Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 17:05:19

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 547
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 469
Total: 469

toki ile uzlaşma

Başlatan ahmetyil, 08 Nisan 2013, 11:06:10

« önceki - sonraki »

ahmetyil

merhaba,
1968 yılında iki ortaklı bir arazide istimlak yapılmış, kişilerin rızası alınmış. ancak daha sonra istimlak karşılığı ödenecek paralarından hiçbir haber alamıyorlar. kişiler bilinçli eğitimli değiller bu yüzden hiçbir itiraz etmemişler. ve onlar öldükten çok sonra tapu tekrar elimize geçiyor. kısa bir araştırmadan sonra anlaşılıyor ki bankada devlet kişiler adına o dönemde parayı koymuş fakat banka bizim tahminimize göre kişilere tebligat ulaştırmamış. daha sonra zaman aşımına uğrayan para devlete dönmüş.
gelelim asıl meseleye,burada bugün muhatap idare yani toki olacağına göre,toki'nin mahkeme yoluna gitmeksizin uzlaşma sağladığı emsaller var mıdır?
ayrıca kağıt üzerinde görülen 1968 yılında bankadaki meblağın bugünkü değerinin hesaplanması nasıl olacak?
teşekkürler,

Avukat

Alıntı Yapve onlar öldükten çok sonra tapu tekrar elimize geçiyor.

Tapu nasıl tekrar elinize geçti, bu kısmı yazmamışsınız?

Alıntı Yapburada bugün muhatap idare yani toki olacağına göre,toki'nin mahkeme yoluna gitmeksizin uzlaşma sağladığı emsaller var mıdır?
ayrıca kağıt üzerinde görülen 1968 yılında bankadaki meblağın bugünkü değerinin hesaplanması nasıl olacak?

Toplu Konut Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasına göre (tam metni aşağıdadır) TOKİ, iskân projelerinin gerçekleştirilmesi için kamulaştırma yapabilir. Konuyla ilgili Kamulaştırma Kanunu'nda yer alan hükümler aşağıya çıkartılmıştır. Sorularınızın cevapları burada. Kolay gelsin...



   TOPLU KONUT KANUNU

   İskan sahalarının tespiti, kamulaştırma ve kadastro:
   Madde 4 –(Değişik: 5/5/2004 – 5162/2 md.)
   (Değişik birinci fıkra: 24/7/2008-5793/7 md.) Başkanlık, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerde veya valiliklerce toplu konut iskan sahası olarak belirlenen alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde her tür ve ölçekteki planlar ile imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkilidir. Bu planlar; büyükşehir belediye sınırları içerisinde kalan alanlar için büyükşehir belediye meclisi tarafından, il ve ilçe belediye sınırları ile mücavir alanları içerisinde kalan alanlar için ilgili belediye meclisleri tarafından, beldelerde ve diğer yerlerde ilgili valilik tarafından, planların belediyelere veya valiliğe intikal ettiği tarihten itibaren üç ay içerisinde aynen veya değiştirilerek onaylanır. Belediyeler ve valilik tarafından üç ay içerisinde onaylanmayan planlar Başkanlık tarafından re'sen onaylanır. Belediyeler, valilik veya Başkanlık tarafından onaylanan bu planlar; askı, ilan ve itiraza dair kararlar da dahil olmak üzere 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre belediyeler ve ilgili kamu kurumları tarafından yapılacak tüm işlemler Başkanlık tarafından re'sen yapılmak suretiyle yürürlüğe konur.
   Başkanlık kanundaki görevleri çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve bunların içerisinde veya üzerinde bulunan her türlü eklenti ve yapıları kamulaştırmaya yetkilidir. Başkanlık tarafından yapılacak kamulaştırmalar, 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır.

KAMULAŞTIRMA KANUNU

    Kamulaştırma şartları
    Madde 3 – İdareler, kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya aşağıda belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilirler.
   Bakanlar Kurulunca kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, bir gerçek veya özel hukuk tüzelkişisine ödenecek kamulaştırma bedelinin o yıl Genel Bütçe Kanununda gösterilen miktarı, nakden ve peşin olarak ödenir. Bu miktar, kamulaştırma bedelinin altıda birinden az olamaz. Bu miktarın üstünde olan kamulaştırma bedelleri, peşin ödeme miktarından az olmamak ve en fazla beş yıl içinde faiziyle birlikte ödenmek üzere eşit taksitlere bağlanır. Taksitlere, peşin ödeme gününü takip eden günden itibaren, Devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz haddi uygulanır.
   Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanların bedeli, her halde peşin ödenir.
   (Ek : 24/4/2001 - 4650/1 md.) İdarelerce yeterli ödenek temin edilmeden kamulaştırma işlemlerine başlanılamaz.

   Kamulaştırmada önce yapılacak işlemler ve idari şerh
    Madde 7 – Kamulaştırmayı yapacak idare, kamulaştırma veya kamulaştırma yolu ile üzerinde irtifak hakkı kurulacak taşınmaz malların veya kaynakların sınırını, yüzölçümünü ve cinsini gösterir ölçekli planını yapar veya yaptırır; kamulaştırılan taşınmaz malın sahiplerini, tapu kaydı yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini, tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden veya ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile belgelere bağlamak suretiyle tespit ettirir.
   İlgili vergi dairesi idarenin isteği üzerine taşınmaz mal ve kaynakların vergi beyan ve değerlerini, vergi beyanı bulunmadığı hallerde beyan yerine geçecek takdir edilecek değeri en geç bir ay içerisinde verir.
   İdare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini kamulaştırmaya konu taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir. Bildirim tarihinden itibaren malik değiştiği takdirde, mülkiyette veya mülkiyetten gayri ayni haklarda meydana gelecek değişiklikleri tapu idaresi kamulaştırmayı yapan idareye bildirmek zorundadır. (Değişik cümle: 24/4/2001 - 4650/2 md.) İdare tarafından, şerh tarihinden itibaren altı ay içinde 10 uncu maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespitiyle idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde, bu şerh tapu idaresince resen sicilden silinir.

   Satın alma usulü
    Madde 8 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/3 md.)
   İdarelerin, bu Kanuna göre, tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar hakkında yapacağı kamulaştırmalarda satın alma usulünü öncelikle uygulamaları esastır.
   Kamulaştırma kararının alınmasından sonra kamulaştırmayı yapacak idare, bu Kanunun 11 inci maddesindeki esaslara göre ve konuyla ilgili uzman kişi, kurum veya kuruluşlardan da rapor alarak, gerektiğinde Sanayi ve Ticaret Odalarından ve mahalli emlak alım satım bürolarından alacağı bilgilerden de faydalanarak taşınmaz malın tahmini bedelini tepit etmek üzere kendi bünyesi içinden en az üç kişiden teşekkül eden bir veya birden fazla kıymet takdir komisyonunu görevlendirir.
   Ayrıca idare, tahmin edilen bedel üzerinden pazarlıkla satın alma ve trampa işlemlerini yürütmek ve sonuçlandırmak üzere kendi bünyesi içinden en az üç kişiden teşekkül eden bir veya birden fazla uzlaşma komisyonunu görevlendirir.
   İdare, kıymet takdir komisyonunca tespit edilen tahmini bedeli belirtmeksizin, kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz mal, kaynak veya bunların üzerindeki irtifak haklarının bedelinin peşin veya bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılıyor ise, bu fıkradaki usullere göre taksitle ödenmesi suretiyle ve pazarlıkla satın almak veya idareye ait bir başka taşınmaz malla trampa yoluyla devralmak istediğini resmi taahhütlü bir yazıyla malike bildirir.
   Malik veya yetkili temsilcisi tarafından, bu yazının tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde, kamulaştırmaya konu taşınmaz malı pazarlıkla ve anlaşarak satmak veya trampa isteği ile birlikte idareye başvurulması halinde; komisyonca tayin edilen tarihte pazarlık görüşmeleri yapılır, tespit edilen tahmini değeri geçmemek üzere bedelde veya trampada anlaşmaya varılması halinde, yapılan bu anlaşmaya ilişkin bir tutanak düzenlenir ve anlaşma konusu taşınmaz malın tüm hukuki ve fiili vasıfları ile kamulaştırma bedelini içeren tutanak malik veya yetkili temsilcisi ve komisyon üyeleri tarafından imzalanır.
   İdarece, anlaşma tutanağının tanzim tarihinden itibaren en geç kırkbeş gün içinde, tutanakta belirtilen bedel ödenmeye hazır hale getirilerek, bu durum malike veya yetkili temsilcisine yazıyla bildirilerek tapuda belirtilen günde idare adına tapuda ferağ vermesi istenilir. Malik veya yetkili temsilcisi tarafından idare adına tapuda ferağ verilmesi halinde, kamulaştırma bedeli kendilerine ödenir.
   Bu madde uyarınca satın alınan veya trampa edilen taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı, sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve bu şekilde yapılan kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamaz.
   Anlaşma olmaması veya ferağ verilmemesi halinde bu Kanunun 10 uncu maddesine göre işlem yapılır.

   Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili
    Madde 10 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/5 md.)
   Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare, 7 nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle 8 inci madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister.
   Mahkeme, idarenin başvuru tarihinden itibaren en geç otuz gün sonrası için belirlediği duruşma gününü, dava dilekçesi ve idare tarafından verilen belgelerin birer örneği de eklenerek taşınmaz malın malikine meşruhatlı davetiye ile veya idarece yapılan araştırmalar sonucunda adresleri bulunamayanlara, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28 inci maddesi gereğince ilan yoluyla tebligat suretiyle bildirerek duruşmaya katılmaya çağırır. Duruşma günü idareye de tebliğ olunur.
   Mahkemece malike doğrudan çıkarılacak meşruhatlı davetiyede veya ilan yolu ile yapılacak tebligatta;
   a)Kamulaştırılacak taşınmaz malın tapuda kayıtlı bulunduğu yer, mevkii, pafta, ada, parsel numarası, vasfı, yüzölçümü.
   b)Malik veya maliklerin ad ve soyadları,
   c) Kamulaştırmayı yapan idarenin adı,
   d) 14 üncü maddede öngörülen süre içerisinde, tebligat veya ilan tarihinden itibaren kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri,
   e) Açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceği,
   f) 14 üncü maddede öngörülen süre içerisinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği,
   g) Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına hangi bankaya yatırılacağı,
   h) Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerektiği,
   Belirtilir.
   Mahkemece, kamulaştırılacak taşınmaz malın bulunduğu yerde mahalli gazete çıkıyor ise, bu mahalli gazetelerden birisinde ve Türkiye genelinde yayımlanan gazetelerin birisinde kamulaştırmanın ve belgelerin özeti en az bir defa yayımlanır.
   Mahkemece belirlenen günde yapılacak duruşmada hakim, taşınmaz malın bedeli konusunda tarafları anlaşmaya davet eder. Tarafların bedelde anlaşması halinde hakim, taraflarca anlaşılan bu bedeli kamulaştırma bedeli olarak kabul eder ve sekizinci fıkrının ikinci ve devamı cümleleri uyarınca işlem yapar.
   Mahkemece yapılan duruşmada tarafların bedelde anlaşamamaları halinde hakim, en geç on gün içinde keşif ve otuz gün sonrası için de duruşma günü tayin ederek, 15 inci maddede sayılan bilirkişiler marifetiyle ve tüm ilgililerin huzurunda taşınmaz malın değerini tespit için mahallinde keşif yapar. Yapılacak keşifte, taşınmaz malın bulunduğu yerin bağlı olduğu köy veya mahalle muhtarının da hazır bulunması amacıyla, muhtara da davetiye çıkartılır ve keşifte hazır bulunması temin edilerek, muhtarın beyanı da alınır.
   Bilirkişiler, taraflar ve diğer ilgililerin beyanını da dikkate alarak, 11 inci maddedeki esaslar doğrultusunda taşınmaz malın değerini belirten raporlarını onbeş gün içinde mahkemeye verirler. Mahkeme bu raporu, duruşma günü beklenmeksizin taraflara tebliğ eder. Yapılacak duruşmaya hakim, taraflar veya vekillerini ve bilirkişileri çağırır. Bu duruşmada tarafların bilirkişi raporlarına varsa itirazları dinlenir ve bilirkişilerin bu itirazlara karşı beyanları alınır.
   Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerektiğinde hakim tarafından onbeş gün içinde sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hakim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir. Tarafların anlaştığı veya tarafların anlaşamaması halinde hakim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak veya kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise, ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10 uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir. İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda, ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır.
   Bu maddede öngörülen işlemler, mahkemenin davetine uymayanlar olduğu takdirde ilgilinin yokluğunda yapılır.
   Hak sahibinin tespit edilemediği durmlarda mahkemece, kamulaştırma bedelinin üçer aylık vadeli hesaba dönüştürülerek nemalandırılması amacıyla gerekli tedbirler alınır.
   Kamulaştırılması yapılan taşınmaz mal, tahsis edildiği kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verilir.
   Bu tescil ve terkin işlemi sırasında mal sahiplerinin bu taşınmaz mal nedeniyle vergi ilişiksi aranmaz. Ancak, tapu dairesi durumu ilgili vergi dairesine bildirir.
   14 üncü maddede belirtilen süre içinde, kamulaştırma işlemine karşı hak sahipleri tarafından idari yargıda iptal davası açılması ve idari yargı mahkemelerince de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde mahkemece, idari yargıda açılan dava bekletici mesele kabul edilerek bunun sonucuna göre işlem yapılır.
   Kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal veya maddi hatalara karşı adli mahkemelerde açılacak düzeltim davalarında hangi idareye husumet yöneltileceğinin davetiye ve ilanda açıkça belirtilmemiş veya yanlış gösterilmiş olması nedeniyle davada husumet yanlış yöneltilmiş ise, gerçek hasma tebligat yapılmak suretiyle davaya devam olunur.

   Kamulaştırma bedelinin tespiti esasları:
    Madde 11 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/6 md.)
   15 inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın;
   a)Cins ve nevini,
   b) Yüzölçümünü.
   c) Kıymetini ektileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini,
   d)Varsa vergi beyanını,
   e)Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini,
   f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini.
   g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini,
   h) Yapılarda, (...) resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını,
   ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri,
   Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler.
   Taşınmaz malın değerinin tespitinde, kamulaştırmayı gerektiren imar ve hizmet teşebbüsünün sebep olacağı değer artışları ile ilerisi için düşünülen kullanma şekillerine göre getireceği kâr dikkate alınmaz.
   Kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesisinde, bu kamulaştırma sebebiyle taşınmaz mal veya kaynakta meydana gelecek kıymet düşüklüğü gerekçeleriyle belirtilir. Bu kıymet düşüklüğü kamulaştırma bedelidir.

   Dava hakkı
    Madde 14 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/7 md.)
   Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından 10 uncu madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir.
   İdari yargıda açılan davalar öncelikle görülür.
   İştirak halinde veya müşterek mülkiyette, paydaşların tek başına dava hakları vardır.
   İdare, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği günden itibaren otuz gün içinde maddi hatalara karşı adli yargıda düzeltim davası açabilir.
   İdare tarafından, bu Kanun hükümlerine göre tespit olunan malike ve zilyede karşı açılan davaların görülmesi sırasında, taşınmaz malın gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde, davaya bu gerçek malik, tapu malikinin daha önce öldüğü sabit olursa mirasçıları da dahil edilmek suretiyle devam olunur.
   Açılan davaların sonuçları dava açmayanları etkilemez.

ahmetyil

sayın kaçar,
mesajınız için teşekkür ederim.
tapunun tekrar nasıl elimize geçtiğini sormuşsunuz. şerikler barışık değiller,aralarında iletişim sağlayamıyoruz. tapu da şans eseri bir şerikle görüşmemiz esnasında ortaya çıktı ve araştırmaya başladık.
öncesinde başka bir avukatla yolumuza devam ediyorduk ancak yine şeriklerin iletişimsizliği yüzünden bir türlü ilerlemek mümkün olmadı.
avukat beyin araştırmasının neticesi bahsettiğim gibi oldu, ben de kanunu baştan sona okudum, dönemin emlakbankasında arsanın iki varisi adına ayrı iki hesapta para görünüyor. ayrıca bunlar ferağ da vermişler elbette. istimlak hakkıyla yapılmış gibi gözüküyor. fakat sorun bankada başlıyor,paranın bankada olduğuna dair bir tebligat gönderdiğini,veya paralarını aldıklarına dair bir makbuz ibraz edemedi yazışmalarda idare.zaten yüksek meblağ bir para, almış olsalar varislerin fakirlik içinde ölmesine imkan yok. avukat dava açılarak bu işin devamının getirilmesi gerektiğini düşünüyor,ben de.fakat şu an şeriklerin husumeti sebebiyle avukatla da iletişimimiz engellendi sayılır.
anlayacağınız şerikler ikiye bölündüler:bir tarafta ben bu işin davaya götürülmesi gerektiğini söylüyorum,çoğunluk toki'yle uzlaşma sağlayacaklarını iddia ediyor,dediklerine göre başka avukatlarla görüşmüşler ve meselenin davaya esas oluşturmadığını tokiyle uzlaşma sağlanabileceğini söylemiş.
kanunu okuyunca davasız bu işin hiç olmayacağını anladım,sizin görüşünüz bu doğrultuda mı? kanunda belirtilmese de,diğer şeriklerin iddia ettiği gibi toki'yle bugün uzlaşma diye bir teamül olabilir mi? eğer böyleyse emsaller olmalı diye düşünüyorum....
eğer bu hususta bildiğiniz emsaller varsa söyler misiniz?
benim için önemini dikkate aldığınızı sanıyorum,iyi çalışmalar.

Avukat

Alıntı yapılan: ahmetyil - 13 Nisan 2013, 01:32:17
şerikler barışık değiller,aralarında iletişim sağlayamıyoruz. tapu da şans eseri bir şerikle görüşmemiz esnasında ortaya çıktı ve araştırmaya başladık.
öncesinde başka bir avukatla yolumuza devam ediyorduk ancak yine şeriklerin iletişimsizliği yüzünden bir türlü ilerlemek mümkün olmadı.
avukat beyin araştırmasının neticesi bahsettiğim gibi oldu, ben de kanunu baştan sona okudum, dönemin emlakbankasında arsanın iki varisi adına ayrı iki hesapta para görünüyor. ayrıca bunlar ferağ da vermişler elbette. istimlak hakkıyla yapılmış gibi gözüküyor. fakat sorun bankada başlıyor,paranın bankada olduğuna dair bir tebligat gönderdiğini,veya paralarını aldıklarına dair bir makbuz ibraz edemedi yazışmalarda idare.zaten yüksek meblağ bir para, almış olsalar varislerin fakirlik içinde ölmesine imkan yok. avukat dava açılarak bu işin devamının getirilmesi gerektiğini düşünüyor,ben de.fakat şu an şeriklerin husumeti sebebiyle avukatla da iletişimimiz engellendi sayılır.
anlayacağınız şerikler ikiye bölündüler:bir tarafta ben bu işin davaya götürülmesi gerektiğini söylüyorum,çoğunluk toki'yle uzlaşma sağlayacaklarını iddia ediyor,dediklerine göre başka avukatlarla görüşmüşler ve meselenin davaya esas oluşturmadığını tokiyle uzlaşma sağlanabileceğini söylemiş.
kanunu okuyunca davasız bu işin hiç olmayacağını anladım,sizin görüşünüz bu doğrultuda mı? kanunda belirtilmese de,diğer şeriklerin iddia ettiği gibi toki'yle bugün uzlaşma diye bir teamül olabilir mi? eğer böyleyse emsaller olmalı diye düşünüyorum....
eğer bu hususta bildiğiniz emsaller varsa söyler misiniz?

Meseleyi tam olarak anlayamadım. Tapuda ferağ verilmişse, doğal olarak taşınmaz da idare adına kaydedilmiştir. İdare adına tescil edilen bir taşınmazın tapusu nasıl oldu da yeniden elinize geçti, anlayamadım. 1968'de bankaya hissedarlar adına yatırılmış olan paranın zamanaşımına uğraması ve zamanaşımına uğrayan bu mevduatın yeniden devlete intikal etmesi, taşınmaz mülkiyetinin de gerisin geriye hissedarlara dönüşünü sağlamaz zira.

ahmetyil

Meseleyi tam olarak anlayamadım. Tapuda ferağ verilmişse, doğal olarak taşınmaz da idare adına kaydedilmiştir. İdare adına tescil edilen bir taşınmazın tapusu nasıl oldu da yeniden elinize geçti, anlayamadım.

dedemizin bu yerinden hiçbirimizin haberi yoktu. dediğim gibi bu yer çoktan istimlak edilmiş ancak tapusu bir akrabamızın elinde duruyordu. biz de bu tapuyu görünce önce kendi başımıza tapu kadastrodan sorduk soruştuk ,orada geçiştirilince bir avukata danışma kararı aldık. o da araştırması neticesinde önceki mesajda belirttiklerime ulaştı.

1968'de bankaya hissedarlar adına yatırılmış olan paranın zamanaşımına uğraması ve zamanaşımına uğrayan bu mevduatın yeniden devlete intikal etmesi, taşınmaz mülkiyetinin de gerisin geriye hissedarlara dönüşünü sağlamaz zira.

yerin bize dönmesinden söz etmiyorum, öncesinde avukattan dinlediğimize göre o zaman bankaya yatan paranın hissedarlara tebliğ edilmesi gerekir ama tebliğ edilmemiş ,bankadan para da çekilmemiş zaten. dolayısıyla bu dava konusu olur denmişti..
(niçin dava açamadığımıza gelince) diğer hissedarlara birileri toki'yle uzlaşma diye bir şey var demiş ona inanmışlar,ben de böyle bir şey olamaz diye düşünüyorum. durum bundan ibaret...