Tapu kayıtlarında 60 metre iki katlı kerpiç ev görülen bir yer aslında 60 metre üzerine 100 metre bina inşa edilmiştir.  Bir alacak meselesinden dolayı yapılan icra satışıyla 60 metre üzerine yapılı 100 metre bina alacağa mahsuben alınmıştır. İhale kesinleşmiştir.   Bu arada 40 metre arsanın sahibi ,binanın 40 metresinin kendisine ait olduğu iddiasıyla ,çilingir vasıtasıyla kapıyı açtırmış ve içerisine girmiştir. Daha sonra araya duvar örmek suretiyle binanın 40 metresini işgal etmeye başlamıştır.
Açılan el atmanın önlenmesi davasıyla el atmanın engellenmesine karar verilmiştir. Bina yeniden 100 metre olarak mahkeme kararıyla icra alıcısına teslim edilmiştir. 
Bu kez 40 metre arsa sahibi muvazaanın giderilmesi konusunda  mahkemeye başvurmuş, mahkemece binada hak sahibi olmadığı yönünde karar vermiştir.
Aradan yıllar geçmiş 40 metre arsa sahibi hayatını kaybetmiştir, davalar devam ederken mirasın intikali de yapılmıştır. Mirasçılar birleşerek 40 metreyi bir mirasçıya satmıştır. Bu mirasçıda bir başkasına satmıştır. Sözde satın alan kişi , arsayı satan kişiye borçludur. Ve sözde alacaklı olan kişi sattığı arsayı icra marifetiyle tekrar kendisi almıştır. Ancak bir farkla sattığı şekliyle 40 metre arsa olarak değil, 100 metrelik binanın 40 metresini satın almıştır.
Bu kişiye açılan ihalenin feshi davası tapuda taraf olmadığı için yani tek parça 100 metre bina şeklinde işlenmediği için reddedilmiştir. Şu an el atmanın önlenmesi davası açılmıştır. Ancak davalı dava devam ederken yeniden bir başkasına satmıştır. Bu durumda doğan hak ya satan kişiye tazminat davası açacağız ya da satın alan kişiye aynı şekilde davaya devam edeceğiz ( HMK125) Burada satın alan kişi iyi niyetli kabul edilebilir mi? o kişiye karşı davayı kazanma şansımız var mı?
Sizce dava yeni alan kişiye karşı devam etmeli mi, yoksa vazgeçip satan kişiye tazminat davası mı  açılmalı.