Merhabalar,

Konu biraz karışık olduğu için isim vererek konuyu anlatacağım. Vereceğiniz cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.

Zehra ile Ayşe aynı babadan kardeştir. (üvey kardeşler) Babaları öldüğünde ikisine bir ev kaldı ve Zehra ile Ayşe'nin annesi evi satmak istedi. (Ayşe 12 yaşında olduğundan annesi ilgileniyor)

Ev için bir müşteri buldular ve sözleşme imzaladılar. Sözleşme ön anlaşma niteliğindeydi ve evi almak isteyen kişi, Zehra ve Ayşe'nin annesine 5'er bin TL ödedi.
Sözleşmede şuna benzer bir madde var:
"Sözleşmeden cayıldığında ev sahipleri aldığı parayı geri öder ve evi almak isteyen kişi isterse 2 katı para talep edebilir"

Ev satımı için ilgili yerlerle görüşüldüğünde Ayşe'nin annesi evi satamayacağını öğrendi ve mahkemeye gitti. (Evi satmak istediğini belirtti ve mahkeme için gün aldı) Bu durumu evi almak isteyen kişiye bildirdiler ve sözleşme 25 Mayıs'ta bitti. 5'er bin TL'ler geri ödendi ve konu kapandı.

Daha sonra aynı kişi (ev almak isteyen) mahkeme sonucunu bekleyeceğini ve bu sürede satın almak istediği evde kalmak istediğini belirtti.
Ayşe'nin annesi kabul etmedi. Konunun mahkemede olduğunu ve oradan gelecek sonuca göre hareket edeceğini belirtti.
Ancak, Zehra adama evde bekleyebilirsin dedi ve adam eve taşındı. Daha sonra adam evi alacağını belirttiğinden evde bazı tadilat işlerini yapmak istediğini söyledi. Gereken malzemelerin alımına izin için Zehra'dan imzalı yazı aldı.

Mahkeme sonuçlanmadan evi almak isteyen kişi başka ev buldu ve evden çıktı. Eve harcadığı parayı geri istediğini Zehra'ya bildirdi. Zehra'da parasının olmadığını ama konuyu görüşmek istediğini belirtti.
1 Hafta sonra Zehra ve Ayşe'nin annesine (9 Eylül'de) ilk yapılan sözleşmedeki maddeye istinaden 5'er bin TL para ödemeleri gerektiğini belirten bir avukat yazısı geldi.

Bu durumda Zehra ve Ayşe'nin annesi ne şekilde davranmalıdır?

Teşekkürler.

Merhabalar. Zehra ve Ayşe'nin annesi yasal mani sebebiyle evin satışının gerçekleştirilemediğini, yasal engelin kaldırılması için dava açıldığını, bu arada evin kullanımının fiilen ihtarname keşide eden muhataba bırakıldığını, mahkemece henüz karar verilmeden ihtarname keşide eden muhatap tarafından başka bir ev alındığı gerekçesiyle evin satın alınmasından vazgeçildiğini, dolayısıyla talebin açıkça haksız olduğu ihtarnameye cevaben noter kanalıyla bildirilmelidir. Bu kişi şayet ücretsiz olarak daireyi kullandıysa, bu husus da "bilakis, asıl alacaklı biziz" şeklinde ihtarnamede ziktedilebilir.

Daha iyisi Zehra ve Ayşe'nin annesi bu hususta bir avukattan profesyonel destek almalı, bu çerçevede ihtarnamenin cevabını da bir avukata hazırlatmalıdır ☺ Allah kolaylık versin...

Açıklamanız için teşekkür ederim.