Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

25 Kasım 2024, 14:37:44

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 534
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 465
Total: 465

taksirle orman yangını cvp bekliyorum

Başlatan kamil k, 08 Nisan 2012, 01:42:13

« önceki - sonraki »

kamil k

HÜKÜM : gereği yukarıda acıklandığı üzere....

1.sanık üzrerine atılı 07.01.2006 suç tarihinde TAKSİRLE orman yangınına sebebiyet vermek suçunu işlediği anlaşıldığından eylemine uyan 6831 sayılı yasanın 5728 sayılı  yasa ile değişik (lehe hali) 110/3. maddesi uyarınca suçun işlenişi ve zarar miktarına göre taktiren 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına
2. sanığın yangını fark edince yangını söndürmeye yönelik caba harcadığı itfaiyeye haber verdiği ve bilirkişi raporuna göre yangının örtü yangını olduğu ağaçların hayatıyetını kaybetmediği yangın sahasının orman vasfını koruduğu anlasıldığından verılen cezanın 6831 sayılı yasanın 110,3 maddesı 2ve 3 maddelerı uyarınca taktıren ½ oranında indirilmesi ile 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına
3,. Sanığın durusmadakı hal ve tavırları lehıne taktırı indirim nedeni kabul edılerek verılen cezanın tck 62/1 maddesı uyarınca taktıren 1/6 oranında indirilmesi ile sonuc olarak 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına
4. sanığın olaydan kaynaklanan zararı gidermediği anlasıldığından hükmün acıklanmasının gerı bırakılmasına yer olmadığına
5.sanığın daha once hükümlülüğünün bulunmaması gözetılerek ileride suc işlemekten cekıneceği kanaati olusmakla tck nın 51 maddesine göre hapis cezasının ertelenmesıne

6. katılan kendini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarıhınde yürürlükte olan tarıfeye göre 575 tl ucretı vekaletı sanıktan tahsılı ıle ıhazıneye tahsili irat kaydına

7 bu dava için yapılan 2  davetıye gideri 9 tl ,kesıf gderi 225.87 tl , bilirkişi gideri 80 tl olmak üzere toplam 314.87 tl yargılama gderinini sanıktan tahsili ile hazineye kaydına
Ki bu ecretler zamanında gereken yerlere ödenmiştir.

Simdi sorum şu ki bu kararlar benim memur olmama engel mi ? (polis olabilirmiyim , yada normal devlet memuru) birde adli sıcıl kaydından sildirebilirmiyim ? yada arşiv kaydından

Avukat

Merhabalar. Taksirle işlenmiş olan suçlar memuriyete engel değildir. Aşağıda konuyla ilgili detaylı bilgi bulunmaktadır. Kolay gelsin...



Bilindiği üzere, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde memuriyet için gerekli genel ve özel şartlar sayılmıştır:

     Genel ve özel şartlar:
   
     Madde 48 – (Değişik: 12/5/1982 - 2670/14 md.)
   
     Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır.
   
     A) Genel şartlar:
   
     1. Türk Vatandaşı olmak,(1)
   
     2. Bu Kanunun 40 ncı maddesindeki yaş şartlarını taşımak,
   
     3. Bu Kanunun 41 nci maddesindeki öğrenim şartlarını taşımak,
   
     4. Kamu haklarından mahrum bulunmamak,

     5. (Değişik: 23/1/2008-5728/317 md.) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak. (1)
   
     6. Askerlik durumu itibariyle;
   
     a) Askerlikle ilgisi bulunmamak,
   
     b) Askerlik çağına gelmemiş bulunmak,
   
     c) Askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak,
   
     7. 53 üncü madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile görevini devamlı yapmasına engel olabilecek (...)(2) akıl hastalığı (...)(2) bulunmamak.
   
     B) Özel şartlar:
   
     1. Hizmet göreceği sınıf için 36 ve 41 nci maddelerde belirtilen öğretim ve eğitim kurumlarının birinden diploma almış olmak,
   
     2. Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak.


Buna göre, A bendinin 4 üncü fıkrasında "Kamu haklarından mahrum bulunmamak", 5 inci fıkrasında ise memuriyete engel hükümler sayılmıştır. Buna göre; "Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak" hükmü yer almaktadır.

Mülga Türk Ceza Kanununun 31 inci maddesi gereğince; beş yıldan fazla ağır hapse mahkûm olanlar müebbeden, üç yıldan beş yıla kadar ağır hapse mahkûm olanlar ceza kadar geçici kamu hizmetlerinden yasaklı tutulmaktaydı.

Yine mülga Türk Ceza Kanununun 219 uncu maddesi gereğince, Devlet aleyhine cürüm işleyenlere asıl cezanın yanında müebbeden memuriyetten men cezasının verilmesi hüküm altına alınmıştı. Buna göre Türk Ceza Kanununun 3 üncü bap 1, 2, 3 üncü faslında belirtilen suçlar ile 657 sayılı Kanunun 48/A-5 bendinde tek tek sayılan suçları işleyenlerin ana cezanın yanında müebbeden Devlet memuriyetinden men cezası ile cezalandırılması öngörülmüş olduğundan bu fiiller sebebiyle hüküm giymiş olanlar müebbeden Devlet memuru olamamaktaydı.

Yukarıda yer verilen kişilerin tekrar Devlet memuru olarak atanabilmeleri yine mülga Türk Ceza Kanununun 121-124 üncü maddelerinde düzenlenmişti. Buna göre; Müebbeden hidematı ammeden memnuiyet ve ceza mahkumiyetinden mütevellit diğer nevi ademi ehliyet cezaları memnu hakların iadesi tarikiyle izale olunabilir. (madde 121) Yukarıdaki maddede yazılı ceza, şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya bağlı olduğu halde, buna mahkûm olan ve işlemiş olduğu cürümden dolayı pişmanlık duyduğunu ihsas edecek surette iyi hali görülen kimse, asıl cezasını çektiği veya ceza af ile ortadan kalktığı tarihten itibaren üç ve zamanaşımı ile düşmüş olduğu surette düştüğü tarihten itibaren beş yıl geçtikten sonra memnu haklarının iadesini talep edebilir. Eğer bu mahrumiyet ve ıskatı ehliyet cezaları diğer bir cezaya ilaveten tertib olunmamış ise memnu hakların iadesi ancak hüküm ilamının kat'ileştiği tarihten itibaren beş sene sonra istenebilir. (madde 122) Mükerrirler cezanın tamamen infazından veya af yahut müruru zaman ile sukutundan itibaren bundan evvelki maddede beyan olunan müddetlerin iki katı geçmedikçe memnu haklarının iadesi istidasında bulunamazlar. (madde 123) Memnu haklar, Usulü Muhakematı Cezaiye Kanununun tayin ettiği suretlerle iade olunur. Memnu hakların iadesine alakadarın talebi üzerine usulü dairesinde karar verilmesi mahkemeye aittir. (madde 124)

Danıştay Birinci Dairesi de 22.4.1992 tarihli ve E.No: 1992/126, K. No: 1992/150 sayılı kararında ise, "657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin A/5 inci fıkrasında öngörülen koşulları, mahkumiyetinden dolayı yitirmeleri nedeniyle memuriyetle ilişkileri kesilenlerin, memnu hakların iadesi kararı almaları halinde yeniden Devlet memurluğuna alınabilecekleri, ancak kadro ve ihtiyaç durumları bakımından idarenin bu konuda taktir yetkisinin bulunduğu" ayrıca "Memurluğa engel bir mahkumiyetin saptanması halinde memnu hakların iadesi kararı alınmadıkça veya memurluğa engel sayılanlar dışındaki suçlardan dolayı hükmedilen mahkumiyetler afla kalkmadıkça yeniden memuriyete atanmanın söz konusu olamayacağı" ifade edilmiş; menu hakları iadesi kararı alanlar kurumların takdiri ve boş kadro imkanları çerçevesinde tekrar atanmaları mümkün bulunmaktaydı.


Yeni Türk Ceza Kanunu memnu hakların iadesi müessesesine yer vermemiştir. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma başlıklı 53 üncü maddesinde; Kişinin, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılacağı (madde 53-1/a) hüküm altına alınmıştır:

     Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
   
     Madde 53 - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
   
     a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
   
     b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan,
   
     c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
   
     d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
   
     e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,
   
     Yoksun bırakılır.
   
     (2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

     (3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.
   
     (4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
   
     (5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.
   
     (6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.


Yine aynı madde de; kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz denilerek Ceza Kanununa göre verilen hak yoksunluğunun, mahkûmiyet süresi ile sınırlı olacağı vurgulanmıştır. Madde gerekçesinde de "Ancak, bu hak yoksunluğu süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdülen asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması gerekmiştir. Bu nedenle, madde metninde söz konusu hak yoksunluklarının mahkûm olunan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar devam etmesi öngörülmüştür. Böylece, kişi mahkûm olduğu cezanın infazının gereklerine uygun davranarak bunun tamamlanmasıyla kendisinin tekrar güven duyulan bir kişi olduğu konusunda topluma da bir mesaj vermektedir. Bu bakımdan hak yoksunluklarının en geç cezanın infazının tamamlanması aşamasına kadar devam etmesi, suç ve ceza politikasıyla güdülen amaçlara daha uygun düşmektedir. Bu sistemde süresiz bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için, yasaklanmış hakların geri verilmesinden artık söz edilemeyecektir" denilmektedir.

Yeni düzenlemede güvenlik tedbirleri belirli süreler için öngörülmüş olduğundan, bu sürelerin dolmasıyla ya da belirtilen şartların gerçekleşmesiyle tedbirler kendiliğinden kalkacaktır. Yani kişinin yasaklılık hali sürekli değildir. Cezalandırılmakla güdülen amaç, işlediği suçtan dolayı etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süre ile sınırlandırılması gerekmiştir. Bu nedenle cezanın infazı tamamlanınca madde metninde yer alan hak yoksunlukları da sona erecektir (m.53/2).

Yeni Türk Ceza Kanununun 5 inci maddesinde, "Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır" hükmü yer aldığından, Bu durumun aksine olan tüm yasalar bu kanun ile birlikte yürürlükten kalkmış olacaktır. Yeni düzenleme ile hak yoksunlukları belirlenmiş olduğundan, diğer yasalarda yer alan ve bu madde hükümlerine aykırı olan tüm hükümler TCK nun 5. maddesi uyarınca yürürlükten kalkmıştır. Böylece başka yasalarda yer alan tüm feri cezalar ve güvenlik tedbiri niteliğindeki cezaların uygulama alanı kalmamıştır (Gerekçeli, Karşılaştırmalı ve Açıklamalı Türk Ceza Kanunu, Ali Nevzat Açıkgöz Van Cumhuriyet Savcısı).

Cezanın infazından Sonra Uygulanacak Hak Yoksunlukları:
TCK nun 53/5 maddesindeki düzenlemeye göre;
Yargılamaya konu suç TCK nun 53/1 maddesinde belirtilen hak ve yetkilerden birinin KÖTÜYE KULLANILMASI sonucunda işlenmiş bir suç ise mahkeme tarafından verilecek kararda;
a) Verilen hapis cezasının yarısından bir katına kadar süre ile,
b) Suç nedeniyle sadece adli para cezası verilmiş ise, verilen adli para cezası gün sayısının yarısından bir katına kadar süre ile,
53/1 maddesinde belirtilen hak ve yetkilerin verilen cezanın İNFAZINDAN SONRA DA KULLANILMASININ YASAKLANMASINA karar verilir. Bu durumlar oluştuğunda mahkemenin bu ek yoksunluk süresine karar verilmesi zorunludur. Mahkemenin takdirinde olan şey, infazdan sonra da devam edecek hak yoksunluğunun süresine ilişkindir. Mahkemenin verdiği bu ek yasaklılık süresi aldığı asıl cezanın infazından sonra yürürlüğe girecektir.

Sonuç olarak, 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde sayılan memuriyete engel suçlardan mahkum olanların madde metninde yer alan "hükümlü bulunmamak" ibaresi olmasına rağmen mülga Ceza Kanunundaki memnu hakların iadesi kararını alması halinde idarelerin takdir hakkı çerçevesinde tekrar memuriyete dönmeleri mümkündü. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda ise memnu hakların iadesi kavramına yer verilmeyip istisnalar dışındaki hak mahrumiyeti mahkumiyet süresiyle sınırlandırılmıştır. Bu nedenle 5237 sayılı Kanunun 53/1 maddesinde sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dışındaki suçlardan mahkum olanların mahkumiyetinin sona ermesinden sonra memur olmalarına engel bulunmamaktadır. Ancak, şunu da belirtmek gerekir ki idarelerin geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır.

kamil k

tesekkur ettım yusuf bey . bu sıcıl kaydı yada arsiv kaydı nasıl sılınır o konuda da yardımcı olursanız sevınırım .