Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

22 Kasım 2024, 11:06:40

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,886
  • Toplam Konu: 4,420
  • Online today: 403
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 382
Total: 382

Yardınızı rica ediyorum. Çalıştıgım dükanda darpa uğradım.

Başlatan ysrbk, 11 Ağustos 2011, 04:05:29

« önceki - sonraki »

ysrbk

Merhabalar. Zamanınızı aldığım için özür dilerim. Size bir dava danışmak istedim. İlgilenirseniz sonsuz teşekkürler.

Bir Avea bayisinde hat satış elamanı olarak çalışmaktayım. Geçen ayın hat satış primlerini allamadığım  için satış danışmanımın müdürünü aradım. Ve primlerin ne zaman ödeneceğini sordum. O da konuyla ilgili olarak haberinin olduğunu en kısa sürede ödeme yapacaklarını şölendi.

           Ardından çalıştım firmaya hat satış elamanı firmanın sabit telefonu aradı ve beni döveceği hakkında tehdit etti. Aradan 10 dakika  sonra Avea aracıyla  geldi. Ve beni darp etti savunmasız kaldım kendisi yaşça benden büyük. Şahsıma aileme küfür etti ve de tehdit etti. Üzerinde Avea tişörtüyle beni darp etti. Bununla ilgili olarak kendisinden polis çağırarak şikâyetçi oldum. Çalıştım firmada şikâyetçi olacak. gerekli darp raporlarımı aldım. beni döven şahsına vurmama rağmen kendisinde darp raporu aldı. Ve de şikâyetçi olduk. Bununla ilgili olarak ne yapmam gerek mahkemede nasıl bir yol izlemem gerek. Bölgedeki Avea dağıtımını yapan firma hakkında da şikâyetçi olabilir miyim? Birde Avea'dan şikâyetçi olmak istiyorum bu mümkün müdür? Şikayetlerimi kanunen nasıl dile getirmem gerekir.

                                                                                            Yardımcı olduğunuz için teşekkürler
                                                                                                   
                                                                                                           Saygılarımla

Avukat

Merhabalar. Öncelikle geçmiş olsun.

Alıntı YapBölgedeki Avea dağıtımını yapan firma hakkında da şikâyetçi olabilir miyim? Birde Avea'dan şikâyetçi olmak istiyorum bu mümkün müdür?

Şikayetçi olmaktan kastınız tazminat davası açmak ise, illiyet bağı yönünden konu biraz tartışmalı olmakla birlikte bölgedeki Avea dağıtımını yapan firma hakkında böyle bir dava açma yoluna gidebilirsiniz. Aşağıda buna dair emsal Yargıtay Kararları bulunuyor. Ancak bu konu her yönden detaylı bir inceleme/araştırma yapılmasını gerektirir ve bu da ancak profesyonel yardım ile mümkün olabilir. Bu sebeple haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz ve herhangi bir hak kaybına maruz kalmamanız için bir avukatla anlaşmanızı ve avukatınızın yönlendirmeleri istikametinde hareket etmenizi tavsiye ediyorum. Kolay gelsin...


T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E: 2000/2062
K: 2000/4389
T: 4.5.2000

Yerel mahkemede yapılan yargılama sonunda; istihdam eden davalının, zararlandırıcı eylemde bulunan dava dışı işçinin gerek eğitilmesinde ve gerek gözetiminde gerekli özenin gösterildiğini, bu eylemin işçinin yapması gerekenş dolayısıyla meydana gelmediğini; sorumluluğun tamamen özel amaçla hareket
eden dava dışı işçide olduğunu ve bu nedenlerle adam kullanan davalının sorumlu olamayacağı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Dava, adam çalıştıran sıfatıyla BK. 55. maddeleri uyarınca davalı şirket hakkında açılmıştır.

Kusur aranmayan haksız fiil sorumluluğunda adam çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için; zararın, çalışanın hukuka aykırı eyleminden doğması ve zarar ile çalışanın eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Bu koşulların varlığı halinde çalıştıranın kendisine yükletilmiş olan özen gösterme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve zararın bu yüzden meydana geldiği kabul edilmektedir. Bu sorumluluk karinesinin çürütülmesi için yasa koyucu adam çalıştıranlar için kurtuluş beyyinesi hakkını tanımıştır.

Adam çalıştıran, çalışanın seçiminde, talimat vermede ve denetlemede gerekli özeni gösterdiğini kanıtlaması halinde sorumluluktan kurtulur.

Bu bağlamda olmak üzere somut olayın irdelemesine gelince; Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, olay tarihinde davalıya ait işyerinde çalışan dava dışı işçinin daha önce çalıştığı yerde bir yabancı uyruklu turist kadının ırzına geçmesi nedeniyle bu işinden ayrılmak zorunda kaldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar zararlandırıcı eylemde bulunan dava dışı işçinin davalıya ait otelde işe girerken, ırza geçme olayını gizlemiş ise de; yeni işe girerken ayrıldığı işyerinden aldığı sigorta numarasını kullandığından buradan hareketle ayrıldığı işyerinden bu işçinin genel davranış biçimi hakkında gerekli bilgi alınması olanağı mevcut iken buna itibar edilmediği ve bu suretle adam çalıştıran davalının gerekli özeni göstermediği anlaşılmaktadır .

Çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için zarar verici eylem ile çalıştıranın görülen işi arasında fonksiyonel bağlılık bulunması yeterlidir. Ayrıca, yerel mahkeme kararında belirtildiği gibi, işçinin yapması gereken iş dolayısıyla giriştiği bir faaliyetin sonunda zarar oluşması gibi özel bir durumun varlığı aranmaz.

Yukarıdan beri açıklanan nedenlerden ötürü, davalıya ait otelde güvenlik görevlisi olarak çalışan dava dışı işçinin ayni otelde turist rehberi olarak kalan davacının zorla ırzına geçmekten ötürü ceza mahkemesinin kesinleşen kararı ile mahkum olan ve bu suretle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunan işçinin bu eylemi nedeniyle BK. 55. maddesi uyarınca tarafların sosyo ekonomik durumları da gözönünde tutularak davacı yararına takdir edilecek miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.



T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 1993/8957
K. 1993/9031
T. 28.12.1993

818/m.55

DAVA : Davacı İsmail ile davalı ; 1- Tütün, Tütün Mamülleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili, 2-Cemal vs. arasında görülen alacak davası hakkında, ( İstanbul Birinci Asliye Ticaret Mahkemesi )nden verilen 15.10.1990 gün ve 3538-4117 sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 17.6.1992 gün ve 2158-2718 sayılı ilamına karşı davalılardan Tütün Mamulleri Genel Müdürlüğü vekilince, karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla; dosya incelendi, gereği konuşuldu:

KARAR : Olayda, davacı petrol istasyonu elemanlarıyla davalı ve karşı davacı Tekel Müdürlüğü şoförü aralarında anlaşarak, yönetim araçlarının motorin gereksinmesini davacı istasyonundan sağladıkları sırada, akaryakıt alınmadığı halde alınmış gibi sahte tesellüm ve kredi senedi düzenledikleri bu yüzden işçilerin Ceza Mahkemesinde hüküm giydiği anlaşılmıştır.

Mahkemece, veresiye mal satışlarında kontrolün satış yerinde olmayıp malı teslim alan kişi tarafından yapıldığı, bunun titizlikle yapılmadığında sorumluluğun davalı yönetime ait olduğu, fişlerdeki imzanın gerçek olup olmadığının davacı yanca denetiminin olanaksız bulunduğu belirtilip sahte fiş bedellerinin gerçek satışa ilaveten davacı kasasına girmediğine yönelik bilirkişi raporuna dayanarak istasyon sahibi davacının alacağının alınmasına, karşılık davacı Tekel Yönetiminin borçlu olmadığının saptanması davasının reddine karar verilmiştir.

Davalı ve karşılık davacının temyizi üzerine Dairemizce karar onanmıştır.

Davalı ve karşılık davacı, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

BY.nın 55. maddesinde anlamını bulan adam çalıştıranın, çalıştırdığı işçilerin eyleminden sorumlu tutulması ilkesi, kendi yararı için başkasını çalıştıran kimsenin bu işin yerine getirilmesinden meydana gelecek zarar tehlikesini üzerine alması, esasına dayanır. Adam çalıştıran; işçilerin seçiminde, çalışırken başkalarına zarar vermemesi için denetimde, işin örgütlenmesinde, esaslı ve doğru kuralların konulmasında, sürekli gözetim altında tutulmasında gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle yardımcısının verdiği zarardan sorumludur:

Somut olay, yanların çalıştırdıkları adamların Ceza Mahkemesinde, bu davaya esas olan olay nedeniyle hüküm giymiş bulunmaları, kullandıkları adamların kendilerine verilen işi yapması dolayısıyle olaya yol açtığını göstermektedir. Böylece zararlandırıcı eylemle hizmet arasında erek ve görev yönünden sıkı bir bağ olduğu, görülen işin adam kullananın buyruğu ve gözetimi altında yapılmış olması, olayda BY.nın 55. maddesi uygulanmasını gerektirmektedir. Davacı böyle bir zararın vukuu bulmaması için seçmede, buyurmada, gözetim ve denetlemede gerekli özeni göstermiş olsa bile zararın oluşmasına engel olunamayacağını kanıtlamakla yükümlüdür.

Bu nedenle, konuyla ilgili ceza mahkemesi dosyası getirilip, yanların sundukları kanıt listelerinde bildirilen kanıtlar da toplanarak yeniden oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla, davaya dayanak tutulan belgelerin ne kadarının sahte olduğunun defter ve işletme kayıtlarıyla saptanma olanağı bulunup bulunmadığı kayıtlara işlenme durumu araştırılarak sonuçta tüm kanıtlar gözönünde tutularak davalının sorumlu tutulması gerekli bir zarar olup olmadığı, diğer bir anlatımla, tarafların müterafik kusurlu tutulmalarının gerekip gerekmediği, varsa müterafik kusur oranlarının tesbiti gerektiği yönünden bilirkişi raporu alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir. Bu yönler kararın bozulmasını gerektirdiği halde, her nasılsa Dairemizce onandığı anlaşıldığından davalı yanın karar düzeltme isteminin kabulü uygun görülmüştür.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ve karşılık davacı vekilinin karar düzeltilmesi isteminin kabulüyle Dairemizin 17.6.1992 gün ve 92/2158-2718 sayılı onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının ( BOZULMASINA ), önce alınan onama harcı ile red karar harçlarının istek halinde iadesine, 28.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Keza Yargıtay 4. Hukuk Daresi'nin 20.11.1984 T.li , 8597 K./7770 E. Sayılı Kararında aynen şu ifadeler kullanılmıştır: "BK 55 Sorumluluğunun önemli koşullarından birisi de çalıştırılan kişinin zararlı eylemi ile hizmetin yürütülmesi arasında sıkı bir ilginin varlığıdır, böyle bir ilişki yoksa istihdam eden mesul olmayacaktır. Ancak bu ilke uygulanırken madde hükmünün gayesinin çalıştırılanın yerinde olmayan, zarar verici eylemleri dolayısıyla istihdam edeni sorumlu kılmak olduğu da gözden uzak tutulmamalıdır." (Karar için "KARAHASAN, Tazminat Hukuku, Tazminat Davaları ve Yargılama Usulü, Beta., 6. Bası, 2003, Sy.931 vd)