Terör örgütü PKK'nın üst birimi yani amiri KCK ile ilgili yeni gerçekler gün yüzüne çıkıyor.
İki gündür gazetelerde yer alan iki haber, görmek isteyen için KCK'nın gerçek fotoğrafını sunuyor. İlk haber Batman'a dört sivilin hayatını kaybettiği mayın saldırısıyla ilgili. Hatırlanacağı üzere PKK, Batman'da TPAO'ya ait petrol tanklarını yakarken, olay yerine gelen sivil araç yola döşenen mayınla patlatılmıştı. Arabada bulunan Salih Özdemir, Sofi Özdemir, Sıtkı Özdemir ve Sedat Özevin'in hayatını kaybetmesi infiale sebep olmuştu. Bölgenin güçlü ailelerinden olan Özdemirlerin tepkisi saldırıyı önce sahiplenmeyen KCK'ya geri adım attırdı. Eylem üstlenildi ve 'hata' yapanlar cezalandırıldı. 4 kişinin ölümünden sorumlu tutulan iki terörist 20 ve 24 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Kararı da askerî(!) mahkeme vermiş.
Aslında herkes hangi eylemin derin devlete ya da PKK'ya ait olduğunu biliyor. Ancak aşireti güçlü olan sesini yükseltip sonuç alırken, garibanlar kim vurduya gitmeye devam ediyor. Batman saldırısı sonrasında KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan 'asla ve asla mümkün değildir' sözleriyle eylemi yapmadıklarını ileri sürmüştü. Benzer yalanmaları Reşadiye saldırısı, Diyarbakır bombası ve Hakkari'de öldürülen cami imamı Aziz Tan gibi pek çok olayda gördük. En son Hakkâri Geçitli köyünde 9 sivilin hayatını kaybettiği mayınlı saldırıda aynı senaryo piyasaya sürüldü. Henüz Geçitli için olmadı ama diğer saldırılar hakkında 'Pardon, bizim çocuklarmış' itiraflarını işittik. Geçitli'de ise Baver kod aldı teröriste ait parmak izinin bulunduğu iddia edildi.
Diğer önemli haber ise Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'le alakalı gelişmeler. 'Silahlı mücadele miadını doldurmuştur.' sözleri Başkan'ın başını ağrıtıyor. Öcalan 'soytarı ve şarlatan' olarak nitelendiği Başkan'ın 'ağzını Diyarbakırlı gençlere yırttırabileceği' tehdidinde bulunmuştu. Ağzı yırtılmadı ama yetkilerinin alınacağı ve başına bir 'vâsi' tayin edileceği anlaşılıyor. Baydemir belediye işleriyle ilgilenirken eşbaşkan uluslararası platform ve siyasî konuları takip edecek. Kısacası Baydemir etkinliğini borçlu olduğu vitrinlerden çekilecek, sadece kanalizasyon işleriyle görevlendirilecek. Yıllardır seçilmişleri kontrol altında tutmak üzere atanmış valiler sisteminden şikâyet ediyorduk. Belediye başkanlarının şehir dışına çıkmak için valilerden izin aldığı günleri mumla arayacağız.
PKK/KCK'nın silah bırakmak ve şiddetten uzaklaşmak niyeti olmadığını gösteren başka örnekler de var. En dikkat çekeni ise yazar Orhan Miroğlu'na yapılan tehdit. Diyarbakır Cezaevi işkencelerini yaşayan, Musa Anter suikastında ağır yaralı kurtulan Miroğlu'na 'ayağını denk al' mesajı verildi. 'Bıçak altında dolaştığı ve böyle giderse üzerinin kırmızı kalemle çizileceği; mortoğlu olacağı' bildirildi. Bu cümleler Batman'da 'hata ile sivilleri öldürdüğü için gerillalarına 24 yıl hapis cezası' verdiğini açıklayan HPG'nin internet sitesinde yayınlandı. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Çok kısa zamana sığan gelişmeler iki şeyi açık biçimde gösteriyor. PKK/KCK yapılanması, savunmakta zorlanacağı eylemleri önce reddediyor. Sonra yarım ağızla ya da içindeki 'kötü çocukları' hedefe koyarak üstlenmek zorunda kalıyor. Kötü çocukların kontrol dışı hareket ettiklerine inananlara şaşıyorum. En küçük muhalefetin canla ödendiği örgütlerde genel siyasetin dışına çıkmaya kimse cesaret edemez. İkincisi, KCK silah zoruyla sahip olduğu 'tekel' konumunu kaybetmek istemiyor. Kendi ayakları üzerinde duran ve cazibe merkezi haline gelenler bertaraf ediliyor. Halkın seçtiği Baydemir veya çilekeş Miroğlu olmanız sonucu değiştirmiyor. b.korucu@zaman.com.tr
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1060131&title=kck-devlet-olmus-bile
İki gündür gazetelerde yer alan iki haber, görmek isteyen için KCK'nın gerçek fotoğrafını sunuyor. İlk haber Batman'a dört sivilin hayatını kaybettiği mayın saldırısıyla ilgili. Hatırlanacağı üzere PKK, Batman'da TPAO'ya ait petrol tanklarını yakarken, olay yerine gelen sivil araç yola döşenen mayınla patlatılmıştı. Arabada bulunan Salih Özdemir, Sofi Özdemir, Sıtkı Özdemir ve Sedat Özevin'in hayatını kaybetmesi infiale sebep olmuştu. Bölgenin güçlü ailelerinden olan Özdemirlerin tepkisi saldırıyı önce sahiplenmeyen KCK'ya geri adım attırdı. Eylem üstlenildi ve 'hata' yapanlar cezalandırıldı. 4 kişinin ölümünden sorumlu tutulan iki terörist 20 ve 24 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Kararı da askerî(!) mahkeme vermiş.
Aslında herkes hangi eylemin derin devlete ya da PKK'ya ait olduğunu biliyor. Ancak aşireti güçlü olan sesini yükseltip sonuç alırken, garibanlar kim vurduya gitmeye devam ediyor. Batman saldırısı sonrasında KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan 'asla ve asla mümkün değildir' sözleriyle eylemi yapmadıklarını ileri sürmüştü. Benzer yalanmaları Reşadiye saldırısı, Diyarbakır bombası ve Hakkari'de öldürülen cami imamı Aziz Tan gibi pek çok olayda gördük. En son Hakkâri Geçitli köyünde 9 sivilin hayatını kaybettiği mayınlı saldırıda aynı senaryo piyasaya sürüldü. Henüz Geçitli için olmadı ama diğer saldırılar hakkında 'Pardon, bizim çocuklarmış' itiraflarını işittik. Geçitli'de ise Baver kod aldı teröriste ait parmak izinin bulunduğu iddia edildi.
Diğer önemli haber ise Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'le alakalı gelişmeler. 'Silahlı mücadele miadını doldurmuştur.' sözleri Başkan'ın başını ağrıtıyor. Öcalan 'soytarı ve şarlatan' olarak nitelendiği Başkan'ın 'ağzını Diyarbakırlı gençlere yırttırabileceği' tehdidinde bulunmuştu. Ağzı yırtılmadı ama yetkilerinin alınacağı ve başına bir 'vâsi' tayin edileceği anlaşılıyor. Baydemir belediye işleriyle ilgilenirken eşbaşkan uluslararası platform ve siyasî konuları takip edecek. Kısacası Baydemir etkinliğini borçlu olduğu vitrinlerden çekilecek, sadece kanalizasyon işleriyle görevlendirilecek. Yıllardır seçilmişleri kontrol altında tutmak üzere atanmış valiler sisteminden şikâyet ediyorduk. Belediye başkanlarının şehir dışına çıkmak için valilerden izin aldığı günleri mumla arayacağız.
PKK/KCK'nın silah bırakmak ve şiddetten uzaklaşmak niyeti olmadığını gösteren başka örnekler de var. En dikkat çekeni ise yazar Orhan Miroğlu'na yapılan tehdit. Diyarbakır Cezaevi işkencelerini yaşayan, Musa Anter suikastında ağır yaralı kurtulan Miroğlu'na 'ayağını denk al' mesajı verildi. 'Bıçak altında dolaştığı ve böyle giderse üzerinin kırmızı kalemle çizileceği; mortoğlu olacağı' bildirildi. Bu cümleler Batman'da 'hata ile sivilleri öldürdüğü için gerillalarına 24 yıl hapis cezası' verdiğini açıklayan HPG'nin internet sitesinde yayınlandı. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Çok kısa zamana sığan gelişmeler iki şeyi açık biçimde gösteriyor. PKK/KCK yapılanması, savunmakta zorlanacağı eylemleri önce reddediyor. Sonra yarım ağızla ya da içindeki 'kötü çocukları' hedefe koyarak üstlenmek zorunda kalıyor. Kötü çocukların kontrol dışı hareket ettiklerine inananlara şaşıyorum. En küçük muhalefetin canla ödendiği örgütlerde genel siyasetin dışına çıkmaya kimse cesaret edemez. İkincisi, KCK silah zoruyla sahip olduğu 'tekel' konumunu kaybetmek istemiyor. Kendi ayakları üzerinde duran ve cazibe merkezi haline gelenler bertaraf ediliyor. Halkın seçtiği Baydemir veya çilekeş Miroğlu olmanız sonucu değiştirmiyor. b.korucu@zaman.com.tr
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1060131&title=kck-devlet-olmus-bile