Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 16:31:11

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 547
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 428
Total: 428

Karşılıksız çek yaprağı sebebiyle bankadan ödeme talep edilmesi-İcra takibi

Başlatan kilimanjaro, 30 Nisan 2009, 00:43:37

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Bu konuda uygulamada çok ciddi tartışmalar yaşanmaktadır. Özellikle avukatlar (yani meslektaşlarımız) karşılıksız çek yaprakları sebebiyle bankaların ödemekle yükümlü olduğu bedellerin tahsili için bankaya hiç müracaat etmeden doğrudan icra takibi yoluna gitmeyi tercih etmektedir. Bu tercihte bir kısım bankaların ödeme yapmamak için kırk dereden su getirmesi, olmadık bahanelere sığınması ve meslektaşlarımızı banka şubelerinde keyfi bir şekilde uzun süre bekletmesi etkili olduğu kadar, meslektaşlarımızın 2009 itibariyle 160 TL olan asgari icra vekalet ücretine hak kazanabilmek için doğrudan icra yoluna başvurmayı tercih ettiği müşahede edilmektedir. Yerel mahkemelerin vermiş olduğu kararlar muhteliftir. Bir kısım mahkemeler çek aslı ile öncelikle bankalara müracaat edilmesinin yasal bir mecburiyet olduğu gerekçesiyle önlerine gelen itirazın iptali davalarını bankalar lehine reddederken, diğer bir kısım mahkemeler ise bu tür davaları çek hamilleri lehine kabul etmekte ve hatta içlerinden bazıları bankaları icra inkar tazminatı ödemeye dahi mahkum edebilmektedir. Bu tür davaların pek çoğu maddi değer itibariyle temyiz sınırının altında kaldığından, verilen karar doğru da olsa yanlış da olsa temyiz edilememektedir. Bu durum meselenin ciddiyetini ve önemini artırmaktadır. Ben aşağıda bu konuda yasal yönden olması gereken şeyin ne olduğunu izah etmeye çalıştım:

Öncelikle, bu konuyla ilgili şahşi görüşüm, ibraz esnasında kanuni sorumluluk tutarı talep edilmediyse, çek aslının mutlaka yeniden bankaya ibraz edilmesi gerektiği yönündedir. Bu hususla ilgili bir Yargıtay kararına yer vermek istiyorum:

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/13912
K. 2004/13781
T. 13.12.2004
• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Ödenmesi için Çekin Bankaya Teslim Edilmesi ve Talebe Gerek Olduğu Halde Doğrudan Doğruya Tahsili Amacıyla Yapılan İcra Takibine Bankanın İtirazı Nedeniyle )
• ÇEKTE BANKANIN SORUMLULUĞU ( Çek Aslı Bankaya Teslim Edilmeden Ve Talepte Bulunulmadan Bankalara Karşı Kanuni Sorumluluk Tutarına İstinaden İcra Takibi Yapılamayacağı )
2004/m.67
3167-1/m.1,4,10
DAVA : Dava dilekçesinde 60.000.000 lira alacak için takibe vaki itirazın iptali inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı banka şubesine ait çekin süresinde bankaya ibrası üzerine çek akasına "karşılıksızdır" kaşesi basıldığı halde 3167 sayılı yasanın 10. maddesi uyarınca her çek yaprağı için ödenmesi gereken 60.000.000 lira çek yaprağı bedelinin, bu bedelin ödenmesi için çekin bankaya teslim edilmesi ve talebe gerek olmadığı halde ödenmediği için tahsili amacıyla icra takibi başlatılmış ise de takibe itiraz edildiğinden itirazın iptali, inkar tazminatının tahsili talep ve dava edilmiştir.
Dava banka vekili cevabında; ödeme için davacının 3167 sayılı yasanın 4. ve 10. maddesi gereğince aslını ibraz ederek onaylı fotokopisini alması ve talepte bulunması gerektiği halde bu şekilde başvuru yapılmadığından ödeme yapılamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, muhatap bankanın karşılıksız çek yaprağı için sorumlu olduğu miktarı çek hamilinin talebi olup olmadığına bakılmaksızın ödemekle yükümlü olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3167 sayılı yasanın değişik 4. maddesi uyarınca; "çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde bankanın ödeme yükümlülüğü, 10. maddede belirlenen sorumluluk miktarı saklı kalmak üzere, çek hesabında bulunan miktarla sınırlıdır. 1. maddede belirlenen miktar dahil olmak üzere kısmi ödeme halinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamiline verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi; Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi halinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.
Hükümet gerekçesine göre maddenin bu şekilde değiştirilmesinin amacı, keşideci ve hamilin anlaşarak bankayı dolandırmalarını önlemektir.
O halde, davacının çek asılını bankaya teslim etmediği ( teslim etmeyi de halen kabul etmediği )için davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Esasen yukarıdaki Yargıtay Kararında ve hükümet gerekçesinde açıkça ifade edildiği üzere, 3167 sayılı Kanun m.4/2 hükmünün bu şekilde düzenlenmesinin amacı, keşideci ve hamilin anlaşarak bankayı dolandırmalarını önlemektir. Bir an için kanuni sorumluluk tutarının tahsili için muhatap bankaya çek aslı teslim edilmeden bankalara karşı ilamsız takip yapılabileceği kabul edildiğinde, çek aslını alamadığı halde icra müdürlüğüne kanuni sorumluluk tutarını ödemek zorunda kalan bir bankanın, aynı çekle ilgili olarak mükerrer kanuni sorumluluk tutarı tahsil talepleriyle karşı karşıya kalabileceği, keza, ilamsız takip yoluyla bankadan kanuni sorumluluk tutarını tahsil etmesine rağmen çek aslını bankaya teslim etmemiş olan çek hamilinin, bu çekle ilgili olarak (bankadan tahsil ettiği meblağı çek tutarından düşmeksizin) keşideciden çek bedelinin tamamını tahsil ederek bankanın keşideciye rücu etme hakkını ortadan kaldırabileceği, vs. gibi ihtimallerin ortaya çıkması ve bu tarz yollarla bankaların dolandırılması söz konusu olabilecektir.

Öte yandan, Yargıtay 19. HD 2004/9172 E., 03.03.2005 tarih ve 2005/2222 sayılı Kararı ile aynı dairenin 2004/6909 E., 15.02.2005 tarih ve 2005/1234 sayılı Kararında geçen, "Çekin süresinde bankaya ibrazı, karşılığı bulunmaması halinde yasa gereğince bankanın sorumlu olduğu asgari miktarın ödenmesi talebini de içerir" cümlesinin kararlardan cımbızla çekilip tüm karar dikkate alınmadan salt bir cümle bazında yorum ve değerlendirmelere konu edilmesi ve hatalı sonuçlara varılması da bu konuda en çok düşülen hatalardan birini oluşturmaktadır kanaatimce. Çünkü bu kararlardan ilkinde "ibraz sırasında istenmeyen kanuni sorumluluk tutarının daha sonradan istenemeyeceği" keza diğerinde de "bankanın sorumlu olduğu miktarın ödenmesine ilişkin talebin çekin ibraz edildiği anda yapılması gerektiği" şeklindeki görüşler Yargıtay tarafından gayet doğal bir şekilde haklı görülmemiştir. Özetle, söz konusu kararların içeriğinde kanaatimi değiştirmemi gerektirecek bir husus bulunmuyor. Kaldı ki, yukarıda da belirttiğim gibi, kanuni sorumluluk talebi için çek aslının muhatap bankaya götürülmesi gerektiğini bizzat kanun emrediyor ve bu hükmün sebebini de "bankaların dolandırılmasının önüne geçmek" olarak açıklıyor. Buna rağmen Yargıtay'ın, içtihat yoluyla, kanunun açıkça ortaya koyduğu bu mükellefiyeti ortadan kaldıracak yahut anlamsızlaştıracak bir çizgi benimsemesinin zaten mümkün olamayacağını düşünüyorum.

Son olarak, çek kanuni sorumluluk tutarı talepleri için öncelikle ve mutlaka çek aslının muhatap bankaya götürülmesi gerektiği yönündeki yukarıdaki açıklamaların takas yoluyla ibraz edilmiş çekler için çok daha kuvvetli bir görünüm arz ettiğini de belirtmek isterim. Zira 5941 Sayılı Çek Kanunu'nun 8/son maddesinde, ilga edilen 3167 sayılı Kanun'un 6/son maddesine paralel bir hüküm mevcuttur: "Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 3 üncü Maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dâhil, kısmî ödeme yapılmaz..."  Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, takastan ibraz edilen çeklerle ilgili olarak Kanun ihtilafa meydan vermeyecek açıklıkta, takasta karşılıksız şerhi düşüldükten sonra çekin çek hamili tarafından muhatap bankaya fiilen ibrazına kadar (kanuni sorumluluk tutarı dahil olmak üzere) ödeme yapılmaması gerektiğini ifade etmiştir.
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Alıntı YapÖte yandan, Yargıtay 19. HD 2004/9172 E., 03.03.2005 tarih ve 2005/2222 sayılı Kararı ile aynı dairenin 2004/6909 E., 15.02.2005 tarih ve 2005/1234 sayılı Kararında geçen, "Çekin süresinde bankaya ibrazı, karşılığı bulunmaması halinde yasa gereğince bankanın sorumlu olduğu asgari miktarın ödenmesi talebini de içerir" cümlesinin kararlardan cımbızla çekilip tüm karar dikkate alınmadan salt bir cümle bazında yorum ve değerlendirmelere konu edilmesi ve hatalı sonuçlara varılması da bu konuda en çok düşülen hatalardan birini oluşturmaktadır kanaatince. Çünkü bu kararlardan ilkinde "ibraz sırasında istenmeyen kanuni sorumluluk tutarının daha sonradan istenemeyeceği" keza diğerinde de "bankanın sorumlu olduğu miktarın ödenmesine ilişkin talebin çekin ibraz edildiği anda yapılması gerektiği" şeklindeki görüşler Yargıtay tarafından gayet doğal bir şekilde haklı görülmemiştir.

Bu konuyla ilgili ihtilafları çözümlemekle görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi de çek aslının bankaya götürülmesini savunuyor zaten. Bu yöndeki yeni tarihli bir kararı dikkatlerinize sunuyorum:

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2008/5761
Karar No: 2009/875

YARGITAY İLAMI
Mahkemesi: Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarih: 29/01/2008
No: 2007/1165-2008/123
Davacı: ......................
Davalı: T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Vekili Av. Nurdan Batum
           Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- KARAR -

Davacı vekili, 3167 sayılı Yasanın 4814 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesi uyarınca karşılıksız çıkan çekler nedeniyle bankadan her bir çek yaprağı için 370 YTL ile sorumlu olduklarını, davalı bankanın ibraz edilen beş adet çek nedeniyle sorumlu olduğu tutarı ödememesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, bankanın sorumlu olduğu miktarın ödenmesi talebi ile müvekkiline başvurulmadığını, çek asılları ibraz edildiğinde derhal ödeme yapılacağı hususunu itiraz dilekçesinde ileri sürdüklerini, takibe müvekkilince sebebiyet verilmediğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre davalı bankanın ödeme yükümlülüğünün doğması için çek asıllarının davacı yanca bankaya ibrazı gerektiği, davacının ise bu usulü yerine getirmediği, ödeme yapılması için davalı bankaya sözlü başvuru yapılmasının yeterli olmadığı, başvurunun yazılı olarak ispatlanması durumunda bankanın ödeme yükümlülüğünün doğacağı, davacının çek asıllarını davalı muhatap bankaya teslim etmeyerek (teslim etmeyi de halen kabul etmeyerek) doğrudan icra takibi başlatmasının yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 09.02.2009 gününde oybirliği ile karar verildi."

kilimanjaro

#2
Çek aslının takip öncesinde bankaya götürülmemesi ve dava aşamasında da çek aslının bankaya teslim edilmesinin kabul edilmemesi halinde mahkemeler yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde önlerine gelen davalarda red kararı vereceklerdir. Ancak takipten sonra veya dava aşamasında davacı taraf çek aslını bankaya teslim etmeyi kabul edip çek aslını bankaya teslim ederse, bu durumda yerel mahkemenin kararı ne şekilde olmalıdır? Bu konuda farklı ihtimallere göre çeşitli görüşler ileri sürülebilir. Ben görüş belirtmeden önce doğrudan bu konuyla ilgili bir mahkeme kararını değerlendirmelerinize sunmak isterim:

T.C. ANKARA 10. SULH HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:  2008/2489 
KARAR NO: 2009/277
DAVA TARİHİ: 21/11/2008
KARAR TARİHİ: 13/02/2009

Taraflar arasında Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonucunda aşağıdaki hususlar değerlendirilerek karar verilmiştir.

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı tarafından davalı bankaya çek ibraz edildiğini, davalı bankanın çekin bankada karşılığının bulunması sebebiyle çekin arkasına karşılıksız ibaresi yazdığını ancak 3167 sayılı yasanın lO.maddesi uyarınca muhatap bankanın her çek yaprağı için 410 TL ödeme yapması gerektiğini ancak davalı bankanın ödeme yapmadığını bunun üzerine Ankara 5.İcra Müdürlüğünün 2008/14608 sayılı takip dosyası ile icra takibine giriştiklerini, davalının icra takibine itiraz ederek takibi durduğunu belirterek, davalının icra müdürlüğü dosyasına yaptığı itirazın iptaline, % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili savunmasında; Bankaya çek aslının ibraz edilmediğini, 3167 sayılı kanunun 10.maddesinden kaynaklanan borcun ifa edilebilmesi için, öncelikle çek aslının hamil tarafından ilgili bankaya ibraz edilmesi gerektiğini ve çek aslını yedinde alıkoyarak ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisini hamile vermesi gerektiğini ancak bu şekilde kanuni sorumluluk tutarının ödenmesi gerektiğini, çek aslının bankaya ibraz edilmeksizin ilamsız icra takibi yoluyla kanuni sorumluluk tutarının bankalardan talep edilebilmesinin mümkün olmadığını, çek aslının ibrazının amacının bankayı dolandırmaların önlenmesi olduğunu, ayrıca çekin çek takas odası aracılığıyla ibraz edildiğini, yani söz konusu çekin ibrazı anında fıziken davalı banka tarafından incelenmesinin mümkün olmadığını belirterek davacının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : İcra müdürlüğü dosyası celbedilmiş ve 3167 Sayılı Yasadan kaynaklanan banka sorumluluğuna dayalı olarak ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
3167 S.Y.nın4. ve 10. maddeleri uyarınca çek aslının bankaya ibrazı gerekmektedir Davacı vekili çek aslının çek borçlusu için yapılan takip dosyasında olduğunu beyan etmiştir. Bu durumda aşağıdaki şekilde karar vermek 3167 Sayılı Yasanın amacına, TMK.nun 1 ve 2. maddelerine ve hakkaniyete uygun görülmüştür.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Bankaya çek aslı ibraz edilmeden 3167 sayılı yasanın l0.maddesinde belirtilen ödemenin talebi mümkün olmadığından, ancak davacının alacağın esasında haklı olduğu anlaşıldığından davalının Ankara 5.İcra Müdürlüğünün 2008/14608 sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline,
2- Takipte faizin çek aslının İcra müdürlüğü dosyasına ibraz edildiğinin davalı bankaya ihtarından sonra faiz yürütülmesine,
3- Çek aslı takip tarihi itibariyle dosyaya sunulmamış olduğundan davada karşılıklı olarak yargılama giderleri ve avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4- Alınması gereken 18,90 TL bakiye karar harcından peşin alınan 14,00 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5- Yargılama giderlerinin yapan üzerinden bırakılmasına,
Kesin olarak verilen karar davalının yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.13/02/2009
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

5941 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin 3. fıkrasına göre:

    (3) Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
   
    a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,
   
    1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise bin Türk Lirası,
   
    2) Çek bedeli bin Türk Lirasının altında ise çek bedelini,
   
    b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,
   
    1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,
   
    2) Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını,

    ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir. Bu fıkradaki miktar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmî Gazete'de yayımlanır.


Aynı maddenin 5. fıkrasının 2. cümlesine göre çek hamili sadece muhatap bankanın ödemek durumunda olduğu yasal sorumluluk tutarını tahsil etmek isterse, çekin fotokopisi bankada kalacak, çek aslı ise hamile teslim edilecektir.

Aynı maddenin 7. fıkrası aynen şu şekildedir:

    (7) Banka;
   
    a) Çekin karşılığının hesapta bulunmasına rağmen hamiline ödenmesinin geciktirilmesi,
   
    b) Kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın hamile ödenmesinin geciktirilmesi,
   
    hâllerinde, çek hamiline, her geçen gün için binde üç gecikme cezası öder. Bu hâllerde 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uygulanmaz.


BANKANIN KARŞILIKSIZ ÇEKLERLE İLGİLİ BORCUNDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ: Aynı maddenin 9. fıkrası aynen şu şekildedir:

(9) (Ek: 31/1/2012-6273/2 md.) Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer.

5941 Sayılı Kanun Geçici Madde 3'ün 4. fıkrasında eski tip karşılıksız çeklerle ilgili bankaların ödeme borcunun 30.06.2018 tarihinde zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir:

(4) Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3 üncü Maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/6/2018 tarihinde sona erer.

Çek Kanunu uyarınca, süresinde ibraz edilen, ancak karşılığı bulunmayan veya yetersiz kalan her çek yaprağı için muhatap bankanın keşideci dışındaki hamile ödeme yapmakla yükümlü olduğu tutarlar:

Düzenleme            Resmi Gazete Tarih ve Numarası          Yürürlük Tarihi           Sorumluluk Tutarı          

Kanun                  03 Nisan 1985 - 18714                      03 Ekim 1985             20.000.-TL

Tebliğ                  16 Mart 1990 – 20463                       16 Mart 1990             125.000.-TL

Tebliğ                  18 Haziran 1993 – 21611                   18 Haziran 1993          500.000.-TL

Tebliğ                  18 Şubat 1995 – 22206                     18 Şubat 1995            1.500.000.-TL

Basın Duyurusu      30 Mayıs 1997                                 02 Haziran 1997          5.000.000.-TL

Tebliğ                  13 Kasım 2002 – 24935                      02 Aralık 2002             60.000.000.-TL

Kanun                  8 Mart 2003 – 25042                         09 Temmuz 2003         300.000.000.-TL

Tebliğ                  15 Ocak 2004 – 25347                       19 Ocak 2004             310.000.000.-TL

Tebliğ                  11 Ocak 2005 – 25697                       24 Ocak 2005             350.-YTL

Tebliğ                  14 Ocak 2006 – 26049                       30 Ocak 2006             370.-YTL

Tebliğ                  17 Ocak 2007 – 26406                       29 Ocak 2007             410.-YTL

Tebliğ                  08 Ocak 2008 – 26750                       28 Ocak 2008             435.-YTL

Tebliğ                  15 Ocak 2009 – 27111                       26 Ocak 2009             470.-TL

Kanun                  14 Aralık 2009 - 27438                      20 Aralık 2009             470.-TL - 600.-TL (*)

Tebliğ                  20 Ocak 2010 - 27468                       20 Ocak 2010             500.-TL - 600.-TL (*)

Tebliğ                  25 Ocak 2011 - 27826                       28 Ocak 2011             500.-TL - 655.-TL (**)

Tebliğ                  31 Ocak 2012 - 28190                       31 Ocak 2012             600.-TL - 725.-TL (***)

Kanun                 03 Şubat 2012 - 28193 (Mükerrer)       03 Şubat 2012          1.000.-TL (****)

Tebliğ                  23.01.2013 gün ve 28537                   25 Ocak 2013            1.045.-TL (*****)

DİPNOTLAR:
(*) 5941 Sayılı Çek Kanunu 20.12.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunda yer alan Geçici Madde 1'in 2. fıkrasında bankalara 01.07.2010 tarihine kadar müşterilerin elindeki çekleri yeni tip çeklerle değiştirme mükellefiyeti yüklenmiştir. 3. Fıkrasında ise bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, 3167 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı belirtilmiştir. Bu hükümlere istinaden tacir çeki/tacir olmayan kişilere verilen çek ve hamiline çekler gibi 5941 sayılı yeni Çek Kanunu hükümlerine göre basılan karşılıksız çekler için bankaların yasal sorumluluğu, 5941 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 3. fıkrası gereğince 600.-TL olacak, 20.01.2010 tarihinden sonra ibraz edilen 3167 sayılı Kanun'a uygun basılmış olan eski tip çekler içinse banka tarafından 500.-TL (20.12.2009 ila 20.01.2010 arası bir aylık dönemde ibraz edilen çeklerde ise 470.-TL) ödenecektir.
(**) 5941 Sayılı yeni Çek Kanunu hükümlerine göre basılan karşılıksız çekler için bankaların yasal sorumluluğu 655.-TL'ye yükseltilmiş, 20.01.2010 tarihinden sonra ibraz edilen 3167 sayılı Kanun'a uygun basılmış olan eski tip çekler için bankaların ödeyeceği bedel ise 500.-TL'de kalmıştır.
(***) 5941 sayılı yeni Çek Kanunu hükümlerine göre basılan karşılıksız çekler için bankaların yasal sorumluluğu 725.-TL'na, 20.01.2010 tarihinden sonra ibraz edilen 3167 sayılı Kanun'a uygun basılmış olan eski tip çekler için bankaların yasal sorumluluğu 600.-TL'na yükseltilmiştir.
(****) 5941 Sayılı yeni Çek Kanunu hükümlerine göre basılan karşılıksız çekler için bankaların yasal sorumluluğu 1.000.-TL'ye yükseltilmiş, 20.01.2010 tarihinden sonra ibraz edilen 3167 sayılı Kanun'a uygun basılmış olan eski tip çekler için bankaların ödeyeceği bedel ise 600.-TL'de kalmıştır.
(*****) 25/1/2013 Tarihinde yürürlüğe giren Merkez Bankası Tebliği ile 5941 Sayılı yeni Çek Kanunu hükümlerine göre basılan karşılıksız çekler için bankaların yasal sorumluluğu 1.045.-TL'ye yükseltilmiş, keza 25/1/2013 tarihinden sonra ibraz edilen 3167 sayılı Kanun'a uygun basılmış olan eski tip çekler için bankaların ödeyeceği bedel ise 600.-TL'den 615.-TL'ye yükseltilmiştir.

http://www.tcmb.gov.tr/yeni/bgm/oatim/Sorumluluk.html

Avukat

5941 Sayılı yeni Çek Kanunu'nda karşılıksız çeklerle ilgili olarak yapılan temel değişiklikler özetle şu şekildedir:

* Karşılığı bulunmayan çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise, bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutar bin TL'na yükseltilmiştir.

* Çek hesabında hiç karşılığın bulunmaması ve hamilin sadece muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarın ödenmesini talep etmesi hâlinde eskiden olduğu gibi çek aslı bankada kalmayacak, hamile verilecek ve bankada çekin fotokopisi muhafaza edilecektir.

* Muhatap banka, kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın hamile ödenmesinin geciktirilmesi halinde çek hamiline, her geçen gün için binde üç gecikme cezası ödeyecektir.

Bankaların karşılıksız çekler sebebiyle doğan yükümlülüklerinde yukarıdaki düzenlemeler dışında temelde önemli bir değişiklik bulunmuyor. Dolayısıyla 3167 sayılı eski Kanun dönemiyle ilgili yapılmış olan yorum ve değerlendirmeler yeni dönemde de geçerliliğini koruyacaktır.