Buyurun bakalım, Pınar Selek NTV'ye konuştu. Hatta bazı ana haber bültenine röportaj verdi.
İtirazı olan var mı?
Kim bu Pınar Selek?
İstanbul'daki Mısır Çarşısı patlaması davasıyla ilgili yargılanmakta olan bir kişi.
Dava 12 yıldır devam ediyor.
Hatırlanacağı üzere: 9 Temmuz 1998 günü Mısır Çarşısı'ndaki patlamada 7 kişi öldü, 127 kişi de yaralanmıştı.
O gün basın, patlamanın tüp patlamasından kaynaklandığını yazmıştı. İki gün sonra polisin ilk raporunda "Patlama bombadan değil" denildi. Ancak aynı gün sosyolog Pınar Selek'in aralarında bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı. Bir sonraki gün ise Pınar Selek'in işyeri olarak geçen Sokak Çocukları Sanat Atölyesi'nde bir bomba bulunduğu açıklandı. Bu bombada Selek'in parmak izinin olduğu öne sürüldü.
*
Zanlılardan bir kişi, iki kez ifade değiştirdiği ifadesinde Selek ile bombayı yerleştirdiklerini söyledi, ancak daha sonra bu ifadeyi kabul etmediği gazetelerde çıktı (Radikal).
Bu yönde başka ifadeler de soruşturma dosyasına girdi. Selek savunmasında sosyolog olarak PKK'yı incelemek istediğini ve Abdullah Öcalan'la görüşmek için temas kurduğunu anlatıyordu.
O zaman da şimdi tekrarladığı şeyi söylüyordu: "Bana devlet komplo kurdu."
*
Selek ve 14 sanık hakkında "Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya kalkışmak"tan idam ve 31 yıla kadar varan hapis istemiyle dava açıldı.
Dava dosyası "tüp gaz," "Bomba" çelişkisinin giderilmesi için bilirkişilere gidip geldi.
Gariptir, her gelen rapor bir öncekini yalanladı.
Nihayetinde 2000 yılının Aralık ayında gönderilen bilirkişi raporunda patlamanan "tüp gaz" kaynaklı olduğu belirtildi.
Selek tahliye edildi.
Patlamayla ilgili dört yıl içinde 11 bilirkişi raporu hazırlandı.
Raporların 4'ü: Bomba değil.
İkisi: Bomba,
İkisi Bomba olabilir,
Üçü ise "Belirlenemez" dedi.
*
Davaya bakan mahkeme (İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi), Mayıs 2008'de "patlamaya bombanın mı, gaz kaçağının mı neden olduğunun tesbit edilememesi, kesin delil bulunamaması" gerekçesiyle Selek'i beraat ettirdi.
*
Hikaye ne "mutlu son"la bitiyor, ne de "acıklı bir son"la. Gerilim filmi gibi "belirsizlik"le devam ediyor hala.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi "beraat" kararını bozdu (10 Mart 2009).
Yargıtay Başsavcılığı ise sanıkları "örgüt üyeliği"nden cezalandırılmaları gerektiğini belirterek itiraz etti.
Uzatmadan sadede gelelim...
Ekspertiz raporu ile anlaşıldığı belirtilen kararda şöyle denilmiş:
"Örgüt içerisinde 'Leyla' ve 'Ayşe' kod adı kullanıldığı, bomba yapmı kullanımı konusunda Eğitim aldığı açıkça anlaşılan Selek'in üzerinde ve gösterdiği yerde bomba malzemeleri ile iki bomba ele geçirildi.Bunlarda bulunan parmak izi Selek'in parmak izleriyle uyum göstermektedir.
"Ayrıca kararda sanıklardan Maşallah Yağan'ın gösterdiği yerde bulunan silah ve bomba malzemelerini Pınar Selek'in bıraktığı yönünde ifade verdiğine dikkat çekildi. Gerekçede 'Mısır Çarşısı'nda patlayan bombanın, bulunduğu yere yurtdışında yaşayan Berzan Öztürk'ün telefon talimatıyla, Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk tarafından konulduğu hiçbir kuşkuya yer vermeksizin açıkça anlaşılmaktadır" deniliyor.
*
Dava dosyası tekrar gündemde.
Frankfurt'ta yaşayan Pınar Selek ise "Dava, hayatımdaki bitmeyen, en büyük kabus" diye adlandırıyor.
NTV'de Ruşen Çakır'a (Son Dakika) konuştu Selek. Telefonla yayına katıldı.
Karışık duygular içinde olduğunu, davayı ilk başlarda önemsemediğini daha sonra bir sembol olduğunu anlattı.
"Yoğunlaşmaya çalışıyorum, iyimserliğimi kaybetmiyorum" diyor.
Bir ayağının Almanya'da bir ayağının da Fransa'da olduğunu, Yazarlar Birliği'nin (Pen) davetlisi olarak burada romanını bitirmeye çalıştığını söyüyor Selek. "Tüm bu yaşananlardan uzaklaşmak istiyorum" diyor.
"Türkiye'ye dönüşü düşünüyor musun?" sorusuna "Bilmiyorum, şu an yoğunum. Şu elimdeki çalışmaları bitireyim" diye geçiştirdi.
*
Bütün bunları niye yazıyoruz?
Şundan: M. Ali Ağca ile ilgili TRT'de röportaja itiraz edenler, "bombacı" Pınar Selek röportajına niye itiraz etmiyor?
Ağca'yı eli kanlı diye ekrana çıkarmama kararı alan bay "dürüst"ler Selek meselesinde "insani" mesaj gönderip gülücük dağıtıyor...
Mısır Çarşısı'nda patlama sonrası hayatını kaybeden 7 can "insan" değil mi yoksa?
Bir kısım medyanın bu tavrı bir çelişki mi yoksa "iki yüzlülük" mü? Siz söyleyin.
Davut Şahin - Haber 7
davutsahinn@gmail.com
http://www.haber7.com/haber/20101124/Bombaci-Sosyolog-Pinar-Selek.php
İtirazı olan var mı?
Kim bu Pınar Selek?
İstanbul'daki Mısır Çarşısı patlaması davasıyla ilgili yargılanmakta olan bir kişi.
Dava 12 yıldır devam ediyor.
Hatırlanacağı üzere: 9 Temmuz 1998 günü Mısır Çarşısı'ndaki patlamada 7 kişi öldü, 127 kişi de yaralanmıştı.
O gün basın, patlamanın tüp patlamasından kaynaklandığını yazmıştı. İki gün sonra polisin ilk raporunda "Patlama bombadan değil" denildi. Ancak aynı gün sosyolog Pınar Selek'in aralarında bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı. Bir sonraki gün ise Pınar Selek'in işyeri olarak geçen Sokak Çocukları Sanat Atölyesi'nde bir bomba bulunduğu açıklandı. Bu bombada Selek'in parmak izinin olduğu öne sürüldü.
*
Zanlılardan bir kişi, iki kez ifade değiştirdiği ifadesinde Selek ile bombayı yerleştirdiklerini söyledi, ancak daha sonra bu ifadeyi kabul etmediği gazetelerde çıktı (Radikal).
Bu yönde başka ifadeler de soruşturma dosyasına girdi. Selek savunmasında sosyolog olarak PKK'yı incelemek istediğini ve Abdullah Öcalan'la görüşmek için temas kurduğunu anlatıyordu.
O zaman da şimdi tekrarladığı şeyi söylüyordu: "Bana devlet komplo kurdu."
*
Selek ve 14 sanık hakkında "Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya kalkışmak"tan idam ve 31 yıla kadar varan hapis istemiyle dava açıldı.
Dava dosyası "tüp gaz," "Bomba" çelişkisinin giderilmesi için bilirkişilere gidip geldi.
Gariptir, her gelen rapor bir öncekini yalanladı.
Nihayetinde 2000 yılının Aralık ayında gönderilen bilirkişi raporunda patlamanan "tüp gaz" kaynaklı olduğu belirtildi.
Selek tahliye edildi.
Patlamayla ilgili dört yıl içinde 11 bilirkişi raporu hazırlandı.
Raporların 4'ü: Bomba değil.
İkisi: Bomba,
İkisi Bomba olabilir,
Üçü ise "Belirlenemez" dedi.
*
Davaya bakan mahkeme (İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi), Mayıs 2008'de "patlamaya bombanın mı, gaz kaçağının mı neden olduğunun tesbit edilememesi, kesin delil bulunamaması" gerekçesiyle Selek'i beraat ettirdi.
*
Hikaye ne "mutlu son"la bitiyor, ne de "acıklı bir son"la. Gerilim filmi gibi "belirsizlik"le devam ediyor hala.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi "beraat" kararını bozdu (10 Mart 2009).
Yargıtay Başsavcılığı ise sanıkları "örgüt üyeliği"nden cezalandırılmaları gerektiğini belirterek itiraz etti.
Uzatmadan sadede gelelim...
Ekspertiz raporu ile anlaşıldığı belirtilen kararda şöyle denilmiş:
"Örgüt içerisinde 'Leyla' ve 'Ayşe' kod adı kullanıldığı, bomba yapmı kullanımı konusunda Eğitim aldığı açıkça anlaşılan Selek'in üzerinde ve gösterdiği yerde bomba malzemeleri ile iki bomba ele geçirildi.Bunlarda bulunan parmak izi Selek'in parmak izleriyle uyum göstermektedir.
"Ayrıca kararda sanıklardan Maşallah Yağan'ın gösterdiği yerde bulunan silah ve bomba malzemelerini Pınar Selek'in bıraktığı yönünde ifade verdiğine dikkat çekildi. Gerekçede 'Mısır Çarşısı'nda patlayan bombanın, bulunduğu yere yurtdışında yaşayan Berzan Öztürk'ün telefon talimatıyla, Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk tarafından konulduğu hiçbir kuşkuya yer vermeksizin açıkça anlaşılmaktadır" deniliyor.
*
Dava dosyası tekrar gündemde.
Frankfurt'ta yaşayan Pınar Selek ise "Dava, hayatımdaki bitmeyen, en büyük kabus" diye adlandırıyor.
NTV'de Ruşen Çakır'a (Son Dakika) konuştu Selek. Telefonla yayına katıldı.
Karışık duygular içinde olduğunu, davayı ilk başlarda önemsemediğini daha sonra bir sembol olduğunu anlattı.
"Yoğunlaşmaya çalışıyorum, iyimserliğimi kaybetmiyorum" diyor.
Bir ayağının Almanya'da bir ayağının da Fransa'da olduğunu, Yazarlar Birliği'nin (Pen) davetlisi olarak burada romanını bitirmeye çalıştığını söyüyor Selek. "Tüm bu yaşananlardan uzaklaşmak istiyorum" diyor.
"Türkiye'ye dönüşü düşünüyor musun?" sorusuna "Bilmiyorum, şu an yoğunum. Şu elimdeki çalışmaları bitireyim" diye geçiştirdi.
*
Bütün bunları niye yazıyoruz?
Şundan: M. Ali Ağca ile ilgili TRT'de röportaja itiraz edenler, "bombacı" Pınar Selek röportajına niye itiraz etmiyor?
Ağca'yı eli kanlı diye ekrana çıkarmama kararı alan bay "dürüst"ler Selek meselesinde "insani" mesaj gönderip gülücük dağıtıyor...
Mısır Çarşısı'nda patlama sonrası hayatını kaybeden 7 can "insan" değil mi yoksa?
Bir kısım medyanın bu tavrı bir çelişki mi yoksa "iki yüzlülük" mü? Siz söyleyin.
Davut Şahin - Haber 7
davutsahinn@gmail.com
http://www.haber7.com/haber/20101124/Bombaci-Sosyolog-Pinar-Selek.php