Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

29 Eylül 2024, 03:19:36

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,222
  • Latest: sezai04
Stats
  • Toplam İleti: 8,877
  • Toplam Konu: 4,419
  • Online today: 464
  • Online ever: 554
  • (18 Mayıs 2024, 06:22:10)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 452
Total: 452

ACİL-Babanın şirketinin borçlarından oğul şirketine haciz uygulanması

Başlatan Öğrenci Serdar, 30 Mart 2012, 16:18:25

« önceki - sonraki »

Öğrenci Serdar

Hayırlı Cumalar Yusuf bey bir arkadaşımın başında bir dert var Şöyle ki;
Babanın 20 yıllık şirketi var ve demir işleri yapıyprdu ancak işleri kötüleşince icralık bir şirket durumuna geldi , oğulda babasının yanında yıllarca çalıştığından oğulda demir işinden anlıyor ve kendine yeni bir şirket kuruyor ve babası ile hiç alakası yoktur
Şirketi ile işler almaya başlıyor yavaş yavaş iş yapmaya başlıyor ki , babasının şirketinden alacaklı olan işletmelerin avukatları oğulu arayıp istediği zaman babasının şirketinin borcundan dolayı senin şirketinede icraya gelebileceğini ve her türlü malzeme ve makinaları haciz yapabileceğini söylüyor
Oğulun firması iki arkadaş kurmuş ve elindeki makinalar ve malzemelerin hepsinin faturası var buna rağmen avukat neye dayanarak herşeyi alırım diyor? Eşyaları alırsa oğulun şirketi çok kötü duruma düşer çünkü makina ve malzemesiz elindeki işleri yarım kalır
Yani malzeme ve makinalar alındıktan sonra mahkemeye itiraz etsede artık işleri teslim edemeyeceğinden inanılmaz zarara uğrayacak
Sonuç olarak;
Sırf babasının şirketinin borcu var diye ve oğluda aynı işi bilip kendine bağımsız işyeri açtı diye hacize maruz kalmak zorunda mı? Faturaları olduğu halde malzeme ve makinaları alacaklı avukatı haczedip alabilir mi? Böyle birşey yapabiliyorsa nasıl bir yetkidir bu? Oğulun itiraz etmesi ne işine yarar ki işleri yarım kaldıktan ve piyasada ünvanı zedelendikten sonra ?
Ayrıca bu durumda oğul malzeme ve makinaların hacze konu olmaması için ne yapmalıdır bir yolu yok mudur? Değerli bilgilerinizle bir yol gösterebilir misiniz? Saygılar sunar bu haksız olan zor durumdan çıkmamızda bize ışık tutabilirseniz çok memnun kalırız

Avukat

Hayırlı Cumalar.

Alıntı YapOğulun firması iki arkadaş kurmuş ve elindeki makinalar ve malzemelerin hepsinin faturası var buna rağmen avukat neye dayanarak herşeyi alırım diyor? Eşyaları alırsa oğulun şirketi çok kötü duruma düşer çünkü makina ve malzemesiz elindeki işleri yarım kalır

Baba ile oğulun şirketleri arasında bir bağ kurulabiliyorsa ve bu bağ alacaklılardan mal kaçırmaya dönük bir işlem olduğu kanaati veriyorsa, haciz işlemi uygulanabilir. Diğer türlü haciz uygulanamaz. Yani yorum ve değerlendirmeye açık bir konu. Mesela babanın şirketi kapanmış ve aynı adreste oğul tarafından şirket kurulmuş olsun. Adreslerin aynı olması böyle bir bağ kurulmasına yol açar.

Alıntı YapAyrıca bu durumda oğul malzeme ve makinaların hacze konu olmaması için ne yapmalıdır bir yolu yok mudur?

Maalesef yok. Malların faturası ve mallarla şirketin babanın şirketiyle ilgisinin olmadığına dair belgelerin birer örneği ani bir haciz işleminde kullanılmak üzere tedbir için her zaman el altında tutulabilir. Bu belgeler icra memurunu ikna ederse, ne ala. İkna etmezse, haciz ve duruma göre muhafaza yapılabilir. En başından makine ve diğer demirbaşlar finansal kiralama yoluyla alınmış olsaydı, bu malların mülkiyeti finansal kiralama şirketine ait olacağından, malların haczi hukuken mümkün olamayacaktı. Aşağıda konuyu daha iyi anlamanıza yardımcı olacak emsal Yargıtay Kararları bulunuyor. Kolay gelsin...


T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/4338
K. 2010/1059
T. 11.2.2010

2004/m. 8/1, 96, 97/13

DAVA : Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı ( üçüncü kişi ) vekili, İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2007/2602 Esas sayılı dosyasında yazılan talimat uyarınca, Zeytinburnu 3. İcra Müdürlüğü'nün 2007/473 Talimat sayılı dosyasında yapılan 15.03.2007 günlü haciz sırasında 09.03.2007 günlü hacze konu bilgisayarların muhafaza altına alınmasını engellemek için 2.100,00 TL. teminat yatırdıklarını, kalan borç için yatırdıkları 7.000,00 TL. paranın, ek haciz kapsamında ise istihkak, yoksa istirdat ve borçtan kurtulma davasına konu edileceğini, dava sonuna kadar paranın alacaklıya ödenmemesi için asıl icra dosyasına gönderilmesinin teminat karşılığında durdurulması gerektiğini belirterek tedbir isteğinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

Davalı ( alacaklı ) vekili, davacı E. Plastik A.Ş'nin dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, paranın diğer davacı tarafından yatırıldığını, borçlu şirketler ile üçüncü kişi T. Plastik Ltd. Şti. Arasında ortaklar ve adres itibarı ile organik bağ bulunduğunu, daha önce aynı yerde yapılan hacizler sırasında borçlulara ait belgelerin ele geçtiğini, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü, mülkiyet karnesinin alacaklı yararına olduğunu, İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2007/426 Esas sayılı dosyası ile bu dava dosyası arasında bağlantı bulunduğunu belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.

Davalı ( borçlar ), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevapta vermemiştir.

Mahkemece toplanan delillere göre; "davacı Emilsan A.Ş'nin alt kiracısı olarak üçüncü kişi T. Plastik Ltd. Şti. kullanımında olan yerde haczin yapıldığı, burasının aynı zamanda üçüncü kişinin ticaret sicilde kayıtlı faaliyet adresi olduğu, borçlu Ozan'ın davacı T. Plastik Ltd. Şti'nin ortağı iken, hacizden önce payını devrederek karşılığını aldığı, şirketle ilgisinin kalmadığı, davacının diğer borçlularla da organik bağ içinde bulunmadığı, bu nedenle T. Plastik Ltd. Şti. açısından davanın kabulü gerektiği, ancak diğer davacının icra dosyasına alınmış parası bulunmadığından davasının reddi gerektiği" gerekçesi ile davanın kabulü ile hacze konu paranın davacı Teo Plastik Ltd. Şti. ne aidiyetine, davacı Emilsan Plastik ltd. Şti. açısından ise davanın reddine ve tazminat talebinin de reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ( alacaklı ) vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı taraf dava dilekçesinde, her ne kadar hacze konu paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesi istemini ileri sürmüşse de; Mahkemece işin istihkak prosedürü içinde çözümlenmesinin kararlaştırıldığı, buna yönelik taraflarca ileri sürülmüş bir itirazın da bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK'in 96. vd. maddeleri uyarınca yönelttiği "istihkak" iddiasına ilişkindir.

Haciz, davacı T. Plastik Ltd. Şti'nin 23.08.2005'den İtibaren ticaret sicilde merkez olarak kayıtlı bulunan adresinde yapılmıştır. Davacı burada, E.Plastik A.Ş'nin alt kiracısı olarak bulunduğunu ileri sürmekte ise de; dosyadaki kira sözleşmesinden

E. Plastik A.Ş'nin burayı 2006 yılında kiraladığı, görülmektedir.

Davacının 13.10.2005'den itibaren kullandığı şube adresi aynı zamanda borçlular V. İth. İhrc. Kağıt ve Doruk Oluklu Mukavva Ltd. Şirketleri'nin ticaret sicilde kayıtlı merkez adresidir.

Öte yandan aynı dosyada yapılan 05.02.2007 günlü haciz sırasında da T. Plastik Ltd. Şti'nin şube çalışanları, asma katta borçlu şirketlerin faaliyet gösterdiğini belirtmişlerdir. İİK'in 8/1. maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli bu haciz tutanağı ve ticaret sicil kayıtlarına göre üçüncü kişi ile borçlu şirketler arasında organik bağ bulunduğu, aynı üretim yerinde faaliyetlerini sürdürdükleri son derece açıktır.

T. Plastik Lti. Şti'ndeki payını 31.10.2006'da devrederek ayrılan Ozan'ın ise takip borçlusu iki şirketin de ortağı ve yetkilisi olduğu, resmi olarak ayrıldığı üçüncü kişi şirket ile olan bağını, borçlu şirketler üzerinden devam ettirdiği ve istihkak iddiasının da alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.

Bu durumda davanın reddi ile İİK'in 97/13. maddesi kapsamında alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için aranan yasal koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması yerine, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek davacı T. Plastik Ltd. Şti. yönünden davanın kabulüne karar verilmesi bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ( alacaklı ) Ş. Factoring A.Ş'nin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3. kişiye geri verilmesine, 11.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/29026
K. 2010/466
T. 14.1.2010

2004/m.96, 97, 99

DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Şikayetçi üçüncü kişi, aynı adrese daha önce hacze gelindiğini, istihkak iddiaları üzerine alacaklı vekiline istihkak davası açmak üzere icra müdürlüğünce 7 gün süre verildiğini, buna rağmen istihkak davası açılmadan alacaklı vekilinin talebiyle aynı adreste ek haciz ve muhafaza kararı verilerek, 16.09.2008 tarihinde hacze gelindiğini, borcu ödemek zorunda kaldıklarını beyan ederek icra müdürlüğünün haciz kararının kaldırılmasını ve haciz baskısıyla ödemek zorunda kaldıkları 5767,45. YTL'nin iadesini talep etmiştir.

Daha önce haciz yapılan adreste 3. kişinin istihkak iddiasında bulunmuş olması, alacaklı vekilince aynı adreste ek haciz talebinde bulunulmasına engel değildir. 3. kişi takipte taraf olmayıp icra müdürünün aldığı haciz kararının iptalini isteyemez. Ancak hacze gelindiğinde İİK'nun 96-97-99. maddeleri uyarınca istihkak iddiasında bulunabilir. 3. kişi, borçlunun borcunu ödemek zorunda olmayıp, yaptığı ödemeyi şikayet yoluyla geri isteyemez. Kaldı ki 16.09.2008 tarihli şikayete konu haciz işleminin gerçekleştiği adres de, 3. kişinin ticaret sicilinde kayıtlı adresinden farklı bir adrestir. O halde mahkemece şikayetin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, alacaklıya ödenen 5767,45. YTL'nin iadesi yargılamayı gerektirdiğinden bu paranın geri ödenmesine karar verilmesi de doğru değildir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 14.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.



T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 1994/6177
K. 1994/7611
T. 19.12.1994

2004/m.96

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün, temyizen tetkiki davalı alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1-Borçlu Yusuf Selvi aleyhine yapılan icra takibi sonucu haczedilen malların kendisine ait olduğu iddiası ile üçüncü kişi tarafından istihkak davası davalı alacaklı vekilince de karşı dava olarak iptal davası ikame edilmiş 3. şahsın istihkak davası merciince kabul, alacaklının iptal davası red edilmiş, karar davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık İİK. 96 vd. maddeler gereğince açılan istihkak davasına ilişkindir. Davalı alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takibi sırasında 13.12.1991 tarihinde borçlunun adresinde haciz yapılmış, 25.5.1992 tarihli muhafaza tutanağı yapıldığı sırada borçlunun babası davalı Hasan Selvi’nin 200.000.000 Tl. için borca kefil olduğu, 31.8.1992 tarihinde mahcuz mallar yeniden muhafaza altına alınmak için gidildiğinde, davalı Hasan Selvi tarafından mahcuzların satılıp parasının alacaklıya verildiği ve bu yerin artık başka bir şirkete ait olduğunun ifade edildiği, 24.9.1992 tarihinde adı geçen yere tekrar gelinerek Tuncer Doğan isimli kişinin huzurunda yeniden haciz ve muhafaza yapıldığı anlaşılmıştır.

10.8.1992 tarihinde kurulduğu anlaşılan 3. kişi durumundaki Kent Halı Möble ve Dayanıklı Tüketim Malları Tic. Ltd. Şti.nin ortaklarından birisinin, borçlunun eski işçisi Tuncer Doğan, birisinin de davalı borçlu ve kefille aynı soyadı taşıyan Eyyüp Selvi olduğu borçlu hakkında bu şirketin kuruluşundan çok sonra 26.12.1992 tarihinde borçlu bir takipten ötürü borçlu adına çıkarılan ödeme emrinin, Tuncer Doğan tarafından "birlikte çalışan işçi" sıfatıyla alındığı saptanmıştır.

Davacı şirket ile borçlu verdiği çeklerde "Kent Halı" ünvanın kullanmışlardır. Tüm bu hususlar borçlu ile davacı 3 şirketin organik bağ içerisinde olduğunu ve davacı şirketin paravan şirket olarak kurulduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu durumda mahcuzlar davalı borçluya ait olduğunun kabulüyle istihkak davasının reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

2-Davalı karşı davasında tasarrufun iptalini talep etmiş ise de, iptalini istediği davasının konusunu açıklamamıştır. Mahkemece iptali istenen tasarrufun konusu karşı davacıya açıklattırılarak iptali gereken bir tasarruf bulunduğu takdirde bu hususta bir karar verilmesi gerekirken bu yön araştırılmadan sonuca varılması uygun görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarda 1 ve 2. bendlerde açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı alacaklı yararına BOZULMASINA, istek halinde ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine, 19.12.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.