örgüt suçunu düzenleyen 220'nci maddesinde de değişikliğe gidiliyor. Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenler (döviz taşıyan, yasa dışı slogan atan) işledikleri esas suç dışında ayrıca üye olmak suçundan cezalandırılıyordu. Bu maddede yapılan değişiklikle, örgüt üyeliğinden dolayı verilen cezanın yarı oranında indirilmesi benimseniyor. Buna göre terör örgütünün eyleminde döviz taşıyan kişi eylemi sabit görülürse örgüt üyeliğinden 5 yıl ceza alırken, düzenleme sonrası bu 2 yıl 6 aya inecek.

Danıştay'ın da iş yükü azaltılıyor: Danıştay ve idare mahkemelerine açılan davalarda da değişiklik getiren pakete göre, her türlü dilekçeler hakimi beklemeden bundan böyle evrak bürolarına teslim edilecek. 50 bin TL'nin altındaki davalar Danıştay yerine bölge idare mahkemelerinde kesinleşecek. Bakanlıkların ülke genelinde uygulanmayan imar planları gibi yerel niteliklik işlemleri ile EPDK, Rekabet Kurumu gibi kurulların işlemlerine karşı Danıştay'a değil, idare mahkemelerine dava açılacak. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, üç yıllık geçici bir süre için sabit üyelerle devamlı çalışabilecek. Düzenleme ile 6 bin temyiz dosyası iki yıl içinde karara bağlanacak.

Modern icra teşkilatları: İcra dairelerinde çalışan personel sayısı artırılacak. İcra dairelerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nin kullanılması hüküm altına alınacak.

Petrol boru hatlarında hırsızlığın cezası artırılıyor: Yeni düzenlemeyle petrol boru hatlarından yapılan hırsızlık girişimine verilecek ceza artırıldı. Söz konusu suçun cezası 3-7 yıldan 5-12 yıla çıkarıldı. Örgütlü suçlarda ise ceza 3–15 yıldan 7-18 yıla çıkarılacak. Petrol boru hattına zarar verenler ise 4-12 yıl hapis cezasına mahkûm olacak.

Karşılıksız çeke hapis yok: Karşılıksız çek verenlere hapis veya adli para cezası verilmeyecek. Sadece idari para cezası, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı uygulanacak. Değişiklikle yerel mahkemelerdeki 350 bin, Yargıtay'daki 250 bin dosya yükü eritilecek.

886 liranın altındaki tutarlarda doğrudan icra takibi yapılamayacak: İcra suçlarında ilamsız takiplerde alacağın miktarı 886 TL'lik limitin altındaysa doğrudan icra takibi yapılamayacak. Borçlunun adresine 'ödemeye davet yazısı' gönderilecek. Ödemezse ilamsız icra başlayabilecek.

Lüzumlu eşyalar haczedilemeyecek: İcra sırasında borçlu ile aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli olan (buzdolabı, televizyon, çamaşır makinesi gibi) lüzumlu eşyalara el konulamayacak. Sadece altın, para ve karşılığı olan değerli kâğıtlar haczedilebilecek. İcra daireleri para tahsilatı yapmayacak. Tahsilatlar icra dairesinin banka hesabı üzerinden yapılacak. Hacizli malların satışı ilanı elektronik ortamda yapılacak, internetten açık artırmaya teklif verilebilecek.

Yayın durdurma kalkıyor: Yargı paketi, basın ve ifade özgürlüğünü yakından ilgilendiren değişiklikler de içeriyor. Terör örgütünün propagandasını yapan yayınlara yönelik ileriye dönük 15 günden 1 aya kadar durdurulmasına imkân tanıyan TMK maddesi kaldırılıyor. Çoğu 12 Eylül darbesi sonrasında sıkıyönetim mahkemelerince verilen 23 bin yasaklı kitabın cezaevlerindeki yasağı da kaldırılıyor. Hakkında yasaklama ve toplatma kararı verilmiş olan yayınlarla ilgili, mahkemelerce yeni bir yasaklama veya toplatma kararı verilmemiş olması durumunda daha önceki tüm toplatma kararları hükümsüz sayılıyor.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1231802&title=yargiyi-hizlandiracak-3-paketi-adalet-bakani-ergin-acikladiyargidaki-2-milyon-dosya-mahkemeye-gitmeden-cozulecek&haberSayfa=1
#823
Alıntı Yapkarşılıksız çek suçu nedeniyle adli para cezası ödenirse ;
Hapis cezası durumu artık kalkar mı? ve adli para cezası ödenirse artık alacaklı sadece icra ile mi borcunu alabilir?

Aynen öyle...
#824
Merhabalar.

Alıntı YapBu durumda sözleşmede fesih ile ilgili hiçbir hüküm olmadığı durumlarda sonuçları neler olur , fesih ettiğimiz durumda herhangi bir yaptırımla karşılaşabilir miyiz veya bizim sözleşmeyi fesih etme hakkımız var mıdır?

Borçlar Kanunu'nda ayrıntılı hükümlere bağlandığı şekliyle, hata, hile, ikrah gibi haklı sebeplere istinaden sözleşmenin tek taraflı feshi mümkündür. Böyle bir haklı sebep bulunmuyorsa, sözleşmenin tarafınızdan tek taraflı feshi halinde, karşı taraf sizden bu işin yapılmayacak olması sebebiyle mahrum kalmış olduğu kar bedelini talep edebilecek, bununla ilgili dava/takip açma yoluna gidebilecektir. Kolay gelsin...
#825
Aleykümselam.

Alıntı YapDaha önce kimseyi icraya vermediğim için ne yapacağım ve nereye, hangi belgelerle gideceğim hakkında bilgi taleb ediyorum.

Bu işin disipline edilmesinin en kısa ve kolay çözümü, 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 20. maddesindeki, "Gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açılabilir, icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık, (Değişik ibare: 14/11/2007-5711 S.K./9.mad.) yüzde beş hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür." şeklindeki hüküm uyarınca aidat borcuna aylık yüzde beş gecikme tazminatı uygulayarak icra takibi başlatılmasıdır; bakalım bu yüklü faturayı ödedikten sonra bir daha aidatlarını ödememezlik yapabilecekler mi :)

İcra takibinin nasıl yapılacağını binbir zahmetle öğrenene kadar bence bir avukatla anlaşarak takibi anlaşacağınız avukata havale etmeniz en sağlıklı yol olacaktır. İlla kendiniz yapacaksanız, sitenize en yakın adliyeye gidin, adliyedeki baro odasından takip dosyası, ilamsız takip için matbu takip talebi, ödeme emri ve tebligat zarfı satın alın, boşlukları doldurun, dosyayı icra tevzi bürosuna götürerek kaydettirin ve son olarak tevzi bürosunca havale edilen icra dairesine dosyayı götürerek dosyayı işleme aldırın. Eksik bir şey olursa (ve iyi niyetli bir yaklaşım sergilerseniz) buradaki memurlar size yardımcı olur. Kolay gelsin...
#826
Merhabalar.

Alıntı Yap-Selim in işyerine haciz gelebilir mi? Gelirse neye dayanarak

Gelebilir. Zira borçluya ait malların olabileceği her adrese hacze gidilebilir. İnternet sitesinde böyle bir bilginin olması da irtibat kurulabilmesi için yeterli bir argümandır.

Alıntı Yap- Selim in işyerinde kimse olmadığı zaman icra için gelirlerse bu durumda kapıyı çilingirle açıp içeri girebilirler mi? Yani resmi olarak bu adresle hiçbir bağı olmayan bir kimsenin alacağı nedeniyle kapı çilingirle açılabilinir mi?

İcra memuru bu adresin borçlu tarafından kullanıldığı kanaatine varırsa, evet, çilingirle de açılabilir.

Alıntı Yap- Selim işyerindeyken hacze gelinse ancak Selim işyerinin kira kontratını, elektrik, su faturalarında kendi isminin olduğunu gösterirse eşyaları yinede haczedilebilinir mi?

Haczedilebilir. Bu durumda Selim'in istihkak iddiası da haciz zabtına geçirilir ve alacaklı tarafa bu iddiaya karşı yedi gün içinde dava açması için süre verilir (İcra ve İflas Kanunu m.99). Bu süre içinde dava açılmazsa, Selim'in istihkak iddiası kabul edilmiş sayılır.

Alıntı Yap- Selim hertürlü belge ile (eşyaların faturaları mevcut değil) kira kontratı, faturalarda kendi ismi gibi yinede eşyaları icra memuru alırsa buna karşılık icra memuru hakkında dava açarsa icra memurunun cezası ne kadar olur?

İnternet sitesinde adres bilgilerinin bulunması icra memurunun bu adreste haciz yapması için yeterlidir; alacaklı vekili şayet tüm mesuliyeti üzerine alarak muhafaza da isterse, memur bu talep istikametinde hareket edecektir. Dolayısıyla icra memurunun cezai anlamda mesuliyetinden söz edilebilmesi bu şartlar altında mümkün değildir. Kolay gelsin...
#827
Merhabalar. Sözleşmeden kaynaklanan alacaklar on yıllık zamanaşımı süresine tabiidir. Dolayısıyla bu süre içinde icra takibi yaparak alacağınızı tahsil etmeniz hukuken mümkündür. Bu hususta Kolay gelsin...


Önemli not: Haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz ve herhangi bir hak kaybına maruz kalmamanız için bir avukatla anlaşmanızı ve avukatınızın yönlendirmeleri istikametinde hareket etmenizi tavsiye ediyorum.
#828
Merhabalar.

Alıntı Yap08.03 .2011 tarihinde kiracımla sözleşme yaptık.
Alıntı YapSözleşmeyi yaparken (dükkan kardeşimle benim üzerime) bir tek ben imza attım mal sahibi olarak.kardeşimin imzası ve haberi yoktu.
Alıntı YapAslında 1996 yılından itibaren (işyeri) kiracım olan kişi dükkanı oğlunun üzerine devredeceğini söyledi. Ben de (...) kontratı yeniledim.

Aradan birkaç aylık zaman geçmiş olması, bu süre içinde ödemeleri kabul etmeniz ve mevcut kiracınızın, eski kiracınızın oğlu olması da dikkate alındığında, imzaladığınız kira sözleşmesinin diğer hissedarların imzasını taşımaması sebebiyle geçersiz olduğunu ileri sürmenin hukuken pek de mümkün olmadığı kanaatindeyim.

Alıntı YapBu arada kardeşimle aynı yerde çalışıyoruz. Fakat kardeşim çalışan. Ben abimle ortağız. Kardeşim kiracının olduğu yerde ticaret yapmak istiyor. Çalıştığımız dükkanla kiracının olduğu dükkan aynı yerde.

İhtiyaç sebebiyle tahliye için kira sözleşmesinin bitiminden itibaren bir ay içinde tahliye davası açılmalıdır. Ancak ihtiyacın samimi olup olmadığı buradaki en kritik husustur ve bu hususun aksi, yani samimi bir ihtiyacın bulunmadığı kiracı tarafından her türlü delille ispatlanabilir. Aynı yerde işyerinizin olması ve kardeşinizin de sizinle beraber çalışması sebebiyle böyle bir tahliye davasının lehinize neticelenme ihtimali de kanaatimce düşüktür.

Alıntı YapKira ödemelerinde 1-2 gün sarkma olabiliyor.

Yargıtay beş güne kadar olan gecikmeleri doğal karşılıyor. Dolayısıyla temerrüt sebiyle yıl içinde iki haklı ihtara dayanarak da tahliye davası açma ihtimaliniz bu şartlar altında mevcut değildir. Durum özetle bu şekilde. Kolay gelsin...
#829
Alıntı YapTürk Ceza Kanunu'nun 125. maddesi ve kelime anlamı çerçevesinde Yargıtay önüne gelen bir dosyada "ulan" kelimesinin hakaret içerdiğini tespit etmiş ve beraate hükmeden yerel mahkeme kararını bu sebeple bozmuştur:

Yukarıdaki bu cümle "ulan" kelimesinin hakaret içerdiğini belirtiyor zaten. Dolayısıyla doğru anlamışsınız...
#830
Merhabalar. Şu aşamada yapabileceğiniz pek bir şey yok maalesef; karşı tarafla bir rakamda anlaşarak bononuzu geri alma yoluna gitmeniz en sağlıklı yol olacaktır. Bononuzu geri aldıktan sonra karşı tarafa dava açmayı deneyebilirsiniz, ancak elinizde haklılığınızı ispata yarar pek bir şey bulunmadığından, açacağınız böyle bir davanın aleyhinize neticelenmesi de şaşırtıcı olmayacaktır. Özetle; öncelikle karşı tarafla anlaşarak bononuzu geri alın, akabinde elinizdeki tüm belgelerle bir avukata danışın ve dava açılması ihtimalini değerlendirmeye alın. Kolay gelsin...
#831
Merhabalar. Öncelikle başınız sağolsun, Allah babanızın mekanını cennet eylesin...

Bahsettiğiniz konunun tüm detaylarıyla incelenmesi gerekir. Poliçeniz, babanızın geçirdiği hastalık, vefat sebebi, ilgili mevzuat, vs. Tüm bu hususların dikkatlice incelenmesi/değerlendirilmesi icap eder. Takdir edersiniz ki tüm bu hususların bir internet sitesi kanalıyla yapılabilmesi mümkün değildir. Benim size tavsiyem, elinizdeki tüm belgelerle birlikte tanıdığınız/bildiğiniz bir avukata giderek danışın. Şayet bir avukata ödeme yapabilecek kadar maddi durumunuz iyi değilse, bulunduğunuz ilin barosunun adli yardım birimine giderek ücretsiz hukuki destek alabilirsiniz. Baronun adli yardım birimi, şayet haklı olduğunuz kanaatine varırsa, takip edilecek hukuki yollar için ücretsiz bir avukat görevlendirecektir. Kolay gelsin...
#832
Merhabalar.

Alıntı Yapilga eden kanunu ilga eden kanun, ilga edilmiş kanuna yeniden vücut vermez...

Bir kanun ("x" kanun diyelim mesela) bir başka kanun ("y" kanun diyelim mesela) tarafından ilga edilirse (yani yürürlükten kaldırılırsa), ilga eden (yürürlükten kaldıran) "y" kanun, daha sonra bir başka kanun tarafından ("z" kanun diyelim mesela) ilga edilse bile, artık ilga edilmiş olan "x" kanun, kendisini ilga eden "y" kanunun "z" kanun tarafından ilga edilmiş olması sebebiyle yeniden yürürlük kazanmaz. Özetle, bir kanun ilga edilmişse, artık o kanun öldürülmüştür; katili öldürmekle katilin öldürdüğü kişiye (maktüle) nasıl can verilemezse, ilga eden kanunu ortadan kaldırmakla da ilga olan kanunu canlandıramayız. Olay özetle bu şekilde. Biraz karışık gibi görünse de aslı gayet kolay bir kuralı anlatan bir cümle... Kolay gelsin...
#833
Merhabalar. Aynı konuyla ilgili aşağıdaki linkteki açıklamaları okuduğunuzda tüm sorularınıza cevap bulmuş olacaksınız. Kolay gelsin...

http://www.vekil.net/forum/soru-cevap-ve-yardimlasma-bolumu/yeni-cek-kanunu/
#834
Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun İzmir'de 'sanki yargıya militan seçiyorlar' sözlerine HSYK'dan sert yanıt geldi.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir mitingindeki yargıya ilişkin ifadeleriyle ilgili, ''Yargı kimsenin ön ya da arka bahçesi değildir ve olmayacaktır. Şeref ve onuruyla görev yapan hakim ve savcılarımıza yönelik bu ithamlar kabul edilemez bulunmuştur'' denildi.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Kılıçdaroğlu'nun, partisinin İzmir mitinginde dile getirdiği yargıya ilişkin ifadeleri ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

''Bugüne kadar gerek Sayın Genel Başkanın gerekse diğer siyasi parti temsilcilerinin kurulumuza ve hakim ve savcılara yönelik açıklamalarına karşı yargının siyaset malzemesi yapılmasına engel olmak ve yargısal konularda siyasi organlarla polemiğe girmemek adına herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu'nun tüm yargı camiasını rencide eden konuşması bu açıklamayı zorunlu kılmıştır'' ifadesine yer verilen açıklamada, yargı üzerinden siyaset ve yargı organlarını siyaset malzemesi yapmanın, bu şekilde muhataplarını yıpratmaya çalışmanın, muhatap alınan siyasi partiden çok, bağımsız ve tarafsız Türk yargısının yıpranmasına neden olduğu vurgulandı.

''Tavzih edilmesi bekleniyor''

Yargısal faaliyetlerin, siyasi arenaların malzemesi olmayacak kadar hassas konular olduğu ifade edilen açıklamada, ''Amacının yargıyı yıpratmak olmadığı düşünülen bu açıklamaların, bir an önce tavzih edilmesi tüm yargı camiası tarafından beklenmektedir'' denildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Büyük çoğunluğu 11 bin hakim ve savcının oylarıyla belirlenen 22 üyeli Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından daha önceki yıllarda görülmediği kadar şeffaf bir ortamda seçilen Yargıtay Üyelerine karşı, 'militan' ifadesinin kullanılması, sözün muhatabı olan Yargıtay üyelerine olduğu kadar, bu üyeleri seçen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Üyelerine ve yine Kurul Üyelerini oylarıyla belirleyen 11 bin hakim ve savcıya karşı yapılmış büyük bir haksızlıktır.

Söz konusu bu ifadenin yanında, Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'Türkiye'de namuslu yargıçlar da var, ancak bunların sayısı giderek azaldı, AKP'nin arka bahçesi konumuna gelen AKP'li bir yargıç gibi görev yapan yargıçlara sesleniyorum' şeklindeki beyanları da tarafımızca ve hakim ve savcılarca üzüntüyle karşılanmış, kendisinin nezaket ve saygı sınırlarını aştığı şeklinde yorumlanmıştır. Yargı kimsenin ön ya da arka bahçesi değildir ve olmayacaktır. Şeref ve onuruyla görev yapan hakim ve savcılarımıza yönelik bu ithamlar kabul edilemez bulunmuştur.''

Açıklamada, ''Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun tüm yargı camiasını rencide eden bu sözlerini kamuoyunun takdirine bırakıyor, kendisinin en kısa sürede sözlerini tavzih etmesini ve yargı camiasından özür dilemesini bekliyoruz'' denildi.

AA
http://www.haber7.com/haber/20111206/HSYKdan-Kilicdarogluna-sert-cevap.php


HSYK üyelerinden Kılıçdaroğlu'na tepki

HSYK üyeleri Çiçekli ve Aydın, Kılıçdaroğlu'nun ''Kayseri Büyükşehir Belediyesindeki yolsuzluk dosyalarının kapatılması için HSYK üyeleri devreye girmiştir'' şeklindeki iddialarına tepki gösterdi.

HSYK üyeleri Prof. Dr. Bülent Çiçekli ve Avukat Ali Aydın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Kayseri Büyükşehir Belediyesindeki yolsuzluk dosyalarının kapatılması için HSYK üyeleri devreye girmiştir'' şeklindeki iddialarının ''hayal mahsulü bir yakıştırma'' olduğunu ve gerçekleri yansıtmadığını bildirdi.

Çiçekli ve Aydın imzasıyla yapılan açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir gazeteye verdiği, ''Kayseri Büyükşehir Belediyesindeki yolsuzluk dosyalarının kapatılması için HSYK üyeleri devreye girmiştir'' şeklindeki beyanatı üzerine açıklama gereği duyulduğu belirtildi.

HSYK tarafından 25 Ekim'in içinde bulunduğu haftanın ''Adalet Günü'' etkinlikleri olarak kutlanmasına karar verildiği ve bu doğrultuda aralarında Kayseri, Eskişehir, Çanakkale, Trabzon, Konya, Adana, Antalya, İzmir ve Malatya'nın bulunduğu illerde yargı günü etkinlikleri düzenlendiği ve çeşitli Kurul üyelerinin bu illerdeki etkinliklere katıldığı ifade edildi.

Bu programlar kapsamında, Kurul üyeleri Prof. Dr. Bülent Çiçekli ve Avukat Ali Aydın Kayseri'deki etkinliklere katıldığı, söz konusu program çerçevesinde İstanbul'daki Uluslararası Sempozyumdan sonra 26 Ekim gece uçağı ile Prof. Dr. Bülent Çiçekli'nin, 27 Ekim sabah uçağı ile Av. Ali Aydın'ın Kayseri'ye geçtiği ve 27 Ekim günü daha önceden planlanan faaliyetlere birlikte katıldıkları kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:

''Bu kapsamda, Adliye ziyareti yapılarak Adliyede bulunan hakim ve savcılarla toplu olarak görüşülmüş, daha sonra üniversite öğrencileri, öğretim üyeleri, hakim ve savcılar ile Baro Yönetim Kurulu'ndan temsilcilerin katılımıyla bir panel düzenlenmiş ve diğer sosyal etkinlikler gerçekleştirilmiştir. 28 Ekim günü Kayseri'den ayrılarak Ankara'ya dönülmüştür. 27 Ekim tarihinde gerçekleştirilen programın içerik ve seyri bu şekilde cereyan etmiş olup söz konusu programın bunun dışında devam eden hiçbir soruşturmayla ilgili herhangi bir gündem ve amaç taşıması söz konusu değildir.

Bu nedenle Sayın Kılıçdaroğlu tarafından bir gazetede ileri sürülen 'HSYK üyesi tebligat yazılana kadar orada bekliyor. Biz tebligatların yapılmasını bekliyoruz. Sonra gereğini yapacağız' biçiminde aktarılan iddia, hayal mahsulü bir yakıştırma ve gerçekleri yansıtmayan bir iddiadır.''

http://www.haber7.com/haber/20111128/HSYK-uyelerinden-Kilicdarogluna-tepki.php


Kayseri Barosu'ndan Kılıçdaroğlu'na tepki

Kayseri Barosu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'nun Kayseri'yi korumaya aldığı yönündeki sözlerine tepki gösterdi.

Baro, yaptığı yazılı açıklamada, yargı makamlarına, sürmekte olan soruşturmalar ve verilen kararlar üzerine yapılan açıklamaları talihsiz olarak nitelendirdi. Baro, özellikle siyasilere düşen görevin, özveri ile görevi başında olan tarafsız ve adalet ilkeleri çerçevesinde görevlerini yürüten yargı organ ve mensuplarını rahat bırakıp, kararlarına saygı duymaya çağırdı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, milletvekilleri Atilla Kart ve Şevki Kulkuloğlu, daha önce yargıda kararı çıkmış Kayseri'de iddia ettikleri yolsuzluk olayı ile ilgili yeniden soruşturma açılması yönündeki başvuruları ile ilgili yargının verdiği kararda, HSYK'nın baskısı olduğunu iddia eden açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalara en sert tepki ise Kayseri Barosu'ndan geldi.

Baro, yaptığı açıklamada, tarafsız olarak, adaletli bir şekilde görevlerini yerine getiren yargı organları ve mensuplarını siyasilerin siyasete alet etmemeleri istendi. Son günlerde yerel ve ulusal medyada Kayseri kaynaklı olarak yapılan haberlerde yargı makamlarına ve sürmekte olan soruşturmalarla verilen kararlar üzerinde talihsiz açıklamalar yapıldığına dikkat çekildi. Kayseri'de yargı makamlarına yönelik uygun ve doğru olmayan açıklamaların yapıldığı ve bunun yargı erkinin niteliklerine aykırı olduğuna işaret edildi. Açıklamada, özellikle şu an görevi başındaki Kayseri yargı kurumlarının ve mensupları hakkında sorumsuzca açıklamalar yapılması, yargı kurum ve mensuplarının güncel siyasete malzeme ve alet edilmesine çalışıldığı dile getirildi. Bunun yargı işleyişine ve yargının güvenine haksız ve yersiz bir saldırı olarak görüldüğü ifade edildi.

Baro, sürmekte olan soruşturmaların sonucu beklenmeden, alelacele, ayaküstü ve yüzeysel bilgilerle yargı organ ve mensupları olan cumhuriyet başsavcılığı, cumhuriyet savcıları, baro başkanlığı, avukatlar, mahkemeler, hakimler hakkında bu tür siyasi amaç güden açıklamaların yargıya olan güveni zedeleme ve güvensiz ortamı oluşturmak amaçlı, bu tür girişim ve çabaların asıl beyan sahiplerinin de güvenilirliğini zedeleyeceğine dikkat çekildi.

Açıklamanın sonunda ise siyasilere çağrıda bulunularak, yargı kurumlarının, yargı mensuplarının siyasete malzeme edilmemesi, kararlara saygı duyulması istendi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1207748&title=kayseri-barosundan-kilicdarogluna-tepki
#835
Merhabalar. Öncelikle geçmiş olsun. Atalarımız, "bir musibet bin nasihattan evladır" demişler. İnşallah daha da kötü neticelenebilecek olan bu hadise, alkolle aranıza aşılmaz bir mesafenin girmesine vesile olmuştur...

Yargılamanıza konu olan Türk Ceza Kanunu'daki maddeler aşağıdaki gibidir:

Taksir

MADDE 22 - (1) Taksirle işlenen fiiller, Kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır.

(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun Kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.

(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.

(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.

(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.

(6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir halinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.

Taksirle Yaralama

MADDE 89 - (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Vücudunda kemik kırılmasına,

c) Konuşmasında sürekli zorluğa,

d) Yüzünde sabit ize,

e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.

(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.

(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(5) Bilinçli taksir hali hariç olmak üzere, bu maddenin kapsamına giren suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır. (Değişik 5. fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.5)

(5) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikayet aranmaz. 

Güvenlik Tedbirleri
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma

MADDE 53 - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin Kanuni sonucu olarak;

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,

b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan,

c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,

Yoksun bırakılır.

(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.

(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.


Buna göre suçunuzun cezası, altı aydan üç yıla kadar hapistir. TCK.m.22/3 hükmü gereğince cezanız üçte birden yarısına kadar artırılacak, dolayısıyla hakimin takdirine ve kusurluluk durumunuza göre 8-9 ay ila 4-4,5 yıl arasında bir hapis cezası alacaksınız. Hakim elbette üniversitede öğrenci ve sabıkasız oluşunuzu nazara alacaktır. Duruşmalarda özellikle bu suç sebebiyle yeterince pişman olduğunuza dair bir gözlem de edinmişse, buna göre cezanın alt sınırlarından hüküm kuracaktır diye tahmin ediyorum. Suçun mağduru olan müştekilerin şikayetlerini geri almasını sağlayabilirseniz, bu durum da hakimin takdir haklarını kullanmasında lehinize olumlu bir hava estirecektir. Kolay gelsin...
#836
Merhabalar. Öncelikle geçmiş olsun.

Alıntı YapSONRA DAVA AÇTIM VE SANIRIM BU YAKINLARDA BENİM SUÇSUZ OLDUĞUM VE POLİSİN KIRMIZI IŞIKTA GEÇTİĞİ ISPATLANACAK.

Kime karşı ve ne davası açtınız? Öncelikle bu kısma açıklık getirin, akabinde biz elimizden geldiği ölçüde yardımcı olmaya çalışalım. Kolay gelsin...
#837
Alıntı Yapborçlu olan kişi yaşıyorken çocukları bu borç nedeniyle sorumlu tutulabilir mi?

Elbette ki hayır. Borçtan tek sorumlu olan borçlunun kendisidir. Babası, anası, çocuğu ve eşi elbette borçtan sorumlu tutulamaz. Ancak dolaylı yoldan bu kişiler de borçluya yönelik yasal takipten olumsuz etkilenebilirler. Mesela borçlunun evine hacze gidilebilir ve arada çocuklara yahut eşe ait bir kısım mallar da haczedilebilir... Şayet böyle bir haciz gerçekleşirse, malın sahibi olan kişinin bu malların kendisine ait olduğuna dair delillerle (fatura, vs.) bir dava açması ve haczi mahkeme kararıyla kaldırtması gerekecektir... Borçlunun ailesi bu tarz sıkıntılara maruz kalabilirler...
#838
Merhabalar.

Alıntı YapÇek nergis boyanın ve İbrahim A.ya düzenlenmiş İbrahim A.da nergis boya ya geri cirolamış çeki ve tekrar nergis boya çeki cirolayarak denge inş.a veriyor
Bu çek kullanılabilinir mi?

Anladığım kadarıyla "Nergis Boya", tüzel kişiliği olan bir şirket. Bu durumda böyle bir çekin Denge İnşaat tarafından kullanılmasında ve "Nergis Boya" aleyhinde takip yapılmasında hiçbir hukuki sorun çıkmayacaktır. Zira Türk Ticaret Kanunu'nun 700. maddesinin son iki cümlesi son derece açık: "Ciro keşideci veya çekten dolayı borçlu olanlardan herhangi biri lehine de yapılabilir. Bu kimseler çeki yeniden ciro edebilirler."

Alıntı YapÇekte imzası olan İbrahim A.yada icra işlemi yapılacak ancak İbrahim A. mahkemeye itiraz edecekmiş itiraz sebebi ise;
Ben çeki nergis boyadan aldım ancak tekrar nergis boya ya geri ciroladım yani çekteki borç alacak ilişkim bitti bu yüzden bana icra yapamazsınız diyor
İbrahim A. bu konuda haklımıdır aldığı çeki tekrar aldığı kişiye geri cirolayarak verdiğinde bu çek dolayısıyla en son çek alacaklısı tatafından icra olamaz mı?

Bu itirazın haksız olduğunu düşünüyorum, ancak konuyla ilgili Yargıtay Kararlarını da tarayarak daha detaylı araştırma ve inceleme yapılması gerekiyor. Kolay gelsin...
#839
Merhabalar.

Alıntı Yapyargıtay düzelterek onama kararı verdi,
-bu karara karşı herhangi bir itiraz hakkımız var mıdır? yasal haklarımız nelerdir
-ya da bu durumu açıklığa kavuşturabilmek için dava açmamız gereken başka yargı mercii var mıdır?   
-ssk'nın bu hatalı uygulamasına karşı başvuru yapabileceğimiz ayrıca başka bir yer/kurum var mıdır?

Sorularınızı sırasıyla ve kısaca şu şekilde cevaplayabiliriz:
-Bu karara karşı yine Yargıtay'da tashihi karar yoluna başvurabilmek için yasal şartların mevcut olup olmadığını incelemeniz ve şayet mümkünse, bu yola müracaat etmeniz hukuken mümkündür.
-Şartları mevcutsa Avrupa İnsan Hakları mahkemesine konuyu taşıyabilmek de mümkündür.
-Maalesef yok. Kolay gelsin...
#840
Merhabalar. 6183 Sayılı Kanun'da haciz tarihinden itibaren belli bir sürede satış istenmediği taktirde, haczin düşeceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla kamu haczinin belli bir süre geçmekle düşeceğini ileri sürmek mümkün değildir. Konuyla ilgili emsal kararları okumak için aşağıdaki linke bir göz atabilirsiniz: http://www.vekil.net/forum/yargitay-kararlari/kamu-hacizlerinde-hacizden-sonra-satis-isteme-suresi-olmadigindan-haciz-dusmez/

Alıntı Yapssk prim borcu nedeniyle evine haciz konan kişinin çocuklarının bu borçla ilgili herhangi bir sorumlulukları olur mu, yasal olarak bu borçtan sorumlu tutulurlar mı?

Prim borcu için bir kişinin evine SGK tarafından haciz konulmuşsa, bu haciz, elbette o kişinin mirasçıları açısından da geçerli olacaktır. Keza mirası yasal süre içinde reddetmemiş olan mirasçılar, murisin borçlarını da ödemek durumunda kalacaklardır. Kolay gelsin...