Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 09:57:00

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 547
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 533
Total: 533

Gbt ve Arşiv Kaydı

Başlatan time_shift, 12 Kasım 2012, 23:15:43

« önceki - sonraki »

time_shift

Birisi hırsızlık suçundan dolayı yargılansa ve şikayetçi şikayetinden vazgeçtiği için davanın düşürülmesine karar verilse bu kişi her türlü memurluk;buna polisliği de dahil ediyorum girebilir mi?Bu kişi üst düzey bürokratlık vasfına erişebilir mi?Bilgisi olanlar cevaplarsa müteşekkir olacağım. Not:Kişinin gbt ve kihbi sorgusu temiz çıkmaktadır,ayrıca kişi dava düşümünden sonra silahlı özel güvenlik belgesi almıştır.

Avukat

Merhabalar. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin 5. fıkrası aynen şu şekildedir:

5. (Değişik: 23/1/2008-5728/317 md.) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (...) (1) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.

Bu hüküm uyarınca kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına çarptırılmış olanlar devlet memuru olamaz. Sizin sorunuzdaki kişinin ise herhangi bir mahkumiyeti bulunmamakta. Dolayısıyla memur olmasının önünde hiçbir engel yok. Memur olabilen bir kişinin bürokrat olabilmesi de mümkündür. Polislik için de durum aynıdır aslında ancak polisliğe başvuranlarda hangi şartların arandığına ilişkin ilanlar incelendiğinde;

Kasten işlenen ve Kanunundaki suçun ilgili maddesinde suçun ceza üst sınırı en az 1 yıl hapis cezası olan suçlar ile Devlet Memurları Kanununun 48/A-5 maddesinde ismen sayılan suçlardan dolayı,

1- Affa uğramış veya yasaklanmış haklar geri verilmiş olsa dahi mahkûmiyeti bulunmamak, (Adli Para Cezası dahil)

2- Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemiş olmak,

3- Devam etmekte olan bir kovuşturma bulunmamak,

4- Kovuşturması uzlaşma ile neticelenmemiş olmak,
şartlarının da arandığını görmekteyiz. Halbuki Polis Meslek Yüksek Okulu Giriş Yönetmeliği'nde bu ilave şartları destekleyecek bir düzenleme mevcut değil. İşin hukuki kısmını bir tarafa koyup fiili durumu dikkate alırsak, şikayetin geri çekilmesi vakası, kovuşturması uzlaşma ile neticelenmemiş olmak şartına aykırı olarak değerlendirilebileceğinden, polis olunamayabilir. Kolay gelsin...

time_shift

Saygıdeğer Yusuf bey cevabınızdan dolayı müteşekkirim yeni eklenen maddelerde :

f) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı altı ay veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış veya yasaklanmış haklar geri verilmiş olsa bile; devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, millî savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından;
1) Mahkûm olmamak.
2) Hükmün açıklamasının geri bırakılmasına karar verilmemiş olmak.
3) Devam etmekte olan bir kovuşturma bulunmamak veya kovuşturması uzlaşma ile neticelenmemiş olmak.Denilmektedir.Burada 3.madde dikkat çekmektedir.Burada kovuşturmanın uzlaşma ile neticelenmemesi yani tarafların ortaklaşa haraket etmemesi durumu ve mahkemenin taraflar lehine karar vermesi esası geçerli olmakta.Yani karşı taraf şikayeti kendi isteği ile geri çekmiş durumda yoksa diğer tarafla mutabık olup çekmiş durumda değil.Ayrıca bildiğiniz üzere davalarda şikayetçi şikayetini geri alsa bile dava kamu davasına dönüşmekte ve mahkeme davayı sonuçlandırmaktadır.Bu durum ise mahkemenin uzlaşma ile değil mahkemenin hakim ve savcının kararıyla sonuçlandığını ispat etmektedir.Bu duruma yorumunuzu bekler saygılarımı sunarım efendim.

volter

Gbt zaten yasal olmayan bir durum kaldıki polis olmassın lakin

Başka kurumlarda memur olabilirsin

time_shift

Alıntı yapılan: volter - 26 Kasım 2012, 15:11:56
Gbt zaten yasal olmayan bir durum kaldıki polis olmassın lakin

Başka kurumlarda memur olabilirsin
Yalnız bu kişi dava düşümünden sonra silahlı özel güvenlik belgesi almıştır.Bunu nasıl açıklayabilirsiniz acaba  sayın volter?

volter

Çok basit özel güvenlik belgesi almak polis olmak kadar zor şarttlara tabi değildir polis olmak o kadar zor şarttlara tabidir ki  peki bu kurum da da suç işleyenler olmuyormu elbette oluyor Herşeyden önce insanız biz hiç manevi degerlere ehemiyet vermeden Yüce Yaratıcıyı yok sayarcasına İnsani duygularımızla beşer olarak hareket edip insanları fişliyoruz ve olmak istedikleri herşeyden mağdur ediyoruz lakin Allahın da bir hesabı vardır ondan dır ki her kurumda suç işleyen vardır . ne kadar incelersen incele fişlersen fişle Peki Allah da sizin günahlarınızı affetmeseydi bir kez işlediniz ya o zaman ne olurdu şimdi ki beşer insan oğlunun yaptığı gibi günah işleyen günahını daha da artırmazmıydı nasılsa af yok deyip önemli olan bu yapının degişmesi insanları topluma kazandırır olması işte örnek yoksa insanları fişle ömür boyu magdur et eee sonuç alma mazlumun ahını topluma kazandırılamayan insanlar seli olmazmı her insan hata yapar yapmayan yoktur sadece tek fark biri fişlenmiş biri fişlenmemişdir insanların ömür boyu magdur etmek ne Hakka ne hakkaniyete sığar

Emniyet ve Jandarma 2. bir adli sicil sistemi (KİHBİ) kullanıyor
9 Temmuz 2012 08:29

--------------------------------------------------------------------------------
Paylaş

Fişleme yasak ama kayıtlar tutuluyor

Suç işleyenlerin kayıtlarının tutulduğu Adli Sicil Arşivi ve UYAP Bilgi Sistemi dışında, emniyet teşkilatı ve jandarmanın yıllardır kendilerine özgü oluşturduğu ikinci bir fişleme sistemi ile kayıtları sakladığı ortaya çıktı

Polisin kalabalık bir ortamda kimlik kontrolü yaparken kızının önünde "sen hırsızlık yapmışsın" dediği S.K. adlı baba ve havalanındaki çekilecek bir dizi sahnesine uyuşturucu suçundan kaydı olduğu gerekçesiyle içeri alınmayan A.C.A adlı oyuncunun TBMM'ye yaptığı başvurular, "ömür boyu ve öldükten sonra fişlemeyi" açığa çıkarttı. Suç işleyenlerin kayıtlarının tutulduğu Adli Sicil Arşivi ve UYAP Bilgi Sistemi dışında, emniyet ve jandarmanın yıllardır kendilerine özgü oluşturduğu ikinci bir fişleme sistemi ile kayıtları sakladığı anlaşıldı. S.K. adlı bir vatandaş TBMM Dilekçe Komisyonu'na yaptığı şikayet başvurusunda, kalabalık bir ortamda yürürken, polisin kimlik kontrolü-GBT taraması yaptığını belirtti. S.K., küçük kızı ile kalabalığın içinde bulunduğu sırada, polisin, "sen hırsızlık yapmışsın" diyerek, çocukken işlediği bir suçu yüksek sesle söylediğini kaydetti.

Adli sicilinin temiz olduğunu, ayrıca çocukken işlediği hırsızlık suçu üzerinden 10'larca yıl geçtiğini belirten S.K. mağduriyetinin giderilmesini istedi. Benzer bir şikayet ise dizi oyuncusu A.C.A'dan geldi. Yıllar önce uyuştucuru kullanma ve temin etmeden dolayı hüküm giydiğini ve hapis yatıp çıktığını, mahkeme kararıyla memnu haklarını geri aldığını, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü'nden suç kaydını sildirdiğini belirten A.C.A, bir çekim için havalanına gittiğinde GBT taraması yapan polisin "suç kaydın var" diyerek kendisini içeri almadığını kaydetti. A.C.A, arkadaşlarının içinde yaşadığı utanç ve çekime katılamaması nedeniyle doğan mağduriyetinin giderilmesini talep etti.

TBMM alarma geçti

Şikayetler, adli sicil dışında emniyet ve jandarmanın oluşturduğu ikinci bir fişleme sisteminin varlığını ve 2010'daki anayasa değişikliği ile fişlemenin yasaklanmasına rağmen sistemin yürürlükte olduğunu açığa koydu.

TBMM Dilekçe Komisyonu, 10'larca şikayet gelmesi üzerine ilgili 8 kurumu alarma geçirdi. Başbakanlık, Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat Harekat ve Bilgi Toplama daire Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Maliye Bakanlığı Mali Suçlar Araştırma Kurulu Başkanlığı(MASAK), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı(HSYK) temsilcileriyle TBMM'de üstüste 6 toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantılarda özetle şu görüşler ele alındı:

* Kişiler hakkında kayıtların tutulduğu Adli Sicil ve İstastistik Genel Müdürlüğü'ndeki Merkezi Adli Sicil(MAS) bilgi kayıtları, UYAP Bilgi Sistemi ve çoğunlukla emniyet ve jandarmanın kullandığı KİHBİ Bilgi Sistemi kayıtları tek merkezde tutulmalı.

* Mükerrer kayıt olan KİHBİ Bilgi Sistemi'ndeki kayıtların güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması işlemlerinde kullanılmasından kaynaklı mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği'ndeki KİHBİ Bİlgi Sistemi'ndeki kayıtlara da başvurulmasına ilişkin ibare çıkarılmalı.

En fazla 30 yıl tutulsun

* KİHBİ sistemindeki kayıtlar, Merkezi Adli Sicil'de(MAS) tutulan kayıtların gibi suç ve cezaların ağırlığına göre çeşitli sürelerde ancak azami 30 yıl sonra silinmesi sağlanmalı. Çünkü KİHBİ sisteminde kişiler hakkında tutulan ve KİHBİ Bilgi Topluma Yönergesi'nde sayılan suç türlerine ilişkin mahkeme kararları hiçbir şekilde silinmemektedir. Hatta öldükten sonra bile. Bu durum mağduriyetlere yol açmaktadır.

* HSYK'nın Temmuz 2011'de çıkardığı genelge doğrultusunda 2008 yılı öncesine ilişkin UYAP Bilgi Sistemi'ndeki kayıtlar güncellenmeli. Bilgi Toplama ve idari makamlarca gerçekleştirilen işlemler tek merkezden sadece UYAP Bilgi Sistemi üzerinden yürütülmelidir.

* KİHBİ'de 54 madde halinde sıralanan geniş suç alanı daraltılmalı. Bu suç alanlarının hangi kıstaslar çerçevesinde belirlendiği anlaşılamamaktadır.

* Çocukken işlenen suçlar bile kayıtlardan silinmediği için yıllar sonra başta güvenlik soruşturması, yurtdışına çıkış, önemli kurumlarda işe giriş, silah ruhsatı, özel güvenlik elemanı alımı ve ehliyet işlemlerinde mağduriyetler yaşanıyor.

Toplantıda emniyet temsilcileri KİHBİ uygulamasını Sabancı cinayetini örnek vererek savundu. TBMM yetkililerinin "suç kaydının silinmesin sonsuza kadar sürmemeli, bilgiler tek merkezde toplanmalı" çıkışı üzerine emniyet temsilcisi, KİHBİ kayıtlarının genel bir bilgi sistemi içinde olamayacağını belirterek "1996'daki Özdemir Sabancı suikastında, Fehriye Erdal işe alınırken adli sicil kaydı ile yetinilmeyip bize sorulsaydı, cinayeti engelleyebilirdik" dedi.

Tarih olacaktı ama...

12 Eylül 2010 referandumuyla kabul edilen anayasa değişikliğinin, fişlemeleri tarihe karıştıracağı iddia edilmişti. Referandumla, anayasanın 20. maddesine "Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir" ifadesi eklenmişti. 2005'te yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu'nda, kişilerin, aldıkları cezaların bitimiyle birlikte kısıtlanmış haklarının tamamını yeniden kazanacakları belirtiliyor. Adli Sicil Kanunu'na 2006'da eklenen hükümde de cezanın infazının bitiminden 3 yıl sonra hükümlülerin memnu haklarını kazanacakları ve sicillerinden cezayı temizletebilecekleri kaydediliyor.

KİHBİ değişebilir

Komisyon, ilgili kurumlarla yaptığı değerlendirme toplantısında KİHBİ Bilgi Toplama Yönergesi'ni masaya yatırırken, kişilerle ilgili Adli Sicil'de tutulan kayıtlar ile KİHBİ bilgi sisteminde tutulan kayıtların sistemde tutulma süresi ve silinmesi konusunda paralellik sağlanmasının uygun olacağı görüşünü dile getirdi. KİHBİ sisteminde tutulan kayıtların suçların önlenmesi konusunda kolluk güçlerine önemli veriler sunduğu vurgulanırken, Bilgi Toplama Yönergesi'nin güvenlik zafiyeti doğmasına yol açmayacak şekilde gözden geçirilmesi, kayıtların suç türlerine ve cezaların ağırlık derecelerine göre yeniden belirlenmesinin uygun olacağı görüşü de benimsendi. Konuya ilişkin karar önümüzdeki günlerde yapılacak toplantı sonrasında netleşecek.

En fazla 30 yıl tutulsun

KİHBİ sistemindeki kayıtlar, Merkezi Adli Sicil'de(MAS) tutulan kayıtların gibi suç ve cezaların ağırlığına göre çeşitli sürelerde ancak azami 30 yıl sonra silinmesi sağlanmalı. Çünkü KİHBİ sisteminde kişiler hakkında tutulan ve KİHBİ Bilgi Topluma Yönergesi'nde sayılan suç türlerine ilişkin mahkeme kararları hiçbir şekilde silinmemektedir. Hatta öldükten sonra bile. Bu durum mağduriyetlere yol açmaktadır.

http://www.google.com.tr/#sclient=ps...w=1280&bih=705

Tıkla oku haberi internetten

Bu durumda olan herkez meclise bu konudaki şikayetlerini bildirmelidir ve düzenlemenin biran önce hayata geçmesi için yrd olmalıdır bugün yrn sizin de karşınıza ailenizin yanında akrabalarınızın iş arkadaşlarınızın yanında çıkabilir gbt denen gizli fişleme yönetmelik mahkemeler iptal eder diye yayılnlanmamış ve halen ne olduğu belli değil olan gizli bir yöenetmelikle adli sicilden bağımsız fişleme yapılmakta

RADİKAL


HALUK İNANICI

Yorum / 16/06/2009



Polisin, adli bilgilerle ilgili 'ayrı bir veritabanı' tutmasına gerek var mıdır? Hem gerek yoktur, hem de Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre böyle bir şey mümkün değildir. Uygulamanın, uluslararası hak ve özgürlükler müktesebatı ile veri kaydı/işlenmesi müktesebatına aykırı olması da konunun başka bir veçhesi

Sizin GBT'nizde ne yazıyor?
Mutlaka hayatınızın bir aşamasında karşınıza çıkmıştır, ya da duymuşsunuzdur. Şu meşhur GBT uygulaması. GBT, Genel Bilgi Toplama kelimelerinin baş harfleri. 12 Eylül Darbesi öncesine kadar gidiyor tarihi. En son olarak havaalanlarında GBT araştırması yapılacak, diye bir haberle gündeme gelmişti. Madem uçak güvenliği söz konusu, GBT'ye sorarsın olur biter!!! Peki, kim ya da ne bu GBT. Kim kurar, kim işletir, kuralları var mıdır? Fiş'te ne yazar? Kırmızı, turuncu ve yeşil gibi renkleri var mıdır? Varsa ne anlama gelir? Bir vatandaş olarak ilgili makama başvurup, "Benim fişimin fotokopisini verir misiniz, lütfen?" diyebilir misiniz?
Biliyor ve yaşıyorsunuz, 'Fişlenme' Türkiye'de neredeyse kanıksanma noktasına gelmiş çok tehlikeli bir olgu.
Kamu kurumları, 'sözde' kamusal yetkilerden yola çıkarak kendi vatandaşlarını fişliyor. İşte GBT bu fişleme yöntemlerinden sadece birisi. Güya yasal olanı... Bunun dışında başka kurumların da yasal olduğunu iddia ettiği fişlemeleri var. Bir de tartışmasız yasa dışı fişleme örnekleri var. Batı Çalışma Grubu fişleri, 1.Ordu Fişleri. Kim bilir daha ne fişler vardır. Efendim 'fiş' tabiriyle elektrik fişini kastetmiyoruz tabii ki. Ama konunun kendisi 'elektrikli.' Demokratik bir toplumda, devlet vatandaşını fişler mi? Bu fişler ne işe yarar? Bu fişleri, kim, nasıl kullanır?
Türkiye'de bu GBT fişlemesi bir 'yönerge'yle yapılıyor. Adı, KİHBİ (Kaçakçılık İstihbarat, Harekât, Bilgi Toplama) Bilgi Toplama Yönergesi... Bu yönerge iki yasaya dayandığını iddia ediyor. İddia ediyor diyoruz, çünkü aşağıda göreceğiniz gibi, o yasalar da Emniyet'e böyle bir yönerge çıkarma yetkisi vermiyor.


KİHBİ Bilgi Toplama Yönergesi'ne nasıl ulaşırsınız?
Merak etmeyin, hemen söyleyeyim. Bu yönerge yayınlanmamıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü web sitesinde bol bol ismini görürsünüz ama kendisini bulamazsınız! Türkiye hâlâ gizli kanunlar, kararnameler, yönetmelikler, gizli idari düzenlemeler ülkesi. Bir diğer deyişle ülkemizde vatandaşlar bilmedikleri kanunlara, düzenlemelere uyarak(!) yaşamak zorunda... Bir insanla ilgili 'kişisel bilgiler/veriler' içeren devlet GBT kayıtları o kişilere kapalı. Gizli yani. Bıraktık bilgileri, bu bilgileri tutmaya güya imkân veren KİHBİ Bilgi Toplama Yönergesi'nin kendisi gizli. Sormak lazım, vatandaş, ülkesinde geçerli 'düzenleyici bir idari' işleme/dokümana nasıl ulaşacak? İstediğiniz kadar AB Müsteşarlığı, AB Bakanlığı kurun, istediğiniz kadar vatandaşın 'bilgiye erişim hakkından' bahsedin, temel mantık değişmiyor. Devlet dediğin bazı şeyleri gizli yapar, vatandaşına hesap vermez!!! Mahkemenin iptal edeceği şüphesini taşıdığın yönergeyi yayınlamazsın olur biter...

Hukuk mu Dediniz?
Peki, böyle bir uygulama geçerli hukuk açısından mümkün müdür? Tabii ki değil. Yönerge, bir yasanın bir kamu kurumuna verdiği görevin nasıl yürütüleceğini düzenleyen emirnamedir aslında. Hukukta bu tür işlemlere 'adsız düzenleyici işlemler' denir ve yönetmelik niteliğindeki işlemler olarak kabul edilir. Çünkü Anayasa 124 ncü maddesi idareye bu konuda sadece 'yönetmelik çıkarma' yetkisi vermiştir. Şu halde idare, tüzük, yönetmelik gibi yasalarda tanımlanmış idari işlem isimleri dışında bir idari düzenleyici işlem yaratırsa, bunlar yönetmeliklerin tabi olduğu hükümlere uymalıdır. Yönetmelikler ise iki temel unsur taşımalıdır: i) Üst norma uygun olmalı, ii) Usulüne uygun yayın veya ilan yoluyla kamuoyuna duyurulmalıdır. Hadi bu genel/anayasal zorunluluğu bir kenara koyalım. 17.2.2006 tarihli ve 26083 sayılı Resmi Gazete'de bir yönetmelik yayınlandı: 'Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'. Bir yasa ya da düzenleyici idari işlem bu yönetmeliğe de uygun olmalıdır: i) Düzenleme yetkisini hangi kanundan aldığını açıkça göstermelidir, ii) Maddeler gerekçeli olmalıdır, iii) Bu yönet-melikten sonra 'artık' bir düzenleyici işlemin adı 'Yönerge' olamaz, iv)Yönetmelik hükmün-deki 'Yönerge'nin yayınlanması veya ilanı suretiyle duyurulması gerekmektedir. Bu açıklamalarımızla KİHBİ Bilgi Toplama Yöner-gesinin, hukuka aykırı olduğu sanırız kendiliğinden anlaşılmış oluyor.


time_shift

Sayın volter lakin kihbiden de bilgi alındı hatta kihbideki son değişikliklere göre kişinin hakkında tutulan bir fiş varsa da yoksa da kişinin istemi ve vereceği adres doğrultusunda bu kişiye kihbi birimi kardeşim senin bizde kaydın var veyahut kaydın yok diyerekten belge gönderebiliyor.Bu ne işimize yarar velev ki bir güvenlik soruşturmanız olumsuz sonuçlandı kihbi tarafından verilen belgeyle danıştay veya bölge idare mahkemelerine başvurduğunuzda elinizedeki belge kanıt niteliğinde olmaktadır.Ayrıca kişinin gbtsine de bakıldı ayrıca polisteki dosyası bile temiz durumda.Kısaca şunu anlatmaya çalışıyorum kişi yargılanmış ve davası düşmüş bu kişi ne para ne de hapis cezası almış.Neden polisliğe engel olsun?Siz özel güvenliğe basit diyorsunuz peki özel güvenlik belgesi verilirken o belgede kimin imzası var bunu biliyor musunuz.Valiliğin yani her türlü amir ve polise emir yetkisi bulunan kişinin.O zaman şöyle bir mantık ortaya çıkar.Siz özel güvenlikte adama silah veriyorsunuz ve silahla beraber bu kişi milletin namusunu,canını,ırzını koruyor.Pardon fark ne?Birisi devlete girecek birisi özel mülkü koruyacak.Ben pek de bir fark göremiyorum.Sizin yazdıkların 2009 radikal gazetesinin haberi.Bu konu hakkında da birçok hurafe dönmekte.Bilginize rica ederim.