Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 11:25:34

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 547
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 396
Total: 396

Çocuklarda kekemelik nasıl önlenebilir/dikkat edilmesi gereken hususlar

Başlatan kilimanjaro, 03 Ocak 2010, 00:32:07

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Kekemelik bütün dünyada pek çok kişiyi ilgilendiren kişinin çevresindekilerle duygu ve fikir alışverişine, normal ilişkilerinden zevk almasına engel olan bir rahatsızlıktır. Kekeme kişi için alışveriş yapma, lokantada bir şey ısmarlama bazen bir kâbus gibidir. Kekemelik genellikle okulöncesi dönemde 2-6 yaşlarda başlayıp çeşitli sebeplere bağlı olarak gittikçe şiddetlenebilmektedir.

Kekemeliğin şiddeti ne kadar erken yaşlarda engellenirse kekemelik de o kadar hızlı bir şekilde ortadan kalkmış olur. Kekemelik belki sadece anne babanın olumsuz tutumları sebebiyle gelişmemektedir. Fakat anne babanın bilinçli ve dikkatli tutumları ile kekemeliğin şiddeti azaltılabilir veya bazı durumlarda önlenebilir.

Çocukların çoğu bilhassa heyecanlı yapıda olanları konuşmaya başladıkları ilk aylarda veya yıllarda kekelemeye başlar. Bazı çocuklar başlangıçta ilk hecelerde kekelerken bazıları ise başlangıçta çok düzgün konuşurken iki üç kelimelik cümlelerle konuşmaya başladıktan sonra şiddetli bir şekilde kekelemeye başlarlar. Bu durum bazen hastalık, aile içi stres gibi değişimlere de bağlı olabilir. Bununla beraber başka belirgin bir neden olmadan da birdenbire kekelemeye başlayan çocuklar bulunmaktadır.

Bunun nedenlerinden biri de şudur; çocuğun zeka seviyesi arttıkça daha hızlı düşünmeye başlar. Bazen o kadar hızlı düşünür ki kelime hazinesi düşünce seviyesine erişemez. Veya çocuk çevresinde çok fazla kelime veya deyim öğrenmiştir ve bunları taklit ederek kullanmaya, düzgün ve hızlı konuşmaya çalışır. Bu konuda deneyimi az olduğu için de kekelemeye başlar. Bu durum anne babanın sakin tutumu ile bir zaman sonra tamamen ortadan kalkmaktadır. 2-3 yaşında yoğun bir şekilde kekeleyip ömür boyu bir daha kekelemeyen çocuklar da vardır. Anne babanın çocuğunun konuşması üzerinde odaklanması çocuk kekeliyor diye çok fazla endişelenmeleri çocuğun daha fazla kaygı duymasına yol açar. Bu durumda çocuğu sabırla dinlemek yeterli olur. Çocuğa kekelerken "dur", "acele etme", "nefes al", "sakinleş" gibi sözler söylemek konuşması üzerine daha fazla odaklaşmasına neden olabilir.

Çocuğun konuşmadığı veya kekelemediği başka bir zaman konuşmasındaki bu değişikliğin nedenleri, artık büyüdüğü ve hızlı düşündüğü için böyle kekelediği, zamanla daha fazla konuşup yeni kelimeler öğrendikçe bunun olmayacağı anlatılıp rahatlaması sağlanabilir.

Mükemmeliyetçi ve beklentisi yüksek anne babaların çocuklarında kekemeliğin daha fazla olduğu ileri sürülmektedir. Yine erkek çocuklarda kız çocuklara göre kekemelik daha fazla görülmekte olup babanın erkek çocuğundan beklentisinin yüksek olmasının etkili olduğu da düşünülebilir. Korku, travmaya yol açacak çeşitli olaylar ve şiddetin de kekemelik üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Çocuğun korkuları hakkında konuşmanın ve onu dinlemenin de yararı vardır.

Heyecan kontrol altına alınabilir

Heyecanlı çocukların heyecanlarını kontrol altına alabilmeleri için daha fazla sosyal çevreye girip daha fazla konuşma ortamında bulunmaları gerekir. Çocuğun güven duygusunun da geliştirilmesi önemlidir. Kekelemenin bir ayıp olmadığı, bu durumdan utanmaması gerektiği uygun bir dille anlatılabilir.

Çocuğa küçük yaşlardan itibaren kaslarını yerinde gevşetmesi ve doğru nefes alması, nefes alıp vererek gevşemesi öğretilmelidir. Bunun kekeleme problemini azaltmada etkisi çoktur.
Gerek aile içi stres gerekse çocuğun hayatındaki diğer stres kaynakları hastalıklar vb. kekelemenin şiddetini artırabilir.
Spor ve sağlıklı beslenme, yeterli uyku alışkanlıkları kekelemenin artmasına engel olur.

Kaliteli iletişim kurmalısınız

Anne baba doğumdan itibaren çocuğuyla arkadaş olup onunla konuşmalıdır. Bu konuşmalar nasihat, "dur, yap" gibi emir ve komut şeklinde olmaktan çok paylaşma şeklinde olmalıdır. Çocuk bu güzel sohbet anlarında kendisini ifade etmeyi öğrenir.

Küçük yaşta küçük şiirler, fıkralar, şarkılar, hikayeler öğretilebilir. Bunları aile ve dost meclislerinde okuyup söylemesi teşvik edilmelidir.
Çocuğun yaşıtları ile de oynayabileceği sosyal ortamları geniş olmalıdır. Çocuk bazı günler anne babası olmadan yakın bir aile dostunun evinde birkaç saat kalabilmelidir.

Anne babalar geçer diye beklememeli bir uzmandan yardım almalıdır.

Farika Teymur Artır / Psikolog
http://arsiv.zaman.com.tr/2003/12/27/kadin/h1.htm
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Kekemelik, çocukluk ve gençlikte sıklıkla rastlanan kişinin özgüvenini, insanlarla iletişimini, eğitimini ve iş hayatını hatta iş bulmayı bile doğrudan etkileyen; tedbir alınmazsa hayat boyu da devam edebilen problemlerden biridir. Kişiyi iç dünyasında ve sosyal hayatında çok büyük sıkıntılara sokan kekemelik, diğer konuşma bozuklukları gibi sebeplerin tespitiyle birlikte konuşma terapileri ve uygun çevre düzenlemeleri ile tamamen düzelmekte ve ne kadar erken tedavi yapılırsa düzelme de o kadar hızlı olmaktadır.

Konuşurken heyecanlanma, hata yapma, kekeleme, tutukluk, çocukluk ve gençlik çağında sıklıkla karşılaşılan problemlerdendir. Kekemelik nörofizyolojik, kalıtımsal, çevresel, duygusal ve psikolojik pek çok nedenin etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Bazı konuşma bozuklukları ya doğuştan ya da düşme, yaralanma, havale geçirme vb. sebeplere bağlı olarak organik kaynaklı olsa da konuşma bozukluklarının büyük bir kısmı psikolojik durumlardan etkilenir. Çocuk yetiştirme tutumları da kekemeliğin ortaya çıkmasında etkilidir.

Baskıcı baba sebeplerden biri

Yapılan araştırmalar, babaların sert ve baskıcı tutumlarının erkek çocuklarda düzgün konuşmaya başladıktan sonra kekemeliğe yol açtığını ortaya koymaktadır. Bazı çocuklarda da kekemelik 2-3 yaşlarında konuşmanın ilerlemesi ve çocuğun hızlı düşünmeye başlamasıyla birlikte görülür. Eğer bu dönemde çocuğa kekelememesi konusunda baskı yapılmaz, rahat bırakılıp çocuğun kelime hazinesini geliştirmesine yardımcı olunursa; kendiliğinden kaybolurken baskı olduğu takdirde kalıcı olabilir.

Güven duygusunun yeterli olmaması ve mükemmeliyetçiliğe bağlı hata yapma endişesi kekemelikte önemli bir etkendir. Kişinin yeni ortamlara girmesi, kendinden yaşça, mevkice daha üstün gördüğü kişilerle karşılaşması, normalde herkeste belli bir heyecan oluşturur. Kendine güvenmeyen ya da mükemmeliyetçi ve kaygısı yüksek kişiler bu durumu sadece kendilerine ait zannederek hata yapma endişesiyle daha çok paniğe kapılıp daha çok heyecanlanırlar. Kişi heyecanlanmamak için toplumdan uzaklaştıkça veya topluluk içinde söz almaktan kaçındıkça konuşurken heyecanlanma daha çok artar.

Kekemelik ve diğer konuşma bozuklukları ailenin ve kişinin sosyal çevreden uzak olması durumunda da ya artar ya da düzelmeden devam eder. Çocuk veya genç okulda, üniversitede de sessiz kalmayı tercih edip tahtaya kalkmaz, söz almaz ya da arkadaşlardan uzak durur, sosyal etkinliklere katılmazsa problem daha da büyür. Çalışma hayatındaki gençler için de sosyal ortamdan kaçmak aynı şekilde kekemeliği artırırken kişi sosyal ortama girdikçe kekemelik azalır.

*Sosyal ortama girin, sesli okuyun, kurslara katılın
*Topluluk içinde sorumluluklar almakla, gezilere, panellere katılmakla konuşma problemleri büyük ölçüde düzelebilmektedir.
*Diksiyon kurslarına veya kişisel gelişim kurslarına gitmek yararlıdır.
*Uykusuzluk, açlık, heyecanlanma vb. stresler kekemeliği artırır. Bu sebeple derin nefes alma ve kas gevşetme egzersizleri, spor ve açık havada dolaşmak çok faydalıdır.
*Kişinin yüksek sesle bol bol kitap ve şiir okuması, bilhassa takıldığı harfleri içeren tekerlemeler söylemesi de yararlıdır.
*Bazen profesyonel yardım almak (psikolog, psikiyatrist, konuşma terapistinden) gerekir.

Farika Teymur Artır-Uzman psikolog. Psikolojik problemlerinizle ilgili soru sormak için, Tel: 0216 386 06 66, Faks: 0216 386 68 54 e-posta: t.artir@zaman.com.tr ZAMAN
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=562234
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Araştırmalar, kekeme çocukların aileleri tarafından daha az beğenilip takdir edildiğini, konuşmalarının sık sık kesildiğini gösteriyor. Ebeveynler, çocuğun kekelemesine değil akıcı konuşmasına odaklanmalı ve cesaret vermeli.

Çocuklarda oldukça sık rastlanan kekemeliğin, ailelerin bilinçsiz müdahalesi nedeniyle kalıcı hale geldiği bildirildi. Özel Bahar Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Turgay Baz, çocukların konuşmasında bir bozulma olması durumunda ailelerin kaygılandığını ve bunu düzeltmek için yanlış müdahalelerde bulunmaya başladığını söyledi. Konuşmaya başlayan çocuklarda sıkça rastlanan bu durumun genellikle kendiliğinden düzeldiğini vurgulayan Uz. Dr. Baz, sorunun kalıcı olmasında anne-babaların tutumlarının etkili olduğunu kaydetti.

Büyüme döneminde ortaya çıkan kekemelik hakkında bilgi veren Baz, şöyle konuştu: "Çocuklarda 3-5 yaşlar arasında beyin gelişimi çok hızlıdır. Buna karşın, düşüncelerin aktarılması için gerekli olan dil ve dudak aynı hızda gelişmez. Bu da, çocuğun bazı sözcükleri bozuk çıkarmasına ya da çıkaramamasına neden olur. Bu durum zaman geçtikçe kendiliğinden düzelebilir."

Anne-babaların bu dönemdeki tutumlarının çok önemli olduğunu dile getiren Dr. Baz, şöyle devam etti: "Anne-babalar, çocukların çıkartacağı sözcükleri takip ederek, onları düzeltme yoluna gidiyor. Bu durumda ise çocuk takılmayacağı sözcükleri seçeceği için toplum içinde ya da heyecanlandığında takılmaları artacaktır. Bazen de çocuklar, takılmamak için konuşmamayı tercih edebiliyor. Anne-babalar, çocuğun konuşmasına müdahale etmek yerine, onu serbest bırakmalı. Zamanla daha doğru telaffuzlarla, durum kendiliğinden düzelecektir."

Dr. Baz, çocuklarda ilerleyen yaşlarda da konuşma bozukluğunun devam etmesi durumunda, doktora başvurulmasını ve tadavi sürecine geçilmesi gerektiğini ifade etti.

2-6 yaş arasındaki geçici kekemelik döneminde çocuğun hemen kekeme olarak etiketlenmemesi gerekiyor. Bu aşamada çocuğun her dediği düzeltilir, baskı yapılır, konuşmasıyla da alay edilirse kekemelik kalıcı hale gelebiliyor. Kekemeliğe meyilli çocuklar otorite figürlerle (baba, öğretmen, okul müdürü vb.) ya da kendi konuşmasını dinlemekten bıktığını belli eden dinleyici ile konuşurken daha fazla güçlük çekiyor. ZAMAN

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=746809
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Çocuklarda daha çok 6 yaşından önce ortaya çıkan; seslerin, hecelerin veya sözcüklerin sık tekrarlanması ile konuşmanın ritmik akışını bozan duraksamalar olarak tanımlanan kekemeliğe, çocuğun yanında yapılacak tüm konuşmaların hecelenerek gerçekleştirilmesi durumunda çözüm bulunabileceği bildirildi.
 
Adana Numune Hastanesi psikiyatristi Dr. Sümer Öztanrıöver, hızlı ve nefes nefese konuşan çocuklar, hızlı konuşan anne-babaların çocukları ile ailede veya çevrede kekemeliği olan 2-6 yaş arasındaki çocukların kekemelik riski altında olduklarını belirti. Hız stresinin, çocuklardaki kekemeliğin en önemli unsurlarından olduğunu belirten Öztanrıöver, "Televizyondaki çocuk programlarında yer alan karakterlerin arkalarından kovalayan varmış gibi konuşmaları hız stresini körükler ve kekemeliği artırıcı niteliktedir. Kekemelik başlayan çocukların televizyon izlemeleri kısıtlanmalı." dedi. Öztanrıöver, 2-6 yaş arasındaki çocuğu olan anne ve babaların kekemeliği önlemek veya ortadan kaldırmak için ilk yapacakları şeyin kendisinin "kekemelik aşısı" olarak tanımladığı çocuğun konuşmasını düzeltmemeleri olduğunu ifade etti. Hiçbir şekilde çocuğun konuşmasına müdahale edilmemesi gerektiğini anlatan Öztanrıöver, şunları söyledi: "Çocukla yavaş, tane tane, biraz alçak sesle ve heceleyerek konuşulmalı. Eğer kekemelik başladıysa ve şiddetliyse tüm konuşmalar hecelenmeli, şiddetli kekemelikte ise heceler uzatılmalı. Anne ve babalar çocuğun yanında birbirleriyle konuşurken mutlaka hecelemeli. Çocuğa asla 'benim gibi konuş' denmemeli. Doğal taklitçi olan çocuklar önce heceleyerek akıcı konuşmaya başlayacak, bir süre sonra da sadece takıldığında bu sorunu yaşayacaktır. Takılma durumlarında bazı kelimelerin hecelenmesine devam edilmeli. Bir süre sonra çocuk normal konuşmaya geçecektir."

Öztanrıöver, herhangi bir stres etkeniyle ya da durup dururken çocukta kekemeliğin başlayabileceğini, bu durumda onunla yeniden hecelenerek konuşulması gerektiğini sözlerine ekledi. Adana, AA ZAMAN

http://www.zaman.com.tr/haber.do;jsessionid=9334CCE223674ECCDC9C1B7951E1C28F?haberno=586889
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Düzgün konuşamadığı için toplumdan uzaklaşan, içine kapanan kekemeler artık geliştirilen bir eğitim programı ile bir ayda bu sorundan kurtulabilecek. Doğru nefes alma, ayna terapisi ve özgüven geliştirici faaliyetlerle yapılan eğitim sonunda kekemeler için yeni bir hayat başlıyor. Hayatı korku ve endişe içinde geçen talebeler eğitim sonunda rahatlık yaşıyor.

Isparta'da yaşayan 10 yaşındaki Akif Dürüz, kendisinden 2 yaş küçük kardeşinin konuşmaya başlaması ve anne-babasının ona olan ilgisinin artması üzerine 4 yaşında iken bebek gibi konuşmaya çalışarak dikkat çekmek istiyordu. Ancak zamanla bu yanlış konuşma diline yerleşip alışkanlık haline geldi. İlkokuldan sonra buna heyecan da eklenince Akif, doğru konuşmayı tamamen unuttu. Diyarbakırlı 15 yaşındaki Kadir Aslan da, hızlı konuşurken bir sorun yaşamıyordu; ancak kısa cümleler kuracağı zaman zorlanıyordu. Ailesinin söylediğine göre, bu sorunun sebebi küçükken korkmuş olmasıydı. Lise 2. sınıf öğrencisi Muhammed Karataş'ın kâbusu Anadolu lisesine adım attığı ilk gün başlamıştı. Arkadaşlarının önünde şiir okurken heyecanlanmış ve o günden beri konuşurken kekelemeye başlamıştı. Muhammed, bu yüzden okulunu değiştirmeyi bile düşünür hale gelmişti. 8 yaşındaki Latife'nin sorunu ise çok hızlı okuyup konuşmasıydı. Doğru nefes almayı bilmediği için bir nefeste her şeyi anlatmaya çalışıyordu. Onun da 2 yaş küçük bir erkek kardeşi vardı ve bu sorun 3 yaşında başlamıştı. Kekemeliğin bir 'psikolojik temelli yanlış öğrenme alışkanlığı' olduğunu söyleyen Beyaz Sanat Kekeme Eğitim Merkezi'nin kurucusu İsrafil Hancı, özgüven eğitimi ve ciddi çaba gösterilerek sorunun bir ayda çözümlenebildiğini belirtiyor. Kekemeliğin oluşumunda ilk sebebin korkular olduğunu ifade eden Hancı, "Çocuklarımızı cinden, periden, öcüden, köpekten her şeyden korkutuyoruz. Doğrudan anlatmasak da ortamda duyuyor, yalnız kaldığı zaman duyduklarını hatırlayıp korkuyor. Ayrıca baskıcı bir aile ortamı da kekemeliğe sebep oluyor. Çocuğun özgüveni zayıflıyor. Yeni doğan kardeşe gösterilen ilgi büyük çocukta özgüven sorunu oluşturuyor. Bu da konuşmasına yansıyor." diyor.

Türkiye genelinde 2 milyona yakın kekeme olduğu tahmin ediliyor. Kekemelik büyük oranda 2-7 yaş arasında oluşuyor. Eğitim programı, okuma-yazma bilenlere yönelik olduğu için 8 yaşından küçükler eğitime alınamıyor. Zaten Hancı, bu yaştan önce çocuğu eğitmenin doğru olmadığını düşünüyor. Hancı, bu yaştaki çocukların ailelerine ücretsiz danışmanlık yaptıklarını söylüyor. Merkezde, Rusya'da uygulanan bir yöntemin Türkçe versiyonu olan ve kısa sürede eğitimi hedefleyen Beyaz Sanat Key (www.beyazsanatkey.com) programı uygulanıyor. Merkezde, Mediha Güney ve Abdülhalim Hancı gibi alanında uzman isimler görev yapıyor. Gelen öğrenciler, önce eski konuşma alışkanlıklarını unutmak ve yeni bir alışkanlık kazanmak için iki haftalık susma eğitimi alıyor. Toplumda ve aile içinde hiç konuşmuyor; sadece her gün merkeze gelerek bilgisayarda en az 5 saat yavaş ve melodili bir sesle metin okuyorlar. "Susma" döneminden sonra doğru nefes almayı öğrenme ve konuşma dönemi başlıyor. Bu sürede öğrencilerin özgüvenini artırmaya yönelik sosyal aktiviteler yapılıyor. Programı ciddiye alıp tembellik etmeden çalışan öğrencilerin bir ay sonunda yavaş ve melodik bir sesle normal konuşmaya başladıklarını belirten Hancı, şu bilgileri veriyor: "Kekemelerde ağız hareketlerinde kasılma, el, ayak hareketleri gibi tikler oluşur. Ayna terapisinde kendilerini görerek bunu nasıl düzelteceklerini öğreniyorlar."

Susma döneminin 8. gününde olan Akif'in büyük ilerleme kaydettiğini okumasından anlayan anne Mine Dürüz, "Düzelmesini çok istediği için kurallara uyuyor. Önceden dışarı çıkıp çocuklarla oynamak istemezdi. Şimdi konuşmadığı halde çıkıp oynuyor. Onun mutluluğunu görmek her şeye değer." diyor. "Aslında bir gün geçeceğini biliyordum. Bundan sonra başka bir Kadir olacak." diyen Kadir, memleketine daha güzel konuşarak dönecek olmanın sevincini yaşıyor. Muhammed ise, "Susma döneminde biraz zorluk çektim; ama buna değdi. Artık daha büyük hedeflerim var. Oraya doğru ilerleyeceğim." şeklinde konuşuyor. ZAMAN

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=577378
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.