Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 16:40:24

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 547
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 420
Total: 420

Tecavüz neticesinde doğan çocuk evlatlık verilirken babanın da rızası aranır mı?

Başlatan şimalyıldızı, 22 Mart 2010, 23:33:00

« önceki - sonraki »

şimalyıldızı

Slm
Sizlere bir sorum olaçaktı

16 yaşında iken 40 yaşında biri tarafından kaçırılarak 5,5 ay gibi bir süre bir odaya hapis edilip hamile bırakılan kız çocugu  5,5 ay sonra ailesinin yanına gönderilmiş,  Hamillik evresinin ileri safada olmasından dolayı  çocugunu doğurduktan sonra kendi yaşı küçük oldugundan dolayı kendi  babasının annesinin ve annenesinin  mahkeme kanalıyla evlatlık verilmesi içini rızası alınmış. ancak biyolojik baba küçük yaştaki  mağdüreye tecavüz ve bir kaç değişik suçtanda aranmakta mağdure ve mağdurenin ailesi tecavüz sonucu düyaya gelen çocugu yurda teslim etmiş. Çocuk evlat edinme aşamasına gelinmiş  tecavüzçü şahıs yakalanmış ağır cezada yargılaması devam etmekteyken  BU ŞAHSINDA   doğan çocugu evlatlık verilmesi  için RIZASININ ALINMA şartı varmıdır.


vereçeğiniz cevap için şimdiden teşekür ederim

Avukat

Selamlar, hoşgeldiniz.

Türk Medeni Kanunu'nun konuyla ilgili maddeleri aynen şu şekildedir:

MADDE 309.- Evlât edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir.
Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilir.
Verilen rıza, evlât edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlât edinenler henüz belirlenmemiş olsa dahi geçerlidir.

MADDE 311.- Aşağıdaki hâllerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz:
l. Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa,
2. Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine  getirmiyorsa.

MADDE 312.- Küçük, gelecekte evlât edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlât edinenin veya evlât edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir.
Diğer hâllerde,  bu konudaki karar evlât edinme işlemleri sırasında verilir.
Ana ve babadan birinin küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmemesi sebebiyle rızasının aranmaması hâlinde, bu konudaki karar kendisine yazılı olarak bildirilir.

MADDE 315.- Evlât edinme kararı, evlât edinenin oturma yeri; birlikte evlât edinmede eşlerden birinin oturma yeri mahkemesince verilir. Mahkeme kararıyla birlikte evlâtlık ilişkisi kurulmuş olur.
Evlât edinme başvurusundan sonra evlât edinenin ölümü veya ayırt etme gücünü kaybetmesi, diğer koşullar bundan etkilenmediği takdirde evlât edinmeye engel olmaz.
Başvurudan sonra küçük ergin olursa, koşulları daha önceden yerine getirilmiş olmak kaydıyla küçüklerin evlât edinilmesine ilişkin hükümler uygulanır.

MADDE 316.- Evlât edinmeye, ancak esaslı sayılan  her türlü durum ve  koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlât edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir.
Araştırmada özellikle evlât edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlât edinenin eğitme yeteneği, evlât edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir.
Evlât edinenin altsoyu varsa, onların evlât edinme ile ilgili tavır ve düşünceleri de değerlendirilir.


Türk Ceza Kanunu'nda da  konuyla ilgili şöyle bir madde bulunmaktadır:

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
MADDE 53. - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
(...)
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
(...) Yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.
(...)


Yargıtay'ın konuyla ilgili emsal kararlarından ikisine yer vermek de faydalı olacaktır:

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi

E:2008/11251
K:2009/16259
T:30.09.2009

Evlat Edinme
Ana ve Babanın Rızası

Özet
Küçüğün  evlat edinilmesinde  ana ve babasının rızasının varlığı asıldır.

4721 s. Yasa m. 306,309,311

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, evli olan davacıların, 30.11.1998 doğumlu küçüğü birlikte evlat edinmeleri isteğine ilişkindir (TMK m. 306/1). Evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir (TMK m. 309/1). Bu yasal hüküm uyarınca küçüğün evlat edinilmesinde ana ve babasının rızasının varlığı asıldır. Hangi hallerde ana ve babadan birinin rızasının aranmayacağı Türk Medeni Kanunu'nun 311. maddesinde gösterilmiştir. Bu haller bulunmadıkça ana ve babanın rızası hilafına evlat edinmeye karar verilemez. Küçüğün ana ve babası, çocuklarının davacılar tarafından evlat edinilmesine rızalarının bulunmadığını duruşmada açıkça ifade etmişlerdir. Davacılar tarafından, evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmamasına ilişkin davadan önce alınmış bir karar bulunmadığı gibi, dava sırasında da mahkemece bu yönde alınmış bir karar ve ana ve babanın küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmediklerine ilişkin bir delil ve olgu da bulunmamaktadır. O halde, davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi

E:2005/15133
K:2005/18087
T:22.12.2005

4721 s. Yasa m. 309,311,312

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği gorüşülüp düşünüldü:
KARAR : Türk Medeni Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca evlat edinme, kücüğün anne ve babasının rızasını gerektirir. Rızanın aranmamasına ilişkin koşullar Turk Medeni Kanunu'nun 311. maddesinde belirtilmiş olup, 312. madde gereği olarak da, mahkemece rızanın aranmamasına karar verilmesi halinde, bu karar rızanın aranmamasına karar verilene yazılı olarak bildirilir.
Toplanan delillerden davalı annenin rızasının alınmadığı ve rızasının aranmaması yolunda bir karar da verilmediği anlaşıldığından yasal koşullara uygun düşmeyen hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ :
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle toplanan delillere göre Türk Medeni Kanunu'nun 311/2. maddesi koşullarının da gerçekleşmiş bulunmasına göre hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına iştirak edilmemiştir.
Üye
Hakkı Dinç
Üye
Necdet Gürbüztürk

Yukarıda yer alan kanun maddelerini ve Yargıtay Kararlarını okumanıza rağmen hala zihninizde bazı sorular cevapsız kaldıysa lütfen yazın, o noktada da yardımcı olmaya çalışırım. Bahsettiğiniz feci olayları yaşamış olan kızımıza da geçmiş olsun diyorum. İnşallah bundan sonraki hayatında yüzü sürekli güler, bahtı açık olur. Bebek için de en hayırlısı neyse o olur inşallah...

şimalyıldızı

Slm
Sn Avukat Yusuf KAÇAR

İlgi ve alakanızdan dolayı teşekür ederim . Ayrıca teminizi icinde tekrar teşekür ederim.

Türk Medeni Kanunun 311. maddesinin 2 fıkrasına göre 2. Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine  getirmiyorsa.

madde 312 ikinci fıkrası
Diğer hâllerde,  bu konudaki karar evlât edinme işlemleri sırasında verilir.
Ana ve babadan birinin küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmemesi sebebiyle rızasının aranmaması hâlinde, bu konudaki karar kendisine yazılı olarak bildirilir.

Türk cevaz Kunununa göre Madde 53
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
MADDE 53. - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
(...)
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
(...) Yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.
(...)



benim bu maddelerden anladığım şuan küçük yaşta mağdureyi tecavüz suçundan ağır cezada yarğılanmakta olan babanın doğan çocuk üzerinde evlatlık verme konusunda RIZASININ aranmıyaçagı yönünde olarak anladım. Bu durumda çocuk için mağdurenin yaşı küçük olduğundan dolayı madurenin annesini babasının annennesi ve babannesinin hep birlikte vermiş olduğu Rıza yeterli olarak gözüküyor


ilgi ve alakanızdan dolayı tekrar teşekür eder başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim...


Avukat

Alıntı YapBu durumda çocuk için mağdurenin yaşı küçük olduğundan dolayı mağdurenin annesini babasının annennesi ve babannesinin hep birlikte vermiş olduğu Rıza yeterli olarak gözüküyor

Türk Medeni Kanunu'nun 16. maddesi şu şekildedir:

MADDE 16.- Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir.

Evlatlık verme işlemi, işlemin doğası gereği kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak niteliğinde olduğundan, burada temyiz kudretine sahip küçüğün adına küçüğün ebeveyni velayet hakkına dayanarak rıza beyanında bulunamaz; evlatlık verme işleminin hukuken geçerli olabilmesi için mutlaka ve sadece küçüğün rızasının alınması gerekir. Küçük razı olmadığı sürece küçüğün ebeveyninin rızası olması hukuken küçüğü bağlamayacaktır. Özetle, ebeveynin rızasına istinaden evlat edinme işlemi gerçekleştirilemez.

Alıntı Yapbenim bu maddelerden anladığım şuan küçük yaşta mağdureyi tecavüz suçundan ağır cezada yarğılanmakta olan babanın doğan çocuk üzerinde evlatlık verme konusunda RIZASININ aranmıyaçagı yönünde olarak anladım.

Türk Medeni Kanunu'nun 311. maddesi gereğince somut olayın özellikleri dikkate alındığında babanın rızasının alınmasının gerekli olmadığı sonucuna varılacaktır. Ancak bu durum kendiliğinden gerçekleşmez; her hal-u karda bir mahkeme kararı gerekir ve bu mahkeme kararının biyolojik babaya tebliğ edilmesi de yasal bir zorunluluktur.

şimalyıldızı

Sn. Av. Yusuf Kaçar

Vermiş olduğunuz bilgilerden dolayı teşekür eder başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim.