Haberler:

deneme

Ana Menü

Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

30 Ocak 2025, 08:28:22

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,224
  • Latest: TekniX
Stats
  • Toplam İleti: 8,895
  • Toplam Konu: 4,428
  • Online today: 11
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 25
Total: 25

Son İletiler

#1


FRANSA ASKERİ LİDERİ VE İMPARATORU NAPOLYON BONAPART İLE BİRLİKTEYİM
Bir zamandır Napolyon ile koordinatlarımızın kesiştiği bir zamanda buluşmak istiyordum ve sonunda buluştuk. Napolyon Bonapart, Fransa imparatoru olmuş, dünya tarihine adını altın harflerle yazdırmak istemiş ve bunu başarmış. Tarih 9-5-2024. Ben Napolyon Bonapart yazıyorum bilgisayarıma ve siteler, forumlar çıkıyor. Hayat hikayesi, fethettiği yerler, hayatları sonlandırılan insanlar. Ben Fransa imparatoru olsam, Fransa'yı yüceltmeye çalışırdım. Komşu ülkelere saldırıp savaş çıkarmazdım. Yaşadığım yıllardan 200 - 300 yıl sonra yeni nesil insanlar benim adımı az bilirdi ama olsun. Az tanınayım ama iyi tanınayım. Ben Fransa imparatoru olarak Mısır'ı işgal edersem olmaz. Bu ülkelerin yüzlerce yıl sonraki yeni nesilleri Serdar Yıldırım kötüydü, fenaydı. Ülkemizi işgal etti, nice canlılara yaşam izni vermedi derlerse çok üzülürdüm.

Zaman gezgini olarak Napolyon Bonapart'ı rahatsız ettim: " Buyrun, Napolyon Bonapart. Burası benim evim. Dört katlı bir apartmanın ikinci katı. Bazısına göre, saray, köşk. Bazısına göre, yaşanılacak iyi bir mekan. "

Napolyon Bonapart: " Palavrayı kes!. İki oda, bir salon, apartmanda altı kolon. Kendini uyanık sanıyorsun değil mi? Beni harekete geçirmeden sinyallerini aldım. Yaşadığın bu binayı gezdim, dolaştım. Kendin için, kendince bir şeyler yapmaya çalışıyorsun ama bana sökmez. Hakkında araştırma yaptım. Bu binada ve komşu binalarda seni tanıyan yok. Kim bu Serdar Yıldırım diyorlar? "

Serdar Yıldırım: " Doğrudur. Demek ki başarılı oldum. Öyle sağda solda lak luk edersem bunun bana faydası olmaz. Sessiz ve derinden gitmek, benim temel ilkemdir. Yakın plan çalıştığım insanlar oldu ve bunların pek azı bana yardımcı oldu. "

Napolyon Bonapart: " Her yanlışa bir doğru kılıf buluyorsun. Seninle uğraşamam. Çekil  yolumdan. Gölge etme.

Serdar Yıldırım: " Benim sizinle bir uğraş içine girmemin sebebi, Osmanlı İmparatorluğu çöktükten sonra Anadolu işgal altındayken Kurtuluş Savaşı başlatan Mustafa Kemal ile ilgili. Mustafa Kemal öğrencilik yıllarında, önceleri Napolyon'a hayrandım. Sonradan siyasi fikirlerim şekillenince Napolyon'dan hoşlanmamaya başladım. Demek ki, devrimler karşı devrimleri getirebilir, demişti.
Gençliğinde Mustafa Kemal'i  etkileyen kişiler arasında yer alan batılı düşünürlerden bazıları şunlardı:  Jean-Jacques Rousseau: Özgürlükçü ve cumhuriyetçi düşünceleri.
Montesquieu: Erdem rejimi olarak cumhuriyetin önemine dair fikirleri.
Voltaire: İlim ve akıl vurgusu.
Ey Napolyon Bonapart, dünyadaki maceranızı bir şekilde sonlandırmışsınız. Sizin için, çok başarılıdır denebilir. Gelecek nesiller sizden etkilenmiş. Dünyanın yüz elliden fazla ülkesinin ders kitaplarında varsınız. Bunlar Napolyon Bonapart diyorlar da başka bir şey demiyorlar. Ben de tarihin kabul ettiği bir yüce sima olarak sizi gördüm ve kabul ettim. Dünya tarihine sizi yeniden lanse etmek istiyorum ve Napolyon Bonapart diyorum. Siz böyle bir etkinliğin baş mimarı olmaz mıydınız? "

Napolyon Bonapart: " Ben gelmişim, geçmişim. Bu dünyadaki zamanımı tamamlamışım. Siz beni yeniden gündeme mi getirmeye çalışıyorsunuz? "

Serdar Yıldırım: " Tamamen öyle. Ben kesinlikle Napolyon Bonapart diyorum ve bu fikirlerin takipçisi olacağım. "

Napolyon Bonapart: " İlk karşılaştığımızda bana agresif biri gibi göründünüz ama kalbiniz bir pamuktan yumuşakmış. Benim şu anda size bir jest yapmam gerekir. O zamanlar İspanya Krallığına kardeşim 3. Napolyon'u getirmiştim. Şimdi geçmişe dönsek ben sizi İspanya Kralı olarak tayin etsem, siz emrime riayet edip İspanya Kralı olur muydunuz? "

Serdar Yıldırım: " Bu benim için, paha biçilmez bir umut kaynağı olurdu. Krallar, şahlar, padişahlar hep zor durumda kalmıştır ve istemedikleri işlerle mücadele etmiştir. Ben sizi kırmamak için, İspanya Kralı olurum. Zamanı tersine çevirir, saatleri sessiz çaldırırım. Sarayda oturmaz halkın arasında gezerim. Halkla birlik olurum, bütünleşirim. "

Napolyon Bonapart: " Ben 22 yaşında albay, 26 yaşında general oldum; haberin var mı senin? Bir ülkeyi düşmanlar istila etse, dört bir yandan sarılsa, yok edilmeye çalışılsa, sen bu ülkenin vatandaşı olsan, bu haksızlığa karşı çıkmaz mısın? "

Serdar Yıldırım: " Gür sesimle haykırırım. Bağırır çağırırım. Düşmanlar bundan korkar. "

Napolyon Bonapart: " Benim ülkem Fransa'nın İngiltere ile yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen savaşları vardı. Genelde bizim ordu bozguna uğruyordu ve kaçıyordu. Ben yüzbaşı ve binbaşı iken savaştan kaçmadım. Emrimdeki birlikle savaşa devam ettim. Asker de kaçmadı. Sonradan ordu komutanları bunu fark etti. Sayısı yüz bini geçen ordular emrime verildi. İtalya seferi sırasında 18 meydan savaşı kazandım. 15-Mayıs-1796'da  ordumla Milano'ya girdim. 27 yaşındaydım.
Daha sonra Fransız donanması ile 19-Mayıs-1798'de Mısır seferi için yola çıktım. İngiltere'nin ticaret yolunu kesmek istedim. Olayın odak noktası Süveyş Kanalı'ydı. Uzak doğudan gelen gemiler dolusu mallar, Afrika'nın güneyinden dolanmadan Süveyş'ten kolayca geçirilip İngiltere'ye getiriliyordu. Mısır'ı ele geçirmek, benim için zor olmadı. Böylece İngiltere'nin asıl ticaret membaı olan yolu kesmiş oldum. İngiltere'den ah vah sesleri yükselmeye başladı. Sonradan doğuya gittim. Orta Doğu'nun  güçlü kalesi Akka'ya yöneldim. Akka'yı kuşattım ama alamadım. Osmanlı veziri Cezzar Ahmet Paşa çok dirençliydi ve Akka'yı bana teslim etmedi. Cezzar kasap demektir. Bu Cezzar Ahmet Paşa yakaladığı düşmanlarını develeriyle birlikte kurban edermiş. Eğer ben Cezzar'ı yenip Akka'yı alabilseydim, Büyük İskender gibi Suriye,  Irak, İran, Pakistan ve Afganistan'ı dümdüz edip Hindistan'ı ele geçirmek istiyordum. "

Serdar Yıldırım: " Ey Napolyon Bonapart, siz yüce düşünceler içindeydiniz ve İngiltere'nin ticaret yolunu kesmeye çalıştınız. Kestim dediniz, doğrudur ama sonradan neden oradan ayrılıp  iki gemiyle Fransa'ya döndünüz. Kırk bin askeriniz orada kaldı. Siz Fransa yönetimi üstünde gücünüzü artırdınız ama orada kalan Fransız askerleri ne oldu? "

Napolyon Bonapart: " Avrupa'da Fransa'nın Koalisyon ordularına yenildiği haberini alınca ülkeme dönme kararı aldım. Eylül 1799'da ordumu Mısır'da bırakarak iki  gemiyle Fransa'ya döndüm. Emrimde bir dolu general vardı. Onlarda güçlerini ispat etsinler ve zafer kazansınlar diye düşündüm. Ben bir generaldim ve Fransız orduları benim emrime verilmişti. Bu böyle olmasaydı ben Napolyon Bonapart olabilir miydim? Savaşa gidip, savaştan kaçan komutan değil, savaş meydanını asla terk etmeyen, yalnız kalsa bile savaşan, zafer kazanmayı bekleyen ve bunu başaran bir komutan olabilir miydim?
Ben zafer kazandıkça ordu komutanları, bu Napolyon, Fransa İmparatoru olur, dedi. Önce 1.konsül seçildim ve sonra Fransa İmparatoru oldum. Fransa'yı yücelttim. İngiltere'nin hızını kestim. Fransa'yı dünya devletleri arasında ön sıraya yükselttim. 1804 yılının Mayıs ayında, kralcıların bir komplosunu bahane ettim ve  kendimi imparator ilan ettim. "

Serdar Yıldırım: " Avrupa'yı fethettikten sonra, doğuya yöneldiniz. 1812 yılı ortasında 800 bin kişilik orduyla Rusya üstüne yürüdünüz. Borodino Muharebesi'nde General Kutuzov komutasındaki Rus ordusunu yenilgiye uğrattınız. Ruslar, tarlaları yakarak ve su kaynaklarını kurutarak geri çekildi. Aç ve susuz kalan ordunuzda hastalıklar başladı. Sonunda Moskova'yı kuşattınız. Bir hafta sonra Moskova'ya girdiniz. Bir ay boyunca Moskova'da kaldıktan sonra Kaluga'ya doğru çekildiniz. Daha sonra ordunuzla ileri yürüyüşe geçince Tatarlar Fransa ordusunu takip etti ve çok can aldı. Rus ordusunun kazandığı savaşlardan sonra 14-Aralık-1812' de Rusya'yı terk ettiniz. Böylelikle Avrupa'da itibarınız zedelendi. "

Napolyon Bonapart: " Benim hiçbir şekilde itibarım zedelenmedi. Her ne yaptıysam hepsi yüzde yüz doğrudur ve peşinden gidilmesi gerekir. Sen kimsin ki, beni eleştirmeye çalışıyorsun. Ben seni bir kaşık suda boğarım. "

Serdar Yıldırım: " Benim yaşadığım zamanda, Avrupa tek bir gücün egemenliği altında olsaydı, sesimi bu derece yükseltemezdim. Avrupa kıtası pek çok devlet barındırıyor ve orta ölçekli bir yönetim anlayışı içinde. Ey Napolyon Bonapart, şu anda Avrupa Birleşik Devletleri olsaydı ve bunun kurucusu siz olsaydınız, bakın ben karşınızdayım ve benim için, nasıl bir gelecek arzulardınız? "

Napolyon Bonapart: " En güçlü olduğum zaman bu derdim ve seni şövalyelerime yakalatırdım. Ellerini bağlatır ve karşımda diz çöktürürdüm. "

Serdar Yıldırım : " Ey Napolyon Bonapart, böyle bir şey mümkün değil.  Ben suçlu biri değilim ki, hakkımda nasıl bir cezai işlem uygulatacaksınız? Hem ele geçirdiğin ülkelere Napolyon kanunları getireceksin ama ben düşüncemi söyledim diye beni kürek mahkumu  ilan edeceksin? "

Napolyon Bonapart: " Bana bak bana. Adın Serdar mıydı neydi? Benim canımı sıkma canını yakarım. Konuşmayı burada kes, hikayeyi hazırla, sadece gerçekleri yaz ve bana okutmadan yayınlama. Bu işten ben karlı çıkarım çünkü zaferlerimle gündeme geliyorum. Senin bu işten kazancın ne olacak merak ediyorum? "

Serdar Yıldırım: " Şimdi tarih 6-1-2025. Artık hikaye bitti. Yazması 8 ay sürdü. Bugün site ve forumlarda okunmaya başlayacak. Bu işten benim kazancım, okuyucunun hoşça vakit geçirerek tarihi bilgi sahibi olması. "

SON

#2
Mal ve Hizmet Tedariğinde Alacaklıya Yapılan Geç Ödemelere İlişkin Temerrüt Faiz Oranı Düzenlemesi

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından 2 Ocak 2025 tarihli ve 32770 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Mal ve Hizmet Tedarikinde Alacaklıya Yapılan Geç Ödemelere İlişkin Temerrüt Faiz Oranının Belirlenmesi Hakkında Tebliğ" ile Türk Ticaret Kanunu'nun 1530 uncu maddesinin yedinci fıkrası uyarınca mal ve hizmet tedarikinde alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hallerde uygulanacak faiz oranı, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren yıllık yüzde 53,25 ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarı 1.475,00 Türk lirası olarak belirlendi. Bu oran 2024 yılında yıllık yüzde 48 olarak uygulanıyordu. 

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1530. maddesine göre;

Madde 1530 - Ticari Hükümlerle Yasaklanmış İşlemler İle Mal Ve Hizmet Tedarikinde Geç Ödemenin Sonuçları
(1) Aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ve şartlar batıldır. Ancak, sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken edimler için kanunun veya yetkili makamların koymuş olduğu en yüksek sınırı aşan sözleşmeler en yüksek sınır üzerinden yapılmış sayılır; sınırı aşan edimler hata ile yerine getirilmiş olmasa bile, geri alınır. Bu sınırlarda, Türk Borçlar Kanununun 27 nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi uygulanmaz.
(2) Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
(3) Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır.
(4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir.
(5) Sözleşmede öngörülen ödeme süresi, faturanın veya eş değer ödeme talebinin veya mal veya hizmetin alındığı veya mal veya hizmetin gözden geçirme ve kabul usulünün tamamlandığı tarihten itibaren en fazla altmış gün olabilir. Şu kadar ki, alacaklı aleyhine ağır bir haksız durum yaratmamak koşuluyla ve açıkça anlaşmak suretiyle taraflar daha uzun bir süre öngörebilirler. Ancak alacaklının küçük yahut orta ölçekli işletme (KOBİ) veya tarımsal ya da hayvansal üretici olduğu veya borçlunun büyük ölçekli işletme sıfatını taşıdığı hâllerde, ödeme süresi, altmış günü aşamaz.
(6) Gecikme faizi ödenmeyeceğini veya ağır derecede haksız sayılabilecek kadar az faiz ödeneceğini, alacaklının geç ödeme dolayısıyla uğrayacağı zarardan borçlunun sorumlu olmayacağını veya sınırlı bir şekilde sorumlu tutulabileceğini öngören sözleşme hükümleri geçerizdir. Geçersizlik durumunda yedinci fıkra uygulanır.
(7) Bu madde hükümleri uyarınca alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası her yıl ocak ayında ilan eder. Faiz oranı, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olmalıdır.
(8) Mal veya hizmet bedelinin taksitle ödenmesinin öngörüldüğü durumlarda, bu maddenin ödeme sürelerini düzenleyen hükümleri birinci taksit bakımından uygulanır. Her bir taksit tutarının ödenmeyen kısmı yedinci fıkrada öngörülen oranda gecikme faizine tabidir. Alacaklının küçük veya orta ölçekli işletme veya tarımsal veya hayvansal üretici olup borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hâllerde taksitle ödemeyi öngören sözleşme hükümleri geçersizdir."

Bu kapsamda Türk Ticaret Kanunu'nun 1530. maddesinin 7. fıkrası uyarınca mal ve hizmet tedarikinde alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hallerde uygulanacak faiz oranı, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren yıllık yüzde 53,25 ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarı 1.475,00 Türk lirası olarak belirlendi.

Bu oran 2021 yılında yıllık yüzde 18,25 olarak, 2022 yılında yıllık yüzde 17,25 olarak, 2023 yılında yıllık yüzde 11,75 olarak, 2024 yılında yıllık yüzde 48 olarak uygulanmıştı.

Avukat Ahmet Faruk ÜMÜT

Detaylı bilgi ve daha fazlası için; www.umut.av.tr
#3
Teknoloji / Neden otomobillerde yakıt olar...
Son İleti Gönderen webmaster - 30 Aralık 2024, 20:15:27
Hidrojenin otomobillerde yakıt olarak kullanılmasının sınırlı olmasının birkaç nedeni var:

  • Depolama Zorlukları: Hidrojen, çok düşük yoğunlukta bir gazdır. Yeterli miktarda hidrojen depolamak için ya çok yüksek basınç altında (tipik olarak 700 bar) gaz olarak saklanması ya da -253°C'de sıvılaştırılması gerekir. Bu, depolama tanklarının ağır ve pahalı olmasına neden olur.

  • Üretim Maliyeti: Hidrojen genellikle suyun elektrolizi veya doğal gazın reformasyonu yoluyla üretilir. Ancak bu işlemler maliyetlidir ve çoğunlukla fosil yakıtlarla gerçekleştirilir, bu da çevreye tam anlamıyla temiz bir çözüm sunmaz.

  • Yakıt Altyapısının Eksikliği: Hidrojen yakıt istasyonları oldukça sınırlıdır. Benzin veya elektrikli şarj istasyonları gibi yaygın bir altyapı henüz yoktur. Bu da hidrojen yakıtlı araçların kullanımını kısıtlar.

  • Araç Teknolojisi: Hidrojen yakıt hücreleri, pahalı malzemeler (örneğin platin katalizörler) gerektirir. Bu, hidrojenle çalışan araçların üretim maliyetini artırır. Ayrıca bu teknoloji hâlâ gelişmekte olduğundan, elektrikli araçlara kıyasla ticari olarak daha az tercih edilmektedir.

  • Verimlilik: Hidrojen üretiminden, taşınmasından ve kullanıma kadar geçen süreçte enerji kayıpları vardır. Elektrikli araçlar doğrudan elektrik kullanırken, hidrojen yakıtlı araçlarda elektriğe dönüştürme aşamaları daha karmaşıktır ve enerji kaybına yol açar.

Bu sebeplerden dolayı, hidrojen yakıtı ticari olarak geniş çapta kullanılmıyor ve elektrikli araçlar daha popüler hale geliyor. Ancak hidrojen yakıtı potansiyeli nedeniyle belirli uygulamalarda ve gelecekte daha fazla kullanılabilir.
#4
Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 328 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği Hk.

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)'nın 17.10.2024 tarih ve 32695 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 328 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile yapılan konut kira ödemelerinde 500 TL'nin altındaki kira ödemelerinin elden yapılabilmesine ilişkin alt sınır kaldırılmış ve konut, işyeri veya süre ayrımı olmaksızın bütün kira ödemelerinin bankalar veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla yapılması zorunluluğu getirilmiştir.

328 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği öncesinde 29.07.2008 tarih ve 26951 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 268 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile;
01/11/2008 tarihinden itibaren konutlarda, her bir konut için aylık 500 TL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin,
01/11/2008 tarihinden itibaren işyerlerinde, limit aranmaksızın işyerini kiraya verenler ile kiracıların
(298 seri No.lu GVK Genel Tebliği ile) 01/07/2017 tarihinden itibaren tutarı ne olursa olsun haftalık, günlük veya benzeri şekilde kısa süreli konut kiralamalarının kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerinin banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu getirilmişti.

Yeni dönemde 328 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile;
Konutlarda ve iş yerlerinde, konutunu ve iş yerini kiraya verenler ve bunları kiralayanların, kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerini bankalar veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunludur.
Haftalık, günlük veya benzeri şekilde kısa süreli konut kiralamalarına ilişkin yapılan tahsilat ve ödemeler de tevsik kapsamındadır.
Konut ve iş yerini kiraya verenler ve bunları kiralayanların, kira bedeline ilişkin mahkeme ve icra yoluyla veya ayni olarak yaptıkları tahsilat ve ödemeler tevsik zorunluluğu kapsamında değildir.
Hisseli gayrimenkullerin kiralanmasında, kira bedelinin tamamının kiraya verenlerden birine bankalar veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla ödenmesi durumunda, tevsik zorunluluğunun yerine getirildiği kabul edilir.
Bankalar veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracı kılınmak suretiyle; para yatırma, havale, EFT, çek, banka ve kredi kartı gibi araçlar kullanılmak suretiyle yapılan tahsilat ve ödemeler karşılığında dekont veya hesap bildirim cetvelleri düzenlendiğinden, bu belgeler tevsik edici belge kabul edilecektir. Bankaların internet şubeleri üzerinden yapılan ödeme ve tahsilatlar da aynı kapsamdadır. Kişilerin kira ödemelerini; banka şubelerine giderek T.C. kimlik numarası, vergi kimlik numarası, ad soyad/unvan bilgileri ve "kira ödemesi" açıklamasıyla kiraya verenin hesabına yatırması durumunda da tevsik yükümlülüğü yerine getirilmiş sayılır.

Kira Ödemelerini Finans Sistemi Üzerinden Yapmayanlara Uygulanacak Cezalar

Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 20.000,00 Türk lirasından, ikinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 10.000,00 Türk lirasından, bu sayılanlar dışında kalanlar hakkında 5.000 Türk lirasından, az olmamak üzere işleme konu tutarın %10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir.

Ancak, bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemez.

Tevsik zorunluluğuna aykırı bir şekilde ödeme yapanların; durumu, ödemeyi takip eden beş iş günü içerisinde kendiliğinden idareye bildirmesi halinde, ödemede bulunan adına bu düzenleme uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmeyecektir.

Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayanlar için asgari ve azami miktarları belirtilmiş olan tutarlar ile ceza miktarları her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Kanun uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılarak uygulanacaktır.

Tevsik yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeni ile adına ceza kesilen mükellefler, 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesinde ve "Uzlaşma" başlıklı Üçüncü Bölümünde yer alan ilgili hükümlerden faydalanabileceklerdir.

Avukat Ahmet Faruk ÜMÜT

Detaylı bilgi ve daha fazlası için; www.umut.av.tr




#5
Mevzuat Değişiklikleri / Genel Sağlık Sigortası Prim Bo...
Son İleti Gönderen Av. Ahmet Faruk Ümüt - 29 Aralık 2024, 00:34:50
2015 Yılı Öncesine Ait Genel Sağlık Sigortası Prim Borçlarının Silinmesi Hakkında Kanun Değişikliği

27.12.2024 tarihli 32765 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanan 7537 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 105 inci maddesinde "5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında 01.01.2015 öncesine ait olup ödenmemiş genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı gibi feri alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar söz konusu süreler için ödenmiş olan primler iade ve mahsup edilmez." hükmü düzenlenmiştir.
Buna göre;
01.01.2015 tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası prim borçları terkin edilmiştir.
27.12.2024 tarihine kadar bu kapsamda ödenmiş olan primler iade edilmeyecektir.
01.01.2015 tarihinden sonra tahakkuk etmiş bu kapsamdaki prim borçlarının tahsiline davam edilecektir.
#6
Merhaba;

Bir kaç konu hakkında sizlerden bilgi alabilir miyim?

İş yerinde mavi yaka olarak çalışanlar sendikalı beyaz yaka çalışanlar sendika üyesi değil, sendikalılara yıl içinde zam yapılırken beyaz yakalılara zam yapılmıyor bu eşitsizlik değil mi? Haklı fesih sebebi olur mu?

Mesai saati dışında, Hafta sonu tatillerinde veya yıllık izinlerimde personeller tarafından sık sık telefonla aranarak veya maille iş yürütüyorum bu konuda işçinin bir hakkı var mı? Fesih sebebi midir?

İşveren verdiği izni yıllık izinden düşebilir mi? Örneğin perşembe günü resmi tatil, cuma günü de tatil yaptırıp 1 gün yıllık izinden mahsup ediyor böyle bir hak var mı?

Bu konularda bilgilerinizden faydalanmak isterim. Teşekkür ederim.
#7
Merhaba,

İcra İflas Kanunu'na göre maaş haczi ile ilgili yapılan kesintiler, çalışanın maaşının 1/4'ü ile sınırlıdır. Yani, aynı anda birden fazla icra dosyası olsa bile toplam kesinti maaşın 1/4'ünü geçemez. Ancak vergi borçları özel bir düzenlemeye tabidir. Vergi dairesi, maaştan 1/3 oranında kesinti yapabilir ve bu kesinti, diğer şahıs borçları için yapılan 1/4 kesintiye eklenebilir.

Durumunuzda, şahıs borcunuz için maaşınızın 1/4'ü, vergi borcunuz için ise 1/3'ü kesiliyor ve bu, kanuna uygundur. Çünkü vergi borçları için yapılan kesinti, genel maaş haczi sınırlarına tabi değildir.

İyi günler dilerim.
#8
Merhaba ,02.09.2024 tarihinde şoför olarak bır şahsın yanında sigortalı işe başladım.29.09.2024 tarihinde bana başka bir araç verip işe devam etmemi söyledi.03.10.2024 tarihinde trafik polisi durdurması üzerine aracın plakasının uzerindeki plaka olmadığını ve sürücü belgeme ikiz plaka ve korsan taşımacılıktan ceza yazıldı.benim bu konu hakkında hiçbir bilgim olmadığını söylesem de cezayı bana yazdılar.İşverenim cezayı ödemeyeceğini söyledi ve beni 05.10.2024 tarihinde işten çıkardı.Daha sonra avukat akrabasına vekalet vermemi ve benim üstümden cezayı sildireceğini söyleyip vekalet istedi. 09.10.2024 tarihinde noterde avukata vekalet verdim.Ama avukat benim adıma herhangi bir dava açmadı ve cezaya itiraz etme süremi engelledi.29.11.2024 tarihinde trafik cezasını kendi imkanlarımla ödedim ve ücretin işverenimden tahsil etmek için nereye basvurmalıyım.Bu davaya hangi mahkeme bakar?
#9
Merhaba
Çalışanım maaşımda 1/4 haciz var halende kesilmekte.
Vergi dairesi vergi borcumdan dolayı yeni haciz göndermiş işyeride vergi borcu için 1/3 haciz yapabilir diye 1/4 den artan  kısmı ayrıca kesip icra dairesine göndermiş
Örnek 21000 tl maşımdan (1/4) 5000 tl kesiliyor bunu o icraya gönderiyor zayen.
1/3 de vergi dairesi için 2000 tl kesip vergi dairesi hesabına yollamış.
Böylelikle şahış borcum için ve vergi dairesi için aylık maaşımdan kesinti yapmış.
Aynı anda iki icra dosyasına toplamda (1/3) 7000 tl kesmişler bu doğrumudur.
Bilgilendirmenizi rica ederim teşekkürler
#10
Araç Değer Kaybı Nedir ve Nasıl Hesaplanır?
Trafik kazalarının ardından yaşanan maddi kayıpların birçoğu, Araç Değer Kaybı üzerinden hesaplanabilir. Bu değer kaybı, aracın kazadan sonraki piyasa değerindeki düşüşü ifade eder. Kaza sonucu meydana gelen hasarın, aracın gelecekteki satış fiyatını nasıl etkilediği, değer kaybının belirlenmesinde önemli bir faktördür. Eğer siz de aracınızın değer kaybını hesaplamak istiyorsanız, uzman bir hukuk firması ile iletişime geçmek faydalı olacaktır. Araç Değer Kaybı davasıhttps://ervahukuk.com/arac-deger-kaybi/ ile ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

Trafik Kazası Ceza Davası Süreci
Trafik kazaları, sadece maddi hasara değil, aynı zamanda ceza davalarına da yol açabilir. Trafik Kazası Ceza Davası, kazaya sebep olan kişinin suçlu bulunması durumunda, cezai sorumluluğun ön plana çıktığı bir süreçtir. Bu tür davalar, kazanın meydana geldiği durum, tarafların hatalı hareketleri ve diğer yasal unsurlara göre şekillenir. Ceza davalarında haklarınızı savunmak için uzman bir avukattan destek alabilirsiniz. Trafik Kazası Ceza Davası hakkındaki detayları burada bulabilirsiniz.

Yaralanmalı Trafik Kazalarında Hukuki Süreç
Yaralanmalı Trafik Kazaları, kazaya karışan kişilerin fiziksel zararlara uğramasıyla sonuçlanabilir. Bu durumda mağdurlar, tazminat hakları konusunda yasal yollara başvurabilirler. Bu süreçte, kazaya sebep olan kişi ve kurumlar sorumlu tutulabilir. Kazada yaralanan tarafın haklarını savunmak için profesyonel bir hukuk desteği almak önemlidir. Yaralanmalı Trafik Kazaları ile ilgili bilgileri buradan edinebilirsiniz.

Ölümlü Trafik Kazaları ve Tazminat Hakları
Ölümlü Trafik Kazaları, sadece maddi kayıplara değil, manevi kayıplara da yol açabilir. Bu tür kazalarda, hayatını kaybeden kişinin ailesi, tazminat talep edebilir. Tazminat, genellikle kazanın sebeplerine, trafik kurallarının ihlaline ve kazazedelerin durumuna göre belirlenir. Aileler, sevdiklerini kaybettikten sonra haklarını en iyi şekilde savunmak için profesyonel yardım almalıdır. Ölümlü Trafik Kazaları konusunda detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

Trafik Kazasında Tazminat Haklarınız
Trafik kazaları sonrasında, mağdurların en büyük endişelerinden biri, uğradıkları zararları tazmin edebilmektir. Trafik Kazasında Tazminat, kazanın büyüklüğüne ve mağdurun yaşadığı zararların türüne göre farklılık gösterir. Maddi tazminat, manevi tazminat ve araç değer kaybı gibi unsurlar tazminat hesaplamasında önemli yer tutar. Trafik Kazasında Tazminat hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Araç Mahrumiyet Bedeli ve Hesaplanması
Kazaya karışan araç sahipleri, araçlarının tamiri için harcadıkları süre boyunca bir Araç Mahrumiyet Bedeli talep edebilirler. Bu bedel, araç kullanılamaz hale geldiğinde ve tamir süreci uzadığında hesaplanır. Araç mahrumiyet bedeli, araç sahiplerinin kazadan sonra mağduriyetini gidermeye yönelik bir tazminat türüdür. Araç Mahrumiyet Bedeli ile ilgili bilgi almak için burayı ziyaret edebilirsiniz.