Haberler:

Hukuk Forumumuza Hoşgeldiniz

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - ekremisalan

#1
Öncelikle herkese iyi geceler, başımda öyle bir durum var ki tam bir muallak, yardımcı olabilirseniz çok sevinirim, sıkıntım şu şekilde;

Dünyaca ünlü bir firmanın Türkiye merkez ofisinde, vardiyalı olarak çalışan özel güvenlik görevlisiydim.

18/01/2011 tarihinde gece görevim esnasında sabaha karşı saat 04.00 - 05.00 saatleri arasında çalıştığım firmanın eşantiyon deposundan yangın alarmı sinyali aldık (vardiyada 2 kişi görev yapmaktayız diğer arkadaş alarm sinyali aldığımda kahvaltı yapmaktaydı). Alarm sinyalinin kontrolünü sağlamak amacı ile güvenlik amirinin odasında bulunan deponun anahtarını alarak depoya gidip genel kontrolleri yaptım. Herhangi bir olumsuzluk yoktu. Ancak çıkarken depoda bulunan malzemeler gözüme çarptı (ajanda, takvim, kalem setleri, eğitim defterleri vb...). Yine aynı depoda bulduğum iki poşete bu malzemelerden doldurarak depodan çıkış yaptım.

Sabah vardiya bitiminde nöbetimizi devrettik ve evlerimize gittik istirahat etmek üzere. Akşam tekrar nöbete gittim, görevimi teslim aldıktan bir kaç saat sonra sivil polis memurları ve bağlı bulunduğum özel güvenlik şirketi yöneticileri görevli olduğum firmaya gelerek her ikimizi de karakola götürdüler. Konunun özünü karakolda anladık, eşantiyon deposunda aynı zamanda firma tarafından satılan araçların kullanılmamış teypleri de bulunmaktaymış, ancak bu durumdan benim karakolda bilgim oldu depo içerisinde hiç görmemiştim. Eşantiyon deposunda bulunan bu teyplerin 51 adedinin eksik olduğunu ve bunların benim tarafımdan alındığı suçu üzerime isnat edildi. Karakol ifademi verdim, Savcı ile görüşüldü, geceyi resmi kıyafetlerim ile karakolda geçirdim.

Gecenin sabahında mevcutlu olarak ilgili bölgenin Sulh Ceza Mahkemesine şüpheli olarak çıkartıldım. Mahkemede; kilitlenmek sureti ile muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık suçlaması ile yargılandım. Hakime Hanım isnat edilen suçu anlattı ve savunmamı istedi. Konuyu olduğu gibi anlattım, depodan çıkarken elimde olan poşetlerin siyah olduğunu içlerinin görünür olamadığını ancak iddia edildiği gibi 51 adet teybin sığmasının mümkün olmadığını ve daha önceden çalıştığım firmada cctv operatörlüğü yaptığımı bu tarz bir eylem yapacak olsam en kötü ihtimalle kameraların görüntü almamasını sağlar veya kameranın kör noktasından yapardım yapacağımı diyerek suçlamayı reddettim. Çıkarıldığım ilk mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldım.

Akabinde dava, Asliye Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı, 2 celse yapıldı, bu celselerden en başından son celsede dahil olmak üzere karşı taraftan hiçbir katılım gerçekleşmedi. Savunmam dahi sorulmadı ve mahkeme celseleri 5 dakika dahi sürmedi. sonuç itibari ile gerekçeli karar 29/11/2011 tarihinde yüzüme okundu;

TCK' nun 142/1-b maddesi uyarınca, suçun işleniş şekli, suret ve hususiyetleri, suç konusunun önem ve değeri, sanığın kastının ağırlığı, güttüğü amaç ve saik gözönünde bulundurularak, takdiren teşdiden 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, suçun gece sayılan zaman dilimi içerisinde saat 04.00 - 04.20 arası işlendiği anlaşılmakla, aynı kanunun 143.maddesi uyarınca, cezası takdiren 1/4 oranında arttırılarak, 2 yıl, 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın duruşmalarda mahkemeye saygılı davranması, suçun tevilli ikrarı, hal ve tavırları lehinde takdiri indirici neden kabul edilmekle, aynı kanunun 62. maddesi uyarınca cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın cezasında yasal yada takdiri arttırım yada indirim yapılmasına takdiren yer olmadığına, sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, TCK' nun 53/1 maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, koşullu salıverilme halinde kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyumluk yetkileri bakımından hak yoksunluğu hükmünün uygulanmamasına, diyerek bitirdi Hakim Bey.

Dava sonrası yasal süre zarfında temyiz talebimi ilettim. Ancak temyiz tarihi 2011 senesinin Aralık ayı olmasına rağmen bugüne kadar temyizden bir cevap gelmedi.

Bu duruma göre;

1. Temyiz sonuçlanabilir ?
2. Temyizin sonucu yine mahkumiyet olursa nasıl bir yol izleyebilirim?
3. Dava ile ilgili sizlerin şahsi kanaatlerini merak etmekteyim?
4. Hiç sabıka kaydımın olmayışı bu durum için önemli mi?
5. İnşallah olmaz ama olur da hapis yatarsam bu 2 seneyi tamamı ile mi yatmak zorunda kalırım ?
6. Cezamın değiştirilme olasılığı var mıdır (para cezası, denetimli serbestlik vb. gibi)?
7. Temyizin sonucu her ne olursa olsun haksız yere suçlanmış olmamdan dolayı yaşadığım durumlar dolayısı ile karşı dava veyahut tazminat davası açabilme durumum var mıdır?


Yardımlarınız ve yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim.