Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

22 Kasım 2024, 16:34:49

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 425
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 445
Total: 445

Bir hakimi HSYK na şikayet ettim

Başlatan bdemiray, 15 Kasım 2009, 00:08:27

« önceki - sonraki »

bdemiray

Ben 2007 yılında boşanma davası açtım eşimde psikoz tanısı vardır adliyenin psikolog ve pedegog incelemesinde ve ME Ünv.Tıp.Fak.Çocuk Psik.Ana Bilim D.Bşk. raporunda annenin kesinlikle çocuğa bakamıyacağı babanın bakması gerektiğine dair mahkemeye rapor sundular ayrıca farklı hastanelerdende bir çok rapor var. Her ne hikmetse hakim davalı eşimi istanbul adli tıp kurumuna sevk etti ve herkesin tahmin edeceği gibi sapa sağlam hiç bir şeyi yok çocuğuna bakabilir şeklinde rapor geldi. Bu rapor üzerine hakim hemen çocuğu hasta anneye vermiştir.Adli tıp kurumuna gönderilen dosyada yukarıda açıkladığım 2 adet rapor gönderilmemiştir. 2 kez adli tıp kurumundan rapor alındı iki rapordada bu yukarıda belirtmiş olduğum raporlar yoktur. Adli tıp ile yazışmamda bu raporların dosyada olmadığını anladım. Ayrıca kızımı görüş günü almaya gittiğimde kızımın ağır şekilde dayağa maruz kaldığını farkettim acil servise götürdüm kolunun röntgenini çektiler ve ağır doku travması teşhisli reçete verdiler bende bunu ertesi gün hemen dilekçem ile hakime verdim ancak mahkeme günü bana bir annenin çocuğa vurabileceğine inanmıyorum diyerek bu konuyuda es geçmiştir. Hastanede yatarken günlük gözlem raporları tutulmuş bu raporlarda kızına ilgisinin kalmadığı belirtilmiştir. Davalının şahidi ayrıca yakın akrabası bana gelerek eşin ve ailesi bu çocuğa bakamıyor demiştir. Ama mahkemede onların yanında söyleyemem çok korkuyorum demiştir. Bunun üzerine mahkemeden önce bu şahidi hakimin yanına götürdüm davadan önce ifade alması için ancak hakim bizi kovmuştur mahkeme günü gelin ozaman dinlerim demiştir. Böylece bu şahit hiç bir şekilde konuşamıyacağınıda bana beyan etmiştir. İki yıl geçmesine rağmen benim diğer iki şahidimde dinlenmemiştir. Artık onlarda karşı tarafın baskısından bana şahitlik yapmayacaklarını belirtmişlerdir.  Bu gelişmeler üzerine hakimler savcılar yüksek kuruluna şikayet dilekçesi verdim belgesiz ve şahitsiz hiç bir şikayetim yoktur ve bir ay sonra beni ağır ceza mahkemesinden çağırdılar ifade vermem için ve gittim ifademi verdim benim sorum şu bu şikayetimden ne gibi bir sonuç çıkar, mahkemem değişebilirmi, kızımı nasıl geri alabilirim, hakimden tazminat talep edebilirmiyim, bu şikayetlerimden dolayı benim hakkımda dava açılabilirmi bana yardımcı olabilirseniz sevinirim ve teşekkür ederim.

Avukat

Öncelikle geçmiş olsun diyorum. İnşallah siz ve kızınız yaşadığınız sıkıntıları en kısa zamanda atlatırsınız.

Alıntı YapHer ne hikmetse hakim davalı eşimi istanbul adli tıp kurumuna sevk etti

Hakimin Adli Tıp Kurumu'ndan rapor almak istemesinde anormal bir durum yok. Zira adliye mekanizması içinde Adli Tıp Kurumu'nun ifa ettiği vazife çok önemli bir noktada. 2659 Sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu'nun 1. maddesinde, "adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak", 2. maddesinde, "mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen adli tıpla ilgili konularda bilimsel ve teknik görüş bildirmek" (ve kanunda belirtilen diğer görevleri yerine getirmek) için "Adli Tıp Kurumu" kurulmuştur. Şayet bahsetmiş olduğunuz Adli Tıp Kurumu öncesi alınmış olan raporlar yine mahkemenin talebi üzerine dava esnasında alınmış ise, muhtemeldir ki mahkeme bu raporlar arasında birbiriyle çelişen, birbirini desteklemeyen bazı hususlar tespit etmiş ve bu sebeple de konuyu Adli Tıp Kurumu'na havale etmiştir.

Alıntı YapAdli tıp kurumuna gönderilen dosyada yukarıda açıkladığım 2 adet rapor gönderilmemiştir. 2 kez adli tıp kurumundan rapor alındı iki rapordada bu yukarıda belirtmiş olduğum raporlar yoktur. Adli tıp ile yazışmamda bu raporların dosyada olmadığını anladım.

Adli Tıp Kurumu'na konu havale edildiğinde, normal şartlar altında dava dosyası bir bütün olarak Adli Tıp Kurumu'na gönderilir. Bu açıdan şayet dava dosyası içinde yer alan bir kısım evraklar Adli Tıp Kurumu'na gönderilmemişse, burada oldukça önemli bir yanlışlık/eksiklik bulunduğundan söz edilebilir. Ancak Adli Tıp Kurumu'nun bir dava dosyasıyla ilgili sizinle yazışma yaparak "şunlar dosyadaydı, şunlar yoktu" şeklinde beyanda bulunabileceğine pek ihtimal vermiyorum; sizin bir yanlış anlamanız söz konusu olmasın sakın?

Alıntı YapAyrıca kızımı görüş günü almaya gittiğimde kızımın ağır şekilde dayağa maruz kaldığını farkettim acil servise götürdüm kolunun röntgenini çektiler ve ağır doku travması teşhisli reçete verdiler bende bunu ertesi gün hemen dilekçem ile hakime verdim ancak mahkeme günü bana bir annenin çocuğa vurabileceğine inanmıyorum diyerek bu konuyuda es geçmiştir.

Duruşmalarda hakimlerle taraflar arasında hayli enteresan diyaloglar oluşabiliyor. Bir hakim önüne gelen belgeleri es geçerek salt kişisel kanaatleri/düşünceleriyle hareket edemez/etmemelidir. Kaldı ki "bir annenin çocuğuna vurabileceği" düşüncesi hiç de akla gelmeyecek bir ihtimal de değildir, hele ki ruhsal dengesi bozulmuş bir anne için hiç değildir. Ancak burada da hakimin böyle davranmasını izah eden farklı bir durumun olduğunu/olabileceğini tahmin ediyorum.

Alıntı YapDavalının şahidi ayrıca yakın akrabası bana gelerek eşin ve ailesi bu çocuğa bakamıyor demiştir. Ama mahkemede onların yanında söyleyemem çok korkuyorum demiştir. Bunun üzerine mahkemeden önce bu şahidi hakimin yanına götürdüm davadan önce ifade alması için ancak hakim bizi kovmuştur mahkeme günü gelin ozaman dinlerim demiştir. Böylece bu şahit hiç bir şekilde konuşamıyacağınıda bana beyan etmiştir.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda şahitlerin mahkeme tarafından ne şekilde dinleneceği hüküm altına alınmıştır:

    Madde 255 - Şahitler tahkikat hakimi tarafından istima olunur (dinlenir). Hasta veya malül olmasından dolayı mahkemeye gelemiyen şahidi hakim ikametgahında dinler.

    Şahidin istimaı sırasında mühim bir sebebe binaen hakim tarafından hilafına karar verilmiş olmadıkça iki taraf hazır bulunabilir.

    Madde 256 - Müstesna hallerde, iki tarafın muvafakatleri ve hakimin tensibiyle, tayin olunacak müddet zarfında cevaplarını tahriren (yazılı olarak) beyan etmek üzere şahide bir sual varakası gönderilebilir. Bu suretle muamele yapılması şahidin vereceği cevabın hükme kafi olup olmadığını hakimin takdir etmesine mani olamaz.

    Madde 257 - Şahidin bulunduğu mahal mahkemesi marifetiyle de istimaına (dinlenmesine) karar verilebilir. Bu takdirde tayin olunan gün ve saatte hazır bulunması için şahide tebligat icra olunur. İki tarafa da malümat verilir.

    Madde 258 - Şahitler alelüsul tebliğ olunacak davetiye ile mahkemeye çağırılır. Davetiyede iki tarafın isimleri ve hangi hususu ispat için mahkemeye çağrıldığı ve hangi gün ve saatte hazır bulunulacağı yazılır.

    Tebliğ muhakeme gününden laakal (en az) iki gün evvel icra olunmak lazımdır.

    Müstacel (aciliyeti olan) işlerde şahidin daha evvel gelmesine karar verilebilir.


Şahitler bu hükümler çerçevesinde dinlenir. Dolayısıyla hakimin duruşma esnasında şahit dinleyebileceğini belirtmesinde (elbette ki sizi kovmasında değil!) anormal bir durum bulunmamaktadır.

Alıntı Yapİki yıl geçmesine rağmen benim diğer iki şahidimde dinlenmemiştir. Artık onlarda karşı tarafın baskısından bana şahitlik yapmayacaklarını belirtmişlerdir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "adil yargılanma hakkı" başlıklı 6. maddesinde yargılamanın "makul bir süre içinde" bitirilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede, iki yıllık süre içinde henüz şahitlerin bile dinlenemediği dikkate alındığında "adil yargılanma hakkı"nızın ihlal edildiği iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne müracaat etmeyi bile (şartları vardır, olayın tüm yönleriyle değerlendirilmesi gerekmektedir) düşünebilirsiniz. Olması gereken, yargılamanın gecikme oluşturmayacak şekilde makul bir süre içinde bitirilmesi. Ancak maalesef ülkemizde bu tür durumlarla çok sık karşılaşılıyor ve hatta ülkemizdeki yargılama standartları açısından olayı değerlendirirsek, iki yıllık sürede dosyanızın bu durumda bulunmasının gayet normal olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz.

Alıntı YapBu gelişmeler üzerine hakimler savcılar yüksek kuruluna şikayet dilekçesi verdim belgesiz ve şahitsiz hiç bir şikayetim yoktur ve bir ay sonra beni ağır ceza mahkemesinden çağırdılar ifade vermem için ve gittim ifademi verdim

Şikayetinizle ilgili işlem yapılarak hakim hakkında ceza davası açıldığından ve Ağır Ceza Mahkemesi'nde bu sebeple "şikayetçi" sıfatıyla ifade verdiğinizden emin misiniz? Ağır Ceza Mahkemesi'nde değil de savcılıkta ifade vermişsinizdir ve hakim hakkında da henüz bir ceza davası açılmamıştır diye tahmin ediyorum. Yani muhtemelen konu savcılıkta soruşturma aşamasındadır.

Alıntı Yapbu şikayetimden ne gibi bir sonuç çıkar, mahkemem değişebilirmi, kızımı nasıl geri alabilirim, hakimden tazminat talep edebilirmiyim, bu şikayetlerimden dolayı benim hakkımda dava açılabilirmi

Davanızın görüldüğü mahkemenin değişmesi mümkün değildir, ancak hakim değişebilir. Esasen hiç HSYK'na müracaat etmeden tarafsız davranmadığını gördüğünüz hakimi delilleriyle birlikte reddetmeyi ve bu yolla hakimin değiştirilmesini sağlamayı da deneyebilirdiniz. Bu aşamadan sonra yapmanız gereken şey de budur. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda hakimin reddiyle ilgili hükümler aşağıdaki şekildedir:

    Madde 29 - Aşağıdaki hallerde hakim bizzat kendisini reddedebilir veya iki taraftan biri canibinden reddolunabilir:

    1 - Davada iki taraftan birine nasihat vermiş veya yol göstermiş olması,

    2 - Davada iki taraftan biri veya üçüncü şahıs muvacehesinde kanunen icap etmeden reyini beyan etmiş olması.

    3 - Davada şahit veya ehlihibre veya hakem ve yahut hakim sıfatiyle dinlenmiş veya hareket etmiş olması,

    4 - Davanın dördüncü dereceye kadar (bu derece dahil) civar hısımlarına ait bulunması,

    5 - Dava esnasında iki taraftan birisiyle davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması,

    6 - Umumiyetle hakimin bitaraflığından şüpheyi mucip esbabı mühimme bulunması.

    Madde 33 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/4 md.)

    Hakimin reddi dilekçesi reddolunacak hakimin mensup olduğu mahkemeye verilir, Vekilin, hakimin reddi isteminde bulunabilmesi bu konudaki yetkisinin vekaletnamede açıkça belirtilmiş olması şartına bağlıdır.

    Hakimin reddi istemi, reddi istenen hakim katılmaksızın mensup olduğu mahkemece incelenir. Reddedilen hakimin iştirak etmemesinden dolayı mahkeme teşekkül edemez veya mahkeme tek hakimden oluşuyor ise, ret istemi o yerde asliye hukuk hakimliği görevini yapan diğer mahkeme veya hakim tarafından incelenir. O yerdeki asliye hukuk hakimliği görevi bir hakim tarafından yerine getiriliyorsa o hakim hakkındaki ret istemi, asliye ceza hakimi varsa onun tarafından, yoksa en yakın asliye hukuk mahkemesince incelenir.

    Sulh hukuk hakimi reddedildiği takdirde, ret istemi o yerdeki diğer sulh hukuk hakimi tarafından incelenir. Sulh Hukuk hakimliği görevi tek hakim tarafından yerine getiriliyorsa ret istemi, bulunma sıralarına göre, o yerdeki sulh ceza hakimi, asliye hukuk hakimi, asliye ceza hakimi, bunların da bulunmaması halinde en yakın yerdeki sulh hukuk hakimi tarafından incelenir.

    (Ek fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./3.mad) *1* Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyelerinin reddi istemi, reddedilen başkan ve üye katılmaksızın görevli olduğu dairece incelenerek karara bağlanır.

    Madde 34 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/5 md.)

    Hakimin reddi sebebini bilen tarafın ret isteğini en geç ilk oturumda bildirmesi gerekir. Taraf, ret sebebini davaya bakıldığı sırada öğrenmiş ise en geç ondan sonraki ilk oturumda yeni bir işlem yapılmadan önce bu isteğini hemen bildirmek zorundadır. Belirtilen sürede yapılmayan ret isteği dinlenmez.

    Hakimin reddi dilekçe ile olur. Bu dilekçede, ret isteğinin dayandığı durum ve olaylarla delillerin açıkça gösterilmesi ve varsa belgelerin eklenmesi gerekir.

    Ret isteğinden vazgeçmek hükümsüzdür.

    Hakimi reddeden taraf, dilekçesini karşı tarafa tebliğ ettirir. Karşı taraf buna beş gün içinde cevap verebilir. Bu süre geçtikten sonra başkatip tarafından ret dilekçesi, varsa karşı tarafın cevabı ve ekleri dosya ile birlikte reddi istenen hakime verilir. Hakim beş gün içinde dosyayı inceler ve ret sebeplerinin yerinde olup olmadığı hakkındaki düşüncesini yazı ile bildirerek dosyayı hemen merciine gönderilmek üzere başkatibe verir.

    Ret sebepleri yazılı delillere dayanmıyorsa merci, isteği reddetmekte veya gösterilen tanıkları dinleyerek bir karar vermekte serbesttir.

    Ret sebebi sabit olmasa bile merci bunu muhtemel görürse ret isteğini kabul edebilir.

    Ret sebepleri hakkında yemin teklif olunamaz.

    Hakimi çekinmeye davet hakimin reddi hükmündedir.

    Madde 35 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/6 md.)

    Hakimin reddi istemi aşağıdaki hallerde kabul edilmeyerek geri çevrilir.

    1. Ret isteği zamanında yapılmamışsa,

    2. Ret sebebi veya inandırıcı delil gösterilmemişse,

    3. Ret isteminin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa.

    Bu hallerde ret isteğinin, toplu mahkemelerde reddedilen hakimin müzakereye katılmasıyla, tek hakimli mahkemelerde de reddedilen hakimin kendisi tarafından geri çevrilmesine karar verilir.

    (Değişik fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./4.mad) *1* *2* İlk derece mahkemesinin bu kararlarına karşı istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyeleri hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hükümle birlikte başvurulabilir.

    Madde 36 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/7 md.)

    Hakimin reddi istemine ilişkin karar duruşma yapılmaksızın verilebilir.

    Reddi istenen hakim ret hakkında merci tarafından karar verilinceye kadar o davaya bakamaz. Şu kadar ki gecikmesinde zarar umulan iş ve davalar bunun dışındadır. Daha önce hakkındaki ret isteği mercice reddolunan hakimin aynı durum ve olaylara dayanılarak yeniden reddedilmesi hali de hakimin davaya bakmasına engel teşkil etmez.

    Merci ret isteğini kabul etmezse, reddi istenen hakim davaya bakmaya devam eder.

    (Değişik fıkra: 23/01/2008-5728 S.K./10.mad) Ret talebinin, kötüniyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi hâlinde, talepte bulunanların her birine mahkemece beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

    (Değişik fıkra: 23/01/2008-5728 S.K./10.mad) Hâkim hakkında aynı davada aynı tarafça tekrar ileri sürülen ret talebinin reddi hâlinde verilecek idarî para cezası, daha önce verilen idarî para cezasının iki katından az olamaz.


HSYK'na yapmış olduğunuz şikayet ve hakim hakkında yürütülen kovuşturma/soruşturma neticesinde şikayetinizin asılsız olduğu karara bağlanırsa, hakim size karşı tazminat davası açabilir ve hatta duruma göre hakkınızda ceza davası dahi açılabilir. Tersi olur, yani hakim sizin yapmış olduğunuz şikayet kapsamında ceza alırsa, siz doğrudan hakime karşı tazminat davası açamazsınız, buradaki muhatabınız Adalet Bakanlığı olacaktır.

Önemli not: Dava dosyası incelenmeden çok kısıtlı ve öznel (subjektif) bilgilerle yapılan yukarıdaki değerlendirmeler, gündeme gelen konular hakkında tamamen bir ön bilgi verme ve en temel düzeyde kişileri bilgilendirme amacına matuftur. Bu tür konular her yönden ayrıntılı bir şekilde inceleme/araştırma yapılmasını gerektirir ve bu da ancak profesyonel yardım ile mümkün olabilir. Bu sebeple haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz ve herhangi bir hak kaybına maruz kalmamanız için bir avukatla anlaşmanızı, şayet maddi imkanlarınız yeterli değilse, bulunduğunuz ildeki baroya müracaat ederek adli yardım kapsamında ücretsiz avukat talep etmenizi tavsiye ediyorum.

bdemiray

Yusuf bey çok teşekkür ederim sorumu cevapladığınız için zahmet verdim. bazı şeyleri biraz eksik yazdım sanırım adli tıp kurumuna sevki davalı taraf istedi psiko pedegojik rapor neticesinde çocuğun velayeti bende idi ancak karşı tarafın isteği üzerine gönderildi adli tıp kurumuna. Bu rapor üzerine kızım benden alınmıştır. Mahkemeye bir çok dilekçe verdim bu iki rapor neden adli tıp kurumuna gitmemiştir diye mahkemede tarafıma hakim tarafından bu iki rapor kesinlikle gönderilmiştir şeklinde cevap verildi ayrıca adlitıp kurumu ile yaptığım yazışmamda tarafıma gelen yazıda bu raporların değerlendirilebilmesi için mahkemeye sunmamız gerektiği ve mahkeme tarafından kuruma gönderilmesi gerektiği bildirilmiştir. Ayrıca şikayetim karşılığı ifade vermem için mersin 2.ağır ceza mahkemesine gitmem için tebligat geldi ve ağır ceza reisine duruşma salonunda ifade verdim. Ağır ceza reisi bana hakimin ifadesinde bu raporları adli tıp kurumuna gönderdiğini söyledi bende itiraz ettim gönderildi ise neden bu raporlar kurumun düzenlediği rapor içinde yer almıyor.ve adli tıp kurumundan gelen yazıyı gösterdim. En sonki duruşmamdada zaten 3.kez adli tıp genel kurulunu istedim ve özellikle bu iki raporun gönderilmesini talep ettim. Bu şekilde gönderildi şimdi cevabını bekliyorum. Hakim mahkeme çıkışı davalı tarafa bu seferde sağlam geleceğine inanıyorum diyerek telkinde bulunmuştur. Yanımdaki arkadaşlarım hep buna şahittir. Bunuda şikayet dilekçeme ekledim.  Ağır ceza reisine bundan sonraki prosedürü sordum bana bir rapor düzenleyeceğini bunu ankaraya göndereceğini ve eğer dava açılması gerekirse açık duruşma olacağını söyledi. Kızımı davalı tarafa verdiği 24 temmuz 2008 günü mahkeme salonunda eşimin ve ailesinin tutum ve davranışlarından dolayı hakim davalı tarafa ve ailesine ailecek gerçekten tedaviye ihtiyacınız var demiş ve kızımı bu duruşmada onlara teslim etmiştir. Kızımın bu ailede darp edildiğini kanıtlamamıza rağmen başından sağmıştır. Davalı tarafın şahidi tarafıma geldi demiştim bunlar bu çocuğa bakamıyorlar çocuğa yazık oluyor demişti Bu şahıs ayrıca bana bir ilin cumhuriyet başsavcısı akrabası olduğunu defalarca onu arayarak devreye soktuğunu belirtmiştir. Bana bunu söylerken şahitlerimde vardır. Mahkeme kaleminde samimi olduğum kişilerde bana bir kaç kere mahkeme hakimi baskı altında demiştir.  ve bu olayıda şikayet dilekçeme yazdım ancak ağır ceza reisi bu konu hakkında hiç bir şey sormadı bunu ifademe yazdırmadı. Benim boşanma davası ile ilgili avukatım var ancak bu hakimi şikayet olayında kendisi ile konuştum bu davaya sadece kendim girmek istediğimi ilettim sonuçta o avukatında ekmek teknesi bir hakimle kötü olmasını istemedim. Ayrıca avukatım kaleme geçenlerde adli tıp kurumu için para yatırmaya gitti kendisine 500 tl vermiştim çünkü bir önceki gidişlerinde mahkeme o kadar istemişti. Avukatım yine para yatırmaya gittiğinde kalemdekiler avukatıma söylemedik şey bırakmamışlar ve hakimin kanaati adli tıp kurumu için 1.200 tl para yatıracaksınız olmuştur. Bunun üzerine avukatım bundan önceki 500 tl nin nerelere harcandığını ve bir önceki seferde 500 tl yeterken şimdi nasıl oluyorda 1200 tl isteniyor tarafımıza bilgi verilmesi şeklinde bir dilekçe verdi ve hala bir cevap veremediler bu konuyuda şikayetime ek bir dilekçe ile 2.ağır ceza mahkemesine verdim. Şu anda mersin adliyesinde benim davamı duymayan hakim savcı avukat memur kalmamıştır. Mersin adliyesinde herkes dört gözle bu davanın sonuçlanmasını bekliyor. Davalı tarafın avukatıda aynen şu ifadeleri kullanmıştır. Bu hakimin verdiği kararlara bende şaşıyorum. Hakim avukatıma beni reddetsinler demiş bende haber yolladım reddetmiyorum kendisi çekilsin diye İşte böyle bir cenderenin içindeyim. Saygılarımla

chewrokee

Alıntı yapılan: Av. Yusuf Kaçar - 15 Kasım 2009, 09:57:51

Önemli not: Dava dosyası incelenmeden çok kısıtlı ve öznel (subjektif) bilgilerle yapılan yukarıdaki değerlendirmeler, gündeme gelen konular hakkında tamamen bir ön bilgi verme ve en temel düzeyde kişileri bilgilendirme amacına matuftur. Bu tür konular her yönden ayrıntılı bir şekilde inceleme/araştırma yapılmasını gerektirir ve bu da ancak profesyonel yardım ile mümkün olabilir. Bu sebeple haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz ve herhangi bir hak kaybına maruz kalmamanız için bir avukatla anlaşmanızı, şayet maddi imkanlarınız yeterli değilse, bulunduğunuz ildeki baroya müracaat ederek adli yardım kapsamında ücretsiz avukat talep etmenizi tavsiye ediyorum.

Alıntı yapılan: bdemiray - 15 Kasım 2009, 13:17:24
Şu anda mersin adliyesinde benim davamı duymayan hakim savcı avukat memur kalmamıştır. Mersin adliyesinde herkes dört gözle bu davanın sonuçlanmasını bekliyor. Davalı tarafın avukatıda aynen şu ifadeleri kullanmıştır. Bu hakimin verdiği kararlara bende şaşıyorum. Hakim avukatıma beni reddetsinler demiş bende haber yolladım reddetmiyorum kendisi çekilsin diye İşte böyle bir cenderenin içindeyim. Saygılarımla


Konunun üzerinden yıllar geçmiş farkındayım. Lâkin baştan sona her kelimesini okudum ve haklarımızı bilmek / savunmak adına bu olayın sonunu çok merak etmekteyim.

Mümkünse bilgi verebilirmisiniz.

Bu kadar dirençli olmasından dolayı BDEMİRAY beyi ve istikrarlı, tek kelime bile atlamadan cevap veren Avukat YUSUF beyi tebrik ediyorum.
Sanal ortamda bu şekilde ciddi yazışmalar bulmak gerçekten zor.

Saygılar.