Haberler:

deneme

Ana Menü

Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

30 Ocak 2025, 20:31:33

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,224
  • Latest: TekniX
Stats
  • Toplam İleti: 8,896
  • Toplam Konu: 4,429
  • Online today: 31
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 18
Total: 18

Son İletiler

#51
Araç değer kaybı davasının süresi, davanın karmaşıklığına, mahkemenin iş yüküne, delillerin toplanma sürecine ve tarafların işbirliğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel olarak, bu tür davalar 6 ay ile 1 yıl arasında bir sürede sonuçlanabilir. Ancak, bazı durumlarda dava süreci daha kısa veya daha uzun sürebilir. Davanın daha hızlı sonuçlanabilmesi için gerekli belgelerin eksiksiz ve zamanında sunulması, uzman raporlarının hazırlanması ve mahkemenin yoğunluk durumu önemlidir. En doğru bilgi için davayı takip eden avukata danışmak faydalı olacaktır.
#52
GAYRİMENKUL EDİNMEYLE TÜRK VATANDAŞLIĞININ KAZANILMASI

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunumuza göre Türk vatandaşlığı doğum veya sonradan kazanılmaktadır. Aynı Kanunun 9. maddesinde sonradan kazanılan vatandaşlığın yetkili makam kararı ile aranan şartları taşımak suretiyle gerçekleşebileceği ve bu hakkın mutlak bir hak olmadığı belirtilmektedir.

5901 sayılı Kanunun yürütülmesinde uygulanacak usul ve esasları belirlemek için yayınlanan Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 20. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendine göre;

En az 400.000 Amerikan Doları veya karşılığı döviz tutarındaki taşınmazı tapu kayıtlarına üç yıl satılmaması şerhi koyulmak şartıyla satın aldığı veya kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulmuş, en az 400.000 Amerikan Doları veya karşılığı döviz tutarı peşin olarak yatırılan ve tapu siciline üç yıl süreyle devir ve terkini yapılmayacağı taahhüdü şerh edilmek şartıyla noterde düzenlenmiş sözleşme ile taşınmazın satışının vaat edildiği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca tespit edilen" yabancı kişiler Cumhurbaşkanı kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir.

11.02.2010 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmeliğe sırası ile 12.01.2017, 19.09.2018, 07.12.2018, 06.01.2022 ve 13.06.2022 tarihlerinde yürürlüğe giren değişiklikler yapılmıştır.

Buna göre Yönetmelik değişikliklerinin yürürlük tarihleri bakımından;

1) 12.01.2017-18.09.2018 tarihleri arasında satın alınmış taşınmaz/taşınmazların 1.000.000 Amerikan Doları tutarında olması,

2) 19.09.2018 tarihinden sonra satın alınmış/alınacak taşınmaz/taşınmazların 400.000 Amerikan Doları tutarında olması,

3) 07.12.2018 tarihinden sonra satış vaadi sözleşmesi düzenlenmiş/düzenlenecek taşınmaz /taşınmazların 400.000 Amerikan Doları tutarında olması,

4) 06.01.2022 tarihinde yapılan değişiklik ile "karşılığı Türk Lirası" ibaresi Yönetmelik'ten çıkarılmış olup taşınmaz bedeli döviz tutarının Merkez Bankasına satılmak üzere bir bankaya satılması,
gerekmektedir.

Yönetmeliğe göre, istisnai yoldan taşınmaz edinimi suretiyle Türk vatandaşlığı kazanılmasına ilişkin ilk düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih olan 12.01.2017'den önce satın alınmış taşınmazlar ile 07.12.2018 tarihinden önce satış vaadi sözleşmesine konu edilen taşınmazlar Türk vatandaşlığı kazanımında dikkate alınmayacaktır.

GAYRİMENKUL EDİNME YOLU İLE İSTİSNAİ YOLDAN TÜRK VATANDAŞLIĞI KAZANILMASINDA ÖN KOŞULU

Taşınmaz edinimi yoluyla Türk vatandaşlığı kazanılabilmesi için satış ve satış vaadi sözleşmelerine yönelik işlemlerde öncelikle 2644 sayılı Tapu Kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında aranan kişi ve taşınmaza ilişkin edinim şartlarının sağlanmış olması gerekmektedir.

Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik, yabancı gerçek kişilerin şahsi taşınmaz edinimlerini kapsadığından, yabancı gerçek kişilerin şahsı dışında eşi, çocuğu vb. adına veya yöneticisi/ortağı oldukları şirket tüzel kişiliği adına yapılan taşınmaz edinimleri bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.

GAYRİMENKUL EDİNME YOLU İLE İSTİSNAİ YOLDAN TÜRK VATANDAŞLIĞI KAZANILMASINDA TAŞINMAZIN NİTELİĞİ

Satış yoluyla edinilebilecek taşınmazların niteliğine ilişkin olarak (konut, işyeri, arsa, tarla, bahçe vb.) herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmelerine dayalı olarak yapılacak başvurular kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmuş taşınmazlar için geçerlidir. Devre mülk olarak tapu sicilinde kayıtlı haklar, taşınmaz edinimi yolu ile Türk vatandaşlığı kazanımına konu edilemez.

GAYRİMENKUL EDİNME YOLU İLE İSTİSNAİ YOLDAN TÜRK VATANDAŞLIĞI KAZANILMASINDA TAŞINMAZ SAYISI

Satış yoluyla edinilecek taşınmaz sayısında herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Yönetmelikte belirtilen tutarın sağlanması esastır.

Satış vaadine dayalı olarak yapılan başvurularda Yönetmelikte aranılan tutarın tek sözleşme ile sağlanması gerekmektedir. Bu çerçevede birden fazla taşınmazın tek sözleşme kapsamında satış vaadine konu edilmesi mümkün olup birden fazla satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak yapılan başvurular dikkate alınmayacaktır.

1 Şubat 2023 tarihinden sonra, satın alma yolu ile edinilmiş taşınmazların vatandaşlık edinimi için aranılan tutarı karşılamadığı durumlarda kalan miktarın satış vaadi sözleşmesi ile tamamlanması mümkün değildir.

Satış vaadi sözleşmelerine ilişkin yapılan başvurularda Yönetmelikte belirtilen tutarın (en az 400.000 Amerikan Doları) peşin olarak ödenmiş olması şartı aranıldığından, bu miktara tekabül eden bedelin en geç satış vaadi sözleşmesi tarihinde ödenmiş olması gerekir.

Taşınmazın hisseli olarak edinimi ile vatandaşlık başvurusunda bulunulması mümkün değildir. Örneğin bir taşınmazın paylı mülkiyet oluşacak şekilde birden fazla yabancı kişi tarafından edinimi durumunda bu taşınmaz vatandaşlığa konu edilemeyecek iken; birden fazla kişi adına kayıtlı bir taşınmazın tamamının yabancı bir kişi tarafından edinilmesi durumunda bu taşınmaz vatandaşlığa konu edilebilecektir.

GAYRİMENKUL EDİNME YOLU İLE İSTİSNAİ YOLDAN TÜRK VATANDAŞLIĞI KAZANILMASINDA DEĞER TESPİTİ

Tutar tespitine esas alınan; resmi senette beyan edilen satış bedeli/bedelleri veya satış vaadinde belirlenen bedel/bedeller toplamı, değerleme raporundaki değer/değerler toplamı ve bedel transferleri/ödemeleri toplamı ayrı ayrı Yönetmelik ile edinim tarihine göre aranan 1.000.000 Amerikan Doları veya en az 400.000 Amerikan Doları tutarını sağlamalıdır.

1- TAŞINMAZ DEĞERLEME RAPORU:

Taşınmaz değerleme raporlarının Tadebis / WebTapu sistemi üzerinden alınması zorunludur. Sistem üzerinden düzenlenen değerleme raporları, kontrolü sağlanmış bir şekilde düzenlenmekte ve sistem üzerinden doğrudan TAKBİS'e gönderilmektedir.

Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliği kapsamında gayrimenkulün satın alınma tarihine göre aranan 1.000.000 Amerikan Doları veya 400.000 Amerikan Doları tutarın tespitinde yararlanmak üzere piyasa değerini (mevcut piyasa değeri/mevcut durum değeri) gösteren taşınmaz değerleme raporu aranır.

Değerleme raporunda; zeminde fiilen tamamlanmış yapılar için rapor tarihindeki değer esas alınır. İnşası devam eden ve kat irtifakı tesisli taşınmazlar için ise inşasının başlamış olması gerekmektedir. Bu taşınmazlar için rapor tarihindeki "tamamlanması durumundaki mevcut durum değeri" esas alınır.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Yabancı İşler Dairesi Başkanlığı'nın 2019/1 sayılı Genelgesi kapsamında satış veya satış vaadi bedelinin, değerleme raporu değerinden düşük/yüksek olacak şekilde belirlenmesi mümkündür.

Değerleme raporlarında takdir edilen değerlerin satış bedeli ve tapu harcı matrahı yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Başvuru sırasında sunulan değerleme raporları düzenlendiği tarihten itibaren 3 ay süre ile geçerli olup bu süre içerisinde başvurusu yapılan işlemlerde yeni rapor istenilmeyecektir.

Satış vaadinin noterde düzenlenme tarihi itibariyle en fazla 3 ay öncesi düzenlenmiş değerleme raporları varsa bunlar işleme alınır. Bu halde şerh tarihi öncesi ayrıca bir değerleme raporu aranmaz.

Satış vaadi sözleşmesinin sicile şerhinden sonra taşınmazın vaat alacaklısı tarafından satın alma yoluyla adına tescili sırasında ayrıca yeni bir değerleme raporu aranılmaz.

Taşınmaz Değerleme Bilgi Sistemi (TADEBİS) aracılığı ile Web-Tapu üzerinden gönderilen değerleme raporundaki TL değerinin Amerikan Doları cinsinden karşılığının bulunmasında kural olarak rapor tarihinden önceki son iş gününün Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın efektif satış kuru esas alınır.

Taşınmazın üç yıl satılamayacağına ilişkin belirtmenin tesisi esnasında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün talebi ile yenilenen değerleme raporları hariç olmak üzere satış işlemi veya satış vaadi sözleşmesinin şerhi sırasında sunulan raporlar dışında düzenlenen değerleme raporları değer tespitinde dikkate alınmaz.

2- RESMİ SENET (SATIŞ) VE SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ BEDELİNİN BELİRLENMESİ

Taşınmazın satışı için düzenlenen resmi senette yer alan satış bedeli ile taşınmazın satışının vaadine yönelik noter tarafından düzenlenen satış vaadi sözleşmelerinde yer alan ve peşin ödenmesi gereken bedelin tespiti 2022/1 sayılı ve "Yabancı Gerçek Kişi Edinimlerinde Döviz Alım Belgesi" konulu Genelgede belirlenen usul ve esaslar kapsamında belirlenecektir.

Bu kapsamda taşınmazın alıcısı, satıcısı, bunların vekilleri ya da temsilcileri tarafından satış bedelinin Amerikan Doları ya da karşılığı döviz tutarının Merkez Bankasına satılmak üzere bir bankaya satılması ve banka tarafından düzenlenecek döviz alım belgesinin, KEP üzerinden ilgili Tapu Müdürlüğüne gönderilmesi gerekmektedir. Satış vaadi sözleşmesinde döviz alım belgesinin en az peşin ödenen kısım için ve en geç sözleşme tarihinde düzenlenmiş olması gerekmektedir.

Döviz alım belgesinde asgari olarak adına döviz bozdurulan kişinin adı soyadı, pasaport numarası ya da yabancı kimlik numarası, taşınmaz numarası, alışı yapılan dövizin Amerikan Doları karşılığı ve bu işlemin Türk vatandaşlığı kazanılması ya da Sermaye Hareketleri Genelgesi'nin 13. maddesi kapsamında gerçekleştirildiğini belirten bir ifadenin yer alması zorunludur. Taşınmaz numarası https://parselsorgu.tkgm.gov.tr/ adresinden temin edilecek olup taşınmazın niteliğine göre bağımsız bölüm veya ana taşınmaza ilişkin taşınmaz numarası, bunun bulunmaması halinde ise ada/parsel bilgilerinin yer alması mümkündür.

Tapu Müdürlüğü tarafından döviz alım belgelerinde gösterilen TL tutarı esas alınarak resmi senet düzenlenecektir. Döviz Alım Belgesi' uygulamasından itibaren yapılan işlemlerde satış veya satış vaadi bedeline ilişkin başvuru gününe göre ayrıca herhangi bir kur hesabı yapılmayacak olup tutar tespitinde döviz alım belgeleri esas alınacaktır.

Beyan değerine esas döviz satış tutarı içerisinde taşınmaz satış bedeli veya satış vaadi sözleşmesinde peşin ödenen bedel harici bir ödeme kalemi (KDV, komisyon, masraf, vergi, harç vb.) yer almayacaktır.

Bu düzenlemeler kapsamında resmi senette beyan edilen bedele ilişkin ödeme bankaya yapılacağından döviz satış tutarına özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir.

Yabancı kişilerin taraf olduğu satış vaadi sözleşmelerinin Amerikan Doları ya da diğer döviz cinslerinden düzenlemesi mümkündür. Bu durumda döviz cinsinden düzenlenen satış vaadi sözleşmelerinde harca esas satış vaadi miktarı döviz alım belgesinde yer alan kur dikkate alınarak hesaplanır. Bu işlemlere ilişkin harçlar, 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli 4 sayılı tarifede belirtildiği şekilde tahsil edilir.

3- DEKONT

Yönetmeliğin aradığı asgari tutara ilişkin bedelin taşınmaz satıcısına ya da ilgilisine ödendiğini gösterir onaylı banka dekontunun tapu müdürlüğüne sunulması gerekmektedir.

Tapu Müdürlükleri tarafından, bedel transferinin/ödemenin alıcı veya ilgili kişiler tarafından satıcı veya ilgili kişilerin (Vekili, Eşi, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Hak Sahibi, Haciz veya İpotek Alacaklısı, Şirket Sahibinin Hesabı vb.) hesabına yapılıp yapılmadığı hususunda; makul ilgi değerlendirmesi yapılacaktır.

Dekontta belirtilen bedelin döviz alım belgesinde gösterilen tutara eşit olması gerekmekte ise de bu iki bedel arasında farklılık olması durumunda dekontta belirtilen bedelin, döviz alım belgesinde yer alan kur üzerinden Yönetmeliğin aradığı asgari tutarı sağlaması yeterlidir. Ayrıca ödeme dekontunun taahhüde ilişkin beyanın tesis edilmesinden önce sunulması gerekmektedir.

Döviz alım belgesi uygulaması sonrasında yapılan ödemeler bakımından; döviz alım belgesi düzenlenmeden önce gerçekleşen para transferine ilişkin dekontların döviz cinsinden, sonrasında düzenlenen dekontların ise TL cinsinden olması gerekmektedir.

Taşınmaz bedel transferinin/ödemesinin yapılmasında bankalar tarafından sunulan güvenli ödeme sistemlerinin isteğe bağlı olarak kullanılması mümkündür.

GAYRİMENKUL EDİNME YOLU İLE İSTİSNAİ YOLDAN TÜRK VATANDAŞLIĞI KAZANILMASINDA TAKSİTLİ SATIŞ

1) SATIŞ İŞLEMİNDE:

12.01.2017 tarihinden önce yapılan ödemelere ilişkin dekontlar taşınmaz edinimi yoluyla vatandaşlık kazanımında dikkate alınmayacaktır.

2) SATIŞ VAADİ İŞLEMİNDE

07.12.2018 tarihinden önce ve sözleşme tarihinden sonra yapılan ödemelere ilişkin dekontlar taşınmaz edinimi yoluyla vatandaşlık kazanımında dikkate alınmayacaktır.

3) TAKSİTLİ İŞLEMLERDE ÖDEME

Döviz Alım Belgesi uygulamasının yürürlüğe girdiği 24.01.2022 tarihinden önce yapılan ödemelere ilişkin dekontlar işlemlerde kabul edilmeye devam edilir. Bu ödeme dekontlarında yer alan bedelin Amerikan Doları cinsinden karşılığının hesaplanmasında ödemenin yapıldığı tarihten bir önceki iş gününün Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru veya çapraz döviz kurları esas alınır.

Döviz Alım Belgesi uygulamasının yürürlüğe girdiği tarihten önce ödemesi yapılan taşınmazların resmi senedinde yer alan bedel, 24.01.2022 tarihinden önceki dekont toplamları ile döviz alım belgesinde yer alan tutarın toplamı kadar olmalıdır.

Örneğin 24.01.2022 tarihinden sonra Tapu Müdürlüğüne beyan tesisi başvurusu yapılan ve toplam 450.000 Amerikan Doları karşılığı satın alınan taşınmazın bedelinin 200.000 Amerikan Dolarlık (TCMB efektif satış kuru 8 TL olarak alınmıştır.) kısmının 24.01.2022 tarihinden önce, kalan kısmının ise bu tarihten sonra ödendiği bir işlemde; dekontta yer alan 1.600.000 TL'lik bedel ile döviz alım belgesinde yer alan 250.000 Amerikan Doları tutara karşılık gelen 4.500.000 TL'lik bedelin toplamı 6.100.000 TL olduğundan Yönetmeliğin aradığı tutar sağlanmış olacaktır. Bu örnekte resmi senet satış bedeli 6.100.000 TL olarak alınacaktır.

GAYRİMENKUL EDİNME YOLU İLE İSTİSNAİ YOLDAN TÜRK VATANDAŞLIĞI KAZANILMASINDA TARAFLARA İLİŞKİN ŞARTLAR

1) Satış veya satış vaadine konu taşınmaz/taşınmazlar, tapu sicilinde yabancı kişiler ve alıcı yabancı gerçek kişinin Türk vatandaşı olan birinci derece akrabaları (kan veya sıhri hısımlar) adına kayıtlı olmamalıdır.

2) Satış veya satış vaadine konu ikinci el taşınmaz/taşınmazlar, vatandaşlık amacıyla taşınmaz edinecek olan yabancı gerçek kişinin kendi, Türk vatandaşı olsun ya da olmasın birinci derece akrabaları (kan veya sıhri hısımlar) tarafından Türk vatandaşı/şirketine devredilmiş taşınmazlardan olmamalıdır.

3) Satış veya satış vaadine konu ikinci el taşınmaz/taşınmazlar, herhangi bir yabancı gerçek kişi tarafından son üç yıl içinde Türk vatandaşı/şirketine devredilmiş taşınmazlardan olmamalıdır. Eser sözleşmelerinden kaynaklanan edinimler bu madde kapsamı dışındadır.

4) Satış veya satış vaadine konu (gerek vatandaşlık kazanma öncesinde edinilmiş gerekse sonrasında edinilmiş) taşınmaz/taşınmazlar, istisnai yoldan (taşınmaz edinimi yolu dışındaki usuller de dahil olmak üzere) Türk vatandaşlığı kazanmış kişiler (MERNİS kaydına göre Türk Vatandaşlığı Kanunu 12/b maddesi gereğince kazanılmış olanlar) adına tapu sicilinde kayıtlı olmamalıdır.

5) Satış veya satış vaadine konu taşınmaz/taşınmazlar, vatandaşlık talebiyle taşınmazı satın alan yabancı gerçek kişinin kendi ve birinci derece akrabalarının (kan veya sıhri hısımlar) ortağı ya da yöneticisi olduğu şirket tüzel kişiliği adına tapu sicilinde kayıtlı olmamalıdır.

6) Tapu Kanunu'nun 36. Maddesi kapsamındaki (yabancı / uluslararası sermayeli) şirket tüzel kişiliği adına kayıtlı satış veya satış vaadine konu taşınmaz/taşınmazlarda, kat irtifakı/mülkiyeti kurulması (inşaat ruhsatının şirket adına olması) ve bağımsız bölümün ilk teslim (Sıfır taşınmaz) olması gerekmektedir.

7) Bir taşınmaz sadece bir kez vatandaşlık edinimine konu edilebilir.

8) Taşınmaz edinimi yoluyla Türk vatandaşlığı kazanmış yabancı gerçek kişilerin taahhüt süresi sona erdikten sonra (mahkeme kararı veya cebri icra vb. yollarla yapılan zorunlu devirler hariç) taşınmazın bir önceki malikine devri halinde ya da satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkin edilerek taşınmazın üçüncü bir şahsa devri halinde konu Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne intikal ettirilmek üzere Genel Müdürlüğe bildirilir.

9) Türk vatandaşlığından izinle çıkan (mavi kartlı) kişiler, KKTC vatandaşları ile çoklu vatandaşlığa sahip Türk vatandaşları (Türk Vatanşlığı Kanunu 12/b maddesi kapsamında vatandaşlık kazanmış olanlar hariç) bu Kılavuz kapsamında yabancı statüsünde değerlendirilmeyecektir.


Avukat Ahmet Faruk ÜMÜT

Detaylı bilgi ve daha fazlası için; www.umut.av.tr


#53
MADDİ HASARLI TRAFİK KAZALARINDAN KAYNAKLI ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI

ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI

Araç değer kaybı, maddi hasarlı trafik kazasında aracınızda meydana gelen hasar nedeniyle yaptırdığınız tamir, bakım, onarım faaliyetleri hasar giderildikten sonra aracınızın piyasa değerinde olan kayıptır. Kazaya karışan araç yetkili serviste bakım görmüş olsa dahi ekonomik değerinde olan kayıp kaçınılmazdır.

Araç değer kaybı, kazanın gerçekleşme şekline göre değişmekle beraber aracın; markası, modeli, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, kaza öncesi kondisyonu, hasarın niteliği, aracın 2. el piyasasındaki değeri, hasar kaydı geçmişi ve olaydaki kusur oranı değer kaybı hesabı yapılırken göz önünde bulundurulur. Türk Borçlar Kanunumuzun 51. maddesi de bu hususta "Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler." hükmü ile hakimlere geniş takdir yetkisi tanımıştır.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10.05.2016 tarihli 2016/966 Esas, 2016/5728 Karar sayılı ilamında da zikredildiği üzere;

"Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır."

ARAÇ DEĞER KAYBINI KİMLER TALEP EDEBİLİR?

Kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmayan veyahut kusuru var ise; %100 kusurlu bulunmayan araç sahibi araç değer kaybı tazminatı talep edebilir. Ayrıca araç değer kaybı talep edebilmek için;

Kaza yapan 2 aracın bulunması gereklidir. (Tek taraflı yapılan kazalarda kasko poliçesinde araç değer kaybına ilişkin teminat yoksa değer kaybı talebinde bulunulamaz.)
Kazanın gerçekleşmesinden hemen sonra kaza tutanağının tutulması gereklidir. 
Kazanın gerçekleştiği günden 2 yıl geçmemesi gerekir. (Türk Borçlar Kanunu madde 72.)
Aracınız hurdaya çıkmamış olmalıdır.

ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI İÇİN NEREYE BAŞVURULUR?

Araç değer kaybı tazminatı 2 şekilde talep edilebilir. 2918 sayılı  Karayolları Trafik Kanunumuza göre;

"Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir."

Yukarıdaki kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere; tazminat talebinde  bulunacak kişi, ilgili sigorta kuruluşuna başvuru yaptıktan 15 gün sonra talebini  mahkeme nezdinde öne sürebileceği gibi 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu çerçevesinde Sigorta Tahkim Komisyonu'na da başvurabilir.

Tazminat talebi mahkeme nezdinde talep edilecek ise; sigorta şirketlerine karşı açılacak araç değer kaybı davalarının ticari dava niteliği bulunması sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemeleri, araç işleteni ve sürücüsüne karşı açılacak davalarda ise Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.

ARAÇ DEĞER KAYBI KİMLERDEN TALEP EDİLEBİLİR?

Sigorta limiti dahilinde olan miktarlar sigorta şirketinden istenirken sigorta şirketinin limitini aşan miktarlar ise araç sahibinden, aracın sürücüsünden ve aracın işletmecisinden talep edilir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunumuzun 49. maddesine göre; "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür." Yani kazaya karışan araç sürücüsü kazada sebep olduğu zararı tazmin etmekle mükelleftir.

Araç sahibi ise Araç Sahibi : 2918 sayılı KTK m. 3'e göre, araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişi araç sahibidir.

Araç İşleten ve Araç Sahibi: KTK m.3'e göre, "İşleten : Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." Aynı kanunun 85'inci maddesinin birinci fıkrasına göre ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar."

Görüldüğü üzere karayolları trafik kanununa göre araç sahibi araç işleteni sayılır. İşletenler; araç sahibi, bir şirket unvanı altında motorlu araç işletenler, aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi, motorlu araçlarla yolcu ve yük taşıma işlerine katılan taşımacı, girişimci, üstlenici, gezi ve tur düzenleyici, bilet ve irsaliye düzenleyerek, yolcu ve yük taşıma işlerine aracılık ederek motorlu aracın işletilmesine doğrudan veya dolaylı katılan, motorlu aracın işletilmesinden ekonomik yarar sağlayan tüm gerçek ve tüzel kişilerdir.

• İşleten gibi sorumlu olanlar :  KTK'nun 104. maddesine göre motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi gözetim, onarım, bakım, alım - satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı, 105. maddesine göre yarış düzenleyicileri, yarışa katılanların veya onlara eşlik edenlerin araçları ile gösteride kullanılan diğer araçların sebep olacakları zararlardan dolayı, 106. maddesine göre genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, 107. maddesine göre bir motorlu aracı çalan veya gasp eden kimseler motorlu araç işleten gibi sorumlu tutulurlar. Dolayısıyla işleten gibi sorumlu olan kişilere de manevi ve maddi tazminat davası açılabilir.

• Sigortacılar :  KTK m. 85'e göre işletenin, kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Bu durumda söz konusu sorumluluk sigortası hangi sigorta şirketi tarafından yapılmışsa, o şirket de ölüm, yaralanma ve diğer zararlardan sorumlu olacaktır.

Trafik kazasından kaynaklı tazminat davalarında, yukarıda sayılan sorumlular müteselsil sorumludur. Yani zarar gören, zararının tazminini yukarıda sayılan kişilerin birinden, birkaçından veya tamamından isteyebilir. KTK m. 88'e göre, bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. 6098 sayılı TBK m. 61'e göre ise, birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.

Avukat Ahmet Faruk ÜMÜT

Detaylı bilgi ve daha fazlası için; www.umut.av.tr






#54
Merhaba; Borç verdiğim kişi borcunu inkar edince bir avukata vekalet vererek dava açtık. Davayı kazandık. Borçlu itiraz etti onu da kazandık.
1-Hukuk davası için sözlü olarak %10 olarak anlaştık. Yazılı sözleşme yapmayı kabul etmedi. Açacağımız davanın miktarını fazla gösterdi. Bende avukata bu borcun bir kısmını ödedi, elinde belge var onu çıkartın dediğim halde çıkartmadı ve mahkeme kısmi red verdi. Bu nedenle yaklaşık 11.000 TL karşı avukata vekillik ücreti ödedim. Mahkeme benim avukatıma da (17.000) TL takdir etti. Yani sözümü dinlememesi nedeniyle 11.000 TL zarar ettim.
2-Dava ücreti olarak %10 anlaştığımız halde hesabı %15 üzerinden yapmış. Yani o alacağı ücreti düşünüp ayarlamayı yapmış ama beni düşünmemiş. 2023 Yılının ekim ayında dava sonuçlanmıştı.
3- 2024 Ocak ayında avukatımız bize bir uzlaşma metni hazırladı ve borçlunun her ay taksitler halinde borcu ödemesi karşı tarafın ve bizim avukatımızın imzaları ile kayıt altına alınıp, uzlaşma adı altında uyap vasıtası ile dosyaya da eklendi. Borçlu her ay avukatımıza belirlenen miktarı gönderecek, avukat bize ödemeyi yapacaktı. Uzlaşmaya uyulmadığı takdirde anlaşmanın bozulacağı yazılmıştı. Devamlı aradığım halde konuşmaktan kaçıyor, işim var, yoğunum, müsait değilim gibi bahanelerle oyalıyordu. 6. Ayın sonunda Temmuz ayının ilk haftasında bir kağıda yaptığı bir hesabı  koymuş, whatsap kanalı ile gönderdi. Birde sık, sık aramamdan duyduğu sitemli bir mesaj eklemiş. Anlıyorum ki borç her ay taksitlerle ödeneceğinden avukatım ilk 6 ay beni oyalayarak kendi alacaklarını peşinen almış, bana sonra ödeme yapmaya başlamış.
Yardımınızı istirham ettiğim konular şunlar.
1-Yazılı anlaşma yapmayı istediğim halde kaçındı ve %10 yerine %15 üzerinden avukatlık ücreti istedi. (Bu görüşmelerin tamamında babam yanımdaydı. Dava açarsam onu şahit gösterebilir miyim?)
2-Bize ilk önce 200.000 TL üzerinden anlaşma yaptım dedi. Ofisine gittiğimizde dava dosyasının kapak sayfasını göstererek, alacağımızın 170.000 TL olduğunu söyledi. Önce protokolü imzalamak istemedim ama adam zaten piyasada yok, zor alırsın, boş ver ne alabilirsek kar gibi sözlerle ikna etti., imzaladım.
3-Temmuz ayına kadar devamlı kesin hesap listesi istediğim halde göndermedi, kendi alacakları tamamlanınca iletişime başladı ve alacağımın 145 bin TL olduğunu bildirdi.
4-Baştan sözleşme yapmaması, sözlü anlaşmaya uymayıp, daha üst rakamdan avukatlık ücretini hesaplaması, dava ücretini istemediğim halde yüksek göstermesi, uzlaşma protokolüne detaylı masraf listesi yapmaması, ödemeleri önce kendi alacaklarını garanti ettikten sonra tarafıma yapması gibi bu durumlar normal midir? Avukatın görev suistimali var mıdır? Önce kendi ücretini alması doğru mudur? Borçlu bir zaman sonra ödeme yapmaz ise avukatımız aynı istekle takibi sürdürecek midir? (çünkü alacağını almış oluyor. Bundan sonrasını külfet olarak görebilir. Üzücü olan ise bu meslektaşınızın bana açık, açık bilgi vermemesidir. Alacağımın 145.000 TL olacağını anlarsam protokolü bozarım diye çekindiğini düşünüyorum. Mesleğinizin ne kadar kutsal bir alan olduğu bilincindeyim. Avukat hatalıysa her meslekte olduğu gibi savunma alanında da böyle olumsuzluklar yaşanabilir. Arada maddi açıdan çok fark yok. Üzüldüğüm iyi niyetimin karşılığı bu olmamalıydı.
-Bu durumda ne yapmalıyım. Bir usulsüzlük var mıdır? Varsa bir avukata vekalet vererek dava açmak doğru olur mu? Bu olayda Haklılığım var mıdır.?
Vereceğini cevaplara şimdiden teşekkür ediyorum. Kolay gelsin.
Tekrar Merhaba. Bizim de hatamızın olduğu söyleniyor. Doğrudur, olabilir ancak neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilecek kadar hukuk bilgim olsa niye avukat tutayım. Avukatımın işlemlerinin doğru veya yanlış olduğunu belirlemek için başka bir avukata mı gitseydim, bunu anlamış değilim. Sizlerden beklentim anlattığım olayda avukatımın hatası var mı, yok mu? Bunu bilirsem ya vaz geçeceğim veya başka bir avukata vekalet verip hakkımı arayacağım. Kolay gelsin.
#55
SGK'DAN KIDEM TAZMİNATINA ESAS YAZI ALMANIN ŞARTLARI
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 22.06.2013 tarihli 2013/26 sayılı Genelgesinin 4. maddesinde; 4447 sayılı Kanunun 45. Maddesi ile 1475 sayılı İş Kanununun 14. Maddesinin birinci fıkrasına eklenen (5) numaralı bentle 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 60. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları (sigortalılık süresi ile prim ödeme gün sayısı) veya aynı Kanunun Geçici 81. Maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları halinde, sigortalılara kıdem tazminatı ödeneceği öngörülmüştür.

Talep edenlere kıdem tazminatına esas yazının verilmesi için sigortalıların Kanunda öngörülen yaş dışındaki diğer koşulları (prim gün sayısı ve sigortalılık süresi) yerine getirmesi gerekmektedir.

Buna göre; yaş hariç emeklilik şartlarını taşıyan sigortalıların;
Son işyerinde en az 1 yıl çalışmak,
08.09.1999 tarihinden önce ilk sigortalılığı bulunan çalışanlar için 15 yıl sigortalılık şartı ve 3600 prim günü sigortalılık süresi bulunması,
08.09.1999 tarihi ile 30.04.2008 tarihleri arasında ilk sigortalılığı olan çalışanlar için, sigortalılık süresi göz önünde bulundurulmaksızın 7000 prim ödeme gün sayısı veya 4500 prim günü ve 25 yıl sigortalılık süresinin bulunması,
30.04.2008 tarihi ile 31.12.2008 tarihleri arasında ilk sigortalılığı olan çalışanlar için 4600 prim gün sigortalılık süresi bulunması,
01.01.2009 tarihi ile 31.12.2015 tarihleri arasında ilk sigortalılığı olan çalışanlar için 4600 – 5300 prim günü (her gün için 100 gün eklenerek hesaplanıyor) sigortalılık süresi bulunması,
01.01.2016 tarihinden sonra ilk sigortalılığı bulunan çalışanlar için 5400 prim günü sigortalılık süresi bulunması,
Halinde Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan kıdem tazminatına esas yazı alınarak işten ayrılmak mümkündür.

Gerek sigortalılık süresi gerekse gün koşulunun tespitinde hizmet birleştirmeleri ile bu süreleri etkileyen faktörler (itibari hizmet süreleri, fiili hizmet süresi zamları gibi) dikkate alınmaktadır. Ancak, 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre değerlendirme yapılmaksızın son statünün 4/1-(a) olması bu belgenin verilmesi için yeterli olacaktır.
Kıdem tazminatına esas yazının verilebilmesi için sigortalının müracaat tarihinde işten ayrılma koşulu aranmamaktadır.

18 yaşın doldurulmasından önceki hizmetler, emeklilik açısından prim ödeme gün sayısı olarak dikkate alınmakta ancak bu hizmetler emeklilik için gerekli sigortalılık süresinin hesabında dikkate alınmamaktadır. Kıdem tazminatı alma konusunda buna dikkat edilmelidir.

İşçinin tek taraflı olarak yaptığı istifanın ardından alacağı belgeyi sunması kıdem tazminatına hak kazandırmamaktadır. İstifa etmek isteyen işçi bulunduğu yerdeki Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurarak kıdem tazminatına esas yazı belgesini almalı ve akabinde bu belgeye dayanarak istifa etmesi gerekmektedir.

Avukat Ahmet Faruk ÜMÜT

Detaylı bilgi ve daha fazlası için; www.umut.av.tr


#56
Duyurular / Türkiye Barolar Birliği ile İş...
Son İleti Gönderen BSİ Tercume - 27 Haziran 2024, 10:50:23
Kurucu üyesi olduğumuz Tüm Çevirmenler ve Çeviri İşletmeleri Derneği ile Türkiye Barolar Birliği arasında çeviri alanında iş birliği yapılmıştır. Bu iş birliğine istinaden artık değerli avukatlarımız hem daha güvenilir hizmet alacak hem de Türkiye Barolar Birliği ile yapılan iş birliği sebebiyle daha uygun fiyatlı çeviri hizmeti alacak.

Söz konusu iş birliği ile ilgili detaylı bilgi için : İş Birliği
#57
İşten Çıkış Kodu ve Çıkış Kodunun Değiştirilmesi

İşçiler işten ayrıldıklarında işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu'na işten ayrılış bildirgesi verilir. Bu bildirgede yer alan unsurlardan biri de işçinin ne sebeple işten ayrıldığını gösteren ve işten çıkış kodu olarak adlandırılan kodlardır.

Kodların karşılığında işçinin işten neden ayrıldığı, buna bağlı olarak da hangi tazminat ve alacaklara hak kazandığı ya da işsizlik maaşına hak kazanıp kazanmayacağı hususu tespit edilmektedir.

İşten Çıkış Kodu Nasıl Değiştirilir?

İşveren tarafından işten çıkarılan veya kendisi işten çıkan işçiyle ilgili olarak işverenin 10 günlük süre içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu'na  sigortalı işten ayrılış bildirgesi vermesi, bu bildirgenin 16 numaralı bölümüne de sigortalının işten ayrılış nedenini (kodunu) yazması gerekmektedir.

Öte yandan, işten çıkan veya çıkarılan işçiyle ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilmiş olan işten çıkış kodu işçi için hayati öneme sahip olup, gerçeğe aykırı olarak işten çıkış kodu bildirilen işçilerin gerek işsizlik maaşı yönünden gerekse sonraki çalışma hayatlarında iş bulma konusunda ciddi problemler yaşamaktadırlar.

İşsizlik maaşı bakımından İŞKUR; işsizlik maaşı için başvuran işçinin prim gün sayısı ve sigortalılık süresi şartları yanında Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilmiş olan işten çıkış kodunun da uygun olup olmadığına bakmaktadır.

Benzer şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu'na işten çıkış nedeni olarak bildirilen 29 kodu "işveren tarafından işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih" yani yüz kızartıcı bir davranış nedeniyle fesih anlamına geldiğinden, bu kod çalışanın hizmet dökümünde bir leke olarak kalmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilmiş olan işten çıkış kodunun gerçeğe aykırı olduğunu düşünen işçi öncelikle işverenden düzeltilmesini talep edebilir. Sigortalı işten ayrılış bildirgesinin fesih (işten çıkış) tarihinden itibaren 10 gün içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu'na verilmesi gerektiğinden, Sosyal Güvenlik Kurumu'na verilen sigortalı işten ayrılış bildirgesinde yanlış / hatalı / gerçeğe aykırı işten çıkış kodunun yazılmış olması halinde, işten çıkış tarihi üzerinden 10 gün geçmemişse, e-bildirge sitemi üzerinden işveren tarafından rahatlıkla düzeltme yapılabilir.

Ancak 10 günlük süre geçtikten sonra ise artık işverenin elektronik ortamda düzeltme yapması mümkün olmayıp, işyerinin bağlı olduğu Sosyal Güvenlik Merkezine / İl Müdürlüğüne başvurması gerekir. Öte yandan 2013/11 sayılı SGK Genelgesinde; işverenlerin işten ayrılış nedenine yönelik değişiklik taleplerinin, buna ilişkin belgelerle müracaat edilmesi halinde kabul edileceği belirtilmiştir.

Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 2013/11 Sayılı Genelgesinin 6. bölümünün 1. maddesine göre:

"İşverenlerin sigortalı işten ayrılış bildirgesinde on günlük süreden sonra yaptıkları işten ayrılış nedenine yönelik düzeltme talepleri ise sigortalı işten ayrılış bildirgesine ait bilgilerin sigortalıların işten ayrıldığı tarihten itibaren onbirinci gün İŞKUR tarafından Kurumumuz bilgisayar sistemine erişim sağlanarak alındığından bu süre dışında Kurumumuzca yapılan düzeltmeler İŞKUR tarafından kabul edilmediğinden işverenlerin ya da sigortalıların düzeltme nedenlerine ilişkin kanıtlayıcı belgelerle İŞKUR müdürlüklerine başvurmaları gerekmektedir."

İşten Çıkış Kodunun Düzeltilmesi için İşçi Kendisi Sosyal Güvenlik Kurumu'na Başvurabilir mi?

Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilmiş olan işten çıkış kodunun gerçeğe aykırı olduğunu düşünen işçi, kendisi değişiklik için Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvursa bile, Sosyal Güvenlik Kurumu işçinin değişiklik talebini kabul etmez.

Çünkü konuya ilişkin olarak 2013/11 sayılı SGK Genelgesinde; "sigortalıların işten ayrılış nedenine yönelik talepleri işverenle birlikte müracaat etmişse değiştirilecek, bunun dışında sigortalı taleplerinde işten ayrılış nedeni ile ilgili herhangi bir değişiklik yapılmayacaktır." hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla işten çıkış kodunun değiştirilmesini isteyen işçi, Sosyal Güvenlik Kurumu'na işverenle veya işvereni temsile yetkili biriyle başvurursa SGK ancak o zaman değişiklik talebini kabul eder.

Ancak işçinin işten çıkış koduna ilişkin talebi yalnızca işsizlik maaşına ilişkin ise; işçi tek başına İŞKUR'a başvurabilmektedir. İŞKUR'a yapılacak başvuruda 2013-11 sayılı Genelge'ye göre;

Fesih tarihinden önce düzenlenmiş olması şartı ile iş sözleşmesinin, işveren tarafından 4447 sayılı Kanunun 51. maddesi kapsamında feshedildiğini, feshin ihbar önellerine uygun yapıldığını gösterir yazı

İşverenin işçiye fesih bildirimini yaparak ihbar süresini başlattığı yazı, ihbar öneli süresinde iş arama izni verildiğine ilişkin yazı, ihbar tazminatının peşin ödendiğine dair banka dekontu, makbuzu, ücret bordrosu vs.

İşten çıkış nedeni askerlik olmakla birlikte, işveren tarafından SGK'ya askerlik dışında başka herhangi bir fesih nedenine ait işten çıkış kodu bildirilmişse, varsa işveren tarafından ilgiliye yapılan askerlik gerekçesiyle yazılı fesih bildirimi, işçi tarafından işverene verilen askerlik gerekçesiyle iş sözleşmesinin sona ermesini istediğine dair dilekçe, askerlik nedeniyle feshe bağlı kıdem tazminatının ödendiğini gösteren bordro veya banka dekontu gibi belgeler,

İş sözleşmesinin işçi tarafından 4857 sayılı Kanunun 24. maddesinde yer alan haklı nedenlerle feshedildiğini gösterir noter ihtarnamesi

Bu durumda işverenden fesih nedenine ilişkin varsa belgelerin gönderilmesi talep edilmekte ve bu belgelerden, iş sözleşmesinin, işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğinin anlaşılması gerekmektedir.(Türkiye İş Kurumu İşsizlik Sigortası Daire Başkanlığı Pasif İşgücü Hizmetleri 2020/1 sayılı  Genelge  (İŞKUR  2020‐1  sayılı  Genelge)

İşten Çıkış Kodunun Değiştirilmesi Davası

İşten çıkış kodunun değiştirilmesine ilişkin dava açılıp açılamayacağı hususuna bakan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ve 21. Hukuk Daireleri arasında zaman zaman hukuki yarar yokluğu konusunda birbiriyle çelişen kararlar olsa da en son güncel kararlar ışığında işten çıkış kodunun düzeltilmesi amacıyla dava açılmasında hukuki yarar bulunduğu ve işten çıkış kodunun düzeltilmesi davası açılabilmesi için yalnızca işten çıkış kodunun hatalı olması yeterli görülüp Mahkemelerce işçinin mağduriyetine ilişkin belge, delil vs. sunmasına gerek olmadığı fikrinde mutabık kalınmıştır.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 09.05.2022 tarihli 2022/4828 Esas, 2022/5676 Karar sayılı ilamında; 

"Açıklanan dosya içeriği ve tespit davasına ilişkin düzenlemeler ve özellikle Sosyal Güvenlik Merkezinin davacı tarafa cevabı dikkate alındığında; davacının işten çıkış kodunun değiştirilmesi talebinde güncel hukuki yararı bulunmaktadır. Davacı, tazminatlarının ödenmesi nedeniyle eda davası açmadıklarını belirtmiş olup başka bir eda davasına da gerek kalmadan tespit hükmü ile işsizlik ödeneği talebinde bulunabilecektir. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince istinafa konu kararın esasına girilerek istinaf sebeplerinin incelenmesi gerekirken usul yönünden yapılan denetimle ve dava tarihi itibariyle mağduriyetin varlığına yönelik delil sunulmayıp somut bir vakıaya dayanılmadığı şeklindeki hatalı değerlendirme ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi isabetsizdir."

Şeklinde hüküm kurulmuştur.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi,  22.06.2022 tarihli 2022/7128 Esas, 2022/8175 Karar sayılı ilamında ise;

"Somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesince başka bir davada davacı ile davalı işveren arasında davacının feshe bağlı kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin yargılama devam ettiğinden dava tarihi itibarıyla davacının eda davası yerine, tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı belirtilmiş ise de Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirme hatalıdır. Davacı ile davalı Şirket arasında davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağına ilişkin görülen davada çıkacak sonuç davalı işverene çıkış kodunun düzeltilmesi yükümlüğünü vermemektedir. Böylece kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin karar verilse bile davacının mağduriyeti ve menfaati devam edecektir. Davacı ancak bu dava sonucundaki Mahkeme kararıyla bir sonuca ulaşabilecektir. Buna göre davacının tespit talepli davasında hukuki yararın bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bu sebeple, davanın kabulü gerekirken hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. "

Şeklinde değerlendirme yapılmıştır.

Güncel Yargıtay kararları da gözetildiğinde işçi işten çıkış kodunun değiştirilmesi için tespit davası açabileceği gibi işçilik alacaklarına ilişkin açtığı davanın sonucuna göre de Mahkeme ilamı ile ilgili kuruma başvurarak işten çıkış kodunu değiştirebilecektir.

Hangi Çıkış Kodlarından Kıdem Tazminatı Hakkı Kazanılır?

 Kıdem tazminatı hak kazanılan işten çıkış kodları aşağıda sıralanmıştır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi (Kod 4)
Belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi (Kod 5)
Emeklilik (yaşlılık) veya toptan ödeme nedeniyle (Kod 8)
Malulen emeklilik nedeniyle (Kod 9)
Ölüm (Kod 10)
İş kazası sonucu ölüm (Kod 11)
Askerlik (Kod 12)
Kadın işçinin evlenmesi (Kod 13)
Emeklilik için yaş dışında diğer şartların tamamlanması (Kod 14)
Toplu işçi çıkarma (Kod 15)
İşyerinin kapanması (Kod 17)
İşin sona ermesi (Kod 18)
İşçi tarafından zorunlu nedenle fesih (Kod 23)
İşçi tarafından sağlık nedeniyle fesih (Kod 24)
İşçi tarafından işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih (Kod 25)
İşveren tarafından zorunlu nedenlerle ve tutukluluk nedeniyle fesih (Kod 27)
İşveren tarafından sağlık nedeni ile fesih (Kod 28)
Borçlar Kanunu, Sendikalar Kanunu, Grev ve Lokavt Kanunu kapsamında kendi istek ve kusuru dışında fesih (Kod 31)
4046 sayılı Kanunun 21. maddesine göre özelleştirme nedeni ile fesih (Kod 32)
Gazeteci tarafından sözleşmenin feshi (Kod 33)
İşyerinin devri, işin veya işyerinin niteliğinin değişmesi nedeniyle fesih (Kod 34)
6495 SK. Nedeniyle Devlet Memurluğuna Geçiş (Kod 35)
696 sayılı KHK ile kamu işçiliğine geçilmemesi sebebiyle çıkış (Kod 40)

Hangi Çıkış Kodlarından İhbar Tazminatı Hakkı Kazanılır?

İhbar tazminatı hak kazanılan işten çıkış kodları aşağıda sıralanmıştır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi (Kod 4)
Toplu işçi çıkarma (Kod 15)
İşyerinin kapanması (Kod 17)
İşin sona ermesi (Kod 18)
Borçlar Kanunu, Sendikalar Kanunu, Grev ve Lokavt Kanunu kapsamında kendi istek ve kusuru dışında fesih (Kod 31)
4046 sayılı Kanunun 21. maddesine göre özelleştirme nedeni ile fesih (Kod 32)
İşyerinin devri, işin veya işyerinin niteliğinin değişmesi nedeniyle fesih (Kod 34)
696 sayılı KHK ile kamu işçiliğine geçilmemesi sebebiyle çıkış (Kod 40)

Hangi Çıkış Kodlarından İşsizlik Maaşı Hakkı Kazanılır?

İşsizlik Maaşına hak kazanılan işten çıkış kodları aşağıda sıralanmıştır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi (Kod 4)
Belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi (Kod 5)
Toplu işçi çıkarma (Kod 15)
İşyerinin kapanması (Kod 17)
İşin sona ermesi (Kod 18)
İşçi tarafından zorunlu nedenle fesih (Kod 23)
İşçi tarafından sağlık nedeniyle fesih (Kod 24)
İşçi tarafından işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih (Kod 25)
İşveren tarafından zorunlu nedenlerle ve tutukluluk nedeniyle fesih (Kod 27)
İşveren tarafından sağlık nedeni ile fesih (Kod 28)
Borçlar Kanunu, Sendikalar Kanunu, Grev ve Lokavt Kanunu kapsamında kendi istek ve kusuru dışında fesih (Kod 31)
4046 sayılı Kanunun 21. maddesine göre özelleştirme nedeni ile fesih (Kod 32)
Gazeteci tarafından sözleşmenin feshi (Kod 33)
İşyerinin devri, işin veya işyerinin niteliğinin değişmesi nedeniyle fesih (Kod 34)
696 sayılı KHK ile kamu işçiliğine geçilmemesi sebebiyle çıkış (Kod 40)


Av. Ahmet Faruk ÜMÜT | www.umut.av.tr
#58
Merhaba soruma cevap verecek birini arıyorum. Ben 11/04/2020-18/12/2023 tarihleri arası bakaya kalıp askere gitmedim belli nedenlerden dolayı . ( Borç ve ailesel sıkıntılarından dolayı ) 2024 yılının 6. Ayında yani yakın zamanda askerlik görevimi yapıp terhis oldum. Askerdeyken hakkımda bakaya suçundan dolayı ifadem alındı . Bugün ise hakkimda dava açıldığını gördüm ve hızlı bir şekilde gerekeceli karar verilmiş . Yargılama basit yargılama usulü ile yapılmış .gerkeceli kararı sistemde şuanda göremedim henüz yeni girmis olduklarından galiba. Ben " hükmün geri bırakılmasını, para cezasına cevilmesini ve kamuya yararlı bir yerde çalismak istiyorum "şeklinde bir dilekçe vermedim. Ve daha önce başka bir olaydan ötürü basit kavga suçundan hüküm geri bırakılması kararı almıştım.

Sorum şu şekilde ; bu durumda hapis cezası alıp hapis mi yatacağım? Başıma ne gelecek, ne yapmalıyım?çok stres altındayım, zaman ayırıp cevab veren herkese minnettar olurum.
#59
ÇALIŞANLARIN YILLIK İZİN HAKKI

Çalışanların tatil, sağlık, özel durumlar gibi çeşitli nedenler ile iş yerinde bulunamadıkları süreler için izin kullanmaları gerekebilir. Çalışanın daha sağlıklı ve verimli çalışabilmesi için, belli sürelerde dinlenmesi de gerekmektedir. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları Kanunlar ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir. Yıllık izin kullanan çalışanın izinliyken ekonomik sıkıntı yaşamaması için yıllık izindeyken de ücreti ödenmek zorundadır.

Yıllık İzne Hak Kazanma

4857 sayılı İş Kanunumuzun 53. maddesine göre; Çalışanların işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de dâhil en az bir yıl geçmesi ile beraber yıllık izine hak kazanır. İş sözleşmesi ile yıllık izin hakkından feragat edilemez ancak yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir. Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlar yıllık izine ilişkin haklardan faydalanamaz.

Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki, bir işverenin İş Kanunu kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerin aynı işverenin işyerlerinde İş Kanunu kapsamına girmeksizin geçirmiş bulundukları süreler de hesaba katılır.

Örnek vermek gerekirse; işverenin A işyerinde 01.05.2023 tarihinde işe başlayan işçi, 5 ay sonra aynı işverenin B işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde dahi 01.05.2024 tarihinde yıllık izne hak kazanmış olacaktır.

Yıllık İzinde Süreleri

İşveren, işyerinin yönetim hakkına sahip olduğundan izin hakkının uygulanmasından sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunumuz yıllık iznin hesaplanmasında iki temel ölçüt getirmiştir. Bunlar; Hizmet Süresi ve Çalışanın Yaşı.

1- Hizmet Süresine Göre Yıllık İzin
İş Kanunumuza göre, çalışanın hizmet süresine göre belirlenen 14,20,26 günlük yıllık izin süreleri belirlenmiştir. İş Kanunumuzun 53. maddesine göre;
- 1 yıldan 5 yıla kadar (beş yıl dâhil) çalışma süresi olanlarda 14 Gün
- 5 yıldan fazla 15 yıldan az çalışma süresi olanlarda 20 Gün
- 15 yıl (dâhil) ve daha fazla çalışma süresi olanlarda 26 Gün

2- İşçinin Yaşına Göre Değişen Yıllık İzin
İşçinin yaşı dikkate alınarak yıllık izin süreleri ayrıca düzenlenmiştir. İş Kanunumuzun 53. maddesine göre;
•   18 ve daha küçük yaştakiler,
•   50 ve daha yukarı yaştaki işçilere,
yılda 20 işgününden daha az yıllık izin verilemez.

Örnek vermek gerekirse; 4 yıllık hizmeti olan 49 yaşındaki işçi asgari 14 işgünü yıllık izine hak kazanırken, aynı hizmet süresine sahip 51 yaşındaki işçi 20 işgünü yıllık izine hak kazanır.

İzin Sürelerinin Arttırılabilmesi

Yıllık izin süreleri İş Kanunumuzda emredici olarak düzenlenmiştir. Bu bağlamda yıllık izin ücretleri yalnızca işçi lehine olarak arttırılabilir. İş sözleşmesi ile yıllık izin hakkından feragat edilemez ancak yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.

Yıllık İznin Kullanılması

İşçi hesaplanacak her hizmet yılına karşılık yıllık iznini, gelecek hizmet yılı içerisinde kullanacaktır. Örnek vermek gerekirse 05.03.2023 yılında işe başlayan bir işçinin 05.03.2024 tarihinde 14 günlük yıllık izine hak kazanmakla birlikte hak ettiği izini kural olarak 05.03.2024 – 05.03.2025 tarihleri arasında kullandırılmalıdır ancak yıllık izin kullandırılmasından işveren sorumlu olduğu için kullanılmayan yıllık izinler sonraki yıllara aktarılır. İşçiler açısından kullandırılmayan izin hakları kaybolmaz.

Yıllık İzninin Bölünmesi

Yıllık izin hakkının bölünmemesi esas olmakla birlikte, tarafların anlaşmasıyla, belli şartlarda yıllık izin bölünerek kullanılabilir. Yıllık ücretli izin işveren tarafından kesinlikle bölünerek kullandırılamaz. Yıllık iznin bölünerek kullanılabilmesi ancak tarafların anlaşmasıyla ve bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere bölümler halinde kullanılabilir. Örnek vermek gerekirse; 14 günlük yıllık izine sahip işçi bu izni 10 gün, 2 gün, 2 gün olarak kullanabilir. Ancak aynı işçi söz konusu izini ikişer kez 7 gün şeklinde kullanamaz. Bölünerek kullanılan yıllık izinde bir bölüm izin 10 günden aşağı olmamak kaydıyla kullanılmalıdır.

İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez. Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz.

Yıllık İznin Kullanılmasında Yol İzini

Yıllık izinlerini işyerinin bulunduğu yer dışında bir yerde kullanmak isteyen işçilere talep etmeleri ve söz konusu durumu belgelemeleri şartıyla ücretsiz yol izni verilmesi zorundadır. Gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak etmek şartıyla işveren tarafından verilecek yol izni 4 gün ile sınırlandırılmıştır. Bu duruma örnek vermek gerekirse; İzmir'de çalışan bir işçi, yıllık iznini Diyarbakır ilinde geçirmek istemesi halinde ortalama 20 saatlik bir otobüs yolculuk yapması gerekeceği için çalışan tarafından talep edilmesi halinde ve bu durumun belgelenmesi halinde (otobüs bileti vs.) gidiş ve dönüş olmak üzere 2 günlük yol izni verilmesi zorunludur.

Yıllık İzinde Çalışma Yasağı

4857 sayılı İş Kanunumuzun 58. maddesine göre; Yıllık ücretli iznini kullanmakta olan işçinin izin süresi içinde ücret karşılığı bir işte çalıştığı anlaşılırsa, bu izin süresi içinde kendisine ödenen ücret işveren tarafından geri alınabilir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 12.02.2019 tarihli 2018/5600 E., 2019/3382 sayılı kararında yıllık izinde çalışma yasağına ilişkin Anayasal haklardan olan dinlenme hakkı, çalışana, çalışmaya ara vererek dinlenebilmesi için öngörülmüş olup, izin sonrasında işe dinlenmiş olarak dönmesi beklenen işçinin bir anlamda daha da yorularak dönmüş olmasının işine olumsuz yansıyacağı kaçınılmaz olduğundan ve işçinin yıllık izinde çalışması, işverene olan sadakat borcunu da aykırılık oluşturacağından bahisle yıllık izinde başka bir işte çalışan işçinin işten çıkartılmasının haklı fesih olmadığını ancak geçerli bir nedenle fesih olarak değerlendirmiştir.

Yıllık İzin Ücretinin Hesaplanması

Yıllık izin ücreti hesaplama sürecinde, brüt maaşın 30 günlük bir döneme bölünmesiyle günlük brüt ücret hesaplanır. Bu günlük ücret, kullanılmayan izin günü sayısı ile çarpılır ve bu işlem sonucu brüt kullanılmayan yıllık izin ücreti bulunur. Hesaplama sonrası elde edilen bu brüt tutardan, gelir vergisi, sosyal güvenlik primleri ve damga vergisi gibi kesintiler düşüldüğünde, çalışanın alacağı net kullanılmayan yıllık izin ücreti ortaya çıkar.

İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır. Eğer yıllık izin ücreti işçi izne başlamadan önce ödenmemişse yapılmayan ödeme için gecikme faizi uygulanır. İş Kanunu 34. maddesinde 'Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.'  hükmü yer almaktadır. Dolaysıyla işçinin hak ettiği yıllık izin ücretinin ödenmemesi halinde mevduata uygulanan en yüksek faiz oranları uygulanarak hesaplanır.

Av. Ahmet Faruk Ümüt

Detaylı bilgi ve daha fazlası için; www.umut.av.tr
#60
Adana Adliyesi'nde görevli hakime Gül A., kiracı olarak yaşadığı sitenin yönetici iş adamı Server Leventoğlu ile yasak aşk yaşadı! Rüşvet, şantaj, tehdit ve uyuşturucu partileri gibi bir dizi skandallara adı karışan kriminal hakime görevden atıldı. Türkiye'nin konuştuğu hakimenin yasak aşkı Leventoğlu ise yaşadıklarını ilk kez anlattı: Özel görüntülerimle tehdit etti!

Edirne'de de görev yaptığı sırada benzer olaylara karıştığı belirlenen Gül A., açığa alınırken kriminal hakimenin 5 yıl boyunca yasak aşk yaşadığı iş adamı Server Leventoğlu şoke eden açıklamalar yaptı.

Öyle ki evli ve 1 çocuk annesi hakim Gül A., Adana'da kiracı olarak yaşadığı sitenin yönetici Server Leventoğlu ile 2019 yılı eylül ayında tanıştıktan sonra birliktelik yaşamaya başladı. Kadın hakim bir gün Leventoğlu'na, "Benim bazı sıkıntılarım var. Sen güçlü bir erkeksin bana yardımcı olmanı istiyorum, ben daha önce Edirne'de görev yaptım. Orada görev yaparken hakkımda rüşvet iddialarında bulunduğu, sahtecilik yaptığımı söylediler. Senin beni bu suçlamalardan kurtarman, dosyalarımı kapattırman ve o kişilerden beni korumanı istiyorum" ifadelerini kullandı.

CİNSEL BİRLİKTELİKLERİNİ KAYDEDİP TEHDİT ETTİ

Bunun üzerine kadın hakim ile yaklaşık 5 yıl yasak aşk yaşayan Leventoğlu, bu süre zarfında cinsel birlikteliklerinin görüntülerini kaydedip karşılıklı olarak birbirleriyle paylaştı. Kadın hakimin başka erkeklerle de menfaat karşılığında ilişki yaşadığını öğrenen Server Leventoğlu ayrılmak istedi. Leventoğlu, hakimi telefonla arayıp 5 yıl süren birlikteliklerini sona erdirip, kendisiyle irtibat kurmamasını, aksi halde Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunacağını söyledi. Bunun üzerine Mayıs ayında Leventoğlu tehdit edilmeye başladı.

"DİKKAT ET, ÖLDÜRÜLEBİLİRSİN"

Galericiler Sitesi'nde bir iş yerine giden Leventoğlu'nu karşılayan iki kişi, "Sende hakime hanımın videoları varmış, bunların silmen gerekiyor. İş yerine girerken veya çıkarken öldürülebilirsin, bu işleri başkaları yapacak" dedi. Bunun üzerine Leventoğlu, kadın hakim hakkında şikayetçi oldu.

Server Leventoğlu'nun şikayeti üzerine hakim hakkında HSK 1. Dairesi tarafından soruşturma izni verildi. Hakimin Osmaniye Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'akaryakıt kaçakçılığı' iddiasıyla yargılanan sanıktan beraat etmesi karşılığında 500 milyon lira rüşvet aldığı öne sürüldü.

Hakimin yargılaması olan kişiye Edirne ilinde birlikte görev yaptığı Cumhuriyet Savcısı F.A.'nın duruşmada beraat mütalaasında bulunup beraat kararı verdireceğini belirtip 500 milyon talep ederek parayı elden teslim aldığı, o Cumhuriyet Savcısının yargılanan sanık hakkında beraat kararı verilmesi yönünde talepte bulunduğu, ancak o celse karar verilmeyip sonraki celsede başka bir Cumhuriyet Savcısının mahkumiyet mütalaasında bulunmasıyla ceza aldığı ortaya çıktı. Sanığın hakime hem para verip hem de ceza aldığını söylemesi üzerine ise kadın hakimin, "Kafaya takma, istinaf sürecinde beraat kararı çıkartırız" dediği öne sürüldü.

ADLİ EMANETTEN UYUŞTURUCU ALMIŞ

Ayrıca hakimin bir özel hastaneden reçetesiz olarak uyuşturucu özelliği bulunan ilaç temin edip içtiği, pandemi döneminde nöbeti olduğu hafta sonu adli emanetten aldığı metanfetamin maddesi ihtiva eden hapları kullanması nedeniyle nöbetini başka bir hakimle görüşerek değiştirdiği, bir Cumhuriyet Başsavcı vekili, bir Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi ve bir Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi ile birlikte içki içip Başsavcı vekilinin adli emanet deposundan çıkarttığı metanfetamin olarak bilinen uyuşturucuyu kullanıp birlikte parti yaptıkları belirlendi.

BAKANLIK İHRAÇ EDİLDİĞİNİ AÇIKLADI

Adalet Bakanlığı, hakimin açığa alındığını ve başka bir dosya nedeniyle de ihraç edildiğini duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Adana Adliyesi'nde görevliyken tehdit ve şantaj olaylarına adı karıştığı ifade edilen hakim G.A., mesleğinin nüfuz ve itibarını kullanarak yaptığı bu işlemler nedeniyle açığa alınmış olup, başka bir dosya nedeniyle de ihraç edilmiştir."

"EVLİ OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"

İş adamı Server Leventoğlu, "Beni güçlü görüp benimle yakınlaştı. Benimle yemek yeme teklifinde bulundu. Yemekten sonra ağlamaya başladı. Sonra ilişkimiz başladı. 4-5 sene sürdü ilişkimiz. İlk başta ben evli olduğunu bilmiyordum ama sonra kocası olduğunu öğrendim. Benden sürekli yardım istedi" diye konuştu.

Kriminal hakime Gül A. ile yasak aşk yaşamıştı: İş adamı Server Leventoğlu konuştu!

Adana Adliyesi'nde görevli hakime Gül A., kiracı olarak yaşadığı sitenin yönetici iş adamı Server Leventoğlu ile yasak aşk yaşadı! Rüşvet, şantaj, tehdit ve uyuşturucu partileri gibi bir dizi skandallara adı karışan kriminal hakime görevden atıldı. Türkiye'nin konuştuğu hakimenin yasak aşkı Leventoğlu ise yaşadıklarını ilk kez anlattı: Özel görüntülerimle tehdit etti!
İHA

MEĞER DAHA ÖNCE EDİRNE'DE DE...

Edirne'de de görev yaptığı sırada benzer olaylara karıştığı belirlenen Gül A., açığa alınırken kriminal hakimenin 5 yıl boyunca yasak aşk yaşadığı iş adamı Server Leventoğlu şoke eden açıklamalar yaptı.

"SEN GÜÇLÜ BİR ERKEKSİN"

Öyle ki evli ve 1 çocuk annesi hakim Gül A., Adana'da kiracı olarak yaşadığı sitenin yönetici Server Leventoğlu ile 2019 yılı eylül ayında tanıştıktan sonra birliktelik yaşamaya başladı. Kadın hakim bir gün Leventoğlu'na, "Benim bazı sıkıntılarım var. Sen güçlü bir erkeksin bana yardımcı olmanı istiyorum, ben daha önce Edirne'de görev yaptım. Orada görev yaparken hakkımda rüşvet iddialarında bulunduğu, sahtecilik yaptığımı söylediler. Senin beni bu suçlamalardan kurtarman, dosyalarımı kapattırman ve o kişilerden beni korumanı istiyorum" ifadelerini kullandı.

CİNSEL BİRLİKTELİKLERİNİ KAYDEDİP TEHDİT ETTİ

Bunun üzerine kadın hakim ile yaklaşık 5 yıl yasak aşk yaşayan Leventoğlu, bu süre zarfında cinsel birlikteliklerinin görüntülerini kaydedip karşılıklı olarak birbirleriyle paylaştı. Kadın hakimin başka erkeklerle de menfaat karşılığında ilişki yaşadığını öğrenen Server Leventoğlu ayrılmak istedi. Leventoğlu, hakimi telefonla arayıp 5 yıl süren birlikteliklerini sona erdirip, kendisiyle irtibat kurmamasını, aksi halde Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunacağını söyledi. Bunun üzerine Mayıs ayında Leventoğlu tehdit edilmeye başladı.

"DİKKAT ET, ÖLDÜRÜLEBİLİRSİN"

Galericiler Sitesi'nde bir iş yerine giden Leventoğlu'nu karşılayan iki kişi, "Sende hakime hanımın videoları varmış, bunların silmen gerekiyor. İş yerine girerken veya çıkarken öldürülebilirsin, bu işleri başkaları yapacak" dedi. Bunun üzerine Leventoğlu, kadın hakim hakkında şikayetçi oldu.

Server Leventoğlu'nun şikayeti üzerine hakim hakkında HSK 1. Dairesi tarafından soruşturma izni verildi. Hakimin Osmaniye Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'akaryakıt kaçakçılığı' iddiasıyla yargılanan sanıktan beraat etmesi karşılığında 500 milyon lira rüşvet aldığı öne sürüldü.

Hakimin yargılaması olan kişiye Edirne ilinde birlikte görev yaptığı Cumhuriyet Savcısı F.A.'nın duruşmada beraat mütalaasında bulunup beraat kararı verdireceğini belirtip 500 milyon talep ederek parayı elden teslim aldığı, o Cumhuriyet Savcısının yargılanan sanık hakkında beraat kararı verilmesi yönünde talepte bulunduğu, ancak o celse karar verilmeyip sonraki celsede başka bir Cumhuriyet Savcısının mahkumiyet mütalaasında bulunmasıyla ceza aldığı ortaya çıktı. Sanığın hakime hem para verip hem de ceza aldığını söylemesi üzerine ise kadın hakimin, "Kafaya takma, istinaf sürecinde beraat kararı çıkartırız" dediği öne sürüldü.

ADLİ EMANETTEN UYUŞTURUCU ALMIŞ

Ayrıca hakimin bir özel hastaneden reçetesiz olarak uyuşturucu özelliği bulunan ilaç temin edip içtiği, pandemi döneminde nöbeti olduğu hafta sonu adli emanetten aldığı metanfetamin maddesi ihtiva eden hapları kullanması nedeniyle nöbetini başka bir hakimle görüşerek değiştirdiği, bir Cumhuriyet Başsavcı vekili, bir Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi ve bir Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi ile birlikte içki içip Başsavcı vekilinin adli emanet deposundan çıkarttığı metanfetamin olarak bilinen uyuşturucuyu kullanıp birlikte parti yaptıkları belirlendi.

BAKANLIK İHRAÇ EDİLDİĞİNİ AÇIKLADI

Adalet Bakanlığı, hakimin açığa alındığını ve başka bir dosya nedeniyle de ihraç edildiğini duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Adana Adliyesi'nde görevliyken tehdit ve şantaj olaylarına adı karıştığı ifade edilen hakim G.A., mesleğinin nüfuz ve itibarını kullanarak yaptığı bu işlemler nedeniyle açığa alınmış olup, başka bir dosya nedeniyle de ihraç edilmiştir."

"EVLİ OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"

İş adamı Server Leventoğlu, "Beni güçlü görüp benimle yakınlaştı. Benimle yemek yeme teklifinde bulundu. Yemekten sonra ağlamaya başladı. Sonra ilişkimiz başladı. 4-5 sene sürdü ilişkimiz. İlk başta ben evli olduğunu bilmiyordum ama sonra kocası olduğunu öğrendim. Benden sürekli yardım istedi" diye konuştu.

"BÖYLE BİR İLİŞKİYİ HAZMEDEMEDİM"

Kendisine hakim tarafından tuzaklar kurulduğunu öne süren Leventoğlu, "Gidip savcılığa suç duyurusunda bulundum. Kocası bu ilişkiye rıza gösteriyordu. Oğluna bir şirket kurdurduk. Bugün dahi hakim beni arayıp tehdit ediyor. Beni intihara zorlamaya çalışıyor. Ben bu kadının birtakım insanlarla irtibata geçip kendisini kullandırdığını öğrendiğim an bırakmak istedim. Böyle bir ilişkiyi hazmedemedim" dedi.

https://m.sabah.com.tr/galeri/yasam/kriminal-hakime-gul-a-ile-yasak-ask-yasamisti-is-adami-server-leventoglu-konustu

Soruşturmada şoke eden detaylara ulaşıldı.

EDİRNE'DE DE OLAYLARA KARIŞMIŞ
Edirne'de görev yaparken birçok suça karıştığı belirtilen  Gül A. İle ilgili Adalet Bakanlığı açıklama yaptı. Kadın hakimin Adana'da mesleğinin nüfuz ve itibarını kullanarak yaptığı bu işlemler nedeniyle açığa alındığı, Edirne'de karıştığı başka bir dosya nedeniyle de ihraç edildiği belirtildi.

ŞOK İDDİALAR
HSK'nın yaptığı soruşturma dosyasında yer alan bazı bilgiler ise oldukça şaşırtıcı. Birçok dosyada mesleki nüfuzunu ve kadınlığını kullanıp aracılık yaparak menfaat temin eden  Gül A.'nın Edirne'de kendisine yardım eden ve yargılaması olan polis memuru M.C.D.'nin beraat etmesini sağladığı belirlendi. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Edirne'de Vali Yardımcısı olarak görev yapan ve 2016 yılı Eylül ayında FETÖ terör örgütü üyeliğinden meslekten ihraç edilen eşi S.A. hakkındaki delilleri de o dönem Edirne KOM Şubede çalışan sevgilisi M.C.D'yi kullanarak delilleri yok edip takipsizlik kararı verilmesini sağladığı ortaya çıktı.

OĞLU İÇİN DE DEVREYE GİRMİŞ
Kadın hakim  Gül A.'nın eşinin şu an bir ilde Vali yardımcısı olarak görev yaptığı öğrenilirken, Gül A.'nın yaptıkları bunlarla da sınırlı kalmadı. Gül A.'nın oğluna ait şirketin Gaziantep'te yaptığı deprem konutları projesinin hatalı olmasından kaynaklı olarak açılan tazminat davaları için Kahramanmaraş'a giderek oğlunun lehine kararlar çıkarmayı sağladığı, yine oğlunun şirketine kesilen vergi cezasının kaldırılması yönünde çaba gösterdiği, oğlunun iş durumunu garantiye almak amacıyla da bir işyerinin tapusunu kredi çekip satın alınmış gibi gösterip devrini sağladığı belirtildi.

https://www.sabah.com.tr/galeri/yasam/kriminal-hakime-gul-a-sorusturmasinda-carpici-detaylar-fetocu-esini-polis-sevgilisine-aklatmis